Dînî Tartışma

Users who are viewing this thread

Septiklerin görüşleriyle senin görüşlerin benziyor. Ben septiklerin görüşlerine katılmıyorum, o yüzden kendi düşüncelerimin doğruluğunu savunmam gerekecek. Konu dinden çıkıp felsefeye kayacak, gerek yok. Başka arkadaşlar ne düşünüyor, merak ediyorum.
 
Din derslerinde şeytandan, kıyametten bahsediyorlar küçücük çocuklara.
@Homerøs çocuklara küçük yaştan dini aşılamak güzel bir şey bana kalırsa, bana göre yani. Fakat öğretirken "Allah yakar" yerine Allah'ın rahmetinden, bereketinden, kısaca iyi yönlerinden bahsetmek çok daha doğru olur.
"Çocuk sağını solundan ayırmasını bildi mi ona namazı emredin!" (Hadis-i Şerif)
Tabi Müslüman olmayan birisi için bu dediğimin hiçbir anlamı yok orası ayrı.

@Belive_TaleWorlds dostum bu konuya çok girmemeni öneririm, Müslüman olmayan birisiyle tartışma yapmak gerçekten hiç kolay değildir ve iman gücü yüksek olmayan birisi çok kolay dinden bile çıkabilir, inancını kaybedebilir Allah korusun.
 
Last edited:
Ne kanıtından bahsediyorsun sen Allah aşkına ya? Bilimsel bir doğruyu mu eleştirmişim acaba? Bilim dincilerinin Covid karşısında nasıl aciz durumda kaldığını, orta çağ veba salgını dönemlerine döndüğümüzü vurguladım hepsi bu. Bilim illaki tedaviyi bulacaktır burda sorun bilimi put hâline getirip her türlü tehlikeyi bilimin savuşturacağı yanılgısıdır. Şu süreç öyle bitecek gibi değil.
Başka ne savuşturabilecek toplanıp dua mı edecez? bilim dini diye bir şey yok sözler köşkü ansiklopedini hemen bırakmalısın. Bir de literatür demiş asdasdasagahaasdfh
 
Last edited:
Bilim kendini din olarak, siyasi bir ideoloji olarak yahut idari bir kavram olarak tanımlamadığı için bilim dini terimi saçmadır. Bunu dogmatik kılmak, tanrılaştırmak, la yüs’el görmek de diyebiliriz ki bu niteleme genellikle ilah harici bir şeyi putlaştırma olarak kullanılıyor, bilimi din yapıyor. Dine göre ilah sorgulanamaz, her şeyi en doğru bilendir ve irade edendir. Bilim de bu hâle getirildi. Kümülatif bir şey değilmiş gibi davranılıyor. O yüzden saçma değil.
Bilime din gibi davrananlar vardır belki ama bunun covidle alakasını anlayamadım. Herşeye din gibi davrananlar var. Kişilere, şeylere, olaylara.
 
Bilim dini Oksimoron bir ifade. Fikrimi fazla uzun yazarak açıklamak isterdim ama telefonda zor oluyor. Aslında bilim biraz dogmatik biraz da değil. Bilim, anlamak demektir. Doğruyu ya da yanlışı söylemez, anlamaya ve yorumlamaya çalışır. Bilimsel kanıtlar, bilimin dogmatik tarafını oluşturur. Ancak burada bilim dini ve bilim dogmatiktir diyerek oldukça sığ bir bakış açısıyla yaklaşılıyor. Farklı tür bilimler ve disiplinler var. Normatif bilimlerin doğasında vardır dogmatik olmak. Cebir bunun en büyük örneğidir. Deneysel bir yaklaşım yoktur, genelleme vardır. Normatif bilimlere itiraz edemezsiniz, başka açıklamalar getiremezsiniz. İş, pozitif ve sosyal bilimlere geldiği zaman değişiyor. Bunlar birikme yoluyla gelişiyor ve farklı bakış açılarıyla ele alınıyor. Bu sebeple tek bir yanıt, tek bir gerçeklik, tek bir doğru, tek bir anlam sunamazlar. Bundan dolayı dogmatik olamazlar. Psikoloji, sosyoloji, siyaset bilimi dogmatik veriler kullanmaz ve ortaya konulan herhangi bir görüşün tek doğru olduğu kabul edilmez. Kara Bey, tartışmaya langır lungur girmiş. Çok dar bir pencereden bakıyor veya yeterli araştırma yapmamış.


