Büyük Danimarka Krallığı Kurucusu Yüce Tur - B40 (SON!)

Users who are viewing this thread

Status
Not open for further replies.
Meraklandırmam doğru ancak bunu yapmamdaki en büyük sebep, okurların bölümü okuduktan sonrada düşünmelerini istemem.
Benim gideceğim yol dışında okurlarında bir yol çizmesini istemem bundaki en büyük sebep.
Bölümün hemen sonrasında, sadece bölümü okumaları ile kalmalarını istemiyorum.
 
Afrandez said:
Şu an yaptığım gibi senaryolar kursun diyorsun yani. Doğru mu anladım?
Bunu örneklendirmeye çalışırsam okurun gözünden mesela şöyle olabilir:
(Tur'un kaybolma olayından itibaren alıyorum bu durumu)
Kaybolduktan sonra, dalgalar onu sürükler ve bir süre sürüklendikten sonra bir köyün kıyısına varmıştır mesela.
Ya da uzaklardan savaşı izleyen bir gezgin, dalgaların içinde sürüklenen adamı görür ve onu dalgaların içinden çıkartır.
Son bir örnek ile belirtirsem de, Tur'un bilinci sürüklenirken yerine gelir ve kendi çabaları ile kıyıya çıkar mesela.

Bunların hepsi dolambaçlı aslında çünkü bu 3 seçenekten hangisini seçerse seçsin olaylar büyümek zorunda değil mi?
İşte bende aynısını istiyorum bu durumun, her yazdığım bölümde bölüm sonunda okurun kafasından yüzlerce senaryo geçirmesini istiyorum.
Çünkü bu Tur'un hikayesi olabilir ancak Tur her zaman rahatlık ve zafer içinde yaşayamayabilir :smile:
 
İngilizce 8.Bölüm yazıldı.
Refer to announcement.


Best Regards
Ragnarsson



aGZV4g.png
 
Söz verdiğim gibi yeni bölüm sizlerle.
Danimarka Krallığını neler bekliyordur!

Yeni karakterler:
Q7o97Z.jpg
kWyl9J.jpg
7Nr4DN.jpg
Mv3rVM.jpg

Ayrıca hikayeye eklenen resim de birine ait ancak şimdilik gizli kalacak :smile:

28 Mayıs
Yıl 824


Subutay, tüm orduya emir verdi.Hava kararana kadar Tur bulunmalıydı.
Aksi taktirde Subutay Danimarkaya dönmeliydi.
Dönmesindeki en büyük sebep, İsveç'in Danimarka'ya saldırabilecek olmasıydı.
Subutay, askerlerin Tur'u bulması için Odin'e dua etti.
Ancak asıl sorun bulunamazsa Krallığa ne olacağıydı.
Askerler her yeri baştan sona aradılar ancak Tur bulunamadı.
Bu durum Subutay'a haber verildi.Subutay bu haberi aldıktan sonra yalnız başına sonsuzluğa uzanan Okyanusa doğru baktı.
Tur'un yanında daha fazla savaşmak istiyordu.Tur'un kaybolması ile Kralını ve aynı zamanda en yakın dostunu kaybetmişti.
Okyanusa doğru bağırmaya başladı:
''Söz veriyorum Tur!''
''Sen gelene kadar Krallığına bir şey olmasına izin vermeyeceğim!''
Bu sözlerden sonra odasına çekildi.


28 Mayıs Gecesi
Yıl 824

Danimarkaya dönecek filolar hazırlandı, yarın sabah yola çıkacaklardı.
Kral Tur'un kayıp olması Orduda büyük moral düşüşü yaşattı.
Ancak Subutay'ın askerlere karşı olan dik duruşu en azından güvende oldukları hissini veriyordu.
Şimdi ise Danimarka Krallığını ne bekliyordu bilinmemekteydi!

29 Mayıs
Yıl 824


Subutay ve komutasındaki 5.000 Berserker, filolar ile yola çıktı.

