Kaelthas
Regular
Foruma ilk kez yazıyorum,eğer bu tip şeylerin konuşulduğu başka bir forum başlığı varsa da bulamadım..kusura bakmayın.
Bu oyun bugüne kadar oynadığım en iyi oyun,ama çeşitli yönlerden tam olarak oyun olmadığı da söylenebilir.Her ne kadar sunduğu Ortaçağ havası büyülese de bir yerden sonra işler biraz monotonlaşmaya başlıyor.Bu durumu şimdilik oyunun beta olmasına verebiliriz ama 0.903lere geldiğimize göre artık çok da yolumuz kalmamış.Bu nedenle oyuna renk katacak birkaç ıvır zıvır söylemeyi borç bilirim.
1)Oyuna "asalet" katılmalı.
a)Npcler karakterimle çok lakayt bir üslupta konuşuyorlar.Özellikle de şehirlerdeki askerlerin "tavırlarına dikkat edecen mi birader?" muhabbeti...Ben ki Swadia Kralı Harlaus'un takdirini kazanmış güçlü bir şövalyeyim.Bana köyler kaleler tımar olarak verilmiş.Adamlarımı Swadya için feda etmişim.Calradia'da basılmamış toprak bırakmamışım.Ama muhafızlar bana hala dilenci muamelesi yapıyor.Anlaşılamaz.Bunu engellemek için şu "onur" özelliği kullanılabilir.Onur sayısı rütbe olarak derecelendirliebilir.Başlangıçta 0'la başladığımızı için muhafızların öyle demesi normal ama rütbeler arttıkça örneğin "baron" olduğumda "şehrimize teşrifiniz bizi onurlandırdı lordum" gibisinden muhabbetlere girebilirler.Aynı şekilde bağlı olduğum krallığın benden düşük rütbedeki komutanları benimle daha üsluplu konuşabilir ve onların partileri haritada benim vereceğim komutlara uyabilir.Böylece "benim adım x" "adım x'dir bundan sonra bu adı çok duyacan ona göre..." ve "Ben X,bu andan itibaren emrinizdeyim efendim" muhabbetlerinin farklı durumlardaki karşılığı oluşur.
b)Kralların oyundaki etkisi artmalı.Onların verdiği görevlerle diğerlerinin verdiği görevler farklı olmalı.Örneğin Kral benden "Casuslardan yeni bir istihbarat aldık.Xler y kalesine/köyüne 2 gün içinde bir saldırı planlıyor,git ve onları durdur" gibi alengirli görevler vermeli.Bir başka görev şu olabilir "Lord X,Uksal'da bana karşı bir isyan tezgahlıyor,git onu ve adamlarını tutukla,isyanı da bastır sana zahmet" Neyse siz zaten bu konuda çok daha deneyimlisinizdir.Kısaca demek istediğim Kralın "şuna şu kadar borç vermiştim,git al gel" muhabbetine dalmaması gerek.
2)Oyuna eş çocuk falan katılmalı.(rpgleşmeli)
a)Oyunda ciddi anlamda kadın eksikliği var.İşe yarasın diye Ymira konulmuş,o da olmasaydı bizim elemanların hali nice...Ama benim istediğim şey elemanlar için kadın değil.Oyun aynı Medieval II total war'da olduğu gibi eşler ve varisler şeklinde gitmeli.Bu oyuna çok farklı bir renk katacaktır.Evet belki biraz lightlaştıracaktır ama gerçekçi de olacaktır.Bunun bir sürü işlevi olabilir.Örneğin eş ve çocuklar bize ait olan köyün Manor'unda yaşarlar.Bize düşman olan bir NPC gelip köyü basar,köylüleri katledip onları kaçırır fidye ister vs. Şahsen loncanın yakınının kızı için savşamaktansa bunu tercih ederim.Ayrıca oyunun asıl sürümü yayınlandığında "kalıcı ölüm" özelliği olursa kendi veletlerimizden birini karakter olarak kullanabiliriz.Elbette bu oyunu aslından biraz uzaklaştırır.Çünkü bu durumda devreye yaş kavramı girer.Ama zaten yıl kavramını kullanıyorsak,aylar sağ alt köşede sürekli değişiyorsa,yaş konulması da mantıklı olur.
b)Factionlardan birini bir Kraliçe yönetsin.Renk katar...
