Siyasi İdeoloji ve Gündem Tartışma

Cumhurbaşkanı Adayım

  • Recep Tayyip Erdoğan

    Votes: 0 0.0%
  • Muharrem İnce

    Votes: 1 7.1%
  • Kemal Kılıçdaroğlu

    Votes: 9 64.3%
  • Sinan Oğan

    Votes: 4 28.6%

  • Total voters
    14
  • Poll closed .

Users who are viewing this thread

Yahu hem bir partiyi kapatıp yerine başka bir parti kurmayı savunuyorsun, sonra da bu zırvalığı savunmayanlara çomar diyorsun :grin: yemin ederim "kürtaj yapiyööz burda, hayiin"den hiçbir farkın yok be assdfdfs bir de boş yapıyorsun diyorsun, be arkadaşım nasıl davranacağımı söyledikten sonra triggerlenip gelen sensin, sebeplerimi de çok makul şekilde yazdım, hala bana "parti de parti" diyorsun.

Ateist bir adama "şu tanrıyı öbür tanrıya karşı savunursak bak çok güzel olacak" demek ne kadar aptalca ise, şuan senin yaptığın bundan epey hallice :grin: desteklemiyorum arkadaşım diktatörlükleri falan, akp'yi tehlikeli yapan erdoğan olması değil akp'nin parti olması. Ben patlamış mısırımı alır, partilerin birbirini gondiklemesini keyifle seyrederim, kendini burada yırtman çok bir anlam ifade etmiyor benim açımdan.

imla
 
Nang said:
Elrohir Oronrá said:
Yaklaşık 3 yıldır falan anarşizm ile ilgili yazılar, kitaplar vs. okuyorum. Temelde benimsediğim, olmasını istediğim bir kavram anarşizm ama bu durumun gerçekleşmeyeceğini, yakın tarih için ütopik bir kavram olduğunu düşünüyorum.
İhtimâl bu konu hakkındaki bilgi birikimin, benden katbekat fazladır -- açıkçası bu iyi oldu, senden öğreneceğim şeyler mutlaka var demektir de diyebilirim. Amma velakin, hâlâ, 'kendince' neden fikrin gerçekleşemeyeceğine dair bir şeyler sunmadın. Ben, önceki mesajımda da, esasında bir sunu bekliyordum -- şimdi de beklemekteyim.​
Bu konuyu şuan uzun uzun anlatmak istemedim sadece :smile: Bu konu, bu tartışma için uygun bir yer. Şuan başka bir konu tartışılırken bölmek istemedim açıkçası :smile:

Varrak, patisiz demokrasi de şuan ütopik bir kavram. Bu konunun şuan tartışılması mantıksız. Biz mevcut durumu düzeltmeye yönelik fikirler paylaşıyoruz. Sen ise her olmadık yerde bambaşka bir düzenin kurulması gerektiğini savunup duruyorsun. Bu şuan olmayacak bir şey.


Uyarı: Siz iletinizi yazarken yeni bir ileti daha gönderildi. Gönderilen iletiyi incelemeniz önerilir.
 
Meselenin basinda partiler otesi bir mesele oldugunu yazdim hala parti diyorsun. Sana partilerinin mesruiyetini degil ulkenin kitlesel olarak gittigi kotu yolu anlattim, onu da anlamadin. Ben kendi fikrimi soyledim merkez bir parti uygun olur diye bunu da Beni chpli gibi yansitmana karsi soyledim yoksa senin fikrini degistirme amacim yoktu. Parti meselesine su slash isaretini koyup parti isimlerini dizip surekli giren de sensin. Ben parti degil kutuplasma diyorum sen bana hala parti diyorsun bi de benim de parti acisindan olayi ele aldigimi soyluyosun. Burda yirtinan yok ama okudugunu anlamamakta israr Eden biri var orasi kesin  :mrgreen:.  Gozunu seveyim discordun burda iki saat yazdigimizi orda iki dakika konusup kapatabiliyoduk.
 
