Büyük Danimarka Krallığı Kurucusu Yüce Tur - B40 (SON!)

Users who are viewing this thread

Status
Not open for further replies.
7.Bölüm sizlerle.


Kral Tur, katıldığı ilk büyük muharebe de neler yapacaktır!
Onu ileride ne gibi tehlikelerin beklediği ise bilinmemektedir!
Krallar Kralı olmaya şimdi bir adım daha yakındır!



21 Eylül Günü -Jönköping Muharebesi-
Yıl 823


Subutay ve 5 Berserk gözcülük yaptığı ormandan geri döndü.Kral Tur'a haber vermek üzere Subutay yanına gitti.
+''Kralım, ormanın tümüyle bizi gören yollarını kontrol ettik herhangi bir pusu kurulmamış geçebiliriz''
-''O zaman artık gidebiliriz! Kan ve Ganimet için ne güzel bir gün!''

Kral Tur, Orduya toplanmalarını emretti ve hemen yola düştüler.
Yapılan düzenlemeye göre Ön Saflarda Berserkler olacak ve ön saflardan sorumlu olarak Subutay bulunuyor.Ordunun dağılmasını engellemek ve uzaktan saldırı için sorumlu olan komutan ise Erik.
Kral Tur ise bu savaşa bizzat katılacak.Ormandan geçtikten sonra Kentin kapısının önüne kadar geldiler.Kentin kapısını fazla savunacak adam yoktu askerlerin yarısı Bankeryd'e söylenti üzerine gitmişti.
Kral Tur, Erik'e emir verdirdi ve hızlıca ok atışlarıyla her biri tek tek düştü.Kentin kapısı artık boş olduğundan Kral Tur emir verdi.
''SALDIRIN!''
Kral Tur'un emriyle 5.000 Asker aynı anda kentin kapısını kırıp içeriye saldırmaya başladı, baskın olduğu haberini alan Jönköping ordusu habersiz yakalandığından, ani bir şekilde karşılık veremediler.
Ordu Komutan Yardımcısı Sjjalend hemen emir verdi
''Asker dışında kim varsa dışarıda hemen kiliseye kapatılsın!''

Kral Tur'un ordusu kana susamış bir şekilde saldırıyordu, gördükleri her çoçuk ve kadını öldürüyor.Askerlerin ise kafasını kesiyorlardı.
Bu sırada Kral Tur, Subutaya emir verdi
''Subutay! Berserkleri al ve Ordularının Karargahına git, kentin içine karışmalarına izin verme! Hemen!''
Subutay emri hemen uygulamak için Berserk ile birlikte karargaha doğru koşmaya başladılar.
Ama geç kalmış olacaklar ki karargahta kalan 750 asker hazırlanıp saldırıya geçtiler.
Subutay bu ansızın gelen saldırı karşısında ne yapacağını bilemedi.
Hemen bağırdı
''Skjaldborg!''(Kalkan duvarı)

Berserkler ve Subutay hemen kalkan duvarı pozisyona geçti gelen okların etkisi ile Berserkler kayıp vermiş olsa dahi okları savuşturmayı başardılar.
Şimdi sırada göğüs göğüse çarpışma vardı.Kral Tur durumun farkına vardı ve Erik'e hemen emir verip kendi korumaları ile Subutay'a yardıma gitti.
+''Erik! Kim varsa katlet, ganimetleri al ve askerleri yaşatma! Filolar ile kaçmalarına da izin verme!
-''Emredersiniz Kralım.''
-''SALDIRIN!''

Kral Tur ve korumalarının sayısı 40 kadardı ancak her biri özel eğitimli askerlerdi.Kral Tur'da eğitimini zamanında Danimarkanın en iyi savaşcısı ve komutanı olan Erik'den almıştı.
Subutay ve Berserkler düşman ile göğüs göğüse çarpışıyorlardı, Berserkler savaş alanında gösterdiği acımasızlık ve korkusuzlukla düşmanlarının yüreğine dehşet saçması ile ünlüydü.
Kan gövdeyi götürüyordu, Subutay ise ustalaşdığı okçuluk ile düşman askerlerinin yaklaşmasına dahi izin vermeden tek tek indiriyordu hepsini.
Sonunda Kral Tur gelmişti Subutay'a desteğe, Kral Tur'un da geldiğini görünce askerlerin morali daha da yükseldi ve her biri daha çok acımasızlaştı.
Kral Tur bizzat savaşmak istiyordu, tek elinde kılıç tek elinde balta taşıyan Kral Tur kendine özel olan bu teknikte ustalaşmıştı.
Karşısına kim çıkarsa her birini gebertiyordu, öyle bir sertlikle saldırıyordu ki saldırdığı askerlerin kalkanı kırılıyordu.

