Yamyam Sofrası
Whiterun Cinayetleri
Kara Nefret
Kan ve Zevk
Hjaalmarch'ın başkenti Morthal kasabasındaki bir handa...
- Merhaba, evlat. dedi yaşlı adam.
- Senin evladın değilim, dede. diye karşılık verdi Kaegar.
- Adımı bildin. dedi yaşlı adam kıkırdayarak ve ekledi. Bana buralarda Büyük Baba derler.
- Hazır lafı açılmışken, belki sen bana yardımcı olabilirsin. dedi Kaegar ve ekledi. Bir kaç haftadır şu lanetli ve kokuşmuş yerden ayrılmaya çalışıyorum ancak son zamanlarda biraz meteliksiz kaldım. Bana uygun bildiğin bir iş var mı buralarda? Şöyle kılıç çarpıştıracağım tarz da, kesesi dolgun olandan.?
- Yardımcı olmayı çok isterdim ancak senin aradığın tarz da bir iş bildiğimden emin değilim. Belki de bana dua etmem için bataklık ormanının içindeki şapele kadar eşlik edersin? Yaşlıyım ve eskiden olduğu gibi yolda karşılaşacağım kurtları yada dev örümcekleri sopamla kovalayacak kadar da sıhhatli değilim artık. dedi Büyük Baba.
- Ödeme alacağım bir iş düşünüyordum, ama pekala, babalık. Seni oraya götüreceğim. dedi Kaegar.
Büyük Baba olarak anılan yaşlı bir adam Kaegar'dan bataklıktaki Talos mabedine gidebilmek için kendisine eşlik etmesini istedi. Başına bir şeyin gelmediğinden emin olmak için Kaegar adeti olmadığı halde bedava olarak yaşlı adamın ricasını gerçi çevirmedi ve peşinden ona eskortluk yapmak için gitti.
- İşte geldik evlat. dedi Büyük Baba.
- Buradan sonra evine dönebilirmisin.? dedi Kaegar.
- Sen beni merak etme. dedi Büyük Baba yüzünde bir tebessümle ve ekledi. Mecbur olmadığın halde karşılık beklemeden bana yardım ettin. Fakir bir adamım verecek septimim yok ama kabul edersen ormanda bir kulübem var seni oraya davet ediyorum. İlahlar ne verdiyse yeriz içeriz. Sert bir kuzeyli birası saklıyordum, bugüne kısmetmiş.
- Tamam, kabul ediyorum teklifini. Kurt gibi acıkmıştım zaten.
Kaegar Büyük Baba''nın yemek davetini geri çevirememişti. İçinde Büyük Babayla ilgili bir sıkıntı vardı ama karnının açlığı mantığının önüne geçmişti.
- Burası da benim evim olur. Buyur çekinme lütfen otur masaya yemeği soğumadan yiyelim. Servise başlıyorum. dedi Büyük Baba heyacanlı bir ses tonuyla.
- Şu kafatası insana mı ait.? diye sordu Kaegar tedirgin bir ses tonuyla.
- Evet. dedi Büyük Baba soğuk bir şekilde.
- Kemirilmiş insan kemikleri! Etleri, Beyin parçaları...!? diye karşılık verdi Kaegar.
- Onlarda. dedi Büyük baba.
- Galiba kusacağım... dedi Kaegar yüzünü ekşiterek.
- Hemen yargılama - önce nedenimi bir dinle. diye atıldı Büyük Baba.
- Bir yamyamın acaba ne gibi sebepleri olabilir.? dedi Kaegar.
- Solgun duruyorsun, bir şeyler yemek ister misin.? dedi Büyük Baba.
Kaegar çok şaşırmıştı... Talos mabedine götürdüğü adam yamyam çıkmıştı.
- Açıklaman mı var bu şeye ? O zaman alsana soru "Neden insan eti yiyorsun be adam. ?!" diye sordu Kaegar öfkeli bir ses tonuyla.
- Hoşuma gidiyor. Herkes bilmez ama şifalı özellikleri var... ve tadı da tavuk gibi. Yarım kilo insan etinin sağladığı.... Büyük Baba'nın lafı yarıda kesilir.
- Kalsın, anlatma. diye araya girdi Kaegar.
- Sen sordun. Bazı kesin kurallarım var - mesela, asla çocuk tüketmem. dedi Büyük Baba.
- Gerçekten övülmeye değer bir davranış." dedi Kaegar.
- Kinayeye gerek yok. Genellikle hırsız veya bir haydutu hallederim. Ama özellikle orman elfi etine hastayım - aroması, doğal kökler ve baharatlarla aşılanmış. dedi Büyük Baba.
- Ork eti peki.? dedi Kaegar.
- Damarlı ve tel tel. Bir kere denemiştim yıllar önceydi. Aslında onun ork eti olduğundan bile pek emin değilim. Bedeni bir Keskin Diş tarafından parçalanmıştı. Onun için Keskin Dişle dövüşmüş olmam, benim için utanç verici. Payıma düşen o küçük kanlı parçaların... Büyük Baba'nın lafı tekrar yarıda kesilir.
- Yeter. dedi Kaegar.
- Nasıl istersen. Daha da konuşmuyorum. dedi Büyük Baba.
- Yaşamayı haketmiyorsun.! dedi Kaegar.
- Beni istediğin her zaman öldürebilirsin ama canlı daha çok işine yararım. Üçsuz bucaksız bilgim var ve bu tuz bataklığını avucumun içi gibi bilirim. Sana yardımcı olabilirim. diye karşılık verdi Büyük Baba.
- Sanki sana inanacağım. Gittiğim anda kaçacaksın.
- Kaçmak için çok yaşlıyım ve zaten seni istesemde aldatamam. Söylediklerimi iyi düşün. Pek çok sorunun cevabı bende. dedi Büyük Baba.
- Aklımı çelemeyeceksin. Hızlı bir ölüm senin kurtuluşun olacak geber yamyam.! diye bağırdı Kaegar.
Kaegar, Büyük Babayla ilgili gerçeği öğrendikten sonra daha fazla kişiyi yemesine izin vermemek için onu öldürmeye karar verdi. Yaşlı adam kaçmaya çalıştı ancak Kaegar'ı atlatmayı başaramadı. Kısa süren bir kovalamaca sonucu Kaegar Büyük Babayı yakalar ve söz verdiği gibi hızlı bir şekilde sefaletine son verir. Bir başka canavar da artık ölü.
- Merhaba, evlat. dedi yaşlı adam.
- Senin evladın değilim, dede. diye karşılık verdi Kaegar.
- Adımı bildin. dedi yaşlı adam kıkırdayarak ve ekledi. Bana buralarda Büyük Baba derler.
- Hazır lafı açılmışken, belki sen bana yardımcı olabilirsin. dedi Kaegar ve ekledi. Bir kaç haftadır şu lanetli ve kokuşmuş yerden ayrılmaya çalışıyorum ancak son zamanlarda biraz meteliksiz kaldım. Bana uygun bildiğin bir iş var mı buralarda? Şöyle kılıç çarpıştıracağım tarz da, kesesi dolgun olandan.?
- Yardımcı olmayı çok isterdim ancak senin aradığın tarz da bir iş bildiğimden emin değilim. Belki de bana dua etmem için bataklık ormanının içindeki şapele kadar eşlik edersin? Yaşlıyım ve eskiden olduğu gibi yolda karşılaşacağım kurtları yada dev örümcekleri sopamla kovalayacak kadar da sıhhatli değilim artık. dedi Büyük Baba.
- Ödeme alacağım bir iş düşünüyordum, ama pekala, babalık. Seni oraya götüreceğim. dedi Kaegar.
Büyük Baba olarak anılan yaşlı bir adam Kaegar'dan bataklıktaki Talos mabedine gidebilmek için kendisine eşlik etmesini istedi. Başına bir şeyin gelmediğinden emin olmak için Kaegar adeti olmadığı halde bedava olarak yaşlı adamın ricasını gerçi çevirmedi ve peşinden ona eskortluk yapmak için gitti.
- İşte geldik evlat. dedi Büyük Baba.
- Buradan sonra evine dönebilirmisin.? dedi Kaegar.
- Sen beni merak etme. dedi Büyük Baba yüzünde bir tebessümle ve ekledi. Mecbur olmadığın halde karşılık beklemeden bana yardım ettin. Fakir bir adamım verecek septimim yok ama kabul edersen ormanda bir kulübem var seni oraya davet ediyorum. İlahlar ne verdiyse yeriz içeriz. Sert bir kuzeyli birası saklıyordum, bugüne kısmetmiş.
- Tamam, kabul ediyorum teklifini. Kurt gibi acıkmıştım zaten.
