Karanlık İmparator'un İzleri - 8. Bölüm: Dörtnala

Users who are viewing this thread

Nixentroa

Master Knight
Quiksilver said:
Herkese tekrardan merhabalar. Çok çok uzun bir aranın ardından yine içimdeki yazma arzusuna karşı koyamadım. Dile kolay tam 2,5 yıldır bir kelime bile yazmadım. Acaba paslanmış mıyımdır?

Neyse. Özet geçmek gerekirse tekrardan yazacağım. Sizlere soracağım şey ise sizce yayınlamaya devam edeyim mi?

Bu ankete oy verirken hikayelerimin en azından birkaç bölümünü okumanızı ve dürüst olmanızı rica ediyorum. Ayrıca yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.

Dipnot: Bu hikayenin devam kurgusu kafamdan silindiği için yeni bir kurguyla "devam ettireceğim"

Kalradya... Kayboluşlar, yiğitlikler, savaşlar. Kalradya'da savaş hiç bitmez, birçok maceracı bu tantanada kaybolur ya da adı duyulur ve kahraman olur. Krallar birbirlerine şirin gözüküp komplolar kurarlar, düşman oldukları krallığı yenmek için o krallığın taht taliplerini kullanırlar. Ölümsüzlerin en sevdiği yerdir Kalradya. Çünkü tüm büyük kahramanlar orada yetişir. Ölüler gecenin mateminde şarkı söyler Kalradya'da.

Ölümsüzler artık sadece efsanelerden ibaretken büyük bir fırtına Kalradya'yı tekrar etkisi altına alacak. Sönmüş bir alev daha da parlak yanacak. Bir savaşçı hiç unutulmayacak bir tarih yazacak Kalradya'da.

O savaşçı(?) ise Escherion!!

Kalradya'da sadece 2 imparatorluğun olduğu ve o iki imparatorluğun tam bir kaos ortamı yaratarak savaştığı zamanlar 6 Krallığın savaşlarından daha da beterdi. Hiç bitmeyen ve kaosun katlanarak devam ettiği bir savaş. Karanlık İmparator acıması olmayan, güç, hırs ve toprak düşkünü biriydi. Uzun, sancılı ve zor bir savaş döneminin ardından yenildi, Kalradya'dan çok uzaklara sürüldü. Karanlık İmparator Kalradya İmparatorluğu'ndan intikam almak için bir tarikat kurdu. Üyeleri Kalradya'da düzensizlik, huzursuzluk yarattı ve imparatora duyulan güveni yok etti. İmparator Kalradya'dan kaçmak zorunda kaldı. Kalradya 6 Krallık arasında paylaşıldı. Fakat 6 Krallık tarikatın devam eden kışkırtmalarına kandı ve toprak için savaşmaya başladı. Bir süre sonra Kalradya'da düzen çok yavaş bir şekilde oturmaya başlamışken Karanlık İmparator'un soyu Kalradya'ya geldi. Tevarin Kalesi ile Haringoth Kalesi arasındaki araziye göçebe krallık olduklarını söyleyerek bir şehir kurdular ve Krallıklarla saldırmazlık imzaladılar.

                                                                      *    *    *    *    *

Escherion küçükken yaşadığı yer Tevarin Kalesi ile Haringoth Kalesi arasında yer alıyordu. Artık orası boş bir arazi. Orası Escherion'un çocukluğunun geçtiği yerdi. Ama artık yerinde yeller esiyordu. Eskiden bir ticaret merkeziydi, şimdi ise haydutların ve kervanların sadece geçtiği, kimsenin eskiden nasıl bir yer olduğunu bilmediği, bilmedikleri için de bu koca boş araziye anlam veremedikleri bir yer olmuştu.

“Gidelim mi kralım?”

“Peki. Ben göreceğim kadarını gördüm. Bu boş arazinin yerine bir şeyler inşa edilmeli.”

“Ne isterdiniz kralım?”

