Siyasi İdeoloji ve Gündem Tartışma

Cumhurbaşkanı Adayım

  • Recep Tayyip Erdoğan

    Votes: 0 0.0%
  • Muharrem İnce

    Votes: 1 7.1%
  • Kemal Kılıçdaroğlu

    Votes: 9 64.3%
  • Sinan Oğan

    Votes: 4 28.6%

  • Total voters
    14
  • Poll closed .

Users who are viewing this thread

Mesele milliyetçiliğin "ayaklar altına alınması" değil; extremist elementlerden temizlenmesi. Bunun en iyi başlangıç noktası da post-AKP dönemi geldiğinde yapılması gereken İslamcı ve Ülkücü tasfiyeleri.
 
Ee yerini kimlerle dolduracaksın bu İslamcı Ülkücü kadroları. Yeni bakanlar yeni bakan yardımcıları geldiğinde, birçok kamu kuruluşunun genel müdürlük mevkisinde çalışan idari personelini hadi sizi tafsiye ettik diye mi yollayacaksın? Ee kimleri getireceksin yerine, mesela DSİ'deki idari kadroları IZSU'dakilerle mi dolduracaksın? Evet birçok mevkiye maalesef torpilsiz gelmek çok zor fakat bu demek değildir ki o mevkilerde bulunan insanlar vasıfsız, kalifiyesiz. Dönemimizde yaşadığımız sorun bir partinin bürokrasi üzerindeki tartışılmaz denetimi ve yetkisi. Tabii ki de bürökratik ast üst ilişkisinden bahsetmiyorum. Bir milletvekilinin veya bir il/ilçe başkanının sahip olduğu güçten behsediyorum. Yoksa yeni gelecek bakanlar, genel müdür ve yardımcılarını belirleyip dönemin Cumhurbaşkanına sunduktan sonra yoluna bakacak herhangi bir tasfiye işlemine başlamayacak, başlamaları imkansız zaten.Bana göre yapılması gereken tek şey var, o da özellikle tüzel kişiliğe sahip kamu kuruluşlarının daha sıkı ve objektif denetlenmesi ve mülakatların kökten kaldırılması.

Ayrıca, bir milletvekilinden bir partinin milletvekilinden dikkat edin, sözcüsü veya genel başkan yardımcısı veya grupbaşkan vekili bile demiyorum milletvekilinden tüm partisi adına hassas bir konuda konuşmasını beklemek.. Meral Akşener yanlış hatırlamıyorsam Temel Bey ile yaptığı basın toplantısında Hdp'ye gayet güzel bir cevap vermişti, fakat kendini Ak Partinin mirasçısı olarak konuşlandırmak isteyen bir partiden bu kadar keskin açıklamaların kolay kolay gelmeyeceği aşikar ki Akşener Kürt çoğunluktaki illerde dahi karşılık bulan bir lider. Ve ayrıca yanlış hatırlamıyorsam İyi Partinin tüzüklerinde Hdp'ye ve söylevlerine karşı tweet atmak, Hdp'yi ana odağına koymak gibi ifadeler yoktu. Sözde Ermeni Soykırımının tanınması, Tam Kapanma, C.Başkanının açıklamalar gibi daha hayati konular varken, düşmanımın düşmanı mantığıyla dost olan bir partiye ve kitlesine saldırmak çok akıl karı gözükmüyor.
 
-Bence- son mesajımdan bu yana burada paylaşılan tüm mesajlarda eksik/yanlıs değerlendirmeler var.. Uzun uzun her konuya değinmek istemediğim için sadece bir tanesiyle ilgili soru sormak/yazmak istiyorum..


İyi parti tüzüğünde, hdpnin (yahut herhangi bir başka partinin) çok ama çok ciddi siyasi bir yanlışına karşılık; twitter dahil, tüm mecralarda sert tepki göstermesi muhtemelen birebir yazmıyordur, evet.. Ama siyasi partilerden bu tepkinin verilmesi kesinlikle beklenir ve dolaylı olarak da tüzükte kesinlikle yazılmıştır(ülke hak ve menfaatlerini savunmak bağlamında).

Hal böyle iken, esas tepki verilecek konuya tepki vermemek(sonrasında lider düzeyinde tepki de: " lanet olsun onlara tamam, heh, oldu mu?" gibi zoraki/cıvık bir tepki oldu) ancak şöyle bir yaklaşımla açıklanabilir[benim görüşüme göre]:

- "düşmanımın düşmanı dostumdur" mantıgıyla başka hiçbir şeyi umursamayacak
(oysa hukuki sonuca dayanmayan cok ciddi bir kesin yargıya karşı tepki olmalıydı, bu yanlış umurunda olmalıydı iyipartinin ve her yerde dillendirmeliydi tepkisini), tek bir hedefe odaklanmak üzere at gözlükleri
geçirilmiş bir dostluk ittifakında; siyasi çıkar uğruna sessiz kalmak

mevcut durumun açıklaması gibi gözüküyor..


Bu arada zaten dayanagı olmayan hukuka tabi bir iddayı kesin dille dillendirme hatası, yani soykurum iddası; evet hayati konu ve tam da ondan bahsediyorum ben de. İyi parti her yerde tepkisini göstereceğine, sustu.
Ve tam tersine, hdpye oy verenlere değil, hdpnin yanlışına/söylemine/twitine kızıyorum. Aynı, iyi partinin o gün susmasına bir seçmen olarak kızmam gibi..

Düşmanımın düşmanı dostumdur mantıgında giyilen at gözlüğü(ve varsa art niyetli yaklaşımlar), çok boyutlu değerlendirme yapılması gereken konuları, çok kısıtlı ve çıkar/taraf odaklı okutuyor tabi. Eksik/yanlış değerlendirmeler, bu haliyle, bence, normal..


Profilinde ve genel siyasetin her alanında; dogu türkistanda zulme ugrayanları adeta bir bayraktar olarak tutan lider, bu soykırım iddasının atıldıgı gün profilini değiştirmese bile en azından, bu ciddi yanlıs karsısında hdpye ciddi ciddi tepkisini verebilirdi(iyi partinin twiter hesabı haricinde). Ama bence zaten şu an iyi parti yozlaşmış durumda, lideri de başarılı olsa bile iyi bir lider değil. Dolayısıyla ciddi olay karşısında geç ve kısık tepkisine şaşırdım mı? Hayır.
+Cevaplarım şaşırtmasın. Bir vatandaş olarak markette ürün fiyatlarının ne kadar artıgını takip ettiğim gibi, liderleri de takip ederim(elimden geldiğince/denk geldiğimce) ve haklı olarak catır cutur liderleri de siyasetleri de politikaları da eleştiririm. Liderler böylesi yerinde eleştirilere katlanmalı ne kadar kötü olsalar bile.. Katlanılmazsa da hiç yakışık olmaz.