Ansızın gelen bir darbe ile Kral Tur şaşırdı ve dengesini kaybetti. Ordu Komutan Yardımcısı Sjjalend, Kral Tur'a doğru çok hızlı bir şekilde mızrak fırlatmıştı. Kral Tur tam olarak sıyrılamasa da ölümcül bir yara almaktan kurtuldu.
Dengesini kaybetti, yere düştü tam karşısından gelen Sjjalend, Kral Tur'a doğru bir darbe indirecekti ki birden çocuk asker olan Christian kılıç darbesi ile Sjjalend'i savuşturdu.
Kral Tur hem şaşırdı hem de mutlu oldu, kendisi için savaşıp öleceğini söyleyen Christian onu kurtardığı için.
Kral Tur hemen toparlanmaya başladı ve ayağa kalkıyordu ki birden yüzüne doğru kan geldi, kafasını kaldırıp baktığın da ise Christian, Sjjalend tarafından öldürülmüştü.
Tur gördüğü bu manzara karşısında ani duygu değişimleri yaşadı.Aniden üzülürken bir anda birden öfkelendi ve hiç beklemeden büyük bir hız ve ustalık ile Sjjalend'e öldürücü bir darbe indirdi.
Sjjalend yere düşmüştü ama bu Tur için yeterli değildi, yerden baltasını aldı ve Sjjalend'in kafasına defalarca sapladı, Bunu fark eden Askerler ve Subutay bu görüntü karşısında Tur'dan korkmuşlardı.
Kral Tur hemen askerlerine emir verdi
''SALDIRIN!''
''HİÇ KİMSEYE MERHAMET ETMEYİN''
''KİMSEYE ACIMAYIN''
Askerler kralın bu emri ile beraber sevinç çığlıkları ile beraber savaşıyorlardı.Subutay ise hemen Kral Tur'un yanına geldi.
+''Kralım, iyi misiniz? Siz... Yaralanmışsınız!''
-''Christian.. Beni korurken öldü.. Şimdi onun ve diğer askerlerimin öcünü almalıyım Subutay!''
-''KİMSEYE ACIMA''

Subutay kralın bu kararlığını gördükten sonra bir şey diyemedi ve çok hızlı atışlarla düşmanları indirmeye başladı.
Bu Sırada Erik ise  Kent de Kilise harici her yeri yakıp yıkmıştı.
Kilisenin ise kapıları kilitliydi ve içeride insanlar vardı.Kapıların kırılmasını emretti ve biraz uğraşıldıktan sonra kapılar kırıldı.
Kapılar kırıldıktan sonra Erik hemen bağırdı
''Kadınları sağ bırakın, geri kalan herkesi öldürün!''
Askerler bu emiri gülerek yerine getirdiler.
Kadınlar sağ bırakıldı ve köle olarak götürülmek üzere sıraya dizildiler.Bu sırada Erik'de Kilise de bulunan ganimetleri aldı.
Altın ve Gümüş Paraların yanı sıra, bilezikler ve küpeler de vardı.Erik bu durum karşısında memnun kaldı ve bunların hepsini götürmek üzere hazırlattı.

Bu sırada Kral Tur ise geriye kalan tüm düşman askerlerini öldürmüştü.
Ancak birisi hariç, bu genç, görünümü ve yeteneği ile dikkat çekmişti savaş sırasında.
Kırmızı saçlı, sarı sakallı olan bu genç, bir çok askerin arasından sıyrılan yetenekli birisiydi.
Kral Tur onu kendi kölesi olarak aldığını belirttikten sonra geri döndüler.

Kral Turun ilk muharebesi böylece başarı ile sonuçlanmış oldu!
Kralların Kralı olmaya bir adım daha yakınlaştı!
 
Merhaba arkadaşlar, 8.Bölüm sizlerle.

Kral Tur İlk Muharebesini kazanmış ve başarı ile Krallığına dönmüştür.

Desteklerinizi ve eleştirilerinizi bekliyorum. İyi okumalar!

22 Eylül Sabahı
Yıl 823


Kral Tur girdiği ilk muharebeden zafer ile ayrılmıştı, ganimetler toplanmış kilise de ki kadınlar köle olarak alınmıştı.
Asker muharebeyi kazanmanın sevincini yaşıyordu.Jönköping'de kalan 1.500 askerin hepsi öldürülmüş ve sahipsiz kalan 45 filo da Kral Tur'un ordusuna geçmişti.
Kral Tur ise savaşın içinde gördüğü diğer askerlerden farklı olan kırmızı saçlı ve sarı sakallı gençle konuşmaya başladı
+''Kimsin sen? Adın nedir?''
-''Bunu neden söyleyeyim?''

Bu laftan sonra Subutay genç'e çok sert bir yumruk atar, yumruktan sonra genç lafına devam edemez.
Kral Tur lafa girer
+''Sana zarar vermek gibi bir niyetim yok, ama bana alışsan iyi edersin, bundan sonra benim emrimde olacaksın ve terbiyen için ne gerekirse yaptıracağım!''
+''Şimdi belki en azından bana ismini söylersin.''

Genç önce susar ancak bunun da bir çare olmadığını anlayınca ismini söyler
-''Adım.. Benim adım Altair''
+''Güzel, konuşmaya başlamışsın en azından, anlat kimsin sen ve ne arıyordun ordunun içinde?''
-''Jönköping'de doğup büyüdüm, Babam askerdi ama 1 yıl önce hastalıktan öldü, annem ise beni doğurduktan hemen sonra ölmüş.Babamın emanetine sahip çıkmak için orduya girdim.''
+''Peki ya böyle yetenekleri nasıl elde ettin? Mutlaka bir şey olmalı.''
-''Babam beni küçüklüğümden beri eğitir, her gün yaptığım eğitimler sayesinde bu hale geldim.''
+''Şimdi belli oldu neden böyle yeteneklerinin olduğu, merak etme sana asla zarar vermeyeceğim hatta bana İsveç'in şehirleri ve ordusu hakkında bilgi verirsen benim savaşçılarımdan bile olabilirsin''

Altair şaşırdı, daha yeni tanıştığı bir adama üstelik düşmanına nasıl böyle güvenirdi, lafa girdi
-''Ama ben senin düşmanınım?''
+''Doğru, düşmanımdın ancak bu kent hala ayakta iken insanları ölmemiş iken düşmanımdın, şimdi düşman olmamız için bir sebep yok''
Altair katılıyordu Kral Tur'a ve onun heybetinden ve zekasından da etkilenmişti.Konuşmaya başladı
-''Peki sana istediğin tüm bilgileri vereceğim ancak bana özgürlüğümü geri vereceksin.''
+''Özgürlüğünü geri veririm elbet, tabi bana sadakat yemini edersen.''
Altair'in başka şansı yoktu, bu bataklıktan kurtulmanın tek yoluydu ve belki daha mutlu olurum umudu ile kabul etti.
-''Pekala, sana sadakat yemini edeceğim.''
Altair sadakat yemini ettikten sonra, Kral Tur kalan 4.220 Asker ve 165 filo ile Danimarkaya geri dönmek için yola çıktı.



