Aslında 90'lı yılların başında doğmuş bir nesil için 90'lar önemli olsa da, 80 veya 70'li yılların da kendine has, o dönemde yaşayanlara muhakkak farklı duygular hissettirdiği, anılar bıraktığı aşikar. Ancak eminim ki, 90'lar o kitle için de ayrı bir anlım ifade edecektir. Ne gibi?
70 ve 80'lerin getirdiği global dinamizm, 90'lı yılların daha farklı geçmesine zemin hazırlamıştı kuşkusuz. Teknoloji alanında yapılmış olan ciddi atılımların meyveleri daha da artmıştı. Televizyon hayatımıza daha fazla girmişti, yeni müzik akımları ile günümüz müziklerinin altyapıları sağlamlaştırılmıştı. Arabalarda radyo teypleri dönemi başlamıştı. Enigma'nın Sadness gibi melankolik, ambient bir parçası ile sokakta piyasa yapılan fantastik bir dönemdi. Hatta altyapı öyle tutmuştu ki, Türkiye'deki pop müzik sektörünü resmen tek başına belirledi, Enigma. Kendisi bile bunu bilmiyordur kesin.
Tarkan'ın henüz bebek yüzlü olduğu, Şımarık adlı parçası ile dünyada tanındığı (Tarkan'ın 90'lardaki tek sevmediğim parçasıdır), Grup Vitamin'in Avrupa'da veya dünyada sükse yaratmış parçaları komik bir dille yeniden yorumladığı, Emrah'ın acıların çocuğu formatından, pop sektörüne adım attığı (80'lerde doğanlar için ayrıdır), İzel Çelik Ercan gibi fantastik üçlünün olduğu, Mirkelam'ın "Bu herif niye durmadan koşuyor lan?" diye merak ettiğimiz Her Gece parçası ile listeleri estirdiği, Levent Yüksel'in Med Cezir gibi nefis bir albüme imza attığı ve sayısız ismin o dönem parlayıp, daha sonra piyasadan kaybolduğu bir zaman dilimiydi.
Belki de 90'lardaki müziklerin sevilme nedenlerinden biri, günümüzde özellikle pop ve dans müziğinin, Amerikan müzik endüstrisinin pohpohlaması sonucu o berbat R&B akımını dünyaya kakalamış olmasıyla alakalı da diyebiliriz. "Müziğin ruhu kalmadı" gibi bir şey ne derece doğrudur tartışılır. En nihayetinde müzisyenlerin yazacağı melodiler elbet başka bir parçaya benzeyecek, elbet sample tabanlı farklı müzikler üretilecek. Ama bunu doğru işlemek asıl önemli olanı.
Sadece Türkçe Pop ile kısıtlamak için açmadım aslında başlığı. 90'ları kısıtlamak mümkün olmaz zaten. Snap!, Technotronic, Madonna, MC Hammer, Haddaway, Londonbeat, 2 Unlimited, Fatboy Slim, Depeche Mode, Prodigy, Everything But The Girl, Ace of Base, No Mercy, Jennifer Lopez ve dahası. Özellikle de doksanların sonlarına doğru başlayan latin akımı ile Rumba tarzının günümüzde bile müzik sektörünü ne kadar etkilediğini görmek mümkün. Marc Anthony, Enrique Iglesias, Ricky Martin gibi isimleri de unutmamak gerekli.
Konu için kısa bir özet diyebiliriz. Anlık bir esinti de olabilir =) Sürekli müzik paylaşmaktan ziyade, paylaşılan müzikler üzerinden yorumlarda bulunup, keyifli bir konu olması amacıyla açtım konuyu. En azından kenarda köşede kalmış, bildiğimiz ama unutulmaya yüz tutmuş parçaları gün yüzüne çıkarıp, tekrar bir hasret giderebiliriz diye düşündüm =) Nasıl veya ne tür bir parça olduğu değil, o dönemde çıkmış bir tını olması yeter de artar bile bu konu için.
Ufaktan birkaç parça ile başlayayım ben.
Everything But the Girl - Missing (Todd Terry remix)
Şüphesiz, doksanların en büyük house klasiği diyebiliriz bu parça için. 96 yılında Akçay sahillerini esir ettiği günleri hala unutmam. E tabii bir tane daha esir eden parça vardı;
No Mercy - Where Do You Go
İnsan tınısını duyunca bile anlıyor yaz parçası olduğunu. Latin esintisinin habercisi olan parçalardan biriydi bu. Her ne kadar No Mercy'nin çok da başarılı parçaları olmasa da, bu parça ile yaptıkları sükse unutulmaz.
