Psikolojik Danışma Hattı

Users who are viewing this thread

Psikolojik rahatsızlıklar aslında fiziksel rahatsızlıklar kadar önemli. Şu anda dünya sağlık örgütünün verilerine göre psikolojik rahatsızlıklara harcanan para ve emek diğer hastalıklara harcanandan çok daha fazla. Psikolojik rahatsızlıklar insanların üzerine daha büyük bir yük ve sadece "İşte her şey içimizde" demekle bitmiyor malesef. Çok fazla nörolojik ve evrimsel yanı var bunun bilişsel yanıyla birlikte.

Karatasak said:
böyle testler kişinin çözerkenki psikolojik durumuna göre sonuç veriyor. yani kesin bir şey çıkartılamaz hiçbir zaman. bir insanın psikolojik durumunu şekillendirmek de kompleks bir şey. işin içine psikoloğun da psikolojik durumu giriyor. mutluluk da kompleks bir şey. hayatın kompleksleşmesiyle insanlığın çoğunluğu anksiyeteden muzdarip, ama bu bi sorun mu yoksa olması gereken şey mi diye de sormak gerekiyor ilk.
bir çok kitaptan ortak olarak anladığım şey, düşünmek insanın yaşamak istememesine neden oluyor. 100 yıl öncenin insanları mı daha mutluydu şuaninki mi diye bir karşılaştırma yapmak absürt biraz, ama yapıldığında önceki insanların mutluluğa dair sorunları olmadığı anlaşılıyor, çünkü hayatın anlamı hakkına düşünmeye vakitleri yok. antidepresanlar uyuşturucu görevi görüyor bu noktada. derin düşünmeyi de engelliyor ki, başarısı da bu zaten. ama gerçekten doğru olan şey bu mu bilemiyorum. insan vücudunda sürekli serotonin üretilmesini sağlayacak bir ilaç çıktığında ve insanların sürekli ekstazi kafasında olduğu bir dünyada herkes sürekli mutlu olur, ama doğru olan veya olması gereken şey bu mudur?
yıllar geçtikçe hayat hakkındaki düşünce aralığımız gelişiyor, ancak bu faydalı bir şey mi yoksa hayatın anlamsızlığının ve intihar etmenin meşru nedeni mi bilinmez. bu olayla paralel olarak insanların beyinlerini uyuşturma ihtiyacı da artıyor.
sorun olup olmadığı belli olmayan bir şeyi doğru/olması gereken olup olmadığı belli olmayan çözümler ile çözmeye çalışmak garip biraz. psikoloji bilimi bu noktada boş bir bilim olarak görülebilir. ama gerçekten öyle olup olmadığını da bilemeyiz.
ayrıca psikolojik rahatsızlık dediğimiz şey fiziksel rahatsızlıktan çok daha kompleks bir şey görüldüğü gibi, yani kesinlikle karşılaştırılamazlar.

Pozitif nihilizm bu tür sorunlarda genellikle doğru yanıt. Hayatın hiç bir anlamı yok, sen yaratmadığın sürece. Hayata ne anlam yaratıyorsan o, bu yüzden bu tür şeyler düşünülmemeli hayatta zevk aldığın şeyleri ve anlam yüklediğin şeyleri yapman gerekiyor. Bazı insanlara göre hayatın amacı zevk almaktır, o onu yapar, bazılarına göre hayatın amacı karşılıklı yardımlaşmadır ve insan ilişkileridir, bazı insanlara göre hayatın anlamı güç ve dominasyondur. Bu alanda da insanın psikolojik öyküsü devreye giriyor. İnsan bir zaman sonra genellikle bir şeye sürekli açlık duymaya başlıyor. Bazıları sevgiye, bazıları güce, bazıları da zevke. Ha, bu değişir mi? Değişir. Ama neye ihtiyacın varsa isteyeceksin zaten, o yüzden düşünülmemesi gerekiyor "Neye ihtiyacım var?" diye. İnsanın kendine sorduğu işte "Neye ihtiyacım var da yapsam?" gibi sorular genelde insanın "Şu an nefes alıyor muyum?" farkındalığıyla aynı çalışıyor bildiğim kadarıyla. Nefes aldığının farkına varınca beyninin nefes alımını otomatik gerçekleştiren kısmının önüne bilişini geçiriyorsun ve nefes alışların garipleşip düzensizleşiyor. Aynı şey. İnsan ne istediğini ya da neden yaşadığını düşünmemeli, çünkü birincisi kendiliğinden olan bir şey, ikincisi ise belli olan bir şey. Pozitif nihilizm.
 
