Rüzgarın Adı~Patrick Rothfuss

Users who are viewing this thread

Dün gece ilk cilt bitti.Gün boyu etkisinde kaldım diyebilirim.İkinci cildine bu akşam başlamayı düşünüyorum.Kitabın arka kapağında yer alan ''Trebon'u yakıp kül ettim'' sözü çok harika bir sahneye sahip.
 
İki kitabı da okudum, gerçekten çok sağlam seriydi. 3. kitap ne zaman çıkar acaba? Ayrıca 3 kitapla da kalmaz bana sorarsanız, kalan kısmı bir kitaba sığdırmayı bir kenara bırakalım, şu an hikaye devam ederken bile olaylar son bulmuş değil.
Süregelen savaşı durdurjak için kesin bir şeyler yapacaktır diye düşünüyorum.
Seri 5 kitaba kadar bile uzanabilir.
 
Sonunda okumaya başlayabildim.

Bugün yaklaşık 500 sayfa okuyarak ilk kitabını bitirdim, yarın da ikinci kitabını bitirmeyi düşünüyorum. Dedikleri gibi akıcı ve sürükleyici bir kitap. Aynı tür diğer kitaplardan ziyade okuyanı yormuyor. İkinciyi bitirdikten sonra uzun bir inceleme yazmayı düşünüyorum.
 
Kitabı bitirdim. Seriyi ve evreni çok beğendiğim için daha ilk kitabın yarısında iken ikincisini sipariş etmiştim. Evren çok fazla detaylı olmayıp sade olmasının yanında etkileyiciydi. Kahramanları çok beğendim. Umarım üçüncü kitap için fazla beklemem gerekmez.
 
Patrick Rothfuss eğer kitaplarımı sadece bir kez okuduysanız çoğu şeyi kaçırmışsınız demektir demiş. Birinci kitapta ikinci kitaba çok fazla foreshadowing olduğunu söylüyor insanlar, birinci kitabı okurken haliyle ikinci kitabı okumamış olduğumuzdan çoğu havada kalıyormuş ve ikinci kez okununca daha çok değeri biliniyormuş insanların dediklerine göre. Ben de anneme söyledim evden gelirken orada bıraktığım kitapları getirecek, tekrardan bir kez daha okuyacağım.

Ben serinin daha gidecek çok yolu olduğunu düşünüyorum, sadece 1 kitapla noktalanacak olması biraz korkutuyor beni açıkçası. Gerisi spoiler

Serinin en az 2 kitaplık yolu var daha bence, hem bu hikaye yazma olayı bittikten sonra günümüz Kvothe'sinin de ününü şanını şöhretini tekrar reclaim edip günceldeki olaylara karışmasını istiyorum. Ama işte tüm bunlar bir kitaba sığar mı, sığmaz. Hem daha Kvothe'nin yapmadığı çok şey var, chandrialılarla yüzleşmesi, neden günümüzde bağ kuramıyor oluşu, kralkatili ünvanını neden aldığı, Denna ile olan ilişkisinin nasıl sonuçlandığı, Bast ile nasıl tanıştığı, Felurian ile tekrar görüşüp görüşmeyeceği vsvs. çok şey var.
 
Bu hikaye bir üçleme olacak. O değişmez muhtemelen. Ama Patrick Rothfuss evrenin burada bitmeyeceğini söylüyor. Yani Tolkien hesabı gibi bir şey olur muhtemelen, evrende geçen yeni seriler gelir. Medeniyet'te Ulu Taborlin kadar yer edinmiş olan Kvothe hakkında da ufak hikayeler sıkıştırılabilir araya.

Denna ile olan ilişkisi umutsuz bir aşk hikayesi olacaktır, kız ölür falansa bu dramayı yüreğim kaldırmaz. Çok romantik olduğundan falan değil, Kvothe'nin Denna'nın peşinden koştuğu sırada bir çok fırsatı ve kızı geri çevirdiği için.
 
Kitapları 2. defa okudum ve neredeyse ilk seferki kadar zevk aldım ya. Çok güzel bir seri cidden. Şimdi de Zaman Çarkı serisini okuyorum 3. kitabın ortasındayım. Bu seriyi okuduktan sonra çok yavan geldi. Her yerden eksikmiş gibi. Bu arada ben ikinci defa okuduktan sonra serinin 3 kitapla bitmeyeceğine emin gibi bir şeyim. Ya da yazarın aylaklık etmesi dışında buna uğraştığı için bitmediğini düşünüyorum. Bir de eski de olsa şu röportajı görünce bundan bayağı emin oldum.