Aslında sadece sosyal bilimler değil, bilimin her dalı birikme yolu ile gelişiyor. Birinin bulduğu bir şeyi, bir kaç yıl sonra bir başka kişi geliştirip ya tamamen başka bir şeye evrilmesini sağlıyor veya o ürünün(buluşun, formülün vb)gelişmesini sağlıyor. Ancak psikoloji bence her iki kısmına da giriyor. Gene olarak gözlem ve kümülatif olarak gelişse de özellikle canlının beynine zarar veren hastalıklar veya kaza gibi durumlarda yaklaşılan tedaviler kişiden kişiye değişmiyor. Bipolar, şizofren gibi hastalıklarda çoğu zaman tedavi için aynı yöntem ve ilaçlar kullanılırken ( kişinin ilaçlara verdiği reaksiyonlar ve yan etkileri göze almadan düşünürsek), depresyon gibi daha çok ruhsal hastalıklarda farklı tedavi yöntemleri kullanılabiliyor.
 
Last edited:
Ben velet değilim babayiğit. Bilim bir din midir konulu yabancı çalışmaları okuyan birisiyim beni kendi facebook karikateist zihniyetinle karıştırma. İşim olmaz bu tip şeylerle.

Okuyor olabilirsin buna kimsenin itirazı yok ki. Hatta haklı da olabilirsin bu da bir olasılık. Ama söylediğin hiç bir şeyi kanıtlar nitelikte bir kaynak paylaşmadın. Araştırma yaptığın kaynağın dili de açıkçası doğruluğunu da arttırmaz. O yüzden sürekli '' ben biliyorum '' havasından ziyade, tam olarak neyi, neden söylediğini herhangi bir kaynak ile sunarsan argümanını güçlendirirsin.

Çünkü bu şekilde sadece havalı cümleler kurmaya çalışan biri gibi görünüyorsun. En basit örnek olarak; bilim dininin ne olduğunu anlatan bir kaynak paylaşsan bu kadar tepki görmezdin.
 
Yani, şu tartışmada herkes kendi görüşlerini linkler hâlinde belirli referanslara dayandırdığı için ben buna karşın bibliyografya olarak, apa dipnotlarıyla söylediğim şeyleri belgeleyemedim kusura bakmayın. Bilimi din ve/veya dogmatik görenlerin ileri sürdüğü belli başlı teoriler var (Şimdi size hususi olarak bunun referanslarını bulma zahmetine girmiyorum telefondayım).

Aklıma gelenleri yazıyorum. Mesela bir iddia; bilim güncel ve modern bir dindir çünkü normal dinler ahiret hayatıyla ilgili vaatler öne sürerken, bilim gözle görülen dünya için vaatler öne sürer. Bu onu aktüel bir din yapar. Başka bir iddiaya göre, dinler dünya üzerindeki volkanları, depremleri vs. açıklamaz ama bilim bunu yapar ve bu onu daha gerçekçi bir din yapar gibi.

Bilimi ilerlemeye vasıta olarak görmek var bir de bunu tabulaştıran, tek gerçek olarak gören, materyal bir din olarak gören görüşler var.

Oturup bunun çetelesini tutacak değilim. Sözler köşkü yakıştırması yaparak kendini aşağılamış arkadaş tartışmak yerine. Ben de aynı şekil karşılık verdim yoksa benden çok bilgili kişiler var bu forumda öyle bir iddiam yok.
 
Yani, şu tartışmada herkes kendi görüşlerini linkler hâlinde belirli referanslara dayandırdığı için ben buna karşın bibliyografya olarak, apa dipnotlarıyla söylediğim şeyleri belgeleyemedim kusura bakmayın. Bilimi din ve/veya dogmatik görenlerin ileri sürdüğü belli başlı teoriler var (Şimdi size hususi olarak bunun referanslarını bulma zahmetine girmiyorum telefondayım).

Aklıma gelenleri yazıyorum. Mesela bir iddia; bilim güncel ve modern bir dindir çünkü normal dinler ahiret hayatıyla ilgili vaatler öne sürerken, bilim gözle görülen dünya için vaatler öne sürer. Bu onu aktüel bir din yapar. Başka bir iddiaya göre, dinler dünya üzerindeki volkanları, depremleri vs. açıklamaz ama bilim bunu yapar ve bu onu daha gerçekçi bir din yapar gibi.

