"Ürün geliştirmede diğer oyun firmaları gibi yazılımcı bulamıyoruz, yani zaten az bulunan/kapışalan iyi yazılımcılar türkiyede iş yapmak istemiyor, gelmiyor" tarzı bir özet çıkardım, durum bu sanırım.
Her şey birbirleriyle bağlantılı evet ayrıca gözden kaçmamalı;, yurtdışı politik odakların hepsinin türkiyeyi refaha-çekici bir seviyeye taşıtacak düzgün kararları alması da gerekiyor. Yani yalnızca türkiyede yönetime kim gelirse gelsin, ülkesini & evrensel değerleri gözetmesi yetmez; adil paylaşım ve evrensel değerlere yaklaşabilmesi konusunda yurtdışı politik odakların türkiyeyi de dinlemesi, sorunları çözmek için yapıcı çalışmalara yardımcı olması gerekiyor..
Mesela Kıbrıs, mavi vatan gibi konularda, "herkes otursun adil paylaşın, herkes kazansın, çatışacak bir durum yok, yardımcı olalım, adilce bu sorun çözülsün" deniyor ve yardımcı olunuyor mu ivedilikle? Bence hayır.
Yahut, gerçekten o yurtdışı ülkelerinin kendilerinde yapılsa asla affetmeyecekleri bazı terör eylemlerini/terorüst düşünce ve söylemleri savunanlara karsı türkiyeye tam destek veriliyor mu? Bence hayır.
Yahut evrensel-tartışılmaz değerleri benimseme/geliştirme/uygulamada türkiyeye ekonomik olarak tam destek veriliyor mu?Bence gene hayır.
Ortada sadece türkiye de yok. Tüm dünyada ülkelerin genel evrensel değerlere yaklaşması, onları gelişltirmesi konusunda ikiyüzlü olmayan bir yaklaşım lazım, batı tarafından. Sadece türkiye düzelmeli tarzı bir yaklaşım sorunlara iyi çözüm getirmez. İki taraflı olarak hakkaniyetli, herkesi gözeten çözümler lazım. Bu anlayış iki tarafta da benimsenmiş olmalı ve söylemde de eylemde de görülmeli.
Birbirleriyle bağlantılı her şeyin iyileşebilmesi için, herkesin bu şekilde iyiyi isteyip adil-hakkaniyetli çözümleri tartışıp bunun için yardımcı olması gerekiyor.
Durum iki taraflı ve birbiriyle bağlantılı. Mesela asrın lideri olmayan(popilist söylemleri-edebiyatı sevmem, hem muhalefette sevmem hem iktidarda), ama türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanı olan cumhurbaşkanımız ; avrupa birliğidir yerimiz, dedi. Tabiki her türlü haklı değerlerimizden vazgeçilmeyerek ama adil paylaşım konusunda adil ve tabii tavizler gündeme gelirse de değerlendirebilecek şekilde; önemli sorunları AB ile çözmeyi bu sefer başarabilecek mi? Önce kendisinin tam olarak istemesi lazım, sonra da AB tarafının. AB bölünen bir türkiyeden ekmeğine kaymak sürme derdinde mi yoksa evrensel değerleri yayma, yaşatma derdinde mi tüm dünyada.. Buna karar vermeli.
Yok, ben kendi refahımı gözetirim, türkiyede diğer bazı ülkelerde yaptığım gibi çatışmaları körükler sonra istediğimi almaya bakarım denirse; batı tarafından.. Yahut, içeride yönetim her kimse; "Batı ne derse tamam" tarzını benimserse.. > Böyle refah, adalet, eğitim vs gelişmez. Kağıt üzerinde refaha ulaşır, güçlünün adaleti olur, çatışmalar ertelenir, daha kötüye götürecek bir bağımlılık olur.
Öte yandan, türkiyede hükümeti kimler oluşturursa oluştursun, hangi hükümet değerleri değil seçimi gözetirse, bu da ülkeye ve dünyaya bir iyilik getirmez.
Bence de yerimiz AB'dir(en azından özel statüde, ingiltere gibi), ama bunu iki tarafın da ciddi ciddi istemesi lazım, ki türkiye yazılımcı çekebilecek ferah bir ülke olsun.
(Ek yorumlar: Her şey birbiriyle baglantılı ve çok boyutlu. İyi değerlendirme için etraflıca inceleme lazım... Teror, mavi vatan vb birçok konuda AB kendi için ne yapardıysa Türkiyenin de kendi için onu yapmasında yardımcı olması da lazım. Sonuçta bugün kötü gördükleri hükümeti, kendi pompaladıkları hükümetleri bastırarak gümbür gümbür destekleyerek getiren de AB ve batıdır. Sorunların çözümü için kaymak arayışını bırakıp, değer üretmek/yaymak, herkesin oturup adilce anlaşmasını sağlamak gerek.. Ayrıca belirteyim ekonomik yaptırımlar ancak adil bir anlayışla kabul edilebilir ve olmalıdır da tüm ülkelerde kötü yönetimlere karşı. Ama şu an değer üretme ve yayma değil, sıkıp öldürüp kaymak yeme derdinde çoğunlukla yaptırım uygulanıyor dünyada ülkelere)