Türbanlı nerede daha özgür?

Users who are viewing this thread

Sanchez

Sergeant Knight
Ortaköy’de gezerken mi?    Sultanbeyli’de turlarken mi?    İzmir’de yaşıtlarıyla şen şakrak sohbet ederken mi?
Bitlis’te yaşıtlarıyla laflarken mi?
Nerede?
Kilit soru budur..
Türbanlı kız nerede yaşamaktan daha mutludur..
Kendini nerede daha çok özgür hisseder..
*  *  *
Kot pantolonuyla türbanını bütünleştiren, başı açık arkadaşlarından geri kalmayan, onlar kadar sosyal hayata giren, girmesi istenen, girdiği için örnek gösterilen, türbanın modern mahrem olduğunu ispatlayan genç kız, neden koşa koşa ‘kendinden korktuğu’ iddia edilen insanların yaşadığı yerlere gider..
Oralarda vakit geçirmeyi tercih eder?
Neden?
Sevgilisiyle yan yana yürüyebilmek..
El ele tutuşmak..
Birlikte sinemaya gitmek, yemek yemek, bir kafede oturup sohbet etmek için..   
Neden hayırcıların yoğun olduğu bölgeleri seçer..
*  *  *
Oysa siyasi analizcilere (!) göre; evet oyları daha çok özgürlük, daha çok demokrasi, daha çok hoşgörü talebidir..
O zaman evetlerin yoğun olduğu bölgeler de özgürlükçü bölgelerdir!..
Hayır oyları, statükodur, faşist eğilimin ifadesidir, değişime sırtını dönmektir, dünyaya gözünü kapatmaktır..
Bu duruma göre, hayır oylarının yoğun olduğu yerler de tutucuların yaşadığı yerlerdir..
*  *  *
Hal böyleyse türbanlı genç kız neden Bağcılar’da eğlenmiyor da, koşa koşa Yeşilköy’e gidiyor..
Orada yaşayanlar..
Türbana karşı olan, türbanlıdan nefret eden, öcü görmüş gibi bakan, insanların kılık kıyafetine karışan, demokrasi karşıtı, hoşgörüden nasibini almamış insanlar değil mi?
Evet..
Evetse türbanlı genç kız yaşıtlarıyla Yeşilköy sahillerinde kahkaha atıyor..
Etiler’deki kafelerde sigarasını tüttürüyor..
Maçka parkında sevgilisiyle el ele yürüyor..
Beşiktaş’ta diz dize sohbet ediyor da..
Bunların hiçbirini neden ‘evet’lerin çok yoğun çıktığı yerlerde yapamıyor..
Neden başı önde, hızlı adımlarla evine gidiyor..
*  *  *
42’lerin yaşadığı yerlerle, 58’lerin yaşadığı yerleri anlamaya çalışırken işe buradan başlayalım..
Tam bu sorudan!..
Ne dersiniz?


İleri demokrasi işte bu demek
İktidarın, iktidara yakın duranların dilinden ileri demokrasi sözü düşmüyor..
Düşürmüyorlar ama doğru dürüst bir tanımını da yapmıyorlar..
İşte budur diye tane tane anlatmıyorlar..
Bakın yetersiz demokrasilerde böyle oluyordu..
Demokrasilerde böyle olmakta..
İleri demokrasiye geçtik, artık böyle olacak diye somut net bir örnek yok..
*  *  *
Referandumla ileri demokrasiye geçtik ama nedir desen bilen sıfır..
Adalet Komisyonu Başkanı AKP’li Ahmet İyimaya geçici içtüzük teklifi vermiş.. Teklife göre yasa görüşülürken CHP, MHP, BDP ayrı ayrı değişiklik talebinde bulunamayacak..
Ne olacak?
Üçü bir araya gelip tek bir önerge verecek.. 
*  *  *
İleri demokrasi bu demek herhalde.. Hafiften ses kısıklığı..
*  *  *
Yayalım hayata..
Üç yazar ayrı ayrı yazacağına bir araya gelip tek yazı yazacak..
Üç gazete çıkacağına birleşip tek gazete çıkacak..
Üç beş televizyon olacağına bire inecek..
Sivil toplum örgütleri de tek hoparlörden konuşacak..
Tekli modasına dernekler de ister istemez uyacak..
*  *  *
İktidar tek ise..
Muhalefet de tek olacak..
Partisiyle, STK’sıyla, yazarıyla, çizeriyle tek..
Haa bu arada soru sormak da yok.. İleri demokrasinin ilk teklifi soru sormayı yasaklıyor..
Bilginize..

Mehmet Tezkan'dan alıntı yapılmıştır
 
Türbanlı insan özgür değildir, kendini kandırsın..Özgürüm desin, bilinçli seçimim desin, desin de desin... Ben kimseye niye türban takıyorsun demem, öğretim üyesinin ya da yökün yerinde olsaydım da böyle bir zorlama yapmazdım. Özgürlükten kastım da bu değil zaten.
Türbanlı insan zihnini zaten özgürlüğe kapatmış kafeslere tıkmış insandır. Onun için kitapta yazan bir ayet mantığını sorgulamadan kafasını örtmeye yetmiştir-hatta o ayete bile bakmamıştır, hangi surede olduğunu bilmez, gerçekten ne anlattığını bilmez.
Dolayısıyla bu insanın özgürlüğünden söz edilemez
 
Kadının [yüz ve iki elinden başka] bütün bedeni avrettir. [Mecmaul-enhür, El-mugni]

Mümin kadınlara söyle: [Yabancı erkeklere bakmaktan] sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, [el, yüz gibi] görünen kısmı hariç, ziynetlerini [Saç ve gerdan gibi ziynet takılan yerleri] göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar [saç, kulak ve gerdanlarını] örtsünler!  [Nur 31]

Böyle 2 Dayanağım Var Başörtüsüne

Birde Yazıdan Tam Anlamadım Ne Dediğini.Özet Geçebilirmisiniz ?
 
Aynı şekilde. Türban neden bir özgülük olarak görülüyor artık, anlamak zor... olmasa da anlatmak zor.

Birilerinin çıkıp "özgürlük" diye PKK üniformasıyla (!) dolaştığını düşünün. Veya özgür olduğunu düşünerek hamama donla girdiğini (Aklıma başka bir örnek gelmedi, okul zamanı gece 11'de bu kadar. Hayal edin işte, iğrenç bir görüntü olurdu...). Bu noktalarda nasıl rahatsızlık veriliyorsa türbanla da aynısı yapılıyor. Tamamen cahilliği temsil eden bu sembol, dışarıda da rahatsızlık veriyor. Avrupalı bir arkadaşınızın sizi ziyarete geldiğini düşünün. Yolda yürürken etrafınızda türbanlılar, kara çarşaflılar, hatta takkeli, sakalı 1 metre adamlar... Maalesef o an durumu "özgürlük" diye açıklayamazsınız.

