Dînî Tartışma

Users who are viewing this thread

İnsanların sorularına cevap araması için Kuran değil de Youtube videolarını izlemeleri ne kadar da mantıklı, değil mi?
Arkadaşım, neden herşeyi yanlış tarafa çekmeye çalışıyorsunuz, Tabi Kur'an dan öğreneceğiz,ayriyetten Tefsirini okuyacağız günümüzde ki bazı kardeşlerimiz Kur'an da yazılan ayetleri yanlış anlıyabiliyorlar, mantıklarına uymadığını sanıyorlar(buradada şeytan devreye giriyor)sonra da dinden çıkıyorlar Allah muhafaza , bu dediğim YouTube kanalları da bu tür kardeşlerimizin yanlış düşüncelerinden dönderip, Ayeti doğru anlamasını,günümüzden örneklerle, geçmiş zamandan örneklerle doğruyu bulmasına vesile oluyorlar Allah'ın izniyle. Çünkü birçok kez şahit oldum bu durumlara videolarını izlerseniz ne demek istediğimi anlarsınız. Umarım doğru anlarsınız dediklerimi.Hangi cemaat, kanal vs olursa olsun doğrularını alırsınız, yanlışlarından uzak durur, bir müslüman olarak uyarırsınız. Bu kanalların da yanlışları olabilir, kimse dört dörtlük değildir.Dört dörtlük olan İslâmdır
 
Kur'an da yazılan ayetleri yanlış anlıyabiliyorlar
Dört dörtlük olan İslâmdır
kanal vs olursa olsun doğrularını alırsınız, yanlışlarından uzak durur
Bu tarz kanallardaki içerikler insanlardaki şüphenin üstüne kapanmak suretiyle kişilerin kendileri yapması gereken düşünmeyi onların adına yaptığını iddia ederek insanları doğru yola ulaştırıyor, en azından kendi doğrularına.

Kitap belli, tefsir belli. Eğer niyetiniz varsa kendi çabanızla açıp okuyabilirsiniz. Kimsenin size "Burada aslında mecazi anlam kullanılmış" demesine gerek yok, eğer Kur'an'ın iddia ettiği gibi açık bir şekilde size anlatıyorsa "Yanlış anlıyor olabilirim." kaygısına girmenize de gerek yok. Keza zaten gayet direkt bir dille derlenmiş vahiyler.
 
Bu tarz kanallardaki içerikler insanlardaki şüphenin üstüne kapanmak suretiyle kişilerin kendileri yapması gereken düşünmeyi onların adına yaptığını iddia ederek insanları doğru yola ulaştırıyor, en azından kendi doğrularına.

Kitap belli, tefsir belli. Eğer niyetiniz varsa kendi çabanızla açıp okuyabilirsiniz. Kimsenin size "Burada aslında mecazi anlam kullanılmış" demesine gerek yok, eğer Kur'an'ın iddia ettiği gibi açık bir şekilde size anlatıyorsa "Yanlış anlıyor olabilirim." kaygısına girmenize de gerek yok. Keza zaten gayet direkt bir dille derlenmiş vahiyler.
Ben ne diyorum sen ne anlıyorsun.
Düşünmek şeytandan kaynaklı yani?
İnsanların sorularına cevap araması için Kuran değil de Youtube videolarını izlemeleri ne kadar da mantıklı, değil mi?
Bir müslüman olarak ben de izlememeleri konusunda uyarıyorum. Gidin kitap belli okuyun kendiniz karar verin hacım. Sözler Köşkünden özellikle uzak durun. Ahsen TV remastered edition resmen.
Mesajların tamamını, hepsini okudum.

Hani Dota 2'de yükselmek için her şeyi düşünmezsin bütün rehberleri okuyamazsın ya çünkü düzgün bir oyuncu olmak icin o kadar da boş vaktin yok...
Ve sende düzgün bi müslüman olmak için Kur'an in hepsini okumak zorunda değilsin. İstese de yapamaz çünkü. İş, güç, çoluk, çocuk. kısacası herkesin bı uzmanlık alanı var.

Bı mühendis doktorlukla-tipla alakalı bişi merak ettiginde, sen ona bir doktora soracagina git tıp kitabı oku, koyun musun be! mi diyorsunuz salakça bir şekilde? Hayır. Eğitimli vaizlerin imamların görevide bu işte.

Açarsın bı profesyonel e sporcu kanalını o sana çok yardımcı olur mmr kasman için. Sözler köşküde mmr (sevap) kastiriyor galiba sanırsam.