Karatasak said:
böyle testler kişinin çözerkenki psikolojik durumuna göre sonuç veriyor. yani kesin bir şey çıkartılamaz hiçbir zaman. bir insanın psikolojik durumunu şekillendirmek de kompleks bir şey. işin içine psikoloğun da psikolojik durumu giriyor. mutluluk da kompleks bir şey. hayatın kompleksleşmesiyle insanlığın çoğunluğu anksiyeteden muzdarip, ama bu bi sorun mu yoksa olması gereken şey mi diye de sormak gerekiyor ilk.
bir çok kitaptan ortak olarak anladığım şey, düşünmek insanın yaşamak istememesine neden oluyor. 100 yıl öncenin insanları mı daha mutluydu şuaninki mi diye bir karşılaştırma yapmak absürt biraz, ama yapıldığında önceki insanların mutluluğa dair sorunları olmadığı anlaşılıyor, çünkü hayatın anlamı hakkına düşünmeye vakitleri yok. antidepresanlar uyuşturucu görevi görüyor bu noktada. derin düşünmeyi de engelliyor ki, başarısı da bu zaten. ama gerçekten doğru olan şey bu mu bilemiyorum. insan vücudunda sürekli serotonin üretilmesini sağlayacak bir ilaç çıktığında ve insanların sürekli ekstazi kafasında olduğu bir dünyada herkes sürekli mutlu olur, ama doğru olan veya olması gereken şey bu mudur?
yıllar geçtikçe hayat hakkındaki düşünce aralığımız gelişiyor, ancak bu faydalı bir şey mi yoksa hayatın anlamsızlığının ve intihar etmenin meşru nedeni mi bilinmez. bu olayla paralel olarak insanların beyinlerini uyuşturma ihtiyacı da artıyor.
sorun olup olmadığı belli olmayan bir şeyi doğru/olması gereken olup olmadığı belli olmayan çözümler ile çözmeye çalışmak garip biraz. psikoloji bilimi bu noktada boş bir bilim olarak görülebilir. ama gerçekten öyle olup olmadığını da bilemeyiz.
ayrıca psikolojik rahatsızlık dediğimiz şey fiziksel rahatsızlıktan çok daha kompleks bir şey görüldüğü gibi, yani kesinlikle karşılaştırılamazlar.
çok haklısın ama iş sadece bizim halkın bilinçli olması değil aynı zamanda bizim psikologların da işini bilmesi lazım ama bilmiyorlar mesleklerinin hakkını hiç vermiyorlar.
 