Update:
Biraz önce tvde görüp dinledim. Bu konuyla ilgili, lider, 3 şekilde yanıt verdi. Yanıtları siyasetçiye yakışır vaziyette:
"
-Tepki vermez olur muyuz, Ben açıklama yaptım, hepimiz tepki verdik. [Çok kısık bir açıklama yaptı lider, böyle önemli bir konuda böyle esip gürleyen atılımcı lider.. evet.. Twitterda da bir şey yok(tüm medyadan sert tepki olması gerekirken]
-Ayrıca bizim tepkimizi test etmesin kimse. [Hiçbir partinin tepkisini test etmeyek böyle ciddi konuda, tmm(!) ]
-Kendilerine yapıyorlar hdp secmeni hedef alarak [Hdp secmeni degil, hdpnin ciddi bir siyasi yanlısına tepki veriliyor. Boş çarpıtma]

"
[ ] parantez içi yorumlarımı içerir.

Muhalefetteki diğer partiler hdpnin bu açıklamasına, gununde sert tepki verseydi, iktidarın sert olmayan ama tam da ihtiyaç duyulan anlamlari içeren yerinde tepkisi çok daha iyi aktarilirdi batıdaki kirli siyasetle isler çevirme derisindeki politik girişimlere. Bunu anlamaz ya da anlamak istemez işte basit ya da çıkarcı siyasiler..

Bir seçmen olarak bu parti liderinin söylemlerinden, vucud dilinden, olaylarla ilgili tavır-söylem karşılaştırmasından kendimce bazı şeyler çıkartıyorum. Fakat sadece bu lider degil, digerlerini de alıp topluca bir çıkarım yaptıgımda(muhalefet + iktidar); türkiyede siyasetin tam da gelişmekte olan ülkere yakışır vaziyette devam etmekte oldugunu, popülist istikametin halen yogun devam ettiğini(her tarafta ama son dönemlerde özellikle muhalefette) görüyorum.. Umarım iktidar da muhalefet de, eleştirilerden ders çıkartır, iyileşir..

Hdp ve secmeni türkiye ile kaynaşmalı, bu da avrupa birliği iç standartlarını hdpye uygulamakla, iktidar +muhalefet herkesin kendine çeki düzen vermesiyle olur. Hdpnin kabul edilemeyecek siyasi tavırlarını, avrupanın iç değerleri aksine, umursamadan kabul ederek degil..
 
Last edited:
Eğer dediğiniz gibi Hdp'nin yapacağı her harekete bir tepki/eleştri koymak gerekseydi galiba olağan işlere vakit ayırcak zaman bile zor bulunulurdu. Hiçbir partinin sözcülüğünü yapmıyorum, net bir tavır beklediğinizi anlayabiliyorum fakat siyasette doğru her zaman biraz geç söylenir. Ayrıca kimseye ne düşüneceği dikte edilemez, tıpkı Hdp'nin üst kademesinin söylemlerinin de seçmeninde birebir karşılık bulduğu söylenemeyeceği gibi. Her ne kadar Meral Akşener ve tayfası siyasi olarak dengeli gitmeye çalışsalar da, 2023 seçimlerinden sonra kendilerini bir yerde konumlandırmak zorunda kalacakları aşikar ve o gün geldiğinde, günümüzde görmezden gelinen ifadeler partinin ana gündemi olacak büyük ihtimalle. Tarih tekerrür yani.

Ve son olarak Hdp'ye verilecek en büyük tepki iktidar partisi veya muhalefet partilerden değil seçmenlerden gelir. Türkiye'de iktidar olmak gibi bir derdi olmayan bir partinin yeni milenyumda sadece milliyetçiliği temeline koyarak uzun süre ayakta kalamayacağı aşikar. Ki bu kadar kutuplaştırmaya rağmen ancak %10 oy alan bir partiden bahsediyorum.
 
Tekrar söyleyim. Hdpnin her söylemi için değil, bahsettiğim hukuksuz kesin ifadesi icin sert ve her mecradan yanıtlar verilmeliydi.

Doğu Türkistan zulmünü popüler bir şekilde savunmada adeta Bayraktar olan parti ve lider; bu çok ciddi kesin yargisi için de Türkiye'nin hakkını savunmada bayraktar olmalıydı. Hani olumlu sıfatlarla atılgan girişimci görünmeye calisan bu parti ve lideri.. Yapmadı. Şimdi hal bu iken; yandan olasip da; her laflarına cevap mi verecekler, seçim var seçimi düşünmeli, Hdp secmenini hedef alma gibi argümanlar çok yersiz. Mesele bunların hiçbiri değil. Siyaset üstü şeyler var, bir de siyasi ayak oyunları var. Siyaset yapilirsa tabiki siyaset üstü hak ve menfaat koruyucu şekilde hareket edilmez..


HDP veya secmeni bir sorun değil, hdpnin bazı siyasi politikaları sorun. Bu yanlış siyaseti görüp her yerde terslemez de oy için görmezden gelirse; dostlar kervanına kayıtsız sartsiz girer ve karaktersizce siyaset guderse; doğru ve hak savunucu bir politika yerine, umursamaz bir popüler siyaset cizgisi benimserse, tabii olarak koltuğu düşünür ve tepki vermez iyi parti ve lideri, yahut kısık sesle verir, yani verir gibi olur.


Keşke bu 'milliyetçilikle iktidar olamayız, iktidarı yenmeyi düşünmemiz gerek' diye bir aşikar olduğunu soylediginiz gerçeklik iddiasinin sadece koltuk düşüncesinin tezahürü ve önemli haklardan feraget etmek gerektirdiğini görseniz.

HDP hukuksuz eylem ve siyasete giriştiği ölçüde bunun bedelini mahkemelerde aynı Avrupa Birliği içindeki gibi ödemek zorunda.

HDP aynı zamanda Avrupa birli içindeki hareket alanı çerçevesinde istediği özgürlük ve adaleti arama ve kaynaşma hakkına da sahip.

Babacan Davutoğlu kk AKSENER mantığıyla, popüler siyasetle, koltuk uğruna, Avrupa'nın ihraç ettiği degersizlestirici siyasi umursamazlık politikalarıyla hareket etmeye ve dolayısıyla haksiz hukuksuz bağımlı hareketlere iyimis gibi gösterip yönelmeye kimsenin hakkı yok.

