Dînî Tartışma

Users who are viewing this thread

Düşüncede var olan şeylere de varlık denir.
1. isim Var olma durumu, mevcudiyet:
"Bir millet, varlığını, her şeyden çok dilinde yaşatır." - Orhan Veli Kanık

2.
isim Var olan her şey:
"Her varlık bir yaratıktır. Her yaratık da canlı." - Necip Fazıl Kısakürek

3.
isim Para, mal, mülk, zenginlik, variyet.

4. isim Önemli, yararlı, değerli şey:
"Devlet tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar." - Anayasa

5.
isim Ömür, hayat:
"Bütün sevgileri atıp içimden / Varlığımı yalnız ona verdim ben" - Ahmet Kutsi Tecer

6.
isim Canlı varlıkların sayısal yoğunluğu veya dağılımı, popülasyon.

7. isim, felsefe Kalıcı olan, gelip geçici olmayan şey.
 
Çünkü kafana göre anlam yüklüyorsun. Dini meşrulaştırmak için felsefe yapmana anlam verebilirim ama somut olan şeyleri, soyutu kanıtlamak için çarpıtmana anlam veremiyorum.
Varlık tartışmasını 3-5 sayfa önce yapmıştık. Tanrının varlığını kanıtlayamayız. Ontoloji konusu bu, Varlık felsefesi. Bir şeyin varoluşu neye bağlıdır? Varlığı nasıl kanıtlarsın? Var olanı var olan yapan şey nedir? Tanrı'yı bu noktada nereye koyabilirsin.
Zaten kesin olmayan şeyi sadece tartışabiliriz. Sonuca varamayız. Deney ve gözlem ile varabileceğimiz bir sonuç yok ortada. Bilim çöpe gitti.
Felsefe açısından bakalım, kendi içinde tutarlı ve çelişkisiz olursa kesin vardır diyebiliriz. Ancak tanrı için böyle bir şey söz konusu değil.

Tanrı'nın varlığı, yokluğu, kişiye özel sonuçlar doğurur. Hayatımda bir tanrı barındırmıyorum, toplumsal ahlaktan uzaklaşmadım, inanmaya ihtiyaç duymuyorum. İhtiyaç duyduğumda herhangi bir duvara konuşmamla, herhangi bir tanrıya konuşmam arasında bir fark olmaz.
Bir duvara dua etmek ile bir tanrıya dua etmek arasındaki fark, duvarın deney ve gözleme dayanarak bir mucize gerçekleştirebileceği gerçeği olur sanırım.

Kelimelere takılıyorum, çünkü felsefe yapmak istesen de felsefe yapmıyorsun, bütüncül değil, bilimsel bir şekilde parçalara ayırarak inceliyorsun. Eğer bu şekilde devam edeceksen bende bu şekilde devam edeceğim :3
 
Bahsettiğim şeyin Tanrı'nın gerçekte var olup olmadığıyla ilgisi yok. Bu zihindeki bir konumlandırma işlemi olduğu için ve tanrı kavramı zihinde mevcut olduğu için Tanrı'ya varlık denilip denilemeyeceğinin buna bir etkisi yok. Ama gönlün olsun diye varlık kelimesini çıkarıyorum yazıdan.
 
Bilim dininin tabuları Covid-19’la beraber yıkıldı. Bilim dininin memleketlerinin kendi halkına bile sağlıklı hizmet veremediğini gördük. Türkiye bile alayını solladı geçti sağlık hizmetleri konusunda. O yüzden bilim dini üzerinden İslam’ı çürütmeye çalışmak biraz nadanlığa kaçıyor.
 
Bilim dininin tabuları Covid-19’la beraber yıkıldı. Bilim dininin memleketlerinin kendi halkına bile sağlıklı hizmet veremediğini gördük. Türkiye bile alayını solladı geçti sağlık hizmetleri konusunda. O yüzden bilim dini üzerinden İslam’ı çürütmeye çalışmak biraz nadanlığa kaçıyor.


Bu nasıl bir mantıktır ya? Yıllar salgın hastalıklar, yüz binlerce insanı öldürdü. Bu salgın hastalıklarının çözümünü de hiç zaman din sağlamadı. ''Bilim dini'', ürettikleri aşılarla, buldukları tıbbi çözümler ile sağladı bunu. Ayrıca Türkiye tam olarak nasıl solladı geçti sağlık hizmetleri konusunda biraz bilgilendirir misin beni? Veya daha doğrusu nasıl bir ''dini'' çözüm uyguladı ki, bilim dininin memleketlerinden üstün oldu?