Bilimi ilerlemeye vasıta olarak görmek var bir de bunu tabulaştıran, tek gerçek olarak gören, materyal bir din olarak gören görüşler var.

Oturup bunun çetelesini tutacak değilim. Sözler köşkü yakıştırması yaparak kendini aşağılamış arkadaş tartışmak yerine. Ben de aynı şekil karşılık verdim yoksa benden çok bilgili kişiler var bu forumda öyle bir iddiam yok.
Yani bilimi bir din olarak mı görüyorsun hocam?
 
Bilimi ilerlemeye vasıta olarak görmek var bir de bunu tabulaştıran, tek gerçek olarak gören, materyal bir din olarak gören görüşler var.

Bilim belirli konularda tek gerçektir. Yerçekiminin var olduğu, kanımızın kırmızı aktığı vb şeyleri ilkel de olsa bilim kanıtlamıştır. Kısacası pozitif bilimler de kanıtlanan şeyler, tek gerçektir ve aksi ispatlanana kadar doğru olarak kabul edilir. Herhangi bir kitapta veya kaynakta aksini söylüyorsa o kaynak bunu kanıtlamak zorundadır. Bence senin en büyük yanılgın insanların herhangi bir şeyi hayatına öncelik olarak aldığında (aşk,para,bilim vb) direk olarak inanca bağlıyorsun. Bunu biraz günümüzde Neo-Osmanlıcıların Kemalistleri ''ataputçu'' olarak nitelendirmesine benziyor. Teist olmayan insanlar, inanç meselelerini alternatiflere bırakmıyor. Yani Müslüman değil diye Bilime tapmıyor. Doğru olarak onu kabul etmesi onu da din olarak nitelendirmez.

Bilim aydınlığa giden yol da bir araçtır aslında amaçta de değildir. Amaç insanlığın yolunu ''aydınlatmadır'' ( etik olarak doğru-yanlış keşifleri dikkate almayalım burada ), bunun aracı da bilimdir. İnsanlar ne kadar geliştirirse o kadar var olur.
 
Flechacığım, sen benim bütün bu yazdıklarımdan bunu çıkardıysan daha da bir şey yazmayacağım. Bilimin bahsettiğin şeyleri nesnel verilerle açıklamasından yola çıkarak bilimin dinselleştirilmesinden bahsediyorum ben zaten. Daha nasıl anlatabilirim?

Ayrıca, bazı çıkarımlarında sanki dine inananların bilimle alakalı olamayacağını savunduğunu sezer gibiyim. Yanlışsam düzelt. Bir dine inanıp da mükemmel keşifler yapan bilim adamları var.
 
Flechacığım, sen benim bütün bu yazdıklarımdan bunu çıkardıysan daha da bir şey yazmayacağım. Bilimin bahsettiğin şeyleri nesnel verilerle açıklamasından yola çıkarak bilimin dinselleştirilmesinden bahsediyorum ben zaten. Daha nasıl anlatabilirim?

Nesnel olan bir şeyi nasıl dinleştirebilirsin ki? Nesnel olan bir şeye fikrini katamazsın. Nesnel bir doğruyu, doğru olarak kabul etmem(-k) zaten normal olanı. Burada ''dinleştirmek'' derken neyi kast ediyorsun anlamıyorum doğrusu. Semavi dinlerinin savunduğu şeylerin, bilim ile çalıştığı noktalarda bilimin savunulması gibi durumlar mı?

Ayrıca, bazı çıkarımlarında sanki dine inananların bilimle alakalı olamayacağını savunduğunu sezer gibiyim. Yanlışsam düzelt. Bir dine inanıp da mükemmel keşifler yapan bilim adamları var.

Yok aslında öyle bir şey düşünmüyorum.
 
Bir insan dine ya da bir inanca bağlı değilse etrafında olan olayları bilim harici neyle açıklayabilir ki zaten? O bilimin illaki çoğunluğun kabul ettiği bir bilim olmasına gerek de yok. İnanç gibi soyut bir şeye bağlı değilsen somut olan bilimden başka rehberin yoktur. Bu bilimi dinleştirmek midir?
 
