Konunun son 2-3 sayfasını okuyup yazıyorum bunları, geri kalanını da okumak isterim ancak zamanım yok. Sadece bugün "Türkiye'de yaşayan Türk" dediğimiz zaman ne anlamamız gerektiğini çok güzel açıklayan bir kitap önermek istiyorum : Türkiye Halkının Ortaçağ Tarihi , Bilge Umar , İnkılap Kitabevi. Bence kahvede dönen yüzeysel muhabbetler, ya da evde babadan,amcadan duyulan sığ tarih tartışmlarıyla beslenmek yerine olaylara daha objektif ve gerçekçi bakmanızı sağlayacak bir kitap. Ama bu gayrete girmeyecekler için özetliyim yine de. İskender anadoluyu fethettiğinde anadolunun eski halkları (hitit,grek,urartu,pers..vs ) kültürel olarak Helenleşti (rumlaştı) ve Türkler geldiklerinde anadolu halkına Rum dedi. Aslında anadolunun eski halkları buharlaşıp yerine binlerce grek gelmemişti sadece Helen kültürü bu insanları siyasi ve kültürek olarak yeniden kodlamıştı. İşte aynısı Türkler anadoluyu fethedince yine yaşandı ve anadolu halkları bu sefer de siyasi ve kültürel olarak türkleşti. Yani yine anadolu halkı savaşlarla, ya da köle ticaretiyle ya da kovularak buharlaştırılmadı, birçoğu yerinde yurdunda kaldı, kimisi müslüman oldu 'türkleşti', kimisi türkçe konuştu 'türkleşti', elbette ortaasyadan gelen türklerle de birlikte anadolu Türk olarak kodlandı. Tabiki ilkçağdaki anadolu gen havuzuyla, günümüz anadolusunun gen havuzu arasında minör farklar vardır, ancak bu fark günümüz ortaasya gen havuzuyla, günümüz anadolu gen havuzu arasındaki major farklardan kat be kat küçüktür. bunu anlamak bu kadar da zor olmasa gerek etrafınıza bir bakın , gördüğünüz insanlar ortadoğu/akdeniz profiline mi daha benzer yoksa çekik gözlü mongoloid profile mi? Yani bugün bahsettiğimiz türklük siyasi ve kültürel bir yapıdır, ve bunu bilmek bizim ayrışmamıza,bölünmemize sebep olmaz.