Kaegar Büyük Baba''nın yemek davetini geri çevirememişti. İçinde Büyük Babayla ilgili bir sıkıntı vardı ama karnının açlığı mantığının önüne geçmişti.
- Burası da benim evim olur. Buyur çekinme lütfen otur masaya yemeği soğumadan yiyelim. Servise başlıyorum. dedi Büyük Baba heyacanlı bir ses tonuyla.
- Şu kafatası insana mı ait.? diye sordu Kaegar tedirgin bir ses tonuyla.
- Evet. dedi Büyük Baba soğuk bir şekilde.
- Kemirilmiş insan kemikleri! Etleri, Beyin parçaları...!? diye karşılık verdi Kaegar.
- Onlarda. dedi Büyük baba.
- Galiba kusacağım... dedi Kaegar yüzünü ekşiterek.
- Hemen yargılama - önce nedenimi bir dinle. diye atıldı Büyük Baba.
- Bir yamyamın acaba ne gibi sebepleri olabilir.? dedi Kaegar.
- Solgun duruyorsun, bir şeyler yemek ister misin.? dedi Büyük Baba.
Kaegar çok şaşırmıştı... Talos mabedine götürdüğü adam yamyam çıkmıştı.
- Açıklaman mı var bu şeye ? O zaman alsana soru "Neden insan eti yiyorsun be adam. ?!" diye sordu Kaegar öfkeli bir ses tonuyla.
- Hoşuma gidiyor. Herkes bilmez ama şifalı özellikleri var... ve tadı da tavuk gibi. Yarım kilo insan etinin sağladığı.... Büyük Baba'nın lafı yarıda kesilir.
- Kalsın, anlatma. diye araya girdi Kaegar.
- Sen sordun. Bazı kesin kurallarım var - mesela, asla çocuk tüketmem. dedi Büyük Baba.
- Gerçekten övülmeye değer bir davranış." dedi Kaegar.
- Kinayeye gerek yok. Genellikle hırsız veya bir haydutu hallederim. Ama özellikle orman elfi etine hastayım - aroması, doğal kökler ve baharatlarla aşılanmış. dedi Büyük Baba.
- Ork eti peki.? dedi Kaegar.
- Damarlı ve tel tel. Bir kere denemiştim yıllar önceydi. Aslında onun ork eti olduğundan bile pek emin değilim. Bedeni bir Keskin Diş tarafından parçalanmıştı. Onun için Keskin Dişle dövüşmüş olmam, benim için utanç verici. Payıma düşen o küçük kanlı parçaların... Büyük Baba'nın lafı tekrar yarıda kesilir.
- Yeter. dedi Kaegar.
- Nasıl istersen. Daha da konuşmuyorum. dedi Büyük Baba.
- Yaşamayı haketmiyorsun.! dedi Kaegar.
- Beni istediğin her zaman öldürebilirsin ama canlı daha çok işine yararım. Üçsuz bucaksız bilgim var ve bu tuz bataklığını avucumun içi gibi bilirim. Sana yardımcı olabilirim. diye karşılık verdi Büyük Baba.
- Sanki sana inanacağım. Gittiğim anda kaçacaksın.
- Kaçmak için çok yaşlıyım ve zaten seni istesemde aldatamam. Söylediklerimi iyi düşün. Pek çok sorunun cevabı bende. dedi Büyük Baba.
- Aklımı çelemeyeceksin. Hızlı bir ölüm senin kurtuluşun olacak geber yamyam.! diye bağırdı Kaegar.
Kaegar, Büyük Babayla ilgili gerçeği öğrendikten sonra daha fazla kişiyi yemesine izin vermemek için onu öldürmeye karar verdi. Yaşlı adam kaçmaya çalıştı ancak Kaegar'ı atlatmayı başaramadı. Kısa süren bir kovalamaca sonucu Kaegar Büyük Babayı yakalar ve söz verdiği gibi hızlı bir şekilde sefaletine son verir. Bir başka canavar da artık ölü.
Whiterun Cinayetleri
Şimdi size Whiterun'daki bir cinayeti nasıl çözdüğümü anlatacağım. Her şey Garahel ile konuşmamla başladı. Söylediklerine göre hem elf hem de insan genç erkekleri Whiterun'da öldürülmekteydi. Cesetlerin yakın zamanda bir ejderha saldırısı sırasında yakıp yıkılmış Whiterun yakınlarındaki batı gözetleme kulesinde bulunduğunu akabinde cesetlerin şehir katakomplarına gömüldüğünü söyledi. İpuçları için yanmış kuleye araştırmak için gittim. Suç mahallinde bulduklarımı kafamın bir köşesine not ettim.
Ancak katilden bir ize rastlamadım. Ardından diğer ipucunu izlemek için şehir katakomplarına doğru yola çıktım. Kurbanların bedenlerini inceledim ve bilgilerime dayanarak bu erkekleri bir vampirin öldürdüğü sonucuna vardım. Vampirler geceye özgü yaratıklardı, bu sebeple kuleye gece yarısı gitmeye karar verdim. İblisle konuşma fırsatı bulmuştum. Yaratığa göre katil, Garahel'di, kıskanç bir aşık. Vampir'in pek çok aşığı olduğunu biliyordum. Tüm cinayet kurbanları da bunların arasındaydı. Kadının ifadesini dinledim ve elf ile konuşmaya gittim.
Garahel açıkça masum olduğunu belirtmişti. Ve dürüst olmak gerekirse elimdede mantıklı bir şüphenin ötesinde elfin ya da vampirin suçunu kanıtlayacak birşey yoktu. Bir haydutun sözüne karşılık bir canavarın sözü - karar vermek gerçekten zordu. Suçlunun Garahel olduğuna karar verdim ve topladığım az miktardaki kanıtı Muhafız Komutanı Cauis'e sundum. Tutuklama emri çıkarmak için delillerin yetersiz olduğuna kanaat getiren Komutan adamla konuşmadan birşey yapmak istemedi, fakat Garahel çoktan uzaklaşmıştı, kaçmıştı. Elfin suçundan hala emin değildim. Gece yarısı vampire her şeyi anlatmak için kuleye buluşmaya gittim.
Gözetleme kulesine olan yolculuğum sırasında Garahel ile karşılaştım. Vampir kadını öldürmeye geldiğini ve karışırsam benide öldüreceğini söyledi.Tartışmamız kısa sürede kavgaya dönüştü ve elfi öldürmek zorunda kaldım. Katilin gerçekten de Garahel olup olmadığını asla bilemeyeceğim, yine de bunun çok muhtemel olduğunu düşünüyorum. Sonuç ne olursa olsun bir ödülü hak ettiğime karar verdim ve bu konuyla ilgili vampiri görmeye gittim. Vampirin beni nasıl ödüllendirdiğini detaylı anlatmayacağım. Kendi geleneksel yöntemleriyle desem kafi gelir. Belirteceğim tek şey ağzına kadar dolu bir septim kesesi aldığımda olduğumdan çok daha memnun hissettiğimdi.
Neticede dişi yaratıkla ilgili maceram iyi bitmişti. Whiterun'da daha cinayetler devam etmiş miydi? Bunu bilmiyorum, çünkü çok geçmeden gururlu kuzeyli şehrini terk etmek zorunda kalmıştım ve ne yazık ki oradan bir daha başka haber alamadım.
Ancak katilden bir ize rastlamadım. Ardından diğer ipucunu izlemek için şehir katakomplarına doğru yola çıktım. Kurbanların bedenlerini inceledim ve bilgilerime dayanarak bu erkekleri bir vampirin öldürdüğü sonucuna vardım. Vampirler geceye özgü yaratıklardı, bu sebeple kuleye gece yarısı gitmeye karar verdim. İblisle konuşma fırsatı bulmuştum. Yaratığa göre katil, Garahel'di, kıskanç bir aşık. Vampir'in pek çok aşığı olduğunu biliyordum. Tüm cinayet kurbanları da bunların arasındaydı. Kadının ifadesini dinledim ve elf ile konuşmaya gittim.
Garahel açıkça masum olduğunu belirtmişti. Ve dürüst olmak gerekirse elimdede mantıklı bir şüphenin ötesinde elfin ya da vampirin suçunu kanıtlayacak birşey yoktu. Bir haydutun sözüne karşılık bir canavarın sözü - karar vermek gerçekten zordu. Suçlunun Garahel olduğuna karar verdim ve topladığım az miktardaki kanıtı Muhafız Komutanı Cauis'e sundum. Tutuklama emri çıkarmak için delillerin yetersiz olduğuna kanaat getiren Komutan adamla konuşmadan birşey yapmak istemedi, fakat Garahel çoktan uzaklaşmıştı, kaçmıştı. Elfin suçundan hala emin değildim. Gece yarısı vampire her şeyi anlatmak için kuleye buluşmaya gittim.