Bir kaç saat sonra

Subutay ve komutasındaki ordu, filolar ile birlikte Danimarkaya vardı.
Zafer ile geldiklerini düşünen Danimarka halkı, gösterişli bir şölen yaptı.
Ancak gerçek Danimarka Halkına söylenmedi.Askerlere de söylenmemesi için emir verildi.
Halk kendini zafer şölenine adadıklarından Krallarını hatırlamadılar.
Daha sonra halka selam verildikten sonra Berserkerlar, Ordugah'a döndü.
Subutay ise Kraliçe Mariana'nın yanına doğru yol aldı.
Kraliçe Mariana'nın yanına varan Subutay, konuşmaya başladı.
Kraliçe'nin yanında Tur'un eşide vardı.
+''Kraliçem.''
-''Neden bu kadar erken döndün?''
+''Ben...Bunu nasıl söyleyeceğim bilemiyorum..''
-''Söyle ne oldu? Oğlum, Tur nerede?''
+''Kraliçem..Kralımız Tur...İsveç Ordusuna karşı mağlup olmuş.''
+''Herkes ölmüş,Altair de dahil ancak Kralımız...Tur kayıp.''
+''Kralımıza ne olduğunu bilmiyoruz..''
Subutay'ın bu söyledikleri ile Kraliçe göz yaşlarını durduramadı.
Kral Tur'un eşi Aceline ise hamileydi,gözleri karardı ve dengesini kaybedip yere düşüyordu ki o sırada Subutay,Aceline'yi tuttu.
Bu olanlar herkesi üzmüş ve şaşırtmıştı.Tur'un bu noktadan sonra yenileceklerini düşünmüyorlardı.


Subutay, konuşmaya devam etti:
+''Kraliçem, Kral Tur'un kaybolduğunu insanlarımız öğrenirse yok olma eşiğine gelebiliriz''
Kraliçe bir kaç saniye sustu ve Subutay'a baktı.Kraliçenin üzüntüsü belli oluyordu, güzelliği solmuş ve parçalanmıştı.
Konuşmaya başladı:
-''Tur'u aradın mı?''
+''Evet Kraliçem, 3 gün boyunca Kralımızı 5.000 asker ile arattım.''
+''Ancak Kralımızı bulamadılar.''
-''Ne öneriyorsun o zaman?''
Subutay, istediği soruyu aldı.Kral Tur'un Krallığının devamı için bunu yapmak zorundaydı.
+''Benimle birlikte gelen 5.000 Askeri, Hermsteing ve Sigunderik'i ortadan kaldırmalıyız.''
Kraliçe Mariana, Subutay'ın kendisine sunduğu teklife şaşırır. Konuşmaya başlar.
-''Bana ve Kralına aylardır bağlı olan insanları mı öldürmemi istiyorsun benden!''
-''Sen ne kadar Tur'un yanında olduysan onlarda o kadar Tur'un yanındaydı!''
+''Haklısınız Kraliçem ancak şu bir gerçek, her an dillerinin bağının çözülüp çözülmeyeceğini bilemeyiz.''
+''Onların dilleri çözülmeden onları ortadan kaldırmak zorundayız.''
+''Bunu yapmazsak Kralımız zorluklarla güçlendirdiği bu Krallık, çöküşün eşiğine gidecek''
Kraliçe Mariana, her ne kadar söylemek istemesede Subutayın haklı olduğunu biliyordu.
Bu sebepten konuşmaya başladı:
-''Ne gerekiyorsa bu gece hallet.''
Subutay emri aldıktan sonra,aylardır bizzat özel olarak yetiştirdiği 4 öğrencisinin yanına gitti.
Alf,Arvid erkek öğrencileri ve Ranya,Yulia ise kız öğrencileriydi.
Her birini özenle yetiştiren Subutay onları bir savaşın durumunu değiştirebilecek ve düşman komutanlarına suikast girişimi yapıp başarılı olabilecek kadar eğitmişti.
Şimdi ise görevler bu 4 öğrenciye verilecekti!


OLpP8z.jpg
 
Ragnarsson said:
Söz verdiğim gibi yeni bölüm sizlerle.
Danimarka Krallığını neler bekliyordur!

Yeni karakterler:
Q7o97Z.jpg
kWyl9J.jpg
7Nr4DN.jpg
Mv3rVM.jpg

Ayrıca hikayeye eklenen resim de birine ait ancak şimdilik gizli kalacak :smile:

28 Mayıs
Yıl 824


Subutay, tüm orduya emir verdi.Hava kararana kadar Tur bulunmalıydı.
Aksi taktirde Subutay Danimarkaya dönmeliydi.
Dönmesindeki en büyük sebep, İsveç'in Danimarka'ya saldırabilecek olmasıydı.
Subutay, askerlerin Tur'u bulması için Odin'e dua etti.
Ancak asıl sorun bulunamazsa Krallığa ne olacağıydı.
Askerler her yeri baştan sona aradılar ancak Tur bulunamadı.
Bu durum Subutay'a haber verildi.Subutay bu haberi aldıktan sonra yalnız başına sonsuzluğa uzanan Okyanusa doğru baktı.
Tur'un yanında daha fazla savaşmak istiyordu.Tur'un kaybolması ile Kralını ve aynı zamanda en yakın dostunu kaybetmişti.
Okyanusa doğru bağırmaya başladı:
''Söz veriyorum Tur!''
''Sen gelene kadar Krallığına bir şey olmasına izin vermeyeceğim!''
Bu sözlerden sonra odasına çekildi.


