Buradan yeni yetişen bir işletmeci ve küçük çapta bir oyun geliştiricisi olarak, Taleworlds'u suçlamanın aslında nasıl da kolaya kaçmak olduğunu çok net görebiliyorum. Arkadaşlar, öncelikle şunu bir anlayın; oyun yapmak hiç kolay bir iş değil. İlk oyunu olması sebebiyle, zaten M&B'de birçok amatörlük görüyoruz. Oyunun gelişim sürecini takip eden herkes farketmiştir ki Taleworlds bu oyunu geliştirirken, aslında ne yapmak istediğini tam olarak kestirememiş. Bakıyoruz oyunda aktif olmayan macar miğferi, sipahi başlığı var, fakat oyun tarih üzerinden değil, tarihe yakın bir dünyadan gidiyor. Siyah metal zırh ekleniyor, bir sonraki versyonda yok bu fazla fantastik oldu diye kaldırılıyor. Module system'e bakarsanız zaten tamamlanmamış, yarım kalmış veya vazgeçilip deaktivite edilmiş birçok kod öbeği görürsünüz. Menüler, sahneler hepsi bir "tamamlanmamışlık" veya "özenilmemişik" hissi taşıyor. Evet, Taleworlds bu oyunda bütün amatörlüğünü göstermiş, ne yapmak istediğini kendisi de kestirememiş. Ben bu durumdan yönetim ve proje liderliği eksikliğini sorumlu tutuyorum. Fakat şu bi kesin ki, o animasyon kodlarını, modelleri, kaplamaları ve geri kalan herşeyi kim yapmışsa ellerinden öpmek lazım. Ben başka hiçbir oyunda bu kadar gerçekci savaş sahnesi oynamadım. Ortada ciddi bir emek var, bazı yönlerden proje yönetimi sebebiyle yazık edilse de çok ciddi bir potansiyel var. Eldeki bu potansiyel kendisini Mount&Blade ile değil, bundan sonraki projelerde adam gibi kanıtlayacak, bundan eminim.
Tabi bilmediğim şeyler de olabilir, tamamen yanılıyor veya bilip bilmeden saçmalıyor da olabilirim o ayrı.
Şimdi gelelim türkçe meselesine. Yukarıda anlattığım gibi oyun yapmak kolay iş değil, bu oyunun her yerinde de ne kadar zorlandıklarını görüyoruz. Bunları görmekle beraber ortaya çıkan üretimin, bir eser olduğunu kabul etmek lazım. Yani siz bir oyun yazdığınızda, emin olun bu eserinizin size bir getirisi olsun istersiniz. Buna harcadığınız vakti, parayı da göz önüne alınca, bi zahmet karşılığını almak istersiniz. Bu yüzden hiçbir oyunun piyasaya oynamasını, satışa yönelmesini, geri kalan değerleri fazla önemsememesini eleştiremezsiniz. Yani açık konuşalım, kredi kartı olmayan gençlerin oyunu alıp almaması, Taleworlds'un umrunda değil ve bu düşüncelerinde haksız da değiller. Onlar da bu işten para kazanıyorlar ve üzgünüm, kimse kimsenin hatırına bu kadar emeği riske edemez. Emeği, işi "yayımcılık" olan bir yere teslim etmek ve yayımcının işine karışmamak en mantıklısıdır. Kaldı ki oyun türkiye'de kutulu satılsa, bu kadar düşük fiyatlı olmazdı. Hatta bu kadar düşük fiyatlı olmamakla beraber, internetten satışların da fiyatları artardı. Bu yüzden online satış M&B gibi oyunlar için çok iyi bir satış taktiğidir. Dağıtımcıyı yüklü masraflardan kurtarır. Diğer bir değişle şöyle anlatayım, oyun Türkiye'de kutulu satılsaydı, türkiye fiyatıyla beraber dünya fiyatı da iki katına çıkardı, bunun sonucunda da o paraya bu oyunu kimse almazdı. Sen ben alırdık o ayrı, burada genel oyuncu kitlesinden bahsediyoruz. Türkiye'de bu oyunun satmayacağından emin olmam için de birçok sebep var. Korsan'ın alıp başını gittiği bir ülkede, değil Taleworlds, hiçbir firma oyun satmak istemez, iki değil üç kere düşünür. Ayrıca (bkz. Pusu)