...

Users who are viewing this thread

Hiçe sayılan bir konu.Böyle konular başlatman da foruma yararlı oluyor.
 
Ne denilebilirki? 3. Köprü inşaatı alanını gördüm, çok kötüydü. Üstelik yanlış cizim yüzünden daha da fazla ağaç katledilmiş diye haberler çıkmıştı. İlk elden gördüğümü söyliyeyim.Bu kadar büyük bir alanda kesim yapmak tek yolluk bir iş değil, bir yerde hata varmış ve düzeltilmiş.
 
Dostum Dünya'nın gerçekleri bunlar. Şimdi "Evet, doğrusu budur. Böyle olmalı." demeyeceğim tabiki ancak 21.YY'dayız. Git gide betonlaşan bir Dünya var. İnşaat Sektörü, Ormanlık Alanlara yöneliyor çünkü yerleri gayet iyi, iyi rant elde edilebilecek yerler. İnşaat Sektörüne giriş yapacak birisi olarak şahsi görüşüm İstanbulda'ki eski binalarım yıkılıp yerlerine daha iyilerinin yapılmasıdır (Kentsel dönüşüm dışında) ancak misal veriyorum ki Okmeydanı gibi yerlere gidip villa yapmak ya da plaza, rezidans yapmak pek mantıklı olmayacağı için mütteahitler bu yerlere yöneliyor.

Kaldı ki bu sadece Türkiye'de de yok. ABD'den tutalım İsveç'e kadar böyle gelip gider. Rusya'nın on sene evvel ki büyük ormanlarının korularının yerlerinde şimdi fabrikalar, konutlar var. Yani sözümün özü şudur ki Dünya nüfusu artmaya devam ettikçe insanlara yeni yaşam alanları tahsis etme imkanı ve ihtiyacı doğacaktır. Bu da doğanın üzerine daha çok saldırmamıza ve tahrip etmemize sebebiyet verecektir.
 
Bunlara da insanoğlu olarak bir çare bulacağız ama biraz duygusal olacak uzun yaşarsak.
Torunlarımız dede ağaç neydi diyecek bize.. Planktonlarla oksijen üreten gökdelenlerin her yerde olduğu vakit.
Balık ne diye soracaklar, tavuk neydi diyecekler.. Biz yumurta proteinlerini bakterilerden sentezlediğimizde. Eti laboratuvarda ürettiğimizde.
Sonumuz bu..
Ama insanoğlu daha uzun yaşayacak. Daha az insan-çocuk-bebek ölümü olacak.
En önemlisi karbon salınımımız sadece insan solunumundan olacak...
 
Ekonomiyle alakası yok daha çok ekonomiye kilit vuruyor bu durum. İstanbul yoğun nüfuslu bir şehir devletin ve belediyelerin düzgün planmadığı için nüfus artmaya devam ediyor.

Mesala trafik; İstanbul'da bir insan oramala 2 saatini trafikte harcıyor. Enerjisini tüketiyor. Şimdi ne olacak demeyin 5 milyon kişi çalışıyorsa İstanbul günde 10 milyon saati trafikte harcıyor. Çalışanın enerjisi dışında değerledirirsek nakliyat gibi durumlarda da sıkıntı yaratıyor bu durum.
 
Fox Mulder said:
Dostum Dünya'nın gerçekleri bunlar. Şimdi "Evet, doğrusu budur. Böyle olmalı." demeyeceğim tabiki ancak 21.YY'dayız. Git gide betonlaşan bir Dünya var. İnşaat Sektörü, Ormanlık Alanlara yöneliyor çünkü yerleri gayet iyi, iyi rant elde edilebilecek yerler. İnşaat Sektörüne giriş yapacak birisi olarak şahsi görüşüm İstanbulda'ki eski binalarım yıkılıp yerlerine daha iyilerinin yapılmasıdır (Kentsel dönüşüm dışında) ancak misal veriyorum ki Okmeydanı gibi yerlere gidip villa yapmak ya da plaza, rezidans yapmak pek mantıklı olmayacağı için mütteahitler bu yerlere yöneliyor.