23 Eylül Sabahı
Yıl 823

Kral Tur Danimarka'ya döndüğünde tüm Halk sevinç içine boğuldu, her biri bağırmaya başladı
''ÇOK YAŞA KRAL TUR!''
''ÇOK YAŞA KRAL TUR!''
''ÇOK YAŞA KRAL TUR!''

Kral Tur gördüğü bu eşsiz manzara karşısın da heybetini bozmadı ve sarayına doğru yol aldı.
Sarayına girdiğinde annesi Kraliçe Mariana onu karşıladı.
+''Oğlum, zaferlerin ve kahramanlık hikayelerin ile döndün bize, Öden Ata sana güç versin!''
Kral Tur annesinin alnından öptü ve şöyle dedi
-''Merak etme anne, Atamız Odin benim yanımda!''

Kral Tur odasına çekildikten sonra Subutay ve Altair'i çağırdı.Subutaya emir verdi
+''Subutay, Altair'in okçuluk eğitiminden sen sorumlusun, aynı şekilde ona Danimarkanın Kurallarını öğret ve bana olan sadakatini sağlamlaştır.''
+''Kılıç ve balta eğitimi almasını da sağla onunla ise Erik'in eğittiği Berserk Gujdavie ilgilensin''
-''Emredersiniz Kralım''
Subutay emirleri dinledikten sonra Altair ile beraber odadan çıktılar.

Artık Kral Tur'u daha da güzel bir gelecek bekliyordu!
 
An itibariyle İngilizce Forumda ki bazı dostlarımın ve insanların isteği üzerine, İngilizce tanıtım ve işleyiş eklenmiştir.
Türkçe bitirdiğim vakit  bölümleri İngilizce'ye çevireceğim.
 
Bölüm 9 Sizlerle.
Desteklerinizi ve eleştirilerinizi bekliyorum.
Günler günleri kovaladı, Kral Tur İstikrarını arttırıyordu.Halk ve Ordu ondan memnunlardı ve Kral Tur'un hikayelerini duyanlar onun için Danimarka'nın gelmiş geçmiş en büyük Kralı diyorlardı.
Nihayet Kral Tur istediği duruma ulaşmıştı, şimdi ise verdiği sözü tamamlamak kalıyordu geriye.


1 Ocak
Yıl 824


Geçen aylar Kral Tur'un neler yapmak istediğine daha da yardımcı oldu.Tur kesin bir kararlılık ile açtığı yolda yürüyordu.Ordunun morali en yüksek şekildeydi.Halk ise refah kalitesi olarak varlıklı hale gelmiş şekildeydi.
Hastalık ise yok denecek kadar azdı.Kral Tur'un kahramanlıklarını duyan insanlar Tur'un ordusuna katılma kararı aldılar,Katılan insanlar ile beraber Tur'un ordusu 15.000'i geçmekteydi, filosu ise batılılar ile elde edilen ilişkiler sayesinde sayısını arttırmakta ve refah kalitesinin düşmemesi için ticaret gemileri yapılmaktaydı.
Subutay da Kral Tur'un savaşcılığından ayrılmış, Kral Tur tarafından kendi ordusuna komutan olarak yerleştirilmişti.Altair ise aldığı eğitimleri tamamlamak ile beraber, Kral Tur'un savaşcısı ve casusu haline büründü.
Kral Tur, sadece ordusunu ve halkını mutlu edip güçlendirmek ile kalmıyor, etrafında ki insanları da güçlendirip kendisi de güçleniyordu.
Kral Tur'un batıya açılmasında ki tek engel İsveç'di, ve en yakın zamanda ortadan kaldırması gerekiyordu.
Batıdan gelen tüccarlardan duyduğuna göre, batıda Britanya adında bir krallık var.
Kral Tur ise bu krallığı merak ediyordu.Onu yakın zamanda yeni fetihler bekliyordu!

Kral Tur, hanedan balkonuna doğru çıktı ve tüm Danimarka'ya baktı.Ne kadar büyümüş ve gelişmiş olduğunu bir kez daha fark etti.
Bu manzarayı görmek ona güç ve mutluluk veriyordu.Daha da güzel manzaralar elde edebileceğini biliyordu bunun için batıya sefer düzenlemeliydi.
Ancak en büyük sorunu ise İsveç'in ona engel olmasıydı.Kral Tur Altair ile aylar boyunca planlar yapmış, takip edeceği kıyı şeridlerini ayarlamış ve askerlerini buna göre eğitmişti.
Kazandığı ilk muharebenin de etkisi ile daha fazla muharebe kazanmak istiyordu.O Krallar Kralı Tur olmak istiyordu.

Kraliçe Mariana ise Sigunderik'i yanına yardımcısı olarak almış bulunmakta ve onunla Halk ve Çiftçinin dertlerini dinleyip çözüm buluyordu.
Halk ve Çiftçiler Kraliçe Mariana'yı bol bol anıyor ve ona şükranlarını sunuyorlardı.

