Ne alaka ya şimdi konuyla ??SultanKutuz said:
Zaman gazetesinin darbe imalı reklamı (5 Ekim 2015)
- Thread starter T-Bag Bagwell
- Start date
Users who are viewing this thread
Doğru ya onu da fetö koydu değil mi?Castiello said:Ahhh ahhhhhhh3 sene öncesinde ayakkabı kutusu var,ne var sanki 3 sene öncesinde??
Ya o kadar yol yaptı bırak çalsın o kadar da demeyeceksin değil mi ??
Senkron
Count
Amerikalılar tarafından fetullahçı satılmış birileri tarafından vatansever olduğunu düşündüğüm birisi baştaysa yapardım tabi ki. He bu arada ben tankın üzerine atılmadım çünkü bizim burda tank yoktu bize nasip olmadı maalesef o.Fox Mulder said:
Belki biraz ilginç gelecek ama Ak Partiyle herhangi bir organik bağım yok.
Başkomutanına hırsız demeye utanmıyor musun bi de asker olacaktım diyorsun.T-Bag Bagwell said:Doğru ya onu da fetö koydu değil mi?Castiello said:Ahhh ahhhhhhh3 sene öncesinde ayakkabı kutusu var,ne var sanki 3 sene öncesinde??
Ya o kadar yol yaptı bırak çalsın o kadar da demeyeceksin değil mi ??
Artık değilim kb.Castiello said:Amerikalılar tarafından fetullahçı satılmış birileri tarafından vatansever olduğunu düşündüğüm birisi baştaysa yapardım tabi ki. He bu arada ben tankın üzerine atılmadım çünkü bizim burda tank yoktu bize nasip olmadı maalesef o.Fox Mulder said:
Başkomutanına hırsız demeye utanmıyor musun bi de asker olacaktım diyorsun.T-Bag Bagwell said:Doğru ya onu da fetö koydu değil mi?Castiello said:Ahhh ahhhhhhh3 sene öncesinde ayakkabı kutusu var,ne var sanki 3 sene öncesinde??
Ya o kadar yol yaptı bırak çalsın o kadar da demeyeceksin değil mi ??
Ha bu arada ona mı takıldın ya cidden ??
Senkron
Count
öd.
Neye mi takıldım? Yooo ayakkabı kutularıııııııı hırsız var bilmem ne var haramzadeler falan filan uğraşmıyorum artık.
Bu ne şimdi ne yaptığını sanıyorsun? Kişisel tartışmaya sokma. Başkomutan çaldı demedim zaten çaldı demeye utanmıyor musun dedim.hobeto13 said:Casti, fıkralık adamsın.
Başkomutan çalmaya utanmıyor da...
Bu birbirini öldürmeye boğazlamaya gitmediği sürece doğal bi şeyFox Mulder said:
Haculi onu da beklerim, kusura bakma da "boğaz" köprüsünde IŞİD bozması tipler tekbir getirerek askeri darp ederken yerel seçimde de yine bu tiplerin "boğazlara" sarılmayacağından pek emin olamıyorum.
Bir haber görmüştüm ne kadar doğru bilemiyorum bu olaydan sonra IŞİD açıklamasında; Türkler birbirlerine yetiyor zaten bizlik bir iş kalmadı diyerek militanlarını geri çekmiş o gece.
Bir haber görmüştüm ne kadar doğru bilemiyorum bu olaydan sonra IŞİD açıklamasında; Türkler birbirlerine yetiyor zaten bizlik bir iş kalmadı diyerek militanlarını geri çekmiş o gece.
Senkron
Count
Oradaki askerler geceden sabaha kurşunladılar insanları. Kemerle vurmak sabaha karşı, bu bile merhametli olunduğunu gösteriyor. Tekbir getirmekte ne var ki? Sakallılar darp etti kafa kesti dedikleri adamlar 1 tane askeri linçten kurtarıyormuş, hatta onlardan biri dizi oyuncusu çıktı.Fox Mulder said:
Adem Huduti'nin sınırdaki askerlere çekilin emri verdiği belirtiliyor
Müdür o adamların niyeti katliam olsaydı o köprüden 1 tane sivil vatandaş sağ çıkamazdı yalnız. Yaylım ateşi açılmış zaten uyarı maksatlı şimdi bu adamın elinde G3 var, Tank var, Helikopter var orada sivillere teslim olma sebebi "gerçekten öldürmek istiyorsa" madem ne olabilir ki? Tank dediğin şey öyle üstüne çıkınca kapağı kaldırıp girebileceğin bir şey değil ki Call of Duty değil bu kilidi var bir dünya yani sivillere teslim olan bir asker bana öyle bir ortamda mantıksız geliyor senin düşüncenle gidersek.
