Recent content by Hobeto13

  1. Hobeto13

    Armenian Genocide (?)

    It's true that state officials may not represent whole people in the country but even then there were not a government that accepted incident as genocide or it's less likely any will come into power in Turkey. It's not because talking about it is a taboo rather how the argument regarding the topic is so based on politics that officials won't ever call it as genocide as there is no gain for them but again the death of Armenians during 1915 is accepted by many whom got proper history education unless they are really want to ignore the topic for some weird nationalistic concern. So that argument still does not paint the picture clearly, they don't deny the fact that people died, they rather deny that it is a genocide.
  2. Hobeto13

    Armenian Genocide (?)

    When you have an entire country power that refuses to acknowledge something as cruel as a genocide of another people
    That's not really the case. There are varying opinions and even at the worst racist end of the spectrum there are people who think those people deserved because they rebelled against their "masters". Majority accepts that people died, so called denial caused by the discussion on numbers, intentions and definitions. So no, entire country does not think people did not die in such a period of chaos and unstability.
  3. Hobeto13

    Dînî Tartışma

    Kur'an'da geçen ayetlerdekiler genelde Mekkeli paganlara yönelik olduğu için yerine göre böyle bir şey olmadığı da iddia edilebiliyor. Genelde hadisleri gösteriyorlar irtidatla alakalı konularda. Öteki türlü ayetlerde açıkça belli, Medineli Müslümanlar ve Mekkeli paganlar arasındaki çatışmaya yönelik gönderilen emirler.

    Bu konuda daha Kur'an'cı veya daha materyalist sektlerde irtidat ölümle cezalandırılacak kadar ciddi bir şey olmuyor ancak özellikle İlk ve İkinci Fitne'den sonra oluşan ortam hem sünni hem de şii tarafın bu şekilde bir yaklaşım izlemesine yol açıyor. Ancak daha radikal akımlarda çok rahatça bu ayetlerdeki maksat esnetilebiliyor.
  4. Hobeto13

    Dînî Tartışma

    Çünkü bana göre lame sorular sorulmuş dindar arkadaşımıza.
    Benim durumumda ileti bir soru değildi ama yine de açıklayayım, çünkü yanlış anlaşıldığını düşünüyorum. Kur'an'ın kendi iddiası herkes tarafından anlaşılabilecek bir şekilde yazılmış olması. Bunu herhangi bir din alimi veya sahabe değil, bizzat tanrı kelamı olarak sayılan Kur'an söylüyor. Bu şartlar altında eğer gerçekten Kur'an'dan başka kaynak arıyorsan ya açık bir şekilde tanrı kelamı olmadığını kabul ediyorsun, çünkü vahiyleri anlamadığını iddia ediyorsun veya gayet iyi bir şekilde anlayıp tanrı kelamı olmadıklarını kabul ediyorsun çünkü farklı bir amacın var sorularına cevap aramakta. Bu argümanın birinci kısmı.

    İkinci mesele ise Kur'an gerçekten içinden mecazi anlamlar veya müthiş mucizeler çıkartacağınız bir kitap değil. Vahiylerin kendileri tarihi bağlamı bildiğinizde gayet açık bir şekilde yazılmış. Vahiyler temelde müşrik kabilelerle Müslüman olan kabileler arasındaki mücadelenin Müslüman olanların ağzıyla açıklanması ve onlara tanrıdan gelen emirleri ve bunların açıklamalarını çoğu zaman tanrı böyle buyurduğu için istemesi şeklinde derlendiği bir kitap. Müslüman kabilelerin nasıl yaşaması gerektiğinden de bol bol bahsediyor. Söylediklerinde de direkt birincil anlam kullandığını o dönemin mit ve inançlarıyla ilgili az buçuk bilgisi olan herhangi biri anlayabilir. Gel gelelim aradan geçen 1300 yıl elbette günümüz insanının Kur'an'ın oluştuğu ortamda bulunmaması dolayısıyla Kur'an'dan daha farklı beklentiler içine girmesine sebep oluyor. Eğer gerçekten merak ediyorsanız açıp okuyabileceğiniz her türlü çevirisi bulunan bir kitap. Vahiyleri okuyup halen kafanızda soru işareti bulunuyorsa zaten bu çoğu zaman inanmadığınıza işarettir.
  5. Hobeto13