“Bilemiyorum. Ama buranın eski zamanlardaki gibi bir ticaret merkezi olmasını istiyorum. Bunu yapabilir misin Artimenner?”

“Tabii ki, kralım.”

                                                                      *    *    *    *    *

Pazar yerinde dolaşırken şehre yeni eşyaların geldiğini gördü. Önce silah ustasına uğradı.

“Hoşgeldiniz beyim.”

“Hoşbulduk. Bu silahlar yeni mi? Öyle gözüküyorlar da.”

“Evet efendim. Bu silahlar Sarranidli bir usta tarafından özel olarak getirildi. Kendisi yakın dostum olur. Çok kalitelidirler.”

“Öyle görünüyor. Şu ilerideki bir gezgin tüccar mı?”

“Evet. Şehre yeni geldi. Şehirle ilgili pek bir şey bilmiyor. Sadece para kazanmanın derdinde.”

“Peki. Sana iyi işler.”

Şehir her zamanki gibi ıhlamur ve çiçek kokularyıla sarılmıştı. Bu kokuyu her zaman sevmişti. Özellikle rüzgar estiği zamanlarda bu kokular ona sanki daha güzel gelirdi. Bu kokular içinde gezgin tüccara doğru ilerledi. Fakat şehirdeki insanların yüzünde endişe görünce tüccarla sohbet etmekten vazgeçti. Şehir surlarına çıktı. Havada çok sis olduğundan her şey çok zor görülüyordu. Ama bu sessizlik ver belirsizlik iyiye işaret değildi. İnsanlar huzursuzlanmaya başlamışlardı. Yaklaşık 3 haftadır şehre gelen kervan sayısı yok yere azalmıştı. Bazıları bunun farkında değildi ama bu gerçekten iyi değildi. Zaten devriyeler çok sıkıydı, dolayısıyla haydut tehlikesi olamazdı.

Hızlı adımlarla kaleye girdi, merdivenleri tırmandı, büyük salona girdi. İçeride Escherion'un babasıyla şehrin lonca başkanı tartışıyorlardı.

“Ne demek şimdi bu? Nasıl bir anda tedbir almamızı gerektiren bir durum olabilir ki?”

“Efendim krallıklar artık kervan göndermiyorlar, Svadya Krallığı şehrimize yakın olan kalelere asker göndermeye başladı. Hem de ortada bir düşman yokken.”

“Bu nasıl olabilir hiç anlamıyorum? Bir düşman yoksa niye bu tedbirler?”

“Sanırım bir düşman var.” diye söze girdi Escherion. “Ve sanırım o düşman biziz.”

                                                                  *    *    *    *    *
Gerisini pek hatırlamıyordu. Ne de olsa üzerinde çok uzun zaman geçmişti. Ama hayatının en derin yarası olan ve Kalradya macerasının başlamasına neden olayı hiçbir zaman unutmadı.

“Efendim. Hepimiz hazırız.”

“Güzel. Bekleyin, ilk onlar saldırsın.”

“Emredersiniz efendim.”

                                                                  *    *    *    *    *

Surlarda adamlar yerlerini almıştı. Artık gerçekten önemli bir savaşın içindeydi. Savaşmak için daha çok gençti ama bu onun kaderiydi. Artık svadyalılar apaçık bir şekilde saldıracaktı. Saldırmazlık anlaşmasına aykırı bir iş yapıyorlardı fakat Escherion bunu bir şekilde kabul ettireceklerinden emindi. Politikadan hiç anlamazdı fakat politikadaki hileleri ve yalanları çok iyi bilirdi.

En önde Kral Harlaus'un sancağı vardı demek ki kral savaşı yönetecekti. Bu Harlaus'un kesin bir zafer istediğinin işaretiydi.

