Bölüm 5 - (Vaegir ve Kergit Müteffik oluyor)
(Kısım 1)
Tarih 8 Nisan 1257
Kont Rochabarth zaferinin ardından bir müddet dinlenmek için tekrar Nord sınırlarına girdim ve ordum ile birlikte kamp kurdum. Uzun bir dinlenmenin ardından tekrar Svadya'ya karşı ayaklanma başlatacaktım. Tabii ki asker sayım çok azdı ve Svadya Kont'larını %15 - %20 gibi bir olasılıkla bozguna uğratabilirdim, Aksi taktirde büyük bir Svadya ordusuyla karşılaşırsam halim yaştı.
O sırada Eski Nord Krallığı düşmanı Vaegir Krallığı , Kalradya'nın Kergit'leri ile barış imzalamış böylelikle Vaegir'ler bir müddet barış içinde yaşamaya başlamıştı.
Vaegir Kralı Yaroglek'in kılıbık bir kral olduğu yönünde şüphelerim vardı. Çünkü Yaroglek ordusuyla birlikte fethettiği toprakları kendine alıyor anca köyleri lordlarına bağışlıyordu. Vaegir Prensinin diyarda ki isminin Piç Valdym olduğunu duydum. Bence Valdym her halükarda taht davasında haklı bir adamdı, Kılıbık bir kralın ülke yönetmesi yerine Prens'in tahta geçmesinin doğru olacağını düşünüyordum.
Bölüm 5 - (Svadya Sınırları içerisinde, Nord Devlet işleri)
(Kısım 2)
Tarih 13 Nisan 1257
Dinlendikten sonra orduma hazırlıkları yapmasını şafakta Svadya sınırlarına gireceğimizi söyledim, Gözüme kestirdiğim Gisim Köyü'nü yağmalamaya gidiyorduk, O civarlarda tekrar kamp kurduk etrafın sakin olmasını hissetmek içindi bütün bunlar.
Bir Nord yayasının kampa doğru geldiğini gördüm, Bana Kralımız Ragnar'ın mareşalliği Kont Olaf'a verdiğini ve ordunun toplanması için beklememizi söyledi, Planlarımda bu yoktu Ragnar aceleyle karar vermişti benim tek isteğim köy yağmalamak ve dinar elde etmekti bunu yapacaktım.
Her gün daha kötü haberlerle sarsılıyordum ki bu aldığım haber gerçekten sarsıcıydı artık iki farklı düşmanımız vardı, Kılıbık Yaroglek Nord Krallığı'na savaş açmıştı. Artık iki cepheden birden savaşmamız gerektiğini ve tek çarenin kazanmak olduğunu düşünüyordum. Nord'ların Svadya karşısında kişisel olarak kaybedeceklerini düşünüyordum çünkü Nord Kahramanları'nın Svadya Şövalyelerinin üstesinden geleceğini düşünmüyorum.
Tarih 18 Nisan 1257
Bu aldığım haber gerçekten çok zevk veren bir haberdi, Ragnar'ın mareşalliği Kont Olaf'tan alıp Kont Turya'ya bahşetmesi beni bir hayli sevindirdi. Severek ordu toplayıp savaşacaktım.
Şimdi ki planım Gisim'in harap olmasıydı bunun için köylülerin zayıf bir anını kolluyordum bunu fena ödetecektim onlara çünkü tam 5 günümü harap ettiler, bende köylerini harap edecektim.
Sonunda boş bir anlarında köylülerin çekeceği en kötü acıyı çektirdim ve köyü yağmalamaya başladık, Ama biraz ileride iki cephe karşısında savaş olduğunu farkettim Kont Turegor'un Kont Delinard ve Rafach ile savaştığını 2 Svadya ordusunun 1 Nord ordusuna karşı savaştığını gördüm. Savaşa girip girmeme konusunda tereddüt ettim, Savaşın uzun süreceğini düşünüyordum bu yüzden kestirme bir yoldan Sargoth'a vardım ve elimdeki köyden yağmaladığım malları sattım, İyi para kaldırdım.
Elimde 5458 dinar vardı, Artık bir lord gibi sefa sürecektim Sargoth'dan ayrılır ayrılmaz Gisim'in yakınlarındaki savaşa yetişmeye çalıştım Turegor'un ordusu 18 kişiydi, Bu savaşı kaybedecekti Turegor ama yardıma yetiştim, Ben bir korkak değil savaşçıydım!!!
Bölüm 5 - (Turegor, Ragodhir vs Delinard, Rafach)
(Kısım 3)
Tarih 20 Nisan 1257
Düşmanın savaşmaya hazır tam 89 askeri bulunuyordu bizde ise toplam 63 asker vardı, Ama sayı üstünlüğü önemli değil önemli olan akıl üstünlüğüdür...
Korkusuzca ve mertce savaşa girdim, Savaş 2 gündür devam ediyordu. Kont Turegor iyi bir direniş sergiledi ama düşmana verdiği hasarı bir fare bir kediye veremezdi, O derece kötü bir durumdan onu kurtarmaya giriştim. Savaş başladı ve atımı hemen yayaların olduğu bölgeye sürdüm
Bizden sayıca üstün olmaları savaşı kazanmalarına bir kaç adım yakındı. Zarar çoktu, askerlerimiz birer birer ölüyor bizler de ölüme yaklaşıyorduk, Diyarda ki son savaşım olmasından korkuyordum. Ardından atımın bir kaç ok yemesi üzerine yere düştüm ve ayağı zor kalktım yaralarım derinleşiyordu, Ardından bir kaç Svadya Çavuşu'nın bana doğru geldiğini gördüm kaçmaya kalkmıştım ama maalesef kaçamadım, Belime yediğim kılıç darbesinin ardından yere serildim.
Neler olduğunu hatırlamıyordum son hatırladığım şey Çavuşun belime sapladığı kılıçtı, Ölmemiştim çünkü Svadyalıların işkencelerine mahrus kalıp ölecektim, Gisim Köyü'nü yağmalamanın acısını çıkaracaklardı...
Edit :
Bölüm kısa olduğu için özür diliyorum, Oyunda bir kaç hatadan dolayı burada bitirdim, 6. Bölüm'ün ne zaman çıkacağı hakkında bir bilgim yok boş bir zamanımda 6. bölümü hazırlamayı düşünüyorum.