3 Ocak
Yıl 824


Kral Tur'un büyükbaba olarak adlandırdığı Ordu Komutanı Erik hayata gözlerini yummuştu, Kral Tur bu durumdan oldukça rahatsız oldu çünkü hem Komutanını hem de Büyükbabası'nı kaybetmişti.
Kral Tur usüllere göre cenazesinin yapılmasını emreder.
Bir set'in içerisine önce Erik konulur daha sonra ise Erik'in daima yanında bulundurduğu eşyası olan Kılıç'ı koyulur, ayrıca ordu tarafından bağlılıklarını göstermek adına altın ve gümüş para da içerisine konulur.
Daha sonra set denizin üstünde yol almaya başlar.Ok atışını ise Kral Tur yapacaktır.
Kral Tur yayını alır, oku geçirir ve yakılması için uzaklaşmasını bekler.
Ancak Kral Tur, Erik uzaklaşmadan arkasından şu sözleri söyler
''Merak etme Büyükbaba, sevgili dostun Babam Frenderik'in yanına git ve kahramanlık hikayelerimi anlatmam için beni bekle''

Bu sözleri söyledikten sonra oku bırakır ve Erik set ile birlikte yanar.
Ordunun morali düşmüştür ancak Kral Tur orduya yeni bir haber verir.
''Bundan böyle tüm ordunun komutası, Subutay ve onun yardımcısı Altair'in emrindedir''
Ordu komutansız kalmadığı için sevinir ve başlarına iki yetenekli komutan geçirildiği için moralleri yükselir.
Kral Tur tekrardan doğru adımlar atmış ve istikrarını bozmamıştır.
Ancak gelecek günlerde onu çok daha fazla sorun beklemektedir!
 
Hadi bakalım.Bayağı ilerledin sen bu işte :grin:.Başarılar.30. bölüme kadar gider herhalde bu arada başlığı (BÖLÜM 9) olarak değiştir.  :fruity:
 
Şu anda aklıma geldi.Kral Tur bir savaşta mağlup olsun esir düşsün Altairle Subutay onu kurtarsın.Allah'ın izniyle Dörtyol Hanı'nı biz dirilticez!Boneless'de hikayesine devam etse güzel olur aslında.  :cool:
 
HemŞehri(huseyinotlu12) said:
Şu anda aklıma geldi.Kral Tur bir savaşta mağlup olsun esir düşsün Altairle Subutay onu kurtarsın.Allah'ın izniyle Dörtyol Hanı'nı biz dirilticez!Boneless'de hikayesine devam etse güzel olur aslında.  :cool:
Bilmem, göreceğiz bakalım belki olur belki olmaz o konu :smile:
İnşallah diriltiriz tabii ancak 30 gün banın kalktığı vakit daha çok şansımız olacak.
Banın kalkmasını bekliyorum :party:
 
Hikayeni okumadım ama çaban takdire şayan. Bir zamanlar bende böyle uğraştım. Ama bunun boşa olduğunu görmemle son buldu. Umarım başarırsınız.  Ben Dörtyol Han'ından pes ettim.
 
Boneless said:
Hikayeni okumadım ama çaban takdire şayan. Bir zamanlar bende böyle uğraştım. Ama bunun boşa olduğunu görmemle son buldu. Umarım başarırsınız.  Ben Dörtyol Han'ından pes ettim.
Teşekkürler, inaniyorum ben tekrardan dirilecegini.
Bu konuya yönelik yaptığım adımlar başarıya ulaştı az da olsa canlandı.
Hikayemi de devam ettireceğim.
Siz de pes etmeyiniz, inancınizi kesmeyiniz.
 
Merhaba arkadaşlar, 10.Bölüm sizlerle.

Danimarka Krallığını ne bekliyor bilinmemektedir!
Tanrılar ise Kral Tur'u fark eder.

Eleştirilerinizi ve desteklerinizi bekliyorum.
İyi okumalar!



9 Ocak
Yıl 824



Kral Tur, aylar önce yaptığı saldırı ile İsveç ile bağlantısı olan Kent'in bel kemiğini kırmıştır.
Kent hala ayakta iken Ordu Komutanı olan Haebslyt hava şartları yüzünden Jönköping'e ancak ulaşmıştır.
Geldiğinde ise gördüğü manzara onu göz yaşları içine boğmaktadır.Donmuş insan cesetleri bir yana tecavüz edilen kadınlar ve öldürülen çoçuklar da manzaraya epey destek olmuştur.
Haebslyt gördüğü bu manzara karşısında bağırmaktan kendini alamaz
''KRAAL TUR! SANA BUNU ÖDETECEĞİM! DUYDUN MU BENİ ADİ KÖPEKKK! SANA BUNU ÖDETECEĞİM!!''
Görülen bu manzara, Haebslyt'in ordusunun da moralini bir hayli düşürmüştür.
Derhal askerlerine emir verir
''PRENSİN YANINA GİDİYORUZ! BANKERYD KENTİNE GERİ DÖNÜYORUZ!''
Ordu düşen morale rağmen kendilerini kurtarabilecek tek kişinin Prens olduğunu biliyor ve bundan dolayı onun yanına gitmek için hazırlanmaya başladılar.
Hazırlandıktan sonra yola çıkan Haebslyt ve Ordusu Prens'in yanına ulaşınca Kral Tur'u neler bekliyor bilinmemektedir!

