Daft Punk | "I love you more than anyone in my life..."

Hangi albüm?

  • Homework

    Votes: 3 17.6%
  • Discovery

    Votes: 3 17.6%
  • Human After All

    Votes: 4 23.5%
  • Random Access Memory

    Votes: 7 41.2%

  • Total voters
    17

Users who are viewing this thread

(Güncelleme 30.03.2015)
daft-punk-2013-650-430-b.jpg
"Kulaklarınızı ele geçirmeye geliyoruz, ey dünyalılar!"

Güncel bilgi için; Daft Punk Türkiye

Birçok ödüle layık görülmüş, uluslararası arenada elektronik müzik denildiği zaman en tanınan sima haline gelmiş, Last.fm gibi dev bir müzik ağında 137 milyondan fazla kez dinlenme ile alanında zirvede bulunan, gösterişten uzak ve sadece müziğine odaklanmış, elektronik müziğin ilahı konumundaki iki uzaylı. En kısa tabirleri bile ne kadar uzun sürüyor, varın gerisini siz düşünün.


20101210_123459.png


Daft Punk'ın kurucuları, Guy De Manuel Homem Christo (Sol üstteki) ve Thomas Bangalter (sağ üstteki)'dır. French House müziğin öncüleri kabul edilen Fransız ikili, 90'ların en önemli elektronik müzik oluşumlarından biridir.

Aslında ilk önce, Darlin adlı rock grubu ile 90'ların başında müzik dünyasına atılmalarına rağmen, yaptıkları rock müziğin iğrençliği hem onları, hem de dinleyenleri bezdirmişti. Zaten bir magazin dergisinde, kendilerine "Daft Punk" yani "Pohtan Müzisyenler" ibaresini layık gördüler. Bu isim hoşlarına gitmiş ve grup isimleri olarak belirlemişler. Akabinde elektronik, sample tabanlı ve synth seslerinin çok iyi harmanlandığı parçalar üzerine yoğunlaşıp, single olarak 94 yılında The New Wave, 96 yılında Da Funk, 97 yılında Around The World adlı single ve 97 yılında çıkardıkları Homework albümleri ile, 90'lı yılların en iyi elektronik müzik grubu olduklarını kanıtladılar.


Homework
(1997 - Daft Punk'ın ilk stüdyo albümü. Oldskool rulez!)​

Homework.jpg
97 yılında çıkan Homework albümü, 93 yılından beri süregelen Daft Punk oluşumunun, 97 yılına kadar üretmiş olduğu parçaları da içinde kapsayan bir albümdür. Albümden, Around The World, Revolution 909, Fresh, Da Funk, Burnin' adlı parçalar için klip çekildi. Around The World, Da Funk, Revolution 909, Rollin' Scratchin gibi mükemmel parçalar ile büyük bir kitleye ulaştılar. Arkalarına aldıkları Virgin Records etiketinin de katkısı kuşkusuz büyük olmuştu. Amerika'da 489bin, Dünya genelinde ise 2 milyondan fazla satış rakamı ile ciddi bir başarı elde etmişlerdir. Şüphesiz, en iyi Daft Punk albümüdür, Homework.

Kliplerin yönetmenliğini de yine kaliteli isimler yapmıştır. Da Funk'ı Spike Jonze, ünlü Around The World klibini dönemin dahi yönetmeni Michel Gondry, Burnin'i Seb Janiak, domatesli makarna tarifi veren Revolution 909'ı Roman Coppola ve Fresh'i Daft Punk yönetmiştir.

01. Daftendirekt
02. WDPK 83.7 FM
03. Revolution 909
04. Da Funk
05. Phœnix
06. Fresh
07. Around the World
08. Rollin' & Scratchin'
09. Teachers
10. High Fidelity
11. Rock 'n Roll
12. Oh Yeah
13. Burnin'
14. Indo Silver Club
15. Alive
16. Funk Ad


