İHTİLAL VE SONRASI 2: Karşı Saldırı Final Bölümü Yayında!(Ufak bir soru...)

Sizce öykümün bir oyun modu olmalı mı?

  • Olmalı

    Votes: 16 69.6%
  • Olmamalı

    Votes: 7 30.4%

  • Total voters
    23

Users who are viewing this thread

Merhaba arkadaşlar, sizinle İhtilal ve Sonrası'nın ikinci öyküsüyle karşınızdayım. İlk öykümde yaptığım hataları yapmamaya çalışarak ve kendimi geliştirerek ikinci öyküme başlıyorum. Sevgilerle...
http://<a target='_blank' title='ImageShack - Image And Video Hosting' href='http://imageshack.us/photo/my-images/403/mountz.jpg/'><img src='http://img403.imageshack.us/img403/1922/mountz.jpg' border='0'/></a>

Uploaded with <a target='_blank' href='http://imageshack.us'>ImageShack.us</a>
Soğuk bir kış akşamı Reyvadin Şehrinde... Şeytanın kol gezdiği, karanlığın insanları avladığı saatlerde, bir handa...
Yuseid, çevresine bakındı bir vakit. Han bomboştu, hancı ve çırağı hariç kimse yoktu.
Yuseid yirmili yaşlarda, ortalama boylarda, sarışın, yeşil gözlü bir Svadyan genciydi. Bir Svadyan gencinin, Vaegir topraklarımda işi neydi?
Hancıya seslendi Yuseid:
-Bir testi şarap ve sığır eti! Şuradayım bak...
Yuseid bir masaya oturdu, eli ensesine gitti. Kalradya Demokratik Cumhuriyeti kurulduktan 1 yıl geçmesine rağmen Kalradya öylesine çabuk değişmişti ki...
Walden ilk önce köle ticaretini kaldırdı Kalradya'dan. Daha sonra bir takım anayasalar, kanunlar, yargıçlar derken inanılmaz bir gelişme kaydetti bu savaş yüzüne alışmış insanlar.
O sırada han odalarından biri çıktı. Yuseid yaşlarında ama ondan biraz daha kısa, kızıl saçlı ve kahverengi gözlü bir kadın.
Yuseid bir an düşündü: "Bu kız Kalradyalı değil..."
Kız, Yuseid'in oturduğu masaya oturdu. Hancıya:"Bana da aynısından!" diye bağırdı.
Yuseid:
-Bu yaptığınız bir kabalık hanımefendi, dedi.
Kız ona bakıp gülümseyerek:
-Hesabı o halde siz ödüyorsunuz? dedi.
Yuseid kıza hayran dolu bakışlarla:"Ben Yuseid." dedi.
Kız ceketi sırtından attı ve pamuk gömleğinin iplerini biraz gevşetti. Yuseid bu olanlara şaşkınlıkla bakarken kız şöyle dedi:
-Ben Ventus... Tanıştığıma sevindim.
* * * * * * * * * * * * * * * * *
-Aman tanrım!
Tulga Şehri resmen ayağa kalkmıştı bir anda... Kergit ebeler Lead(başkanlara lead ünvanı verilirdi cumhuriyette)Walden'in karısı olan Leydi Ymira'nın çocuğunu doğurtmak için uğraşırken Walden ve yoldaşları kapı önünde bekliyordu. Sonunda Walden dayanamadı:
-Aaah! Yeter ben karımın yanına gidiyorum! diye bağırdı ve odaya girmek için yeltendi ama Bahestur buna engel oldu:
-Patron olmaz öyle şey!
Katrin'de oturduğu yerden söylendi:
-Bu çocuk böyle sabırsız ise dokuz ay annesinin karnında nasıl durdu tanrı bilir...
Bütün yoldaşlar bastı kahkayayı bir anda ama Walden bunu istifade bilip odaya girmeye çalıştı. Bütün yoldaşlar artık Walden'i tutuyordu.
-Çekil yolumdan Bunduk!
-Üzgünüm patron, bunu yapmak zorundayım.
-Klethi! Çekil be kadın!
-Asıl sen poponu oturt yerine başkan zımbırtısı!
-Haydut kız haklı Walden, seni dinlendirecek bir şiir söyleyeyim!
-Hadi ama Nizar, şu zımbırtını yerine koy!
O sırada ebe çıktı odadan ve seslendi:
-Artık gelebilir!
O sırada Walden bütün öfkesiyle yoldaşları savurdu bir kenara ve odaya girdi.
Karşısında karısı Ymira ve birlikteliklerinden dünyaya gelmiş çocukları duruyordu. Ymira gülümseyerek:
-Oğlan, diyebildi fısıltıyla...
Walden ise gözyaşlarını tutamıyordu.
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5355621.html#msg5355621
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5368707.html#msg5368707
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5378172.html#msg5378172
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5385532.html#msg5385532
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5392981.html#msg5392981
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5402577.html#msg5402577
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5414729.html#msg5414729
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5442544.html#msg5442544
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5444340.html#msg5444340
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5482639.html#msg5482639
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5507673.html#msg5507673
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5512161.html#msg5512161
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5533007.html#msg5533007
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5561241.html#msg5561241
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5565378.html#msg5565378
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5571233.html#msg5571233
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5577461.html#msg5577461
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5585845.html#msg5585845
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5588211.html#msg5588211
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5592802.html#msg5592802
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5624825.html#msg5624825
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5629547.html#msg5629547
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5631620.html#msg5631620
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5638647.html#msg5638647
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5639962.html#msg5639962
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5641896.html#msg5641896
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5664808.html#msg5664808
http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,223166.msg5718825.html#msg5718825
 