    Dînî Tartışma

    Kur'an da yazılan ayetleri yanlış anlıyabiliyorlar
    Dört dörtlük olan İslâmdır
    kanal vs olursa olsun doğrularını alırsınız, yanlışlarından uzak durur
    Bu tarz kanallardaki içerikler insanlardaki şüphenin üstüne kapanmak suretiyle kişilerin kendileri yapması gereken düşünmeyi onların adına yaptığını iddia ederek insanları doğru yola ulaştırıyor, en azından kendi doğrularına.

    Kitap belli, tefsir belli. Eğer niyetiniz varsa kendi çabanızla açıp okuyabilirsiniz. Kimsenin size "Burada aslında mecazi anlam kullanılmış" demesine gerek yok, eğer Kur'an'ın iddia ettiği gibi açık bir şekilde size anlatıyorsa "Yanlış anlıyor olabilirim." kaygısına girmenize de gerek yok. Keza zaten gayet direkt bir dille derlenmiş vahiyler.
  6. Hobeto13

    Dînî Tartışma

    Daha anlaşılır bir şekilde açıklayayım.

    Seni yaratmadan önce cennete veya cehenneme gideceğini görüp olası bi sınavdan kalıp geçebileceğini gördüm. Ama yine de bir şekilde seni yaratma ihtiyacı hissettim. Seni yarattım ve sen aynen gördüğüm şekilde kaderinde olan yere gittin. Burada söz konusu tercih gerçekten yaratılanın mı yoksa yaratanın mı? Eğer yaratılanınsa, ben büyük ihtimalle tanrı değilim ve geleceği gerçekten göremiyorum. Eğer yaratanınsa bu durumda söz konusu bu yaşanan sınavın hiçbir anlamı yok çünkü yaratılan zaten iradeden yoksun, en baştan yaratılmayabilirdi.

    Bu süreçte iyilik ve kötülüklerin sayıyla toplama çıkarma yapmanın bir anlamı yok, önce irade problemini çözmen gerekiyor. Eğer gerçekten sonsuz irade sahibi bir varlık irade sahibi varlıklar yaratıp onların gerçekten seçim yapma şansı oluşturabiliyorsa o zaman iyilik ve kötülüklerin sayısı ve adil olup olmadığından bahsedebiliriz.
  7. Hobeto13

    Dînî Tartışma

    Eğer kişilerin kaderini biliyorsan sınavın kendisinin bir anlamı olmuyor. Buradaki anlamsızlık bu. Tanrı zaten insanı yaratmadan geleceğini ön görebilir, ama buna rağmen yaratıp onu ya gerçek hayatta ya da ahirette acı çekeceği bu anlamsız döngüye sokuyor. Yani ortada sınavlık bi durum yok, zaten gideceğin yer ve kaderin önceden belli dolayısıyla adil bir sonuca varamıyorsun. Ne kadar iyi biri olursan ol tanrı kaderinde cehennem gördüyse bunu değiştirme şansın yok, çünkü seni yaratan o.

    Zaten sonsuz irade ile insan iradesinin aynı anda mümkün olamaması demenin sebebi bu. Sonsuz irade sahibi birinin kararı her türlü senin iradeni önemsiz kılacak dolayısıyla ortada sınav olsa bile bu adil olmayacak.

    Veya yaratan sonsuz irade sahibi değil ama bu durum tanrı vasfını yok ediyor.
  8. Hobeto13

    Dînî Tartışma

    İradeyi ve seçimi yaratan zaten o. Eğer sonucu bilecekse sınavın kendisinin anlamı olmuyor, eğer bilmiyorsa da tanrı vasfı olmuyor.