Gözetleme kulesine olan yolculuğum sırasında Garahel ile karşılaştım. Vampir kadını öldürmeye geldiğini ve karışırsam benide öldüreceğini söyledi.Tartışmamız kısa sürede kavgaya dönüştü ve elfi öldürmek zorunda kaldım. Katilin gerçekten de Garahel olup olmadığını asla bilemeyeceğim, yine de bunun çok muhtemel olduğunu düşünüyorum. Sonuç ne olursa olsun bir ödülü hak ettiğime karar verdim ve bu konuyla ilgili vampiri görmeye gittim. Vampirin beni nasıl ödüllendirdiğini detaylı anlatmayacağım. Kendi geleneksel yöntemleriyle desem kafi gelir. Belirteceğim tek şey ağzına kadar dolu bir septim kesesi aldığımda olduğumdan çok daha memnun hissettiğimdi.
Neticede dişi yaratıkla ilgili maceram iyi bitmişti. Whiterun'da daha cinayetler devam etmiş miydi? Bunu bilmiyorum, çünkü çok geçmeden gururlu kuzeyli şehrini terk etmek zorunda kalmıştım ve ne yazık ki oradan bir daha başka haber alamadım.
Kara Nefret
Yer: Skyrim
Bölge: Doğu Hududu
Şehir: Windhelm
Tarih: 29A 4Ç 200
Saat: Gece
Rolff: "Artık kimseye ihanet edemeyeceksin, elf s@rt@ğ@.! "
Suvaris Atheron: "Neyden bahsettiğinizi bilmiyorum."
Angrenor: "Zindan sana her şeyi açıklayacak."
Suvaris Atheron: "Buna hakkınız yok.!"
Windhelm'de gece vakti dolanırken aralarında bir kaç şehir muhafızınında bulunduğu bir grup kuzeyli insanın bir kara elf kadınını - Suvaris Atheron'u - sıkıştırdığını gördüm. Ona epey ağır ithamlarda bulunuyorlardı. Hoşgörüsüzlüğü hiç dayanamadığım için işin iç yüzünü öğrenmeye karar verdim.
Aldous: "Ne oluyor burada.?"
Angrenor: "Bu @r@sp@ bir İmparatorluk yada Thalmor casusu.!"
Suvaris Atheron: "Ne ? Ciddi olamazsınız.!"
Aldous: "Kanıtınız var mı.?"
Rolff: "Sana ne bundan... İmparatorluk insanı, senin ırkınında onunkinden farkı olduğu söylenemez. O pis kokuna tahammül edebilmemizin de bir sınırı var."
Angrenor: "İmparatorluk sempatizanlarıyla konuşacak hiçbir şeyimiz yok bizim.!"
Aldous: "Buraya siyaset yapmaya gelmedim."
Rolff: "İmparatorluk P@ç@i.!"
Windhelm "Muhafızı: "Beyler sakin olun. Bizim elemanlardan ikisi en son kara elf kadınıyla birlikte görülmüşler. Ardından ortadan kaybolmuşlar.""
Rolff: "Sabahtan beri garnizonun etrafında dolanıp muhafızlara cilve yapıp kendini düdüklettiriyorsun.! "
Suvaris Atheron: "Bu bir iftira! Beni yolda yürürken görmeye bile dayanamayan adamları kendimle nasıl kandırayım.!"
Angrenor: "Bu k@lt@k yalan söylüyor! Şahitlerimiz var birlikte Çamurluyokuş mağarasına doğru gitmişler orada onları bir pusuya sürüklemiş olmalı.!"
Aldous: "Anlaşılan bu olayı böyle çözemeyeceğiz. Mağaranın içine bakmadınız mı.?"
Windhelm Muhafızı: "Ama orada kim bilir neyle karşılaşacağız. Kimse bu iş için gönüllü de olmadı."
Aldous: "Ben hallederim. "
Rolff: "Sen kimsin be adam! Tek başına haydutlar,sıçanlar, dev örümcekler gibi her çeşit pisliğin cirit attığı yere giriyorsun."
Aldous: "Winterhold Kolejinde uzun yıllar eğitmenlik yapmış usta bir büyücüyüm. Benim için endişelenmeyin."
Angrenor: "Senin için endişelendiğimizi kim söyledi? Umarım geberip gidersinde dünyadan bir soysuz daha eksilir."
Windhelm Muhafızı: "Pekala biz seni mağaranın önünde bekleyeceğiz ve elini çabuk tut."
Elf, Thalmor ve İmparatorluk casusu olmakla birlikte şehir muhafızlarını pusunun içine götürmekle suçlanıyordu. Eğer doğru olduğu ortaya çıkarsa, kadın idam edilecekti. Durumu incelemeye karar verdim. Kaybolan muhafızların gittiği mağaraya doğru yöneldim. Başlarına ne geldiğini öğrenmek istiyordum. Mağaranın girişinde kan izleri gördüm. Kılıcımı kınından çıkarıp, büyümüde hazır edip mağaraya girdim. Askerlerin cesetleri mağaradaydı, çevrede onları öldüren şeye dair bir ize rastlayamadım. Bedenlerini inceledim yara izleri pek birşey çağrıştırmıyordu. Bu iki adamı her şey öldürmüş olabilirdi, ancak tam mağaradan çıktığım anda gözüme yere yapışmış kanlı bir kağıt parçası ilişti.
Notta yazanlar..
Şehirden iki muhafız öldür, Cesetlerini Çamurluyokuş mağarasına bırak. Dikkat çekme, Farkedilme, unutma yakalanırsan bizi tanımıyorsun. Şahet adımızı ötersen ailenin nerede yaşadığını biliyoruz. Onları ziyaret ederiz.
Rolff
Suvaris Atheron doğruyu söylüyordu, aleyhindeki suçlamalar iftiraydı. Askerler Rolff'un kiraladığı amatör bir katil tarafından çok önceden öldürülmüş ve cesetleri mağaradaki canavarlara yem edilmişti. Dışarı çıktım ve elf kadının muhafızların gözetiminde beklediği yere gittim.
Windhelm Muhafızı: "Uzun zamandır yoktun. Öldüğünü düşünmüştük. Birşey bulabildin mi.?"
Aldous: "Kaybolan muhafızlar cesetleri mağaradaydı..."
Rolff: "Gördünüz mü ? Başından beri doğruyu söylüyorduk bu iş çok fazla uzadı şu kadını derhal idam edin.!"
Suvaris Atheron: "Tamam da bu benim sorumlu olduğum anlamına gelmiyor.!"
Angrenor: "Dırdır etmeyi kes.!"
Aldous: "Asıl siz kapayın çenenizi.! Muhafızlar öldürülmüş ancak bu kız tarafın değil sizin tarafınızdan.! "
Rolff: "Bu bir yalan.! "
Angrenor: "Bizim gibi onurlu kuzeylilerin lafına karşılık senin gibi lanet bir imparatorluk büyücüsünün lafına mı inanacaklar. ?!"
Aldous: "Kanıtlayabilirim, bu not muhafızları katleden kiralık katile bizzat senin tarafından yazılmış."
Windhelm Muhafızı: "Bu ne demek oluyor! Derhal tutuklayın şu ikisini.!"
Rolff: "Ama! Ba.. bakın bir yanlış anlaşılma var...!"
Windhelm Muhafızı: Kapa çeneni! Konuşmak seni kurtarmayacak.!
Bütün öğrendiklerimi anlattım ve hiçbir şeyi gizlemedim. Rolff ve yancısı kendini savunmaya çalıştı, ancak komutanın onları tutuklamasına engel olamadı.
Suvaris Atheron: "Ne kadar teşekkür etsem az, seni bana Azura'nın kendisi yollada resmen.!"
Aldous: "Teşekküre gerek yok. Benim yerimde vicdanı olan herkes aynısını yapardı. Suçsuz yere seni idam etmelerine göz yumamazdım."
Suvaris Atheron: "Kara Elflerden iğrenir misin.?"
Aldous: "Elbette hayır ? Bu da nereden çıktı şimdi.?"
Suvaris Atheron: "O zaman benimle evime gel. Sana minnettarlığımı göstereyim."
Komutan askerlerinin ölümünden sorumlu olan suçluları yakalayabildikleri için minnettar kaldı ve bu işte ki rolümden dolayı bana ödül olarak ağzına kadar septimle dolu bir kese verdi. Suvaris Atheron'da onu temize çıkardığım için minnettardı ancak beni nasıl ödüllendirdiğini anlatmayacağım bunu okuyucularımın hayal gücüne bırakıyorum artık. Belirteceğim tek şey kara elfler, insanlardan farklılar ve bu hoşuma gitti. Rolff ile Angrenor tutuklandı ve başlarına ne geldiğini tam olarak bilmesem de, korkarım Muhafız Komutanı askerlerine karşı yapılanları yanlarına bırakmamıştır.