Ayrıca araya 2-3 tane Osmanlıca-Farsça kelimeler atınca savunduğun argümanı sağlamlaştırmıyorsun onu da ekstra belirtmek istedim.Ek olarak aşıların hepsini ''bilim dinine''(!) bağlı, devletler de var olan şirketler tarafından bulundu. Hani savunduğun argüman başlı başlına mantık dışı.
 
Last edited:
Bilim demiyorum bilim dini diyorum. Biraz literatüre hakimiyetin olsun. Ondan sonra cevap yaz.

Anlatır mısın bana neymiş bu? Aydınlat beni biraz da, literatüre biraz hakim olurum sayende.

Ha bi' de sorduğum sorulara cevap vermeden, küstahça '' biraz hakim ol, sonra cevap ver '' deme lütfen. Önce savunduğun argümanı destekleyici, tezler sun ortaya. Ondan sonra eğer haklıysan, istediğin kadar racon kesebeilirsin.
 
İnandığın bilimsel tabuları eleştirince bu kadar saldırganlaşmana sebebiyet veren şeye biz bilim dini diyoruz. Bilimin politize edilerek kitlelerin bunu ateizme kalkan olarak kullanmasına olanak sağlayan bilim anlayışına ve inanışına bilim dini diyoruz, diyorlar.

Şimdi sen bilimsel tabu kavramını da çekip “ama bilim şöylee” diyebilirsin. Çünkü bilimde tabu olmaz. Yukarıdaki bir iletiye binaen söylemiştim ben bunu.

Bir de bu racon kesme ne ya Kurtlar Vadisi mi çekiyoruz? Senin yazdıkların baştan aşağı racon ve posta koyma! Ben ne yazmışım da racon olmuş?
 
İnandığın bilimsel tabuları eleştirince bu kadar saldırganlaşmana sebebiyet veren şeye biz bilim dini diyoruz. Bilimin politize edilerek kitlelerin bunu ateizme kalkan olarak kullanmasına olanak sağlayan bilim anlayışına ve inanışına bilim dini diyoruz, diyorlar.

Şimdi sen bilimsel tabu kavramını da çekip “ama bilim şöylee” diyebilirsin. Çünkü bilimde tabu olmaz. Yukarıdaki bir iletiye binaen söylemiştim ben bunu.

Bilimsel tabuları eleştirmende herhangi bir sorun yok. Ortada ki sorun; herhangi bir argüman sunmadan direk eleştiri yapmış olman. Bilimsel bir doğruyu çürütmek istiyorsan; ona bir anti-tez sunman gerekir. Bu anti-tezi de kanıtlarla desteklemen gerekiyor. Buna rağmen aynı şeyleri savunursa karşında ki birey, o zaman dediklerin katılır ve desteklerim. Ama öncesinde senin bir şeyleri kanıtlaman gerekiyor.
 
Ne kanıtından bahsediyorsun sen Allah aşkına ya? Bilimsel bir doğruyu mu eleştirmişim acaba? Bilim dincilerinin Covid karşısında nasıl aciz durumda kaldığını, orta çağ veba salgını dönemlerine döndüğümüzü vurguladım hepsi bu. Bilim illaki tedaviyi bulacaktır burda sorun bilimi put hâline getirip her türlü tehlikeyi bilimin savuşturacağı yanılgısıdır. Şu süreç öyle bitecek gibi değil.

Bilimi siyasallaştırarak bir erk hâline getirdiler. Birileri karar almadan, iradesini ortaya koymadan bunun tedavisi de mümkün değil. Bilim-politik terimi üzerine yüzlerce makale yazılıyor. İki ülke arasındaki çöp sorunu bile siyasi irade olmadan bilime teslim edilemiyor hepsi bu.
 
Ne kanıtından bahsediyorsun sen Allah aşkına ya? Bilimsel bir doğruyu mu eleştirmişim acaba? Bilim dincilerinin Covid karşısında nasıl aciz durumda kaldığını, orta çağ veba salgını dönemlerine döndüğümüzü vurguladım hepsi bu. Bilim illaki tedaviyi bulacaktır burda sorun bilimi put hâline getirip her türlü tehlikeyi bilimin savuşturacağı yanılgısıdır. Şu süreç öyle bitecek gibi değil.