Bunu bir ateist olarak yazdım bak.

Çünkü bana göre lame sorular sorulmuş dindar arkadaşımıza. gereksiz yere zorlamışsınız adami. Gayette normal sözler köşkü izlemek.
Herkesin hayat gecmisi, hayat stili ve hayat beklentileri sizinle aynı değil. Şüpheci bir şekilde ki sorularınız veteran bı ateiste çok saçma geldi. Söyleyeyim, Efe aydal izleyip aydın olmuyorsunuz. iyi yargılama yetisine sahip olmuyorsunuz.
Ha şöyle bişi var, ilke ve prensiplere koşulsuz bı şekilde bağlı kalınması lazim tabi.

Lamerlikten, dislayicliktan uzak gunlere. Aptala anlatır gibi anlattım umarım anlaşılmıştır. Esenlikle.
 
Last edited:
Ben ne diyorum sen ne anlıyorsun.
Bunu söyleyen sensin. Başka bir şey anlamama gerek yok.

Lamerlikten, dislayicliktan uzak gunlere. Aptala anlatır gibi anlattım umarım anlaşılmıştır. Esenlikle.
Aptala anlatır gibi anlatmana gerek yok. Birisi kutsal kitap, okursun ve öğrenirsin öğrenmek istediğini. Diğeri ise bir oyun, istersen tecrübe edinirsin öğrenirsin istersen okursun ona göre iş yaparsın. Müslümanım diye takılanların çoğu daha Kuran'da ne yazıyor onu bilmiyor, hacı hocalardan veya videolardan öğreniyorlar sonra al başına saçma sapan yetişmiş insanlar. Doktor örneğini vermişsin de emmi doktorun çektiği videoyu izlerim, dinlerim, dinlemeye değer görürüm. Tıp kitabını okumama gerek yok. Arkadaşın önerdiği kanallar senin benim gibi insanların yaptığı türden şeyler. Ne imamlar, ne de über bilgili olduklarına inancım yok. Sonuç olarak kısmet be gülüm diyeyim ve geçeyim.
 
Bunu söyleyen sensin. Başka bir şey anlamama gerek yok.


Aptala anlatır gibi anlatmana gerek yok. Birisi kutsal kitap, okursun ve öğrenirsin öğrenmek istediğini. Diğeri ise bir oyun, istersen tecrübe edinirsin öğrenirsin istersen okursun ona göre iş yaparsın. Müslümanım diye takılanların çoğu daha Kuran'da ne yazıyor onu bilmiyor, hacı hocalardan veya videolardan öğreniyorlar sonra al başına saçma sapan yetişmiş insanlar. Doktor örneğini vermişsin de emmi doktorun çektiği videoyu izlerim, dinlerim, dinlemeye değer görürüm. Tıp kitabını okumama gerek yok. Arkadaşın önerdiği kanallar senin benim gibi insanların yaptığı türden şeyler. Ne imamlar, ne de über bilgili olduklarına inancım yok. Sonuç olarak kısmet be gülüm diyeyim ve geçeyim.
Okul ne demekti..? Okul emek demekti.. Okulda Kur'an'ı gençlerimize anlatamiyorsak gençlerimiz bunlar ağına düşmeye devam eder. Evet yorumdan sonra araştırdım ben bunları evrim agacinin müslüman versiyonu falan zannediyordum. Megersem Fethullah gulen in yerini doldursun diye oluşturulmuş, kuran yerine risale mi ne ordan kaynak veren bir organizasyonmuş. Söylediklerimi geri aliyorum. Bu memleketin gerçek vaizleri, hatipleri dura dursun böyle saklabanlar ortalıkta. Allah varsa sonumuzu hayreylesin.
 
Kur'an'ı okulda nasıl anlatacaksın? Din derslerinde şeytandan, kıyametten bahsediyorlar küçücük çocuklara. Okul, dini öğrenme yeri değildir. Amerika'da kilise okulları var. O tarz okullar -İmam Hatip gibi belki- öğretsin dini. Devlet okullarında öğretilmesi saçma. Ne seksüel ne de zihinsel gelişimlerini tamamlamamış çocuklara sevaptan günahtan bahsediliyor, çocuklar korkup etkileniyor. Kur'an'ı gençlere anlatmaya kalksan, ateistlerin sayısı hızla artar. "Altından ırmaklar akar." Bakara 25, Âl-i İmran 15, 136, Nisa 57. Altından ırmağa kim inanır? Yaşadığımız çağa bakınca, cennette vaat edilenlerin o dönemin insanlarının hayal gücüyle sınırlı olduğu anlaşılıyor. İnsanlığı ileriye götüren hep bilim oldu. Öğretilecek bir şey varsa o da bilimdir.
 
