Yaşadığınız en büyük zaferler ve en büyük yenilgiler

Users who are viewing this thread

Kral_faust

Grandmaster Knight
Merhaba sevgili Ateş ve Kılıç oynayıcıları...Bu bölümü sizler oyunda yaşadığınız bazı şeyleri anlatmanız için açtım.Yani İstediğiniz hikaye,zafer,yenilgi,ihanet gibi bir çok şey yazabilirsiniz isterseniz resim koyabilirsiniz(Resim koyarsanız daha güzel olmakta ama yinede seçim size ait)Bir ricam ise şudur;Lütfen bu konunun saçma olduğunu düşünüyorsanız bunu buraya yazmamalısınız çünkü bunun adı bencillik olup ayrıca konuyu boğmakta ve amacını saptırmaktadır.Lütfen kendi düşüncelerinizi kendinize saklayınız.Bunu okuduğunuzdan dolayı teşekkür eder zamanınızı ayırdığınızdan dolayı tekrardan teşekkür ederim...
Master Ronin'e konuyu sabitlediği için teşekkürler...
 
Senin konularını daha önce görmüştüm.Samimi davranışlarına karşı saçma sapan şeyler yazan olmuştu.Uzun süredir oynuyorum çok savaş geçirdim.Dolayısıylada unuttum.Bundan sonra büyük savaşlarımı burada paylaşacağım.İstenileni veremedik affola...
 
Şimdi ben Kırım Hanına bağlıydım. Büyük bir ordu topladım, yanımda üç tane de Mirza vardı ve bir anda bir sürü Leh üstümüze geldi. 5-6 katımızdı, süvarilerle hücum ettim, atlı okçularım telef oldu ama düşmanın gücü kırıldı. Yine de sol kanata yerleştirdiğim tüfekçiler sayesinde Mirzalardan biri(adını unuttum) hezimete uğramadı, ama ötekisinin birlikleri tüfekçilerin açık hedefi oldu, ben de stratejik olarak geri çekildim. Geri çekildikten sonra düşmanı biraz peşime taktım, daha sonra arayı açınca tahkim ettim bulunduğum yeri, düşman saldırırken bazı birlikleri ve Tatar olan yoldaşımı girişe yerleştirdim, kalan tüfekçiler de yayıldı, yayılınca yerlerinde kalmalarını emrettim. Hüssarlar hücum etti ama ilk atıştan sonra yarısı gitti, içeri giremedikleri için de daha sonra yenildiler. Düşman bir anda tüfekçilerle beni kurşuna tutmaya başladı, girişteki süvarilere hücum emri verdim, onlar saldırıya geçti. Ben de tüfekçilerle tahkimatta kalmayı tercih ettim, düşman biraz kayıp verdi ama yaklaşmayı denedi. Etrafımızı sarmışlardı, ama iyi savaşıp yendik. Bunun üstüne bir de İslam Giray Han ve bir sürü Mirza ile bir şehir üç kale fethettik, yani benim çok kalabalık düşmanı yenmem savaşın gidişatını değiştirdi.
 
Kopī Ninja no Kakashi said:
Şimdi ben Kırım Hanına bağlıydım. Büyük bir ordu topladım, yanımda üç tane de Mirza vardı ve bir anda bir sürü Leh üstümüze geldi. 5-6 katımızdı, süvarilerle hücum ettim, atlı okçularım telef oldu ama düşmanın gücü kırıldı. Yine de sol kanata yerleştirdiğim tüfekçiler sayesinde Mirzalardan biri(adını unuttum) hezimete uğramadı, ama ötekisinin birlikleri tüfekçilerin açık hedefi oldu, ben de stratejik olarak geri çekildim. Geri çekildikten sonra düşmanı biraz peşime taktım, daha sonra arayı açınca tahkim ettim bulunduğum yeri, düşman saldırırken bazı birlikleri ve Tatar olan yoldaşımı girişe yerleştirdim, kalan tüfekçiler de yayıldı, yayılınca yerlerinde kalmalarını emrettim. Hüssarlar hücum etti ama ilk atıştan sonra yarısı gitti, içeri giremedikleri için de daha sonra yenildiler. Düşman bir anda tüfekçilerle beni kurşuna tutmaya başladı, girişteki süvarilere hücum emri verdim, onlar saldırıya geçti. Ben de tüfekçilerle tahkimatta kalmayı tercih ettim, düşman biraz kayıp verdi ama yaklaşmayı denedi. Etrafımızı sarmışlardı, ama iyi savaşıp yendik. Bunun üstüne bir de İslam Giray Han ve bir sürü Mirza ile bir şehir üç kale fethettik, yani benim çok kalabalık düşmanı yenmem savaşın gidişatını değiştirdi.
Eğlenerek okudum çok teşekkürler daha da yazabilirsin...
 