Yok işte ben de onu diyorum vur emri verilmişse eğer hepsini indirirler yani taş taş üstünde bırakmazlar orda hani bin kişi geldi diyelim napacak adamlar tankı iterek köprüden aşağıya mı atacaklar? İsterse on bin kişi olsun ne farkeder yani üzerlerine sürerek gayette kaçabilir ki kaçmak yerine teslim olmuş burada bir mantık yok anlatabiliyor muyum? Bir de saraya hiç dokunmamışlar onu da anlamadım.
Senkron
Count
Onu o kadar oradaki asker sayısı göze alamaz. Çok bir şey yoktu o köprüde asker. Bazıları gelirken geri döndü vs. Havadan kolay ancak karadan o iş daha zor. Cumhurbaşkanının ölmesini bekliyorlardı muhtemelen daha sonra kalabalığın dağılacağını da düşünmüş olabilirler.Fox Mulder said:
http://www.haberturk.com/gundem/haber/1269994-cumhurbaskanligi-kulliyesindeki-hasar-kameralara-boyle-yansidi
cb'lığı hasar görmüş baya. Ki bi süre sonra mit'den giden bir ekip uçaksavar füzeleriyle koruma altına alıyor orayı.
Sözde darbe girişimi AKP'nın oyunu(bence) zaten darbe değildi terör olayıydı. Fetönün yaptığınada(tabi eğer Fetö diye birşey varsa)inanmıyorum.Ya AKP nin yada ulusalcı komünistlerin işi.Fuatavni hesabınıda kendilerinin(AKP)açtığını düşünüyorum.Sözde naylon darbe girişiminin arkasında dediğim gibi AKP'nin olma olasılığı Yüksek çünkü mitin bile saat 16:00 civarı haberi oldu neden müdahale edilmedi?
Morgoth
AKP'lilerin Fethullah'a küfür ettiklerini görünce aklıma şu geliyor.
Yavaş dönün lan başınız dönecek yoksa.
Yavaş dönün lan başınız dönecek yoksa.
Sen ne diyon reis??? AKP'liler de böyle bir şey yapacak zeka var mı? Bal gibi de kendi koydukları, zamanında güvendikleri ABD destekli FETÖ elemanları yaptı işte. Adamlara malzeme veriyonuz valla.Tatar! said:
Volkan Ertit güzel yazmış.
NEDEN TİYATRO KELİMESİNE SARILDILAR?
Merhaba,
Sizin de benim de aklımızı kurcalayan o soruya yanıt bulmaya çalışıyorum birkaç gündür.
“Ne oldu da tiyatro kelimesi bu kadar tuttu?”
Sanırım bi’yanıt buldum. Ancak belirtmeliyim ki, az sonra okuyacağınız yanıt, tiyatro kelimesine sıkı sıkıya sarılanların sadece bir kısmı için geçerli.
Milyonlarca insandan oluşan bir kitlenin güdüsünü tek bir açıklamanın altına koymak indirgemecilik ve kolaycılık olur.
Kaldı ki, dünya siyasi tarihi iktidar sahiplerinin kendi güçlerini pekiştirmek için yer yer medya aracılığı ile ya da farklı yöntemler ile olmayanı oluyormuş gibi gösterdiği olaylar ile dolu. Koca Irak savaşı bir yalan üzerine kurulu iken, insanların olaylara şüphe ile yaklaşması oldukça normal. (daha fazla tiyatro örneği için yorum bölümündeki Volkan ABUR'un yorumuna bakabilirsiniz)
Normal olmayan ise, olaya şüphe ile yaklaşmaktansa kesin inançlı olmak ve bu inançta ısrarcı olmak.
Yani “Tiyatro olabilir” yerine “ne kadar cahilsiniz, yaşanan Tiyatroyu görmüyor musunuz?” demek ve tüm o görüntüler, itiraflar, mobese kayıtlarından sonra halen “tiyatro” kelimesinde ısrarcı olmak.
Bu ruh halini, aynı anda hem sosyoloji hem de psikoloji disiplinleri ile arası iyi olanlar daha iyi açıklayacaklardır muhakkak, benimkisi biraz daha dışarıdan (sade sosyolog) bakış açısı.
Bulduğum yanıtın sebebi aşağıdaki fotoğraf oldu.