Sistemin işleyişinin nasıl olacağını mı merak ediyorsun, yoksa "böyle bir sistemi bu ülkeye nasıl getirebiliriz"i mi merak ediyorsun? İlki için kafamda bir temel fikir var, fakat ben cin olmadım adam da çarpmam, yani diktatörlüğe soyunup "şu şöyle olacak bu böyle olacak" demem, karar merciinde ben oturuyorsam bile demem. İcra koltuğunda ben oturuyor isem, ayrıntıların tartışılması için bilim adamlarını davet eder, ben uzaktan tartışmaları izlerim. Hangi tez, fizik kurallarıyla daha tutarlıysa, o şekilde bir uygulama şeması çizilir. Yani ben burada "sistemin ayrıntıları şudur budur" diye ahkam kesmem, ana hatlarını savunurum. Nedir bu? Her hukuk kuralı dizayn edici (milletvekili), hukukçu olmalıdır. Her seçim bölgesi bir vekil çıkartmalı, ve bu vekiller hiçbir parti ve/veya kanundan başka bir otoriteye boyun eğmemelidir. Seçilen vekiller halk tarafından seçileceğinden, bir parti diktatörüne değil kendi seçmenine sorumlu olacak ve bir daha seçilmek için de kendi seçmeninin menfaatine çalışmak durumunda kalacaktır mecliste.

Uyarı: Siz iletinizi yazarken 2 yeni ileti daha gönderildi. Gönderilen iletiyi incelemeniz önerilir.

Elrohir Oronrá said:
Bu konunun şuan tartışılması mantıksız.

Yoo değil, ben tartışırım. Bana bunun tartışılması, parti goygoyundan milyonlarca kat daha mantıklı geliyor. Ben kendimi epey hür hissediyorum bunu gündeme taşırken.
 
Elrohir Oronrá said:
Bu konuyu şuan uzun uzun anlatmak istemedim sadece :smile: Bu konu, bu tartışma için uygun bir yer. Şuan başka bir konu tartışılırken bölmek istemedim açıkçası :smile:
Benim de aslında amacım, konunun ikili tartışmadan sıyrılmasına yönelikti -- artık, sen, istediğin vakit yazarsın ve beni de haberdar edersin, o vakit başlarız tartışmaya. Ben, en iyisi, bu tartışmada kendime bir yer bulayım. :razz:
 
Varrak ben sistemin esaslarını sormadım, kalınlaştırdığım yerdeki gibi sistemin ülkede nasıl uygulanabileceğini sordum.
Afrandez said:
Koca konuda bu sistemi bu ülkede nasıl sorunsuzca uygulanabileceğini anlattığın bir şey göremedim

Gerçi daha zealot vatandaşları Tayyip'ten alıkoyamıyoruz.
 
Yahu adam gidecek kendi seçim bölgesinde istediği adaya oy evrecek. Şuanki sistemden kat be kat kolay bir uygulanırlığa sahip. Şuanki sistemde hile/hurda yapmak çok daha kolay, hepi topu yarışan 2 blok var, bir bloğa abanırsan aldın işte yasama gücünü ellerinin arasına.

Benim dediğim sistemde hiçbir blok veya parti diktası yok. Ortada hukukçu olan, bireysel olarak aday olan insanlar var. Hangi birine oy çalacaksın? Bu imkansız birşey. Aynı şekilde şuan parti diktatörlerinden birini rüşvet ile kafalarsan ellerinin altına 10'larca vekil geçiyor, rüşvet ve tehdit ile sistemi manipüle etmek çok kolay. Aha daha birkaç yıl önce kasetle gitti bir diktatör, gelen de gidecek gibi durmuyor. Bu iş partilerle böyledir. Fakat benim dediğim sistemde, hadi 3 vekili tehditle şantajla manipüle ettin, e geriye kalan 10'larcası? Öyle kolay değil benim savunduğum sistemde meclisin manipüle edilmesi.

