Diriliş (Hikaye)

Users who are viewing this thread

Arkadaşlar bu benim ilk hikayem yazın son günlerinden beri üstünde düşünüyordum, dizimin de sezon finali yapmasıyla yayınlamayı düşündüm, eksik yerlerim, yazım hatalarım vs. için şimdiden özür dilerim.Tavsiyelerinize ve eleştirilerinize açığım.

1.Bölüm

Soğuk bir Khudan sabahıydı, kar etkisini iyice arttırmıştı, Kergit askerleri bu havaya alışık olmadığı için kötü bir haldeydiler Khudan'ı fethedemeyeceklerini söylüyorlardı, bozkırın amansız savaşçıları soğuğa boyun eymişlerdi.
Onları cesaretlendirmek için Akbergü Noyan orduyu toplamıştı.
"Askerlerim, şevkiniz kırılmasın nasıl Nelag Kalesi'ni fethettiğimizi hatırlasanıza! Vaegirlara bir kez daha Kergitlerin sadece bozkırın efendileri olmadıklarını göstereceğiz, bu gün fethedilemez denen Khudan şehrini ele geçireceğiz!"
O anda bir bağırışma başlamıştı Akbergü arkasını döndüğünde şehrin kapılarından fırlayan Vaegir askerlerini gördü hemen yanında duran Bahestur'a seslendi "Askerlerin 100 ünü topla Bahestur ve bu kansızları yok et!"Bahestur:
"Emredersiniz Noyan'ım" dedi ve askerlere saldırmalarını söyledi.Ardından Akbergü Nizar'ın yanına giderek "Nizar sende 100 asker al eğer Bahestur'a yardım gerekirse yardım et" Nizar :
"Emriniz olur efendim" diyerek askerleri topladı ve savunma pozisyonuna geçti.
Akbergü can dostu, sırdaşı Marnid'in yanına gitti. Marnid:
"Sence Khudan'ı fethedebilecek miyiz?"
"Emin olmasam burayı kuşatmazdım herhalde"

....................................

"Bahestur sen öncü kuvvetleri yöneteceksin mancınıkla açılan gedikten ilk siz gireceksiniz"
"Peki Noyan'ım"
"Deshavi sen geride kalıp okçuları yöneteceksin biz surlara ulaşana kadar yolumuzu temizleyeceksiniz"
"Peki efendim"
"Nizar biz senle surlara çıkan ilk kuvvetler olacağız, Marnid sende arkamızdan gelen kuvvetleri yöneteceksin, şimdi benimlemisiniz ?"
Hep bir ağızdan bağırılar:
"EVET"
........................................................

Öğlene doğru surlara ilk merdiven dayandı Vaegir askerleri hemen merdivenin surlarla olan bağlantısını kesmek için uzandılar, uzandıkları vakit Deshavi'nin kontrol ettiği okçuların oklarına maruz kaldılar ve çekildiler. Bunu gören Akbergü'nün yüzünde bir gülümseme oluştu "Senin düşmanın olmak istemezdim"
Surlara ilk çıkan Akbergü oldu ve önüne ilk çıkan askerin karnına kılıcını sapladı ve asker dayanamayıp dizlerinin üstüne çöktü, vücuduna bir sıcaklık yayılmıştı, gözlerinin önüne anne ve babası geldi, onlara olan özlemini hatırladı sonra karısı ve çocuğu, sevdiği kadın dul kalacaktı belki şehri ele geçirenler tarafından öldürülecekti, yeni doğan oğlu babasını tanıyamayacaktı veya babasının hemen ardından o da ölecekti...
Akbergü'nün hemen arkasından Nizar surlara atladı o da önüne çıkan ilk kişinin kafasını kopardı.
...............................................
Deshavi ve askerleri sadaklarında ok kalmayıncaya kadar ok atmıştı. Ama olmuştu alınamaz denen Khudan fetholunmuştu.
Şehir meydanında halk toplanmıştı hepsinin gözünde ölüm vardı, demin babaları, abileri, kardeşleri, kocaları ölmüştü.Şimdi de onların yanına gitmeye hazırlanıyorlardı. Ama beklemedikleri bir söz çıktı Akbergü'nün ağzından:
"İsteyen Curaw'a gidebilir, isteyen burada kalabilir"
Şehrin gençlerinden biri:
"Peki bizi öldürmeyecekmisiniz, siz Vaegir'lara düşman değilmisiniz?"
"Biz Vaegirlarla savaşmıyoruz biz Vaegir kralı Yaroglek'le savaşıyoruz, dediğim  gibi isteyen gider kalan kalır hiç kimseye zarar gelmeyecek"
Bu sözlere rağmen Khudanlıların çoğu gitmişti, biraz önce hayatlarını adadıkları insanlar ölmüştü, kocaları, çocukları, abileri , babaları... bu şehir onlara ağır gelmeye başlamıştı.

2.Bölüm

http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,252530.msg6662915.html#new

3.Bölüm

http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,252530.msg6672890.html#new
 
Uzun zaman sonra yazmaya tekrar başladığım hikayemi tekrar yayınlıyorum. Dediğim gibi uzun zamandır yazmıyorum ve hatalarım olabilir.