Kral Tur ise bu olayların olduğu sırada bir rüya görür, rüya da Atası Odin ona içi kan ile dolu altın tas verir.
Kral Tur hiç şüphe dahi etmeden bu kan ile dolu altın tası içer.İçtikten sonra ise gözlerini bir anlığına kapatır ve açtığında gördüğü manzara cehennemden farksızdır.
Danimarka yanmakta, Kraliçe Mariana'ya tecavüz edilmekte, Kral Tur'un yakın adamları Subutay ve Altair İsveç ordusu tarafından defalarca yaralanmaktadır.
Ordusu ise tümüyle yok edilmiş,Kadınlar,çoçuklar,yaşlılar, çiftçiler ve balıkçılar öldürülmüştür.
Dönüp Hanedan Balkonuna baktığında ise İsveç'in Çoçuk Kralı ve onun arkasında annesi vardır.Tam onlara koşmak üzereyken kendisine doğru bir mızrak atılır, bu mızrağı atan ise İsveç'in Talihsiz Prensi olarak adlandırılan Prens Ivare'dir.
Kral Tur kendisine mızrak saplandıktan sonra terler ve çığlıklar içerisinde uyanmıştır.
Çığlıkları duyan Altair hemen Kral'ın yanına koşmuştur
+''Kralım, iyi... misiniz? Bir şey mi oldu? İyi misiniz siz?''

Kral Tur gördüğünün rüya olduğunu farkettiğinde asabi bir şekilde Altair'e şu emri vermiştir
-''ALTAİR! GİT VE İSVEÇ DE Kİ CASUSUMUZDAN BİLGİ AL, KÜÇÜÇÜK BİR DETAYI DAHİ BİLMEK İSTİYORUM HEMEN!
Altair, Kralın emri üzerine İsveç de bulunan casus Hermsteing'in yanına bir ulak yollar.

Kraliçe Mariana ise Kral Tur'un çığlıklarını duymuş ve Sigunderik'e hemen neler olduğunu öğrenmesini istemiştir.
Sigunderik öğrenip, Kraliçe Mariana'ya anlattığında ise Kraliçe, Kral Tur nasıl bir rüya görmüş merak etmektedir, ancak bunu soramaz olduğundan dolayı büyük bir keder içerisindedir.
Kral Tur, İlk Muharebesinden döndüğünden beri ayda bir Kraliçe ile konuşmak durumundadır.Uygulamaya çalıştığı planlar ve Krallığına yeni yerler eklemek istemenin fedakarlığı budur.

Kral Tur'un Batıdan önceki ilk büyük hedefi başarı ile sonuçlanacak mıdır yoksa İsveç'in Talihsiz Prensi Ivare ve İsveç'in Kadın Dehası olarak adlandırılan Kraliçe Elizabeth, Kral Tur'u durdurmanın yolunu bulacak mıdır?
Bu soruların cevabı, Kral Tur'un kararlılığı ve insanlarına duyduğu güven ile cevaplanacaktır.
Tanrı Odin'in ise kendi topraklarında gerçekleşen savaşta kimin tarafında olduğu bilinmemektedir.
Tanrılar bu durumdan rahatsızdır ve kahinler aracılığı ile bir mesaj göndermek isterler.
Bu mesajlar ise bir sonraki bölümde ortaya çıkacaktır!

Danimarka Krallığı, ya yükseliş dönemine girecektir ya da sessizce topraklarında yaşamaya devam edecektir.
 
11.Bölüm sizlerle
Yeni bölüm yarın!
Tanrılar, Kral Tur için neler hazırlamaktadır bilinmemektedir!
Tanrı Odin ise kendi soyundan olan Tur'u görmek için hazırlanmaktadır!


10 Ocak Sabah
Yıl 824

Kral Tur gördüğü bu rüyanın üstüne maneviyatında derin arayışlara gider.
Babası Frenderik zamanında yapılan Sjælland Tapınağı'na gitmeyi düşünür ve hemen Altair'e kendi atı olan Sleipla'yı hazırlatmasını söyler.
Atı Sleipla hazırlandıktan sonra Altair ile birlikte gizlice Tapınağa doğru yol alırlar.
Sjælland Tapınağın'da Aesir,Asynjur,Vanir tanrılarının putları bulunmaktadır.3 büyük elma ağacına ise Nornların isimleri yazılmıştır.
Nors dini için yapılan bu eserler, babası Frenderik'in büyük bir dindar olduğunu kanıtlıyordu.

10 Ocak Öğlen
Yıl 824


Kral Tur ve Altair biraz yol aldıktan sonra Sjælland Tapınağı'na vardı.Kral Tur'un gitme amacı Atası Odin'in putuna gitmek daha sonra ona adak adamak ve Tapınakta ki kahin ile konuşmaktı.
Tapınağın içine girdiler, etrafta kahinlerin dışında bir kaç insan daha vardı.Baş kahin Odes gelenlere baktı, gelenin Kral Tur olduğunu anlayınca bizzat yanlarına gitti ve konuşmaya başladı
+''Yüce Kralım, Odin size ve savaşcılarınıza yardım etsin. Sizi Tanrılarımızın evine getiren nedir?''
Kral Tur Baş Kahin'e uzunca bir süre baktı ve daha fazla beklemeden lafa girdi
-''Seni görmeyeli uzun zaman oldu Odes, en son benim 16 yaşıma varamadan öleceğimi söylemiştin.''
Odes Kral'ın bu tavrına gülümsedi ve cevap verdi
+''Tanrılarımız sizin kaderinizi değiştirmek istemişler Kralım''
Kral Tur, bu konuşmadan sonra yalnız olmayı istediğini belirtti ve beraber Adakların yapıldığı yere gittiler.
Vardıkların da Kral Tur konuşmaya başladı.
-''Kahin, ben dün beni korkutan ve şüpheye düşüren bir rüya gördüm''

Kahin, kralın daha fazla konuşmasına izin vermeden hemen konuşmaya başladı
+''Her şeyi biliyorum Tur, Tanrılar bana her şeyi haber verdi.''
-''Demek Tanrılar da bu olayın bir parçası.''
Kahin tebessüm etti ve lafa girdi
+''Unutma Tur, senin kaderini belirleyenler onlar.Halbuki 17 yaşına varamadan ölecektin ancak Tanrılar yaşamanı istediler.''
+''Kim bilir, belki de Baş Tanrı Odin'e verdiğin söz için yaşıyorsundur.''