Şuanki sistemde diktatörler uğruna savaşan milyonlarca koyun var birbirini gırtlaklamaya hazır, halk bu partiler arkasında kutuplaşmış. Benim dediğim sistemde bireysel yarışan adaylar var, beynini başkalarının hizmetine devretmemiş, hür iradeli. Ne kamplaşma olur ne gırtlaklaşma.
 
Haber
Busadaki şehit cenazesindeki olaydan sonra çıkıp böyle söyledi.
Milletvekili veya değil. Müslüman olarak bir insanın başkası rahmete kavuşunca namaz kılması yasaklandı.
Cenazede çelenk gönderilmesi başka olay ama, şu olaya gerçekten çok sinirlendim. Şehrim Bursada böyle insanlar çok var mahalesef.
Siyasi kimlik olarak çelenk gönderilmesi yasaklansın cenazeye onaylarım. Ama bütün parti milletvekillerine gelsin.
Allah ıslah etsin.
 
Varrak said:
Yahu adam gidecek kendi seçim bölgesinde istediği adaya oy evrecek. Şuanki sistemden kat be kat kolay bir uygulanırlığa sahip. Şuanki sistemde hile/hurda yapmak çok daha kolay, hepi topu yarışan 2 blok var, bir bloğa abanırsan aldın işte yasama gücünü ellerinin arasına.

Benim dediğim sistemde hiçbir blok veya parti diktası yok. Ortada hukukçu olan, bireysel olarak aday olan insanlar var. Hangi birine oy çalacaksın? Bu imkansız birşey. Aynı şekilde şuan parti diktatörlerinden birini rüşvet ile kafalarsan ellerinin altına 10'larca vekil geçiyor, rüşvet ve tehdit ile sistemi manipüle etmek çok kolay. Aha daha birkaç yıl önce kasetle gitti bir diktatör, gelen de gidecek gibi durmuyor. Bu iş partilerle böyledir. Fakat benim dediğim sistemde, hadi 3 vekili tehditle şantajla manipüle ettin, e geriye kalan 10'larcası? Öyle kolay değil benim savunduğum sistemde meclisin manipüle edilmesi.

Şuanki sistemde diktatörler uğruna savaşan milyonlarca koyun var birbirini gırtlaklamaya hazır, halk bu partiler arkasında kutuplaşmış. Benim dediğim sistemde bireysel yarışan adaylar var, beynini başkalarının hizmetine devretmemiş, hür iradeli. Ne kamplaşma olur ne gırtlaklaşma.

Sistem değişikliği de, yeni sistemin uygulanması da bilinçli insanlar ister. Ülkede birazcık da abartırsam 20-25 milyon bilinçli insan var, kalanlar? Uymayı kabul ederler mi?
Elrohir'in dediği gibi, yakın gelecek için ütopik. Ben de kültürel entegrasyonları kullanarak tek bir Dünya Devleti oluşsun istiyorum, hani nerede bunu savunacak ve uygulayacaklar?
 
200 yıla kalmaz dediğin de olur. Güçlü executive power'lar, güçsüzleri teker teker yutuyor dünyada, yutamadığını bölüyor bölünmüş parçayı yutuyor. Bu ya nükleer soykırımla sonlanacak, veya hepimiz Çince yada İngilizce konuşuyor, sokaklarda da ya Çin bayrağı veya ABD bayrağı dalgalanıyor olacak. Yani o "Dünya Milleti" çok da uzak bir kavram değil. Hepi topu birkaç bin yıl önce insanlar on binlerce kabileden oluşuyordu, sonra binlerce şehir devleti oluştu, günümüzde 100'lerce devlet var, yakında kıtalar birleşecek. Yani senin istediğin şey çok "ütopya" değil. Göreceli olarak yakında gerçekleşebilecek bir hadise :grin:
 