Warning! While you are typing your message, .... Yani GhosTR'nin mesajı yeni.
 
ilk dediğim şu kardeşim... evet oyları daha çok özgürlük, daha çok demokrasi, daha çok hoşgörü talebidir..
O zaman evetlerin yoğun olduğu bölgeler de özgürlükçü bölgelerdir!..

Hayır oyları, statükodur, faşist eğilimin ifadesidir, değişime sırtını dönmektir, dünyaya gözünü kapatmaktır..
Bu duruma göre, hayır oylarının yoğun olduğu yerler de tutucuların yaşadığı yerlerdir..

Hal böyleyse türbanlı genç kız neden Bağcılar’da eğlenmiyor da, koşa koşa Yeşilköy’e gidiyor..
Orada yaşayanlar..
Türbana karşı olan, türbanlıdan nefret eden, öcü görmüş gibi bakan, insanların kılık kıyafetine karışan, demokrasi karşıtı, hoşgörüden nasibini almamış insanlar değil mi??

Deepnot: Yeşilköy'de ağırlıklı olarak hayırcılar var

türbanlı genç kız yaşıtlarıyla Yeşilköy sahillerinde kahkaha atıyor..
Etiler’deki kafelerde sigarasını tüttürüyor..
Maçka parkında sevgilisiyle el ele yürüyor..
Beşiktaş’ta diz dize sohbet ediyor da..
Bunların hiçbirini neden ‘evet’lerin çok yoğun çıktığı yerlerde yapamıyor..
Neden evetlerin çok olduğu yerde başı önde, hızlı adımlarla evine gidiyor??

2. olarak

Adalet Komisyonu Başkanı AKP’li Ahmet İyimaya geçici içtüzük teklifi vermiş.. Teklife göre yasa görüşülürken CHP, MHP, BDP ayrı ayrı değişiklik talebinde bulunamayacak..
Ne olacak?
Üçü bir araya gelip tek bir önerge verecek..

nedir bu?? özgürlüğün kısıtlanması değil mi?? tek muhalefet isteği.. bu 3 partinin ortak bir yere varıp akp'nin karşısına çıkamayacağını herkes biliyor...

Üç yazar ayrı ayrı yazacağına bir araya gelip tek yazı yazacak..
Üç gazete çıkacağına birleşip tek gazete çıkacak..
Üç beş televizyon olacağına bire inecek..
Sivil toplum örgütleri de tek hoparlörden konuşacak..
 
GhosTR said:
Kadının [yüz ve iki elinden başka] bütün bedeni avrettir. [Mecmaul-enhür, El-mugni]

Mümin kadınlara söyle: [Yabancı erkeklere bakmaktan] sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, [el, yüz gibi] görünen kısmı hariç, ziynetlerini [Saç ve gerdan gibi ziynet takılan yerleri] göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar [saç, kulak ve gerdanlarını] örtsünler!  [Nur 31]

Böyle 2 Dayanağım Var Başörtüsüne

Birde Yazıdan Tam Anlamadım Ne Dediğini.Özet Geçebilirmisiniz ?

Bunları sen mi arapçadan çevirdin? Yoksa bir yerden mi okudun?

Özgürlük adı altında kadınları bir yerlere "kapatmak" hem komik bir çelişki hem de gereksiz bir önlem. Kısaca uçkuruna sahip çık moruk...

Uyarı: Siz iletinizi yazarken yeni bir ileti daha gönderildi. Gönderilen iletiyi incelemeniz önerilir.
 
Takkeliler  Ve Çarşaflılar Konusunda Katılıyorum.Hiç Gerek Yok.

Ama Türbanlılara Birşey Diyemezsin.Geri Kalmışlık Falan Değildir.Göz Zevkinizimi Bozuyor ? Tamamen Cahilliği Temsil Etmek ? Neden.Dinin Gereği Başörtüsü.Veya Tesettür Giyimi.

Valla Avrupalılar Türbanı Sorun Olarak Görmez.Bak Bugün Hayrunissa Gül Avrupa Konseyine Çağırıldı.Ne Güzel..

Kusura Bakmayın Başörtlüler Cahilde Açık Giyinenler Aydın Diye Birşey Yok.

Bu Arada Evet Beyler Bunu Okudum.Büyük Hocalarda Bu Görüşte.Cübbeli Ahmet Vesayre.. Ben Buna İnanıyorum.




 
GhosTR said:
Takkeliler  Ve Çarşaflılar Konusunda Katılıyorum.Hiç Gerek Yok.

Ama Türbanlılara Birşey Diyemezsin.Geri Kalmışlık Falan Değildir.Göz Zevkinizimi Bozuyor ? Tamamen Cahilliği Temsil Etmek ? Neden.Dinin Gereği Başörtüsü.Veya Tesettür Giyimi.

Valla Avrupalılar Türbanı Sorun Olarak Görmez.Bak Bugün Hayrunissa Gül Avrupa Konseyine Çağırıldı.Ne Güzel..

Kusura Bakmayın Başörtlüler Cahilde Açık Giyinenler Aydın Diye Birşey Yok.

Bu Arada Evet Beyler Bunu Okudum.Büyük Hocalarda Bu Görüşte.Cübbeli Ahmet Vesayre.. Ben Buna İnanıyorum.

ben bunu okudum diyebilmen için tarafsız birşeyler okuman gerek Cüppeli Ahmet hoca okuyupta okudum demen çok mantıksızca
 
1.si Ben bu abartılmış yorumlara katılmıyorum, başörtülüler bu tür yerlerde eğlenmezler,  kot pantolon giyenlere bende karşıyım, Etilerde orda burda geziyorsalar bende karşıyım... Kimse bu işe he diyemez ama bu kızlar Başörtülülerin %100'ünü kapsamaz.
          Hepsinin üstüne atamayız bu yapılanları bende yolda sokakta görüyorum kot pantolonlu şöyle tahmin edersem (kendi analizime göre) % 10'u kot pantolonlu, el ele tutuşan, gezen tozan..., geri kalan % 90'ını bu anlatılanların içine hapsedemeyiz.Ve bu yorumlar abartılmış ve taraflı yazılmış.Bu birincisi...

