Fener top oynamaya gelmemiş bu gün bla bla bla
. Bir tarafta ligin lideri formda Beşiktaş diğer tarafta ise formsuz moralsiz ve daha geçen hafta hezimete uğramış Fenerbahçe, stad Vodafone Arena. Hadi bakalım top oynayarak yen beşiktaşı. Futbolun yalnızca fiziğe değil zekaya dayalı bir oyun olduğunu ve taktiksel hamlelerin sahada kilometrelerce koşmaktan çok daha önemli olduğunu gördük dünkü maçta.
Taktik basitti, Beşiktaş gergin ve bu tür büyük maçların psikolojisini kaldıramayan bir takım. Oyuncuların üzerine giderek baskıyı arttırırsan ya bir hata yapar boşluk bulup gol atarsın ya da Tosic gibi kafa atar ve sahada üstünlüğü eline alırsın.
Advocaat bunu defalarca diyor ancak anlamıyorsunuz. Fenerbahçe oyunu kendi sahasında kabul eden bir takım. Öyle kaleye 2-3 şut çekip vay biz çok üstünüz havalarına boşuna girmeyin. Amaç rakibi kendi sahasına çekip boşluk yaratmak. (bknz. maçtaki ilk pozisyon-Rvp ve Lens paslaşması-.)
Rvp ve Tosic'in ilk pozisyondaki boğuşması Rvp'ye sarı kart ve Tosic'e uyarı olması gerekir.(Düşerken tekme sallıyor). Ama sen kalkıp adamın üstüne yürürsen Rvp'nin olayı abartmasıyla kırmızıyı görürsün. Daha sonraki olaylar ise tamamen Beşiktaş'ın tribünden yedeğine kadar kontrolü kaybetmesinden kaynaklanan olaylar. Öfke bir kişiyi güçlendirir ancak onu kontrolsüz yapar. O maçta herkes kontrolü kaybetmişti. Taraftar , yedek oyuncu sahaya atladı , hakem baskıyı kaldıramayıp kontrolü kaybetti.... Olay öyle bir yere geldi ki Beşiktaşlılara göre Fenerbahçe sanki hiç topa dokunmamış yalnızca beşiktaşlılarla dalga geçmiş. Saçmalık, ikinci yarının ilk 15-20 dakikası o kadar sıkıcıydı ki topal-souza yan pas yapmaktan bıkmıştı. Bir de üstüne maçın kaderisi değiştiren adam golü atınca oyun tamamen kontrolden çıktı.
Özet olarak, Fenerbahçeliler için son 15 dakika tam bir komedi filmi havasında rahat bir maçtı. Ancak Beşiktaşlılar kendi sahalarında bozulan seri ve "biz yenilmez takımız" havasının verdiği öfke ile sanırım sinir krizi geçirdiler.