Discovery
(2001 - Harder, Better, Faster, Stronger!)​

discovery-daft-punk-cd-cover-art.jpg
Daha sonra 2001 çıkışlı Discovery albümleri ile, Homework albümüne kıyasla daha bir hafif ama yine çizgisini fazlasıyla korumuş albümle çıktılar karşımıza. Synth kullanımı yerine, bassline ve sample tabanlı bir albüm çıkarmışlardı dinleyicilere. Albüm için, ünlü anime yapımcısı Leiji Matsumoto  yönetiminde Interstella 5555 adlı, sadece Discovery albümündeki müziklerin çaldığı, sözlü diyaloğun bulunmadığı nefis bir anime film çekildi. Oradaki sahneler de, albümün klipleri olarak sunuldu. Albümün giriş parçası One More Time ile kısa sürede albümün adı duyuldu. Albümden Harder Better Faster Stronger, Something About Us, Aerodynamic, Digital Love gibi harika klasikler çıkarıp, Discovery albümü ile şöhretlerini dörde katladılar.
01. One More Time
02. Aerodynamic
03. Digital Love
04. Harder Better Faster Stronger
05. Crescendolls
06. Nightvision
07. Superheroes
08. High Life
09. Something About Us
10. Voyager
11. Veridis Quo
12. Short Circuit
13. Face to Face
14. Too Long


Human After All
(2005 - Vocoder bulamacı...)​

71098_39919839036_89177_n.jpg
4 yıllık bir sessizlikten sonra, 2005 yılında Human After All adlı albümleri ile geri döndüler. Bu seferki albüm, Discovery'e hiç benzemiyordu. Biraz Homework tadı olmasına rağmen, fazlasıyla sert, rock tabanlı ve alter ego bir albüm çıkarmışlardı. Robot Rock, Human After All, Technologic, The Prime Time Of Your Life gibi parçaları ile öne çıkan Human After All, Homework ve Discovery albümlerine kıyasla ne yazık ki sönük kalıyordu. Bunda en büyük etken, daha önce zaten başvurdukları uzun sample süreleri ve diğer iki albüme kıyasla, doyurucu olmayan sound idi. The Prime Time Of Your Life, Robot Rock ve Technologic albüm için klipleri çekilen parçalardı.
01. Human After All
02. The Prime Time of Your Life
03. Robot Rock
04. Steam Machine
05. Make Love
06. The Brainwasher
07. On/Off
08. Television Rules the Nation
09. Technologic
10. Emotion

Albümün ardından 2006 yılında Daft Punk, Electroma adlı filmi çıkardı. Electroma, Human After All albümünü kapsamayıp, Alter Ego saptamalı deneysel bir filmdir. Senaryo ve yönetmenliğini Daft Punk üstlenmiştir.


Alive 2007
(2007 - "İnsan mısınız lan siz?" Şakacı bir dost)​

tumblr_m1h56xKeEP1qc1swdo1_500.jpg
Human After All albümünün isteneni verememesine rağmen, Daft Punk yine mükemmel bir yol çizerek, 97 yılında yaptıkları Alive turlarını tekrar yapmaya başladı. 2005-2008 arası dönemde gerçekleşen Alive turları, Alive 2007 adlı albümle dinleyiciye sunuldu. Alive 2007, tüm zamanların en iyi elektronik müzik konser kaydı olarak kabul edilerek, Human After All'u unutturmakla kalmayıp, Human After All'daki parçaları bile dinlenir kılmıştı. Ben bile Human After All'u ilk dinlediğimde, Daft Punk albümü olup olmadığından şüphe etmiştim. Çünkü fazlasıyla saçma bir albümdü o isim için. Ama Alive 2007 ile bu albüm de dinlenir kılındı.
01. Robot Rock / Oh Yeah
02. Touch It / Technologic
03. Television Rules the Nation / Crescendolls
04. Too Long / Steam Machine
05. Around the World / Harder, Better, Faster, Stronger
06. Burnin' / Too Long
07. Face to Face / Short Circuit
08. One More Time / Aerodynamic
09. Aerodynamic Beats / Forget About the World
10. The Prime Time of Your Life / The Brainwasher / Rollin' & Scratchin' / Alive
11. Da Funk / Daftendirekt
12. Superheroes / Human After All / Rock'n Roll

Bonus
01. Human After All / Together / One More Time (reprise) / Music Sounds Better with You
02. Harder, Better, Faster, Stronger (Alive 2007) (Music Video)


Tron Legacy Soundtrack
(2010 - "Cızırtınıza bile aç kalmışız insafsızlar!" Hüzünlenmiş bir dost)​