Varrak said:
200 yıla kalmaz dediğin de olur. Güçlü executive power'lar, güçsüzleri teker teker yutuyor dünyada, yutamadığını bölüyor bölünmüş parçayı yutuyor. Bu ya nükleer soykırımla sonlanacak, veya hepimiz Çince yada İngilizce konuşuyor, sokaklarda da ya Çin bayrağı veya ABD bayrağı dalgalanıyor olacak. Yani o "Dünya Milleti" çok da uzak bir kavram değil. Hepi topu birkaç bin yıl önce insanlar on binlerce kabileden oluşuyordu, sonra binlerce şehir devleti oluştu, günümüzde 100'lerce devlet var, yakında kıtalar birleşecek. Yani senin istediğin şey çok "ütopya" değil. Göreceli olarak yakında gerçekleşebilecek bir hadise :grin:
Aslında ütopik bir durum. Tek bir devlet demek isyanların önü alınamaz demek. Onun yerine senin kontrolün altında devletler kurarsan ve insanlara seçim yaptırıyormuş gibi bir çizgi çekersen hiçbir isyan olmaz. İnsanlar seçim yaptığını düşünür aslında her zaman senin adamını seçerler. Devletleri sen kontrol edersin. İstediğini alırsın. Arada krizler yaratırsın. İnsanlar kukla devletleri olduğunu anlamaz. Böylece imparatorluğunu huzur içinde yürütürsün (Kısacası günümüz dünyası). Hem yönetmesi basit hem de insanlar huzurlu.
 
Kültürel Entegrasyon diyorum. Sen işe askeriyi de dahil ettin.

Kültürel entegrasyon dediğimiz şey kültürlerin birbirine adapte olarak tek bir kültür oluşturmasıdır. 1571'den Fransız İhtilali'ne kadarki dönemde Rumlar ile Türklerin Kıbrıs'taki kaynaşmışlıkları buna verebileceğim en basit örnek. Gerçi arada yine bazı büyük farklar vardı, ama 1821'de ayaklanmasalar ve İngilizlere adayı teslim etmeseler daha da entegre olurlardı.

Bu iş için mesela Kore'yi ele alalım. Aynı kültür, aynı ulus. Eğer Kim Jong-Un'u ve onun Juche'yi kaldırırsak birleşmeleri için engel kalır mı? Kalmaz. İşte benim bahsettiğim şey bütün kültürlerin böyle entegre edilmesiyle tüm ülkeleri birleştirmek. Bunun da en büyük düşmanı politikalar. Zaten Siyaset ve Politika kelimelerinin kökeni özetliyor olayı.

Yani Varrak'cığım(umarım alınmadın), sen nasıl parti yapısına karşıysan ben de komple siyasete karşıyım.

Uyarı:

Roffron said:
Varrak said:
200 yıla kalmaz dediğin de olur. Güçlü executive power'lar, güçsüzleri teker teker yutuyor dünyada, yutamadığını bölüyor bölünmüş parçayı yutuyor. Bu ya nükleer soykırımla sonlanacak, veya hepimiz Çince yada İngilizce konuşuyor, sokaklarda da ya Çin bayrağı veya ABD bayrağı dalgalanıyor olacak. Yani o "Dünya Milleti" çok da uzak bir kavram değil. Hepi topu birkaç bin yıl önce insanlar on binlerce kabileden oluşuyordu, sonra binlerce şehir devleti oluştu, günümüzde 100'lerce devlet var, yakında kıtalar birleşecek. Yani senin istediğin şey çok "ütopya" değil. Göreceli olarak yakında gerçekleşebilecek bir hadise :grin:
Aslında ütopik bir durum. Tek bir devlet demek isyanların önü alınamaz demek. Onun yerine senin kontrolün altında devletler kurarsan ve insanlara seçim yaptırıyormuş gibi bir çizgi çekersen hiçbir isyan olmaz. İnsanlar seçim yaptığını düşünür aslında her zaman senin adamını seçerler. Devletleri sen kontrol edersin. İstediğini alırsın. Arada krizler yaratırsın. İnsanlar kukla devletleri olduğunu anlamaz. Böylece imparatorluğunu huzur içinde yürütürsün (Kısacası günümüz dünyası). Hem yönetmesi basit hem de insanlar huzurlu.