Çok uzun sürmedi. Svadyalı arbaletçiler şehri ok yağmuruna tutuyordu. Savaşı Escherion'un babası yönetiyordu. Arbalatçiler sıralı bir şekilde atışlarına devam ettiğinden dolayı boşluklarını yakalamak zordu. Escherion ve süvarileri kapının kırılmasını bekliyorlardı. Svadyalı mühendisler kapıyı çok yıpratmışlardı. Artık kılıç dövüşü başlıyordu. Kapının kırılmasıyla içeri birçok svadya piyadesi içeri daldı. Ama Escherion ve süvarileri onlara karşı hücuma geçince piyadeler neye uğradıklarını şaşırdılar. Süvariler svadyalı piyadeleri kılıçtan geçiriyorlardı ve piyadeler bu saldırı karşısında çok güçsüz kalıyordu.

Bu işin çok kolay olduğunu ve böyle olmaması gerektiğini düşünmeye başlayan Escherion süvarilere yerlerinden ayrılmama emri verdi. Mızrakçı piyadelerin bir kısmını süvarilerin önüne bir set olacak şekilde kurdu. Svadyalı piyadeler neredeyse tamamen bittiğinde beklenen oldu. Svadyalı zırhlı süvariler tüm gücüyle hücum etmeye başladılar. Neyse ki Escherion hazırlıklıydı ve mızrakçıları kullandı. Zırhlı süvarilerin planı suya düşmüştü. Bu sefer de svadyalı okçular kendi dostlarını vurmaya bile aldırış etmeden ok yağdırmaya başladı.

“Kahretsin! Bu planda yoktu.”

“Efendim, geri çekilmeliyiz.”

“Hayır! Onları şaşırtacağız.”

Escherion tüm askerlerine çekilme emri verdi. Herkesin geri çekildiğini gören svadyalı okçular bile kılıçlarını ellerine aldılar. Tüm svadyalılar hücum durumuna geçince Escherion en arkalara sakladığı birliği hücuma geçirdi. Bu sistematik hücumun amacı önce hazır birlik saldırıp kaçacaktı daha sonra da diğer birlikler saldırınca hem askerler yorulmayacaktı hem de düşman toparlanamayacaktı.

Dahice olmasa da iyi bir plandı bu. Sonuçta svadyalılar kendilerini toplasa bile onlara ağır kayıplar, kendilerine ise bir sonraki saldırıya hazırlık imkanı verecekti. Escherion kaledeki babasına baktığında babası gülümsüyordu. Herhalde savaşı kazanıyorlardı. En azından Escherion'un birliği kendi çarpışmalarını kazanıyordu.

Escherion birkaç sivilin acı çığlıklarını duydu. Yanına beş adam alıp çığlığın geldiği yöne gitti. Çığlığın geldiğini tahmin etiiği yere gelince karşısındaki manzara onu şok etmişti. Tüm yol ölülerle kaplıydı ve her biri de sivildi. Atlar bile bu korkunç manzara karşısında ürküp huzursuzlanmaya başlamıştı. Bir yandan atını sakinleştirmek için diğer yandan da neler olduğunu anlamak için uğraşıyordu Escherion. Svadyalı bir birliğin oraya nasıl girdiklerini düşünmeye başladı.

                                                                  *    *    *    *    *

O günkü gibi oluyordu her şey. Harlaus'un sancağı önde gerisinde de tüm kontları ya da en azından onlardan geri kalanı. Tek farkı bu bir kuşatma değildi, aksine bu bir meydan savaşıydı.

“Ne yapmayı düşünüyorsun Escherion? Bugün onlardan bir kişiyi bile sağ bırakmazsan ne olacak? Aileni geri mi getirecek?”

“Geri getirmesini istemiyorum zaten. Ben onların yaşadıklarını Harlaus'a yaşatacağım.”

“Bu hiçbir şeyi değiştirmez. Kinle yaşarsan sonun kara toprağın dibi olur.”

“Öyleyse ben hazırım. Yeterki düşmanım yaptığının bedelini ödesin.”

“Umarım yaptıklarından ve yapacaklarından pişman olmazsın.”

“Merak etme, Alayen. Pişman olmayacağım.”