2.si Bu böyle olduğu halde yine de bu bir özgürlüktür bunu bahane edipte bu haksızlığın önüne bahane olarak koyamayız.
Ve bu çok ayrı sosyal bir boyuttatır ki, Bu kızların istediği özgürlük alanları Kamu alanlarıdır.
          O kızın inancını sorgulamak bu yorumlara yapan kişiye düşmez gezsede, kot pantolon giysede ,el ele dolaşsada bu  kişinin inancını mahremiyetini sorgulamaya hakkı yoktur.Ki ben bu anlatılanlara inanmıyorum, evet görüyorum ama bu çok minimum seviyede bir durumdur bunu yaygara çıkartıp bir bahane olarak bu durumun önüne engel olara ekleyemeyiz.

Bu yorumların üzerine fazla konuşmaya gerek yok çünkü provokasyon kokusu var bunu yazan yazarda.Yazılanlardan da anlaşıldığı üzere taraflı ve söylenecek bir bahane kalmadığı için ortaya bu denli bu kızların dikkate alınmayacak kadar az olan bir kısmını, tüm hepsinin içine katıp bu denli bir yorum yapmış.
 
@Sanchez

Başörtülü kadın niye burda geziyor şeklinde yazı biraz mantıksız olmuş.  Başörtülü  kadın - başı açık kadın ayrı tutulma eğilimi hindistandaki kast sistemine benzemez mi? Tamam orda başörtülü kız özgürlük istiyor demeye çalışıyorsun ama toplumu bu şekilde ayırmak daha çok sorun getirir.
 
İLMİHAL



Konusu : Haramlar ve Helâller
İçeriği : GİYİNME ve SÜSLENME
Başlığı : Örtünme

Genellikle, örtünmenin bütün canlılar arasında sadece insana mahsus bir meziyet olduğu söylenir ve bu doğru-dur. Bazı uç ve münferit yönelişler hariç tutulursa çıp-laklık her dönemde toplumsal vicdan ve sağduyu tarafın-dan arsızlık ve hayasızlık olarak görülmüştür. Bununla birlikte birey ve toplumlar örtünme konusunda öteden beri farklı din ve kültürlerin, moda, dış tesir, yaban-cılaşma ve toplumsal çözülme gibi değişik sebep ve te-sirlerin sonucu farklı ölçü ve anlayışlara sahip olmuş-tur. Bunun için de kılık kıyafet ve örtünme konusunda, bölgeler hatta aynı din ve ülke mensupları arasında farklı çizgilere rastlanması şaşırtıcı olmamaktadır.

İslâm dininin örtünme emri, ferdin ruh sağlığını, fıtrî yapı ve onurunu, toplumun genel ahlâkını koruma, cinsler ve insanlar arası münasebetlerde dengeyi gözet-me, insan haysiyetine yakışır bir cinsî hayat ve aile hayatı kurma gibi çeşitli gayelere yöneliktir. Örtünmede erkekle kadının farklı hükümlere tâbi olması da iki ayrı cinsin yaratılış özellikleri gözetilerek yapılmış bir ayırımdır.

Vücudun açılması, gösterilmesi ve bakılması dinen ha-ram olan yerlerine ve organlarına dinî literatürde avret tabir edilir. Setr-i avret tabiri erkek ve kadının namaz dışındaki örtünme vecîbesini de belirtmekle birlikte daha çok namaz esnasında belli uzuvların örtülmesini ifadede kullanılır. Namazda avret yerinin örtülmesi dinî bir görev ve namazın geçerlilik şartı olduğu gibi, namaz dışında da yine dinî bir vecîbe niteliğindedir. Ancak örtünmenin sınırı cinslere ve arada mahremiyetin (evlen-me engeli sayılacak derecede yakınlığın) bulunup bulunma-masına göre farklılık taşıyabilir. Bunun için de fıkıhta örtünme; namazda örtünme, yakınlara ve yabancılara karşı örtünme şeklinde üç ayrı açıdan ele alınabilir.

Erkeğin namazda örtülmesi gereken yeri ile namaz dı-şında erkeklere ve karısından başka kadınlara karşı av-ret yeri, göbek ile diz kapağı arasında kalan bölgedir. İslâm âlimlerinin çoğunluğunun görüşü bu olup avret ye-rinin sınırı ve derecelendirilmesi konusunda aralarında bazı görüş farklılıkları vardır.

Kadınların kadınlara ve mahremlerine yani aralarında devamlı evlenme engeli bulunan erkek akrabasına karşı avret yeri, Hanefî ve Şâfiîler’e göre erkeğin erkeğe karşı avret yeri gibidir. Mâlikî ve Hanbelî mezheplerin-de ağırlıklı görüş, kadının mahremi erkekler yanında el, yüz, baş, boyun, kol, ayak ve baldır hariç bütün vücudu-nun avret olduğu ve örtülmesinin gerektiği yönündedir.

Kadının yabancı erkekler yani mahremi olmayan erkek-ler karşısında avret yeri yüzü, el ve ayakları hariç bütün vücududur. Bu Hanefî mezhebinin görüşü olup diğer fıkıh mezheplerine göre kadının ayakları da avrettir. Ebû Yûsuf’tan, kadının dirseklere kadar kolunu avret saymayan bir görüş de rivayet edilir. Erkek ve kadının namazda ve namaz dışında örtünmesiyle ilgili fıkhın kla-*** doktrininde yerleşik görüş özetle böyledir.

Erkeğin ve kadının örtünmesiyle ilgili Kur’an’da ve Sünnet’te yer alan hükümlere gelince; Kur’an’da konunun ilke bazında ve ahlâkî bir referansla ele alındığı ve özellikle kadınlar için bazı hükümler getirildiği, sün-nette de ilâve bazı kurallardan söz edilip bazı ayrıntı-ların verildiği görülür. Kur’an konuyla ilgili olarak, erkeklerin gözlerini harama bakmaktan sakındırmaları, ırzlarını korumaları istenmekle birlikte (en-Nûr 24/30) namazda veya namaz dışında hangi uzuvlarını örtmeleri gerektiğinden söz edilmez. Aynı âyette ve devamında ka-dınların da namus ve iffetlerini korumaları, harama bak-maktan gözlerini sakındırmaları istenir ve ilâve olarak, “Görünen kısımlar müstesna olmak üzere ziynetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine örtsünler. Kocaları, babaları... hariç başkasına ziynetlerini göster-mesinler. Gizlemekte oldukları ziynetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar” hükmü yer alır. Bir başka âyette de (el-Ahzâb 33/59) kadınların bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman “dış örtülerini üstlerine almala-rı” istenir ve bunun “onların tanınması ve incinmemesi için en emin yol” olduğu bildirilir.