(TL:grin:R) İşin aslı benim kafamdaki plan da buna benziyor. Ülkeleri şekillendir, kültürleri kaynaştır, sonra da kontrollerini ele geçirip işini bitir.

Şimdi böyle diyorum terörist ilan etmeyin beni
 
https://twitter.com/tuncaybesikci/status/1012358244331933696

Şu insanlara hiç kimse sahip çıkmadı hala da çıkmıyor. Yazık, günah ya.
 
Siyasete ben de karşıyım, siyaset yalan söyleme sanatıdır, siyasetçi ise profesyonel yalancıdır. Ben Kıbrıs'taki duruma kesinlikle senin baktığın gibi bakmıyorum. Ben rum-türk gibi ırkların varlığına inanmıyorum. Belli bir homo sapiens kitlesini, diğer bir homo sapiens kitlesine karşı hayali ırk/din kullanılarak korkutup yönetme eylemi var adada. Korku, homo sapiensleri varolmayan sınırların içerisine sokup biçimlere sokma çabası için muazzam bir araçtır. Buna çözüm özgür irade ve bilimsel sorgulayıcı bakış açısıdır, buna çözüm kesinlikle o hayali sınırları gerçek kabul edip, hayali kitleleri "barıştırmak" değildir. Yahu onların hepsi homo sapiens, hayali korku sınılarını kaldır zaten onlar güle oynaya koklaşa yaşarlar.

//Roffron sana da cevap vermiş oldum burada, isyanlar insanların korku ve şüpheleriyle şekillenmiş hareketlerdir, korku ve şüpheleri yerliyse devam eder ve sürerli olur, bu yüzden imparatorluklar ve diktatörlükler daima yıkılır çünkü korkunun sebebi yerli yerinde gerçektir. Demokrasilerde ise korkunun yersiz olduğu ve zırva olduğu zamanla ortaya çıkar, isyanlar da kesilir, bir daha ortaya çıkmaz. Şuan ABD ve Çin neredeyse kıta büyüklüğünde, isyanlar? Çin bir diktatörlük olmasına ve ABD derin devletin çizdiği çakma demokrasi olmasına rağmen, ortada stability'i çökerten bir portre yok. Gerçek demokraside zaten böyle bir durumu ortaya çıkartacak sebep yok//

Bu arada elbette askeriyeyi de dahil edeceğim, fakat sadece askeriyeyi değil. Asker, executive power emrindeki law enforcement birimlerinden sadece bir tanesi, ve ben saf bir şekilde asker üzerinden bir senaryo da çizmedim. Sen neden "ulusları yutmak" terimini askeri bir ifade olarak aldın ki? Al bak Güney Osetya, orası evet Gürcistan'dan askeri güç kullanılarak kopartıldı. Sonra? Ekonomik ve diplomatik gücünü kullandı Rusya, annexledi gitti. Executive power'ın emrinde sadece askeri enstürman yoktur, birçok farklı enstürman var ve bunları en iyi kullanabilen iki güç öyle veya böyle dünyaya bayrağını dikecekler.

Uyarı: Siz iletinizi yazarken yeni bir ileti daha gönderildi. Gönderilen iletiyi incelemeniz önerilir.
 