Hdpnin yanlış siyasi söylemi ile ilgili gereken sert tepki verilmedi, düşük siyasette yeterince tepki almadı bu yanlış, nokta.

İktidarı seçimde yenecekseler bunu adil hakkaniyetli ve değerli bir karaktere bürünmüş politik yapılanmalarla yapmalılar. Hak götürmeyen, savunan, hem de herkes için savunan şekilde.
 
Last edited:
Aynı tutarlılıkta cevaplar yazıyorsun @ cevapsız
Ayrıca geçmiş mesajlarından birinde hatırladıgım faşist(kendin gibi düşünmeyenlerin yaşam hakkıyla ilgili) bir cevabından dolayı sana pek yanıt vermek istemiyorum ama tekrar kendi görüşümü; devayı da kapsayacak şekilde yazayım. Neden ahmet hakanın yazısını paylaştıgım da daha net anlaşılsın..:

Ben diyorum ki, yıllar içinde sistematik olarak demokrasiyi dizginleyenlerin(KK/AKSENER) veya geçmişte büyük hatalarda iktidarla birlikte güle oynaya yol yürümeye devam eden(gül/davutoglu/babacan) siyasilerin benimsedikleri siyasi yaklaşımları ile türkiye ilerlemez: -gelişmekte olan ülke- olarak değerleri ve demokrasisinde atıl kalır. (değerler ve demokrasi herkesi yaşatır ve ülkeyi gerçek anlamda ilerletir).
Ha bak bu siyasi benimseme devam ettikçe, seçimi kazanırlar bak, yani hepsi beraber seçimde ittifak yaptıgında(ki yapılmakta bu) seçimi kazanırlar rahat. Bu da başarı olarak sayılır siyasi iletişim ?uzmanlarınca?. Bu sürecin gerçekleşebilirliğinden yana zaten şüphem yok. İktidar seçimde kaybettirilir, sorun yok bunda. Sorun, ülke gerçekten ilerlemez. Yıllardır cici siyasi manevralarla etrafını yozlaştıran siyasiler yanlışlarını anlar ifade eder ve gereklerini yapar da böyle bir ittifak yaparsa başka. O zaman sorun yok. Ama bunu yapabilirler mi çok şüpheliyim.


Benim istediğim, muhalefetin siyaseti bırakıp değerleri ve demokrasiyi(avrupa içine uygulanan; türkiyeye ve gerektiği yerde iktidarı savunanan tarzda(ithal demokrasi degil) ) pusula olarak benimsemesi; seçimde kazanabiliyorlarsa böyle kazanmaları.

Aynı şekilde;
İktidar bu bahsettiğim pusulayı gerçekten benimseyip hatalarından döndüğü taktirde, oyu yeterse, kendisinin de kazanabilmesi.

Kim kazanacaksa, bu pusula ile kazanmalı diyorum.
Hangi parti ya da ittifakın kazandıgı umrumda degil. Gerçekten değerli ve gerçekten demokratik bir yapının(ister yeni gelecekler ister iktidarın yanlışlardan dönüşü ve gereklerini yapması ile) türkiyede örgütlenip ülkeyi herkes için yönetmesi.


"Muhalefete verin işte, kim olursa" yaklaşımıyla iyileştirici bir oy mu verilir? Sadece oy verilir. Kendi çıkarına/grubuna/partizanı oldugun partine yaraması için..

İmamoğlunu ele alsam mesela.. Eğer avrupa içindeki değerli demokrasiyi gözeten bir hdp yaklaşımını benimsese o yanındakiler; hiç sorunum yok. Ama populer olan, ithal demokratik yaklaşımlarla hdpyi ayrıştıran siyaseti benimseyenlerle birlikte ya imamoglu.. O yüzden onu da hiç begenmiyorum. Belediyeci olarak degil, sadece cumhurbaşkanı aday adayı olarak begenmiyorum. Çünkü yozlaştıran, değersiz ve ithal bir demokratik çizgisi var. Böyle bir cumhurbaşkanı aday adayı ile türkiyenin ilerleyecegini hiç ama hiç sanmıyorum.

Yanındakileri degistirip hatasından vazgeçsin, bunun gereklerini de her yerde yerine getirsin, o zaman ona oyumu vereyim. Sorun yok.


Özetle; aman Mansur olmaz o sağ eğilimli. Aman şu kişi olmaz şu o dinsiz; gibi bayağı yaklaşımlarla ben oy vermem. Değerli bir pusula varmı, ya da pusulanın değeri anlaşıldı ve gerekler yapılıyor mu ona bakarım, ülkeyi yönetecek yapılanmaların başına geçecek kişi veya parti/ler için.
Rüzgarı arkasına alıp ilerleyen cici parti veya liderliklere ülkenin hiç ihtiyacı yok. Tüm parti ve liderlerin pusulaya göre yerinde politik yapılanmalara gitmesi lazım.


Gündem, kudüse de birkaç not ekleyim. Kıbrıs adasında da Küdus civarında da tam ve egemen iki devletli çözümden yanayım. Ayrıca kudüs 3 dinin de özeli, herkes barış içinde yaşamasını bilmeli. Dünya da ülkemiz de, ülkemizdeki partiler de, politikacılar da umarım bu şekilde yaklaşır olaya. Öte türkü, kaos ve gücü yetenin istediğini yapması söz konusu olur. Değersiz ama başarılı işler olur..
 
Aynı tutarlılıkta cevaplar yazıyorsun @ cevapsız
Ayrıca geçmiş mesajlarından birinde hatırladıgım faşist(kendin gibi düşünmeyenlerin yaşam hakkıyla ilgili) bir cevabından dolayı sana pek yanıt vermek istemiyorum ama tekrar kendi görüşümü; devayı da kapsayacak şekilde yazayım. Neden ahmet hakanın yazısını paylaştıgım da daha net anlaşılsın..:

Ben diyorum ki, yıllar içinde sistematik olarak demokrasiyi dizginleyenlerin(KK/AKSENER) veya geçmişte büyük hatalarda iktidarla birlikte güle oynaya yol yürümeye devam eden(gül/davutoglu/babacan) siyasilerin benimsedikleri siyasi yaklaşımları ile türkiye ilerlemez: -gelişmekte olan ülke- olarak değerleri ve demokrasisinde atıl kalır. (değerler ve demokrasi herkesi yaşatır ve ülkeyi gerçek anlamda ilerletir).
Ha bak bu siyasi benimseme devam ettikçe, seçimi kazanırlar bak, yani hepsi beraber seçimde ittifak yaptıgında(ki yapılmakta bu) seçimi kazanırlar rahat. Bu da başarı olarak sayılır siyasi iletişim ?uzmanlarınca?. Bu sürecin gerçekleşebilirliğinden yana zaten şüphem yok. İktidar seçimde kaybettirilir, sorun yok bunda. Sorun, ülke gerçekten ilerlemez. Yıllardır cici siyasi manevralarla etrafını yozlaştıran siyasiler yanlışlarını anlar ifade eder ve gereklerini yapar da böyle bir ittifak yaparsa başka. O zaman sorun yok. Ama bunu yapabilirler mi çok şüpheliyim.