Kur'an'ı okulda nasıl anlatacaksın? Din derslerinde şeytandan, kıyametten bahsediyorlar küçücük çocuklara. Okul, dini öğrenme yeri değildir. Amerika'da kilise okulları var. O tarz okullar -İmam Hatip gibi belki- öğretsin dini. Devlet okullarında öğretilmesi saçma. Ne seksüel ne de zihinsel gelişimlerini tamamlamamış çocuklara sevaptan günahtan bahsediliyor, çocuklar korkup etkileniyor. Kur'an'ı gençlere anlatmaya kalksan, ateistlerin sayısı hızla artar. "Altından ırmaklar akar." Bakara 25, Âl-i İmran 15, 136, Nisa 57. Altından ırmağa kim inanır? Yaşadığımız çağa bakınca, cennette vaat edilenlerin o dönemin insanlarının hayal gücüyle sınırlı olduğu anlaşılıyor. İnsanlığı ileriye götüren hep bilim oldu. Öğretilecek bir şey varsa o da bilimdir.
%100 katılıyorum. benim için hayatta önemli olan üç şey var. özgürlük, bilim ve sağ duyu. başka hiçbir ilkem yok. ancak olaylara da şu bakış açısıyla da bakmak lazım. dinler ilk başta neden var olmuş ve şimdi neden var olmaması gerek diye. bunun içinde eskiden yaşamış insan ve toplumları, ve şimdi ki dini ve dindar insanları anlamamız gerek.

insanların yaptığı bazı davranışlar sonucu (600'lü yıllarda zina sonucu doğmuş bir çocuk nasıl tek başına hayatta kalacak? işte bunun engellenmesi lazım. ve bu kolay yoldan olmalı. bir çok imkansızlıklardan, ulaşılamazlıkları - eski devirlerde yol yok radyo yok eğitim yok- aşıp nasıl insanlara basit ahlakı kolayca aşılayacağız ki? bunun içinde kutsal kitap uydurulup din adamları vasıtasıyla da insanları dinle beyin yıkanması, korkutulması gerek yoksa nasıl ilerleyecekler?) insanların hayvani dürtülerinden dolayı oluşan collateral damage en aza indirgensin diye yazılmış bu kitap. ders çıkarma maksatlı metaforlar onlar. korkuyu ve umudu temel alır... işte iyilik yaparsan ilerde altından ırmaktan su içerek ödüllendirileceksin gibi. kötülük yaparsan kafana odunla vuracaklar gibi. altından ırmaklar akar sözüne de kimse inanmaz tabi ama bunun kutsal olduğu iddia edilen bir kitaptan alınan bir metafor olduğunu, spiritüel kesit olduğunu bilirse ona göre değerlendirir birey. çünkü en cahili dahi anlasın ve etkilensin diye öyle yazılmış sanırsam.

ama dediğin gibi bunların tarihi bitti. zaman bilgi çağı.
bu yüzden insanların kıblesinin bilim ve sağ duyu olması şart. her şey tek düze olana kadar dengenin korunması lazım.

Okullarda kuran öğretilmeye başlanırsa zaten hızla artan ateist & deist sayısı artık 3 4 katına falan çıkar büyük ihtimal

keşke
 
Last edited:
Çünkü bana göre lame sorular sorulmuş dindar arkadaşımıza.
Benim durumumda ileti bir soru değildi ama yine de açıklayayım, çünkü yanlış anlaşıldığını düşünüyorum. Kur'an'ın kendi iddiası herkes tarafından anlaşılabilecek bir şekilde yazılmış olması. Bunu herhangi bir din alimi veya sahabe değil, bizzat tanrı kelamı olarak sayılan Kur'an söylüyor. Bu şartlar altında eğer gerçekten Kur'an'dan başka kaynak arıyorsan ya açık bir şekilde tanrı kelamı olmadığını kabul ediyorsun, çünkü vahiyleri anlamadığını iddia ediyorsun veya gayet iyi bir şekilde anlayıp tanrı kelamı olmadıklarını kabul ediyorsun çünkü farklı bir amacın var sorularına cevap aramakta. Bu argümanın birinci kısmı.