Kırım Hanı İslam Giray Han'ın orduyu toplama emrini vermesi üzerine görevlerden Kiev yakınlarında olduklarını öğrendim. Aslında Çerkesk'i kuşatmaktaydım ama bildirim gelince mecbur geri dönmek zorunda kalmıştım. Tamda Sich'in yanından geçerken bir Kazak soylusuna yakalandım. Benim asker sayım 120 civarı birşey iken düşman 230 civarında asker bulundurmaktaydı. Bilirsiniz, Kazaklar piyadeleri ve nişancıları ile ünlüdür, düşman ordusundaki askerlerin %70'i Nişancı ve Piyadelerden oluşuyordu. Mızrakçı birlikleri en öne sürdüm ve açılmalarını emrettim. Amacım gelen düşman süvarilerinin nişancılarıma ulaşmalarını engellemekti, grubumda Nogay dışında hiçbir süvari yoktu. Öncelikle süvariler bize saldırdı, ama neticesiz oldu ve süvarilerin öncelikle atı, sonra da kendileri öldürüldü. Düşman biraz ilerledilkten sonra bir anda durdu ve ateş açtılar, kargıcıların yarısı öldü. (Zorluk seviyesi %149) Nişancılarıma ilerleme emri verdim, kargıcıların önüne geçtiler. Ardından kargıcıları nişancıların önüne aldım. Aradaki mesafe uzak olduğundan ve birliklerim yanlarında kaliteli tüfek bulundurmadığından ateş açtıklarında sadece boşa mermi atacaklarını düşünmüştüm. Düşman biraz daha yaklaştı, yaklaştı. Nişancılara ateş açma emri verdim ve önde gelen Kazak piyadelerinin ve birkaç nişancının leşleri yere yığıldı. Düşman tekrar ateş açtı, neredeyse yok denecek kadar kargıcım kaldı ve ona yakın nişancım telef oldu. Düşman ile yakın bir zamanda çarpışacağımızdan dolayı birbirlerine yaklaşmalarını emrettim, bu süre içerisinde düşman sayısı bizimle eşitlenmişti. Yakın mesafede bir süre savaştık, hepsini geberttik. Birde baktım o da ne! Yeni düşman kuvvetleri gelmiş. Epeyce savaştık, ben ve birkaç nişancım kaldı. Onlara üçer sıra olmalarını emrettim ve beni takip etmelerini söyledim. Kayaların arkasına saklandık, epeyce düşman öldürdük. Ama ne yazık ki bir şerefsiz Kazak ateşlediği silahı ile beni yere sermeyi başardı, yanımdakilerde öldürüldü ve uğraşlarım ve vaktim hazinle sonuçlandı. Ama çok zevkliydi, en azında şerefimle esir alınmıştım!!!  :razz:
 