Erkeğin ve kadının namus ve iffetlerini korumaları ve kadının örtünmesi gereğinden söz eden bu âyetlerde, ör-tünme için belli bir şekil şartı ve model önerilmediği görülür. Bu sebeple de Kur’an’ın bu anlatımından yola çıkarak kadınların ancak çarşaf ve peçe ile dışarı çıka-bileceği, yabancı erkeklerin yanında ağız ve burnunu örtmesi, hatta bir gözünü kapatması gerektiğini söylemek isabetli olmaz. Dikkat edilirse konuyla ilgili Kur’an âyetleri, kadın ve erkeğin fitneye ve şüpheye sebep ol-mayacak, karşı cinsin arzusunu kışkırtmayacak, ağır başlılığını koruyacak tarz ve biçimde örtünmesini istemektedir. Bundan, vücut hatlarını gösterecek kadar dar ve ince elbiselerin giyilmesinin doğru olmadığı sonucu çıkar. Buna karşılık erkeklerin şalvar, kadınların etek-leri yerlerde sürünen uzun etek ve pardösüler giymesi dinin gereği olarak değil de kişisel tercih ve zevk ola-rak görülmelidir.

Hz. Peygamber’in sünnetinde de örtünmenin dinî ve ah-lâkî cephesi sürekli vurgulanmış, giyim ve kuşamda sade-lik, tabiilik ve temizlik tavsiye edilmiş, elbisenin vücudun hatlarını belli etmemesi ve içini göstermemesi üzerinde durulmuş, cinsler arası farklılık ve diğer din mensuplarına benzememe ilke olarak benimsenmiş, erkek ve kadının örtünme sınırlarıyla ilgili olarak da fıkıh doktrinindeki görüşlere kaynaklık yapacak birtakım ölçü ve açıklamalar yer almıştır. Meselâ bir hadiste Hz. Peygamber şöyle buyurur: “Cehennemliklerden iki sınıf vardır ki, ben onları dünyada görmedim: Birincisi ellerindeki öküz kuyruğu gibi kırbaçlarla halkı kırbaçlayan kimselerdir. İkincisi giyinmiş çıplak, kalçasını oynatarak, kırıtarak, salınarak yürüyen, başları deve hörgücü gibi kadınlardır. Bunlar cennete giremezler, onun kokusunu da alamazlar. Hal-buki onun kokusu çok uzun mesafelerden alınır” (Müslim, “Libâs”, 125). Bir başka hadiste de Resûl-i Ekrem ince bir elbise giymiş olan baldızı Esmâ’ya “Ey Esmâ! Bulûğa erdikten sonra kadının -yüz ve ellerine işaret ederek- şu ve şundan başka yerlerinin görülmesi doğru olmaz” buyur-muştur (Ebû Dâvûd, “Libâs”, 31). Sünnette yer alan belir-lemelerde o günkü toplumun telakkilerinin, bölgesel şartların ve toplumsal ahlâkın belli bir payı bulunmakla birlikte, örtünme hadisesi ağırlıklı olarak insan tabia-tıyla ve cinsler arası iletişim ve etkileşimle ilgili bir konu olduğundan konunun evrensel ve kalıcı boyutu da ihmal edilemez ölçektedir.

Hz. Peygamber ve Hulefâ-yi Râşidîn döneminden itiba-ren de, müslümanlar, aralarında ayrıntı sayılabilecek bazı farklılıklar bulunmakla birlikte Resûlullah tara-fından getirilen ölçü ve açıklamaları bütün asırlarda ve bölgelerde belli hatlarıyla korumuş ve yaşatmışlar, ör-tünmeyi ahlâkî ve insanî olduğu kadar dinî bir vecîbe olarak da görmüşlerdir. Örtünmenin iffet ve namusu koru-mak, tanınmayı ve incinmemeyi sağlamak gibi bazı hikmet-leri, yani olumlu sonuç ve yararları bulunduğu doğru olsa bile örtünme vecîbesinin böyle bir gayeye kilitle-nerek açıklanması, bu gayenin bulunmadığı veya başka yollarla elde edildiği durumlarda örtünmenin gerekmeye-ceği görüşü doğru olmaz. Bunun için de, şekil ve ayrıntı yönüyle mahallî ve kültürel bazı özellikler ve farklı-lıklar taşıması dinen müsamaha ile karşılanmış olsa bi-le, esas itibariyle örtünmenin dinin emri ve gereği ol-duğu hususunda müslümanlar arasında bir görüş ayrılığı zuhur etmemiştir.

Diyanet Böyle Diyor..Hanefi Mezhebinde El,Ayak Ve Yüz Hariç Geri Kalan Yerler Avret

Sanchez Tarafsız Dediğin Nedir Yani ? Ateistin Yazdığınımı Okumalıyım (:

Başörtülü İnsan Sinemayada Gider Kafeyede.Aşkınıda Yaşar Arkadaşıyla.Böyle Sınırlamalara Katılmıyorum.Kot Pantolonu Giymesinde Ne Var.Eğer Gerekli Yerleri Kapatıyorsa Sorun Yok.Çokda Şık Duruyorlar Öyle..

 
Steelo said:
1.si Ben bu abartılmış yorumlara katılmıyorum, başörtülüler bu tür yerlerde eğlenmezler,  kot pantolon giyenlere bende karşıyım, Etilerde orda burda geziyorsalar bende karşıyım... Kimse bu işe he diyemez ama bu kızlar Başörtülülerin %100'ünü kapsamaz.
          Hepsinin üstüne atamayız bu yapılanları bende yolda sokakta görüyorum kot pantolonlu şöyle tahmin edersem (kendi analizime göre) % 10'u kot pantolonlu, el ele tutuşan, gezen tozan..., geri kalan % 90'ını bu anlatılanların içine hapsedemeyiz.Ve bu yorumlar abartılmış ve taraflı yazılmış.Bu birincisi...

2.si Bu böyle olduğu halde yine de bu bir özgürlüktür bunu bahane edipte bu haksızlığın önüne bahane olarak koyamayız.
Ve bu çok ayrı sosyal bir boyuttatır ki, Bu kızların istediği özgürlük alanları Kamu alanlarıdır.
          O kızın inancını sorgulamak bu yorumlara yapan kişiye düşmez gezsede, kot pantolon giysede ,el ele dolaşsada bu  kişinin inancını mahremiyetini sorgulamaya hakkı yoktur.Ki ben bu anlatılanlara inanmıyorum, evet görüyorum ama bu çok minimum seviyede bir durumdur bunu yaygara çıkartıp bir bahane olarak bu durumun önüne engel olara ekleyemeyiz.

1. si başını kapatan kız istediği yerde gezer sen bunun neyine karşısın? elele de tutuşabilir.. yalnız kamu alanına ve okula türbanıyla giremez bu da kamu alnının kuralıdır uyulmalıdır..