3)Krallar,kraliçeler,prensler,prensesler ve varislik...
Bu özelliği düşünmemin tek sebebi Kral olabilmek Krallar zamanla ya da savaşta ölebilmeli.Komutanlar da aynı şekilde ölebilmeliler.Ama yeni komutanlar çıkmaya devam etmeli(elbette bir sınıra kadar).Kral ölmesi ihtimaline karşı bir varis seçmeli.Ve bu varis-eğer yetkinliğe sahipsek-bizim karakterimiz olabilmeli.Yani karakterlere krallık hakkı tanınmalı.Bunun başka bir yolu da ülkeyi yöneten kraliçeyi tavlamak.Ya da Kralın kızıyla işi pişirmek.Tabi bunlar çok da kolay şeyler olmamalı.Uğraş gerektirmeli.Malum işin sonunda krallığı yönetmek var.Kralı ve onun varisini öldürdüğünüzde Krallığın başsız kalması sebebiyle kaos ve kargaşa ortamı oluşu böylece o krallık çökertilebilir.Bu da oyunun nasıl sonlanacağı konusunda bize bir alternatiftir.Bağlı olduğunuz kral hariç bütün kralları ve onların varislerini öldürüp,calradiayı ele geçirdiğinizde oyun da bitmiş olur.
4)Diplomasi ve elçilik...
0.902yle oynarken her zamanki gibi swadia seçmiştim.Ama ne talihsizlik kimseye karşı savaş açmadık.Herkesin düşmanı oldu ama biz bön bön baktık.Haliyle ben kendi başıma takıldım.Sıktı tabi bir yerden sonra.Ben de düşündüm ki bizim şu ikna kabiliyetimiz bu işlere de yarasın.Kralı bir ülkeye karşı savaş açamaya ya da anlaşma imzalamaya ikna edelim.Düşmanlığın yanında müttefiklik kavramı da oluşsun.Ticari anlaşmalar yapılsın,karşılıklı kız verilip akrabalık ilişkileri kurulsun falan.Böylece uzun süreli müttefiklikler ve dolayısıyla karşısında birleşilen düşmanlar oluşsun.Birine savaş açmak istediğimizde de bizim ülkemizdeki elçisini öldürelim.
5)Farklı factionlar için farklı mizaç.
"Nordlar",Anglo-saxon-Viking-goth-Cermen çizgisinde dolaşan barbarik halklar."Khergitler" ise bizim moğollar falan."Swadia ve Rodoklar"sa İngliz-fransız modundakiler Veagir ise ortaya karışık.Tüm bunların farklı olması güzel.ama bu farklılıklar görünüşün dışına da çıkmalı.Örneğin yukarıda sözünü ettiğim diplomatik yaklaşımda kergitler ve nordalar savaşçıyken diğerleri daha çok anlaşmacı olmalı.Ya da yukarıdaki asalet muhabbetini kendilerine göre yontmalılar.Bazı factionlarda kraliçe kavramı olmamalı mesela...Aynı farklılıklar mimariye de yansımalı...
Bütün bunlar oyunu aslından kısmen de olsa saptırabilir.Oyun "at ve kılıç"ın dışına çıkar.Avrat falan girer Ama oyuna farklı boyutlar kazandırmak kalıcılığını da artıracaktır.Daha hızlı yayılmasına da katkı sağlayacaktır.Oyunu hazırlayanlar şunu da hep akıllarında tutmalılar: sonsuza kadar adam kesemeyiz.
Yanlış anlaşılmak da istemem.Bu oyunda büyük bir emek verildiğini ve hala da verilmekte olduğunu biliyorum.Her şey için çok teşekkür ediyorum.Ama bunları söylerkenki amacım oyunu mükemmelleştirmek.Bu konuda bana düşen neyse yapmaya da hazırım.Saygılarımla...
