Mecmua | Sayı: 10
dergipark.org.tr
"yine bozkır türklerinde hükümdarlık anlayışında yetkinin ve gücün tanrı tarafından verildiği (34); hun devleti chanyusünün “benim hükümdar olmam tanrı tarafından kararlaştırıldı” (35), göktürk devleti'nde bilge kağan'ın “tanrı irade ettiği için tahta oturdum, dört yandaki milletleri nizama soktum”, “babam kağan ile anam hatunu tanrı tahta oturttu” ve “tanrı irade ettiği için kut'um olduğu için kağan oldum” gibi sözlerinde (36) görmek mümkündür. "
ulan bak makale atıyorum, direkt olarak eski türklerdeki monarşik idarenin tanrı tarafından kararlaştırıldığı, ilahi bir idarenin bu gücü bahşettiği söyleniliyor. e be herif, islam medeniyetinde ali'nin ve ardıllarının durumu ne? alıntılayacak olursak "they primarily see the rulers who followed muhammad as illegitimate, with the only rightful muslim leaders being ali and his lineal descendants, the twelve imams, who are viewed as
divinely appointed." diyor. yani ne demek istiyor? ali ve ali'nin soyundan gelenlere kutsal bir idare tarafından güç veriliyor, idaresi allah tarafından veriliyor diyor. yani neymiş? kut anlayışında da, islam'da da (bazı hiziplerde) tanrı tarafından idarenin lütfu söz konusuymuş.
ha keza ben ne bu tartışmaya başlarken, ne de başladıktan sonra
direkt olarak kut anlayışının islam'da ve vikinglerde karşılığı da var demedim; ama idarenin tanrı tarafından liderlere verilmesi çoğu kültürde yaygın olan bir durum. buradaki kavram benzerliğini de anlamazsan uğraşmim boşuna. teşekkürler.