"Sistem protokolleri reddedildi. Pilotun hayatta kalma ünite desteği aktif hale getirildi."
Genel Kontrol Ünitesi - DEVREDIŞI
Merkezi İletişim Ünitesi - DEVREDIŞI
Kokpitin emniyet mandalını kırıp, dışarı çıkmadan önce son bir kez kontrol paneline baktı ve aracının çalışan herhangi bir fonksiyonu olup olmadığını kontrol etmek için bir kaç düğmeye bastı. Bu esnada, burnunun içerisinde çatlamış olan kılcal damarların sızını hissetti, sonrasında da dudaklarına doğru akan kanın serinliğini...
[list type=decimal]
[*]Genel Kontrol Ünitesi - DEVREDIŞI
[*]Merkezi İletişim Ünitesi - DEVREDIŞI
[*]Yıldızlar Arası Rota Düzenleme Ünitesi - DEVREDIŞI
[*]İleri Düzey Gemi Akıl Ünitesi - KAYIP
[*]Sürücü Hayatta Kalma & Stabilize Ünitesi - DEVREDE - KALAN GÜÇ: %2
[*]Sürücü Kaşif Ünitesi ve Kiti - DEVREDE & KULLANIMA HAZIR
[/list]
-IDGA'nın son yerini tespit edebilir misin?
Boğazında birikmiş olan balgamdan dolayı boğuk çıkan sesinin ardından, kokpitinin koltuğuna istemeden de olsa bıraktı boğazındakileri. Pıhtılaşmış kan, mukus ile karışarak boğazından çıkarken; kokpitten çıkan ses ile bir irkilme yaşadı aracın pilotu.
IDGA Sahibinin Adı: Albys Arlik
IDGA'nın son bulunduğu kara parçası: Gezegen T-642, Lokasyonal Saptanan Yer W-1915, Bilinen Diğer Adıyla, Kalradya
IDGA'nın son bulunduğu kara parçası: Gezegen T-642, Lokasyonal Saptanan Yer W-1915, Bilinen Diğer Adıyla, Kalradya
-Kalradya hakkında bana kısa bir bilgi ver.
Dudaklarında arta kalan pıhtı kanı ve mukusu, başını sağ yana çevirerek tükürürken; kontrol panelinden herhangi bir ses gelmedi. Emniyet mandalını, sağ eliyle kavradıktan sonra Albys adındaki sürücü; sol eliyle de "Acil Durumlarda Kullanınız" yazan; dikdörtgen ve sönük bir turuncu ampulle aydınlatılmış bir düğmeye bastı.
Kokpitin mandalının kırılmasıyla; üst kapak bir anda yukarı doğru fırladı. Merkez menteşe ile birlikte, neredeyse doksan derecelik bir açıya gelen üst kapakta, metalik sert çıtırtılar duyulsa da; aygıtın kullanıcısı bunu çok umursamadı. Bu gemiyi tamir etmesi için; önünde çok uzun zaman vardı ancak kendi vatanına dönmesi için gereken süre; gezegen koşullarına göre belki de çoktan bitmişti. Derin bir soluk aldıktan sonra; yavaşça ayağa kalktı kokpitin içerisinde. Yapmaması gereken bir hamle olduğunu, dengesini kaybedip düştüğünde anlamıştı anca.
Sert bir şekilde, sırt üstü düşerken kokpitten; kurumuş toprak aniden içeri göçtü ve Albys'i daha da derine batırdı. Muhtemelen omuriliği zedelenmesiyle sonuçlanacak olan bu düşüşü, hala morfin etkisinde olması hafifletmiş olacak ki; sadece sırtının kürek kemiklerinde hissetti. Anladığı kadarıyla, sadece IDGA dediği cisim değil; kendi hafızasından da bazı parçalar kayıptı. Kızarmış yeşil gözleriyle, etrafı kolaçan ederken Albys, morarmış göz altı torbalarını hissetti. Muhtemelen sinüsleri, acil durumda kullanılmış olan protokolden kaynaklı ayıltıcı sıvının burnundan içeri dolmasıyla; vücudunun her yerine dağıtılmış sıvı, gitmemesi gereken bazı yerlere gitmişti.
Düşme sebebiyle iyice dağılmış olan, açık gri saçlarına bulaşmış olan çamurlu toprağı, ayağa kalkmadan önce silkeledi. Sonrasında iki eliyle destek alarak, yerinden doğrulan Albys, ayaklarını sürüye sürüye, "Keşif Kiti" adını taşıyan kutunun olduğu yere gitti aracının arkasındaki. İçerisinde, her kaşif gemisinde olması gereken uydu telsizi, titanyum ışın kılıcı(muhtemelen yıldız savaşlarından referans alınarak verilmiş bir isimdi), ilk yardım kiti ve bir ay yetecek kadar erzak yerine, tahmini olarak 775 ile 800 motor arasında randımanla çalışan bir el testeresi ve 6.5 x 50 milimlik, otuz mermi kapasitesine sahip, lityum polimer pille çalışan, eski nesil bir Gauss Makineli Tüfeği vardı. El testeresinin ve tüfeğin yedek bataryaları, aynı zamanda fazladan koyulmuş olan beş şarjör, ufak bir sırt çantasına alelacele sokuşturulmuştu.
Hızlı bir şekilde, tüfeğini alıp; güç güvenliğini aktif hale getirdikten sonra; el testeresini belindeki alet kemerine zincirledi Albys. Öncesinde boynunu, sonrasında sırtını sertçe kütürtetti. Kendisini, bir nebze de olsa hazır hissettikten sonra; son bir kez kokpite doğru yöneldi. "Bu sefer daha dikkatli bir şekilde" diye mırıldandıktan sonra; kontrol mekanizmasını on dakikalık uğraşla yerinden çıkardı. Kokpitten aşağıya indikten sonra, üstünde bulunan pilot giysisinin yelek kısmına sokuşturdu kontrol konsolunu.
Sonrasında gökyüzüne baktı ve öylece kaldı. Gözleri yavaşça kısıldıktan sonra, aklına gelen ilk soruyu sesli bir şekilde dile getirdi.
-Kuzey, hangi tarafta kalıyordu?
-Bu tarafta... Dedi genç bir kadın sesi.
Aniden silahının namlusunu, sesin olduğu yere doğrulttu Albys. "Kimsin sen?"
-Adım... Adım Ymira...
Last edited: