Bugün aklıma esti, taht talipleri hakkında bir rehber yapayım dedim. Hikayeleri felan kurguladım biraz, izliyoruz efenim.. Eksik gördüğünüz bir yer var ise hemen düzenlerim.
Rodoklar, Kalradya'nın geri kalanının aksine krallarını oylama ile seçerler. Adaylar ülkenin en soylu ailelerinden olur ve konsey Jelkala Şehri'nde toplanır. Bu konseye silahla girmek kesinlikle yasaktır ve cezası idamdır. İşte Kastor bu konseyde krallık için 2 adaydan biriydi, diğer aday ise Lord Graveth. Konsey değerlendirmesini yaparken Graveth içeri bir kılıçla daldı ve Svadya birliklerinin bu tarafa doğru geldiğini söyledi. Ayrıca onu kral seçmezlerse şehri onların eline bırakacağını söyledi. Konsey mecbur kabul etti, Graveth ise şehri onlardan kurtardı. Kastor ise kendine yapılan haksızlığın cezasını bulması için bir yandaş arıyor...
İncili Arwa, Kalradya'nın dışında çok uzak bir ülkede doğmuştur. Mütevazi bir ailede büyümüş ve gençlik çağına gelince köle olmuştur. Sarranid'lerin bir önceki Sultan'ı Ayzar; Arwa'yı köle pazarında görüp hizmetine almıştır. Sarayda kaldığı yıllar boyunca bir çok saray işine, sonraları ise bütün ülkenin meselelerine yardım etmiştir. Sahibi Ayzar ölünce bir çok Emir onun ülkenin başına geçmesinde hemfikir oldu, Emir Baybak'la evlenmesinde olduğu gibi. Arwa bir çok iç savaşı önledi ve ülkeyi kısa süre sürecek bir refaha kavuşturdu. Ama ne yazikki kısa süre sonra Baybak bir savaşta hayatını kaybetti ve Ayzar'ın yeğeni Hakim, bir çok Emir'i kandırdı ve tahta kendi oturdu. Arwa ise ülke dışına sürgüne gönderildi. Şimdi ise kendine tekrar onun tahta geçmesini sağlayacak refakatçiler arıyor..
İsolla, bir önceki Svadya kralı Kral Esterich'in tek çocuğuydu. Bir kız olmasına rağmen onu bir savaşçı gibi eğitti ve ondan sonra tahtın tek varisi ilan etti; hemde çoğu kez. Ancak İsolla, babası öldüğünde kuzeni Harlus'un iftiraları ile karşılaştı. Harlus, bir çok lordu bir kadının tahta geçemeyeceği konusunda ikna etti ve bunun delilik olduğunu söyledi, başarılıda oldu. Krallık tahtına kendini oturdu ve İsolla'nın yaptığı karşı çıkmalara kulak asmadı. Şimdi İsolla, Svadya Krallığı içindeki vezir dostlarını kullanarak tahta oturmaya çalışıyor ve kendisine bir yoldaş arıyor...
Valdym'in babası o çok küçükken öldü. Ancak tahta geçemedi çünkü Burelek adında bir vekilharcı onun kralın tek oğlu olmadığını iddia etti. Annesini ise iftiraların en pisi ile; zina yapmak ile suçladı. Sonuçta annesi idam edildi, Valdym ise piç ünvanını aldı. Şanslıydı ki sadık bir hizmetkar tarafından uzak bir diyara götürüldü. Yaşı kemale erinceye kadar orada kaldı. Bu sıralarda Burelek ise hayatını kaybetmişti, ama Valdym için taht yine boş kalmadı. Bu seferde Burelek'in oğlu Yaroglek tahta geçti. Kalradya'ya geri dönen Valdym, piç ünvanından kurtulmak için bir refaketçi arıyor..
Dustum Han ve Sancar Han, Janakir Kağan'ın 2 çocuğuydu. Küçük kardeş olmasına rağmen Dustum Han, babası tarafından daha çok sevilirdi. Bunu babasını tanıyan herkes bilirdi. Sancar Han ise yalaka, işi gücü eğlence olan biriydi. Babaları ölünce 2 kardeşin Kergit Kanunlarına göre hanedanı eşit şekilde paylaşmaları gerekirdi. Dustum Han'da bunu yapmak için kardeşinin olduğu Tulga'ya doğru yola çıktı. Ama vardığında Sancar Han'ın kendini tek imparator ilan ettiğini gördü ve ülke dışına gönderildi. Dustum Han şimdi Kergit halkından ve güçlü bir yandaştan destek alma umuduyla tahta geçmek istiyor...
Nord'lar için barbar ve cahillerdir derler. Ama Ufuk-aşan onlardan biri değildi. Bir çok ilim bilen ve bir çok bilgiye sahip bir insandı, aynı zamandı tahtın taliplerinden biriydi. Babası ondaki bu potansiyeli görünce onu krallığa uzak bir üniversiteye yolladı. Ancak o geri dönemeden babası hayatını kaybetti. Bunu duyunca hemen yola çıkan Ufuk-aşan'ın gemisi fırtınada bir kaza geçirdi ve parçalandı. Bu sırada Nord Krallığı'nda bir derebeyi olan Ragnar Ufuk-aşan'ın öldüğünü iddia etti ve kendi tahta oturdu. Ufuk-aşan ise yaralarını sardı ve kendine ilmiyle birlikte yardımcı olacak birini arıyor.