Daft+Punk+-+Tron+Legacy+Original+Motion+Picture+Soundtrack+(Official+Album+Cover).jpg
Daft Punk, geçen süre zarfında herhangi bir albüm yapmadı. Ancak daha sonra, 2009 yılında ortaya atılan Tron filminin müziklerini yapacağı bilgisi sızdırıldığında, ilk önce yalanlandı. Bir süre sonra bu durum daha fazla saklanmayıp, haberin doğru olduğu bildirildi. Tron Ost albümü, 2010 yılı sonunda, Walt Disney tarafından satışa sunuldu. Daft Punk esintilerinin mükemmel harmanlandığı, güzel bir Ost idi. Albümde dans parçası olarak kabul edilebilecek, Derezzed adlı çalışma için klip çekildi. Uzun yıllar Daft Punk prodüksiyonu görmemiş bünyeler için Derezzed, Daft Punk hayranları adına büyük bir nimet olmuştu. Kısa ama etkileyici bir nimet.
01. Overture
02. The Grid
03. The Son of Flynn
04. Recognizer
05. Armory
06. Arena
07. Rinzler
08. The Game Has Changed
09. Outlands
10. Adagio For TRON
11. Nocturne
12. End of Line
13. Derezzed
14. Fall
15. Solar Sailer
16. Rectifier
19. Disc Wars
18. C.L.U.
19. Arrival
20. Flynn Lives
21. TRON Legacy (End Titles)
22. Finale


Random Access Memories
(2013 - "Böyle bir albüm yapacağınızı bilsem, bu kadar erken ölmezdim..." Michael Jackson'un hayaleti)​

random-access-memories-logo-612x612.jpg
Dile kolay. Tam 8 yıl. Daft Punk, yıllar süren ve arasında Alive 2007, Tron Legacy OST ile bizleri her ne kadar oyalasa da, gelmeyen albümle birlikte her defasında daha büyük buhranlara sürüklediler. Sadece bizler değil, şüphesiz onlar da bunun yarattığı baskıyı fazlasıyla hissetmişler. Albüm adeta bunu söylüyor size.

Albüm bu sefer karşımıza, Daft Punk'ın diğer üç stüdyo albümünün karışımı fakat organik seslerle karşılıyor bizi. Tarz olarak French House müzik bekleyen kitle ne yazık ki bu sefer umduğunu bulamadı. Daft Punk bu albümde ne French House müzikten, ne de House müzikten esinti veriyordu. Albümün genel teması, Funky müziğe yönelikti. Zaten kendileri de, bu albümde bir tür ustalara saygı kuşağı temasını güttüklerini röportajlarında belirtmişlerdi. Farklı müzik oluşumları için tarz değişikliği büyük bir kumar olabilir. Fakat Daft Punk, her albümde farklı bir müzikalite ile dinleyicinin karşısına çıktığı için, doğal olarak adaptasyon sorunu çekmiyorsunuz. Albümü ilk dinlediğiniz zaman "bu Daft Punk değil" diyenler lütfen kendilerine gelsinler. "Daft Punk değil" ile kast edilen tabir nedir? French House ise sonuna kadar haklılar. Fakat az önce söylediğim şey unutuluyor. Daft Punk'ın her albümde amaçladığı şey. Bir kalıba bağlı kalmayan oluşumdan bahsediyoruz. Doğal olarak da, her yeni albümde daha yenilikçi projelerle karşımıza çıkmayı adet etmiş oluşuma, "bu Daft Punk değil" demek haksızlık olur. Çünkü bir tarz, kalıp peşinde koşmadılar ki, yeni albümlerinde de son albümlerinin havasını gütsünler?

Bu kadar lak laktan sonra albümün içeriğine geçelim. Dolu dolu bir parça ile albüm başlıyor. Give Life Back to Music kesinlikle başlangıç için doğru bir seçim olmuş. Albümdeki Funky havasını daha en başta hissediyorsunuz. Tabii Nile Rodgers abimizin bu albüme ne büyük katkı yaptığını da. Aynı şekilde parçanın içinde bir başka kaliteli isim, Paul Jackson da bulunuyor. Kendisi Michael Jackson'ın eski gitaristi..

Akabinde bizi Something About Us, Make Love tadında bir The Game of Love karşılıyor. Defalarca dinleseniz sizi yormayacak, dalıp götürecek bir parça. Vocoder'ın gücünü, duygusal olarak daha iyi anlatan bir parça olamazdı sanırım.

Ardından asıl bombamıza geliyoruz. Dans müziğin ekol ismi, efsanesi, İtalyan Giovanni Giorgio Moroder ve adıyla bütünleşen Giorgio By Moroder. Bu kadar hisli bir parçanın, bu kadar harika bir altyapı ile işlenmesi, nasıl tarif edilir bilmiyorum. Thomas ile Guy herhalde Moroder'a "abi al şu mikrofonu, ne geliyorsa söyle, bir ona bir kılıf uydururuz merak etme gerisini sen" demişler olsa gerek. Moroder'da başlamış nasıl müziğe başladığına. Başından neler geçmiş, nasıl müziğe bu kadar tutku ile bağlanmış. Bir bir dökmüş içini, kısa ama öz olarak. Ve demiş ki "Benim adım Giovanni Giorgio, ama herkes bana kısaca Giorgio der..." Parçanın ortalarından sonra tam bir müzikal ziyafet var ki, diyecek söz bulamıyorum. On numara diyorum o kadar.

