Türkçe,Türükçe,Türkche,Türkish çe...

Users who are viewing this thread

Cümlenin yapısını değiştirmeyi sormuyorum. O haline hangi noktalama işareti getirilmeli? Bi de düşük olmak nedir lan?
 
Master Ronin said:
Düşük olmak nedir, pardon konuyu böldüm ama ?.(Bir de böyle bir cümle kurduğum zaman sonuna nasıl bir noktalama işareti getirmeliyim? Nokta koysam olmadı, soru işareti koysam hiç olmadı gibi geldi ben de ikisini birden koyayım dedim. Sarkastik bir amacım yok sadece cidden merak ettim.)
Noventa said:
Dil bilgisi kurallarına uygun olmayan, anlatım bozukluğu içeren cümle düşük cümledir ama genellikle devrik cümleymiş gibi algılanır.
Master Ronin said:
Cümlenin yapısını değiştirmeyi sormuyorum. O haline hangi noktalama işareti getirilmeli? Bi de düşük olmak nedir lan?
:roll:
 
Master Ronin said:
Cümlenin yapısını değiştirmeyi sormuyorum. O haline hangi noktalama işareti getirilmeli? Bi de düşük olmak nedir lan?

Soru cümlesi olduğu için sonuna soru işareti gelir...
Cümle düşüklüğü cümlede anlatım bozukluğu olduğunu ifade eder (örn: ben kitap okuma çok severim).
Devrik cümle ise cümlenin öğelerinin farklı dizildiğini ifade eder (örn: ben çok severim kitap okumayı).
 
Düşük olmak, ögelerin veya eklerin eksik olması, yanlış kullanılması demek sanırım.
"Düşük olmak ne demek? Pardon, konuyu böldüm ama..." biçiminde yazabilirsin. İkinci kısım eksiltili cümle: "...Pardon, konuyu böldüm ama bunu sormam gerekiyordu." gibi bir anlam çıkıyor.
 
Maelstorm said:
Rumil said:
Arkadaşım gerizekalımısın? Yani konunun içine sıçmayı neden bu yöneticiler özellikle seviyor? Ulan ne gerizekalı adamlarsınız siz,sırf ota boka muhalefet için yazı yazmayın arkadaşım. yok yani oradaki amacı anlayıp da bu mesajı akılı selim bir insanın yazması mümkün değil. İlla her konuda bilgiçlik taslayacaksınız ota boka muhalefet olacaksınız.Bu kadar gerizekalılık,ahmaklık olamaz.Evet evet; gerizekalılık değil direkt ahmaklık bu...
Koskoca bir paragraf yazıp kayda değer hiçbir şey söylememeyi nasıl başardın? Tek yaptığın hakaret etmek ve -galiba- bir şeyler iddia etmek olmuş.
Sanırım anlamadın ya da Türkçe bilgin yetmedi.
"Mizahsel" diye bir kelime -bildiğim kadarıyla-  yok.
"Türkçe'miz" yerine, "Türkçemiz" diye yazılmalı. Zira özel adlardan türemiş kelimelerde kullanmıyoruz kesme işareti. "Türk'çemiz" demediğimiz gibi.
"Bunu başarabilmemiz içinde kitap okumak en başlarda geliyor." cümlesinde da anlatım bozukluğu var. "Bunu başarabilmemiz içinde kitap okumamız gerekiyor." ya da "Bunu başarabilmemiz içinde yapabileceklerimiz arasında kitap okumak en başlarda geliyor" (yine düşük mü yazdım ne?) olabilirdi sanırım.
Son olarak "içinde" değil, "için de" olması lazım. Hatta oradaki de eki komple kalkmalı belki?

Neyse yani, sonuç olarak "düzgün Türkçe" diye mesaj atmış bir arkadaşın kendi cümleleri Türkçe dilbilgisinden yoksun görünüyor (dört cümlede dört hata var). Tatari de gayet düzgün, ağır da olmayan, bir mesaj atmış. Hatta dili bile yok mesajın, tamamen tarafsız. Basitçe, hatalarını yazmış arkadaşın.

Sence daha iyi Türkçe'ye nasıl ulaşacağız? Birbirimize "baylar ya eskiden fevkalade diyorlarmış şimdi çok kull diyorlar yhaaaa" diye forum mesajları atarak mı? Yoksa birbirimize hatalarımızı göstererek mi? Ortada artistik falan yok, gereksiz yere ortalık bulandırmayın. Ayrıca forum genele açık bir ortamdır. Sen nasıl birine yönelik yorum yazma hakkına sahipsen, başkaları da sana yönelik yorum yapma hakkına sahiptir. Konudan sapmadığı ve seviyesi yerinde olduğu sürece tabi. O yüzden kendin laf edip sonra başkası sana laf edince "onun avukatlığını yapmayın ulennn" diyip sıvışamazsın.