Carrier said:
Psikolojik rahatsızlıklar aslında fiziksel rahatsızlıklar kadar önemli. Şu anda dünya sağlık örgütünün verilerine göre psikolojik rahatsızlıklara harcanan para ve emek diğer hastalıklara harcanandan çok daha fazla. Psikolojik rahatsızlıklar insanların üzerine daha büyük bir yük ve sadece "İşte her şey içimizde" demekle bitmiyor malesef. Çok fazla nörolojik ve evrimsel yanı var bunun bilişsel yanıyla birlikte.
psikolojik rahatsızlıklar üzerinde durmak için ilk önce neyin rahatsızlık olduğunun saptanması gerekiyor. kesin olmayan şey de neyin hastalık olduğu. dediğim gibi hayatın olağan getirdiği şeyler hastalık sayılıyor olabilir. bilemeyiz. tarihte psikoloji çalışmalarının bir şeye çözüm getirdiği çok az rastlanır bir durum ayrıca. insanları uyuşturmak net çözüm olarak görülüyor. bütçeye bakılarak da hiçbir şey saptanamaz, çünkü olayın içine bir sürü insanın çıkarı giriyor. insanları hasta olduklarına ikna ederek ****** çok kolay bir yöntem bu açıdan. insanların psikolojisine önem verildiğini göstermiyor.
Carrier said:
Pozitif nihilizm bu tür sorunlarda genellikle doğru yanıt. Hayatın hiçbir anlamı yok, sen yaratmadığın sürece. Hayata ne anlam yaratıyorsan o, bu yüzden bu tür şeyler düşünülmemeli hayatta zevk aldığın şeyleri ve anlam yüklediğin şeyleri yapman gerekiyor. Bazı insanlara göre hayatın amacı zevk almaktır, o onu yapar, bazılarına göre hayatın amacı karşılıklı yardımlaşmadır ve insan ilişkileridir, bazı insanlara göre hayatın anlamı güç ve dominasyondur. Bu alanda da insanın psikolojik öyküsü devreye giriyor. İnsan bir zaman sonra genellikle bir şeye sürekli açlık duymaya başlıyor. Bazıları sevgiye, bazıları güce, bazıları da zevke. Ha, bu değişir mi? Değişir. Ama neye ihtiyacın varsa isteyeceksin zaten, o yüzden düşünülmemesi gerekiyor "Neye ihtiyacım var?" diye. İnsanın kendine sorduğu işte "Neye ihtiyacım var da yapsam?" gibi sorular genelde insanın "Şu an nefes alıyor muyum?" farkındalığıyla aynı çalışıyor bildiğim kadarıyla. Nefes aldığının farkına varınca beyninin nefes alımını otomatik gerçekleştiren kısmının önüne bilişini geçiriyorsun ve nefes alışların garipleşip düzensizleşiyor. Aynı şey. İnsan ne istediğini ya da neden yaşadığını düşünmemeli, çünkü birincisi kendiliğinden olan bir şey, ikincisi ise belli olan bir şey. Pozitif nihilizm.
dediğin şeyin özeti düşünmemeye çıkıyor. üstte de bunu dedim zaten, düşünmemek mutsuzluğu örtüyor. fazla düşünmeyi engellemek için antidepresanlar da iyi bir çözüm sunuyor. ama dediğim gibi yıllar geçtikçe düşünmek için nedenlerimiz artıyor. sürekli kendini uyuşturup düşünmeyi engellemek midir yapılması gereken şey? bu hayatın derinine inmemizi engelleyen şey oluyor aynı zamanda. sürekli ekstazi kafasında olmak da aynı türden bir çözüm. hayatı zevk için yaşarsın, hayatın anlamını zevk olarak görürsün, hayatın boyu zevke ulaşmaya çalışırsın böylece hayata olan sorgulamalara karşı kendini uyuşturursun, ancak gerçekten yapılması gereken şey bu mudur? düşünme olm boşver denilecek kadar basit bir durum değil bu. psikolojinin kompleksliği içinde o kadar kolay çözülecek bir şey de değil.
Brave Sir said:
çok haklısın ama iş sadece bizim halkın bilinçli olması değil aynı zamanda bizim psikologların da işini bilmesi lazım ama bilmiyorlar mesleklerinin hakkını hiç vermiyorlar.
yazdığım şeyden hiçbir şey anlamamışsın.
 
Okulda kızlardan oluşan bi tayfa var ve aşırı derecede yobazlıkları ve cahillikleri bir yana gerçekten kanıma dokunuyolar.Sinir oluyorum.Hiç bişey demesem bile bana bi saldırı gayreti içindeler ve bu beni çileden çıkarıyor.Nereye yazacağımı bilemedim.Umarım yeri doğrudur.
 
Karatasak said:
Brave Sir said:
çok haklısın ama iş sadece bizim halkın bilinçli olması değil aynı zamanda bizim psikologların da işini bilmesi lazım ama bilmiyorlar mesleklerinin hakkını hiç vermiyorlar.
yazdığım şeyden hiçbir şey anlamamışsın.
anladım da hayatta karşılaştığım psikologlardan hiç hayır görmediğimi belirterek iç dökmek istedim anlayacağın senin söylediklerinle benimkiler pek alakalı değildi.

edit:
alakasızsa niye alıntıladın demeden önce açıklayayım hayat çok maraton ve daha da önemlisi YALNIZIM bazen sanal alemde bile cevap vermiyorlar bende bahane ile cevap gelsin diye seni alıntıladım
 
Dini yönden vurmaya çalışıyolar.Mesela geçen sene 1 gün oruc tutmadım kurtarma sınavı için bir sürü tantana yaptılar.Böyle yaparak beni kendi dinimdende soğutuyolar.
 