İşte sıkıntı tek o değil. Bazı insan grupları beraber yaşayamaz. Sen tek devlet yaparsan ülke içi oradan oraya geçmek serbestleşecek. Dünyanın geneli fakir. Senin zengin bölgelerin var. İnsanları zorla bir bölgeye hapsedemezsin. Çünkü tek bir devletsin ve hakların geneli kapsamak zorunda. Kapsamazsa isyan. İnsanlara buraya gidemezsiniz dersen isyan. Bir yer diğer yerden daha iyi en ufak birşeyi olsun insanlar oraya göç ederler. Bu kendi ülkemizde bile oluyor. İstanbul, Ankara çok doldu. Tamam Bitlis'te halen yaşayan var ama her şehirden az da olsa sürekli göç alıyoruz. Ülke içi asayişi sağlamak zor olacak. Eyaletler olsa bile devletin genel yasaları yine tüm eyaletleri kapsayacak. Belli bölgeler sürekli kötüleşirken belli bölgeler sürekli iyileşecek. Bugün ise farklı devletler sayesinde insanlar rahat hareket edemiyorlar. Sınırlar var. Asayişi kendi içlerinde sağlıyorlar. Kültürel çatışmalar olmuyor. En basit örneği Suriyeliler geldi ülke gerildi hemen. Kültürel çatışmalar var. Ayrımcılıklar başlıyor. Tüm dünyaya yetecek asayiş gücün olmayacak. Bir isyan çıksa eziyet olur. 2 isyan çıksa elbet 1'i başarıya ulaşır. İnsanların çoğu o tek devlet için çalışmaz. Kendi için hayatta kalmaya bakar. Kültürel farklılıklar her yasaya uymaz. Yasaları herkese uygun yapmazsın. Sürekli bir kırılma olur. Amerika'da herkes aynı haklara sahip bir devlet. Avrupa Birliği desen kendi içinde her bölgesini kalkındırmaya çalışıyor. Bazıları ise eziyet olarak görüyor. İngiltere ayrıldı mesela. Çünkü adamlar zarar ediyor.
 
Yahu Çin'de de ortalama geliri 10 kat düşük olan yerler var ortalama geliri yüksek yerler ile arasında, Türkiye'de de var, ABD'de de var. Elbette her yere gitmek serbest olacak. Atladığın şey, ekonomi hükümeti alakadar eden bir durum değil. Ne Çin ne ABD komünist sisteme geçecek değil. Onların hükümetleri yasaları enforce etmekle yetinirler, ekonomiyi salarlar çayıra asdfds yok yok, özel sektöre salarlar. Özel sektör nerede kar varsa oraya gider, nerede hangi mal satılması gerekiyorsa, pahalı malı geliri yüksek şehirde satar, ucuz malı geliri düşük yerde satar. Fabrikalar geliri düşük coğrafyalara kurulur, ucuz iş gücü olarak kullanılır halk. Zaten hükümet kurumlarında çalışan memurlar Los Angeles'te de, İstanbul'da da, Kongo'da da aynı ücreti alacağından ister istemez orada bir market oluşur ve o marketi destekleyecek bir perakende, lojistik, sanayi, real estate derken al sana ekonomi, özel sektör doldurur açığı.

Yani öyle endişe edecek bir durum olmaz. "Fakat ya 100 milyon insan New York'a akarsa" yok öyle bir dava, o kadar iş açığı var mıymış bakalım? Şehirler illa ki göç çeker, yeterli doygunluğa ulaşana kadar. Ekonomi dere gibi akar yatağını bulur.
 
Varrak said:
Siyasete ben de karşıyım, siyaset yalan söyleme sanatıdır, siyasetçi ise profesyonel yalancıdır. Ben Kıbrıs'taki duruma kesinlikle senin baktığın gibi bakmıyorum. Ben rum-türk gibi ırkların varlığına inanmıyorum. Belli bir homo sapiens kitlesini, diğer bir homo sapiens kitlesine karşı hayali ırk/din kullanılarak korkutup yönetme eylemi var adada. Korku, homo sapiensleri varolmayan sınırların içerisine sokup biçimlere sokma çabası için muazzam bir araçtır. Buna çözüm özgür irade ve bilimsel sorgulayıcı bakış açısıdır, buna çözüm kesinlikle o hayali sınırları gerçek kabul edip, hayali kitleleri "barıştırmak" değildir. Yahu onların hepsi homo sapiens, hayali korku sınılarını kaldır zaten onlar güle oynaya koklaşa yaşarlar.
Bendensin; uluslar, ideolojiler ve dinler kitleleri bölmek ve birbirlerine düşman etmek için kullanılırlar. Bu sebeple ben kendimi insan olarak tanıtırım başkalarına, Türk olarak veya Kıbrıslı olarak değil.