Dördüncü parçamız, ünlü piyanist Chilly Gonzales'in piyanosu ile hayat bulan, Within. Something About Us diyoruz, Make Love diyoruz da, bu parça herhalde Daft Punk'ın en dip noktası olsa gerek. Bunu kötülemek için söylemiyorum. Parça mükemmel. Fakat bu kadar soft, derin bir parça yapmamıştı Daft Punk ve yaptığı gibi de kotarmasını bilmiş. Bize de dinlemek düşer.

Albüm, Fransız vokalist Julian Casablancas'ın düeti ile hayat verdiği, yeşerttiği, Instant Crush ile devam ediyor. Albümü Get Lucky ile tanıdığımız zaman, albümün en göze batan parçası bu olacak herhalde diyorduk. Fakat albüm çıktıktan sonra, herkes Get Lucky'nin aslında albümün standartları altında kaldığını gördü. En azından ben. İşte bu noktada, Instant Crush giriyor devreye. Gitar riffleri ile ritimlere kafa tutuyor, Julian'ın vokali ile başka dünyalarda buluyorsunuz kendinizi. Defalarca dinleseniz sizi sıkmayacak, dilinizden düşmeyecek bir parça. Albümün gülü.

Lose Yourself To Dance, albümün altıncı parçası. Öncelikle parçayı, şu klip ile izlemenizi öneriyorum. İnsanlar mesajı çoktan almış bile. İşte eğlence budur! 80'lerin havasını ne kadar başarılı yansıttıklarının kanıtıdır aslında bu klip. Vokalde Pharrell Williams eşlik ediyor. Gerçi biraz Micheal Jackson gibi davranmaya çalışmış ama gayet iyi kotarmış. Parçanın ortalarından itibaren başlayan "C'mon!" bombardımanı, şüphesiz, Pharrell'ı alt ediyor ne yazık ki. Beni daha çok coşturdu ne yalan söyleyeyim. Parça, albümde kendini tekrar eden tek parça diyebiliriz. Gerisi ise "C'mon... C'mon... C'mooon!

Sekizinci parçamız, Paul Williams'ın eşliğindeki Touch. Uzun bir intro ile başlayıp, sonlara doğru "arifin mençıstıra attığı golü arıyordum, nereye geldim?" haline bürünüyorsunuz. Önce sizi bir güzel dans ettirip, daha sonra tempoyu tamamen dibe vurarak, "çakmakları çıkarın gençler" moduna sürükleyip, akabinde de Viyana senfoni orkestrası edasıyla string şovlarına başlıyor. Tek bir parça türlü türlü enstantaneler yaşıyorsunuz. Akşam 8 gibi sahile karşı bir çay bahçesi veya restoranın içinde oturmuş, turuncu gökyüzü ve gün batımına karşı çayınızı ya da biranızı yudumlarken, bir yandan "Olsun be, sıkıntı biter mi? Hayat böyle de güzel..." diyorsunuz. Sonra bir bakmışsınız, parça bitmiş. Düşünüyorsunuz "O kadar mayıştım ki, repeat tuşuna basacak mecalim kalmadı arkadaş..."

Durum böyle olunca, sıradaki parça geliyor hemen. Hafif gitar riffleri, drumlar derken o da nesi? Get Lucky! Öncelikle şunu söylemeliyim ki, Get Lucky'nin 6 dakikalık bu albüm versiyonu, radio edit versiyonundan kesinlikle daha güzel. Radio edit versiyonlarından oldum olası haz etmemişimdir zaten. Her zaman parçanın orijinalini dinlemek iyidir derim. Radio edit versiyonunda da eleştirilerim olmasına rağmen, albüm versiyonunda bizi yanıltacaklarını biliyordum, umduğum da oldu. Fakat şunu da eklemeden geçemem. Get Lucky, kesinlikle (bakın bunda iddialı konuşuyorum bu sefer) Daft Punk için üst seviye bir parça değil. Evet, defalarca kez dinledim, hayvanlar gibi dinledim. Bu bir açlıktı sadece. İşin aslında ise daha önce ifade ettiğim gibi, Get Lucky kesinlikle albümün en iyi parçası değil. Hatta parçaları kıyaslarsak, ilk 10'a zor sokarım. Bu bir commercial parça ve gayet de akıllıca bir seçim. O yüzden Daft Punk'a kızmıyorum. Aksine, kutluyorum. Kitleleri bu sayede kendisine çekmeyi başardıkları için.