2. si sen CHP ve MHP'nin bdp gibi terör örgütü yandaşı biriyle aynı masada oturup uzlaşmaya varmasını mı bekliyorsun?? bunu düşünen kişinin ölen 30.000 vatandaşımızın ruhuna şehit olan vatan evlatlarımızın anısına zerre saygısı olmadığını söylerim ki sen de bundan yanaysan senle konuşulacak konu yok zaten

@searcy neden buralarda geziyor demiyorum dikkat edersen buralarda özgürce hareket ederken evetçilerin olduğu yerde başı önünde hızlı adımlarla evine gidiyor madem aynı zihniyetteler neden orada çekiniyor başı önüne eğip evine kaçıyor cevap arıyorum??

@ghost yani tarafsız derken o kadar da uç nokta demedim.. Cüppeli zaten hoca sıfatında daha böyle ılımlı birilerinin dediklerini falan oku diyorum cüppeli sayılmaz :D
 
Sanchez said:
Steelo said:
1.si Ben bu abartılmış yorumlara katılmıyorum, başörtülüler bu tür yerlerde eğlenmezler,  kot pantolon giyenlere bende karşıyım, Etilerde orda burda geziyorsalar bende karşıyım... Kimse bu işe he diyemez ama bu kızlar Başörtülülerin %100'ünü kapsamaz.
          Hepsinin üstüne atamayız bu yapılanları bende yolda sokakta görüyorum kot pantolonlu şöyle tahmin edersem (kendi analizime göre) % 10'u kot pantolonlu, el ele tutuşan, gezen tozan..., geri kalan % 90'ını bu anlatılanların içine hapsedemeyiz.Ve bu yorumlar abartılmış ve taraflı yazılmış.Bu birincisi...

2.si Bu böyle olduğu halde yine de bu bir özgürlüktür bunu bahane edipte bu haksızlığın önüne bahane olarak koyamayız.
Ve bu çok ayrı sosyal bir boyuttatır ki, Bu kızların istediği özgürlük alanları Kamu alanlarıdır.
          O kızın inancını sorgulamak bu yorumlara yapan kişiye düşmez gezsede, kot pantolon giysede ,el ele dolaşsada bu  kişinin inancını mahremiyetini sorgulamaya hakkı yoktur.Ki ben bu anlatılanlara inanmıyorum, evet görüyorum ama bu çok minimum seviyede bir durumdur bunu yaygara çıkartıp bir bahane olarak bu durumun önüne engel olara ekleyemeyiz.

1. si başını kapatan kız istediği yerde gezer sen bunun neyine karşısın? elele de tutuşabilir.. yalnız kamu alanına ve okula türbanıyla giremez bu da kamu alnının kuralıdır uyulmalıdır..

2. si sen CHP ve MHP'nin bdp gibi terör örgütü yandaşı biriyle aynı masada oturup uzlaşmaya varmasını mı bekliyorsun?? bunu düşünen kişinin ölen 30.000 vatandaşımızın ruhuna şehit olan vatan evlatlarımızın anısına zerre saygısı olmadığını söylerim ki sen de bundan yanaysan senle konuşulacak konu yok zaten

@searcy neden buralarda geziyor demiyorum dikkat edersen buralarda özgürce hareket ederken evetçilerin olduğu yerde başı önünde hızlı adımlarla evine gidiyor madem aynı zihniyetteler neden orada çekiniyor başı önüne eğip evine kaçıyor cevap arıyorum??

@ghost yani tarafsız derken o kadar da uç nokta demedim.. Cüppeli zaten hoca sıfatında daha böyle ılımlı birilerinin dediklerini falan oku diyorum cüppeli sayılmaz :D
1.si İstediği yerde gezebilir ama o başörtüsünü örttüren inancına, her yönden layık olacak şekilde adabından oturup kalkmasına kadar bilinçli haldeyse karışmam çünkü doğrusu budur.Saçı göstememek marifet değil o inanca sadık kalmak, devam ettirmek önemli.El elede tutuşabilir... cümle alemin içinde kendisinden söz ettirecek şekilde değil tabiki..

2.si Böyle birşeyi elbette düşünemem, bundan yana da değilim.Ben mesajımda bu metinle ilgili söylemedim düşüncelerimi, tamamıyla başörtüsüne yönelikti.

Edit : kamu alanlarının kuralları var demiştin... Zaten başörtüsü sorun olmaya burda başlıyor biz bunu tartışıyoruz.Kızların dışarda yaptığı değil... kamu alanlarına alınmama çağ dışılığından bahsediyoruz.
      Kuralları bahane edemeyiz anlıcağın bu bir özgürlük ve bu kişilerin zevkine kalmış bir yasak olduğu için çağ dışı insanlık dışı.

Edit 2 : Başörtüsü giyenlerin Evetçilerin veya Hayırcıların orda olma meselesine gelirsek, neye dayanarak söylüyorsan bilmiyorum.İlk defa böyle bir şey duydum.Ama doğruysa da bi anlam çıkartamıyorum.
 
Steelo said:
neden buralarda geziyor demiyorum dikkat edersen buralarda özgürce hareket ederken evetçilerin olduğu yerde başı önünde hızlı adımlarla evine gidiyor madem aynı zihniyetteler neden orada çekiniyor başı önüne eğip evine kaçıyor cevap arıyorum??

Hmm... Ailenin uyguladığı saçma yobaz takıntısından başka birşey değil. Mahalle namusu saçmalığı.
 
Steelo said:
Sanchez said:
Steelo said:
1.si Ben bu abartılmış yorumlara katılmıyorum, başörtülüler bu tür yerlerde eğlenmezler,  kot pantolon giyenlere bende karşıyım, Etilerde orda burda geziyorsalar bende karşıyım... Kimse bu işe he diyemez ama bu kızlar Başörtülülerin %100'ünü kapsamaz.
          Hepsinin üstüne atamayız bu yapılanları bende yolda sokakta görüyorum kot pantolonlu şöyle tahmin edersem (kendi analizime göre) % 10'u kot pantolonlu, el ele tutuşan, gezen tozan..., geri kalan % 90'ını bu anlatılanların içine hapsedemeyiz.Ve bu yorumlar abartılmış ve taraflı yazılmış.Bu birincisi...