70 ve 80'lerin getirdiği global dinamizm, 90'lı yılların daha farklı geçmesine zemin hazırlamıştı kuşkusuz. Teknoloji alanında yapılmış olan ciddi atılımların meyveleri daha da artmıştı. Televizyon hayatımıza daha fazla girmişti, yeni müzik akımları ile günümüz müziklerinin altyapıları sağlamlaştırılmıştı. Arabalarda radyo teypleri dönemi başlamıştı. Enigma'nın Sadness gibi melankolik, ambient bir parçası ile sokakta piyasa yapılan fantastik bir dönemdi. Hatta altyapı öyle tutmuştu ki, Türkiye'deki pop müzik sektörünü resmen tek başına belirledi, Enigma. Kendisi bile bunu bilmiyordur kesin.
Tarkan'ın henüz bebek yüzlü olduğu, Şımarık adlı parçası ile dünyada tanındığı (Tarkan'ın 90'lardaki tek sevmediğim parçasıdır), Grup Vitamin'in Avrupa'da veya dünyada sükse yaratmış parçaları komik bir dille yeniden yorumladığı, Emrah'ın acıların çocuğu formatından, pop sektörüne adım attığı (80'lerde doğanlar için ayrıdır), İzel Çelik Ercan gibi fantastik üçlünün olduğu, Mirkelam'ın "Bu herif niye durmadan koşuyor lan?" diye merak ettiğimiz Her Gece parçası ile listeleri estirdiği, Levent Yüksel'in Med Cezir gibi nefis bir albüme imza attığı ve sayısız ismin o dönem parlayıp, daha sonra piyasadan kaybolduğu bir zaman dilimiydi.
Belki de 90'lardaki müziklerin sevilme nedenlerinden biri, günümüzde özellikle pop ve dans müziğinin, Amerikan müzik endüstrisinin pohpohlaması sonucu o berbat R&B akımını dünyaya kakalamış olmasıyla alakalı da diyebiliriz. "Müziğin ruhu kalmadı" gibi bir şey ne derece doğrudur tartışılır. En nihayetinde müzisyenlerin yazacağı melodiler elbet başka bir parçaya benzeyecek, elbet sample tabanlı farklı müzikler üretilecek. Ama bunu doğru işlemek asıl önemli olanı.
Sadece Türkçe Pop ile kısıtlamak için açmadım aslında başlığı. 90'ları kısıtlamak mümkün olmaz zaten. Snap!, Technotronic, Madonna, MC Hammer, Haddaway, Londonbeat, 2 Unlimited, Fatboy Slim, Depeche Mode, Prodigy, Everything But The Girl, Ace of Base, No Mercy, Jennifer Lopez ve dahası. Özellikle de doksanların sonlarına doğru başlayan latin akımı ile Rumba tarzının günümüzde bile müzik sektörünü ne kadar etkilediğini görmek mümkün. Marc Anthony, Enrique Iglesias, Ricky Martin gibi isimleri de unutmamak gerekli.
Konu için kısa bir özet diyebiliriz. Anlık bir esinti de olabilir =) Sürekli müzik paylaşmaktan ziyade, paylaşılan müzikler üzerinden yorumlarda bulunup, keyifli bir konu olması amacıyla açtım konuyu. En azından kenarda köşede kalmış, bildiğimiz ama unutulmaya yüz tutmuş parçaları gün yüzüne çıkarıp, tekrar bir hasret giderebiliriz diye düşündüm =) Nasıl veya ne tür bir parça olduğu değil, o dönemde çıkmış bir tını olması yeter de artar bile bu konu için.
Ufaktan birkaç parça ile başlayayım ben.
Everything But the Girl - Missing (Todd Terry remix)
Şüphesiz, doksanların en büyük house klasiği diyebiliriz bu parça için. 96 yılında Akçay sahillerini esir ettiği günleri hala unutmam. E tabii bir tane daha esir eden parça vardı;
No Mercy - Where Do You Go
İnsan tınısını duyunca bile anlıyor yaz parçası olduğunu. Latin esintisinin habercisi olan parçalardan biriydi bu. Her ne kadar No Mercy'nin çok da başarılı parçaları olmasa da, bu parça ile yaptıkları sükse unutulmaz.
Ama courage açmış konuyu. 90'cıyız, mutluyuz, gururluyuz. O günleri özlerim.
