SON KRALLAR

Users who are viewing this thread

Altay Han

Regular
Merhaba, bu ilk yazdığım hikaye. Şimdiden yazım ve imla hataları için özür dilerim,Hikayeyle ilgili her türlü eleştiriye açığım.


Diyarın Genel Durumu
Patmarian adlı bu kıtanın tek krallığı olan ve kıtayla aynı adı taşıyan Patmarian Krallığını yöneticisi ve koruyucusu olan Kral Arthur, on beş sene önce başka bir diyar olan Terra'ya bir sefer düzenledi fakat başarısız olan sefer sonucu,Kral Arthur otoritesini büyük anlamda kaybetti bunun sonucu bazı kont ve lordlar vergilerini eksik vermeye hatta hiç vermemeye başladı. Tam bu sırada Kral Arthur başkenti İnregam şehrinde büyük bir ziyafet yapar.


NOT
Hikaye farklı farklı karakterlerin gözünden anlatılıyor yani bir bölümde "X" karakterinin gözünden gelişen olayları okurken,diğer bir bölümde ise "Y" karakterinin gözünden gelişen olayları okuyor olacaksınız.ŞİMDİDEN İYİ OKUMALAR :grin:


NOT 2
BU BÖLÜM BİRAZ AZ AKSİYONLU OLDU AMA GELECEKTEKİ BÖLÜMLERDE HER BÖLÜM SAVAŞ KAVGA DÜELLO OLUCAK VE SADECE 2 KAREKTER GÖZÜNDEN OLMAYACAK ÇOK FAZLA KARAKTER OLUCAK BEKLEYİN GÖRÜN

1.BÖLÜM
Alan'nın burnuna pislik kokusu geliyordu. Kötü kokular,dışkılar;pis giyimli,kokuşmuş insanlar ve hayvanlar şehrin her yanını sarmıştı. Etraftaki insanlar şaşkın gözlerler kendisinin sarı saçlarına ve mavi gözlerine bakıyordu. Zırhı ihtişamlıydı,efsanelere göre Kadim Gökyüzü Lordları Patmarian haklına karşı yenidikten sonra büyük bir maden bırakmışlardı ve bu zırh o madenin sadece bir kısmı kullanılarak yapılmıtı. Genel olarak büyük hanedanlıklar da olan bir şeydi fakat her hanede zırh olmuyordu. Kimi zaman kılıç,balta ve kalkan oluyordu. Tekrar etrafına baktı ve çok aç,zayıf,kirli,elbiseleri yırtık pırtık olan bir adam rastladı,yüzünde kıskançlık ve kin beslediği çok açık belli oluyordu. Alan düşündü acaba bu adam kaç gündür adam açtı belkide ay. İnregam çok fakirleşmişti. Çünkü kimse vergisini vermiyordu. Şehrin eski ihtişamlı görüntüsü yoktu. Dedesinin anlatığına göre,eskiden şehir o kadar görkemli ki herkes bu şehre girmek için servetini verir ve şehre girermiş,şimdi ise bir çöplükten farkı yok. Kafasında bu gibi sorular dolaşırken birden yanına yardımcısı Isaak geldi "Lordum saraya geldik"dedi. Alan başını kaldırdı ve o güzel saraya baktı. Hayatında gördüğü en büyük ve ihtişamlı saraydı. Başka hiçbir yerde bu kadar büyük bir saray olamazdı. Düşünceler o kadar dalmıştı ki koskoca sarayı görememişti. Arkasından bir ses geldi,Alan yavaşça kafasını çevirdi, ama ama bu...