Tanhu said:
Kırım Hanı İslam Giray Han'ın orduyu toplama emrini vermesi üzerine görevlerden Kiev yakınlarında olduklarını öğrendim. Aslında Çerkesk'i kuşatmaktaydım ama bildirim gelince mecbur geri dönmek zorunda kalmıştım. Tamda Sich'in yanından geçerken bir Kazak soylusuna yakalandım. Benim asker sayım 120 civarı birşey iken düşman 230 civarında asker bulundurmaktaydı. Bilirsiniz, Kazaklar piyadeleri ve nişancıları ile ünlüdür, düşman ordusundaki askerlerin %70'i Nişancı ve Piyadelerden oluşuyordu. Mızrakçı birlikleri en öne sürdüm ve açılmalarını emrettim. Amacım gelen düşman süvarilerinin nişancılarıma ulaşmalarını engellemekti, grubumda Nogay dışında hiçbir süvari yoktu. Öncelikle süvariler bize saldırdı, ama neticesiz oldu ve süvarilerin öncelikle atı, sonra da kendileri öldürüldü. Düşman biraz ilerledilkten sonra bir anda durdu ve ateş açtılar, kargıcıların yarısı öldü. (Zorluk seviyesi %149) Nişancılarıma ilerleme emri verdim, kargıcıların önüne geçtiler. Ardından kargıcıları nişancıların önüne aldım. Aradaki mesafe uzak olduğundan ve birliklerim yanlarında kaliteli tüfek bulundurmadığından ateş açtıklarında sadece boşa mermi atacaklarını düşünmüştüm. Düşman biraz daha yaklaştı, yaklaştı. Nişancılara ateş açma emri verdim ve önde gelen Kazak piyadelerinin ve birkaç nişancının leşleri yere yığıldı. Düşman tekrar ateş açtı, neredeyse yok denecek kadar kargıcım kaldı ve ona yakın nişancım telef oldu. Düşman ile yakın bir zamanda çarpışacağımızdan dolayı birbirlerine yaklaşmalarını emrettim, bu süre içerisinde düşman sayısı bizimle eşitlenmişti. Yakın mesafede bir süre savaştık, hepsini geberttik. Birde baktım o da ne! Yeni düşman kuvvetleri gelmiş. Epeyce savaştık, ben ve birkaç nişancım kaldı. Onlara üçer sıra olmalarını emrettim ve beni takip etmelerini söyledim. Kayaların arkasına saklandık, epeyce düşman öldürdük. Ama ne yazık ki bir şerefsiz Kazak ateşlediği silahı ile beni yere sermeyi başardı, yanımdakilerde öldürüldü ve uğraşlarım ve vaktim hazinle sonuçlandı. Ama çok zevkliydi, en azında şerefimle esir alınmıştım!!!  :razz:
Onurluca yenilmek  onursuzca kazanmaktan çok daha iyidir :lol: :lol: :lol:
 
Kral_faust said:
Onurluca savaşmak onursuzca kazanmaktan çok daha iyidir :lol: :lol: :lol:
Cümleyi yanlış yazdın galiba.
Onurluca yenilmek onursuzca kazanmaktan çok daha iyidir. :lol: :lol: :lol:
 
Yalnız savaşta onursuzluk diye bir şey yoktur, savaşta her şey mübahtır. Hile savaşın esasıdır.
 
Kopī Ninja no Kakashi said:
Yalnız savaşta onursuzluk diye bir şey yoktur, savaşta her şey mübahtır. Hile savaşın esasıdır.
Bu sanki atasözü gibi oldu.  :lol:
 