Bölge: Doğu Hududu
Şehir: Windhelm
Tarih: 29A 4Ç 200
Saat: Gece
Rolff: "Artık kimseye ihanet edemeyeceksin, elf s@rt@ğ@.! "
Suvaris Atheron: "Neyden bahsettiğinizi bilmiyorum."
Angrenor: "Zindan sana her şeyi açıklayacak."
Suvaris Atheron: "Buna hakkınız yok.!"
Windhelm'de gece vakti dolanırken aralarında bir kaç şehir muhafızınında bulunduğu bir grup kuzeyli insanın bir kara elf kadınını - Suvaris Atheron'u - sıkıştırdığını gördüm. Ona epey ağır ithamlarda bulunuyorlardı. Hoşgörüsüzlüğü hiç dayanamadığım için işin iç yüzünü öğrenmeye karar verdim.
Aldous: "Ne oluyor burada.?"
Angrenor: "Bu @r@sp@ bir İmparatorluk yada Thalmor casusu.!"
Suvaris Atheron: "Ne ? Ciddi olamazsınız.!"
Aldous: "Kanıtınız var mı.?"
Rolff: "Sana ne bundan... İmparatorluk insanı, senin ırkınında onunkinden farkı olduğu söylenemez. O pis kokuna tahammül edebilmemizin de bir sınırı var."
Angrenor: "İmparatorluk sempatizanlarıyla konuşacak hiçbir şeyimiz yok bizim.!"
Aldous: "Buraya siyaset yapmaya gelmedim."
Rolff: "İmparatorluk P@ç@i.!"
Windhelm "Muhafızı: "Beyler sakin olun. Bizim elemanlardan ikisi en son kara elf kadınıyla birlikte görülmüşler. Ardından ortadan kaybolmuşlar.""
Rolff: "Sabahtan beri garnizonun etrafında dolanıp muhafızlara cilve yapıp kendini düdüklettiriyorsun.! "
Suvaris Atheron: "Bu bir iftira! Beni yolda yürürken görmeye bile dayanamayan adamları kendimle nasıl kandırayım.!"
Angrenor: "Bu k@lt@k yalan söylüyor! Şahitlerimiz var birlikte Çamurluyokuş mağarasına doğru gitmişler orada onları bir pusuya sürüklemiş olmalı.!"
Aldous: "Anlaşılan bu olayı böyle çözemeyeceğiz. Mağaranın içine bakmadınız mı.?"
Windhelm Muhafızı: "Ama orada kim bilir neyle karşılaşacağız. Kimse bu iş için gönüllü de olmadı."
Aldous: "Ben hallederim. "
Rolff: "Sen kimsin be adam! Tek başına haydutlar,sıçanlar, dev örümcekler gibi her çeşit pisliğin cirit attığı yere giriyorsun."
Aldous: "Winterhold Kolejinde uzun yıllar eğitmenlik yapmış usta bir büyücüyüm. Benim için endişelenmeyin."
Angrenor: "Senin için endişelendiğimizi kim söyledi? Umarım geberip gidersinde dünyadan bir soysuz daha eksilir."
Windhelm Muhafızı: "Pekala biz seni mağaranın önünde bekleyeceğiz ve elini çabuk tut."
Elf, Thalmor ve İmparatorluk casusu olmakla birlikte şehir muhafızlarını pusunun içine götürmekle suçlanıyordu. Eğer doğru olduğu ortaya çıkarsa, kadın idam edilecekti. Durumu incelemeye karar verdim. Kaybolan muhafızların gittiği mağaraya doğru yöneldim. Başlarına ne geldiğini öğrenmek istiyordum. Mağaranın girişinde kan izleri gördüm. Kılıcımı kınından çıkarıp, büyümüde hazır edip mağaraya girdim. Askerlerin cesetleri mağaradaydı, çevrede onları öldüren şeye dair bir ize rastlayamadım. Bedenlerini inceledim yara izleri pek birşey çağrıştırmıyordu. Bu iki adamı her şey öldürmüş olabilirdi, ancak tam mağaradan çıktığım anda gözüme yere yapışmış kanlı bir kağıt parçası ilişti.
Notta yazanlar..
Şehirden iki muhafız öldür, Cesetlerini Çamurluyokuş mağarasına bırak. Dikkat çekme, Farkedilme, unutma yakalanırsan bizi tanımıyorsun. Şahet adımızı ötersen ailenin nerede yaşadığını biliyoruz. Onları ziyaret ederiz.
Rolff
Suvaris Atheron doğruyu söylüyordu, aleyhindeki suçlamalar iftiraydı. Askerler Rolff'un kiraladığı amatör bir katil tarafından çok önceden öldürülmüş ve cesetleri mağaradaki canavarlara yem edilmişti. Dışarı çıktım ve elf kadının muhafızların gözetiminde beklediği yere gittim.
Windhelm Muhafızı: "Uzun zamandır yoktun. Öldüğünü düşünmüştük. Birşey bulabildin mi.?"
Aldous: "Kaybolan muhafızlar cesetleri mağaradaydı..."
Rolff: "Gördünüz mü ? Başından beri doğruyu söylüyorduk bu iş çok fazla uzadı şu kadını derhal idam edin.!"
Suvaris Atheron: "Tamam da bu benim sorumlu olduğum anlamına gelmiyor.!"
Angrenor: "Dırdır etmeyi kes.!"
Aldous: "Asıl siz kapayın çenenizi.! Muhafızlar öldürülmüş ancak bu kız tarafın değil sizin tarafınızdan.! "
Rolff: "Bu bir yalan.! "
Angrenor: "Bizim gibi onurlu kuzeylilerin lafına karşılık senin gibi lanet bir imparatorluk büyücüsünün lafına mı inanacaklar. ?!"
Aldous: "Kanıtlayabilirim, bu not muhafızları katleden kiralık katile bizzat senin tarafından yazılmış."
Windhelm Muhafızı: "Bu ne demek oluyor! Derhal tutuklayın şu ikisini.!"
Rolff: "Ama! Ba.. bakın bir yanlış anlaşılma var...!"
Windhelm Muhafızı: Kapa çeneni! Konuşmak seni kurtarmayacak.!
Bütün öğrendiklerimi anlattım ve hiçbir şeyi gizlemedim. Rolff ve yancısı kendini savunmaya çalıştı, ancak komutanın onları tutuklamasına engel olamadı.
Suvaris Atheron: "Ne kadar teşekkür etsem az, seni bana Azura'nın kendisi yollada resmen.!"
Aldous: "Teşekküre gerek yok. Benim yerimde vicdanı olan herkes aynısını yapardı. Suçsuz yere seni idam etmelerine göz yumamazdım."
Suvaris Atheron: "Kara Elflerden iğrenir misin.?"
Aldous: "Elbette hayır ? Bu da nereden çıktı şimdi.?"
Suvaris Atheron: "O zaman benimle evime gel. Sana minnettarlığımı göstereyim."
Komutan askerlerinin ölümünden sorumlu olan suçluları yakalayabildikleri için minnettar kaldı ve bu işte ki rolümden dolayı bana ödül olarak ağzına kadar septimle dolu bir kese verdi. Suvaris Atheron'da onu temize çıkardığım için minnettardı ancak beni nasıl ödüllendirdiğini anlatmayacağım bunu okuyucularımın hayal gücüne bırakıyorum artık. Belirteceğim tek şey kara elfler, insanlardan farklılar ve bu hoşuma gitti. Rolff ile Angrenor tutuklandı ve başlarına ne geldiğini tam olarak bilmesem de, korkarım Muhafız Komutanı askerlerine karşı yapılanları yanlarına bırakmamıştır.
Kan ve Zevk
Solitude şehrindeki bir handayım. O adamı ilk gördüğümde her zaman ki yerimde oturuyor ve her zaman ki içkimden içiyordum. Bu kart herif bütün dikkatleri üzerine toplamış halde etrafta başıboş dolanıyor ve herkesle konuşuyordu. Arkamda ki kazmayı fark ettiğim sırada bardağımdaki içkinin kalan son damlalarını yudumluyordum.
- Selam ben deniz Sewyaze de Rick İmparatorluk Birliği Komutanıyım. Eğer istersen, bana sadece Rick diyebilirsin. "dedi yabancı."
- Pekala Rick ? Ne istiyorsun benden. ? "dedim elimdeki bardağı masaya vurarak."