Benim istediğim, muhalefetin siyaseti bırakıp değerleri ve demokrasiyi(avrupa içine uygulanan; türkiyeye ve gerektiği yerde iktidarı savunanan tarzda(ithal demokrasi degil) ) pusula olarak benimsemesi; seçimde kazanabiliyorlarsa böyle kazanmaları.

Aynı şekilde;
İktidar bu bahsettiğim pusulayı gerçekten benimseyip hatalarından döndüğü taktirde, oyu yeterse, kendisinin de kazanabilmesi.

Kim kazanacaksa, bu pusula ile kazanmalı diyorum.
Hangi parti ya da ittifakın kazandıgı umrumda degil. Gerçekten değerli ve gerçekten demokratik bir yapının(ister yeni gelecekler ister iktidarın yanlışlardan dönüşü ve gereklerini yapması ile) türkiyede örgütlenip ülkeyi herkes için yönetmesi.


"Muhalefete verin işte, kim olursa" yaklaşımıyla iyileştirici bir oy mu verilir? Sadece oy verilir. Kendi çıkarına/grubuna/partizanı oldugun partine yaraması için..

İmamoğlunu ele alsam mesela.. Eğer avrupa içindeki değerli demokrasiyi gözeten bir hdp yaklaşımını benimsese o yanındakiler; hiç sorunum yok. Ama populer olan, ithal demokratik yaklaşımlarla hdpyi ayrıştıran siyaseti benimseyenlerle birlikte ya imamoglu.. O yüzden onu da hiç begenmiyorum. Belediyeci olarak degil, sadece cumhurbaşkanı aday adayı olarak begenmiyorum. Çünkü yozlaştıran, değersiz ve ithal bir demokratik çizgisi var. Böyle bir cumhurbaşkanı aday adayı ile türkiyenin ilerleyecegini hiç ama hiç sanmıyorum.

Yanındakileri degistirip hatasından vazgeçsin, bunun gereklerini de her yerde yerine getirsin, o zaman ona oyumu vereyim. Sorun yok.


Özetle; aman Mansur olmaz o sağ eğilimli. Aman şu kişi olmaz şu o dinsiz; gibi bayağı yaklaşımlarla ben oy vermem. Değerli bir pusula varmı, ya da pusulanın değeri anlaşıldı ve gerekler yapılıyor mu ona bakarım, ülkeyi yönetecek yapılanmaların başına geçecek kişi veya parti/ler için.
Rüzgarı arkasına alıp ilerleyen cici parti veya liderliklere ülkenin hiç ihtiyacı yok. Tüm parti ve liderlerin pusulaya göre yerinde politik yapılanmalara gitmesi lazım.


Gündem, kudüse de birkaç not ekleyim. Kıbrıs adasında da Küdus civarında da tam ve egemen iki devletli çözümden yanayım. Ayrıca kudüs 3 dinin de özeli, herkes barış içinde yaşamasını bilmeli. Dünya da ülkemiz de, ülkemizdeki partiler de, politikacılar da umarım bu şekilde yaklaşır olaya. Öte türkü, kaos ve gücü yetenin istediğini yapması söz konusu olur. Değersiz ama başarılı işler olur..
Hangi yorumum faşistçeymiş çok merak ettim.? Sırf bir yorumumdan dolayı bir insana mesaj verme eyleminden tiksiniyorsan kimin 'faşistçe' olduğu hakkında biraz daha düşün bence. :grin:

Konuya gelirsek forumdaki bütün yorumlarını okuyorum uzun muzun ama okuyorum. Yani sonuçta anlatmasına anlatıyorsun ama şunu eş geçiyorsun:

Burası Türkiye. Türkiye de adam yok adam. İnsan yok. Belli niteliklere sahip insan, ve belli niteliklere sahip toplumsal ortamlar yok. Bu ülkede adam yok. Bu ülkede batıda ki ülkelerin geçtiği 'gelişim süreçleri' yok. Progression yok yani. Böyle bi durumda sen elinden gelenin en iyisine oy veriyorsun ve Türkiye'de herkes kendi mensubu olduğu zümrenin en iyisine oy vermeye çalışıyor. Kağıt üstünde en demokrat ülke Türkiyedir bence. Seçime katılım orani bir dünya rekoru. Ama bu yüzeysel olduğu gercegini değiştirmiyor tabi.

Bu kadar adamsizlik ortamında, toplumsuzluk ortamında Ali Babacan ve Kemal Kılıçdaroğlu gibi insanlar çöldeki vaha gibiler. Kemal kilicdaroglunu çok aşağıladilar ama değerini bilmiyorlar.

Benim bu ülkeden tek umudum sistemi şöyle boyle ilerleten çatışma yaratmayan bitiren bı iktidarın gelmesi. Fazlası azı yok. Böyle olunca potansiyeli olan bireyler istediği hayatı yaşamak için yurt dışına gidebilir. Fırsatı olur.
 
Kesinlikle bahsettiğim şekilde bir ifaden vardı, eğer düzeltmediysen o yazdıklarını; bakıp bulursun, fakat ben tekrar okumak istemiyorum mesajlarını, dolayısıyla şimdi alıntı yapamayacağım, istiyorsan git bul, ben kendimden bu konuda eminim. Çünkü sadece basit bir eleştiri veya tavırdan ibaret olmayan o söylemini hafızam unutmuş değil. Her partinin bu derece insanlık dışı fikirlere sahip olanları elbet vardır ve ben bu tip karanlık düşüncelere sahip olanlara forumda cevap vermek istemediysem bu beni faşist yapmaz. Düşüncem bu yönde.

Türkiyede düzgün kimse yok diyip şu ve şu adam bulunmaz nimet diyorsun. Gene güzel ifade etmişsin meramını. Bir de şu partileri bıraksan da esaslı iyileştirici çözümlere odaklansan keşke.
 