2. Bölüm

"Dostum, Khudan'ı fethettin, hala inanamıyorum"
"Ben değil biz fethettik Marnid, Kergit ordusu, Kergitler"
"Biliyorsun ben bir Rodok'um"
Akbergü güldü ve sandalyesinden kalktı pencereden dışarı baktı, güneş açmıştı bahar geliyordu ve bundan Khudan'da nasibini almıştı, sanki Akbergü'nün Khudan'ı fethetmesini kutlar gibi.
"Evet sen bir Rodok'sun ama..."
O anda salondaki büyük kapının çalınmasıyla konuşma bölündü Akbergü gir diye emir verdikten sonra içeri Bahestur girdi.
"Evet Bahestur ne vardı?"
"Noyan'ım az önce bir ulak geldi Nordlar ve Vaegirler barış imzalamışlar"
"Ne...Neden böyle birşey yapsınlar ki ? Vaegirler sıkışmış durumda, en son Sancar Han'ın ordusu Reyvadin'i ele geçirince ellerinde Rivacheg, Curaw ve birkaç kaleleri kaldı, Curaw ve Rivacheg arasında da Nordlar var neden böyle birşey yapsınlar ki ?"
"Bilmiyorum Noyan'ım"
"Olsun onlar olmadan da Vaegirleri yıkabiliriz, bana Lezalit'i çağır."
.........................................
"Lezalit son durum nedir?"
"Efendim Reyvadin Sancar Han tarafından alınınca Kral Yaroglek Dramug Kalesi'ne kaçmış, Sancar Han'ın ordusu yorgun olduğu için 1 hafta dinlenip üstüne yürüyecekmiş."
"1 hafta Yaroglek'in kaçması için artar bile"
"Bende bunu diyorum efendim eğer yolda Nordlarla birleşirsek Yaroglek'i yakalayabiliriz"
"Yapamayız!"
"Neden efendim?"
"Nordlar ve Vaegirler barış imzalamış"
"Ama neden?"
"Bende anlayamadım"
Sonra kalkıp pencereye doğru gitti ve gözlerini kısarak Güneş'e baktı "Bende anlayamadım Lezalit, bende anlayamadım"
Salondaki kapı bir kez daha şiddetle çaldı ve içeriye Nizar girdi "Efendim Saranidler bize savaş açmış!"
.......................................
Kar fırtınası artmıştı Akbergü Noyan ve ordusu Yruma Kalesi'ne doğru gidiyorlardı. Sancar Han Yruma Kalesi'ni Akbergü'ye vermişti.Yiğitliğiyle savaşıp aldığı Yruma Kalesi'ni...
Surlarda görünen bir silüet bağırdı "Kimsin çabuk söyle!"
Nizar bağırdı "Akbergü Noyan ve ordusu!"
"Nereden bileyim?"
"İnanmıyormusun, ben..."
"Nizar sakin ol" diye Akbergü atıldı hemen ve ileriye doğru gitti ve kırmızı fon üzerine hilal ve güneşten oluşan sancağını gösterdi.
Kapı hemen açıldı ve ordu içeriye girdi
..........................................
"Sence Sarranidlerin üstüne yürümek için acele etmiyormusun, yol çok uzun askerler dinlenemedi?"
"Dediğin gibi Marnid yol çok uzun ne kadar acele edersek o kadar iyi"
"Planın ne?"
"Ichamur'da Asugan Noyan'ın ordusu ile birleşip Asugan Kalesi'ne gideceğiz Asugan kaybettiği kalesini almak için can atıyor"
"Ichamur'a gitmemiz uzun sürebilir"
"Dediğim gibi acele edeceğiz şafakta kaleden ayrılacağız, fazla kamp yapmassak 1 haftaya Ichamur'dayız sonrada 4 günde Asugan Kalesi’ne varırız”

"Peki dostum iyi geceler"
"İyi geceler"
 
İlk çalışmaya göre başarılı bir çalışma olmuş. Ancak olaylar fazla hızlı akıyor gibi geldi. Ayrıca hikayelerin sonunu daha heyecanlı bitirirsen bir daha ki bölümü millet sabırsızlıkla bekler.
 
Dexess said:
İlk çalışmaya göre başarılı bir çalışma olmuş. Ancak olaylar fazla hızlı akıyor gibi geldi. Ayrıca hikayelerin sonunu daha heyecanlı bitirirsen bir daha ki bölümü millet sabırsızlıkla bekler.

Biraz daha yavaş ve heyecanlı tutarım o zaman  :razz:
 
larten said:
Dexess said:
İlk çalışmaya göre başarılı bir çalışma olmuş. Ancak olaylar fazla hızlı akıyor gibi geldi. Ayrıca hikayelerin sonunu daha heyecanlı bitirirsen bir daha ki bölümü millet sabırsızlıkla bekler.