Tur, Kahine sert bir bakış attı ve konuşmaya başladı
-''Kaderimi öğrenmek istiyorum, bana kaderimi söyle''
+''Kaderini kendi ağzın ile söylemedin mi? Krallar Kralı Olmak''
-''Hayır, yalan söylüyorsun! Ya gördüğüm rüya? Onu öylece unutmalımıyım?
+''Tur, seni büyük savaşlar bekliyor ve Tanrılar bu savaşları kazanmanı istiyorlar.Ancak her an bu iyi dileklerinden vazgeçebilirler.''
+''Yaklaşan Dev'i durdur ya da öl!''
Bu sözleri söyledikten sonra Baş Kahin Odes uzaklaştı, Tur ise Odes'in ''Yaklaşan Dev'i durdur ya da öl!'' sözü ile ne demek istediğine bir anlam çıkaramamıştı.
Bu laflardan sonra Altair ile beraber Odin'in putunun yanına gittiler.Vardıktan sonra Tur, 5 yaşındayken babası ile geldiği vakti hatırladı.
Atası Odin adına Norseman Bar yakarken gözüne bir adam takıldı.Yeşil bir pelerin, bir şapka ve maske takan bu adam, babası Frenderik'in küçükken Tur'a anlattığı hikayede ki Tanrı Odin'e benziyordu.
Hikaye'ye göre Tanrı Odin, Midgard(Dünya)da ki olayları daha yakından takip etmek amacı ile Asgard'da Altından yapılan tahtından kalkar ve Midgard'a inerdi.Bir gözü kör olan Odin, insanların kendini tanımaması için ise gittiği her yere Yeşil bir pelerin, bir şapka ve bir maske takarak giderdi.
Kral Tur'un aklına bu hikaye geldikten sonra adama doğru koşmaya başladı ki, birden kayboldu.Etrafa bakındı ama adamı göremeyince bu durumun ne olduğunu çözemedi ve yaptığı ibadete devam etti.
İbadetini bitirdikten sonra ise Altair ile atlarına atlayıp geri dönmek için yola çıktılar.

10 Ocak Gece
Yıl 824


Kral Tur ve Altair Saraya vardıktan sonra, Kral Tur kendini Şarap'a ve Kuzey ışıklarına bıraktı.Derin düşüncelerin içine giren Kral Tur o gece kendini düşünmekten alıkoyamadı.
Kim bilir, belki de Kral Tur, Tanrıların desteği olmadan hedefinden bir adım daha uzaktadır.
 
12.Bölüm sizlerle.
Aradan aylar geçmiştir ve yeni zaferler Kral Tur'u beklemektedir.
Eleştirilerinizi ve desteklerinizi bekliyorum!

Teşekkürler.


14 Ocak
Yıl 824


Kral Tur bu konular sebebi ile derin bir yıpranma içerisindedir.Bu yıpranma Kral Tur'un davranışlarına da etki etmiştir.
Halk içerisinde gezerken, yanlışlıkla kendisine çarpan çoçuğa karşı kılıcını çekmiştir.Onu yaralamak için darbesini savururken Altair'in bağırmasıyla kendine gelmiş ve hızlıca sarayına dönmüştür.
Halk, Kral Tur'un bu davranışına anlam verememiştir.Bu olayı Kral Tur'a karşı kullanmak isteyenler olmuş ancak Kraliçe Mariana'nın küçük çoçuğu Danimarkadan yollaması ile bu amaçları başarıya ulaşamamıştır.
Kral Tur'un insanlara karşı olan merhameti artık yerini zalimliğe bırakmak üzeredir.Belki de bu sayede kimse beni tahtımdan indiremez diye düşünmekten alıkoyamaz kendini Tur.
Ancak orta da Kral Tur'un bu davranışlarından da daha büyük bir sorun vardır, Kral Tur'un bir çoçuğu yoktur ve bu hanedanı için büyük bir tehlike içermektedir.

Kraliçe Mariana ise bu durumları Kral Tur tahta geçmeden düşündüğü için Kral'ın eşi bellidir.Fransa Diyarlarından gelmiş olan Aceline'dir ismi soylu, asil anlamına gelen bu kızın ailesi Fransanın en zengin ailelerinden olan The Hermone ailesidir.
Kral Tur'a Aceline ile evlendirileceği söylendikten sonra, daha öncede tanıdığı için düşünmeden kabul etmiştir.
Kral Tur bir tehlikeyi daha böylece üzerinden kaldırmıştır!
Kim bilir, belki de doğacak çocuğu ondan daha büyük bir şöhrete sahip olacaktır!

18 Mayıs
Yıl 824


Kral Tur'un Aceline ile evlenmesinin üzerinden aylar geçmiştir.
Aceline ise hamiledir.Acelinenin hamile olması hanedan üzerinden oynanan oyunları silmiştir.
Aceline'nin hamile olması ile Fransada ki soylu ailesine bildirilmiş, bu müjdenin hediyesi olarak ise The Hermone ailesi Danimarka Krallığına 3 sandık dolusu duka yollamıştır.
Kral Tur gelen paraların Halkın refah seviyesinin arttırılması için kullanılması gerektiğini emretmiştir.