28 Mayıs Gecesi
Yıl 824

Danimarkaya dönecek filolar hazırlandı, yarın sabah yola çıkacaklardı.
Kral Tur'un kayıp olması Orduda büyük moral düşüşü yaşattı.
Ancak Subutay'ın askerlere karşı olan dik duruşu en azından güvende oldukları hissini veriyordu.
Şimdi ise Danimarka Krallığını ne bekliyordu bilinmemekteydi!

29 Mayıs
Yıl 824


Subutay ve komutasındaki 5.000 Berserker, filolar ile yola çıktı.

Bir kaç saat sonra

Subutay ve komutasındaki ordu, filolar ile birlikte Danimarkaya vardı.
Zafer ile geldiklerini düşünen Danimarka halkı, gösterişli bir şölen yaptı.
Ancak gerçek Danimarka Halkına söylenmedi.Askerlere de söylenmemesi için emir verildi.
Halk kendini zafer şölenine adadıklarından Krallarını hatırlamadılar.
Daha sonra halka selam verildikten sonra Berserkerlar, Ordugah'a döndü.
Subutay ise Kraliçe Mariana'nın yanına doğru yol aldı.
Kraliçe Mariana'nın yanına varan Subutay, konuşmaya başladı.
Kraliçe'nin yanında Tur'un eşide vardı.
+''Kraliçem.''
-''Neden bu kadar erken döndün?''
+''Ben...Bunu nasıl söyleyeceğim bilemiyorum..''
-''Söyle ne oldu? Oğlum, Tur nerede?''
+''Kraliçem..Kralımız Tur...İsveç Ordusuna karşı mağlup olmuş.''
+''Herkes ölmüş,Altair de dahil ancak Kralımız...Tur kayıp.''
+''Kralımıza ne olduğunu bilmiyoruz..''
Subutay'ın bu söyledikleri ile Kraliçe göz yaşlarını durduramadı.
Kral Tur'un eşi Aceline ise hamileydi,gözleri karardı ve dengesini kaybedip yere düşüyordu ki o sırada Subutay,Aceline'yi tuttu.
Bu olanlar herkesi üzmüş ve şaşırtmıştı.Tur'un bu noktadan sonra yenileceklerini düşünmüyorlardı.


Subutay, konuşmaya devam etti:
+''Kraliçem, Kral Tur'un kaybolduğunu insanlarımız öğrenirse yok olma eşiğine gelebiliriz''
Kraliçe bir kaç saniye sustu ve Subutay'a baktı.Kraliçenin üzüntüsü belli oluyordu, güzelliği solmuş ve parçalanmıştı.
Konuşmaya başladı:
-''Tur'u aradın mı?''
+''Evet Kraliçem, 3 gün boyunca Kralımızı 5.000 asker ile arattım.''
+''Ancak Kralımızı bulamadılar.''
-''Ne öneriyorsun o zaman?''
Subutay, istediği soruyu aldı.Kral Tur'un Krallığının devamı için bunu yapmak zorundaydı.
+''Benimle birlikte gelen 5.000 Askeri, Hermsteing ve Sigunderik'i ortadan kaldırmalıyız.''
Kraliçe Mariana, Subutay'ın kendisine sunduğu teklife şaşırır. Konuşmaya başlar.
-''Bana ve Kralına aylardır bağlı olan insanları mı öldürmemi istiyorsun benden!''
-''Sen ne kadar Tur'un yanında olduysan onlarda o kadar Tur'un yanındaydı!''
+''Haklısınız Kraliçem ancak şu bir gerçek, her an dillerinin bağının çözülüp çözülmeyeceğini bilemeyiz.''
+''Onların dilleri çözülmeden onları ortadan kaldırmak zorundayız.''
+''Bunu yapmazsak Kralımız zorluklarla güçlendirdiği bu Krallık, çöküşün eşiğine gidecek''
Kraliçe Mariana, her ne kadar söylemek istemesede Subutayın haklı olduğunu biliyordu.
Bu sebepten konuşmaya başladı:
-''Ne gerekiyorsa bu gece hallet.''
Subutay emri aldıktan sonra,aylardır bizzat özel olarak yetiştirdiği 4 öğrencisinin yanına gitti.
Alf,Arvid erkek öğrencileri ve Ranya,Yulia ise kız öğrencileriydi.
Her birini özenle yetiştiren Subutay onları bir savaşın durumunu değiştirebilecek ve düşman komutanlarına suikast girişimi yapıp başarılı olabilecek kadar eğitmişti.
Şimdi ise görevler bu 4 öğrenciye verilecekti!