Get Lucky faslından sonra, 80'ler temalı bir intro ile bizi karşılayan, Beyond karşılıyor. "Touch gibi bir parça mı geliyor acep?" derken, bambaşka bir parça çıkıyor karşımıza. Parçanın vokalinde Caswell (yanılmıyorsam) ve Paul Williams bulunuyor. Hafif Voyager, Veridis Quo tadını hissediyorsunuz parçada, gayet hoş riffler yine kulaklarımıza ulaşıyor. Albümün en özgün ve temiz parçalarından birisi.

Onuncu parçamız, albümün ismi ile oldukça paralel bir isme sahip. Motherboard. Hazır Veridis Quo demişken, parçanın Veridis Quo esintisini de söylemeden edemem sanırım. Bu iki oldu gerçi ama, herhalde en çok hissettireni bu parça oldu. Daft Punk sevmeyen arkadaşımı bile bu parça ile bu semalara çekmeyi başardıysam, Daft Punk işi biliyor demektir. "Abi drumlar çok tatlı ya, hiç sektirmemiş şerefsizler..." Haklı yani.

Sıradaki parça ise, Todd Edwards düetli Fragments Of Time. Pek alışamadım henüz ama zamanla alışacağıma eminim. O yüzden pek bir şey karalamak istemiyorum şu anda.

Vee geldik benim parçama. Şimdi bu kadar müzikal anlamda almış gitmiş parçalar varken, neden bu parçaya tutuldum, yamuldum ben de bilmiyorum. Aslında biliyorum, "Daft Punk" deyip geçiyorum sadece. Parçamız Doin' It Right. Panda Bear düetli ve kuşkusuz, onun başarılı kariyerindeki tırmanışını, asansör binmiş gibi zıplatacak bir parça. Daft Punk etiketi de cabası. Öyle leziz bir vocoder vokali ile başlıyor ki, Daft Punk'ın en iyi yaptığı ses işçiliğini içine işliyor insanın resmen. Şüphesiz, bu parçanın oluşumundaki en büyük katkıyı Stronger ve Hypnotize U yaptı. Stronger ile baktılar ki, R&B piyasası ile bizim müziklerimiz aslında gayet paralel bir işçilik içeriyor, biz de deneyebiliriz? dediler. Denediler de. Pharrell'ın müzik oluşumu Nerd için Hypnotize U'yu yaptılar ve çok iyi oldu, çok da güzel oldu. Ben sanmıyorum bu parçanın Panda Bear isteğiyle oluştuğunu. Bahsettiğim iki parça, kesinlikle bu parçanın temeliydi. İyi ki de olmuş, çohoş da olmuş. Aferim. Sana da Panda'cığım. Donduğma verem mi?

Çok yazdık ama bir final yakışmıyor şimdi =/ Evet, final için bizi bekleyen Contact'a şu şekilde başlıyoruz.

(Eugene Cernan'ın Apollo 17 radyo konuşmasından bir bölüm)

"hey bob, i'm looking at what jack was talking about and it's definitely not a particle that's nearby. it is a bright object and it's obviously rotating because it's flashing, it's way out in the distance, certainly rotating in a very rhythmic fashion because the flashes come around almost on time. as we look back at the earth it's up at about 11 o'clock, about maybe ten or twelve diameters. i don't know whether that does you any good, but there's something out there."

Parçadaki French House ustalarından DJ Falcon'a selamlarımızı iletir, albümü bu parça ile bitiririz. 6.19'luk kombo ile baş başasınız.

Son sözler: Albüm kesinlikle çok başarılı. İlk başta bahsettiğim "Daft Punk değil" tepkisini kesinlikle yersiz buluyorum. Albüm, amacına uygun, ne istediğini bilen iki adamın sanatsal başarısıdır. Pitchfork bile albüme 8 üzeri veriyor ve metacritic puanları 8 altına düşmüyorsa, bu albüm olmuştur. Ki dinleyince de sapla samanı ayırt edebilecek kıvama getiriyorlar sizi.

Albüm D&R'da mevcut ve fiyatı da 20 lira civarında. Alın efendim, bu albüm alınmalı.

