HadjiNazmi
Bu önerim Taleworlds'ün aklındaki yemek düzeniyle çakışır mı bilmiyorum ama belki olabilir diye yapıyorum;
Yemek Kültürü
Biliyorsunuz ki günümüzde dahi farklı kültürler birbirine uzak durup birbirlerinin yediği her şeyi yemezler. Bununla birlikte çoğu toplumun ortak olarak yedikleri yemekler de vardır. Bu yemek kültürü bazen aşağılama ile de kendini fark ettirebilir. Bu sadece toplumlara değil şahsa da bağlıdır. Mesela aynı toplumda bile bir insan bir yemeği çok severken başka bir kişi o yemeği gördüğü kusma noktasına gelebilir. Buna bir örnek verip konuya geçeceğim;
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa aslen Türk olmasına rağmen ve o dönemde de Anadolu'da olmasa bile İstanbul'da at eti bolca yenirken Kırım Hanı Murat Giray'ı ilk gördüğü andan itibaren "siz at eti yersiniz" diyerek aşağılamıştır. Murat Giray'ın genel olarak vüzeranın davranışlarına kırgın olduğu bilinse de kendisine en çok dokunan olaylardan birisi de budur.(Konuyla alakası olmasa da soracaklar için not edeyim ki Murat Giray'ın Leh İntihar Birliğini tutmamasının sebebi stratejiktir. Şahsi kiniyle ilgisi yoktur)
Bu durumda da görüldüğü gibi toplum içinde bile değişken bir yemek alışkanlığı mevcuttur.
Nasıl Olmalı?
Oyundaki milletlerin hepsinin en az birer tercihen daha çok özel yiyeceği olmalı. Mesela Rodoklar midyeyle salyangoza bayılabilirler. Vaegirler ise kvaz içmeye düşkündürler. Aynı şekilde Kergitler at etini çok seviyor olabilirler. Bunun ayrıntısını yapımcılara bırakıyorum.
Nasıl İşlemeli ve Neye Yarayacak?
Mesela bir Rodok şehrine giden bir Kergit şehirdeki hana girdiği zaman girişte midyeyle salyangoz yiyip bira(ya da özel bir içecek) içen tipleri görüp "ıyy!!!" diye tiksintisini belirtebilir. Hatta kısık bir sesle "iğrenç" diyebilir. Bu Kergit gidip masaya oturduğunda gelen han sahibi "sana bir tabak midye vereyim de yemek neymiş öğrenirsin" diye Kergit'i kışkırtabilir. Kergit de sinirli bir tipse adama yumruk atıp bir kavga başlatabilir.
Aynı şekilde barış görüşmelerini sürdüren Vaegirlerle Kergitler görüşmeye ara verip bir şeyler yemek istediklerinde bir Vaegir "bu kvaz sizin o ekşimiş at sütünüzden(kımızdan) bin kere iyidir. İçer misin?" diyebilir. Buna karşılık Kergitler "siz at eti yerseniz, biz de o kvazo mudur nedir ondan içeriz" diyebilirler.
Bu tip durumlar şuna yarayabilir; mesela bir Sarranid Emiri kertenkele yemekten nefret ediyordur ve at eti seviyordur. Eğer bu durum halkının arasına yayırlırsa büyük utanç kaynağı olacaktır. Böyle bir şeyi öğrendiğimizi var sayarsak o Emirin şehrindeki hana girdiğimizde "bre ahali! Duydunuz mu bilmem de bizim Emirimiz olacak ecnebi meraklısı ya.şak at eti yermiş" diyebilmeliyiz.
Aşçılar
Ordularda aşçı sınıfı olmalı. Kamp yaptığımızda bu aşçımızı ya aşçılarımızı bir çorba kaynatırken görebilmeliyiz ya da bir şehri yağmaladığımızda bizim payımıza düşen bölümden bir çuval ne olduğunu bilmediğimiz bir baharat bulup bunu aşçımıza götürüp "aşçı efendi! Bu ne baharatı ola?" diyebilmeliyiz. Bu durumda aşçı kötü niyetliyse "bu yabani otu niye böyle ufalamışlar ki? Değersiz bir şey bu!" deyip bizden çalmaya çalışabileceği gibi, iyi niyetli ve dürüst biriyse "ooo! Baltutan Tozu! Bu bize bir ay yeter! Çorbalara katayım da adamlarını gör bakalım yerinde durabiliyorlar mı?" diyebilir. Çorbalar katarsa adamlarımız fazladan üç kilometre yürüyebilir.
Su
Adamlarımızla bir yerde mola verdiğimizde o birikintiden içtiğimiz su çok acı olabilir. Bu durumda askerlerimizin "bizim Lorda bak hele! Kendisi şehirden iki testi tatlı su aldı, bize köpekmişiz gibi acı su içirtiyor" diye konuştuklarını duyabilmeliyiz. Bu fikrin ayrıntısını yapımcılara bırakıyorum.