Bu oyun bugüne kadar oynadığım en iyi oyun,ama çeşitli yönlerden tam olarak oyun olmadığı da söylenebilir.Her ne kadar sunduğu Ortaçağ havası büyülese de bir yerden sonra işler biraz monotonlaşmaya başlıyor.Bu durumu şimdilik oyunun beta olmasına verebiliriz ama 0.903lere geldiğimize göre artık çok da yolumuz kalmamış.Bu nedenle oyuna renk katacak birkaç ıvır zıvır söylemeyi borç bilirim.
1)Oyuna "asalet" katılmalı.
a)Npcler karakterimle çok lakayt bir üslupta konuşuyorlar.Özellikle de şehirlerdeki askerlerin "tavırlarına dikkat edecen mi birader?" muhabbeti...Ben ki Swadia Kralı Harlaus'un takdirini kazanmış güçlü bir şövalyeyim.Bana köyler kaleler tımar olarak verilmiş.Adamlarımı Swadya için feda etmişim.Calradia'da basılmamış toprak bırakmamışım.Ama muhafızlar bana hala dilenci muamelesi yapıyor.Anlaşılamaz.Bunu engellemek için şu "onur" özelliği kullanılabilir.Onur sayısı rütbe olarak derecelendirliebilir.Başlangıçta 0'la başladığımızı için muhafızların öyle demesi normal ama rütbeler arttıkça örneğin "baron" olduğumda "şehrimize teşrifiniz bizi onurlandırdı lordum" gibisinden muhabbetlere girebilirler.Aynı şekilde bağlı olduğum krallığın benden düşük rütbedeki komutanları benimle daha üsluplu konuşabilir ve onların partileri haritada benim vereceğim komutlara uyabilir.Böylece "benim adım x" "adım x'dir bundan sonra bu adı çok duyacan ona göre..." ve "Ben X,bu andan itibaren emrinizdeyim efendim" muhabbetlerinin farklı durumlardaki karşılığı oluşur.
b)Kralların oyundaki etkisi artmalı.Onların verdiği görevlerle diğerlerinin verdiği görevler farklı olmalı.Örneğin Kral benden "Casuslardan yeni bir istihbarat aldık.Xler y kalesine/köyüne 2 gün içinde bir saldırı planlıyor,git ve onları durdur" gibi alengirli görevler vermeli.Bir başka görev şu olabilir "Lord X,Uksal'da bana karşı bir isyan tezgahlıyor,git onu ve adamlarını tutukla,isyanı da bastır sana zahmet" Neyse siz zaten bu konuda çok daha deneyimlisinizdir.Kısaca demek istediğim Kralın "şuna şu kadar borç vermiştim,git al gel" muhabbetine dalmaması gerek.
2)Oyuna eş çocuk falan katılmalı.(rpgleşmeli)
a)Oyunda ciddi anlamda kadın eksikliği var.İşe yarasın diye Ymira konulmuş,o da olmasaydı bizim elemanların hali nice...Ama benim istediğim şey elemanlar için kadın değil.Oyun aynı Medieval II total war'da olduğu gibi eşler ve varisler şeklinde gitmeli.Bu oyuna çok farklı bir renk katacaktır.Evet belki biraz lightlaştıracaktır ama gerçekçi de olacaktır.Bunun bir sürü işlevi olabilir.Örneğin eş ve çocuklar bize ait olan köyün Manor'unda yaşarlar.Bize düşman olan bir NPC gelip köyü basar,köylüleri katledip onları kaçırır fidye ister vs. Şahsen loncanın yakınının kızı için savşamaktansa bunu tercih ederim.Ayrıca oyunun asıl sürümü yayınlandığında "kalıcı ölüm" özelliği olursa kendi veletlerimizden birini karakter olarak kullanabiliriz.Elbette bu oyunu aslından biraz uzaklaştırır.Çünkü bu durumda devreye yaş kavramı girer.Ama zaten yıl kavramını kullanıyorsak,aylar sağ alt köşede sürekli değişiyorsa,yaş konulması da mantıklı olur.
b)Factionlardan birini bir Kraliçe yönetsin.Renk katar...