OLpP8z.jpg

"-de","-da"lara dikkat :grin: ayrıca kalınlaştırıp altını çizdiğim kısmı tam anlamadım.

Ve
şimdi kıyacaklar mı o askerleri? Onun yerine mesela geri dönemeyecekleri bir savaşa falan gönderilseler daha akıllıca olmaz mıydı, gerçi o da pek mantıklı değil ama ne bileyim... Neyse dostum, yazar sensin bir sonraki bölümü bekliyor olacağım :grin:
 
Altı çizili olan yerde belirtilmek istenen, Tur'un İsveç üzerinde büyük zaferler kazanması sonrasında Tur'un bu denli bir yenilgi ile maruz kalmasını beklememeleri anlamına geliyor.
(Tüm ordunun yok olması,Tur'a ne olduğunun bilinmemesi)
 
Oyundan başımı kaldırıp Tur bulundu mu diye bölümü hevesle okumaya başlamamla sinirlerimin bozulması bir oldu. :evil:

Kral Tur bir İsveç köylüsü tarafından bulunur ve 9 gün 9 gece misafir edilir. 10. gün Subutay köyden geçerken tesadüfen Kral Tur'u görür.
 
Afrandez said:
Oyundan başımı kaldırıp Tur bulundu mu diye bölümü hevesle okumaya başlamamla sinirlerimin bozulması bir oldu. :evil:

Kral Tur bir İsveç köylüsü tarafından bulunur ve 9 gün 9 gece misafir edilir. 10. gün Subutay köyden geçerken tesadüfen Kral Tur'u görür.
:grin: :grin:
Kim bilir belkide öyledir :razz:
 
Merhaba arkadaşlar, 24.Bölüm sizlerle :smile:

Subutay, Kral Tur adına tüm işleri üstlenmektedir.
Danimarka Krallığı zaferler ile devam mı edecektir yoksa Krallarının yoklukları onları bir felakete mi götürecektir?
Yakında!


29 Mayıs
Yıl 824


Subutay, ileride Danimarka Krallığına hizmet edecek öğrencileri için yola çıktı.
Bir kaç dakika yürüdükten sonra vardı.Vardıktan sonra öğrencilerini Savaş Sanatları ile alakalı Betikler okurken buldu.
Subutay'ı gören öğrenciler ayağa kalktılar ve selam verdiler.
Subutay, hemen konuşmaya başladı:
+''Kendinizi her geçen gün geliştirmeye devam ediyorsunuz.''
Alf, cevap verdi:
-''Evet efendim, bunları yapmamızın temel sebebi Danimarka Krallığı ve size olan borcumuz''
Alf'ın bu sözleri sonrası diğer öğrencilerde kafa sallayarak Alf'a katıldığını belirtti.
Subutay, konuşmaya devam etti:
+''O zaman size neler olduğunu anlatacağım.''
+''Kral Tur, büyük bir yenilgiye uğradı ve kayıp.''
Öğrenciler, Subutay'ın bu sözlerinden sonra ne diyeceklerini bilemeden birbirlerine baktılar.
Subutay, devam etti:
+''Neler düşündüğünüzü tahmin edebiliyorum. Danimarka Krallığının çökmesine izin vermeyeceğim, sizlerde bana yardım edeceksiniz.''
+''Artık resmi olarak Danimarka Ordusunun Kumandanları olacaksınız.''
+''Şimdi burada diz çökün ve Danimarka Krallığına, Kral Tur'a bağlılık yemini edin.''
+''Bende sizlerin şahidi olacağım!''
Subutay'ın bu çağrısından sonra 4 öğrenci hiç beklemeden diz çöktüler ve bağlılık yemini ettiler.

Subutay, bu yeminden sonra onlara ilk görevlerini verdi:
+''İlk göreviniz, yarın sizler resmi olarak kumandan olduğunuz açıklanınca başlayacak.''
+''Kumandan olarak ilan edildikten hemen sonrasında, sizleri izleyen 5.000 Berserker ve 2 Filo Kumandanını öldüreceksiniz.''
+''Planlarınızı kurun ve yarın bu işi halledin''
Subutay'ın bu emri sonrası, Subutay saraya doğru yola çıktı.
Bu sırada ise Alf, Arvid, Ranya ve Yulia planları konusunda müzakere yapıyorlardı.
Her biri fikirlerini söyledikten sonra ortak bir planda anlaşıldı.
Plana göre, diğer Savaşcılar'dan gizli olarak Berserker'lar ve Kumandanlar Lundik meydanında toplanacak, 4 Öğrencinin kumandanlıkları ilan edildikten sonra Başkent'in özel okçu birliği Armaged tarafından Alevli Oklar ile öldürüleceklerdi.