    Buna karşılık da haksızlık olmasın diye bizi yarattı gibi bir argüman atılmıştı da tanrı bunu yarattıktan sonra karar vermiyor, zaten geleceği görebildiği için yaratma sürecine girmez.
  9. Hobeto13

    Dînî Tartışma

    Kendi adıma konuşursam imkansız. Bu konuda sonsuz iradenin irade sahibi varlıklar yaratma ihtiyacı olmadığından sürekli bahsettik. Eğer yaratıyorsa zaten tanrılık vasfını yitirir. Eğer yaratmıyorsa da bizim olmamız mümkün değil. Veya alternatifin tanrıyı kanıtlamaya çalışmak yerine varlığına inanmak.
  10. Hobeto13

    Dînî Tartışma

    Somut-soyut, fizik-metafizik ayrımı yanlış algınızdan kaynaklanıyor. Her şeyi birer olasılık olarak görürseniz sorun kalmaz.
    Bunun yanlış olduğunu nereden çıkarttın? Sen kendince ne koyarsan koy adına, bilimsel olarak olasılığın tanımı belli. Bu tanımlar dahilinde metafizik bir şeyi kanıtlaman mümkün değil. Zaten metafizik dememizin sebebi bu, fizik biliminin ötesinde. Dolayısıyla fiziki kurallar dahilinde gözlemleyip deney yapamazsın. Deney ve gözlemin olmadığı noktada bilimsellik olmadığı için olasılık da olmayacaktır.
    Daha önce saksı görmemiş olsaydık onun sadece olasılığından söz edebilirdik. Fakat bu onu metafizik veya soyut bir şey yapmaz.
    Hayır söz edemezdik ve evet bu onu metafizik ve soyut bir şey yapardı. Ne yazık ki saksı dediğimiz bir şey var, görebiliyoruz ve üstünde fizik kanunları dahilinde deney ve gözlem yapabiliyoruz.
    Bugüne kadar hep beyaz renkli kuğu görmüş olmak siyah renkli kuğuların olmadığı anlamına gelmez. Başka hayvanların kendi türleri arasında farklı renklere sahip olabildiğini gözlemlemişsen kuğular için de aynı durumun geçerli olabileceğini düşünebilirsin; buna hakkın vardır.
    Yoktur. Bilimsel açıdan böyle bi hakkın yok. Bilim bilmediği bi konuda rastgele veya spekülasyonlar üzerinden bir yargıya varmaz. Eğer daha önce karşılaşılmadıysa eldeki verileri kullanarak sonuca ulaşır. Bu yüzden bilim adamları kendilerince "Siyah renkli kuğu görmedik ama yine de biz inanalım, vardır." demez.
  11. Hobeto13

    Dînî Tartışma

    -Tanrının varlığı metafizik.
    -Bir hipotezi kanıtlamak için bilimin kuralları çerçevesinde (deney ve gözlem) yapman gerekir.
    -Metafiziği bilimin çerçevesinde kanıtlamak imkansız çünkü ne bir deney ne de gözlemle bir kanıta ulaşamıyorsun.
    -Dolayısıyla metafizik bir şeyin olasılığından söz edemezsin.
    -Dolayısıyla tanrının varlığıyla ilgili bir olasılıktan söz edemezsin.
    -Dolayısıyla tanrıya sadece inanabilirsin.
  12. Hobeto13

    Dînî Tartışma

    Bu ikisi tamamen alakasız olaylar. Birinde spekülatif veriyi kendince doğru kabul ediyorsun, ötekinde gerçek bir olasılık bilgisi var elinde. Spekülasyon olduğu noktada olasılıktan söz edemezsin. Metafizik bir şeyi fiziki bir olayla analoji kurarak açıklaman mümkün değil. Bunu daha önceki postlarda da açıkladım.
  13. Hobeto13