Sonuç
Taleworlds'ün düşüncesiyle çakışsa bile düzenlendiği takdirde oyuna ayrıntı ve zevk katacağına inanıyorum.
Yemek Kültürü
Biliyorsunuz ki günümüzde dahi farklı kültürler birbirine uzak durup birbirlerinin yediği her şeyi yemezler. Bununla birlikte çoğu toplumun ortak olarak yedikleri yemekler de vardır. Bu yemek kültürü bazen aşağılama ile de kendini fark ettirebilir. Bu sadece toplumlara değil şahsa da bağlıdır. Mesela aynı toplumda bile bir insan bir yemeği çok severken başka bir kişi o yemeği gördüğü kusma noktasına gelebilir. Buna bir örnek verip konuya geçeceğim;
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa aslen Türk olmasına rağmen ve o dönemde de Anadolu'da olmasa bile İstanbul'da at eti bolca yenirken Kırım Hanı Murat Giray'ı ilk gördüğü andan itibaren "siz at eti yersiniz" diyerek aşağılamıştır. Murat Giray'ın genel olarak vüzeranın davranışlarına kırgın olduğu bilinse de kendisine en çok dokunan olaylardan birisi de budur.(Konuyla alakası olmasa da soracaklar için not edeyim ki Murat Giray'ın Leh İntihar Birliğini tutmamasının sebebi stratejiktir. Şahsi kiniyle ilgisi yoktur)
Bu durumda da görüldüğü gibi toplum içinde bile değişken bir yemek alışkanlığı mevcuttur.
Nasıl Olmalı?
Oyundaki milletlerin hepsinin en az birer tercihen daha çok özel yiyeceği olmalı. Mesela Rodoklar midyeyle salyangoza bayılabilirler. Vaegirler ise kvaz içmeye düşkündürler. Aynı şekilde Kergitler at etini çok seviyor olabilirler. Bunun ayrıntısını yapımcılara bırakıyorum.
Nasıl İşlemeli ve Neye Yarayacak?
Mesela bir Rodok şehrine giden bir Kergit şehirdeki hana girdiği zaman girişte midyeyle salyangoz yiyip bira(ya da özel bir içecek) içen tipleri görüp "ıyy!!!" diye tiksintisini belirtebilir. Hatta kısık bir sesle "iğrenç" diyebilir. Bu Kergit gidip masaya oturduğunda gelen han sahibi "sana bir tabak midye vereyim de yemek neymiş öğrenirsin" diye Kergit'i kışkırtabilir. Kergit de sinirli bir tipse adama yumruk atıp bir kavga başlatabilir.
Aynı şekilde barış görüşmelerini sürdüren Vaegirlerle Kergitler görüşmeye ara verip bir şeyler yemek istediklerinde bir Vaegir "bu kvaz sizin o ekşimiş at sütünüzden(kımızdan) bin kere iyidir. İçer misin?" diyebilir. Buna karşılık Kergitler "siz at eti yerseniz, biz de o kvazo mudur nedir ondan içeriz" diyebilirler.
Bu tip durumlar şuna yarayabilir; mesela bir Sarranid Emiri kertenkele yemekten nefret ediyordur ve at eti seviyordur. Eğer bu durum halkının arasına yayırlırsa büyük utanç kaynağı olacaktır. Böyle bir şeyi öğrendiğimizi var sayarsak o Emirin şehrindeki hana girdiğimizde "bre ahali! Duydunuz mu bilmem de bizim Emirimiz olacak ecnebi meraklısı ya.şak at eti yermiş" diyebilmeliyiz.
Aşçılar
Ordularda aşçı sınıfı olmalı. Kamp yaptığımızda bu aşçımızı ya aşçılarımızı bir çorba kaynatırken görebilmeliyiz ya da bir şehri yağmaladığımızda bizim payımıza düşen bölümden bir çuval ne olduğunu bilmediğimiz bir baharat bulup bunu aşçımıza götürüp "aşçı efendi! Bu ne baharatı ola?" diyebilmeliyiz. Bu durumda aşçı kötü niyetliyse "bu yabani otu niye böyle ufalamışlar ki? Değersiz bir şey bu!" deyip bizden çalmaya çalışabileceği gibi, iyi niyetli ve dürüst biriyse "ooo! Baltutan Tozu! Bu bize bir ay yeter! Çorbalara katayım da adamlarını gör bakalım yerinde durabiliyorlar mı?" diyebilir. Çorbalar katarsa adamlarımız fazladan üç kilometre yürüyebilir.
Su
Adamlarımızla bir yerde mola verdiğimizde o birikintiden içtiğimiz su çok acı olabilir. Bu durumda askerlerimizin "bizim Lorda bak hele! Kendisi şehirden iki testi tatlı su aldı, bize köpekmişiz gibi acı su içirtiyor" diye konuştuklarını duyabilmeliyiz. Bu fikrin ayrıntısını yapımcılara bırakıyorum.
Sonuç
Taleworlds'ün düşüncesiyle çakışsa bile düzenlendiği takdirde oyuna ayrıntı ve zevk katacağına inanıyorum.