Kara Beyle ayrı düştüğüm konu, oksimoron dediğiniz kavramın doğru olması.
Sorun şu ki, bilim bir yöntemdir. Bilim kelime anlamı olarak bilgidir. Yani buna inanmak demek, Tanrıya inanır gibi inanmak demek olamaz, oksimoron kavramı buradan gelmektedir. Bilim daire ise, din köşelidir, sınırları vardır. Köşeli bir daire düşünemiyorsun değil mi?

Kara Beye katıldığım konu ise bilim dini konusunda. Din dediğimiz kavram, içeriği tanrı tarafından söylenmiş ve salt doğru kabul edilen bir inanış yöntemi aslında, Bilim konusunda da benzer şeyler geçerlidir. Bilim'in her verisine salt doğrudur diyerek inanılması bunu bir din haline getirir, bilim dışında bir inanışın reddedilmesi onu din yapar hatta.

Bilim, bilgi, SOYUT bir kavramdır, Dinde SOYUT bir kavramdır, öyleyse bilim bir dindir demek gibi bir şey bu :grin:


Bilim'i bir yöntemden fazlası olarak görüp anlam yüklemek onu doğal olarak din haline getirir. Aklı başında olan bir birey, bilime körü körüne inanmaz, her bilgiyi salt doğru olarak kabul etmez çünkü bilim süreklilik içeren, yanlışlanabilir bir yöntem, prensiptir.
Nitekim dinler salt doğru olarak kabul edilir, yanlışlanması yasaktır, bir şeyi doğrulamak, ispatlamak için yöntem veya prensip olarak kullanılamaz.

Bu yüzden bilim ve din bir arada köşeli bir dairedir. Bu yüzden bilim dini, oksimoron bir ifadedir. Bu yüzden felsefe konusu aslında bu tür soruların cevaplarını arar ve bulamaz çünkü soyut len, soyut olm, deneyemiyoruz, elleyemiyoruz, insan zihni vari bir zihin var olduğu sürece dinsel konular var olacak. Çünkü insanlar bilime ve dini yarattılar, mutlak bir tanrı varsa, mevcut görüntüde bu insandır. İnsan bir dini yaratır çünkü inanca ihtiyaç duyar.
Covid konusunda, hayır tabu falan yıkmadı. Gayet tedavisi bulundu, koruma yöntemleri anlatıldı. Eğer ütopik bir yönetim anlayışı tüm dünyada var olsaydı, sağlık hizmetleri daha virüsü ilk saniyesinde tespit edecek ve yayılımını durduracaktı. Ancak gördüğün üzere tanrılar yani insanlar mükemmel değiller ve bu yüzden bilim dini doğru çalışmıyor :wink:
 
Ya Tanrı insanı inanca ihtiyaç duyacak şekilde yarattıysa?
Çocuk büyürken çevresi gereği dini söylemlerle büyür ve o yaşlarda, bu söylemler akla yatkın gelir ve çocuğu etkiler. İçinde yaşadığımız toplumun dini değerleriyle büyüdük, yetiştirildik. Sen evde, okulda küçücük çocuklara görünmez bir varlığın onu izlediğini ve ahlaki yargılamalarda bulunacağı söylersen, çocuk bu fikri hiç düşünmeden kabul eder. Her şeyin bir nedeni olduğuna ve görünmez varlığın bunları yönettiğine inanmaya başlayan bir çocuğun dünya algısı buna göre şekillenir.

Çok tartışılan bir meseledir ama konuyla alakalı kısmından bahsedeyim. İnsan doğduğunda beyninde, dünya algısında boşluklar vardır. Zamanla bu boşluklar dolar. Mesele bu. O boşluğa "tanrı" kavramını yerleştirirsen, Tanrı'ya inanmaya başlar. Yaş ilerler, sorgulama başlar, araştırma başlar, dünya algısı değişir ve doldurulan boşlukların mantıksız olduğu anlaşılır. İnanan insan, çevresinin ona dayattığı dünya algısıyla yaşamaya devam eder. Dinde zorlamak yoktur derler. Öyleyse, dinde seçim hakkının da olması gerekir. Dine kendi isteğin dışında giriyorsun, kendi isteğin dışında çıkıyorsun. Bunu yaparsan dinden çıkarsın falan filan... çocuk oyuncağı gibi iş.
 