    Dînî Tartışma

    Kelimelere farklı anlam yüklemenin bir anlamı pek yok bu durumda. Davranışın kendisi koşulsuz şartsız kabul değilse zaten herhangi bir şekilde metafizik bir kavramı kanıtlama şansın yok. Yani sen kendince ne kadar uca götürürsen götür bi noktada bir argümanı hiçbir koşul şart görmeden kabul edeceksin. Ya bu Muhammed'in dürüst biri olması, ya Kur'an'ın değiştirilmemiş olması ya da bu tarz durumların hepsi. Her birine bir koşul bulma şansın yok çünkü aynı dönemde yaşamıyoruz, neler yaşandığını gözle görmedik, hatta daha da skeptizmi arttırırsak tüm bunların yaşandığına sen bizzat kendi gözünle şahitlik etsen bile gerçekliği tartışılabilir. Direkt en öteki uçta zaten herhangi bir önermenin gerçekliğine şüpheci yaklaşma var ki bu herhangi bir dinin kapsamının dışında başlayan bir konu. Dolayısıyla eğer kafandaki sorunların her birine cevap arıyorsan bulmak mümkün değil, bi noktada koşulsuz kabul etmek zorundasın. Ancak en başında diğer argümanlardan şüphe duyduysan zaten söz ettiği varlığa inanmıyor, onu bilmeye çalışıyorsundur. Burada Tanrı'nın Ölümü'nden kasıt bu. İnanılan fenomen eski sorgulanamayan, insanların var olarak kabul edip üstüne hiçbir düşünme etkinliğinde bulunmadığı tanrı değil, mantıkla açıklanmaya çalışan ama mantığın kapsamının dışında olan metafizik olduğu iddia edilen ancak bundan bile emin olamadığımız, dolayısıyla tanrılığından bile şüphe duyabileceğin bi varlık. Bu noktada inanış adını ne koyarsan koy koşulsuz ve şartsız olmadığı için sadece insanın kendi kendine yanıt bulma arzusunu köreltmek amacıyla yerine koyduğu bir sözde tanrı olmuş oluyor.

    Eğer yanıt bulmaya çalışıyorsan tanrıya inanman mümkün değil, onu bilmeye çalışıyorsun. Arada çok büyük fark var.
  14. Hobeto13

    Dînî Tartışma

    Ayetlik bi durum yok. Eğer şüphe duymazsan zaten sorgulama yoluna girmezsin. İnancın anlamı bu. İslama dair bir şey değil. Bir deist de tanrıya inandığına sorgulayarak ulaştığını düşünüyorsa inanmıyordur. Öyle bir varlığı kendince kanıtlamaya çalışıyordur. Ancak yine elindeki veriler spekülasyondan ibaret olmayacağı için metafizik bi varlığı kanıtlaması mümkün olmayacaktır. Bu yüzden bilmek yerine inanmak kelimesini kullanıyoruz. İnanmanın anlamı kayıtsız şartsız bir şeyin doğruluğundan emin olmak. Bu kimsenin farklı kelimelere farklı anlamlar yükleyerek açıklayabileceği bir durum da değil. Eğer sen tanrının varlığına inanıyorsan bunun için bir nedensellik araman inancını yok eder, çünkü bu şüphe duyduğun anlamına gelir. Eğer şüphe duyuyorsan kayıtsız bir şekilde kabul etmiyorsundur. Dolayısıyla inanmıyorsundur. Eğer hiçbir şekilde sorgulamazsan bu durumda inanan konumundasın.
  15. Hobeto13

    Dînî Tartışma

    İki spekülasyonun olasılığından söz etmek mümkün değil ki. Eğer gerçek anlamda şüphe duymuyorsan her bir iddia spekülasyondan öteye gidemez, doğal olarak olasılıktan söz edemezsin. Eğer şüphe duymuyorsan zaten bu olasılık mevzusuna hiçbir zaman girmezsin, doğal olarak inanmış olursun. Bir önceki postta kastettiğim davranış da bu. İnsanlar bugün dini tartışarak zaten dine inanmadıklarını gösteriyorlar. Bunun ötesinde olasılıktan söz etmek mümkün değil. Sen kendince ne kadar bunun olasılık olduğunu söylesen de olasılık dediğimiz şey bu değil. Sadece senin kendi kendine bunu bir sözde mantıksal düzleme oturtmaya çalışma çaban. Ancak bunun inançla bir alakası yok. Şüphe duyulduğunda doğal olarak böyle bi davranış bir inanç veya din kapsamında ele alınamaz.
Back
Top Bottom