30 Mayıs
Yıl 824


Vakit gelmişti, Subutay Ordugaha doğru gitti.
Vardıktan sonra, 5.000 Berserker ve 2 Filo Kumandanını eğitim maksadı ile Lundik meydanına doğru götürdü.
Meydanda Alf, Arvid, Ranya ve Yulia vardı.Okçular ise askerlerin arkasında, onların göremeyeceği bir yerde bekliyorlardı.
Subutay, istenilen yere vardıktan sonra herkesin durmasını istedi. Askerlerin burada kalmalarını emretti.
Daha sonra sarp bir kayalığa çıktı. O çıktıktan sonra Alf, Arvid, Ranya ve Yulia'da Subutay'a eşlik etti.
Subutay, konuşmaya başladı:
''Yanımda gördükleriniz bundan sonra sizlerin Kumandanlarıdır!''
''Her biri benim tarafımdan bizzat eğitilmiş ve büyük bir bilgelik ile donatılmıştır!''
''Yeni Kumandanlarınıza selam verin!''
Bu emir ile askerler bağırarak selam verdi. Ancak Hermsteing ve Sigunderik bu durumdan memnun değillerdi. Yeni kumandanlar demek onlar için rakip demekti.
Ancak bu kinleri pek uzun süremeyecekti. Yeni kumandanların konuşma yapmasını bekleyen askerler, aniden gelen bir bağırış ile hiç bir şey anlamadılar.
''HU!''
Bu 4 Kumandanın atış emrinin kısaltılmış haliydi. Bu bağırış sonrası askerler nereden geldiğini anlamadıkları atışlar ile ölüyorlardı.
Tepede 800 kişilik Armaged birliği vardı ve her biri bir kaç saniye içerisinde defalarca atış yapabiliyorlardı.
Subutay tarafından özenle eğitilen, Altair tarafından keskinleştirilen bu birlik, en iyisiydi.
Bu atışlar, büyük bir kaos getirdi. Danimarka Ordusunun en acımasız askerleri Berserker'lar hiçbir şey yapamadan ölüyor ve Danimarka'dan göç ediyorlardı.
Zaten zırhsız olan Berserkerlar'ın kurtulma şansı yoktu.
Hermsteing ve Sigunderik bu saldırı karşısında hiç bir şey yapamıyordu. Ölmeden önce tek yapabildikleri şey ise Subutay'ın gözlerinin içine bakmaktı.
Bu saldırı karşısında hiçbir şey yapamayan Berserker'lar, üst üste düşen ölü bedenler arasında can verdi.
Subutay, 4 Kumandanın bu başarısını takdir etti.
Başarılarının bir ödülü olarak ise onlara bir lakap verdi.
Bu lakap ise ''4 Büyük Kumandan'' oldu.
Danimarka Krallığı tüm Berserker'ları kaybetmiş ve 2 Filo Kumandanınıda onların yanında göndermişti.
Kral Tur'un yokluğunda Danimarka Krallığını neler bekliyordu!


7NGPvW.jpg
 
5000 kıdemli askerin ölmesi hoş olmadı be, daha başka bir şey düşünülebilirdi sanki. Ayrıca 4 öğrencinin aniden kumandan yapılması orduda karışıklık yaratmalıydı ve ayrıca bu 4 "kumandanın" bu talimatı güle oynaya yerine getirmesi de bir kuzeyliye yakışmamış diyebilirim. Ama konu tamamen senin yönetiminde o yüzden 5000 kıdemli askerin öldürülmesine bir şey diyemem ama olay gidişatına derinlik katarsan daha etkili bir anlatım olacaktır.

Ayrıca bölüm biraz kısa mı olmuş sanki :grin:
 
Thermicias said:
5000 kıdemli askerin ölmesi hoş olmadı be, daha başka bir şey düşünülebilirdi sanki. Ayrıca 4 öğrencinin aniden kumandan yapılması orduda karışıklık yaratmalıydı ve ayrıca bu 4 "kumandanın" bu talimatı güle oynaya yerine getirmesi de bir kuzeyliye yakışmamış diyebilirim. Ama konu tamamen senin yönetiminde o yüzden 5000 kıdemli askerin öldürülmesine bir şey diyemem ama olay gidişatına derinlik katarsan daha etkili bir anlatım olacaktır.