01. Give Life Back to Music
02. The Game of Love
03. Giorgio by Moroder
04. Within
05. Instant Crush
06. Lose Yourself to Dance
07. Touch
08. Get Lucky
09. Beyond
10. Motherboards
11. Fragments of Time
12. Doin' It Right
13. Contact


Diğer Albümler
Alive 1997 (2001)                  Daft Club (2003)                    Musique Vol.1 (2005)          Homework/Discovery (2007)
alive-1997-daft-punk-cd-cover-art.jpg
41800_40475058459_1231682_n.jpg
486886.jpg
okl_14693.jpg


Film Projeleri
D.A.F.T. (2000)                Interstella 5555 (2003)              Electroma (2006)
t30618eqom5.jpg
20030726interstella.jpg
electromasoundtrack.jpg


2013, Daft Punk / Columbia ©
(Şaka lan, yok öyle bir resmiyet. Ama izinsiz alıntıyı kabul etmem.)
 
Bu kısımda, grubun üyeleri Thomas Bangalter ve Guy Manuel De Homem Christo'nun kendi ve diğer aliaslar ile yaptığı projeleri aktaracağım. Yakında düzenlerim.
 
Bu adamlar illuminatinin allahı.Yaptıkları müzik bi halta benzemiyor.Eğer tersten dinlerseniz sizi nasıl etki altına aldıklarını anlarsınız.Tersten hali de bi halta benzemiyor.Yani courage'nin sevip de illuminati işi olmayan ne var? Bi 10 dakikalık şarkılarını açtım yutubda,aşağı indirdim,after effectsle uğraşıyorum.Bi ses geliyor alttan alttan.Dedim başlıyor heralde müzik.15 dakika sonra müzik olmadığını farkettim.Açtım yutubu parça bitmişti. Kısaca gülünmeyen esprinin devamını beklersiniz ya o hesap.
 
Sivastan bindiğim yolcu otobüsündeki bilgisayarlarda bile karşıma çıkan mübarek ikili. Dinlemek istemiyorum şu Daft Punk'ı. Bi açınca kapatamıyorum. :sad:
 
a4 said:
Bu adamlar illuminatinin allahı.Yaptıkları müzik bi halta benzemiyor.Eğer tersten dinlerseniz sizi nasıl etki altına aldıklarını anlarsınız.Tersten hali de bi halta benzemiyor.Yani courage'nin sevip de illuminati işi olmayan ne var? Bi 10 dakikalık şarkılarını açtım yutubda,aşağı indirdim,after effectsle uğraşıyorum.Bi ses geliyor alttan alttan.Dedim başlıyor heralde müzik.15 dakika sonra müzik olmadığını farkettim.Açtım yutubu parça bitmişti. Kısaca gülünmeyen esprinin devamını beklersiniz ya o hesap.

http://www.youtube.com/watch?v=PRrOEuAPO_w
 
courage said:
http://www.youtube.com/watch?v=PRrOEuAPO_w
Ula bu illimunati videolarının hepsinde neden aynı müzik var.

http://www.youtube.com/watch?v=sOS9aOIXPEk&feature=relmfu
Bu fena değilmiş. Ama youtube da 25 milyon kez dinlenen şarkı pek iyi değil bea.
Kısacası bu adamlara bu şarkıyı ithaf ediyorum.
http://www.youtube.com/watch?v=pb-1repQ03U
 
ilk robot rock'la tanımıştım, bayana kadar dinlediğimi hatırlıyorum. around the world, harder better, technologic sevdiğim parçaları. ama böyle işin içine şarkı, vokal falan katınca pek güzel iş çıkaramıyolar. Justice ve daft punk elektronik müziği sevmemi sağlayan iki fransız grubu.
 
Artizan said:
ilk robot rock'la tanımıştım, bayana kadar dinlediğimi hatırlıyorum. around the world, harder better, technologic sevdiğim parçaları. ama böyle işin içine şarkı, vokal falan katınca pek güzel iş çıkaramıyolar. Justice ve daft punk elektronik müziği sevmemi sağlayan iki fransız grubu.
Öyle deme yahu. Face to Face, Too Long, Digital Love, One More Time, Something About Us şahane parçalar. Human After All'da daha çok sample tabanlı vocoder sesleri kullandılar, ki zaten o albümü tekdüze kılan da o oldu bir bakıma.


Kimler var bakalım burada Daft Punk dinleyen? Konuya yazalım adlarınızı =)
 
Back
Top Bottom