Hobeto, bilim fizik kurallarının nereden geldiğini yanıtsız bırakıyor... Eğer bırakmıyorsa bu iddiamdan vazgeçerim. İkincisi, bağlayıcı bir konuyu önemsiz görmen rasyonel bir yaklaşım değil. Çünkü rasyonel olan, bağlayıcı olan bir konuda o şeye karşı temkinli olmak veya olmamak üzere bir karara varmaktır. Eğer varmaz, önemsiz görürsen uçurumdan yuvarlanıp gidebilirsin ki bu da rasyonel olmadığının göstergesi olur. Fizik kurallarının nereden geldiğini bilmediğimiz sürece, Tanrı makul bir olasılık olarak durur ve O'nun gerçekleştirmesi olası eylemlerinden zarar görmemize yönelik olanların da bağlayıcılığı oluşur. Bu bağlayıcılığın düzeyini, Tanrı'nın zarar vermeye (adil şekilde cezalandırmaya) yönelik eylemlerinin gerçekleşme olasılığı belirler. Bu olasılık nesnel olarak ölçülebilir değildir. Fakat öznel olarak ölçülebiliyor olması, ulaşılan farklı sonuçların her birinin rasyonel olacağı anlamına gelmez. Zira öznelliğin de bir rasyonelliği vardır. Örneğin futbolda bir penaltı vuruşunda şut çeken oyuncunun topu kalenin hangi köşesine yuvarlayacağını nesnel olarak ölçemeyiz. Bu yüzden öznel olarak tahminde bulunmamız gerekir. Sağ veya sol diyenlerin eşit rasyonellikte olduğunu söyleyebiliriz. Biri çıkıp da oyuncunun topu taca atacağını söylerse, bu tahmini, sağ veya sol diyenler ile aynı rasyonellikte olmayacaktır. Konuya dönersem, Tanrı tarafından cezalandırılma olasılığımız bulunuyor ama ne kadar bağlayıcı? Bu olasılık bir iddia halinde değilken ciddiye alınası durmuyor. Demek istediğim biri Tanrı tarafından cezalandırılacağımızı iddia etmediği takdirde. Ve fakat iddia edilmiş. Öyleyse bağlayıcılığı, iddia olmayan haline göre biraz arttı. İddia sahibinin bunu nereden bildiği, Tanrı'nın bizi neden cezalandırmak istediği, Tanrı'nın vasıflarının ne olduğu gibi sorulara alacağımız yanıtlara göre bu olasılığın bağlayıcılığı artabilir de azalabilir de. Eğer Tanrı kendini açıktan gösterseydi son derece bağlayıcı olurdu ve muhtemelen hepimiz boyun eğerdik. Cezalandırılma olasılığı kesinse, o olasılığa uygun hareket etmek en rasyonel olandır. Olasılık kesin değil ama yüksekse yine o olasılığa uygun hareket etmek rasyonel olur. Olasılık düşükse bile o olasılığa uygun hareket etmek rasyonel olur. Zira, örneğin öldürme oranı %10 olan bir virüse uygun hareket etmeyi (önlem almayı) rasyonel görürüz. Olasılık çok düşükse de, cezanın düzeyine göre o olasılığa uygun hareket etmek yine rasyonel olacaktır. Yeri gelir %1 ölüm olasılığından kaçınılması rasyonel olur. Ama değineceğim şey, ölümden beter acıların olduğu. Eğer Tanrı'nın, insanları çektirdikleri acıların aynısıyla cezalandıracağı iddia ediliyorsa, başkalarına ölümden beter acılar yaşatmış kişilerin, bu iddianın olasılığını %1'in daha altında görmeleri durumunda bile dikkate alması rasyonel olurdu. Eğer bu olasılık kişinin nezdinde çok ama çok düşükse, neden bu kadar olanaksız gördüğünü akılcı sebepler ile açıklayabildiği takdirde o zaman bu iddiayı bağlayıcı görmeyip uymamasının rasyonel olduğu söylenebilirdi. Bahsettiğim bu olasılık, öznel olasılıktır ve kişiye göre değişebilir. Fakat öznelliğin rasyonelliği kavramıyla açıkladığım çerçeveye göre fazla da değişmemelidir. Bu olasılık kişi için ne kadar az veya çoksa o kadar bağlayıcıdır. Beni bağlamıyor çünkü kanıtı yok derseniz siz bilirsiniz, ayıp edersiniz. Rasyonel olmak istemediğinizi söylemiş olursunuz.
Zero, ben kanıtını göstermeye çalışmıyorum, rasyonelliğini göstermeye çalışıyorum.