Ayrıca bölüm biraz kısa mı olmuş sanki :grin:


Daha gerçek Danimarka Ordusuna ilan edilmedi, Kumandan oldukları şuan Kraliçe tarafından kesinleştirildi sadece.
Berserker'ları ve Filo Kumandanlarını öldürmek için kullanılan bahanelerden biriydi sadece.
Yani daha Danimarka Ordusuna ilan edilecek :razz:
 
Merhaba arkadaşlar, 25.Bölüm sizlerle!
İyi okumalar!


Resim temsilidir!


31 Mayıs
Yıl 824


4 Büyük Kumandanın başarısından sonra Subutay, görevin başarılı olduğunu bildirmek için Kraliçe Mariana'nın yanına gitti.
Mariana'nın yanına giden Subutay, konuşmaya başladı:
+''Kraliçem,verdiğiniz görev başarı ile tamamlandı''
+''Önümüzde ki tehlike başarı ile yok oldu.''
+''Bunu başaranlar ise bizzat yetiştirdiğim İngiliz,Frank ve Doğu topraklarından gelen öğrencilerim''
Kraliçe Mariana bu güzel haberi aldıktan sonra 4 Büyük Kumandanı çağırdı.
4 Büyük Kumandan, Kraliçe'ye selam verdikten sonra Kraliçe tarafından her birine Devlet Nişanları verildi.
Bu nişanlar, onların krallıkta Subutay'dan sonra en yetkili kişi oldukları anlamına geliyordu.
Daha sonra Subutay, konuşmaya başladı:
+''Ancak önümüzde şimdi çok daha büyük bir tehlike var Kraliçem''
+''Danimarka Halkına ne söyleyeceğiz?''
Kraliçe Mariana, bu sorunla karşılaşacağını elbet biliyordu.
Ancak ne yapsa bu soruna çözüm bulabilirdi bilmiyordu.
Bir kaç saniye süren sessizlikten sonra 4 Büyük Kumandan'dan biri olan Yulia, konuşmaya başladı:
+''Kraliçem, bu konu hakkında bir fikrim var.''
+''İzniniz ile fikrimi belirteyim.''
Kraliçe izin verdi, verilen izinden sonra Yulia, tekrardan konuşmaya başladı:
+''Bu durumu aşmak için yapmamız gereken, Kralımız Tur'un İsveç dışında da fetihlere çıktığı, ne kadar süreceği kesinleşmediğinden Danimarka Krallığına, Komutan Subutay'ı vali bıraktığını bildirmemiz yeterli olur.''
Bu fikirden sonra bir kaç saniye düşünen Kraliçe, Subutay ve diğer 3 Kumandana da bu fikri destekleyip desteklemediklerini sordu.
Her biri fikri desteklediğini belirttikten sonra, 1 hafta sonra Danimarka Halkına bu şekilde açıklanması gerektiği kararlaştırıldı.

1 Haziran
Yıl 824


Subutay'ın şimdi yapması gereken 4 Büyük Kumandan'ın gelişini haber vermekti.
Bu sebeple 15.000 Danimarka Savaşçısını, Ordugah da topladı.
Kendisi de Ordugah'a vardıktan sonra konuşmaya başladı:
''Yüce Danimarka Ordusu! Sizlere bugün müjdeli bir haber vereceğim!''
''Ancak bundan önce görmeniz gereken kişiler var!''
Subutay'ın bu sözlerinden sonra 4 Büyük Kumandan, Subutay'ın yanında belirdi.
Subutay, konuşmasına devam etti:
''Yanımda gördüğünüz ''4 Büyük Kumandan'' lakaplı Kumandanlarınızdır!''
''Her biri Odin'in bilgelik denizinden su içmiş, Tyr'ın Savaşçılık yetenekleri ile keskinleşmiş Kumandanlardır!''
''Yeni Kumandanlarınıza selam verin!''
Subutay'ın bu emri sonrası bir kaç saniye Danimarka Ordusun'dan hiç bir ses çıkmadı.
Daha sonra aralarından bir Savaşçı, bağırmaya başladı:

''KRALIMIZ TUR NEREDE! BİZ KRALIMIZI GÖRMEK İSTİYORUZ!''
Savaşçının cesaret gerektiren bu sözlerine diğer Savaşçılarda cesaretlenip eşlik etti.
Her bir Savaşçı bağırıyordu:

''KRAL TUR'U GÖRMEK İSTİYORUZ!''
''NEDEN KRAL TUR BURADA DEĞİL!''
''BİZE KRAL TUR'U GÖSTERİN!''