1.Bölüm
"Şarap, içki, aşk, kadınlar... İşte bu bizim lale devrimizin özetidir." dedi Gezgin Âşık ve handa hikayesine başladı.
Ventus ve Yuseid ise odalarındaydı. Oğlan yarıçıplak bir biçimde pencereden dışarıya baktı. Reyvadin şehri her ne kadar soğuk olursa olsun, o bu soğuklara alışıktı. Sonuçta Kral Harlaus zamanında ailesini sürgün etmişti Yuseid'in...
Ventus ise yatağın içinde ona bakıyordu. Yuseid, Ventus'a sırtını dönmüştü ve oğlanın sırtında garip bir sembol vardı, daha doğrusu bir dağlama...
Kız sormadan edemedi:
-O iz? Nasıl oldu?
Yuseid arkası dönük konuşmaya başladı:
-Günahlarımın bedeli sırtımda... Bir anka şeklini almışçasına!
Kız yataktan çıktı ve oğlanın yanına geldi. Yuseid'in sırtındaki ankaya elini dolaştırdı. Yuseid gözlerini sımsıkı yumdu, Ventus bunun farkındaydı:
-Acıyor mu? diye sorabildi sadece.
Yuseid gözlerini açtı ve kıza doğru dönerek:
-Eskiden olsaydı evet, ama sadece bir ürperme oluyor artık.
Ventus oğlana sarıldı, hiç bırakmak istemiyordu onu. Korkuyordu, sanki kaçacak gibiydi Yuseid, onu bıraktığı anda buharlaşacak ve sanki bir daha dönmeyecek gibi...
Yuseid kızı biraz geriletti ve öptü onu. Bu şey, sımsıcak bir duygu oluşturdu ikisinde de...
* * * * * * * * * * * * * * * * *  * * * * * * * * * * * * * * *
O sırada bir ürperme hissetti sırtında Walden. Eli sırtına, hala taze olan yanığa gitti. Sanki biri sırtına dokunmuştu onun.
Yara bir anka kuşunun şekline benziyordu. Bu anka ise Ayn Assuddi'de olmuştu. Bir mancınığın attığı alev topu sayesinde.
Aldığı yaradan sonra iki ay yataktan çıkamamıştı Walden. O sırada Aegean tekrar liderliğe geçmiş ve Shariz'e saldırmışlardı. Shariz'de olanlar bütün insanların kanını dondurmuştu. Bütün Sarranidliler kaledilmiş ve cesetleri sokakta ölüme terkedilmişti.
Aynı şekilde Leydi Sur'un da cesedi kalede bulunmuştu ve Aegean dayanamayıp baygınlık geçirmişti öfkesinden.
Virosko'nun anlattıklarına göre Aegean bir yemin etmişti tanrıyı şahit olarak kullanarak. Leydi Sur'un intikamı alınacak ve Vareg Liderinin kafası Tulga'da sallandırılacaktı.
Neden Tulga başkentti bilmiyordu Walden. "Ama iyi ki de başkent." dedi kendi kendine.
O sırada içeriye birinin girdiğini duydu. Bu mareşal Virosko idi. Virosko diz çöktü:
-Lead Walden! Saygılarımı sunarım, dedi ona.
Walden gülümseyerek:
-Bu kadar resmiyette ne gerek var, dedi ve Virosko'yu ayağa kaldırttı.
Virosko sordu:
-Beni neden çağırdın kadınlara kur yaparken? dedi biraz sinirli bir biçimde.
Walden o sırada gevrek bir kahkaha attı ve konuşmaya devam etti:
-Dostum başımızda Nizar varken senin çapkınlık yapman niye?
Bu sefer kahkaha atma sırası Virosko'daydı:
-Sen benim ne mal olduğumu unuttun herhalde, dedi gülerek. İkisi de kahkahalar eşliğinde oturdular birer sandalyeye.
Walden kendini toparlayarak ciddi bir hal alarak sordu:
-Bana anlatacaktın.
Virosko da ciddi bir hal aldı ve başladı anlatmaya:
-Shariz'de olanlardan sonra Bizanslar Mirim Ovası'na kadar geldiler. O sırada Kral Ragnar esirleriydi ve bizde müttefik olarak Ufuk Aşan'ı aldık. Aynı şekilde Kral Graveth'de esir alındığı için biz de Veluca Lordu Kastor'u müttefikimiz olarak aldık. Dustum Han zaten bizden yanaydı. Sarranidlilerde de Sultan Hakim yaralı olmasına rağmen savaşı yönetecekti.
Savaş zamanı geldiğinde Sirius Black ve Walden altı bin kişilik atlı ordusuyla yarma hareketine girişti. Piyadeler de orduyu sağ ve sollardan alarak... dedi ve yarıda kaldı Virosko'nun anlattığı olay.
Walden sadece şunu sordu:
-Aegean, nasıl öldü?
Virosko'nun yüzünde bir tebessüm vardı:
-Onurlu bir şekilde, düşmanı Kalradya'dan atarak öldü, dedi.
Walden sessizce:
-O ben olmalıydım, dedi.
Kendisini suçlu hissediyordu Aegean'in ölümünden.
 