Kaldı ki bu sadece Türkiye'de de yok. ABD'den tutalım İsveç'e kadar böyle gelip gider. Rusya'nın on sene evvel ki büyük ormanlarının korularının yerlerinde şimdi fabrikalar, konutlar var. Yani sözümün özü şudur ki Dünya nüfusu artmaya devam ettikçe insanlara yeni yaşam alanları tahsis etme imkanı ve ihtiyacı doğacaktır. Bu da doğanın üzerine daha çok saldırmamıza ve tahrip etmemize sebebiyet verecektir.
Kusura bakma kardeşim de bok böyle. Git azıcık HDIsı çok yüksek olan ülkelerin bunu nasıl idare ettiğine, nasıl aslında artık ekosistemle uyum içinde yaşayan şehirler yaptıklarına bak. Şuan Çin bile Pekinin a.... koyduktan sonra bunun fakına vardı da çark etti. Olsa olsa bi Hindistan, Endonezya gibi yeni sanayileşip 19yy Avrupasındaki görmemişliğe sahip vizyonsuz ülkeler böyle doğanın anasını avradını şey yapıyor.
Şimdi de herkes de bi ABD ye bok atma feryası, ulan ben neredeyse 2 sene çölün ortasına kurulmuş bir şehir olan Phoenix de yaşadım, İstanbuldan daha yeşildi, hala ABD diyor bana adam yahu. Yok abi kabul edin, İstanbul zaten sıçmıştı, 12 yılda hem daha bi sıçtılar sonrada sıvadılar. Hemen oraya buraya bok atmayın yok İsveçte böyle ABD de diye, rezil olursunuz.
He son olarak, doğaya ve Dünyaya bi ..... yapamassın, George Carlin'in dediği gibi en fazla senin barınamayacağın bir ekosistem kurulur, insanlık da başarısız bir tür olarak dinazorlardan sonra tarih sahnesinden silinir. Doğa yine devam eder.
 
En azından mevcut ormanlar korunmalı ama Rant sevdası. Yapay orman projeleri yapılmalı
 
colombos said:
En azından mevcut ormanlar korunmalı ama Rant sevdası. Yapay orman projeleri yapılmalı

İstanbul'da ki mevcut ormanlar zaten yapay orman gibi. En son yaban domuzları vardı, onları bile kaçırtılar. Yakında martı ve karga dışında kuş da kalmayacak gibi. Doğal yaşam neredeyse 0
 
Mandalorian said:
Fox Mulder said:
Dostum Dünya'nın gerçekleri bunlar. Şimdi "Evet, doğrusu budur. Böyle olmalı." demeyeceğim tabiki ancak 21.YY'dayız. Git gide betonlaşan bir Dünya var. İnşaat Sektörü, Ormanlık Alanlara yöneliyor çünkü yerleri gayet iyi, iyi rant elde edilebilecek yerler. İnşaat Sektörüne giriş yapacak birisi olarak şahsi görüşüm İstanbulda'ki eski binalarım yıkılıp yerlerine daha iyilerinin yapılmasıdır (Kentsel dönüşüm dışında) ancak misal veriyorum ki Okmeydanı gibi yerlere gidip villa yapmak ya da plaza, rezidans yapmak pek mantıklı olmayacağı için mütteahitler bu yerlere yöneliyor.