- Tanıştığıma memnun oldum. Adınızı bahşeder misiniz. ? "dedi Rick alçak bir ses tonuyla."
- Torik. Bak hafiften tepem atmaya başlıyor... Komutan falan dinlemem bir taraflarını kırmadan sadede gel istersen. "diye tersledim adamı."
- Kabalaşmaya gerek yok efendim. Sizi rahatsız ettim çünkü bir sorunum var ve belki de sizin bana biraz yardımınız dokunabilir. "dedi Rick."
- Ne konuda ? ve Nasıl.? diye sordum.
- Kız kardeşim. Hikayesini dinlemek ister misin.? "dedi Rick ve ekledi." - Geçen hafta onu yatakta baygın halde bulduk. Boynundaki diş izlerinden kan süzülüyordu. Hiç kuşkumuz yoktu, sebep bir vampirdi.!
- Her diş izi vampir demek değildir. "dedim uykulu bir ses tonuyla."
- İzler aksini söylüyordu. Ardından bir süre sonra da kız kardeşim kayboldu. Dönüşüp kaçmış olmalı. "dedi Rick."
- Eğer vampir olduysa yapılması gere--
- Her şeyi bir kenara koyalım, Evvela onu bulmanı ve şahet şüphelerimiz doğruysa onaylamanı istiyorum. Sonra yapılması gerekeni yaparsın. "dedi Rick lafımı bölerek."
- Tamam. Kardeşini arayacağım. "dedim."
- Çok teşekkürler. Hizmetlerinin karşılıksız kalmayacağının garantisini verebilirim. "dedi Rick ve ekledi." - Onu tanımada bir sıkıntı çekmezsin. İnce, güzel bir sarışındır ve onun o gök mavisi gözlerini kimse gözardı edemez.
Handa tanıştığım Komutan Sewyaze de Rick iddasına göre kız kardeşinin bir vampire dönüştüğünü ve onun ailesine zarar vermemek için evden kaçtığını söyledi. Kızı bulacağıma dair ona söz verdim. Kız hakkında tek bildiğim harika mavi gözlere sahip olduğuydu. Handan dışarıya çıkıp, şehrin etrafına bir göz atmaya karar verdim.
- Selam asil beyefendi . "dedi Hayat Kadın'ı önümü keserek."
- Ne asilim nede beyefendiyim. Bana uygunsuz şeyler mi teklif edeceksin.? "dedim gülümseyerek."
- Hayır efendim. O teklifi genelde müşterilerim bana yapar. "dedi Hayat Kadın'ı."
- Belki, sonra. Sana birşey sormak istiyorum."dedim ve ekledim." - Kayıp bir kızı arıyorum. Mavi gözlü, sarışın saçlı, ince ve uzun boylu. Bu tanıma uyan biriyle çevrede karşılaştın mı hiç.?
- Hayır, ancak söylediğiniz kadar güzelse muhtemelen Gece Evindedir. "dedi Hayat Kadın'ı."
- Gece Evi. ? "diye sordum."
- Bir Genelev bir kaç ay oldu açılalı. Ama benden söylemesi orası sizin için fazla lüks kaçar şehrin bütün kodaman soyluları orada takılıyor. "dedi Hayat Kadın'ı."
- Sağol güzelim seni yakında, güzel bir şeyle ziyaret ederim. "dedim kadına yanağından makas alarak."
- Sabırsızlıkla bekleyeceğım o zaman. "dedi Hayat Kadın'ı."
Hakkında söylenenlere göre en güzel kadınlar soylu müşterilerini Gece Evinde bekler. Onlara günün kasvetini unutturmak için bir şans, zarif zevkler sunarlar ama yanında boşalan bir keseyle birlikte. Tabi ki sunulan o olağanüstü eğlenceler sonrası kimse kesesiyle alakalı şikayette bulunmaz.
- Merhabalar, efendim. "dedi Hayat Kadın'ı"
- Merhaba mavi-gözlü güzellik. "dedim."
- Ne arzu edersiniz, sizi Gece Evine getiren şey nedir lordum. ? "dedi Mavi Gözlü."
- Konuşmakla başlayalım. "dedim."
- Pekala, konuşalım. İddalara göre, ön sevişme faslını düzeyli bir konuşmadan daha etkili kılan hiç birşey yokmuş. "dedi Mavi Gözlü."
- Ne düşler kuruyorsun, Mavi Gözlüm." dedim."
- Ah... Gecenin sonsuza dek sürmesini istiyorum... "dedi Mavi Gözlü."
- İlginç, senin yaşındaki kızlar genelde beyaz atlı prensler ya da öteki saçmalıklarla ilgili hayaller kurarlar. "dedim."
- Ben bildiğin kızlardan değilim. "dedi Mavi Gözlü ve ekledi." - Kanıtlayabilirim. Sadece iste.
- Abin Sewyaze de Rick seni arıyor. "dedim."
- Ne ? Hayır! Bahsettiğin adamı ne tanıyorum ne de bir ailem var. dedi Mavi Gözlü beni tersleyerek.
- Emin misin.? "diye sordum."
- Elbette eminim.! Benim evim burası. Gecenin Kardeşlerinin yanı. "dedi Mavi Gözlü."
- O zaman yanılıyor olmalıyım. " dedim ve ekledim." - Her neyse. Kendine iyi bak.
"Gece Evi" denilen Genelevde kaybolan kızın tanımına uyan mavi gözlü bir kız ile karşılaştım. Komutanın kızkardeşi bu kız olabilir mi? Ailesinin olmadığını söylesede bana pek inandırıcı gelmedi. Buldukları mı Sewyaze de Rick anlatmak için Genelevden ayrılıp Han'ın yolunu tuttum.
- Efendi Torik! sizi bu kadar çabuk görmeyi beklemiyordum. Lütfen kız kardeşim hakkında iyi haberlerinizin olduğunu söyleyin. "dedi Rick yaşlı gözlerle."
- Genelevde mavi gözlü bir hayat kadını vardı. "dedim."
- Benim kardeşim asla kendisini o derece düşürmez. "diye bağırdı Rick öfkeyle."
- Kanıtım yok, ama bu kadın senin tarifine uyuyor. "dedim."
- Lütfen kanıt bul. Ailemin onuru diken üstünde.! "dedi Rick."
- Elimden geleni yapacağım. "dedim."
Sewyaze de Rick Genelevdeki kızın kendi kızkardeşi olduğuna inanmak istemedi. Bunu ona kanıtlamanın bir yolunu bulmak için Gece Evine tekrar dönmem gerekiyordu.
- Tekrar merhaba. Beni mi özledin. ? "dedi Mavi Gözlü."
- Bu güzelliklerle bir gece geçirmek için ne yapmam gerek?. "diye sordum.."
- Size zevkle eşlik ederim. Ancak öncelikle Gece Evine bir bağış yapmalısınız. Sadece 500 Septimcik. "dedi Mavi Gözlü."
- "Septimcik ?" o rakamı tanımlamak için bu kelimeyi kullanmazdım. Daha iyi bir teklifte anlaşamaz mıyız.? "dedim."
- Her zaman pazarlığa açığız. 750 nasıl.? "dedi Mavi Gözlü."
- Hayatta olmaz. "dedim."
- 1000'e ne dersin. ? "dedi Mavi Gözlü."
- Sanırım, 500 iyiydi. "dedim."
- Anlaştığımıza göre beni takip edin. "dedi Mavi Gözlü ve ekledi."
- Sabredin. Beklediğinize değecek emin olun. İlk olarak sıcak bir banyo, ardından hayelleriniz gerçek olacak.
- Sen emin ol verdiğim o 500 septimi sapır sapır çıkartacam senden. "dedim ellerimi avuşturarak."
- Boynundaki yara...
- Hoşuna mı gitti.? "dedi Mavi Gözlü lafımı bölerek."
- Karakteristik, İlgi çekici. "dedim."
Mavi Gözlü. Gece Evindeki bir güzel. Tesadüfe bakın Sewyaze de Rick'in kız kardeşinin tarifinde olduğu gibi onun boynunda da vampir ısırığına benzeyen ilginç bir yara izi vardı. Yattığım bu kız o komutanın kardeşi olamalıydı. Sewyaze de Rick ile görüşmek için tekrar hanın yolunu tuttum.
- Genelevdeki kızla ilgili kanıtım var. Boynundaki diş izlerini gördüm, tıpkı kız kardeşini tarif ettiğinde söylediğin gibi. "dedim."
- Bu nasıl olabilir.? "dedi Rick ve ekledi." - Bir çeşit büyünün etkisinde olmalı... Belki Onu ısıran vampir tarafından.