3)Krallar,kraliçeler,prensler,prensesler ve varislik...
Bu özelliği düşünmemin tek sebebi Kral olabilmek Krallar zamanla ya da savaşta ölebilmeli.Komutanlar da aynı şekilde ölebilmeliler.Ama yeni komutanlar çıkmaya devam etmeli(elbette bir sınıra kadar).Kral ölmesi ihtimaline karşı bir varis seçmeli.Ve bu varis-eğer yetkinliğe sahipsek-bizim karakterimiz olabilmeli.Yani karakterlere krallık hakkı tanınmalı.Bunun başka bir yolu da ülkeyi yöneten kraliçeyi tavlamak.Ya da Kralın kızıyla işi pişirmek.Tabi bunlar çok da kolay şeyler olmamalı.Uğraş gerektirmeli.Malum işin sonunda krallığı yönetmek var.Kralı ve onun varisini öldürdüğünüzde Krallığın başsız kalması sebebiyle kaos ve kargaşa ortamı oluşu böylece o krallık çökertilebilir.Bu da oyunun nasıl sonlanacağı konusunda bize bir alternatiftir.Bağlı olduğunuz kral hariç bütün kralları ve onların varislerini öldürüp,calradiayı ele geçirdiğinizde oyun da bitmiş olur.
4)Diplomasi ve elçilik...
0.902yle oynarken her zamanki gibi swadia seçmiştim.Ama ne talihsizlik kimseye karşı savaş açmadık.Herkesin düşmanı oldu ama biz bön bön baktık.Haliyle ben kendi başıma takıldım.Sıktı tabi bir yerden sonra.Ben de düşündüm ki bizim şu ikna kabiliyetimiz bu işlere de yarasın.Kralı bir ülkeye karşı savaş açamaya ya da anlaşma imzalamaya ikna edelim.Düşmanlığın yanında müttefiklik kavramı da oluşsun.Ticari anlaşmalar yapılsın,karşılıklı kız verilip akrabalık ilişkileri kurulsun falan.Böylece uzun süreli müttefiklikler ve dolayısıyla karşısında birleşilen düşmanlar oluşsun.Birine savaş açmak istediğimizde de bizim ülkemizdeki elçisini öldürelim.
5)Farklı factionlar için farklı mizaç.
"Nordlar",Anglo-saxon-Viking-goth-Cermen çizgisinde dolaşan barbarik halklar."Khergitler" ise bizim moğollar falan."Swadia ve Rodoklar"sa İngliz-fransız modundakiler Veagir ise ortaya karışık.Tüm bunların farklı olması güzel.ama bu farklılıklar görünüşün dışına da çıkmalı.Örneğin yukarıda sözünü ettiğim diplomatik yaklaşımda kergitler ve nordalar savaşçıyken diğerleri daha çok anlaşmacı olmalı.Ya da yukarıdaki asalet muhabbetini kendilerine göre yontmalılar.Bazı factionlarda kraliçe kavramı olmamalı mesela...Aynı farklılıklar mimariye de yansımalı...
Bütün bunlar oyunu aslından kısmen de olsa saptırabilir.Oyun "at ve kılıç"ın dışına çıkar.Avrat falan girer Ama oyuna farklı boyutlar kazandırmak kalıcılığını da artıracaktır.Daha hızlı yayılmasına da katkı sağlayacaktır.Oyunu hazırlayanlar şunu da hep akıllarında tutmalılar: sonsuza kadar adam kesemeyiz.
Yanlış anlaşılmak da istemem.Bu oyunda büyük bir emek verildiğini ve hala da verilmekte olduğunu biliyorum.Her şey için çok teşekkür ediyorum.Ama bunları söylerkenki amacım oyunu mükemmelleştirmek.Bu konuda bana düşen neyse yapmaya da hazırım.Saygılarımla...