Herhangi bi aciklarini bulursan -ki bunlar eften puften seyler olmamali bence - onlarin yuzlerine vurmalisin ki hadlerini bilsinler. Ben genelde beni sorgulayanlara boyle yaparim. E hala sorunlu bir sekilde devam ederlerse kendi ruh sagligin icin sinif degisebilirsin, uygun bir sebebin de var.
 
Hayır açıklarını falan bulmaya çalışma. Haketmeyen insanlarla vaktini, zihnini niye harcayasın ki? Onları yoksayman çok daha iyi olur.
 
Muhtemelen bu onun istemedigi bi durum, buyuk ihtimal dedigin gibi yapmaya calismistir bundan oturu de daha da cesaret bulmuslardir. Tabi tahmin bu farkli seyler de olabilir bilemiyorum.
 
Karatasak said:
Carrier said:
Psikolojik rahatsızlıklar aslında fiziksel rahatsızlıklar kadar önemli. Şu anda dünya sağlık örgütünün verilerine göre psikolojik rahatsızlıklara harcanan para ve emek diğer hastalıklara harcanandan çok daha fazla. Psikolojik rahatsızlıklar insanların üzerine daha büyük bir yük ve sadece "İşte her şey içimizde" demekle bitmiyor malesef. Çok fazla nörolojik ve evrimsel yanı var bunun bilişsel yanıyla birlikte.
psikolojik rahatsızlıklar üzerinde durmak için ilk önce neyin rahatsızlık olduğunun saptanması gerekiyor. kesin olmayan şey de neyin hastalık olduğu. dediğim gibi hayatın olağan getirdiği şeyler hastalık sayılıyor olabilir. bilemeyiz. tarihte psikoloji çalışmalarının bir şeye çözüm getirdiği çok az rastlanır bir durum ayrıca. insanları uyuşturmak net çözüm olarak görülüyor. bütçeye bakılarak da hiçbir şey saptanamaz, çünkü olayın içine bir sürü insanın çıkarı giriyor. insanları hasta olduklarına ikna ederek **** çok kolay bir yöntem bu açıdan. insanların psikolojisine önem verildiğini göstermiyor.
Carrier said:
Pozitif nihilizm bu tür sorunlarda genellikle doğru yanıt. Hayatın hiçbir anlamı yok, sen yaratmadığın sürece. Hayata ne anlam yaratıyorsan o, bu yüzden bu tür şeyler düşünülmemeli hayatta zevk aldığın şeyleri ve anlam yüklediğin şeyleri yapman gerekiyor. Bazı insanlara göre hayatın amacı zevk almaktır, o onu yapar, bazılarına göre hayatın amacı karşılıklı yardımlaşmadır ve insan ilişkileridir, bazı insanlara göre hayatın anlamı güç ve dominasyondur. Bu alanda da insanın psikolojik öyküsü devreye giriyor. İnsan bir zaman sonra genellikle bir şeye sürekli açlık duymaya başlıyor. Bazıları sevgiye, bazıları güce, bazıları da zevke. Ha, bu değişir mi? Değişir. Ama neye ihtiyacın varsa isteyeceksin zaten, o yüzden düşünülmemesi gerekiyor "Neye ihtiyacım var?" diye. İnsanın kendine sorduğu işte "Neye ihtiyacım var da yapsam?" gibi sorular genelde insanın "Şu an nefes alıyor muyum?" farkındalığıyla aynı çalışıyor bildiğim kadarıyla. Nefes aldığının farkına varınca beyninin nefes alımını otomatik gerçekleştiren kısmının önüne bilişini geçiriyorsun ve nefes alışların garipleşip düzensizleşiyor. Aynı şey. İnsan ne istediğini ya da neden yaşadığını düşünmemeli, çünkü birincisi kendiliğinden olan bir şey, ikincisi ise belli olan bir şey. Pozitif nihilizm.
dediğin şeyin özeti düşünmemeye çıkıyor. üstte de bunu dedim zaten, düşünmemek mutsuzluğu örtüyor. fazla düşünmeyi engellemek için antidepresanlar da iyi bir çözüm sunuyor. ama dediğim gibi yıllar geçtikçe düşünmek için nedenlerimiz artıyor. sürekli kendini uyuşturup düşünmeyi engellemek midir yapılması gereken şey? bu hayatın derinine inmemizi engelleyen şey oluyor aynı zamanda. sürekli ekstazi kafasında olmak da aynı türden bir çözüm. hayatı zevk için yaşarsın, hayatın anlamını zevk olarak görürsün, hayatın boyu zevke ulaşmaya çalışırsın böylece hayata olan sorgulamalara karşı kendini uyuşturursun, ancak gerçekten yapılması gereken şey bu mudur? düşünme olm boşver denilecek kadar basit bir durum değil bu. psikolojinin kompleksliği içinde o kadar kolay çözülecek bir şey de değil.
Brave Sir said:
çok haklısın ama iş sadece bizim halkın bilinçli olması değil aynı zamanda bizim psikologların da işini bilmesi lazım ama bilmiyorlar mesleklerinin hakkını hiç vermiyorlar.
yazdığım şeyden hiçbir şey anlamamışsın.

Ben meditasyon yapıyorum, iyi geliyor. Sonra da uğraşacak bir şey buluyorum kendime. Aşırı zevk insanın hayatına sıçar afedersin, bir şeyle uğraşmak ama hem mutlu olmanı hem de efor sarfetmeni sağlar. İnsan 300000 yıl öncesinde neyse şimdi de aynı, efor sarfedici şeyler yapıp kendi ihtiyaçlarını kapattığında mutlu olursun, efor sarfetmeden full zevk yaşarsan beynin işleyemez hale gelir, çünkü serotonin nöronları yavaşlatan bir transmitterdir. Bu durumdan toparlanman da zor oluyor sonra çünkü efor sarfetmeden alınan ağır zevk bağımlılık yapar.

Hoş, her şey bağımlılık, ama benim demek istediğim bağımlılık farklı bir şey. Sana zararlı bir bağımlılık. Beynini sürekli kapatan ve bulamadığında bok gibi hissettiğin bir bağımlılık.
 
İşbara Alp said:
Evet kapalılar.En ala muslumanlar(!)Ebu Cehili sonradan Musluman oldugunu zanneden insanlar bunlar. :facepalm:
Sen lise okumuyor musun? Şikayet et bunları dilekçeyle. Görsünler kim kimin dinine bok atabiliyormuş. Disiplin cezası alınca yapmazlar bir daha.
 
Carrier said:
Ben meditasyon yapıyorum, iyi geliyor. Sonra da uğraşacak bir şey buluyorum kendime. Aşırı zevk insanın hayatına sıçar afedersin, bir şeyle uğraşmak ama hem mutlu olmanı hem de efor sarfetmeni sağlar. İnsan 300000 yıl öncesinde neyse şimdi de aynı, efor sarfedici şeyler yapıp kendi ihtiyaçlarını kapattığında mutlu olursun, efor sarfetmeden full zevk yaşarsan beynin işleyemez hale gelir, çünkü serotonin nöronları yavaşlatan bir transmitterdir. Bu durumdan toparlanman da zor oluyor sonra çünkü efor sarfetmeden alınan ağır zevk bağımlılık yapar.

Hoş, her şey bağımlılık, ama benim demek istediğim bağımlılık farklı bir şey. Sana zararlı bir bağımlılık. Beynini sürekli kapatan ve bulamadığında bok gibi hissettiğin bir bağımlılık.
ben hayatında zevki amaç edinmelisin diye bir şey demedim ki, kendi kendine gereksiz ve konuyla alakası olmayan bir açıklama yaptın şuan. :lol: hayatına bir anlam bul, bu bazı insanlar için zevk almaktır dediğinde bunun anlamsızlığını ve doğru şey olmama olayını açıkladım, aynı şey diğer yüklediğin anlamlarda da geçerli.
 
Yalnız düşünmemek için acaba zevkle uyuşmalı mıyız dedin ondan dedim ben bunu. Neye gülüyoruz ben de güleyim.
 
güzel kardeşim, düşünmemek için yaptığın her şey bununla aynı mantıkta dedim. her şeyi yeterince açıkladığımı düşünüyorum, daha nasıl anlatayım anlaman için.
 
Back
Top Bottom