- Belki. "dedim."
- Torik... Vampir kesinlikle Genelevde bir yerlerde. Kız kardeşimi onun elinden kurtarmalısın. "diye atıldı Rick."
- Bu iş gittkçe canımı sıkmaya başladı. "dedim iç çekerek."
Komutan Sewyaze de Rick Genelevdeki kız kardeşi'nin zihninin vampir tarafından kontrol altında tutulduğunu söyledi. Bu türden bir kontrol ancak kısa bir mesafeden yapılabilir, yani muhtemelen Rick'in de söylediği gibi vampir Genelevin içinde olmalı. Eğer durum buysa bunu ortaya çıkarmam gerektiğini düşündüm ve tekrar Gece Evi'nin yolunu tuttum.
- Burayı kim yönetiyor. "dedim."
- Gece Hanım." dedi Koruma."
- Onunla görüşebilir miyim. "dedim."
- Hayır. Gece Hanım kimseyi görmek istemiyor uza hadi. "dedi Koruma."
- Param var. "dedim."
- Bana rüşvet sökmez. "dedi Koruma"
- Peki, bu 100 dinarla dolu keseyi kendime saklayayım o zaman." dedim"
- Oblivion kapıları adına... Dur, ver o keseyi bana. "dedi Koruma ardından gülerek ekledi." - Çil çil septimler girebilirsin.
- Pekala, bu bir beyefendiye uygun nazik bir haraket mi? Davet edilmeden buraya böyle dalman.?"dedi kadın."
- Bağışlayın Madam, ama bir iş üzerindeyim. "dedim ve ekledim." Gece Hanımı tanıyor musunuz.?
- Oldukça yakınız," dedi kadın kıkırdayarak ve ekledi. " Ben zaten o kişiyim. Gecenin Kraliçesiyim. Ben müşterilerimin hayellerini okuyup, dokunurum onları rahatlatır ve memnun ederim.
- Ayrıca boş bir keseyle uğurlarsın. "dedim."
- Onların hayallerini gerçekleştiririm, kısa bir süreliğine olsa da. Hayaller paha biçilemezdir. "dedi Gece Hanım."
- Neyse burada bulunmamın sebebi dünyevi zevklerim değil. "dedim ve ekledim." Bir vampir buraya dadanmış. Kızlarınızdan birinin boynunda vampir ısırığına benzer izler gördüm. Ayrıca kızın ağabeyi, onun asla bir genelevde kendi isteğiyle çalışmayacağına inanıyor. Ona göre kıza vampir tarafından büyü yapılmış.
- Yani buna öylece inandın mı? Bu kadar saf olma. Kız burada prensesler gbi yaşıyor. En iyi ipeklerden elbiseler giyiniyor. Müşterileri onunla tek bir gece geçirmek için mülkünü satıyor. O da müşterilerinden zevk duyuyor. Seni öyle rahatlatır ki hayal edemezsin. "dedi Gece Hanım ve ekledi."
- Ağabeyi olacak o herif onu zorla yaşlı bir bunakla evlendirmek istedi. Gel gelelim kız, gecenin prensesi olmak istiyordu. Ebediyen güzel, yasak bir meyve. Skyrim'in rüyası.
- Sen neyden bahsediyorsun be kadın.? "dedim."
- Onun kanını içtiğimde bunu hissettim. Ne bakıyorsun öyle ? Evet, bu Geneleve müptela olan vampir benim. "dedi Gece Hanım alaycı bir bakış ve ses tonuyla ardından ekledi." - Ancak ben asla öldürmem, Asla bir ruhu incitmem. Kan bana güç veriyor, tıpkı alkolün insanlara yaptığı gibi.
- Bu saçmalık...
- Kızlarım ve ben müşterilerimizin kanını içeriz. Onların kanı hizmetlerimizin karşılığı. Kimse ölmez. Herkes karlı. "dedi Gece Hanım lafımı bölerek ve ekledi." Mavi gözlü kıza gelirsek. Beni kendi çağırdı. Rüyalarında, fantezilerinde. Özgürlük için... Ve de ebedi güzellik için çırpınıyordu. Bizler canavar değiliz. Torik. Sana bir teklifim var... Uzlaşma karşılığında bu 1000 septimle birlikte kızlarımla bir gece, bu meseleyi tamamen unutmak adına gösterdiğim bir iyi niyet. Seni öldürmek daha kolay olurdu bizim için ama dediğim gibi biz insan öldürmeyiz.
- Peki ya razı gelmezsem. ? "dedim"
- Biri ölür. dedi "Gece Hanım."
- Canavarlardan nefret ederim. Kişisel değil yani. "dedim."
- İlahlara dua etki ayakta kalacak kadar kabiliyetli olasın. Saldırın kızlar.! "diye bağırdı Gece Hanım."
Patroniçe vampir'in teklifi kulağa ne kadarda cazip gelsede Skyrim'in başkentinde böyle bir canavar topluluğunun var olmasına göz yumamazdım, prensiplerime ters düşüyordu. Uzun süren zorlu bir mücadele sonunda Gece Hanım ve onun kızlarıyla olan çarpışmamdan sağ olarak kurtuldum. Vampirler yerde ölü olarak yatıyordu. Mavi Gözlüyü buradan uzaklaştırıp ağabeyindende ödülümü almanın vakti gelmişti artık.
- Gece Hanım'ı öldürdüm. Ağabeyin de seni handa bekliyor. "dedim."
- Ne.?! "diye bağırdı Mavi Gözlü."
- Evine geri dön. Burada olanlara bakarsak, müşteriler bir süre uğrayacakmış gibi görünmüyor. "dedim."
- Seni şerefsiz! Kim sana başkalarının hayatını mahvetme hakkı verdi? Kim kaderlerine karışmanı istedi.?" diye bağırdı Mavi Gözlü ve ekledi." - Sen nesin biliyor musun? Kiralık bir katil, bir avuç altın için öldürüyorsun.!
- O bir vampirdi, bir ucube, devri geçmiş bir kalıntıydı...
- Hayatlarımızı yıktın! benim ve buradaki bütün kızların. Şimdi hepimiz sokaklarda tıpkı ucuz hayat kadınları gibi çalışmak zorundayız. "dedi Mavi Gözlü lafımı bölerek."
- Kendini satmak zorundaymışsın gibi konuşuyorsun. Senin bir seçeneğin var ağabeyine, evine geri dön. "dedim."
- Biliyor musun ? Sana uygun bir işim var. Ağabeyimi öldür. Ne kadar istiyorsun.? "dedi Mavi Gözlü."
- Ben suikastçi değilim, mecbur kalmadıkça da insan öldürmem. "dedim."
- Umarım aletin maviye döner de kökünden kopar, katil! Defol.! "diye bağırdı Mavi Gözlü."
- Kız kardeşim nerede.? "dedi Rick."
- Genelevdeki vampiri kestiğimi öğrendikten sonra kaçtı. Eğer istiyorsa geri gelecektir.
- Vampir beni zerre ilgilendirmiyor. Kız kardeşimi bana geri getir.! "diye bağırdı Rick."
- Anlaşmamız kız kardeşinin durumu hakkında seni bilgilendirmem ve vampiri öldürmemle ilgiliydi.! Şimdi şehrin ortasında sana meydan dayağı atma mı istemiyorsan ödeme mi ver.! "diye üzerine yürüdüm."
- Kız kardeşim eve dönmeden tek metelik bile göremezsin.! "dedi Rick."
- Pekala, seni uyarmadığımı söyleyemezsin. "dedim."
- Tamam, Tamam! beni aşağı indir ve sakin ol şehrin ortasında beni döversen bütün itibarım iki paralık olur."diye atıldı Rick."
- Öyleyse bana para mı ver! Ayriyetten o kız kardeşin olacak sürtüğü takip ederken harcamalarım oldu 600 septim kadar bununla beraber bana 1000 dinar borcun oluyor. "dedim"
- Siz insanlar asla değişmeyeceksiniz... Al bakalım.! "dedi Rick."
- Teşekkürler. "dedim."
- Yetti artık bu şehir. Üçkağıtçılardan ve dolandırıcılardan başka birşey yok.! diye bağırıp handan dışarıya çıktı Rick.
Komutan vampiri öldürdüğüm için minnettardı ancak kız kardeşini kaçırdığım için bana ödeme yapmayı reddetti. Tabi ki üzerine yürüyüp biraz tartaklayınca hemen yelkenleri suya indirdi. Böylece bu lanet olası gün sona erdi. Kendime bir kadın bulup bayılana kadar içeceğim.
- Selam ben deniz Sewyaze de Rick İmparatorluk Birliği Komutanıyım. Eğer istersen, bana sadece Rick diyebilirsin. "dedi yabancı."