Danimarka Ordusu ise daha da gelişmiş, her biri Berserk seviyesine ulaşmıştır.Kral Tur'un sıkı eğitim emretmesi sonucu Danimarka Ordusu Kuzeyin en güçlü ordusu olmuştur.
Subutay ise Komutanlık konusunda Erik'den daha yetenekli olmakta kalmayıp, okçuluk konusunda ise Kuzeyin en iyi okçusu olmuştur.
Altair ise Kral Tur'un sayesinde daha da güçlenmiş, Batıdan gelen tüccarlar sayesinde Batılıların dilini öğrenmiş bir şekilde Kral Tur'un en yakın adamı olarak yaşamaktadır.
Kraliçe Mariana ise zamanın da geçmesiyle yaşlanmış ancak buna rağmen insanlar tarafından bilinen Asilliğinden ödün vermemiştir.

İsveç'in ise Çoçuk Kralı olan Sigard büyümek üzere olup, Kraliçeleri Elizabeth devlet üzerinde ki etkisini kaybetmektedir.Talihsiz Prens Ivare ise Kardeşi Sigard'ı tahttan indirmek ve Kraliçe Elizabeth'i öldürmek için hazırlıklara başlamıştır.

Kral Tur'un da İsveç'e gönderdiği Casus Hermsteing bunlardan haberdar olup her birini Kral Tur'a bildirmektedir.
Kral Tur için saldırmanın tam fırsatıdır ve bunu bilerek 20 Mayıs günü yola çıkmak için hazırlıklarını yapmaya başlar, bu sefer ise hedefi Bankeryd kenti ve ona 2 günlük mesafe de olan Başkent Uppsala'dır!
Hazırlıklar için Subutay ve Altair'i çağırıp onlara emirleri verir.Danimarka Ordusunun sayısı 17.300, filosunun sayısı ise 220'di.
Kral Tur, Başkent Sjælland'a 2.300 asker bırakmış ve geri kalan 15.000 Asker ve 220 Filo ile Kuzey'in görüp görebileceği en büyük sefere çıkacaktı.
Kral Tur ilk seferine çıkmadan yaptığı gibi tekrardan Asker'e konuşma yapmak istiyordu.Tüm ordu, Ordugah da beklemekteydi.Başlarında ise Ordu Komutanı Subutay ve Yardımcısı Altair vardı.
Ordugah'ın kapısı açıldı, açıldığın da Ordu Kral'a selam vermeden önce bakmakla yetindiler, tüm gözler ışıldıyordu.
Kral Tur, Altından bir Zırh ve Kask giymiş ve Zırhına bağlı olan Kılıcının kını ise Elmas ile kaplıydı.
Ordu bu muhteşemliğe bir süre baktıktan sonra Krala selam verdi

''ÇOK YAŞA KRAL TUR!''
''ÇOK YAŞA KRAL TUR!''
''ÇOK YAŞA KRAL TUR!''

Kral Tur da onlara geri selam verdikten sonra konuşmaya başladı
''YÜCE DANİMARKA ORDUSU, BENİMLE BERABER ÇIKTIĞINIZ İLK SEFERDEN KAN VE GANİMET İLE DÖNDÜNÜZ,ŞİMDİ İSE HEDEFİM DAHA BÜYÜK İLK YAĞMAMIZDAN DAHA DA İLERLEYECEĞİZ, İSVEÇ'İN BAŞKENTİNE GİRECEĞİZ!
Askerler sevinç çığlıkları atar ve Tur konuşmaya devam eder.
''BİZİ KİMSE DURDURAMAYACAK, TANRILAR BİZİMLE OLACAK! HEP BERABER SAVAŞACAĞIZ! İSVEÇ'E KAN VE ÖLÜM GETİRECEĞİZ! KUZEYİN HÜKÜMDARI OLACAĞIM VE SİZLERDE BENİM HİKAYEME ORTAK OLACAKSINIZ!''
''DURMAYIN! SEVİNÇ ÇIĞLIKLARI ATIN VE BAĞIRIN! TANRILAR VE MİDGARD'DA Kİ TÜM CANLILAR BİZLERİN SESİNİ DUYSUN! ÖLÜM GETİRENLERİN SESİNİ HEPSİ DUYSUN!''


Askerler,Kral Tur'un bu konuşmasına karşılık olarak sesleri kısılana dek bağırdılar.Tüm Danimarka bu bağırışları duymuştu, bu bağırışlara Halk'da eşlik etti ve hep bir ağızdan bağırdılar
''ÇOK YAŞA KRAL TUR!''
''ÇOK YAŞA KRAL TUR!''


Kral Tur ise şimdi daha fazla destek toplamış ve daha acımasız olmuştu ancak İsveç'in ne yapacağı ise hala ön görülemiyordu.
 
Maresal said:
Cehennemi dünyaya indirecek bunlar :shock:
Devam
Norveç sömürge olacak mı?
Norveç olayı çok daha büyük olacak hatta küçük bir haber vereyim bu durum ile alakalı Norveç, Danimarka'nin en güçlü rakibi olacak.
Ancak şuan ki tarihte Hikayede daha Norveç yer almıyor.
İleriki zamanlar için :smile:
Şuan Danimarka için kendi topraklarında en büyük tehlike İsveç.
 
13.Bölüm Sizlerle.
Desteklerinizi ve eleştirilerinizi bekliyorum.

Bir daha ki bölüm vakti
31.7.2017


19 Mayıs Sabahı
Yıl 824


Kral Tur, ilk muharebesini giden yolda ilerliyordu.
Värnamo kentinden geçerken aylar önce yakıp yıkılan o evleri ve öldürülen insanları hatırladı.Bunların hepsi ona daha da güç veriyordu.