İkinci mesele ise Kur'an gerçekten içinden mecazi anlamlar veya müthiş mucizeler çıkartacağınız bir kitap değil. Vahiylerin kendileri tarihi bağlamı bildiğinizde gayet açık bir şekilde yazılmış. Vahiyler temelde müşrik kabilelerle Müslüman olan kabileler arasındaki mücadelenin Müslüman olanların ağzıyla açıklanması ve onlara tanrıdan gelen emirleri ve bunların açıklamalarını çoğu zaman tanrı böyle buyurduğu için istemesi şeklinde derlendiği bir kitap. Müslüman kabilelerin nasıl yaşaması gerektiğinden de bol bol bahsediyor. Söylediklerinde de direkt birincil anlam kullandığını o dönemin mit ve inançlarıyla ilgili az buçuk bilgisi olan herhangi biri anlayabilir. Gel gelelim aradan geçen 1300 yıl elbette günümüz insanının Kur'an'ın oluştuğu ortamda bulunmaması dolayısıyla Kur'an'dan daha farklı beklentiler içine girmesine sebep oluyor. Eğer gerçekten merak ediyorsanız açıp okuyabileceğiniz her türlü çevirisi bulunan bir kitap. Vahiyleri okuyup halen kafanızda soru işareti bulunuyorsa zaten bu çoğu zaman inanmadığınıza işarettir.
 
insanların yaptığı bazı davranışlar sonucu (600'lü yıllarda zina sonucu doğmuş bir çocuk nasıl tek başına hayatta kalacak? işte bunun engellenmesi lazım. ve bu kolay yoldan olmalı. bir çok imkansızlıklardan, ulaşılamazlıkları - eski devirlerde yol yok radyo yok eğitim yok- aşıp nasıl insanlara basit ahlakı kolayca aşılayacağız ki? bunun içinde kutsal kitap uydurulup din adamları vasıtasıyla da insanları dinle beyin yıkanması, korkutulması gerek yoksa nasıl ilerleyecekler?) insanların hayvani dürtülerinden dolayı oluşan collateral damage en aza indirgensin diye yazılmış bu kitap. ders çıkarma maksatlı metaforlar onlar. korkuyu ve umudu temel alır... işte iyilik yaparsan ilerde altından ırmaktan su içerek ödüllendirileceksin gibi. kötülük yaparsan kafana odunla vuracaklar gibi. altından ırmaklar akar sözüne de kimse inanmaz tabi ama bunun kutsal olduğu iddia edilen bir kitaptan alınan bir metafor olduğunu, spiritüel kesit olduğunu bilirse ona göre değerlendirir birey. çünkü en cahili dahi anlasın ve etkilensin diye öyle yazılmış sanırsam.
Dinler toplumda ilerleme sağlayacak diye bir kaide yok. Basit ahlak dediğin şeyin lazım olup olmadığı da şüpheli. Antik yunan medeniyetinde tanrılar kimilerine göre şerefsizin önde gidenleri, kimilerine göre tapınılacak varlıklardı. Şöyle yaparsanız sizi şöyle bi cennet bekliyor gibi kuralları da yoktu. Buna rağmen tüm zamanların en büyük düşünürleri üredi bu toplumda. Sen kendi ahlak anlayışınla islamı ölçüp değerlendiriyorsun ancak "ilerleme" dediğin şey için bunlar gerekli değil. Ya da "iyi ve düzenli bir toplum" için de gerekli değil. Zinadan doğmuş çocuğun durumu senin şu anki ahlak anlayışına göre bir önem arz ediyor, ama gerçekten bir önemi var mı bunu sorgulaman gerek önce. Ya da şunu düşün, dünyaya egemen olan medeniyet şekli hristiyanlık ya da islam yerine antik yunan medeniyeti olsaydı dünyanın şu anki ulaştığı noktaya birkaç yüzyıl önce ulaşmış olmaz mıydık?
Hristiyanlık avrupayı en az 400 yıl geriye götürdü. Roma imparatorluğundaki toplum ortaçağ avrupasından daha gelişmiş ve medeni idi. Roma geleneğinin sürdürülebilmesi için ortodoksluk üredi. Bizansla ilerleyebilen bu geleneği de Osmanlı yok etti. Sonrası rönesans, keşifler, matbaacılık, protestanlığın yükselişi, aydınlanma, victoria, sanayi devrimi vs vs...
 