- Pekala Rick ? Ne istiyorsun benden. ? "dedim elimdeki bardağı masaya vurarak."
- Tanıştığıma memnun oldum. Adınızı bahşeder misiniz. ? "dedi Rick alçak bir ses tonuyla."
- Torik. Bak hafiften tepem atmaya başlıyor... Komutan falan dinlemem bir taraflarını kırmadan sadede gel istersen. "diye tersledim adamı."
- Kabalaşmaya gerek yok efendim. Sizi rahatsız ettim çünkü bir sorunum var ve belki de sizin bana biraz yardımınız dokunabilir. "dedi Rick."
- Ne konuda ? ve Nasıl.? diye sordum.
- Kız kardeşim. Hikayesini dinlemek ister misin.? "dedi Rick ve ekledi." - Geçen hafta onu yatakta baygın halde bulduk. Boynundaki diş izlerinden kan süzülüyordu. Hiç kuşkumuz yoktu, sebep bir vampirdi.!
- Her diş izi vampir demek değildir. "dedim uykulu bir ses tonuyla."
- İzler aksini söylüyordu. Ardından bir süre sonra da kız kardeşim kayboldu. Dönüşüp kaçmış olmalı. "dedi Rick."
- Eğer vampir olduysa yapılması gere--
- Her şeyi bir kenara koyalım, Evvela onu bulmanı ve şahet şüphelerimiz doğruysa onaylamanı istiyorum. Sonra yapılması gerekeni yaparsın. "dedi Rick lafımı bölerek."
- Tamam. Kardeşini arayacağım. "dedim."
- Çok teşekkürler. Hizmetlerinin karşılıksız kalmayacağının garantisini verebilirim. "dedi Rick ve ekledi." - Onu tanımada bir sıkıntı çekmezsin. İnce, güzel bir sarışındır ve onun o gök mavisi gözlerini kimse gözardı edemez.
Handa tanıştığım Komutan Sewyaze de Rick iddasına göre kız kardeşinin bir vampire dönüştüğünü ve onun ailesine zarar vermemek için evden kaçtığını söyledi. Kızı bulacağıma dair ona söz verdim. Kız hakkında tek bildiğim harika mavi gözlere sahip olduğuydu. Handan dışarıya çıkıp, şehrin etrafına bir göz atmaya karar verdim.
- Selam asil beyefendi . "dedi Hayat Kadın'ı önümü keserek."
- Ne asilim nede beyefendiyim. Bana uygunsuz şeyler mi teklif edeceksin.? "dedim gülümseyerek."
- Hayır efendim. O teklifi genelde müşterilerim bana yapar. "dedi Hayat Kadın'ı."
- Belki, sonra. Sana birşey sormak istiyorum."dedim ve ekledim." - Kayıp bir kızı arıyorum. Mavi gözlü, sarışın saçlı, ince ve uzun boylu. Bu tanıma uyan biriyle çevrede karşılaştın mı hiç.?
- Hayır, ancak söylediğiniz kadar güzelse muhtemelen Gece Evindedir. "dedi Hayat Kadın'ı."
- Gece Evi. ? "diye sordum."
- Bir Genelev bir kaç ay oldu açılalı. Ama benden söylemesi orası sizin için fazla lüks kaçar şehrin bütün kodaman soyluları orada takılıyor. "dedi Hayat Kadın'ı."
- Sağol güzelim seni yakında, güzel bir şeyle ziyaret ederim. "dedim kadına yanağından makas alarak."
- Sabırsızlıkla bekleyeceğım o zaman. "dedi Hayat Kadın'ı."
Hakkında söylenenlere göre en güzel kadınlar soylu müşterilerini Gece Evinde bekler. Onlara günün kasvetini unutturmak için bir şans, zarif zevkler sunarlar ama yanında boşalan bir keseyle birlikte. Tabi ki sunulan o olağanüstü eğlenceler sonrası kimse kesesiyle alakalı şikayette bulunmaz.
- Merhabalar, efendim. "dedi Hayat Kadın'ı"
- Merhaba mavi-gözlü güzellik. "dedim."
- Ne arzu edersiniz, sizi Gece Evine getiren şey nedir lordum. ? "dedi Mavi Gözlü."
- Konuşmakla başlayalım. "dedim."
- Pekala, konuşalım. İddalara göre, ön sevişme faslını düzeyli bir konuşmadan daha etkili kılan hiç birşey yokmuş. "dedi Mavi Gözlü."
- Ne düşler kuruyorsun, Mavi Gözlüm." dedim."
- Ah... Gecenin sonsuza dek sürmesini istiyorum... "dedi Mavi Gözlü."
- İlginç, senin yaşındaki kızlar genelde beyaz atlı prensler ya da öteki saçmalıklarla ilgili hayaller kurarlar. "dedim."
- Ben bildiğin kızlardan değilim. "dedi Mavi Gözlü ve ekledi." - Kanıtlayabilirim. Sadece iste.
- Abin Sewyaze de Rick seni arıyor. "dedim."
- Ne ? Hayır! Bahsettiğin adamı ne tanıyorum ne de bir ailem var. dedi Mavi Gözlü beni tersleyerek.
- Emin misin.? "diye sordum."
- Elbette eminim.! Benim evim burası. Gecenin Kardeşlerinin yanı. "dedi Mavi Gözlü."
- O zaman yanılıyor olmalıyım. " dedim ve ekledim." - Her neyse. Kendine iyi bak.
"Gece Evi" denilen Genelevde kaybolan kızın tanımına uyan mavi gözlü bir kız ile karşılaştım. Komutanın kızkardeşi bu kız olabilir mi? Ailesinin olmadığını söylesede bana pek inandırıcı gelmedi. Buldukları mı Sewyaze de Rick anlatmak için Genelevden ayrılıp Han'ın yolunu tuttum.
- Efendi Torik! sizi bu kadar çabuk görmeyi beklemiyordum. Lütfen kız kardeşim hakkında iyi haberlerinizin olduğunu söyleyin. "dedi Rick yaşlı gözlerle."
- Genelevde mavi gözlü bir hayat kadını vardı. "dedim."
- Benim kardeşim asla kendisini o derece düşürmez. "diye bağırdı Rick öfkeyle."
- Kanıtım yok, ama bu kadın senin tarifine uyuyor. "dedim."
- Lütfen kanıt bul. Ailemin onuru diken üstünde.! "dedi Rick."
- Elimden geleni yapacağım. "dedim."
Sewyaze de Rick Genelevdeki kızın kendi kızkardeşi olduğuna inanmak istemedi. Bunu ona kanıtlamanın bir yolunu bulmak için Gece Evine tekrar dönmem gerekiyordu.
- Tekrar merhaba. Beni mi özledin. ? "dedi Mavi Gözlü."
- Bu güzelliklerle bir gece geçirmek için ne yapmam gerek?. "diye sordum.."
- Size zevkle eşlik ederim. Ancak öncelikle Gece Evine bir bağış yapmalısınız. Sadece 500 Septimcik. "dedi Mavi Gözlü."
- "Septimcik ?" o rakamı tanımlamak için bu kelimeyi kullanmazdım. Daha iyi bir teklifte anlaşamaz mıyız.? "dedim."
- Her zaman pazarlığa açığız. 750 nasıl.? "dedi Mavi Gözlü."
- Hayatta olmaz. "dedim."
- 1000'e ne dersin. ? "dedi Mavi Gözlü."
- Sanırım, 500 iyiydi. "dedim."
- Anlaştığımıza göre beni takip edin. "dedi Mavi Gözlü ve ekledi."
- Sabredin. Beklediğinize değecek emin olun. İlk olarak sıcak bir banyo, ardından hayelleriniz gerçek olacak.
- Sen emin ol verdiğim o 500 septimi sapır sapır çıkartacam senden. "dedim ellerimi avuşturarak."
- Boynundaki yara...
- Hoşuna mı gitti.? "dedi Mavi Gözlü lafımı bölerek."
- Karakteristik, İlgi çekici. "dedim."
Mavi Gözlü. Gece Evindeki bir güzel. Tesadüfe bakın Sewyaze de Rick'in kız kardeşinin tarifinde olduğu gibi onun boynunda da vampir ısırığına benzeyen ilginç bir yara izi vardı. Yattığım bu kız o komutanın kardeşi olamalıydı. Sewyaze de Rick ile görüşmek için tekrar hanın yolunu tuttum.
- Genelevdeki kızla ilgili kanıtım var. Boynundaki diş izlerini gördüm, tıpkı kız kardeşini tarif ettiğinde söylediğin gibi. "dedim."