19 Mayıs Öğleni
Yıl 824


Jönköping  Kentine varmışlardı, ancak Kral Tur ani bir şekilde askerlerine herkesin olduğu yerde kalması emrini verdi.
Kent de değişik bir şeyler vardı, cesetler ve yakıp yıkılan evler tümüyle ortadan kaldırılmış Kent boş bir arazi şeklini almıştı.
Kral Tur'un bu değişikliğin farkına vardı ancak Kente girmek ile hata yapmıştı.Ani bir şekilde ön saflara ok yağmuru başladı.
Danimarka Ordusu ani gelen bu saldırı karşısında panikledi ve sadece ön saftakileri kaybetmek ile yetindi.
Bu saldırının ardından Subutay hemen emir verdi
''Skjaldborg!''
Askerler bu emri yerine getirdi ve kalkan duvarı oluşturdular, bir kere daha ok atışı yapıldıktan sonra Kral Tur, Altair'e emir verdi
''Arka safların dağılmasını engelle ve onları birlikte tut!''
Altair koşarak hemen arka saflara gitti ve onları birlikte tutmak için emirler verdi.
Savunma taktiği uygulayan Danimarka Ordusu düşmanın hala nerede olduğunu görememişti.
Kral Tur, Kalkanını yana kaydırıp açılan boşluktan baktı ancak düşman hala görülmemekteydi.Kral Tur emir verdi
''Kalkan Duvarını bozmadan yavaş adımlar ile yürüyün!''
Ön saflar bu emri yerine getirmeye başladı, arka saflar ise onlara eşlik ediyordu.
220 Filo ve içinde ki 12.000 Asker ise Bankeryd Kentine 2 gün içerisin de varacaktı.
Kral Tur bu tehlikeyi atlatmalı ve yoluna devam etmeliydi.

Kral Tur, ilerlemelerine rağmen düşman göremediği için  hala şüpheliydi.Tekrardan emir verdi
''Sağ ve Sol taraflar da Kalkan Duvarı oluşturun, Arka saflar ise 3 tarafa da destek için hazır olsun!''
Hemen emri yerine getirildi, bu emrin yerine getirilmesi ile hazırlıksız yakalanmaktan kurtuldular.
Kral Tur bu isabetli kararında yanılmamıştı,İsveç Krallığının Askeri dilinde bir emir geldi
''Arásir!''
Bu emir saldırın demekti.İsveç askeri hemen saldırıya geçti ordunun komutasında ise yakılan Jönköping  Kentinin Ordu Komutanı Haebslyt'dir.
Arkasına Prens'in de desteğini almış ve Tur'un ordusunu gafil avlamıştı.Ok atışları yüzünden yeteri kadar kayıp veren Danimarka Ordusu, şimdi bu yaraları ile beraber İsveç Ordusuna karşı savaşmak zorundaydı.
Ancak şu da unutulmaz bir gerçekti ki Danimarka Ordusu Kuzey'in en güçlü ordusuydu.

Hemen karşılık verdi Danimarka Ordusu, Kral Tur, Orduya moral gelmesini istediğinden emir verdi ve en ön safa doğru koştu
''SALDIRIN VE ACIMASIZ OLUN!''
Kral Tur'u en ön saflarda gören askerler ona yetişmek için saldırmaya başladı, Kral Tur bir elinde kılıç ve bir elinde balta ile kendine özel tekniği ile İsveç Krallığının iri yarı askerlerini öldürüp devam ediyordu.
Arka saflar ise Kral Tur'un da verdiği emir üzerine diğer 3 tarafa da destek veriyordu.Danimarka Ordusu ve İsveç ordusu birbirlerine karşı büyük bir kin ile saldırıyorlardı, görünen manzara cehennemden daha acı vericiydi.
Kral Tur askerlerine moral kazandırdıktan sonra, Subutay ve Altair ile birlikte arka saflarda beklemeye başladı. Subutay Kuzeyin en iyi okçusu olmayı başarmıştı, ondan eğitim alan Altair ise onun kadar yetenekliydi.
Uzaktan oklar ile İsveç Ordusunun bel kemiği olan Berserkleri öldürüyorlardı.Danimarka Ordusunun Berserkleri'nin belli bir kadarı ok atışı ile ölmüş bulunmaktaydı ancak hala en ön saflarda delicesine savaşan Berserkler vardı.
İsveç Ordusu bu ani baskına sayıca az asker yollamıştı, ancak Danimarka ordusunu panikletmeyi ve onların ön saflarını dağıtmayı başarmışlardı.Bu onlar için yeterli bir zaferdi.
Haebslyt durumun vahime gittiğini görünce, daha fazla asker kaybetmemek için emir verdi
''Geri çekiliyoruz, herkes hemen geri çekilsin''
''Okçular, saldırın!''
Haebslyt, kaçış için okçuları kullanmak istiyordu yeniden ok atışı gerçekleşti, bu atışlar Haebslyt'nin ordusuna kaçmak için zaman tanıyacaktı.
Ancak bu sefer Kral Tur erken davrandı.
''Birleşin ve Kalkan Duvarı oluşturun!''
Bu emir ile ön saflarda zaten göğüs göğüse çarpışan askerler ani bir şekilde birleşti ve gelen ok saldırılarını küçük zarar ile atlattı.

19 Mayıs Akşamı
Yıl 824


Kral Tur, savaş sonunda kalan askerlerin sayılmasını istedi ve yaralılar için özel bir çadır oluşturttu.
3.000 Askerden oluşan ordu İsveçlilerin saldırısı ile 2.120'ye düşmüştü.İsveç tarafında ise 240 ölü vardı.
Bu savaş Danimarka Ordusu için bir yenilgi niteliğindeydi.
İsveç'in geliceklerini haber alması demek, Bankeryd şehrine yapılacak çıkartmayıda engelleyecekleri anlamına geliyordu.
Bu saldırı Tur'u 1 günlüğüne de olsa engellemişti ancak yaptıkları bu saldırı İsveç'in sonunu daha da çabuk getirebilirdi!
 
Status
Not open for further replies.
Back
Top Bottom