Bizden beklenen şeyler, her zaman kolay olmaz. Bazı şeyleri istesek bile başaramayız bazen. Galiba ben de böyle bir sonuca varacaktım. İstediklerim olmayacaktı, bana yüklenen sorumlulukları yapmalıydım. Walden'in bana dedikleri, bunlara inanmam çok güçtü. Sonuçta artık bütün diyar bana bağlıydı. Son derece sıcak Sarrdak çöllerini de ben kurtaracaktım, o soğuk ovaları da... Sadece Kalradya mı böyleydi? Hiç sanmıyorum.
Artık yapmam gereken neydi? Ahh, her şeyi bırakıp kaçabilirdim. Sadece kafama eseni yapabilirdim. Ama neden yapmıyordum? Kanımdan gelen şeylerden mi?
Nefsime hakim olamıyordum artık... Büyük bir öfkeyle aracı durdurdum ve indim aşağı.
Lanet olsun!
Her şey neden böyleydi? Savaşmak zorunda mıydım? Eskiden her şey çok güzeldi. Kalradya'da özgürce dolaşabilirdim, istediğim kadınla olabilirdim, yeri geldiğinde de bir kaç yağmacı yada çapulcu tekmeler, övgüleri üzerime çekerdim. Ama bu şey, günlük yada sıradan rutinimin şeyi değildi. Gerçekten büyük bir savaş verecektim. O yaratıklara, ucubelere... Daha önce görmediğim şeylere karşı savaşacaktım. Neden her şey bu kadar zordu?
Bazen istediklerimizi yapamayız.
İşte zihnimde yankılanan şey buydu, kim olduğunu bilmediğim bir ses yankılanıyordu kafamda. Şu anda yaslandığım hidalgonun atları huzursuzdu. Gitmemiz gerekiyordu...
Tekrar içine bindim aracımın ve son süratla gittim. Günler geceleri kovaladı. Gecelerde günleri... Nereye gidiyordum, tabii ki de bahsedilen yere, İmparatorluğa...
Nihayetinde Kergit Kolonilerine geldiğimde, görülmesi gereken manzarayla karşılaştım. Ortalık dev bir kasap dükkanından farksızdı. Ortalıkta her şeyden vardı. İnsan eti de dahil... Sonra bir anda bir espri geldi aklıma.
Kolonilerde yiyecek sıkıntısı var...
Ve sonra espriyi tamamladım.
Artık insanlar doyabilir.
Çünkü her taraf et dolmuştu. Peki insan var mıydı? Hiç yoktu, en azından ilk gördüğüm koloni şehrinde.
Ah, bu etler çürüyecek!
Tanrım, berbat espriler yapıyordum. Psikolojim mi gitmişti, kesinlikle.
Ve hidalgo ile kolonileri gezerken, nihayet görmek istediğim bir şeyle karşılaştım. Umut denen o yüce kavramla. Çünkü yolumda devam ederken, yukarı çıkmak için kullandığım kapaktan bakarken bir kaç çadır gördüm. İşte buydu, bir kaç çadır ve yaşayan insanlar... Bu harikaydı. Eğer insan varsa mücadele edecek kişi de vardı demek.
Atları yönlendirdim, umuda...
İşte umut, o senin...
Evet, o benimdi. Pekala, biraz keşif yapalım. Tıpkı ilk eğitimimi öğrendiğim zaman ki gibi. Zihnim geçmişe giderken, babamın yüzü zihnimde canlandı.
1274
-Pekala evlat, göster marifetlerini. O askerler benim kadar iyi olamaz.
Bir kaç darbeyle başladım çatışmama... Sıradan bir kaç savurma hareketi...
-Hadi, bundan iyi olabilirsin!
Ve ilk yüklenmemi orada gerçekleştirdim. Babam Yüküntür, öyle bir savunma yapmıştı ki, ciddi anlamda şaşırıp kaldım.
Kılıcı sanki kamçı gibi kavradı ve ufak bir bilek hareketi... İşte kılıç elimden uçmuştu.
-Bu diyarda en iyi benim evlat!
Evet haklıydı, o en iyidi.
Ama şimdi kim en iyidi? Bunu öğrenecektim şimdi... Bu sırada da koloni çadırları hareketlenmişti. İnsanlar hidalgonun çevresinde toparlanmışlardı.
Araçtan indiğimde herkes topyekün bir sevinç çığlığı attılar. Karşılarında muhteşem bir savaşçı vardı. En azından onlar öyle görüyordu.
Biri atına bindi, siyah teni, üzerine geçirdiği der urba, bıyıkları ve arkasına aldığı çift taraflı baltası.
-Anlaşılan benimle geleceksin, değil mi?
dedim.
-Evet...
dedi sadece sakin bir ses tonuyla.
-İsmin ne?
-Rolf evinden Rolf...
Ve bir anda gülme isteği geldi içimden.
Rolf evinden Rolf
-Babalarımız İhtilalciler'dendi, değil mi?
-Evet, baban Walden gerçek bir liderdi. Nihayet Kalradya topraklarına barışı getirdi. Her ne kadar Yüküntür kadar azimli olmasa da.
-Evet, Yüküntür gerçek bir kahraman.
-Haklısın, peki şimdi ne olacak?
-Artık bu halk seni takip edecek...
İşte son söylenen cümle, beni sınamak için yapılan bir sınav daha...
-Merak etme, bu sandığından da kolay olacak.
Hani bazen eski bir dost yolda tökezlediğinizde size elini uzatır ya... Şimdi de böyle bir durum vardı. Eski bir dost bana yardımcı olacaktı. Liderlikte, dövüşte... Kanı mavi olan biri...
Rolf'ün babası Rolf, şu anda kırışmış suratıyla ve bütün ekipmanlarıyla karşımda ve hazırdı.