Rodoklar, Kalradya'nın geri kalanının aksine krallarını oylama ile seçerler. Adaylar ülkenin en soylu ailelerinden olur ve konsey Jelkala Şehri'nde toplanır. Bu konseye silahla girmek kesinlikle yasaktır ve cezası idamdır. İşte Kastor bu konseyde krallık için 2 adaydan biriydi, diğer aday ise Lord Graveth. Konsey değerlendirmesini yaparken Graveth içeri bir kılıçla daldı ve Svadya birliklerinin bu tarafa doğru geldiğini söyledi. Ayrıca onu kral seçmezlerse şehri onların eline bırakacağını söyledi. Konsey mecbur kabul etti, Graveth ise şehri onlardan kurtardı. Kastor ise kendine yapılan haksızlığın cezasını bulması için bir yandaş arıyor...
İncili Arwa, Kalradya'nın dışında çok uzak bir ülkede doğmuştur. Mütevazi bir ailede büyümüş ve gençlik çağına gelince köle olmuştur. Sarranid'lerin bir önceki Sultan'ı Ayzar; Arwa'yı köle pazarında görüp hizmetine almıştır. Sarayda kaldığı yıllar boyunca bir çok saray işine, sonraları ise bütün ülkenin meselelerine yardım etmiştir. Sahibi Ayzar ölünce bir çok Emir onun ülkenin başına geçmesinde hemfikir oldu, Emir Baybak'la evlenmesinde olduğu gibi. Arwa bir çok iç savaşı önledi ve ülkeyi kısa süre sürecek bir refaha kavuşturdu. Ama ne yazikki kısa süre sonra Baybak bir savaşta hayatını kaybetti ve Ayzar'ın yeğeni Hakim, bir çok Emir'i kandırdı ve tahta kendi oturdu. Arwa ise ülke dışına sürgüne gönderildi. Şimdi ise kendine tekrar onun tahta geçmesini sağlayacak refakatçiler arıyor..
İsolla, bir önceki Svadya kralı Kral Esterich'in tek çocuğuydu. Bir kız olmasına rağmen onu bir savaşçı gibi eğitti ve ondan sonra tahtın tek varisi ilan etti; hemde çoğu kez. Ancak İsolla, babası öldüğünde kuzeni Harlus'un iftiraları ile karşılaştı. Harlus, bir çok lordu bir kadının tahta geçemeyeceği konusunda ikna etti ve bunun delilik olduğunu söyledi, başarılıda oldu. Krallık tahtına kendini oturdu ve İsolla'nın yaptığı karşı çıkmalara kulak asmadı. Şimdi İsolla, Svadya Krallığı içindeki vezir dostlarını kullanarak tahta oturmaya çalışıyor ve kendisine bir yoldaş arıyor...
Valdym'in babası o çok küçükken öldü. Ancak tahta geçemedi çünkü Burelek adında bir vekilharcı onun kralın tek oğlu olmadığını iddia etti. Annesini ise iftiraların en pisi ile; zina yapmak ile suçladı. Sonuçta annesi idam edildi, Valdym ise piç ünvanını aldı. Şanslıydı ki sadık bir hizmetkar tarafından uzak bir diyara götürüldü. Yaşı kemale erinceye kadar orada kaldı. Bu sıralarda Burelek ise hayatını kaybetmişti, ama Valdym için taht yine boş kalmadı. Bu seferde Burelek'in oğlu Yaroglek tahta geçti. Kalradya'ya geri dönen Valdym, piç ünvanından kurtulmak için bir refaketçi arıyor..
Dustum Han ve Sancar Han, Janakir Kağan'ın 2 çocuğuydu. Küçük kardeş olmasına rağmen Dustum Han, babası tarafından daha çok sevilirdi. Bunu babasını tanıyan herkes bilirdi. Sancar Han ise yalaka, işi gücü eğlence olan biriydi. Babaları ölünce 2 kardeşin Kergit Kanunlarına göre hanedanı eşit şekilde paylaşmaları gerekirdi. Dustum Han'da bunu yapmak için kardeşinin olduğu Tulga'ya doğru yola çıktı. Ama vardığında Sancar Han'ın kendini tek imparator ilan ettiğini gördü ve ülke dışına gönderildi. Dustum Han şimdi Kergit halkından ve güçlü bir yandaştan destek alma umuduyla tahta geçmek istiyor...
Nord'lar için barbar ve cahillerdir derler. Ama Ufuk-aşan onlardan biri değildi. Bir çok ilim bilen ve bir çok bilgiye sahip bir insandı, aynı zamandı tahtın taliplerinden biriydi. Babası ondaki bu potansiyeli görünce onu krallığa uzak bir üniversiteye yolladı. Ancak o geri dönemeden babası hayatını kaybetti. Bunu duyunca hemen yola çıkan Ufuk-aşan'ın gemisi fırtınada bir kaza geçirdi ve parçalandı. Bu sırada Nord Krallığı'nda bir derebeyi olan Ragnar Ufuk-aşan'ın öldüğünü iddia etti ve kendi tahta oturdu. Ufuk-aşan ise yaralarını sardı ve kendine ilmiyle birlikte yardımcı olacak birini arıyor.
. Ellerine sağlık güzel rehber olmuş .