Kaldı ki bu sadece Türkiye'de de yok. ABD'den tutalım İsveç'e kadar böyle gelip gider. Rusya'nın on sene evvel ki büyük ormanlarının korularının yerlerinde şimdi fabrikalar, konutlar var. Yani sözümün özü şudur ki Dünya nüfusu artmaya devam ettikçe insanlara yeni yaşam alanları tahsis etme imkanı ve ihtiyacı doğacaktır. Bu da doğanın üzerine daha çok saldırmamıza ve tahrip etmemize sebebiyet verecektir.
Kusura bakma kardeşim de bok böyle. Git azıcık HDIsı çok yüksek olan ülkelerin bunu nasıl idare ettiğine, nasıl aslında artık ekosistemle uyum içinde yaşayan şehirler yaptıklarına bak. Şuan Çin bile Pekinin a.... koyduktan sonra bunun fakına vardı da çark etti. Olsa olsa bi Hindistan, Endonezya gibi yeni sanayileşip 19yy Avrupasındaki görmemişliğe sahip vizyonsuz ülkeler böyle doğanın anasını avradını şey yapıyor.
Şimdi de herkes de bi ABD ye bok atma feryası, ulan ben neredeyse 2 sene çölün ortasına kurulmuş bir şehir olan Phoenix de yaşadım, İstanbuldan daha yeşildi, hala ABD diyor bana adam yahu. Yok abi kabul edin, İstanbul zaten sıçmıştı, 12 yılda hem daha bi sıçtılar sonrada sıvadılar. Hemen oraya buraya bok atmayın yok İsveçte böyle ABD de diye, rezil olursunuz.
He son olarak, doğaya ve Dünyaya bi ..... yapamassın, George Carlin'in dediği gibi en fazla senin barınamayacağın bir ekosistem kurulur, insanlık da başarısız bir tür olarak dinazorlardan sonra tarih sahnesinden silinir. Doğa yine devam eder.
Anlaşıldı. Senin üslubundan yanıt vereyim. Nedir bu kudurmuşluk? Ağzından köpük saçmalar? Ben altı sene Rusya'da yaşadım. Kaç orman arazisi imara açıldı ve yerlerine fabrikalardan, sanayilerden tut yüz küsür konutlu sitelere kadar yapılar yapıldı haberin var mı? On sene içinde oldu bunlar. St. Petersburg ve İsveç yakındır. İsveç'ten çok fazla muhattabım oldu. Ailem inşaat sektöründe olduğu için ilgiliyim ve hali ile İsveç'in bu sektördeki durumunu sordum ve gün geçtikçe şehir dışındaki ormanlık alanların imara açıldığını söylüyorlar. Kaldı ki nasıl Türkiye'nin karış karış her alanı imara açık değil ise ABD için genel bir kavram kullanmıyorum. Ancak bana diyebilir misin New York ormanlık bir alandır diye? ABD'nin "Park" kısımlarını geçiyorum zira İstanbul'da da ABD kadar geniş çaplı olmasada korular mevcut. Ancak sen Çin'den ABD'den bana şu şehri böyle ekosistemle uyumlu, bu şehri böyle ekosistemle uyumlu diye örnek verirsen bir elin parmaklarını geçmez. Pekin tabiki uyumlu olacak ulan Dünya Kentlerinden çünkü. Çin'in bilindik şehirlerinin dışına çıksana bir. İstanbul'un sorununu başka ülkeye yamamak gibi bir niyetim yok bir tarafınızdan element uydurmayın kaldı ki "adam gibi" okursan yazdığımı "Çıkıp şimdi bu doğrudur, böyle olmalıdır, doğrusu budur demeyeceğim." dediğimi görürsün. Hele hele kaldı ki Çin'in nüfusuna oranla yaşadıkları evler Sovyetler'in toplu konutları gibi. Bizdeki gibi rahat rahat değil yayıla yayıla otursunlar konutlarda. (Bunu da genel kavrama vurmayacaksın umuyorum ki istisnalar dünyanın her bucağında var.)

Kaldı ki sen bugün hangi mimara, hangi inşaat mühendisine gidip "İnşaat sektörü ne zaman biter?" diye sorarsan sana şu cevabı verir; "İnsanlar üremeye devam ettiği sürece bu sektör bitmez." Ben bu yanıtı Bekir Ünver'den tut İbrahim Dumankaya'ya kadar bilindik bilinmedik çoğu mimardan ve mühendisten duydum. İstanbul'un bir çarpık kentleşme sorunu var. Yok değil. İnkarda etmiyorum bunu ki bu ne şiddettir bu celaldir anlam veremedim sendekine, bunun çözümünü arıyorsan komple yıkacaksın binaları. Ha ütopya mıdır orası beni ilgilendirmez ancak bugün çarpık kentleşmeninde dışında Betonlaşmayı engelleyebiliriz diyorsan New York'da, Paris'de, Roma'da hatta hatta yemyeşil bir ülke olan İngiltere'nin Londra şehrinde bile engelleyemezsin. Engellemek için nüfusu kontrol etmen lazım. Bana diyorsun ABD, Çin; bunların nüfusunu sen zaten kontrol altında tutabiliyorsan yık İstanbuldaki bütün binaları sana engel olana aşkolsun. Çözüm senin sadece iki üç kelimesini okuyup yorum yaptığın yerdeki gibi. Çarpık kentleşmeyi önlemek. Birleşik Krallık bu konuda gayet iyi. Betonlaşma var ancak çarpık kentleşme olmadığı için fark edilemiyor.