Varrak said:
Bu arada elbette askeriyeyi de dahil edeceğim, fakat sadece askeriyeyi değil. Asker, executive power emrindeki law enforcement birimlerinden sadece bir tanesi, ve ben saf bir şekilde asker üzerinden bir senaryo da çizmedim. Sen neden "ulusları yutmak" terimini askeri bir ifade olarak aldın ki? Al bak Güney Osetya, orası evet Gürcistan'dan askeri güç kullanılarak kopartıldı. Sonra? Ekonomik ve diplomatik gücünü kullandı Rusya, annexledi gitti. Executive power'ın emrinde sadece askeri enstürman yoktur, birçok farklı enstürman var ve bunları en iyi kullanabilen iki güç öyle veya böyle dünyaya bayrağını dikecekler.
Askeri ifade olarak aldım evet. Sebebi basit, işe askeriyenin dahil olmasını istemiyorum, olmamalı. Olamaz da, Right of Conquest devri geçeli 200 yıl oldu. Artık silahlar diplomasi karşısında eskisi kadar etkili değil. Kaldı ki silah gücü tehlikelidir; stabiliteyi korumak için de kullanılabilir, rakipleri ezmek için de.

Bütün bu dediklerimi gerçekleştirmedeki esas sorun politika. Ülkelerin politikalarına sızarak yönetimlerini ele geçirmek(biraz uç bir örnek ama Alman Nazisi-Avusturya Nazisi gibi) kolay değil. Bütün kültürleri entegre ettikten sonra ülkeleri birleştirmek, sonrasında da stabilitenin korunması daha zor. Bunun ütopik olmasının sebebi de bu.

Aşırı ısınan laptop yüzünden beni yakalayan uyarı

Roffron said:
İşte sıkıntı tek o değil. Bazı insan grupları beraber yaşayamaz. Sen tek devlet yaparsan ülke içi oradan oraya geçmek serbestleşecek. Dünyanın geneli fakir. Senin zengin bölgelerin var. İnsanları zorla bir bölgeye hapsedemezsin. Çünkü tek bir devletsin ve hakların geneli kapsamak zorunda. Kapsamazsa isyan. İnsanlara buraya gidemezsiniz dersen isyan. Bir yer diğer yerden daha iyi en ufak birşeyi olsun insanlar oraya göç ederler. Bu kendi ülkemizde bile oluyor. İstanbul, Ankara çok doldu. Tamam Bitlis'te halen yaşayan var ama her şehirden az da olsa sürekli göç alıyoruz. Ülke içi asayişi sağlamak zor olacak. Eyaletler olsa bile devletin genel yasaları yine tüm eyaletleri kapsayacak. Belli bölgeler sürekli kötüleşirken belli bölgeler sürekli iyileşecek. Bugün ise farklı devletler sayesinde insanlar rahat hareket edemiyorlar. Sınırlar var. Asayişi kendi içlerinde sağlıyorlar. Kültürel çatışmalar olmuyor. En basit örneği Suriyeliler geldi ülke gerildi hemen. Kültürel çatışmalar var. Ayrımcılıklar başlıyor. Tüm dünyaya yetecek asayiş gücün olmayacak. Bir isyan çıksa eziyet olur. 2 isyan çıksa elbet 1'i başarıya ulaşır. İnsanların çoğu o tek devlet için çalışmaz. Kendi için hayatta kalmaya bakar. Kültürel farklılıklar her yasaya uymaz. Yasaları herkese uygun yapmazsın. Sürekli bir kırılma olur. Amerika'da herkes aynı haklara sahip bir devlet. Avrupa Birliği desen kendi içinde her bölgesini kalkındırmaya çalışıyor. Bazıları ise eziyet olarak görüyor. İngiltere ayrıldı mesela. Çünkü adamlar zarar ediyor.
Geneli doğru. Çekincelerinin çözümü aslında devletin kendisi; meritokratik şekilde pozisyonlarını doldurur ve üzerindeki yükten tasarruf edebilirsen dinamik bir şekilde insanlara karşı görevini yerine getirebilir, yani insanların refahını yükseltip uçurumları kapatabilir.