Biraz daha yavaş ve heyecanlı tutarım o zaman  :razz:

Bence hikayelerde kuşatmalar detayla anlatılması gereken hikayelerin önemli yerleridir. Dizini de izleyeceğim ama şuan Dörtyol Hanı'nı ayakta tutmak için gerçekleştirmeye çalıştığım ciddi bir hikaye çalışmam var.
 
Beğenmeniz dileğiyle

3.Bölüm

Sabahın erken saatleriydi Güneş sıcak toprağı kavuruyordu etrafta at, kılıç, ok ve savaş naraları vardı.
2 tarafın ordularıda hızla birbirlerine yaklaşmaktaydı.
Akbergü Noyan hemen atlı okçularına haydutları çember içine almalarını söyledi okçular seri ok atışıyla ve keskin manevralarıyla düşmanı bir bölgede tutuyordu ortadan ise diğer askerler saldırmıştı. Deshavi’nin kontrol ettiği okçular haydutların yarısını öldürmüştü sonradan giren askerler ise haydutları tamamen yok etmişti.

Muharebe sonrası Akbergü Bahestur ile konuşuyordu :

“Bahestur bu haydutlar bizi fazla oyaladı hiç kamp yapmadan yola devam edeceğiz yoksa kuşatmaya yetişemeyeceğiz”

“Siz bilirsiniz Noyan’ım ama askerler ve atları çok yoruldu kamp yapmasak bile kamp yapmış kadar zaman kaybederiz hem kamp yaparsak askerler dinç olurlar”

“İyi o zaman başka çaremiz yok burada duracağız Artimmener’a söyle kamp hazırlıklarını başlatsın”


“Peki Noyan’ım”

Bahestur hemen atını geriye doğru çevirdi ve Artimmener’ın yanına yöneldi ve Artimmener’a kamp için hazırlıklara başlamasını söyledi.


Kısa sürede kamp hazırdı Katrin ise askerler için et ve ekmek hazırlıyordu.

Akşama doğru kamp toplanmıştı ve Asugan Kalesi’ne doğru yola çıkılmıştı şafak vaktinde kaleye varmışlardı.

“Akbergü geç kaldınız hiç dinlenemeden kuşatmaya katılmak zorundasınız” dedi Sancar Han

“Efendim yolda önümüze haydutlar çıktı o yüzden geciktik” dedi Akbergü ve Artimmener’a diğer mühendislerin yanına gitmesi için emir verdi ve Artimmener diğer mühendisler Dranton ve Boyan’ın yanına gidip kuşatma kulesi ve merdivenler hakkında hazırlık yapmaya başladı.

…………………………………………

Surlara merdivenler dayanmış kuşatma kulesi yoldaydı.
Her zaman olduğu gibi Deshavi okçuları yönetiyordu, Kalradya’nın en iyi okçularından biriydi Deshavi, kadın olmasına rağmen işini erkeklerden iyi yapıyordu eski bir hayduttu sonradan içinde bulunduğu grubun ne kadar pis bir grup olduğunu anlayınca kelle avcısı olmuştu zaten Akbergü ile de haydutlar ile savaşırken tanışmıştı, daha Noyan olmadan önce…

Surlara ilk Sancar Han atladı arkasında Asugan Noyan.
Asugan Noyan arkasını döndüğünde yüzü kanlarla kaplı Akbergü’yü gördü.
Akbegü:
“Asugan arkana daha fazla dikkat etmelisin.”
“Sen varken fazla önemsemiyorum”

Bu arada kale fethedilmişti sadece iç kale kalmıştı içeri giren askerler diğer odalara dağılınca Sancar Han, Akbergü Noyan, Asugan Noyan , Bahestur ve Dranton lord odasına girmişti kapıyı kırıp girdiklerin de üstlerine doğru gelen okları görüp hemen kalkanlarını kaldırdılar, ama daha saldırmaya fırsat bulamadan önlerindeki adamları yere yığılırken gördüler arkalarını döndüklerinde ise Deshavi ve yanındaki beş adamını gördüler askerler ciddi iken Deshavi’nin yüzünde bir gülümseme vardı ve dedi ki :

“Artık kale Sarranidler’den arınmıştır.”
 
Kitap okuyor musun? Cümleler çok sorunlu çünkü. Kafası dağılıyor insanın okurken. Özellikle imla kısmı. Mesela cümlelerin nerede bitireceğini pek kestirememişsin. İç içe karışmış gibi duruyorlar.

Kolay gelsin.
 
Courage said:
Kitap okuyor musun? Cümleler çok sorunlu çünkü. Kafası dağılıyor insanın okurken. Özellikle imla kısmı. Mesela cümlelerin nerede bitireceğini pek kestirememişsin. İç içe karışmış gibi duruyorlar.

Kolay gelsin.

Katılıyorum Courage'ye ayrıca hala çok hızlı konuları takip edemez oldum.
 
Bu bölümler geçen seneye ait arkadaşlar. Ve uyku problemim olduğu için gece geç saatlerde yazıyorum hikayemi o yüzden imla ve yazım hatalarım olabilir. Elimden geldiğince aza indirmeye çalışıyorum.
 
Back
Top Bottom