Tiyatro kelimesine sorgusuz sualsiz inananların ve onca bilgiden sonra inanmakta ısrarcı olanların kanıtı bu fotoğraf.
Hani bi’tane amca var ya, insanları tiyatro kelimesi ile ilk trolleyen, aynen şu şekilde yazmıştı:
BIR BEYINE SAHIP OLDUGUM VE BIRAZDA CALISTIGI ICIN, (yaşananları tiyatro olarak görmeyenlere beyinsiz diyor)
SONUCTA KAZANAN NUHUN ANKARA MAKARNASI oldu (Makarna için oyunu satan cahil yobaz halk edebiyatı)
Şimdi bu beyefendi ve onun gibi düşünenler on yıllar boyunca aynı şeyi savundular:
“Bunlar bir paket makarna için oyunu satarlar.
Başörtülüler kocasının ya da babasının kölesidirler, üniversiteye alınmamalıdırlar, özgür iradeleri yoktur, örümcek kafalıdırlar.
Bunlar cahildir, benim oyumla bunların oyu bir olamaz.”
Şimdi kendinizi bu düşünceleri on yıllardır savunmuş kişi yerine koyun, ve ardından aşağıdaki fotoğrafa tekrar bakın.
Başörtülü bir kadın, tek başına, kendi oyu için ölüme meydan okuyor.
Şimdi de gözünüzün önüne son bir hafta boyunca yaşananları getirin. Gözünüzün önüne gelen her sahne, bir paket makarna için oyunu satttığı iddia edilen kişilerin, aslında oyları için ölümü göze alacaklarını gösterdi.
İşte tam da bu noktada insanların “tiyatro” kelimesine sarıldıklarını düşünüyorum.
Zira on yıllar boyunca savunduğumuz ve hatta tüm siyasi kimliğimizi inşa ettiğimiz bir paradigma, ortaya çıkan fotoğraflar ile geçerliliğini yitirmek zorunda kaldı.
Şimdi size soruyorum: Siz olsaydınız hangi seçeneği seçerdiniz?
1. Seçenek: Ben yanılmışım, yıllar yılı makarnacı diye aşağıladığım insanların aslında oyları için ölümü göze alacaklarını gördüm. Demek ki daha derin değerlendirmelere ihtiyacım var. Bundan sonra bu kadar kesin yargılı olmamalı, ve aşağıladığım insanlardan özür dilemeli, toplumsal barış için daha yeni bir dil geliştirmeliyim.
2. Seçenek: Bu bir tiyatrodur.
1.seçenek zor olan. Ciddi bir özgüven gerektiriyor ve de zihin konforundan çıkmanızı şart koşuyor. Olayları farklı bakış açıları ile yorumlama ve de şu ana kadar üzerinde durduğunuz paradigmayı terk etmeyi zorunlu kılıyor. Yani “makarnacı” edebiyatı ile insanları aşağılamayı bırakmanız gerekecek.
2.seçenek ise, hem sizin zihin konforunuzu bozmuyor hem de var olan tüm çelişkileri ortadan kaldırıyor.
İnsanların tiyatro kelimesine bu kadar sıkı sıkıya sarılmalarının sebebinin bu olduğunu düşünüyorum. Yanılıyor olma ihtimalim yüksek. Sizlerin yorumları çok değerli bu noktada. Ve tekrar belirtmeliyim ki, bu açıklama TİYATRO kelimesine inanan kitlenin hepsini içermiyor, muhakkak ki başka açıklamalar da yapılabilir. Ancak, aşağıdaki fotoğrafa baktıkça, bu seçenek daha netleşiyor kafamda.
Yazı için olası diğer başlık: MAKARNA İÇİN OYUNU SATANDAN, OYU İÇİN ÖLENE, YA DA BİR PARADİGMANIN İFLASI
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=10154368176329904&id=801354903
NEDEN TİYATRO KELİMESİNE SARILDILAR?
Merhaba,
Sizin de benim de aklımızı kurcalayan o soruya yanıt bulmaya çalışıyorum birkaç gündür.
“Ne oldu da tiyatro kelimesi bu kadar tuttu?”
Sanırım bi’yanıt buldum. Ancak belirtmeliyim ki, az sonra okuyacağınız yanıt, tiyatro kelimesine sıkı sıkıya sarılanların sadece bir kısmı için geçerli.
Milyonlarca insandan oluşan bir kitlenin güdüsünü tek bir açıklamanın altına koymak indirgemecilik ve kolaycılık olur.