2.si Bu böyle olduğu halde yine de bu bir özgürlüktür bunu bahane edipte bu haksızlığın önüne bahane olarak koyamayız.
Ve bu çok ayrı sosyal bir boyuttatır ki, Bu kızların istediği özgürlük alanları Kamu alanlarıdır.
          O kızın inancını sorgulamak bu yorumlara yapan kişiye düşmez gezsede, kot pantolon giysede ,el ele dolaşsada bu  kişinin inancını mahremiyetini sorgulamaya hakkı yoktur.Ki ben bu anlatılanlara inanmıyorum, evet görüyorum ama bu çok minimum seviyede bir durumdur bunu yaygara çıkartıp bir bahane olarak bu durumun önüne engel olara ekleyemeyiz.

1. si başını kapatan kız istediği yerde gezer sen bunun neyine karşısın? elele de tutuşabilir.. yalnız kamu alanına ve okula türbanıyla giremez bu da kamu alnının kuralıdır uyulmalıdır..

2. si sen CHP ve MHP'nin bdp gibi terör örgütü yandaşı biriyle aynı masada oturup uzlaşmaya varmasını mı bekliyorsun?? bunu düşünen kişinin ölen 30.000 vatandaşımızın ruhuna şehit olan vatan evlatlarımızın anısına zerre saygısı olmadığını söylerim ki sen de bundan yanaysan senle konuşulacak konu yok zaten

@searcy neden buralarda geziyor demiyorum dikkat edersen buralarda özgürce hareket ederken evetçilerin olduğu yerde başı önünde hızlı adımlarla evine gidiyor madem aynı zihniyetteler neden orada çekiniyor başı önüne eğip evine kaçıyor cevap arıyorum??

@ghost yani tarafsız derken o kadar da uç nokta demedim.. Cüppeli zaten hoca sıfatında daha böyle ılımlı birilerinin dediklerini falan oku diyorum cüppeli sayılmaz :D
1.si İstediği yerde gezebilir ama o başörtüsünü örttüren inancına, her yönden layık olacak şekilde adabından oturup kalkmasına kadar bilinçli haldeyse karışmam çünkü doğrusu budur.Saçı göstememek marifet değil o inanca sadık kalmak, devam ettirmek önemli.El elede tutuşabilir... cümle alemin içinde kendisinden söz ettirecek şekilde değil tabiki..

2.si Böyle birşeyi elbette düşünemem, bundan yana da değilim.Ben mesajımda bu metinle ilgili söylemedim düşüncelerimi, tamamıyla başörtüsüne yönelikti.

Edit : kamu alanlarının kuralları var demiştin... Zaten başörtüsü sorun olmaya burda başlıyor biz bunu tartışıyoruz.Kızların dışarda yaptığı değil... kamu alanlarına alınmama çağ dışılığından bahsediyoruz.
      Kuralları bahane edemeyiz anlıcağın bu bir özgürlük ve bu kişilerin zevkine kalmış bir yasak olduğu için çağ dışı insanlık dışı.

Edit 2 : Başörtüsü giyenlerin Evetçilerin veya Hayırcıların orda olma meselesine gelirsek, neye dayanarak söylüyorsan bilmiyorum.İlk defa böyle bir şey duydum.Ama doğruysa da bi anlam çıkartamıyorum.

dediğim gibi istediği yerde gezsin ama kamu alanı kurallarına uymalı... burada sana örneği rte'den vereyim.. nasıl ki her üniv. mezunu iş bulacak diye birşey yok diyorsa ben de diyorum ki her türbanlı kamu alanında iş bulacak diye birşey yok.. türbanısız çalışmam derse özel sektöre gitsin özel sektçrde patron ne derse o sorun yok yani..

ilk defa duymuş olabilirsin ama böyle bir durum var
 
Tekrar Soruyorum Kamu Alanlarında Başörtüsünün Yasak Olmasının Sebebi Nedir ? Yani Bir Başörtülü Hademe Oluyorda Niye Müdür Yardımcısı Olmuyor ?
 
NODKRM said:
Aynı şekilde. Türban neden bir özgülük olarak görülüyor artık, anlamak zor... olmasa da anlatmak zor.

Birilerinin çıkıp "özgürlük" diye PKK üniformasıyla (!) dolaştığını düşünün. Veya özgür olduğunu düşünerek hamama donla girdiğini (Aklıma başka bir örnek gelmedi, okul zamanı gece 11'de bu kadar. Hayal edin işte, iğrenç bir görüntü olurdu...). Bu noktalarda nasıl rahatsızlık veriliyorsa türbanla da aynısı yapılıyor. Tamamen cahilliği temsil eden bu sembol, dışarıda da rahatsızlık veriyor. Avrupalı bir arkadaşınızın sizi ziyarete geldiğini düşünün. Yolda yürürken etrafınızda türbanlılar, kara çarşaflılar, hatta takkeli, sakalı 1 metre adamlar... Maalesef o an durumu "özgürlük" diye açıklayamazsınız.

Warning! While you are typing your message, .... Yani GhosTR'nin mesajı yeni.
bana bak güzel kardeşim İslamın zorunlulugu kadının örtünmesindendir günümüzde örtü başka yerlere cekıldıgı ve bır kac yıldır ınsanlara yanlıs sekılde anlatıldıgı ıcın ÇOK YANLIS DUSUNUYORSUN
bır kadının mahrem yerlerını ortmesı mecburıdır
Googleye Timurtaş Uçar yazıp bu Rahmetlı hocamızın konusmalarını dınlersen cok dahada guzel anlatmaktadır . İslamın şartıdır bu örtünmek peygamber efendımızın hadisinin tamamını okursanda bazı kanunlar ı nı anlarsın kadınlar hakkında.
Kadının saç ları bıreklerıne kadar ortunmelıdır yuzunun cene sonuna kadar kapatılması gerekır hz ayse sav. da dıyorkı. kadının guzellıgı bu ucgenındedır gozlerı ve cenesının sonuna kadar olan yer gerısı kocasına aittir bir kadının elini tutmak dahi islamda yerı yoktur
buna var diyen şirk e girer  gecenlerde kadının eli tutuldugunda erkek kımyasnın nasıl degıstıgıne daır bır yazı gördüm facebook.com adlı sıtede bir paylasım vidyo. neyse.
orda bilimsel acıklaması vardı ozaman islam? diyordu vıdyonun sonunda bır bakının derim ve dikkat edin asla baş örtüsünü sunla bunla gözünüzü seveyim kıyaslamayın günahı büyüktür dini konularda sorununuz sorunuz olursa elımden yettıgınde cevap vermeye calısırım. İnşallah hadı selametle dıer yorumları okumak ıstemedım 3. yorumdan bu denlı kötü yorumun ustune dıerlerını gormek ıstemedım hadı saglıcakla (( CUMAYA :))) )))
 
Bum bum dynomite!