Kesinlikle bahsettiğim şekilde bir ifaden vardı, eğer düzeltmediysen o yazdıklarını; bakıp bulursun, fakat ben tekrar okumak istemiyorum mesajlarını, dolayısıyla şimdi alıntı yapamayacağım, istiyorsan git bul, ben kendimden bu konuda eminim. Çünkü sadece basit bir eleştiri veya tavırdan ibaret olmayan o söylemini hafızam unutmuş değil. Her partinin bu derece insanlık dışı fikirlere sahip olanları elbet vardır ve ben bu tip karanlık düşüncelere sahip olanlara forumda cevap vermek istemediysem bu beni faşist yapmaz. Düşüncem bu yönde.

Türkiyede düzgün kimse yok diyip şu ve şu adam bulunmaz nimet diyorsun. Gene güzel ifade etmişsin meramını. Bir de şu partileri bıraksan da esaslı iyileştirici çözümlere odaklansan keşke.

Allahım bir günde palpatine oldum gene iyi mi? asdfasdf

Sanki herkes kusursuz da bi ben dark sidedayım.

Yanlış bir şey yazdıysam ki, neyi yanlış yaptığımı dahi anlayamadım? bu okay bir durum bence. insanım çünkü. olabilir. önemli olan hatamı düzeltmek. ha ama sen kafanda damgalamışsın bile 40 hendek atsam gene fikrin değişmez.




Bu ülkede batıda ki ülkelerin geçtiği 'gelişim süreçleri' yok.
Benim bu ülkeden tek umudum sistemi şöyle boyle ilerleten çatışma yaratmayan bitiren bı iktidarın gelmesi. Fazlası azı yok. Böyle olunca potansiyeli olan bireyler istediği hayatı yaşamak için yurt dışına gidebilir. Fırsatı olur.

diye yazmışım zaten. partileri tuttuğum falan yok ama yukarıda da belirttiğim gibi böyle bir ülkede istesende hiç istemesende partileşiyorsun bir nebze. önemli olan radikallikten ya da kutuplaştırıclıktan, damgacılıktan ne kadar uzak olduğundur bu mevzuda.
 
Hdpye bakanlık vermek sorun değil; eğer avrupa içinde(türkiyede ihraç edilenin aksine) asla kabul görmeyecek ayrıştırıcı siyaseti benimsemeyerek türkiyede gerçek bir kaynaşma faaliyeti yürütseler..

Değersiz ve popüler(ayrıca bağımlı ve sorunlu kılacak) siyasi tavırlarla seçimi kazanma başarısını elde etmekte kararlı bu ittifakın siyasileri. Oysa hdpye, avrupanın kırmızı çizgilerini çekip sonra gene hdpye, avrupanın değerli özgürlüklerini sunmak ve şöyle demek lazımdı: "daha iyi ve herkes için güçlü bir türkiye için; gel ittifakta yer al, muhalefet olarak bu herkese yarayacak güçlü türkliyeyi kuralım"

Böyle deniyor mu? Hayır. Kaynaştırma ve herkesi düşünme yok.
Ne var?
Değersiz siyaset var. İlerde meyvelerini verecek olan ayrıştırıcı siyasetin üstü örtülerek; "iktidarı yenelim" birlikteliği var.
Sorun çözmez ki bu.. Avrupanın -içinde- de asla kabul görmeyecek bir durum, eğer orda böyle bir durum olsaydı..

Neyse.
Memleket Partisi kuruldu. Tabiki kazanamaz bu seçim. Ama eleştireceği yerlerde herkesi eleştirip, herkes için farkındalık yaratsa yeter:




Logosu fena değil. @ sembollü olandan iyi.
 


Önceki mesajlarımda paylaştığım nedenlerden ötürü(muhalefetin ekseriyetinin; ülkeyi şimdi değil ilerde değersiz kılacak/avrupada olsa asla kabul görmeyecek siyaseti salt çıkar gözeterek benimsemesi ve gene ülkeye zarar verecek potansiyeldeki geri kalmışlık/gericilik göstergesi olan; -her şeyde köstek olma- muhalifliği sebeplerinden); bence popüler muhalif tavır ülke yozlaşıyor ve Yılmaz Özdil^in de eleştirdiği KK ve KK'nın rüzgarı sırtına alan duruşu; bence bu yayında ülkeye katkısı olmayacak süslü söylemler ve siyasi tavırlardan öte bir şeyler ifade edemeyecek.
Yine de kibar/hoş/gençleri anlayan/cici ana muhalefet liderini popüler gençlikle birlikte bi dinleyeyim gene de. Kötü örneği de görmek bilinçliysen zarar getirmez. Hem belki bu sefer Jaho biraz kibar olur konuğuna karşı.

Witchn güzel demiş. İnsanların sorularına cevap vermeleri filan. Gerçekten çok hoş şeyler :smile:

20.30'da
Jahodayım.
 
Halkt tv, tele1 gibi birkaç kanal haricinde nerde bir kanal ve tartışma programı varsa, onları: "ana akım medya " olarak tarif edip hakir gören: "popülist muhalif liderler ve tabanları" zamanında bu kanallara yaklaşmıyor, alaya alıyor ve iktidarın her yaptıgına da illa karşı çıkıyorlardı(popülist bayraktarlık gereği.. )

Şimdi haberturk gibi bir "ana akım medya kanalı" da dahil olmak üzere her yerde seslerini duyurmaya çabalıyor; "popülist muhalif tavırdaki liderler" .

İşte bugün oldukça rabet görür halde gelmiş "ana akım medya" kanallarından birindeki, değerli bir programa bakın:


Tartışmalar ve değerli söylemlerden illa kaçınıp, illa iktidara yüklenmek, illa başka kanalları kötülemek doğru olan değilmiş demekki..
(kaldı ki iktidarı da otoriter buldugunu söyleyip eleştiren bu popülist liderlikler, kendileri de benzer şekilde otoriter muhaliflikle yapılanarak, değersiz bir muhalefeti iktidara taşımaktalar)


Demekki neymiş, hakkaniyetli bir şekilde ülkenin/bölgenin/dünyanın menfaatine doğru hareketler söz konusuysa; "rüzgarı sırtına alıp popüler siyaset bayraktarlığı yaparak" illa eleştirmemek gerekiyormuş(HTnin hakir görünüşü/s400leri almanın gereksizliği, hudut savunması vs ile ilgili hemen illa eleştirmek/alaya almak yanlışmış.. )

Ne zaman bu muhalefetin ekseriyeti; avrupa içinde olsa asla kabul edilmeyecek siyasi yönelişleri + ülkeye zarar getirir mahiyetteki otoriter/at gözlüklü eleştiriciliği + popülist dil ve tavırları bırakıp; iyi bir muhalif yapılanma ile herkesi düşünerek iktidar olacak? Böyle iyi bir muhalifetle iktidar olursa, herkese, dolayısıyla yanlışlarına kızdıkları iktidar tarafına da iyilik yapmış olurlar, onlara da örnek olurlar. Ayrıştırma değil, kaynaştırma muhalefeti ile hakkaniyet gözetilmeli.