Last edited:
Ekleme:
Ayrica temel mantigin yanlis. Sanki toplumun ihtiyaci vardi, o yuzden bu kurallar geldi gibi konusuyorsun ama tarih oyle islemiyor. Toplumlar her zaman kendine en uygun kurallarla bulusacak sekilde islemez. Buna bu yuzden gerek vardi, bu yuzden boyle oldu diye bir seyleri justify etmenin anlami yok.
Ayrica bilim, ozgurluk ve sagduyu 3 ilkem demissin ancak yanlis oldugu bariz siradan bir dusunme sekline sahipsin. Onerim humanities uzerine kitaplar okuman.
Ekleme2:
Ayrıca özgürlük ve bilim birbirlerini destekleyen şeyler değil... Bir miktar özgürlük olduğu için o sözler köşkü denen kanal yanlış ve yalan bir kitap üzerine boş yaparak insanları etkileyebiliyor. Bir miktar özgürlük olduğu için inanılmaz cahil olduğu halde Elraen denen eleman binlerce insanın düşünme şeklini etkileyebiliyor, bir akademisyenin aksine. Faşizm ve özgürlük birbirinin tam zıttı ancak naziler roket teknolojisinde devrim yaptı. Burada şu sorun ortaya çıkıyor, insanları bariz yanlış olan düşüncelerden korumak için özgürlükten feragat edilmeli midir? Bu soruna bulunan ve uygulanan tek çözüm de bu insanları istedikleri saçma sapan şeylere inanıp düşünmelerine olanak tanımak ancak toplumu yönlendirmelerini engellenmek, aristokrasi yani. Başka çözüm var mı bilinmez. Edit: bir de herkesi egitme fikri var ama o fiyasko zaten.
 
Last edited:
Okul ne demekti..? Okul emek demekti.. Okulda Kur'an'ı gençlerimize anlatamiyorsak gençlerimiz bunlar ağına düşmeye devam eder. Evet yorumdan sonra araştırdım ben bunları evrim agacinin müslüman versiyonu falan zannediyordum. Megersem Fethullah gulen in yerini doldursun diye oluşturulmuş, kuran yerine risale mi ne ordan kaynak veren bir organizasyonmuş. Söylediklerimi geri aliyorum. Bu memleketin gerçek vaizleri, hatipleri dura dursun böyle saklabanlar ortalıkta. Allah varsa sonumuzu hayreylesin.
İmam Hatip okulları zaten bunun için yok mu? Dini zorla öğretmenin bir anlamı yok. Dine inanmak dediğin şey kişisel bir tercihtir. Tabi şimdi diyebilirsin bana imam hatiplerde düzgün eğitim var mı yok mu orasını bilmiyorum ve pek olduğunu da zannetmiyorum.
 
Şirk neden en büyük zulümdür?

Zulmün anlamı bir şeyi ait olmadığı yere koymaktır. Bir şeyin ait olduğu yer ile konulduğu yer arasındaki uzaklık, zulmün büyüklüğünü gösterir. Bir şeyin ait olduğu yerden en uzak olduğu yer, en üstün niteliklere sahip olan Tanrı'nın bulunduğu yerdir. Buna göre, Tanrı dışındaki bir şeyi Tanrı'nın yerine koymak, o şeyi ait olduğu yerden en uzak yere koymaktır. Bu nedenle şirk (Tanrı'ya eş koşmak) en büyük zulümdür.

Tanrı'ya iman ve itaat etmek neden en büyük adalettir?

Adalet, zulmün aksine, bir şeyi ait olduğu yere koymak anlamına gelir. İman ve itaatin en çok ait olduğu yer, Tanrı'nın bulunduğu yerdir. Başka bir deyişle, Tanrı, iman ve itaati en çok hak edendir. Bu nedenle Tanrı'ya iman ve itaat etmek en büyük adalettir.
 
Last edited:
Şirk neden en büyük zulümdür?

Zulmün anlamı bir şeyi ait olmadığı yere koymaktır. Bir şeyin ait olduğu yer ile konulduğu yer arasındaki uzaklık, zulmün büyüklüğünü gösterir. Bir şeyin ait olduğu yerden konulabileceği en uzak yer, en üstün niteliklere sahip varlık olan Tanrı'nın bulunduğu yerdir. Buna göre, Tanrı dışındaki bir şeyi Tanrı ile aynı yere koymak, o şeyi ait olduğu yerden en uzak yere koymaktır. Bu nedenle şirk en büyük zulümdür.