Bu bağırışlar sonrası Subutay İsveç'in dağlarından duyulabilecek şekilde bağırdı:
''KESİN SESİNİZİ!''
''BENİM ÖNÜMDE BÖYLE BAĞIRMAYA NASIL CESARET EDERSİNİZ!''

Subutay'ın bu korkutucu halinden sonra Savaşçılar sessiz olmayı tercih etti.
Subutay daha sonra konuşmasına devam etti:
''Kralımız Tur, Krallığımıza daha büyük zaferler getirmek için İsveç'de ilerlemeye karar verdi!''
''O sebepten Kral Tur, İsveç'te!
Savaşçılardan biri bu sözler sonrası konuşmaya başladı:
''Kumandanım! Bu nasıl olur? Kralımız Tur'un ordusu geri döndü!''
Subutay bir kaç saniye sessiz kaldıktan sonra Kral Tur'un eşi Aceline'nin Francia diyarlarından geldiğini hatırladı ve konuşmaya başladı:
''Kraliçe Aceline'nin soylu ailesi The Hermone'nin 15.000 Savaşçısı ile yoluna devam ediyor!''
''5.000 Berserker ve Kumandanlar Hermsteing ve Sigunderik de Tur'a destek olmak için yola çıktı!''
''Ben ise Danimarka Ordusunun Baş Kumandanı olarak, Kralımız Tur dönene kadar tüm Danimarka'ya vali ilan edildim!''
''Kraliçe ve benim onayım ile ise 4 Büyük Kumandan, Alf, Arvid, Ranya ve Yulia bundan sonra sizlerin Kumandanları!''
''Bu karara itiraz edecek kim varsa 50 Altın Para ile cezalandırılacaktır!''
Subutay'ın bu kesin tavrı sonrası, Danimarka Savaşçıları'nın tek yapacağı şey 4 Büyük Kumandan'a selam vermeleri olacaktı.
Öylede oldu, bu tavır sonrası Danimarka Savaşçıları, 4 Büyük Kumandan'a selam verdi.
Artık resmi olarak Kumandan olmuşlardı.

Subutay'ın düzenlemek istediği bir diğer konu ise Berserker'ların yok olması ile düzenli bir ordu kurma isteğiydi.
Bunun için ise 4 Büyük Kumandan ile en yakın zamanda görüşmek istiyordu.
Danimarka Krallığını neler bekliyordu!


ZEyRza.jpg
 
26.Bölüm sizlerle!
İyi Okumalar!



2 Haziran
Yıl 824

Subutay'ın 1 Haziranda yaptığı dehşet verici konuşmadan sonra, ordunun tek yapabildiği sessiz kalmaktı.
Yapılan konuşma sonrası denetimler sıkılaştırılmış, ordunun yetkileri kısıtlanmıştı.
Cesaretlenip, baş kaldırmaya çalışan olduğunda ise bir kaç saat içinde ortadan kayboluyorlardı.

Subutay ilk iş olarak odasına 4 Büyük Kumandan'ı çağırdı.4 Büyük Kumandan geldikten sonra konuşmaya başladı:
''Berserkerlar yok olduğuna göre artık yapacağımız tek bir şey kaldı.''
''Düzenli bir ordu oluşturacağım, her bir Savaşçı The Hermone ailesi ile yapacağımız anlaşma sonrasında zırhlanacak ve sadece ölümü bekleyen Savaşçı olacaktır.''
Arvid, söz aldı ve konuşmaya başladı:
''Peki ya Kraliçe? Onun bundan haberi var mı Kumandan?''
Subutay, Arvid'e keskin bir bakış attıktan sonra gülümsedi ve ağzından şu sözler döküldü:
''Hayır, yaptığımız bu hareketler Kraliçe'den gizli tutulacak!''
''Her biri Kral Tur'un geldiğinde çok daha büyük bir Krallık elde etmesi için''
Subutay, bu sözleri söylüyordu ancak içten içe Krallık kendisinin yönetiminde olduğu için seviniyordu.
Ancak şanslıydı ki bu sevinç dışarıya vurulmuyordu.
Ranya, konuşmaya başladı:
''Kumandan, ya öğrenirse Kraliçe? O zaman ne yapacağız?''
Subutay, bir kaç saniye düşündü ancak bunun cevabını şimdi veremiyordu. Konuşmaya başladı:
''Bilemiyorum Ranya ancak bir şey kesin, her şey Danimarka Krallığı için.''
''Kraliçe bunu görebilecektir.''
Bu sözlerden sonra Subutay, sadece Alf'ın burada kalmasını emretti ve diğerleri odadan ayrıldı.
Alf ile baş başa kalan Subutay, konuşmaya başladı:
''Seni Francia diyarlarından ben getirttim Alf, oralarda destekçilerin kalmıştır umarım?''
Alf, tebessüm ettikten sonra kafa salladı. Subutay ise sözlerine devam etti:
''O zaman bu gece ticaret maksatlı gelen gemiler ile yola çık.''
''The Hermone Malikanesine gidip Danimarka Krallığını temsil ettiğini söyle ve sana verecekleri zırhları filo ile buraya getir.''
''Temsil ettiğinin bir kanıtı olarak sana verilen Devlet Nişanını ve benim onlara yollayacağım mektup'u götür.''
Alf, kendisine verilen bu emirler sonrası geceyi beklemek üzere odasına çekildi.