. İnsan doğduğunda beyninde
Her insan Müslüman olarak doğar, fakat bahsettiğiniz sebeplerden dolayı dini değişir, yurtdışında yaşayan bir ailenin çocuğu doğduğunda da Müslüman olarak doğar ama orada bunu göremeyeceği için hristiyan olur.

Öyleyse, dinde seçim hakkının da olması gerekir. Dine kendi isteğin dışında giriyorsun
Aslında kimse seni zorla Müslüman yapmıyor sadece aile baskısı fazla oluyor biraz cahillikten. Zorla güzellik olmaz.
Bunu yaparsan dinden çıkarsın falan filan... çocuk oyuncağı gibi iş.
İslam'da sorgulamadan inan şeklinde bir dayatma yok. Sorgulamak senin en büyük hakkın ve istediğin şeyi merak edip bunları sorgulamakta özgürsün, hiçbir günahı da yok abi.
 
Her insanın Müslüman olarak doğduğu saçmalığı sadece bizim memleketteki dini sitelerde, sayfalarda, kitaplarda yazıyor. İslam, Britanya adasına yayılmamışsa oradaki çocuk nasıl Müslüman olarak doğabilir ve bu şekilde değerlendirilebilir? Bu mantıkla İslam'ın duyulmadığı yerde doğduğu için suçlu o mu oluyor? Britanya adası dışına çıkmasa, internet gibi bir dünya da olmasa adam doğduran cehenneme gidecek. Adil değil. İslam dininde var sandığımız çoğu ritüel de eski Türk dinlerinden kalma. İnançlı bir kardeşimizsin, bu belli oluyor. Saygım var. Ben de inançlıydım. İşime gelmediğinden ya da hayatımı kısıtlandığından değil, varoluş amacımı bulabilmek için araştırdım ve bu yolu seçtim. Tanrı'ya itaat etmek ve cehennem ya da cennete gitmek gibi şeyler benim varoluş amacım olamaz. Dünya hayatı sınav, Ahiret hayatı sonsuz vesaire... Çektiğim onca çile, zorluk, yaptığım iyilik ve kötülükler bir Tanrı ve onun hükümleri için olmamalı. Daha bugün çıkmış bir haber: https://eksisozluk.com/can-kurtarmaya-giderken-yolda-mola-vermek--6791106?a=popular

Dini görevleri yerine getirmeye çalışırken, varoluşumuzun anlamını ve değerini göremiyoruz. Kör ediyor sanki.
 
Her insanın Müslüman olarak doğduğu saçmalığı sadece bizim memleketteki dini sitelerde, sayfalarda, kitaplarda yazıyor. İslam, Britanya adasına yayılmamışsa oradaki çocuk nasıl Müslüman olarak doğabilir ve bu şekilde değerlendirilebilir? Bu mantıkla İslam'ın duyulmadığı yerde doğduğu için suçlu o mu oluyor? Britanya adası dışına çıkmasa, internet gibi bir dünya da olmasa adam doğduran cehenneme gidecek. Adil değil. İslam dininde var sandığımız çoğu ritüel de eski Türk dinlerinden kalma. İnançlı bir kardeşimizsin, bu belli oluyor. Saygım var. Ben de inançlıydım. İşime gelmediğinden ya da hayatımı kısıtlandığından değil, varoluş amacımı bulabilmek için araştırdım ve bu yolu seçtim. Tanrı'ya itaat etmek ve cehennem ya da cennete gitmek gibi şeyler benim varoluş amacım olamaz. Dünya hayatı sınav, Ahiret hayatı sonsuz vesaire... Çektiğim onca çile, zorluk, yaptığım iyilik ve kötülükler bir Tanrı ve onun hükümleri için olmamalı. Daha bugün çıkmış bir haber: https://eksisozluk.com/can-kurtarmaya-giderken-yolda-mola-vermek--6791106?a=popular