Tanrı insan idraki dışındadır. Kur'an, Muhammed'in talimatıdır. Bunun birçok delilleri vardır. Bir tanesi birçok yerinde aya, güneşe, fecre, atların köpüren ağızlarına yemin ve and verilmesidir. Yemini kim eder? İnsan eder ve kendisinden daha üstün bir varlığın adına eder, Tanrı yemin eder mi? Tanrı'dan daha üstün bir varlık olmadığına göre kendi yarattığı aya, güneşe neden yemin etsin? Görülüyor ki bu yeminler Muhammed'in gönlünden ve beyninden doğmadır ve hatta Araplar arasında İslamiyetten önceki zamanların usul ve adabınca edilmektedir. (Yobazlık Bir Fikir Müstehasesidir - ÖTÜKEN, 1970, Sayı: 11 )
.
Kur'an "âlemlerin sahibi olan Tanrı'ya hamdederim" diye başlamaktadır. Belli ki bu söz de Muhammed'indir. Çünkü Tanrı, kendi kendisine hamdetmez. Müfessirler her ne kadar Tanrı "böyle diyin" demek istemiştir yolunda tevillere geçmişlerse de Kur'anın sonundaki küçük sürelerde olduğu gibi, sürenin başına bir "söyle, de ki" hitabını eklemeyi Tanrı düşünmez miydi? (A.g.m)
.
Fakat ey Türk Gençliği, sana soruyorum: Sen Arap Muhammedin mezarını artık bıraktıktan sonra senin Kâbe’n Çanakkale, Sakarya ve Dumlupınar değil midir? (Çanakkale Savaşı - ATSIZ MECMUA, 1932, Sayı: 17) .
.
Din Arab’ın, hukuk sizin, harp Türklüğündür. (Davetiye - 1940)
.
Kumar, içki ve her türlü fuhşiyatla yozlaşmış, karılarını değiştiren ve kız çocuklarını gömecek kadar vahşet gösteren bir toplumda Muhammed'in başka türlü davranmasına imkân yoktu. Onlara korkunç cehennem azapları gösterecek ve dünyada doğrulukla yaşayanlara da öte âlemde köşkler, Kevserler yiyecekler, güzel huri kızları vaad edecekti. (Yobazlık Bir Fikir Müstehasesidir - ÖTÜKEN, 1970, Sayı: 11 )
.
(Yobazlar) Soy soy insanların bir tek Âdem’le Havva dan türediklerine, Âdem’in 1050 yıl yaşadığına, Havva'nın her yıl biri erkek biri kız olmak üzere ikiz evlat doğurduğuna ve bu kardeşleri birbiriyle evlendirdiklerine inanırlar. Bir Sümer masalından çıkan tufan ve Nuh'un gemisi onlarca tarihi bir hakikattir. Hangi Teknik Üniversitesinden mezun olduğu belli olmayan Nuh'un yaptığı o pazarcı kayığına her cins hayvandan birer çiftin girip sığması ve 40 tufan gününde birbirine yemeden uslu uslu oturması da gerçektir vesaire... Şimdi bu kafadaki adamla bir fikir tartışması yapmaktaki trajediyi düşünün. (A.g.m)
.
İslamiyet ırk ve renk tanımazmış. Komünizm de tanımıyor. Amerikan anayasası da tanımıyor ama gerçekte bu fark daima vardır. İslamiyet’in ırk ve renk tanımadığı çağlar bir daha dönmemek üzere geride kalmıştır. Birinci Cihan Savaşında, İslam kardeşlerimiz Araplar'ın İngiliz'lerle birleşerek Türk ordularını nasıl arkadan vurduklarını unutmadık. Bu Arap ihanetinin başında Peygamber soyundan gelen şerifler bulunuyordu ki bunlardan birinin hatıraları Hayat Tarih Mecmuasında tefrika edilmektedir. (A.g.m) .
.
İslamiyet Türkler sayesinde yaşadı ve yükseldi. İslamiyet Türkleri değil, Türkler İslamiyeti yüceltti. Biz İslam olmadan önce de büyüktük. Keramet İslamiyet’te olsaydı her Müslüman millet yükselirdi. Hele tarafımızdan birkaç kere tekrarlandığı gibi İslamiyetten önce büyük devlet olan İran İslam olduktan sonra bugünkü durumuna düşmezdi. (A.g.m)
.
Bilimdeki türlü ilerlemeler geliştikçe kâinatın din kitaplarında yazıldığı gibi altı günde yaratılmadığı, bu oluşumun milyarlarca yüzyılda meydana geldiği, hele insanların 6000 yıl önce yaratılan muhayyel bir Âdem’le hayali bir Havva'dan türemedikleri ispat olunmakta ve ilim artık, kısa ömürlü de olsa canlı hücre yaratacak seviyeye ulaşmış bulunmaktadır.(A.g.m) .
.
İslam düşüncesinde sömürgecilik vardır. Ülkeler fethetmek, bu ülkeyi haraca bağlamak sömürmekten başka bir şey olmadığı gibi bütün beşeriyet de tek ümmet değildir.(A.g.m)
.
Tanrı, ne din kitaplarının anlattığı gibi insan şeklinde, ne de göklerin bir yerindeki tahtının üzerindedir. Onun nasıl olduğunu, ne olduğunu bilmeye imkân yoktur. Olsaydı din bilginleri asırlar boyunca birbirine girmezdi.(A.g.m)
.
Peygamberin, çevresindeki ahlak bozukluğunu görerek çareler aradığını, tedbir düşünmek için dağlara çekilip insanlardan uzakta yaşadığını ve ta eski Mısır'dan gelerek Yahudiler'e geçen "tek Tanrı" fikrini akıl ve duygusuyla kabul ederek Arap putçuluğuna karşı çıktığını görüp anlamak için yobaz olmaya, bir takım masallara inanmaya, eski Sümer'den ve Mısır'dan gelip Yahudiler aracılığı ile öteki milletlere geçen inançları ilahi hakikat diye kabul etmeye lüzum yoktur. (A.g.m)
.
Yahudi krallarını peygamber diye Türk milletine telkin ederek milli mefahiri unutturmak suretiyle İsrailiyyatı hayat ve ahlak sistemi diye öne sürmek milli bir cinayettir.(A.g.m)
.