Mesala bi keresinde bir kale alıcaktım 304 ordum vardı ve de moskovayı alıcaktım sansıma bir soylu yoktu ve sadece sehır 237 kısı tarafından savunuluyordu kale kumandanıyla gorusup kapıyı acması ıcın 20000 verdim girince ilk önce patlayıcıyı atıp 6 adamlarını oldurdum sonra onları adamlarıma bırakıp ben diğer birliklere kostum tabi adamlarımdan da kayıplar vermıstım cunku ilk birlikleri nişancılardı ben ilerlemeye dewam ettim ikinci patlayıcımıda diğer birliğin ortasına attım onlarda moskova atlısıydı buyuk bir kısmı oldu sonra tavlanmıs cıft elli kılıcımla orayı dagıttım zırhım ıydı sadece 20 kısılık ordudan 10 zararla cıkmıstım 3 birlikleri mızrakcıydı cok zarar vermeselerde gıcıktım cunku onlara ne zaman vurmak ıstesem uzaktan beni engelliyorlardı onlarada son buyuk humbarayı attım ve orayıda dagıttım orduumun halıne baktıgımda %20 sı kalmıstı ve onlarında hala 97 askerleri vardı  hepsıne benı takıp etmesını istedim son birlik kalenın onunde bos meydandaydıdaldık sonra cok kıran kıran savaslar verdık taktık hatam yuzunden nısancılarımın cogu oldu mızrakcılarla savasıyordum az bı canım kalmıstı bırde mızrakcı adamım o oyalıyor ben arkasından vuruyordum en sonunda oda oldu bende son canımla daldım 6 kısı kalmıslardı 2 nısancı 4 mızrakcı mızrakcıları kazasız belasız atlattım nısancıların ustune gırderken cok korkmustum bı oyan gıdıp bı buyana gelıordum bırını oldurdum dıgerı uzaktaydı onuda gıttım oldurdum ve dırenlerınıde yıkıp kaleyı aldım en ıyı savaslarımdandır.
 
nentt said:
Mesala bi keresinde bir kale alıcaktım 304 ordum vardı ve de moskovayı alıcaktım sansıma bir soylu yoktu ve sadece sehır 237 kısı tarafından savunuluyordu kale kumandanıyla gorusup kapıyı acması ıcın 20000 verdim girince ilk önce patlayıcıyı atıp 6 adamlarını oldurdum sonra onları adamlarıma bırakıp ben diğer birliklere kostum tabi adamlarımdan da kayıplar vermıstım cunku ilk birlikleri nişancılardı ben ilerlemeye dewam ettim ikinci patlayıcımıda diğer birliğin ortasına attım onlarda moskova atlısıydı buyuk bir kısmı oldu sonra tavlanmıs cıft elli kılıcımla orayı dagıttım zırhım ıydı sadece 20 kısılık ordudan 10 zararla cıkmıstım 3 birlikleri mızrakcıydı cok zarar vermeselerde gıcıktım cunku onlara ne zaman vurmak ıstesem uzaktan beni engelliyorlardı onlarada son buyuk humbarayı attım ve orayıda dagıttım orduumun halıne baktıgımda %20 sı kalmıstı ve onlarında hala 97 askerleri vardı  hepsıne benı takıp etmesını istedim son birlik kalenın onunde bos meydandaydıdaldık sonra cok kıran kıran savaslar verdık taktık hatam yuzunden nısancılarımın cogu oldu mızrakcılarla savasıyordum az bı canım kalmıstı bırde mızrakcı adamım o oyalıyor ben arkasından vuruyordum en sonunda oda oldu bende son canımla daldım 6 kısı kalmıslardı 2 nısancı 4 mızrakcı mızrakcıları kazasız belasız atlattım nısancıların ustune gırderken cok korkmustum bı oyan gıdıp bı buyana gelıordum bırını oldurdum dıgerı uzaktaydı onuda gıttım oldurdum ve dırenlerınıde yıkıp kaleyı aldım en ıyı savaslarımdandır.
Paylaşımın için teşekkürler... :lol:
 
Hileli bir savem vardı.Sanırım o zaman 193 kişilik bir ordum vardı193 .Hile kullanmamaya karar verdim(yinede kullandığım oluyordu.).Oyuna yeni başlarken açtığım için kolay moddaydı.Leh ordusuyla karşılaştım.2000lerde kişi karşıma çıktı.Ben 600-700 ünü yendim ver kapatmam gerektiği için hemen hileyle yenip çıktım. http://a1109.hizliresim.com/11/9/16/16276.jpg    Fotoğrafı daha önce bir mesajda atmıştım ondan kopyaladım.
 
Back
Top Bottom