ikinci uyarı

Varrak said:
Ne Çin ne ABD komünist sisteme geçecek değil.
Kağıt üstünde de olsa Çin (Halk Cumhuriyeti) zaten komünist. Ama adamlar Politbüro ile ülkeyi eski İmparatorluk sistemiyle yönetiyor.
 
Ben uluslara karşı değilim. Zaten benim karşı olmam birşeyi değiştirmeyecek zira varlığı mevcut olan bir organizma. İnkar etmemin bir anlamı yok. Ulus, bir hukuk normu etrafında kümelenmiş insan topluluğudur. Bu ulusu yıkman için, o ulusun, bir iddiaya sahip ve iddiasını destekleyecek bir fiili güce sahip (askeri/diplomatik/ekonomik/kültürel güç) executive power var demektir, o executive power'ı yıkman lazım. E zaten yıkılacak, fakat onu yıkan da bir başka executive power olacak, o gelip kendi iddiasını ve hukuk normunu enforce edecek, kendi iddiasını sürdürebilecek gücü dövecek bir başka executive power çıkana dek de orada duracak. Bu, dünyada tek bir executive power kalana dek bu şekilde devam edecek. Dövmeyi sadece askeri power olarak alma, diplomatik güç olur, ekonomik güç olur kültürel güç olur, manipüle edilebilecek birçok enstürman var ortada.

Bu arada "askeri güç olmamalı" demek çok bir şey ifade etmiyor. Oluyor, olacak da. 3 büyük gücün silah yatırımı yıllık trilyon doların üzerinde :grin: bu adamlar ping pong oynamak için yapmıyor bu yatırımları. Ha trump olmaz mrump olur, AMD olmaz Japonya olur, fakat biri illa olacak, çıkıp "bana diplomatik güç yetmiyor" diyecek, silah çekecek. Bu illa ki olacak. Ya kendi iddiasını güç kullanarak diğerlerine dikte edecek, veya kendisi daha büyük bir güç tarafından submit'lencek. Yani ulusları ortadan kaldırmak pek mümkün değil, bütün uluslar şuan ortadan kalksa yarın bu güç boşluğunu binlerce insan doldurur, binlerce kabile ulusu doğar, tekrar baştan başlarız :grin:

Çin dediğin gibi kağıt üzerinde komünist, bu da kültürel açıdan belli manipülasyonları ABD'nin eline vermemek için yürüttüğü bir iddia. Çin belli bir süreden sonra demokrasiye geçecektir, fakat elindeki kartları açmadan önce yayabildiği kadar yaymak isteyecektir gücünü. Çin daha yeni başladı Afrika'da askeri üs açmaya, yabancı devlet liderlerini rüşvetlemeye, kültürel yatırımlar ile etkisini yükseltmeye, iflas etmiş ülkelerde (öhöm, son ünlerde haber sayfalarında hep şu şirketi çinliler aldı, çin şu yatırımı yapıyor Türkiye'ye haberlerinden geçilmiyor :grin: ) şirketleri satın almaya falan yeni başladı bunlara hep, çömez henüz. Karşısında ise tabiri caizse yılların kötü çocuğu ABD.
 
Back
Top Bottom