Popülist dille çamur atmak kolay.
Videoda değerli tespitler var. Aman s400le ne işimiz vardaki gibi(batı hiçbir sistemi inatla vermemişken ihtiyaç dolayısıyla aldıgımız s400ler) aptalca bir popülist bayraktarlık yerine gerçekten iyi bir muhaliflikle; iktidarın bu tespitleri hakkaniyetli herkesin lehine gerçekleştirebilmesi ve böylece ülkenin ve bölgenin kazanması için uğratışmalı. İktidarıyla muhalefetiyle. Birlikte.
 
İbretlik Çalışma.. +300k seyirciye özel derleme..


Önemli yerleri not aldım; anlık yazarken tam anlamış ve hatalı/eksik yazmış olabilirim, eğer hatasız yazdıysam ilgili yerlerde söylenenler şuna benzerdi:

KK: gençlerin (vs) tweetlerdan rahatça twit atabilmesini saglayacagım, özgür olacaklar
KK: ben seçildiğimde
KK: ben seçildiğimde hakaret içermeden beni eleştirmek tamamen sebest olcak, ben de dersimi çıkartacağım bu yolla
KK: sadece gençler için olmak kaydıyla; gençler kdvsiz elektronik cihazlar/konsollar vs alabilecek
KK: ancak işe girdikten sonra olmak kaydıyla ve faizsiz olarak genclerin ögrenim borcu devletçe geri alınması saglanacak
KK: üniversitede isteyen istediğini yazıp konuşabilecek, kimse khk ile vs atılamayacak, üniversiteler özgür olacaklar
KK: yatılı teknoloji liseleri kurulacak, okuldan sonra iş garantili eğitim olacak
KK: üniversiteler çok, ama kalitesi yok, bundan da bu kadar çok üniversite yapanlar sorumlu
KK: internet neden ağır çalışıyor? turk telekom bankalara satılmak durumunda kaldı siyasiler yüzünden. işte bu internet ağırlı/interneti olmayan evler kabahatli olan; ülkeyi yönetenler. bu durumu gençler bilmeli.
KK:
öğrencilerin yurtlarında geniş bant internet erişimi olacak. kamu/özel sektör engelleri kalksın bakın nasıl yapılıyor. 5g nasıl da yapılır, altyapılar nasıl da yapılabilir. engel çıkartılıyor, olmuyor dolayısıyla bu işler.
KK: (kalitesiz eğitimi nasıl iyileştiriceksiniz?) bir ülkeyi çökerteceksiniz egitim sistemini bozacaksınız.. çocuklarımızı denek olarak kullandılar[yanıt olarak KK laf dolaştırmayla tam iktidarı suçlayacak şekilde örnek verirken, tekrar soru geliyor] => (tekrar ilk sorunun sorulması üzerine):
eğitime büyük kaynak ayıracağız. bir şey daha söyleyim; birleştirilmiş sınıflara son vereceğiz, her yerde okul yapacağız.
KK:
eğitim sistemini tepeden tırnağa değiştirmek zorundayız, aksi halde türkiye büyüyemez. türkiye büyüyemez...
KK: gençlerde büyük bir enerji var, işe yönlendirmeliyiz. ev gençleri var artık, bu çok dramatik bir tablo.
KK: merkez bankasının kasasında paramız yok, 128 milyar dolar nerede dedik, cevabını vermediler ama ne oldugunu bulacağız.
KK: vergilerde adaletsizlik var. pandemi döneminde bile internete zam yaptılar. vergi cennetinden vergisiz para getiriliyor, ama vatandaşa vergiler ağır ağır var. adil bir vergi düzeni gelmeli, tabloyu degistirmeliyiz. asgari ücretten vergiyi kaldıracagız.
KK: kentsel dönüşüm paraları, söylendiği gibi olması gereken yerlerde harcanmış değil, kentsel dönüşüm yapılmış değil.
KK: köprü yaptık diyorlar, kaça yaptınız diyoruz söylemiyorlar. parayı biz ödüyoruz vergiyle. biz topladıgımız vergiyi üretim için harcayacagız; ama
sadece katma degeri yüksek ürün için bu toplanan verigiyi harcayacagız. örneğin, çip gibi katma degerli bir ürün üretiminde.

KK: üniversiteleri bitirdiler. katma degeri yüksek ürün üretmemizin tek yolu üniversiteleri canlandırmaktır.
KK: (gençlerin önü yazılımda/yayıncılıkta tıkalı, ne düşünüyorsunuz?) çok basit, silikon vadisi kurarsınız, gençler burada vergisiz üretir.
KK: (vergi kaçırılabiliyor ama paypal gibi girişimler tekrar geri gelebilir mi, sizce nasıl olur) oturur konuşuruz. maduriyete yol açmadan.

KK: (pkkya bakıs açınız nedir): çok basit, terör örgütü. biz adını anmak istemiyoruz, çünkü terör örgütü bunu ister.
KK:
(hdp ile ittifak içindemisiniz): hdp bir siyasi parti. (ittifak içindemisiniz) hayır. ittifak içinde olsak deriz, ittifak halindeyiz.. böyle bir şey yok. hdp de bir siyasi parti, gizli kapaklı iş de yapmıyoruz. siyasi partiyi yasa dışı ilan edemezsiniz, bu doğru degil. akpye de saygı duyuyoruz. çünkü biz demokrasiyi savunuyoruz.

KK: (lgbtli olsun inançlı biri olsun, herhangi bir yaşam tarzıyla bir derdiniz var mı): yok öyle şey. inanç, kimlik ve yaşam tarzı üzerinden siyaset yapmayız, herkese saygı duyarız.
KK: (inanç özgürlüğünü saglayıp koruyacakmısınız hukuki olarak): %100 inanç özgürlüğü getireceğiz, hukuki olarak destekleyecek özgürlüğü genişletecegiz.
KK: ittifakla konuşarak adayın kim olacagına karar vereceğiz.
aksi halde cumhur ittifakına benzeriz. orada 1kişi konuşuyor, hepsi o kişinin lafına bakıyor.