2 Haziran Gecesi
Yıl 824


Alf, odasından çıktı ve geminin kalkacağı limana doğru yol aldı.
Bir kaç dakika yürüdükten sonra varan Alf, kendisini bekleyen Fransız Tüccarlar eşliğinde gemiye bindi.
2 Gün içerisinde varılması bekleniyordu.
Bu sırada ise Subutay, tebdil halde Ordugahın içinde geziniyordu.
Ordugahın eğitim alanının önünden geçerken nöbet tutan askerlerin konuşmasına şahit oldu.
Aralarından bir Savaşçı şöyle konuşmaya başladı:
+''Subutay kendini Kralımız Tur gibi görmeye başladı.''
+''Onun gibi değersiz bir varlık Baş Kumandanlığı hak etmiyor.''
Bu sözlerin ardından diğer Savaşçı da sözleri destekler nitelikte konuşmaya başladı:
-''Doğru söylüyorsun, o sadece Kral Tur'un kanatları altında kalmış bir korkak''
Bu sözler Subutay'ı çok sinirlendirmişti. Ancak tebdil halde onlara zarar veremezdi.
Hızlı bir şekilde Savaşçıların eğitiminden sorumlu Kumandanın yanına gitti. Kumandanın yanına vardıktan sonra Eğitim Alanının önünde nöbet tutan askerlerin isimlerini istedi.
İstediğini alan Subutay, sabah onlara büyük bir ceza verme planları kuruyordu.
Onlara bunu ödetmeliydi.

3 Haziran Sabahı
Yıl 824


Subutay, ani bir şekilde Ranya'ya tüm Danimarka Ordusunu toplamasını emretti.
Ranya, hızlı bir şekilde Ordugahda tüm Danimarka Ordusunu topladı.
Subutay, konuşma çatısına çıkmadan at üstünde konuşma yapmaya başladı:
''DÜN GECE, BEN TEBDİL HALDE GEZERKEN İKİ ACİZİN KONUŞMASINA ŞAHİT OLDUM!''
''LUNDİKLİ RAGNAR VE ELFSBORGLU HARBARD DERHAL YANIMA GELİN''
Ragnar ve Harbard, Subutay'ın yanına hızlıca vardı.
Vardıktan hemen sonra hiç bir gözün göremeyeceği kadar seri bir hamle ile Subutay, kılıcını çekti ve tek bir savuruş ile her ikisinin de kafasını gövdesinden ayırdı.
Tüm Danimarka Ordusu, bu durum karşısında korkmuş bir şekilde bekliyorlardı. Bu ani hamleyi beklemeyen bazı Savaşçılar ise kustu.
Subutay, öldürmesinin hemen ardından konuşmaya başladı:
''BU HAİNLER, BENİM HAKKIMDA ARKAMDAN SAYGISIZCA KONUŞTULAR!''
''BİR EMRİNE ÖLECEKLERİ KUMANDANLARININ ARKASINDAN O BİR KORKAKMIŞ GİBİ KONUŞTULAR''
''GÖRÜN ŞİMDİ ONLARIN HALİNİ! ONLAR ŞİMDİ İSTEDİĞİM GİBİ OYNAYABİLECEĞİM ÖLÜ BEDENLER!''
''YA HERKES HADDİNİ BİLİR YA DA BEN SİZE TEK BAŞIMA BİLDİRİRİM!''
''SİZLER DANİMARKA ORDUSUNDA Kİ SAVAŞÇILARSINIZ! İSVEÇ ORDUSUNDA Kİ KORKAKLAR DEĞİL!''
Bu konuşma sonrası atı ile hızlı bir şekilde yol aldı.
Bu görüntü tüm Ordunun aklına kazınmıştı.
Artık onları çok daha sert bir Subutay bekliyordu!


3qkRzA.png
 
Status
Not open for further replies.
Back
Top Bottom