Askerler ailelerine kavuşmaya can atıyorlardı. Herkes bu savaşın hemen bitmesi için göklere dualar ediyordu. Escherion'un intikam duygusuna yavaş yavaş yenilmesini izliyorlardı. Bu intikamdan sıyrılamazsa herkesin, savaş alanındaki herkesin sonu çok kötü olacaktı.

http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,197271.msg4765535.html#msg4765535

http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,197271.msg4823909.html#msg4823909

http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,197271.msg4894536.html#msg4894536

http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,197271.msg4946099.html#msg4946099

http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,197271.msg7440594.html#msg7440594

http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,197271.msg7449857.html#msg7449857

http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,197271.msg7468481.html#msg7468481

Not: Anketlerimde oy kullanarak "Yazar Hakları Sözleşmesi"ni kanunen kabul etmiş oluyorsunuz. Bu sözleşmeye göre hikayenin yazarı Anketteki sonuca uymama, yani sonuç ne olursa olsun hikaye içeriğiyle ilgili kendi kendine karar verme hakkına sahiptir. Kullanılan oylar %90 oranında referans alınacaktır.
 
Quiksilver said:
Yeni projem, yeni hikayem, yeni umudum. Uzun süredir üstünde çalıştığım yeni projeye artık yavaş yavaş hazırlanma vakti gelmiştir diye düşündüm. Henüz hikayenin çıkış tarihi kesin değil çünkü öncelikle kötü yazmaktan korkuyorum ve hazır olmadan yayınlamak istemiyorum malum sonra yazmak için pek zamanım olmayacak. Ama öncelikle trailer tarzı bir şey yayınlamayı düşünüyorum.
Yazıcaksın bu bir emirdir eğer yazmassan seni Hadım ederim  :twisted:
 
colombos said:
Quiksilver said:
Yeni projem, yeni hikayem, yeni umudum. Uzun süredir üstünde çalıştığım yeni projeye artık yavaş yavaş hazırlanma vakti gelmiştir diye düşündüm. Henüz hikayenin çıkış tarihi kesin değil çünkü öncelikle kötü yazmaktan korkuyorum ve hazır olmadan yayınlamak istemiyorum malum sonra yazmak için pek zamanım olmayacak. Ama öncelikle trailer tarzı bir şey yayınlamayı düşünüyorum.
Yazıcaksın bu bir emirdir eğer yazmassan seni Hadım ederim  :twisted:
Emrin olur abi :grin: Hele bir hazır olsun hikaye, sizlere her şey feda.
 
Quiksilver said:
colombos said:
Quiksilver said:
Yeni projem, yeni hikayem, yeni umudum. Uzun süredir üstünde çalıştığım yeni projeye artık yavaş yavaş hazırlanma vakti gelmiştir diye düşündüm. Henüz hikayenin çıkış tarihi kesin değil çünkü öncelikle kötü yazmaktan korkuyorum ve hazır olmadan yayınlamak istemiyorum malum sonra yazmak için pek zamanım olmayacak. Ama öncelikle trailer tarzı bir şey yayınlamayı düşünüyorum.
Yazıcaksın bu bir emirdir eğer yazmassan seni Hadım ederim  :twisted:
Emrin olur abi :grin: Hele bir hazır olsun hikaye, sizlere her şey feda.
He şöyle o yayınlanacak çok güzeldi Son İmparator Şaman'ın koltuğunu sallatır
 
Bende yeni bi hikaye hazırlığı içindeyim  konu hazır gibi önce 3-4 bölümü tamamlıyım sonra yayınlıyıcam malum okul...
 
Bekliyos Quik'im.

Hikayeyi ilk ben gördüm, lol. :lol:
 
İnsan bana da atardı devamını Quik.
Daha da konuşursam senle -.-
 
Kirsten said:
İnsan bana da atardı devamını Quik.
Daha da konuşursam senle -.-
barışın öpüşün bakalım nadi nöpüşün diyorum uleyyyyn
 
Back
Top Bottom