- Bu nasıl olabilir.? "dedi Rick ve ekledi." - Bir çeşit büyünün etkisinde olmalı... Belki Onu ısıran vampir tarafından.
- Belki. "dedim."
- Torik... Vampir kesinlikle Genelevde bir yerlerde. Kız kardeşimi onun elinden kurtarmalısın. "diye atıldı Rick."
- Bu iş gittkçe canımı sıkmaya başladı. "dedim iç çekerek."
Komutan Sewyaze de Rick Genelevdeki kız kardeşi'nin zihninin vampir tarafından kontrol altında tutulduğunu söyledi. Bu türden bir kontrol ancak kısa bir mesafeden yapılabilir, yani muhtemelen Rick'in de söylediği gibi vampir Genelevin içinde olmalı. Eğer durum buysa bunu ortaya çıkarmam gerektiğini düşündüm ve tekrar Gece Evi'nin yolunu tuttum.
- Burayı kim yönetiyor. "dedim."
- Gece Hanım." dedi Koruma."
- Onunla görüşebilir miyim. "dedim."
- Hayır. Gece Hanım kimseyi görmek istemiyor uza hadi. "dedi Koruma."
- Param var. "dedim."
- Bana rüşvet sökmez. "dedi Koruma"
- Peki, bu 100 dinarla dolu keseyi kendime saklayayım o zaman." dedim"
- Oblivion kapıları adına... Dur, ver o keseyi bana. "dedi Koruma ardından gülerek ekledi." - Çil çil septimler girebilirsin.
- Pekala, bu bir beyefendiye uygun nazik bir haraket mi? Davet edilmeden buraya böyle dalman.?"dedi kadın."
- Bağışlayın Madam, ama bir iş üzerindeyim. "dedim ve ekledim." Gece Hanımı tanıyor musunuz.?
- Oldukça yakınız," dedi kadın kıkırdayarak ve ekledi. " Ben zaten o kişiyim. Gecenin Kraliçesiyim. Ben müşterilerimin hayellerini okuyup, dokunurum onları rahatlatır ve memnun ederim.
- Ayrıca boş bir keseyle uğurlarsın. "dedim."
- Onların hayallerini gerçekleştiririm, kısa bir süreliğine olsa da. Hayaller paha biçilemezdir. "dedi Gece Hanım."
- Neyse burada bulunmamın sebebi dünyevi zevklerim değil. "dedim ve ekledim." Bir vampir buraya dadanmış. Kızlarınızdan birinin boynunda vampir ısırığına benzer izler gördüm. Ayrıca kızın ağabeyi, onun asla bir genelevde kendi isteğiyle çalışmayacağına inanıyor. Ona göre kıza vampir tarafından büyü yapılmış.
- Yani buna öylece inandın mı? Bu kadar saf olma. Kız burada prensesler gbi yaşıyor. En iyi ipeklerden elbiseler giyiniyor. Müşterileri onunla tek bir gece geçirmek için mülkünü satıyor. O da müşterilerinden zevk duyuyor. Seni öyle rahatlatır ki hayal edemezsin. "dedi Gece Hanım ve ekledi."
- Ağabeyi olacak o herif onu zorla yaşlı bir bunakla evlendirmek istedi. Gel gelelim kız, gecenin prensesi olmak istiyordu. Ebediyen güzel, yasak bir meyve. Skyrim'in rüyası.
- Sen neyden bahsediyorsun be kadın.? "dedim."
- Onun kanını içtiğimde bunu hissettim. Ne bakıyorsun öyle ? Evet, bu Geneleve müptela olan vampir benim. "dedi Gece Hanım alaycı bir bakış ve ses tonuyla ardından ekledi." - Ancak ben asla öldürmem, Asla bir ruhu incitmem. Kan bana güç veriyor, tıpkı alkolün insanlara yaptığı gibi.
- Bu saçmalık...
- Kızlarım ve ben müşterilerimizin kanını içeriz. Onların kanı hizmetlerimizin karşılığı. Kimse ölmez. Herkes karlı. "dedi Gece Hanım lafımı bölerek ve ekledi." Mavi gözlü kıza gelirsek. Beni kendi çağırdı. Rüyalarında, fantezilerinde. Özgürlük için... Ve de ebedi güzellik için çırpınıyordu. Bizler canavar değiliz. Torik. Sana bir teklifim var... Uzlaşma karşılığında bu 1000 septimle birlikte kızlarımla bir gece, bu meseleyi tamamen unutmak adına gösterdiğim bir iyi niyet. Seni öldürmek daha kolay olurdu bizim için ama dediğim gibi biz insan öldürmeyiz.
- Peki ya razı gelmezsem. ? "dedim"
- Biri ölür. dedi "Gece Hanım."
- Canavarlardan nefret ederim. Kişisel değil yani. "dedim."
- İlahlara dua etki ayakta kalacak kadar kabiliyetli olasın. Saldırın kızlar.! "diye bağırdı Gece Hanım."
Patroniçe vampir'in teklifi kulağa ne kadarda cazip gelsede Skyrim'in başkentinde böyle bir canavar topluluğunun var olmasına göz yumamazdım, prensiplerime ters düşüyordu. Uzun süren zorlu bir mücadele sonunda Gece Hanım ve onun kızlarıyla olan çarpışmamdan sağ olarak kurtuldum. Vampirler yerde ölü olarak yatıyordu. Mavi Gözlüyü buradan uzaklaştırıp ağabeyindende ödülümü almanın vakti gelmişti artık.
- Gece Hanım'ı öldürdüm. Ağabeyin de seni handa bekliyor. "dedim."
- Ne.?! "diye bağırdı Mavi Gözlü."
- Evine geri dön. Burada olanlara bakarsak, müşteriler bir süre uğrayacakmış gibi görünmüyor. "dedim."
- Seni şerefsiz! Kim sana başkalarının hayatını mahvetme hakkı verdi? Kim kaderlerine karışmanı istedi.?" diye bağırdı Mavi Gözlü ve ekledi." - Sen nesin biliyor musun? Kiralık bir katil, bir avuç altın için öldürüyorsun.!
- O bir vampirdi, bir ucube, devri geçmiş bir kalıntıydı...
- Hayatlarımızı yıktın! benim ve buradaki bütün kızların. Şimdi hepimiz sokaklarda tıpkı ucuz hayat kadınları gibi çalışmak zorundayız. "dedi Mavi Gözlü lafımı bölerek."
- Kendini satmak zorundaymışsın gibi konuşuyorsun. Senin bir seçeneğin var ağabeyine, evine geri dön. "dedim."
- Biliyor musun ? Sana uygun bir işim var. Ağabeyimi öldür. Ne kadar istiyorsun.? "dedi Mavi Gözlü."
- Ben suikastçi değilim, mecbur kalmadıkça da insan öldürmem. "dedim."
- Umarım aletin maviye döner de kökünden kopar, katil! Defol.! "diye bağırdı Mavi Gözlü."
- Kız kardeşim nerede.? "dedi Rick."
- Genelevdeki vampiri kestiğimi öğrendikten sonra kaçtı. Eğer istiyorsa geri gelecektir.
- Vampir beni zerre ilgilendirmiyor. Kız kardeşimi bana geri getir.! "diye bağırdı Rick."
- Anlaşmamız kız kardeşinin durumu hakkında seni bilgilendirmem ve vampiri öldürmemle ilgiliydi.! Şimdi şehrin ortasında sana meydan dayağı atma mı istemiyorsan ödeme mi ver.! "diye üzerine yürüdüm."
- Kız kardeşim eve dönmeden tek metelik bile göremezsin.! "dedi Rick."
- Pekala, seni uyarmadığımı söyleyemezsin. "dedim."
- Tamam, Tamam! beni aşağı indir ve sakin ol şehrin ortasında beni döversen bütün itibarım iki paralık olur."diye atıldı Rick."
- Öyleyse bana para mı ver! Ayriyetten o kız kardeşin olacak sürtüğü takip ederken harcamalarım oldu 600 septim kadar bununla beraber bana 1000 dinar borcun oluyor. "dedim"
- Siz insanlar asla değişmeyeceksiniz... Al bakalım.! "dedi Rick."
- Teşekkürler. "dedim."
- Yetti artık bu şehir. Üçkağıtçılardan ve dolandırıcılardan başka birşey yok.! diye bağırıp handan dışarıya çıktı Rick.
Komutan vampiri öldürdüğüm için minnettardı ancak kız kardeşini kaçırdığım için bana ödeme yapmayı reddetti. Tabi ki üzerine yürüyüp biraz tartaklayınca hemen yelkenleri suya indirdi. Böylece bu lanet olası gün sona erdi. Kendime bir kadın bulup bayılana kadar içeceğim.