Zaten ne söylediğin belli değil. "tek anlam çıkıyor" demişsin, ne anlamı çıkıyor söylememişsin. artistik martistik var demişsin, oysa mesajda basitçe arkadaşın eksiklerini göstermiş.  Bir de üstüne hakaret etmişsin. Sonra da "yöneticiler sövüyor", "ben çok kalite bi adamım(!)" falan diye birşeyler yazmışsın. Ne çektiysen ben de istiyorum.

Söyleyecek söz gerçekten bulamıyorum hayır yazdıklarınızdan sonra dönüp bir baktım; ''ulan ne yazdım da bu adam bu sonuçları çıkardı''  diye. Ama bu kadar da ahmak olunmaz.Kolay gelsin sizlere...
Bu arada ceza puanımız hemen gökten inmiş. Hayırlı olsun
 
Düşük cümleye bir örnek vereyim: "Çocukların her isteğine karşı çıkmak ya da bütünüyle yerine getirmek, onların kimi sorunlar yaşamasına yola açabilir." Bu cümlede nesne eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu var. Doğrusu: "Çocukların her isteğine karşı çıkmak ya da her isteğini bütünüyle yerine getirmek, onların kimi sorunlar yaşamasına yola açabilir."
Daha kısa bir cümleden örnek verecek olursak: "Her maça kazanmak için çıkıyoruz." cümlesinde de nesne eksikliği vardır. Doğrusu: "Her maça, maçı kazanmak için çıkıyoruz." olmalı. Bu ikinci örnekteki hatayı fark etmek, çoğu insan için ilk örnektekini fark etmekten daha zor; çünkü insanların kanıksadığı bir kullanım bu.
 
Allegro said:
Akşam-ı şerif diye bir Türkçe mi var, 3. dünya dillerinin tecavüzüne uğrayacağına varsın İngilizce'nin Fransızca'nın tecavüzüne uğrasın tek kaşlı orkların konuştukları yerine monşerlerinkini anlarız ne güzel. Akşam-ı şerif derken iyi de good evening mi koyuyor? Ayrıca kafandaki davaya verdiğin örnek de ilüzyondan ibaret, giderek basitleştikten sonra pat diye vulgar Türkçe'den vulgar İngilizce'ye dönüyor nasıl oluyorsa.

Türkçe konuşmak istiyorsan "Ötüken'den demir kapıya kadar ordu saldım gördüm ki Ötüken'den başka il Türkçe'den başka til yok imiş" diye konuşacaksın, ziyadeli mukabilli konuşup da sonra ben Türkçe'yi koruyorum diyen adama kıçımla gülerim. Bugün metroseksüel, gay gibi sözcükler nasıl kültürel etkileşimle olağanlaşıyorsa sizin o ağdalı dil zannettiğiniz gayri Türkçe sözcükler de zamanında kültürel etkileşim sayesinde olağanlaşmış şeyler.

Bilindiği kadarıyla 1000 yıl boyunca adamlara hükmedersen olacağı budur. O da kültürel bir zenginliktir. Kimse kalkıp bu Türkçe değil şu Fransızca, şu Farsça diye kullanmamazlık etmesin lavukluğa girer.
 
Birde şöyle bir konu var: İnsan alıştığını çok zor bıraktığı için, mesela -de ekini bazen insanlar yanlış yazabiliyor. Eğer benim de yanlışım varsa mazur görün. Bir de sadece ''yha , thurce'' değil bazı kelimelerde tamamen İngilizceleşiyor. Örneğin eskiden koruma denirdi, ancak şimdi security deniyor.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz
 
!!gekko!! said:
Birde şöyle bir konu var: İnsan alıştığını çok zor bıraktığı için, mesela -de ekini bazen insanlar yanlış yazabiliyor. Eğer benim de yanlışım varsa mazur görün. Bir de sadece ''yha , thurce'' değil bazı kelimelerde tamamen İngilizceleşiyor. Örneğin eskiden koruma denirdi, ancak şimdi security deniyor.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz

Eskiden Korumalara, " Muhafız " denirdi. Şu anda ise koruma deniliyor.
 
Eskiden muhafız şimdi koruma,zart-zurttu bu kadar kasmayın.Atalarımız dediğiniz insanlar bunları da kullanmıyordu ona bakarsanız.Lise yıllarından beri ezbere bildiğim Alp Er Tunga sagusunu inceleyin derim (en basit örneği,her yerde var)
 
Dile giren kelimeler var, girmekte olan kelimeler var. Ziya Gökalp'in dediği gibi, bazı sözcükler artık bizimdir, bizim malımızdır; kelime sözcüğün kardeşidir. Ancak Oktay Sinanoğlu'nun da dediği gibi, ayrıntı varken, teferruattı sanırım Osmanlıcası, detay demek asıl hainliktir, zırtapozluktur. Yoksa muhafızdan korumadan zarar gelmez.
 