Her zamanki gibi, kendini geliştirmeye devam ediyorsun. Böyle de olmalı zaten. Aynen devam et. Zamanla çok daha iyi olacaksın. Başarılar.. Bu arada, ikinci hikayeye çok çabuk başlamadın mı?
 
Kızıl $aman said:
Her zamanki gibi, kendini geliştirmeye devam ediyorsun. Böyle de olmalı zaten. Aynen devam et. Zamanla çok daha iyi olacaksın. Başarılar.. Bu arada, ikinci hikayeye çok çabuk başlamadın mı?
Haklısın Kızıl $aman, biraz erken başladım ama ilk kitap biraz fazla kısa gibi geldi bana, pekçok şeyi atladım. Bunun sebebi de Walden'in baygın ve yaralı olmasıydı ama size orada neler olduğunu anlatacaktır hikaye zamanla :wink:)
 
Önceki hikayede bir karakter vardı :Sırıus galiba neyse o karakter birçok forum sitesinde popüler oldu bu karakteri sen mi uydurdun yoksa bir başkasından alıntımı?
2.Hikayede güzel olmuş Waldene selamlar (benim adamım:smile:)
 
Clermont said:
Önceki hikayede bir karakter vardı :Sırıus galiba neyse o karakter birçok forum sitesinde popüler oldu bu karakteri sen mi uydurdun yoksa bir başkasından alıntımı?
2.Hikayede güzel olmuş Waldene selamlar (benim adamım:smile:)
Aslında Clermont, o karakteri eklemem için biri rica etti, ismini söyleyemediğim arkadaşı kıramadım ve ekledim karakterini.
Bu arada Walden'e değil Walden'a diye yazılacak :wink:
 
Onatcan3 said:
Clermont said:
Önceki hikayede bir karakter vardı :Sırıus galiba neyse o karakter birçok forum sitesinde popüler oldu bu karakteri sen mi uydurdun yoksa bir başkasından alıntımı?
2.Hikayede güzel olmuş Waldene selamlar (benim adamım:smile:)
Aslında Clermont, o karakteri eklemem için biri rica etti, ismini söyleyemediğim arkadaşı kıramadım ve ekledim karakterini.
Bu arada Walden'e değil Walden'a diye yazılacak :wink:
Herneyse
 