-Soru:The Kingkiller Chronicle’ı (Kralkatili Güncesi) daha en başından beri üç kitaba bölünmüş üç günü anlatacak şekilde mi planlıyordun? Yoksa bir kitap olarak başlayıp sonradan mı böldün? Nedir bu işin aslı?

Rothfuss: En başından beri bir planım olduğunu varsaymak büyük bir hata olur. Yalnızca yazmaya başladım ben. Planım falan yoktu. Ne yaptığımı bilmiyordum.

Yıllar ve yıllar boyunca, bunun kafamdaki ‘O Kitap’ olduğunu düşündüm. Tek ve büyük bir hikâye gibi geliyordu bana. Eninde sonunda, ciltlere bölünmesi gerektiğini fark ettim.

Üçün güzel bir sayı olması hariç, neden üç kitabı seçtiğimi söyleyemem. Bir nevi klasik sayı bu. Ama hikâye bu formatla gayet güzel geçinip gitse bile, keşke daha küçük parçalara bölseydim diye düşünmüyor değilim. İkinci kitapta çok fazla olay var. Diyelim ki bu üçlemeyi on kitap olarak yazdım; her biri daha kısa ve kendi içinde bütünlüklü olacaktı. Daha ziyade Dresden Dosyaları gibi.

Gerçi bu anlamsız bir düşünce. Daha küçük ciltler halinde yazsaydım eminim, “Ah, bunları daha büyük kitaplar hâlinde yazsaydım birbirinin içine geçmiş olay örgüleriyle daha çok oynayabilirdim!” diye düşünüyor olacaktım şu an.


Rothfuss: Yayımcım DAW gerçekten bir uzun kitap dostu. Büyük olasılıkla uzun kitaplarla arası en iyi olan yayınevidir. Etli, büyük fantezi kitapları revaçta değilken bile Tad Williams’ı yayımladılar. Rüzgarın Adı’nın 250,000 kelime olmasını umursamadılar bile. Bu, yeni yazarların ilk kitapları için nadiren elde edebildiği bir özgürlük.

Bunun yanında ikinci kitabın uzunluğu konusunda biraz endişelendim. Büyüyüp durdu. Sonunda Betsy’yi aradım ve uzunluğun bir problem oluşturup oluşturmayacağını sordum.

Başta sadece güldü geçti. Ancak sonra ben ona SAHİDEN uzun olduğunu söylediğimde, “Biraz araştırma yapmama izin ver,” dedi. İki gün sonra beni geri aradığında en uzun ciltsiz kitabın yaklaşık 420,000 kelime olduğunu ve bunun altında kaldığım sürece sorun olmayacağını söyledi.

Buna karşılık olarak tek söyleyebildiğim, “En uzun kitaptan daha kısa yazmak mı? Neden olmasın, bunu başarabilirim!” oldu.


Buradan anladığımız üzere yazar kitabı ciltsiz basılabilecek kadar kısaltmak konusunda sıkıntılar yaşıyor. Ve üç kitap derken öylesine demiş. Belki sadece buna uymaya uğraşıyordur ama bozsa da çok sıkıntı olmaz. Belki de her iki ihtimale uygun bir kitap yazmaya çalışıyordur. Bitti dense de okey, daha sonra devam dense de okey diyeceğimiz bir son gibi bir şey. Neyse yeter artık Allah'sız çıkar şu kitabı.
 
Ben rothfuss'un yarattigi karakterleri ve hikaye orgusunu sevsem de, yarattığı dünyanın bir türlü içine giremedim. Sanki dünya sadece karakterlerin var olabilmeleri için oluşturulmuş, hikaye nereye giderse ona göre sekillenen pek bir agirligi ve önemi olmayan bir şey gibi hissettirdi bana okurken. Dunya, karakterler kadar detaylı ve ince islenmemis bence.
 
www.bookdepository.com ve amazon.com da aynı anda 20 Ağustos 2020 olarak 3. kitabın satış tarihini yayınlanmış. İkisi de son derece saygın siteler. Doğru olduğunu varsayabiliriz sanırım.
 
oooo o zaman kitapları baştan bir okusam mı ya unuttum biraz

türkçeye çevrilmesi bu tarihe ek olarak sürer mi yoksa bu tarihte direk türkçe mi çıkar
 
Her ikisi de olabilir. Satış rakamlarına bakar. İyi satmışsa muhtemelen biz de aynı tarihlerde okuruz. Eğer değilse 2-3 ay gecikme girebilir.
 
Back
Top Bottom