Kaldı ki tekrar şu okumadığın yerde belirttim, İstanbul'da Okmeydanı, Kaynarca gibi yerlere plaza yapmaktansa insanlar ormanlık alanlara yapmayı tercih ediyor. Allah aşkına Zeytinburnu gibi bir semtin insanlarını aşağı yukarı tahmin edebiliyorsundur sence ABD ile bir mi? İkiside insan ancak ülkenin durumu bu insanları da açık bir konum farkına yerleştiriyor. Gece Pendik'te yürümeyi geç çıkıp bir sigara içmeye korkarsın. Benim karşılaştırdığım yer bu. Devletin bu tür semtlerle ilgilenmemesi başta İstanbul'da gecekondu sorunu yaratıyor. Gecekondular görüntüyü bozuyor ve çarpık kentleşmenin baş etkeni oluyor. Ancak ABD'de devlet bu tür konularda çok sıkı. Rusya'da ise gecekondu yok. Çünkü insanlar gecekondu yerine köylerde kasabalarda yaşıyor. Daha verimli en azından.

Bir daha üslubuna dikkat et. Zira burası senin bu üslupla ve saldırganlıkla egonu tatmin edeceğin bir platform değil.
 
Fusuy said:
colombos said:
En azından mevcut ormanlar korunmalı ama Rant sevdası. Yapay orman projeleri yapılmalı

İstanbul'da ki mevcut ormanlar zaten yapay orman gibi. En son yaban domuzları vardı, onları bile kaçırtılar. Yakında martı ve karga dışında kuş da kalmayacak gibi. Doğal yaşam neredeyse 0
İstanbul aslında ormana oldukça elverişli bir yapıya sahip. Çocukken yazlarını Şile ve Ağva arasındaki bir köyde geçirmiş biri olarak söyleyebilirim ki 2 3 yıl önceye kadar geyikten kurda kadar her çeşit hayvan vardı ama son yıllarda hiç görmedim. Şehrin içinde zaten hayvan görmek bile mucize. İstanbulda yapay ormanların yapılması bence o kadar da zor değil. Ankara gibi bir yerde bile yapay orman yapılabiliyorsa İstanbulda hay hay yapılır
 
colombos said:
Fusuy said:
colombos said:
En azından mevcut ormanlar korunmalı ama Rant sevdası. Yapay orman projeleri yapılmalı

İstanbul'da ki mevcut ormanlar zaten yapay orman gibi. En son yaban domuzları vardı, onları bile kaçırtılar. Yakında martı ve karga dışında kuş da kalmayacak gibi. Doğal yaşam neredeyse 0
İstanbul aslında ormana oldukça elverişli bir yapıya sahip. Çocukken yazlarını Şile ve Ağva arasındaki bir köyde geçirmiş biri olarak söyleyebilirim ki 2 3 yıl önceye kadar geyikten kurda kadar her çeşit hayvan vardı ama son yıllarda hiç görmedim. Şehrin içinde zaten hayvan görmek bile mucize. İstanbulda yapay ormanların yapılması bence o kadar da zor değil. Ankara gibi bir yerde bile yapay orman yapılabiliyorsa İstanbulda hay hay yapılır
Eskişehir'e Yılmaz Büyükerşen, "Yapay Deniz" yaptı. İç Anadolu'ya böyle bir şey yapıldıktan sonra orman yapmak devede kulak. Ancak önemli olan şey şu, ODTÜ Ormanlarını bile yıkan devlet bunu ister mi? Ya da yapılacak olan o yapay ormanlar kaç yıl sonra imara açılır?...
 