Peki artık bizim malımızdır denilen Arapça, Farsça sözcükler için de bizim malımız olmaları esnasında yaşasaydınız yine zırtapozluk diyecek miydiniz? Evetse o zaman neden mallarımız, hayırsa bu neden zırtapozluk?
 
Evet, diyecektik. Bir kere şunu anlayalım. Tanzimat döneminde Osmanlı aydın kesimindeki Fransız hayranlığının getirdiği bir "Fransızca kullanan iyi gözükür" anlayışı vardı. O sırada dilimize o kadar yabancı kelime girdi ki Osmanlıca denilen lehçe Fransızca'nın Türkçe dil kurallarına göre yenilenmiş haline döndü. Şimdi, Ziya Gökalp'in "Leb sizin, Şeb sizin, Gece bizim" dizesini hatırlayalım. Durum "Ama o da yabancı, onu da atalım o zaman" durumuna dönerse dilde nasıl kelime kalmayacaksa, dil nasıl berbat, sığ bir hal alacaksa, bin yıl öncesinin coğrafyasında anlatabileceğin her şeyi kendi sözcüklerinde -en azından her dilde olduğu gibi, o sırada dile önceden girmiş yabancı kökenli Türkçe sözcüklerle- anlatırken, araya Arapça Farsça karıştırmak zırtapozluk olurdu. Durum Tanzimat aydınının saflığıyla aynıdır. Nasıl ki Kaşgarlı Mahmut Türkçenin de harika bir dil olduğunu anlatmak için eserler verdiyse, her dönemde dile giren kelimelere karşı savaşılmalı, ama dilin temelinin üzerine konmuş kirişler olan bu tarz sözcüklere de sahip çıkılmalıdır.
 
BéN ßuradha, TürqhçéNiN NashıL yhavhaş yhavhaş yh0qh 0LdhuğuNu açıqhLaMaqh ishtédhiM. ZatéN Türqhçéyhi qh0ruyhaN arqhadhaşLarıMız ßuNu qayhét iyhi aNLaMışLardhır.



Çeviri;Ben burada, Türkçenin nasıl yavaş yavaş yok olduğunu açıklamak istedim. Zaten Türkçeyi koruyan arkadaşlarımız bunu gayet iyi anlamışlardır.


Yukarıdaki yazı her şeyi açık ve net bir şekilde ortaya dökmektedir. Umarım anlamışsınızdır.
 
Allegro said:
Girmesi için mücadele edelim mücadeleye rağmen girenleri de benimseyelim mi yani?

Girmemesi için mücadele edelim, zaten girmiş olanları benimseyelim. Evet, durum bu. Şimdi senin bir bacağında bir yerler koptu, protez taktılar. "Takmıyorum lan bunu, benim bacağım daha iyiydi" mi dersin yoksa yürümeni sağladığı için şükredip takar mısın? Ya da sen baygınken veyahut sen bebekken bir şey yaptılar vücuduna. Değiştiremezsin. Onu çıkartır mısın? Şimdi iki madde halinde bakacağız olaya.

1- O kelimeler bizim malımızdır. Diğer sözcükler neyse onlar da odur. Ha, yabancı kökenli sözcükler sıkıntı yaratmaya devam ederler çünkü ana kuralları ihlal ederler. Yine de senin aklına bir şeyi anlatırken doğal olarak o kelime geliyorsa, ya sen popülerizme yelken açmış bir zırtapozsun, ya da gayet doğal bir şekilde kendi dilini konuşuyorsun. Zırtapozsun çünkü sen Anadolu'nun ücra bir köyünde yaşıyorsun ve kahvenin önüne "Welcome" yazıyorsun. Başka bir durum yok.

2- O kelimeleri çıkartırsak nasıl ki yaşamını engellemese de olmaması seni rahatsız edecek bir organından olmuş gibi olacaksan, dilimize tarzanca bir biçimde giren kelimeler de dili yok eder. Günümüzde Emo Türkçesi denilen bol pli hli chli kelimelere hiç girmiyorum zaten. Ama bir şeyi anlatırken abuk sabuk kelimeler kullanıyorsanız, aklınıza ayrıntı yerine detay geliyorsa, elleriniz alışkan olmuş bir biçimde güle güle yerine bıy bıy yazıyorsa bir sorun var demektir.
 
Back
Top Bottom