II.Bölüm
-Ne demek ele geçirilemedi! Kalradya'da ne olduğunu unuttunuz herhalde.
Bu konuşan Vareg'lerin ikinci komutanı Lsonevska'ydı. Öfkesi öylesine büyüktü ki, sananlar ortalığı yıkacak ve burayı bize mezar edecek gibi düşünebilirlerdi.
Lsonevska tüm öfkesiyle "Bağırın!" emrini verdi kıdemli askerlerine.
Salondan herkes dağıldıktan sonra kendisine yapılmış olan tahtına oturdu.
Lsonevska artık elli yaşlarına yaklaşmış, saçlarına kar yağmış ve hafif kamburu çıkmış bir Bizanslıydı. Uzun yıllar boyunca XIII.Konstantin'e hizmet etmişti ama yüce imparator(!) kendi adamının değerini bilir miydi? Lsonevska o sırada bir çatırdı duydu tahtından. Gözleri faltaşı gibi açıldı ve taht kırıldı.
Sözde som altından yapılmış bu taht, iyi bir göz boyamayla yutturulmuş, çok iyi bir oyunculukla da Lsonevska'ya yutturulmuştu.
"Seni ahmak!" diye iç geçirdi Losnevska. Cidden de ahmak yerine konmuştu. Ayağa kalktı ve kırık tahta baktı. O sırada arkasında sıcak bir üfleme hissetti. Kılıcına sarılarak tam bir dönüş yaparak kılıcını savurdu ama yoktu kimse arkasında.
"Herhalde paranoyak oluyorum." diye düşünde Lsonevska ama gene arkasında sıcak üflemeyi hissetti.
Arkasına korku ile döndü. Ağlamaklı bir sesle:
-Kim var orada? diye sordu.
Soruya cevap olarak: "Benim" diyerek bir cevap geldi ve gene kılıcını savurdu ama yoktu arkasında biri.
Diz çökerek ağlamaya başladı, Azrail ona bir oyun mu oynuyordu?
O sırada gövdesinden bir kılıç geçtiğini gördü ve bir acı hissetti.
Sonra sol kolu düştü önüne, ardından da sağ kolu.
Gözlerini kapadı: "Tanrım, sana geliyorum!" dedi ve o sırada kafası da yere düştü Lsovenska'nın.
Bir paranoyak olarak ölmüştü Bizanslı komutan.
Nuglo öldürdüğü Bizanslıya bakarken içinde nedense bir acıma oldu içinde, belki oradaki ben olabilirdim gibisinden bir düşünce oldu zihninde ama silindi bu olgu.
Bir suikastçı asla böyle düşünemez, düşünmemelidir de...
* * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Bu sırada, İbdeles Askeri Karahgahında...
-Binbaşı Lezalit!
Lezalit arkasını gördüğünde bir askerin seslendiğini gördü. Bir süredir askeri sınıflar değiştirilmişti.
Artık sadece üç ana sınıf vardı(Her zamanki gibi) ama ana sınıflar kendi aralarında, onun dışında özel halklar arasında askeri sınıflar vardı ve bir de Cumhuriyet Muhafızları...
Cumhuriyet Muhafızları başkent Tulga'da bulunurdu, özel askeri sınıflar kendi halklarının gizli toplama alanlarında eğitilirlerdi ve diğerleri ise askeri şehir İbdeles'te barınırlardı.
Lezalit'e seslenense bir Cumhuriyet Muhafızıydı. Bir mesaj getirmişti Lead Walden adına. Lezalit mektubu alırken muhafızı da inceledi.
Muhafızın üzerindeki zırh kırmızı-siyah renklerinden oluşuyordu. Kaskının yüz kısmı bir kalbe benzetilmişti. Kaskın bir çıkıntısında at kuyruğu vardı. At kuyruğu, muhafızın bir vale süvari olduğunu gösteriyordu. Lezalit mektunu incelediğinde sadece Nuglo'nun suikaste gönderildiği yazıyordu ve bu işi başardığı da belirtimişti.
Lezalit mektubu askere verdi, asker selamladı onu ve çıkıp gitti. Sonra eğitim yapan kargıcılara baktı dışarıdan. Daha yeni yetmelerdi ama onlarda zamanla öğrenecekti askerliğin ne olduğunu.
Savaşın ne olduğunu öğrenmişti Aegean sayesinde ve kendini uzak tutmaya çalışıyordu o lanetli şeyden ama ne olursa olsun geliyordu.
Sonra göğe baktı Lezalit, hava kızıla bürünmüştü ama daha öğledeydiler.
"Bu fırtınanın habercisi" diye düşündü Lezalit, "Kalradya'nın dışarıda koparacağı fırtınanın habercisi..."
 
Back
Top Bottom