Dini görevleri yerine getirmeye çalışırken, varoluşumuzun anlamını ve değerini göremiyoruz. Kör ediyor sanki.
Öncelikle başka bir ülkede doğan çocuk doğal olarak başka bir dine inandırılarak yetiştirildiği için onun bize göre çok daha avantajsız olduğunu düşünmeniz ve burada adaletsizlik olduğunu sorgulamanız gerçekten çok güzel ve çok da haklı bir soru. Fakat ben maalesef ki bu soruyu size açıklayamayacağım. Önceki yazdığım mesajda olduğu gibi; Müslüman olmayan birisinin sorularını cevaplamak gerçekten kolay değil ve çok bilgili olmak gerekiyor. Ben sizin bu sorgulamanızın tıp a tıp aynısını bilgisine çok güvendiğim kişilere sormuştum ve mükemmel bir şekilde açıklamışlardı ve ortalıkta gerçekten de adaletsizlik yok. Fakat bu zor soruyu cevaplayabilecek kadar nitelikli değilim ve bunun üzerinden bana ne deseniz haklısınız, üzgünüm.

Aslında müslüman doğma üzerine Hadis-i Şerif var fakat Müslüman olmayan birisine bunu kanıt olarak göstermek çok ironik olur bundan dolayı size cevap veremiyorum :sad:

Ateist misiniz yoksa Deist mi bilmiyorum ama bunu bilmiyordum, şaşırdım doğrusu :grin:
Merak ettiğim bir şey var, merkez olarak bu dünyayı alıyorsunuz, öldükten sonra olacaklar hakkında ne düşünüyorsunuz söyleyebilir misin abi cidden merak ediyorum benim için önemli.
Edit: Yukarıdaki olayda adamın yaptığı sözde müslümanlık, saçmalıktan ibaret.
 
Ölüm, dinlere göre dünya hayatı ile ahiret hayatı arasında koyulan bir ölçüt. Ahiret hayatına geçebilmek için ölümü tatman lazım. İslam dininde Allah her şeyi yaparken veya yaptırırken kullarının şüphe içine girmemeleri için bir sebep yaratması gerekiyordu. Yoksa insanın düşünce yapısına çelişkili gelecek bazı tarafları var bu işin. Dini açıdan bakıldığında Dünya hayatı ile ahiret hayatı arasındaki geçiş, köprü ölüm oluyor. Öldüysek niye tekrar diriliyoruz, dirileceksek niye ölüyoruz gibi komik sorular soran ateistler oluyor, gülüyorum ama basit düşününce bana da mantıklı geliyor. Ölüm, biyolojik bir şey. Hücreler giderek yaşlanıyor. Sadece sen değil, gezegenler ve yıldızlar da ölüyor. İnsanları dine bağlayan şeylerden biri cennet ve nimetleri. O tarafa geçiş köprüsü ölüm olarak belirtiliyor. Böylece kullar şüpheye düşmüyor, bir sebebi var diyorlar. Allah sevdiğini yanına çabuk alırmış diyorlar, adam belki cehenneme gidecek kadar günah işledi haberiniz olmadı? Ben bu ifadelere çok gülerim.

Öldükten sonra ne olacak... valla beyaz bir ışık yanıyormuş diyo... :grin: Bütün organlar faaliyetlerine son verecek, toprak altındaki böcekler vücudunun nimetlerinden yararlanacak ve sen de yok olup gideceksin. Her şey bitmiş olacak yani. Bir düşün, ölüyorsun ama tekrar dirilmeyeceksin. Bunu iyice düşünsen ve üstüne giderek sorgulama yapsan korkuya kapılmaya başlarsın. Ölme korkusu Ahiret inancıyla azıcık da olsa hafifliyor. Tamamen yok olma, bir daha hiç varolmama ciddi sorgulamalar yapan insana korkutucu gelir. Ama aynı zamanda hayatın anlamını keşfetmeye yaklaşır. Toprağa diktiğin bir çiçek ölmüşse, o çiçek bir daha dirilmez. Doğarsın, büyürsün, seversin, yersin içersin, gezersin, sevişirsin, onu yaparsın bunu yaparsın ne bileyim... evlenir çocuk yaparsın, emekli olursun vesaire. Sonunda tüm hücrelerin yaşlanmış olur ve bir şekilde ölürsün. Sonrasında artık hiçbir şeysindir. Toprağın altında çürüyüp gidersin. Ya ateistler haklıysa, ya Tanrı yoksa sorularıyla bir de bunu sorgularsan dinden çıkabilirsin, dikkatli ol :grin:
 
Back
Top Bottom