KK: 4 gençten biri işsiz. bunu düşünen yok. onun için daha agır faturalar ödemeden seçime gidelim bunları düzeltelim diyoruz.
KK: cumhuriyet halk partisi nin en köklü partilerden olmasını nedeni de bu, biz demokrasi partisiyiz.
KK: bakanın dezenfektan satması konusunu araştırın dedik. parlamento işlevini yitirmiş halde. o yüzden araştırabilmek için güçlendirilmiş parlamento diyoruz. parlamento bunları sorgulamak zorundadır. yargı bagımsız olmalıdır. yasaam yargı ve yürütme denk hale gelmeli, tek kişiye bırakmamak gerek.
KK: siyasetçi vatandaşa hesap vermeyi onurlu bir görev olarak benimsemelidir, vatandaşın parasını kullanıyoruz.
KK: İnşallah iktidar olacagız ve 1 hafta içerisinde yapacaklarımı saydım demin. Ve şunu söyleyim, ahlaklı adamlar parlamentoda bulunabilecek..
KK: milletin vekilini millet seçecek. önce ön seçime gidilecek. önce millet kendi vekilini seçecek. burada cinsiyet ve gençlik kotası, ayrıca yurtdışı kotasının getirlmesini istiyoruz.
KK: yurtdışında yaşayanlar, türkiyede demokrasinin varlıgı için oy kullanabilmeli ve kendilerini de temsil ettirebilmeliler.
KK: yer altı dünyasıyla mücadele edecegiz. para alan siyasi kim. kokaini kim getirir; yer altı dünyası getirir. belli siyasiler veya savcılar yer altı dünyasınca satın alınmıştır. bu kirlilikten türkiye temizlenmeli. Soylunun bildirmesi lazım; her ay 10bin dolar alan siyasi kim.
KK: (profesyonel ordu ve gönüllü askerlige nasıl bakıyorsunuz): eğer profesyonel askerlik yoksa, zorunlu olarak askerlik yapılır. profesyonele mi ihtiyac duyuluyor zorunluya devam mı gerekiyor buna tsk karar verir.
KK: (dokunulmazlık dosyanızı göndermişler) kaldırmazlarsa namerdim. suçlu değilim, neden çekineyim.
KK: (siyasetçilerin eleştiriye açık olması önemli vs dediniz, kaftancıoglu kendini eleştirenleri kripto akpli olarak tanımlıyor, eleştirme konusunda onunla konusacakmısınız?): biz sosyal mesafeye dikkat ediyoruz/bla bla bla/. (tekrar aynı soru ile kaftancıoglunun eleştiri kabul etmemesi sorulunca) herkes eleştiri kabul etmek zorundadır.
KK: koronadan ölüm sayılarını az gösterirseniz devlet itibar kaybeder, bunlar dogru olmaz.
KK: saglık bakanı aşı alımları ile kendini yalan söyler konuma koydu. niye baştan dogrudan alım yapmadınız. her şeye para gözüyle bakamazsınız.
KK: koronadan vefat eden saglık çalışanları meslek hastalıgı statüsünde değerlendirilsin dedik kabul etmediler.
KK: bunların yatacak yeri yok. ama durumu düzeltecegiz.
KK: beraber ülkeyi aydınlaga cıkartacagız. 6 ay sonra bambaşka bir ülke göreceksiniz. özgürce yaşayacaksınız. konsollar daha ucuz olacak. internet erişimi kolay olacak. gençler, size hizmet etmek benim boynumun borcudur. sözüm söz kesinlikle yapacagım.
The End




Evet. Anlık yazım sonrası asla niyet okuması yapmadan; sadece gerçekçi değerlendirme üzerine satır aralarından yorum yapmak isitiyorum işittiklerimle ilgili..
Pkk'nın artık farklı isimlerle ve dünyada cici gösterilen bu isimler altında; devlet kurma çabası içinde oldugunu + batının sadece çıkarı için bazen demokrat bazen de anti demokrat çevreleri destekleme örneklerinin bolca dünyada bulundugunu + amerikanın asla yumurtalarını tek bir sepete dolduran hamleler yapmadıgını ve dünyada her şeye zamanı geldimi "he tamam" demeyen iktidarların vadesinin erkenden bitirilebildiğini aklımın bir köşesinde tutarak yorumlarıma geçiyorum* :



>ÖRTÜLÜ İTTİFAK, ÖRTÜLÜ KUYU KAZMA; ÜLKE ZARARINA POLİTİK ÇIKAR. ÇOK YANLIŞ ve HALEN BU POLİTİKA DIŞLANMIYOR(hdp degil, hdpnin ülkeden ayrışacagı ithal politika dışlanmalı) HDPnin AVRUPADA İÇİNDE YAPMAYA KALKSALAR ASLA KABUL GÖRMEYECEK POLİTİK-AYRIŞTIRICI SÖYLEMLERİ KK VE ITTIFAKI TARAFINDAN HALEN AÇIKÇA VE ISRARLA DIŞLANMIYOR. İTTİFAKTA DEGİLİZ, SEÇİMDE İKTİDARI YENECEGİZ deniyor. BU NASIL İŞ?.. :

gençlerin (vs) tweetlerdan rahatça twit atabilmesini saglayacagım, özgür olacaklar
üniversitede isteyen istediğini yazıp konuşabilecek, kimse khk ile vs atılamayacak, üniversiteler özgür olacaklar>

>Yani isteyen bölücülük taraftarı söylem ve politikaları twitterda/barış bildirilerinde vs haykırabilir, atatürke dil uzatabilir? Bu mudur? Özgürlükten yana ingiltere de her şeyde. Ama başkasının hakkına tecavüz etmeyen özgürlükten yana. Özgürlüğün sınırı olmalı, özgür üniversitelerde/twitlerde. Ayarı tutturulabilirse, elbette özgür olmalı ikisi de (her çağdaş ve değerli ülkedeki gibi).


sadece katma degeri yüksek ürün için bu toplanan verigiyi harcayacagız. örneğin, çip gibi katma degerli bir ürün üretiminde.
üniversiteleri bitirdiler. katma degeri yüksek ürün üretmemizin tek yolu üniversiteleri canlandırmaktır.

>Katma değeri yüksek ürün üretmek demek, araba parçaları, bilgisyar parçaları üretmek demek. bunlar için de siyasetin batıdan teknoloji paylaşacak ülkelerle içli dışlı kıvama gelmesi gerek demek. siyasi çıkarla avrupada kabul görmeyecek işlere "he tamam" denirse tabi olur katma degerli üretim. neden olmasın. neden türkiye jet hızında kalkınmasın? babacan da diyor; "seçimi kazanalım yeter, görürsünüz çok kolay gerisi" diye. üretim de canlanır, ekonomi de düzelir, elektronik ürün fiyatları da azalır, işsizlik de azalır. araba fabrikaları filan açılır ardı ardına, sıkıntı yok. akşenerin dediği gibi "s400e ne gerek var" demek lazım ama tabi. he denmeli, haklı olsa bile ülkemiz. neyse, çözümü söylemeden; olcak olcak diyen popüler siyaset işte. Çıkar uğruna değersizce yapılır her şey. Farklı bir şey işitmedim KKdan bu konuda.