Kaldı ki, dünya siyasi tarihi iktidar sahiplerinin kendi güçlerini pekiştirmek için yer yer medya aracılığı ile ya da farklı yöntemler ile olmayanı oluyormuş gibi gösterdiği olaylar ile dolu. Koca Irak savaşı bir yalan üzerine kurulu iken, insanların olaylara şüphe ile yaklaşması oldukça normal. (daha fazla tiyatro örneği için yorum bölümündeki Volkan ABUR'un yorumuna bakabilirsiniz)
Normal olmayan ise, olaya şüphe ile yaklaşmaktansa kesin inançlı olmak ve bu inançta ısrarcı olmak.
Yani “Tiyatro olabilir” yerine “ne kadar cahilsiniz, yaşanan Tiyatroyu görmüyor musunuz?” demek ve tüm o görüntüler, itiraflar, mobese kayıtlarından sonra halen “tiyatro” kelimesinde ısrarcı olmak.
Bu ruh halini, aynı anda hem sosyoloji hem de psikoloji disiplinleri ile arası iyi olanlar daha iyi açıklayacaklardır muhakkak, benimkisi biraz daha dışarıdan (sade sosyolog) bakış açısı.
Bulduğum yanıtın sebebi aşağıdaki fotoğraf oldu.
Tiyatro kelimesine sorgusuz sualsiz inananların ve onca bilgiden sonra inanmakta ısrarcı olanların kanıtı bu fotoğraf.
Hani bi’tane amca var ya, insanları tiyatro kelimesi ile ilk trolleyen, aynen şu şekilde yazmıştı:
BIR BEYINE SAHIP OLDUGUM VE BIRAZDA CALISTIGI ICIN, (yaşananları tiyatro olarak görmeyenlere beyinsiz diyor)
SONUCTA KAZANAN NUHUN ANKARA MAKARNASI oldu (Makarna için oyunu satan cahil yobaz halk edebiyatı)
Şimdi bu beyefendi ve onun gibi düşünenler on yıllar boyunca aynı şeyi savundular:
“Bunlar bir paket makarna için oyunu satarlar.
Başörtülüler kocasının ya da babasının kölesidirler, üniversiteye alınmamalıdırlar, özgür iradeleri yoktur, örümcek kafalıdırlar.
Bunlar cahildir, benim oyumla bunların oyu bir olamaz.”
Şimdi kendinizi bu düşünceleri on yıllardır savunmuş kişi yerine koyun, ve ardından aşağıdaki fotoğrafa tekrar bakın.
Başörtülü bir kadın, tek başına, kendi oyu için ölüme meydan okuyor.
Şimdi de gözünüzün önüne son bir hafta boyunca yaşananları getirin. Gözünüzün önüne gelen her sahne, bir paket makarna için oyunu satttığı iddia edilen kişilerin, aslında oyları için ölümü göze alacaklarını gösterdi.
İşte tam da bu noktada insanların “tiyatro” kelimesine sarıldıklarını düşünüyorum.
Zira on yıllar boyunca savunduğumuz ve hatta tüm siyasi kimliğimizi inşa ettiğimiz bir paradigma, ortaya çıkan fotoğraflar ile geçerliliğini yitirmek zorunda kaldı.
Şimdi size soruyorum: Siz olsaydınız hangi seçeneği seçerdiniz?
1. Seçenek: Ben yanılmışım, yıllar yılı makarnacı diye aşağıladığım insanların aslında oyları için ölümü göze alacaklarını gördüm. Demek ki daha derin değerlendirmelere ihtiyacım var. Bundan sonra bu kadar kesin yargılı olmamalı, ve aşağıladığım insanlardan özür dilemeli, toplumsal barış için daha yeni bir dil geliştirmeliyim.
2. Seçenek: Bu bir tiyatrodur.
1.seçenek zor olan. Ciddi bir özgüven gerektiriyor ve de zihin konforundan çıkmanızı şart koşuyor. Olayları farklı bakış açıları ile yorumlama ve de şu ana kadar üzerinde durduğunuz paradigmayı terk etmeyi zorunlu kılıyor. Yani “makarnacı” edebiyatı ile insanları aşağılamayı bırakmanız gerekecek.
2.seçenek ise, hem sizin zihin konforunuzu bozmuyor hem de var olan tüm çelişkileri ortadan kaldırıyor.
İnsanların tiyatro kelimesine bu kadar sıkı sıkıya sarılmalarının sebebinin bu olduğunu düşünüyorum. Yanılıyor olma ihtimalim yüksek. Sizlerin yorumları çok değerli bu noktada. Ve tekrar belirtmeliyim ki, bu açıklama TİYATRO kelimesine inanan kitlenin hepsini içermiyor, muhakkak ki başka açıklamalar da yapılabilir. Ancak, aşağıdaki fotoğrafa baktıkça, bu seçenek daha netleşiyor kafamda.