Fox Mulder said:
Ben altı sene Rusya'da yaşadım. Kaç orman arazisi imara açıldı ve yerlerine fabrikalardan, sanayilerden tut yüz küsür konutlu sitelere kadar yapılar yapıldı haberin var mı? On sene içinde oldu bunlar. St. Petersburg ve İsveç yakındır. İsveç'ten çok fazla muhattabım oldu. Ailem inşaat sektöründe olduğu için ilgiliyim ve hali ile İsveç'in bu sektördeki durumunu sordum ve gün geçtikçe şehir dışındaki ormanlık alanların imara açıldığını söylüyorlar.
Rusya dediğin devlet bir mafya devletidir. Bugün o görmemişlik olarak Hindistandan veya Endonezyadan bir farkı yoktur. Endonezya Muson ormanlarını kesiyor Rusya ise Taygaları. Yani geçiniz bunları Rusya kötü bir örnek. Bak ama İsveçi bilmiyorum hiç gitmedim.
Fox Mulder said:
Kaldı ki nasıl Türkiye'nin karış karış her alanı imara açık değil ise ABD için genel bir kavram kullanmıyorum. Ancak bana diyebilir misin New York ormanlık bir alandır diye?
1, o "park" dediğin ormanın kendi ekosistemi bile vardır ve bildiğin ormandır hatta kendi park rangerları bile var. Oraya yapılabilen tek binalar 19yyda yapılmış birkaç tanecik küçük binalardır. Oda tarihi değerleri yüzünden yıkılamıyor.
2, New York Şehri'nin yıllık geliri TÜRKİYEDEN FAZLADIR ve o park imara açılsa kazanacakları parayı tahmin bile edemiyorum. Yinede Amerikan başkanı, New York valisi ve New York Şehri başkanı gelse, biz burayı imara açacağız dese bile açamazlar.
Fox Mulder said:
Ancak sen Çin'den ABD'den bana şu şehri böyle ekosistemle uyumlu, bu şehri böyle ekosistemle uyumlu diye örnek verirsen bir elin parmaklarını geçmez. Pekin tabiki uyumlu olacak ulan Dünya Kentlerinden çünkü.
Pekin uyumlu filan değil. Pekini bok götürüyor dışarı çıksan kanser olursun ama o Pekin yüzünden bugün Çinliler akıllandılar bu gün çevreci enerjiye ve dengeli gelişime en büyük yatırımı yapan ülkeler. Şangay bu sayede temiz, Shenzen de. Ama Çinde evet bir elin parmaklarını geçmez.
He ama Amerika için yine sallamışsın, Amerikada Detroit bile senin hayal edemeyeceğin kadar yeşildir. Ben Amerika için en az yeşil olan şehirlerde yaşadım oradan biliyorum. Kıçı kırık çöldeki bir trash yerlere bile gitsen, yeşildir her yer.
Fox Mulder said:
Bizdeki gibi rahat rahat değil yayıla yayıla otursunlar konutlarda. (Bunu da genel kavrama vurmayacaksın umuyorum ki istisnalar dünyanın her bucağında var.)
Bizde rahat rahat yaşamak yok, rahat görmemişsin sen o zaman. Tipik Türk halkı, apartman dediğimiz kutucuklarda yaşar. Rekreasyon diye koşu alanlarında mangal yapar, otoban kenarlarında piknik.
Fox Mulder said:
Kaldı ki sen bugün hangi mimara, hangi inşaat mühendisine gidip "İnşaat sektörü ne zaman biter?" diye sorarsan sana şu cevabı verir; "İnsanlar üremeye devam ettiği sürece bu sektör bitmez." Ben bu yanıtı Bekir Ünver'den tut İbrahim Dumankaya'ya kadar bilindik bilinmedik çoğu mimardan ve mühendisten duydum.
Yani örnek mi bu şimdi, Dumankaya dediğin adam şu İstanbuldaki ormanların en büyük sömürücülerinden değil mi? İnşaat sektörünün bitmesine gerek yok, insanlar aştı artık bunu. Sustainable Development dediğimiz şey boşu boşuna yok.
Fox Mulder said:
Kaldı ki tekrar şu okumadığın yerde belirttim, İstanbul'da Okmeydanı, Kaynarca gibi yerlere plaza yapmaktansa insanlar ormanlık alanlara yapmayı tercih ediyor. Allah aşkına Zeytinburnu gibi bir semtin insanlarını aşağı yukarı tahmin edebiliyorsundur sence ABD ile bir mi? İkiside insan ancak ülkenin durumu bu insanları da açık bir konum farkına yerleştiriyor. Gece Pendik'te yürümeyi geç çıkıp bir sigara içmeye korkarsın. Benim karşılaştırdığım yer bu. Devletin bu tür semtlerle ilgilenmemesi başta İstanbul'da gecekondu sorunu yaratıyor. Gecekondular görüntüyü bozuyor ve çarpık kentleşmenin baş etkeni oluyor.
Eminim Manhattanda çalışan biri lüks evinin Long Island da değilde Central Parkta olmasını ister. Ama allameyi cihan bile olsa yapamaz bunu.
İstanbul iyiye filan da gitmiyor, şu yukarıdaki ormanlarda gitsin bir Pekin olup çıkacağız. Nefes bile alamayacaksınız, maske ile gezmek zorunda kalacaksınız şehirde. Küçük kutu evlerde yaşayıp, küçük kutu gibi arabalarınızla ya trafikte duracaksınız yada otobüste akraba edineceksiniz. Göreceğiniz tek ağaç ya o muhteşem ve uzak "korularda"  ya otoban kenarlarında yada sahilde olacak. Tabi zengin olup kendinizi halkın geri kalanından soyutlamazsanız. Hazırlıklı olun bunlara.
 
Back
Top Bottom