Çaresiz kalınmadı ki. Hayatımıza yeni giren bir virüse karşı, 1 sene gibi sürede 4-5 tane farklı aşı versiyonları çıkarıldı. ( Aşıların ne kadar koruyucu olduğunu bilmiyoruz, o yüzden kesin çözümdür diye savunmuyorum şuanda) Covid tedavisi için ilaçlar çok hızlı bir şekilde piyasaya sürüldü. Belki bundan 100 yıl sonra herhangi bir salgın hastalığa karşı dakikalar için çözüm bulunabilir. Bundan 200 yıl önce insanlar basit hastalıklardan ölüyordu.
 
Bilim dini diye bir terimi daha önce duymamıştım ancak literatürde öyle bir terim varsa bile bu onun çok saçma ve yanlış bir terim olduğu gerçeğini değiştirmiyor gözümde. Bilim ve din birbirine tamamen zıt şeylerdir. Aynı terimde birleştirilmesi otomatik olarak saçmalık.
 
Bilim ve din birbirine tamamen zıt şeylerdir. Aynı terimde birleştirilmesi otomatik olarak saçmalık.
Bilim kendini din olarak, siyasi bir ideoloji olarak yahut idari bir kavram olarak tanımlamadığı için bilim dini terimi saçmadır. Bunu dogmatik kılmak, tanrılaştırmak, la yüs’el görmek de diyebiliriz ki bu niteleme genellikle ilah harici bir şeyi putlaştırma olarak kullanılıyor, bilimi din yapıyor. Dine göre ilah sorgulanamaz, her şeyi en doğru bilendir ve irade edendir. Bilim de bu hâle getirildi. Kümülatif bir şey değilmiş gibi davranılıyor. O yüzden saçma değil.
 
Bilim dini Oksimoron bir ifade. Fikrimi fazla uzun yazarak açıklamak isterdim ama telefonda zor oluyor. Aslında bilim biraz dogmatik biraz da değil. Bilim, anlamak demektir. Doğruyu ya da yanlışı söylemez, anlamaya ve yorumlamaya çalışır. Bilimsel kanıtlar, bilimin dogmatik tarafını oluşturur. Ancak burada bilim dini ve bilim dogmatiktir diyerek oldukça sığ bir bakış açısıyla yaklaşılıyor. Farklı tür bilimler ve disiplinler var. Normatif bilimlerin doğasında vardır dogmatik olmak. Cebir bunun en büyük örneğidir. Deneysel bir yaklaşım yoktur, genelleme vardır. Normatif bilimlere itiraz edemezsiniz, başka açıklamalar getiremezsiniz. İş, pozitif ve sosyal bilimlere geldiği zaman değişiyor. Bunlar birikme yoluyla gelişiyor ve farklı bakış açılarıyla ele alınıyor. Bu sebeple tek bir yanıt, tek bir gerçeklik, tek bir doğru, tek bir anlam sunamazlar. Bundan dolayı dogmatik olamazlar. Psikoloji, sosyoloji, siyaset bilimi dogmatik veriler kullanmaz ve ortaya konulan herhangi bir görüşün tek doğru olduğu kabul edilmez. Kara Bey, tartışmaya langır lungur girmiş. Çok dar bir pencereden bakıyor veya yeterli araştırma yapmamış.
 
Bence sizde kavram karmaşası var. Bilim hangi alanda olursa olsun dogmatik filan değildir. Bilimsel veriler dogmatiktir. Bu ikisi arasında fark vardır. Bu basit ayrımı yapmak zor olmasa gerek.

Ek olarak, bilimsel verilere de dogmatik denmiyor genellikle mutlak deniyor. Teknolojinin gelişmesi bu mutlaklığı da muğlaklığa çevirebilmektedir ayrıca.

Yani, dünyanın yuvarlak olmasının mutlaklığı bilimi dogmatik yapmıyor.
 
Bilimsel veriler dogmatik diyorsan, sosyoloji ve psikoloji hakkında hiçbir şey bilmiyorsun. Verinin olmadığı bilim mi olur? Farklı kavram değil bunlar. Biri kırmızı diğeri sarı değil.
 
Bir kere bilimsel veri dogmatik derken onu mutlak anlamda kullandığını varsayıyorum. Ben öyle kullandım çünkü anlaşılması için. Dogma kavramı bilimin sağından solundan geçmez. Sosyal bilimlerle fen bilimlerini hiç karıştırmayalım. Siyaset bilimi, tarih bilimi vs. fenni bilimlerden farklı. Zaten insanlar bilimi dogma bir din yaparken sosyal bilimlerden yola çıkarak yapmıyor ki.
 
Back
Top Bottom