Kalradya İmparatorluğu - Nisan 1750

Users who are viewing this thread

Brênin Tortuga said:
M.BARIS said:
giyotin-cellat.png


Mirachann, şehir meydanında halktan ve askerlerden oluşan büyük bir kalabalık önünde giyotin ile infaz edildi.

Halk yavaş yavaş tekrar mahkeme salonuna doğru ilerliyor, İmparator AhSoKeBaKe geldiğinde duruşma başlayacak.​

AhSoKeBaKe said:
Dava mayıs ayının ilk gününde devam edecektir.

RP Dışı: Mirachann'ın idamını yazdım, dava yarın devam edecek, yarın mayıs ayı olacak işte.
 
Reyvadin'de güneşli bir bahar sabahıydı. Kahvaltısını yaptıktan sonra Şansölye, lacivert, manda derisi elbisesini ve sol omzundan beline kadar olan beyaz, yarım pelerinini giydikten sonra kahyasına at arabasını hazırlamasını emretmişti. Askılıkta duran lacivert, geniş ve üzerinde uzunca bir tüy bulunan şapkasını eline aldıktan sonra aynanın karşısına geçerek kendisine çeki düzen verdi ve şapkasını giydi.

Tam köşkünün merdivenlerini indiği sırada yaklaşmakta olan at arabasını gördü. Arabadan  General Pentagram'ın indiğini gördü ve yanına doğru hızlı adımlarla yürümeye başladı. General Pentagram'ın yüzü tedirgin ve endişeli görünüyordu. Olan biteni anlatması için kendisini, arabasına davet etti zira her ne sebepten ötürü olursa olsun mahkemede bulunmak zorundaydı. Praven'e doğru yola koyuldular.
 
Brênin Tortuga said:
Heyecanlıydım , çünkü çevirmek istediğim 2 kitaptan birisi bitmişti. Geroyalıların dili olan Geroca şeklinde yazılan iki kitabı , Kalradyaca'ya çevirdim. Aslında bunlar , Avrupalıların yazdığı kitaplar. Geroya Devleti Avrupa'yı idöl aldığı için , sürekli onların kitaplarını okuyor ve çeviriyorlar. Peki nereden buldum bunları ? Tulga Şehrinden. Tulga ,Geroya'ya yakın bir şehir olduğu için , el altından kim bilir kaç tane kitap geçiyordur. Ama bu kitaplar Tulga Kütüphanesinde çevrilmeyi bekliyorlardı , şimdiye kadar.

İŞÇİ HAKLARI

(Öncesi var.) ... İşçiler , Dünyadaki bütün diyarlar için çok önemli kişilerdir. Lâkin krallar ve efendiler , onları bir piyon olarak görüp , köle olarak çalıştırmaktadırlar. Çok düşük maaşlarla çalıştırılıp , büyük vergiler ödemek zorunda bırakılan işçiler , maalesef dünyanın en çok ezilen tabakası olarak bilinmektedir. Oysa onlarında bir canı yok mu ? Aileleri ile vakit geçirmeye hakları yok mu ? 6 saat (?) uyku ile 18 saat çalışmak , zorundalıkları mı ? Önemsizleştirilmeye çalışılan hayatları için , ses çıkaran kimse yok mu ?! Eve geldiklerinde çocuklarının koşarak ona sarılması , işçinin çocuklarına küçük hediyeler vermesi bu kadar mı gücüne gidiyor insanların ? Hayat onlarında hakkı değil mi ? Sürekli ezilip zan altında bırakılmak onların seçimimiydi ? Ya soylu olmayanlardan doğmak ? Onlarda istemez miydi , soylu olarak doğmayı ? Ama doğmamışlar , alt tabakadan yetişip hayata atılmışlar , muhtemelen onların çocukları , onların çocuklar ve onların çocuklarıda aynı muameleyi görecek. Yapmayın ! Onlarda insan , onlarda can taşıyor... (Devamı var.)

Bernant Humans , 1718 , Hollanda

Adam Marksist beyler dağılın  :fruity:
 
General Pentagram, şansölye Fox Mulder'in arabasına bindi. Aldığı mektubu gösterdi ve ekledi. "Şansölyem, eğer vergi kanunlarında değişiklik yapılmazsa tüm bölge elimizden çıkabilir. Sayın ekonomi bakanımıza ve imparatorumuza bu durumdan bahsetmenizi rica ediyorum. İzninizle bugün bölgeye doğru yola çıkıyorum. Bölgeye gitmem, halkı biraz da olsa sakinleştirebilir."
 
Phyanaphos ¤ said:
Arsub Perma yemiş?

colombos said:
*Ekonomi bakanı Handan evine doğru yürüyordu. Birden gördüğü onu irkiltti. Kanlar içinde yığılmış biri vardı. Ekonomi bakanı sakinleşmeye çalıştı ve yavaşça cesedin yüzüne baktı. Bu İşçi Arsub'du. 12-13 yerinden bıçaklanmış halde yerde yatıyordu. Colombos hemen nöbetçileri çağırdı.*
efeguclu said:
Efeguclu da colombos'un handa olduğunu öğrendi ve yanına sohbet etmek için gitti.. Colombos'u çok telaşlı görünce ne olduğunu sordu..
Colombos olan biteni anlattı ve efeguclu ah, zavallı arsub diye iç geçirdi.. Ama bu Nasıl olurdu? Kim yapmış olabilirdi bu sorunun cevabını bulacaklardı efeguclu arsubun yanında hastahaneye kadar gitti ve durumu öğrendiler arsub ölmüştü.. Şimdi bir yanda bir cenaze vardı bir yanda da devam eden mahkeme bardı..

perma yediği için böyle yaptık
 
Mal varlığını halka mı dağıtsak  :iamamoron:

*Phyanaphos ¤ yemeden içmeden kesilmiş durumu düşünüyordu, elinde evinde gizlediği mektuplar dışında bir şey yoktu, her şeyden habersizdi, ama suçluydu... Bunu açıklamanın bir yolu olmalı diye düşünmeye başladı.*
 
efeguclu said:
Efeguclu Dhirim'e vardığında öfkesi yüzünden okunuyordu.
Halkın Arasına Girdi ve YETEEEEEERRRR! diye bağırdı...
Halk bir anda duraksadı ve Efeguclu'yu gördü hepsi korktu ve 2 adım geriye gitti..
Efeguclu: ARTIK DURMAZSANIZ BURADA LAF DEĞİL KAN KONUŞACAK!
Halk biraz daha geriye çekildi
Efeguclu: DAĞILIN! BENLE SORUNU OLAN VARSA DA KALEYE GELSİN KONUŞALIM diye bağırdı.
Halk evlerine dağıldı. Halk efeguclu'ya hak verdi.. Bu kadar sinirlenmesi doğaldı..

Ne kalesi , ne askeri ? Bu kim ben daha anlamadım. Sıradan bir köydeki , sıradan bir fabrikanın sahibi mi , yoksa Dhirim Şehrinin Lordu mu ?
 
Back
Top Bottom