Muhammed'in de peygamber olmadan önce Kureyş putlarına kurban kestiği ve Halife Ömer'in amcazadesi Zeyd'in kendisini bundan menettiği hakkında İbni- İshak'ın siyer parçalarında bir kayıt bulunduğu gibi (bak: İslam Tetkikleri Enstitüsü Dergisi, cilt I. s. 126) Peygamber olduktan sonraki "Garanik" meselesi de bütün İslam âleminde meşhurdur ve tevil olarak "Şeytan, peygamberin içine girerek onun adına öyle konuştu" demek gibi çocukça bir tevile başvurulmuştur. Peki, şeytan bu karganmışlığı yaparken "âlim" (= her şeyi bilen), basir (= her şeyi gören) ve habir (= her şeyden haberi olan) Tanrı ne yapıyordu? Görülüyor ki saçma sapan tevillerle beşeri zaafları örtbas etmeye imkân yoktur.(A.g.m)
.
Yedinci yüzyılda ortaya çıkan Müslümanlık, sosyoloji bakımından Araplar'ın millet haline geçme savaşıdır.(İslam Birliği Kuruntusu Ötüken, 17 Nisan 1964, Sayı: 4)
.
İslam Birliği ve kardeşliği kuruntudur. Dinin baş unsur, olduğu çağlarda bile gerçekleşmemişti. Bundan sonra, araya bu kadar ihanet ve düşmanlık girdikten sonra asla gerçekleşmeyecektir. Gerçekleşecek olan birlik İslam birliği değil, Adalar Denizinden Altayların ötesine kadar Türk birliği olacaktır. (A.g.m)
.
İçki fena ise üzümü neden yarattın? Üzümden içki yapılacağını neden Levh-i Mahfuza yazdın? Son peygamberin arkadaşları namaz kılarken âyetleri yanlış okumasaydı içki yasaklanacak mıydı? Çöldeki Bedevi ile bir kurmay subayın içmesi aynı mıdır? Biri sarhoş olunca her türlü herzeyi söyleyebilir. Öteki sarhoşluğun son merhalesinde bile temkinli ve iradelidir. Küçük bir kızı sevmek günahsa, son peygamber, Ayşe'yi neden sevdi de aldı? (Atsız'ın kendini betimlediği Selim Pusat karakteri, mahkemede peygamber tanıklardan Muhammed ile dalga geçer ve küçük çocukla (Aişe) evlendiği imasında bulunur - Ruh Adam).
.
Ben, yabancı kaynaklı hiçbir fikri benimsemeye tenezzül etmeyecek kadar millî şuur ve gurura malik bir Türküm. Siyasî, içtimaî mezhebim Türkçülüktür. (En Sinsi Tehlike)
.
Şimdi soralım: Atatürk Türkiye'si, Atatürk milliyetçiliği diye her gün leylek gibi laklak eden çeneler jübilesini yapmak için koskoca Türk tarihinde bula bula sapık düşünceli, hasta ruhlu Yunus Emre’yi mi buldular? (Milletleri Ruhlandırmak - ÖTÜKEN, 1971, Sayı: 10)
.
Mesela Cenabı Mevlana'nın, Şemsi Tebrizi ile şu bir türlü izah olunmayan halvet âlemlerinin ilmi ve tasavvufi manasını, bununla beşeriyetin nasıl irşad olunduğunu, Şemsi Tebrizi Hazretlerinin nasıl ve neden kaybolduğunu, şimdi göğün kaçıncı katında ikamet buyurduğunu anlatıp bizi aydınlatsalar meslek-i kavim-i tasavvufa çok büyük bir hizmette bulunmuş olurlar. Bundan başka Cenabı Mevlana'nın Şemsi Tebrizi Hazretlerine, tıpkı sevilen bir kadına hitap eder tarzda şiirler yazmasının hikmetini ve küçük oğlanı mezesiyle birlikte çağırmanın ne demek olduğunu anlatsalar... (Dindar ve Mutaassıp Hacı Bayanın Türklüğe Hakaretleri - ÖTÜKEN, 1969, Sayı: 64)
.
İslam beynelmilelciliği davası güdenler de hep milliyetçi olduklarını söylerler. Türkçülük bu türlü eksik ve yanlış milliyetçiliklerin hepsini reddeder. (Türkçülük ve Siyaset - Ötüken, 26 Temmuz 1972)
Bunlar da yetmediyse, Atsız'ın dinler hakkındaki görüşünü, oğlu Yağmur Atsız'dan dinleyelim:
"Atsız Müslüman olarak tanımlanamazdı. Onun bu mevzûdaki konumunu bence en iyi ‘lá-dînî’ olarak tavsîf etmek yerinde olur. Evet, ‘Semávî Dinler’le pek başı hoş değildi ama ‘tanrıtanımaz/ateist’ de değildi. Káinátı yaratan bir güce inansa da bu gücün káinátı yaratdıkdan sonra ‘olaylar’a müdáhale etdiğine inanmazdı." (Yağmur Atsız - Atsız'a Dair)
.
Atsız'ın hayatının sonuna doğru, herhalde “hidâyete ererek” Müslümanlığa dönüşü palavradır. Bir kere bu, Atsız'ın karakterine aykırıdır. Onu zerre kadar tanıyanlar bilir ki farz-ı muhâl aklından geçmiş bulunsaydı bile sırf “yaklaşan ölümü hissetti de korkup döneklik etti” dedirtmemek için böyle birşey yapmazdı. Bu lakırdıyı tedâvüle sokanlar muhtemelen “Atsız” adını siyâseten sermâye edinmek isteyenlerdir. (Aksiyon - Mart 2008)
.
"Dindar bir insan olan ve ara sıra namaz da kılan, fakat bazen Zekeriyâ Sofrası (dileği kabul olan kadının 40 çeşit yemek yaparak onu kadınlarla paylaşması) düzenlediği için Atsız tarafından “örtülü putperestlikle” (!) suçlanan Annem Bedriye Hanım ise zevcinin günaha girdiği tezini savunurdu. Bir yaz günü öğle üzeri sofraya koca bir tabak dolusu iri türbe eriği gelince Atsız bu eriklerden esinlenerek “Erik Yanaklı Allah” sözleriyle Anneme takıldı. Annem telaşla “Nihal, çarpılacaksın!” deyince şu unutamadığım karşılığı verdi: “Allâh"ın hiç işi gücü yok da bir hiç mesâbesinde olan benimle uğraşacak öyle mi? Bana bu kadar değer verecekse ne mutlu bana! O vakit razıyım, varsın çarpsın!” (Aksiyon - Mart 2008)

http://altaylar01.blogcu.com/nihal-atsiz-in-islam-hakkindaki-dusunceleri/6051589
 
Az biraz okudum.Bir tane adamın düşünceleri bunlar neyi ispatlıyacaksın bununla ? Başörtüsü ile ilgili de bir anlatımını bulamadım.Konumuzla alakalımı bu?
Ayrıca kuranda herşey açık ve net, hiç kimsenin düşüncesine ihtiyaç kalmıyor zaten bu tür çarpıtmalarla gelmeyin.
 
Back
Top Bottom