Yazı için olası diğer başlık: MAKARNA İÇİN OYUNU SATANDAN, OYU İÇİN ÖLENE, YA DA BİR PARADİGMANIN İFLASI
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=10154368176329904&id=801354903
carrier
Ben adam gibi ateş açılsaydı ölü sayısının binleri geçeceğini düşünüyorum. Emir komuta zinciri ama bazı sözleşmeli olmayan zorunlu erler bile tereddüt etmiş, korkmuş, bu darp edilmelerini, linç edilmelerini gerektirmiyor. Böyle rahat rahat konuşurken kendi yaşındaki onlarca gencin kimsenin umrunda olmadığını bilmiyorsun. Onlar da mağdurdur gözümde, ha cemaat mensubu olanı başka tabi.
Tiyatroydu tabi. Çok büyük bir perdeydi. AKP de Tayyip de seçmeni de sadece oyuncuları oldu bu oyunun. Oyunun yazarı yönetmeni dünyayı yöneten insanlar. ABD'nin desteği Fethullahın parmağı kesinlikle var. Ama amaç başarı değildi. Bu sadece bir yemdi. Darbeye girişen askerlerin bir kısmı gerçekten başarılacağına inandıysa da bunun için iktidar karşıtlarının destek vereceğini sokağa dökülen AKP seçmeni ile darbe destekçileri arasında çatışma çıkacağını, oluşan iç savaşvari ortamda kalan TSK'nın mecburen el atmak zorunda kalacağını falan beklediler belki.
O yüzden muhaliflerin sağ duyulu yanaşıp kışkırtmalara gelmemiş olmalarına büyük lütuf diyorum.
Fethullahçılar var ve gerçek ama Tayyibin kendi ürettiği paranoyalar halkı korkutup yönetmek için birer araç. 70 bin memur açığa alındı. Böyle fetö mü temizleniyor? Kaç yıldır olan olaylar resmen akıllara hakaret. Seçimler öncesinde, Suriye karışıklıpı öncesinde dediklerimiz bir bir çıkıyor.
Amaç Suriyelileri kurtarmak değil bunları vatandaş yapıp seçmen kazanmak diyordum dalga geçiliyordu. Kardeşlerimizi savaşın ortasında mk bırakalım denildi. Suçlu biz olduk. 7 haziranda iktidar olamadılar ve dört bir yandan herkese öfke kusmaya başladılar. Halk kaosu seçti oldu. Durup dururken PKK ile yeniden savaş moduna girildi. Terör saldırılaek tavan yaptı. Hala daha şehit haberleri durmuyor. Oyuna gelmeyin amaç iktidar olup başkanlığa gitmek adım adım BOP gerçekleşecek dedik istikrar için, ekonomi için deyip oy verdiler yine iktidar oldular.
Ben %80 kesin gözüyle bakıyorum başkanlığa. Pardon Cumhurbaşkanlığı sistemine.
O yüzden muhaliflerin sağ duyulu yanaşıp kışkırtmalara gelmemiş olmalarına büyük lütuf diyorum.
Fethullahçılar var ve gerçek ama Tayyibin kendi ürettiği paranoyalar halkı korkutup yönetmek için birer araç. 70 bin memur açığa alındı. Böyle fetö mü temizleniyor? Kaç yıldır olan olaylar resmen akıllara hakaret. Seçimler öncesinde, Suriye karışıklıpı öncesinde dediklerimiz bir bir çıkıyor.
Amaç Suriyelileri kurtarmak değil bunları vatandaş yapıp seçmen kazanmak diyordum dalga geçiliyordu. Kardeşlerimizi savaşın ortasında mk bırakalım denildi. Suçlu biz olduk. 7 haziranda iktidar olamadılar ve dört bir yandan herkese öfke kusmaya başladılar. Halk kaosu seçti oldu. Durup dururken PKK ile yeniden savaş moduna girildi. Terör saldırılaek tavan yaptı. Hala daha şehit haberleri durmuyor. Oyuna gelmeyin amaç iktidar olup başkanlığa gitmek adım adım BOP gerçekleşecek dedik istikrar için, ekonomi için deyip oy verdiler yine iktidar oldular.
Ben %80 kesin gözüyle bakıyorum başkanlığa. Pardon Cumhurbaşkanlığı sistemine.