Tanrı'ya iman ve itaat etmek neden en büyük adalettir?

Adalet, zulmün aksine, bir şeyi ait olduğu yere koymak anlamına gelir. İman ve itaatin en çok ait olduğu yer, Tanrı'nın bulunduğu yerdir. Başka bir deyişle, Tanrı en çok iman ve itaati hak eden varlıktır. Bu nedenle Tanrı'ya iman ve itaat etmek en büyük adalettir.

Bu yazıyı okurken, kendimi din kültürü ve ahlak bilgisi dersindeymişim gibi hissettim.
 
Zulmün anlamı bir şeyi ait olmadığı yere koymaktır.
Haksızlık, zorbalık anlamına gelen kelime, 1300 yıl önce araplar tarafından kullanıldı. Hayır Zulm, kısaca kötü davranış anlamına gelmektedir.
Şirk bir zulüm örneğidir. Bahsettiğin öbek Hz Ali'nin "bir insanı.... yere koymak zulmdür" ile anılıyor ayrıca islam ansiklopedisi adlı tartışmalı bir kaynakta 2018'de “Bugün Diyanet'in daha İslamcı, daha Arap bir dünya görüşü olduğunu” iddia eden bir müftünün varsayımıdır.
Bir şeyin ait olduğu yerden konulabileceği en uzak yer, en üstün niteliklere sahip varlık olan Tanrı'nın bulunduğu yerdir.
Soru 1: Tanrının konumunu nereden biliyoruz ki orası en uzak oluyor? Felsefe ise felsefe, bunu kim belirliyor? Tanrı mı?
Buna göre, Tanrı dışındaki bir şeyi Tanrı ile aynı yere koymak, o şeyi ait olduğu yerden en uzak yere koymaktır.
Kendi kurduğun mantığa göre, evet doğru. Tek boyuttan bakarsan, hepimiz tanrıdan uzağız, demek ki şirk içerisindeyiz.
Tanrı en çok iman ve itaati hak eden varlıktır.
Soru 2, Tanrı var mıdır? Tanrı bir varlık mıdır? Tanrı bir varlık ise nerededir? Tanrı bir yerde bulunabiliyor ise ve biz bunu kanıtlayamıyorsak veya göremiyorsak Tanrı'ya var diyebiliriz? Eğer Tanrı her yerde ise, Her şey tanrıya yakın olacaktır ve dolayısıyla her şey adalet içerisinde olacaktır.

Ve sadece 2 soruyla bütün mantığını çökertmiş olduk, eğer başka sorun varsa, bekleriz teşekkürler. Felsefeyse felsefe kardeşim
.
 
Bu konu başlığına pek girme niyetim yok ama sadece @Hobeto13 e ses etmek isterim. Kur'an-ı Kerim in orijinal meali kesinlikle her insan tarafından kolaylıkla anlaşılabilecek bir kitap değil ve okunması da çok tavsiye edilmez. Bundan dolayı okumak isteyen insanlara direk meal yerine tefsir okumalarını şiddetle tavsiye ederim.
 
Soru 1: Tanrının konumunu nereden biliyoruz ki orası en uzak oluyor? Felsefe ise felsefe, bunu kim belirliyor? Tanrı mı?
Varlıkları niteliklerine göre zihnimizde konumlandırırız. Bu durumda en üstün niteliklere sahip olan varlık diğerlerine en uzak konuma gelir. Tanrı'yı en üstün niteliklere sahip olan diye tanımladığımız için O'nun zihnimizdeki konumu diğer varlıklara en uzak olmaktadır.
Tek boyuttan bakarsan, hepimiz tanrıdan uzağız, demek ki şirk içerisindeyiz.
Bahsedilen uzaklık, bir şeyin başka bir şeye olan uzaklığı değil, bir şeyin ait olduğu yere -kendi yerine- olan uzaklığıdır. Aradaki farka dikkatini çekerim.
Soru 2, Tanrı var mıdır? Tanrı bir varlık mıdır? Tanrı bir varlık ise nerededir? Tanrı bir yerde bulunabiliyor ise ve biz bunu kanıtlayamıyorsak veya göremiyorsak Tanrı'ya var diyebiliriz? Eğer Tanrı her yerde ise, Her şey tanrıya yakın olacaktır ve dolayısıyla her şey adalet içerisinde olacaktır.
Düşüncede var olan şeylere de varlık denir. Tanrı'nın düşünce dışındaki varlığı tartışmalıdır :smile:
 
Back
Top Bottom