*****************
Ethan ve müfrezesi on gündür yoldaydılar. Ethan için normaldi belkide kaç defa bu yollardan geçmişti. Sam için ise bu bir ilkti çünkü Kar Topraklarından başka bir yer görmemişti ama şimdi farklı farklı iklimler,topraklar,kaleler,şehirler ve insanlar görmüştü. Toplamda 20 kişi idiler Sam,Sam'in babası Reynold,Ethan ve korumalar. Sam ayrıca ilk defa İnregam'ı ve bütün büyük lordları göreceği için mutluydu. Aklı bu büyük ziyafetle ilgili düşüncelere kapılmışken birden Ethan Wynder'ın sesini duydu."Şu Ormanın içinde konaklıyacağız".Sam sesi duyar duymaz hemen atını ormana doğru koşturmaya başladı. Bir müddet sonra ateşin etrafında herkesin toplandığını gördü. Ethan'a baktı yüzünde bir güneyli güzü vardı. Babasında aldığı ela gözlerini ve annesinin kızıl saçlarını almıştı. Babası Kraldı fakat başarısız Terra seferi sonrasında Kar Topraklarının en büyük hanedanı olan Wynderlardan hiç erkek kalmamıştı ama babasını ilk eşi bir Wynder idi bu yüzden bir oğlunu kar topraklarına yöneticilik yapmak için göndermişti. O yüzden kendisi Kraliyet ailesinden sayılmıyordu. Daha çok Kuzeyli bir Wynder olarak görülürdü. Çok sert bir adamdı. Babasını çok az görmüş,annesini ise on bir yaşında kaybetmişti. Tek ve yalnız büyüdüğü için sert olsa gerekti. Herkes ateş başında sohbet ediyor,konuşup eğleniyorlardı fakat Sam yalnızca yemeğini yiyordu. Çünkü Sam içine kapanık biri idi çekingendi. Bu yüzden genellikle tek başına takılırdı. Tek arkadaşı ise ağabeyiydi. Her gün konuşup lord olunca şuraya sunu yapalım, oraya bunu yapalım der,birbirleriyle savaş oyunları oynar kendi taktikleriyle savaş kazanırlardı. Bu eğlence Ağabeyi vefat edinceye kadar devam etti. Bir gün gene oyun oynarlarken ağabeyi küçük yaş kafasıyla büyük bir ata binmeyi istedi ama babası izin vermeyince bunu gizlice yapmaya karar verdi. O zamana evcilleştirilememiş bir ata binmeye kalktı Sam ise atı ürkütünce at ağabeyini sırtından atıp tekmeleyip oradan kaçtı. Fakat Sam'in, ağabeyi Alex o kadar şanslı değildi bir kaç dakika kıvrındıkdan sonra oracıkta can verdi. Bazen Sam'in kabuslarına bu olay gelir bir anda kendini yataktan atardı. Tam yeni bir but alacakken bir çığlık sesi geldi. Herkes irkildi ve kılıçlarını kavradılar. Ses biraz daha yaklaştı ve biraz ve biraz... Sam ağaçların arasında bir yüz görmeye başladı.Yüz, her saniye daha da belli oluyordu. Sonra gizemli adam ve arkadaşlarının etraflarını sardığını gördü. Liderleri gibi gözüken adam konuştu:
-Bak sen bak burada kimler varmış. İyisiniz çocuklar yine günlük paramız çıktı. Hadi ne duruyorsunuz versenize paralarınızı.
Ethan:
-Bizden alacağınız tek şey kan ve acılı bir ölüm olacak.
Ardından Reynold kılıcıyla adamların üstüne doğru koştu ilk adamın kolundan tuttu ve kılıcını adamın tam kalbine sapladı. Ardından herkes saldırmaya başladı. Sam ne yapacağını bilmiyordu. bir adamın ona doğru koştuğunu gördü ve yana çekildi,adamın ayağı taşa çarpıp yere düşmüştü. Sam adamın yüzüne baktı ve gözünü kapatıp kılıcını yukarı doğru kaldırdı ilk defa birisini canından edecekti karasızdı. Saplamalı mıydı yoksa tersini yapıp adamın canını mı bağışlamalıydı? Kararını vermişti kılıcı adamın göğüsüne sapladı. Kılıcının ucu kanla kaplanmıştı etrafına baktığında sadece 2-3 adam kaldığını gördü ama o adamlarda kaçıyordu. Sadece 1 kayıpla kurtulmuşlardı bir Wynder askeri ölmüştü.
Ethan Wynder söyle dedi "Hemen yola çıkalım zaten pek uzun bir yol kalmadı başka bir gruba yakalanmadan gitmemiz lazım. Herkes hazırlanmıştı atlarına bindiler ve ormanın derinliklerine doğru giderken hiç hoş olmayan bir manzarayla karşılaşmışlardı. 5 adamın kafası bır kazığa saplanmıştı. Sam adamların yüzüne bakarken yanından bir ok geçti. Hemen döndü ama bu seferki...       
 
Back
Top Bottom