(hdp ile ittifak içindemisiniz): hdp bir siyasi parti. (ittifak içindemisiniz) hayır. ittifak içinde olsak deriz, ittifak halindeyiz.. böyle bir şey yok. hdp de bir siyasi parti, gizli kapaklı iş de yapmıyoruz. siyasi partiyi yasa dışı ilan edemezsiniz, bu doğru degil. akpye de saygı duyuyoruz. çünkü biz demokrasiyi savunuyoruz.

>Hdpnin avrupa içinde olsa asla kabul edilemeyecek politik söylem ve tavırlarını benimseme + ısrarla karşı çıkmama + hdpyi kaynaştırmayıp ayrıştırmaya siyasi çıkar ugruna kuyruk sallamak: zaten sorun. hdp siyasi parti biliyorum. seçmeninde de sorun yok. sorun siyasi etik dışı politikalarla hdp ve seçmeninin ayrıştıranlarda. eleştiri de bunlar ve bunlarla örtülü-direk ittifak kuranlarda.
>ayrıca KK bir sürü seçim kaybetmesine ragmen koltuga sıkıca sarılan ve parti içi seçim yapılmak istediginde devamlı engel olan bir "demokrat" siyasetçi, bunu da belirteyim. İfadeleri sırıtıyor.


(siyasetçilerin eleştiriye açık olması önemli vs dediniz, kaftancıoglu kendini eleştirenleri eleştirdikleri için kripto akpli olarak tanımlıyor, eleştirme konusunda onunla konusacakmısınız?): biz sosyal mesafeye dikkat ediyoruz, keşke sosyal mesafeyi korusaydınız dedim/bla bla bla/. (tekrar aynı soru ile kaftancıoglunun eleştiri kabul etmemesi sorulunca) herkes eleştiri kabul etmek zorundadır.
>Ok. Çevir çevirebildiğin kadar kazı ki yanmasın. Ört üstünü üşümesin; atatürk türkiyesi ve gelişmiş bir ülke yolunda olacaklara yakışmıyor asla ama olsun, ört.Israrla yanlış politikaları, avrupa birliği normları üzerinden red ediphdpninyanlış olan politikalarını eleştirmek varken olan bu.tavır işte. Öte yandan, hdphaklı oldugu her konuda, avrupa normlarıçerçevesinde herkes gibi gene hakkını aramakta da özgür olmalı. Bunu da hep söylüyorum.



..aksi halde cumhur ittifakına benzeriz. orada 1kişi konuşuyor, hepsi o kişinin lafına bakıyor.
milletin vekilini millet seçecek. önce ön seçime gidilecek. önce millet kendi vekilini seçecek.

>Demokrat KK. Demokrat AKŞENER. Partileri nasıl süreçlerden geçti kabaca "ana akım medyada" görmesem, inanırım. Bu söylemleri de bana sırıttı. Basit bir gelişmekte olan ülke siyasetçisi, basit bir muhalif bana göre kendleri. Keşke böyle olmasalardı da seçimleri yaptırsalar, herkese hakkaniyetli oldukları sürece söz ve yer verilseydi.





Yukarıdaki yorumlarım ülkeye/bölgeye/dünyaya çok zararlı olabilecek kısımla ilgiliydi. Diğer yayında ifade edilen söylemler ve yorumlarım ise aşağıda:

>BU YURTLARDA İNTERNET OLAYI ZATEN YOK MUYDU? Ayrıca 5Gye ne gerek var, çevre kirliliği diye bir şey duymuş mu acep KK, kablolu hızlı uygun fiyatlı internet mesele?
öğrencilerin yurtlarında geniş bant internet erişimi olacak. kamu/özel sektör engelleri kalksın bakın nasıl yapılıyor. 5g nasıl da yapılır



> "ÇÖZÜM ÜRETEN" TEZAT Jr. ?
üniversiteler çok, ama kalitesi yok, kalitesizlikten de bu kadar çok üniversite yapanlar sorumlu
bir şey daha söyleyim; birleştirilmiş sınıflara son vereceğiz, her yerde okul yapacağız.



>DİREK YETERSİZ ÇÖZÜMLER VEYA ÇÖZÜM ÜRETMEYEN BOŞ LAFLAR VEYA HUKUKİLİK VURGUSU YETERSİZ CEVAP
sadece gençler için olmak kaydıyla; gençler kdvsiz elektronik cihazlar/konsollar vs alabilecek
eğitime büyük kaynak ayıracağız
.
eğitim sistemini tepeden tırnağa değiştirmek zorundayız, aksi halde türkiye büyüyemez. türkiye büyüyemez...
gençlerde büyük bir enerji var, işe yönlendirmeliyiz. ev gençleri var artık, bu çok dramatik bir tablo.
(gençlerin önü yazılımda/yayıncılıkta tıkalı, ne düşünüyorsunuz?) çok basit, silikon vadisi kurarsınız, gençler burada vergisiz üretir.
(vergi kaçırılabiliyor ama paypal gibi girişimler tekrar geri gelebilir mi, sizce olur mu) oturur konuşuruz. maduriyete yol açmadan.
4 gençten biri işsiz. bunu düşünen yok. onun için daha agır faturalar ödemeden seçime gidelim, bunu düzeltelim diyoruz.






İktidar tarafını eleştirmiyorum, orada da ciddi eleştirecek yerlerim var. Sadece muhalefeti eleştirme sebebim; seçimde kazanma ihtimallerinin çok yüksek olması fakat kabul edilemeyecek yapılanma ve tavırlarla ülkeyi bagımlı kılacak bir başarıya dogru gidiyor olmaları. Ben Atatürk olsa ne yapardı ile, Avrupa içinde bir bölge olsaydı Türkiye ne olurduya bakıyorum. Muhalefet de iktidar da degerli olsun, gelişmekte olan ülke olarak kalmayalım, popülistlikle gözlerimiz boyanmasın istiyorum. Ondan böyle, muhalefetin en ciddi kusurlarını sürekli ifade etmek istiyorum. Düzelene kadar muhalefetin bu kesimine benden rey de yok.
KK bu yayında şaşırtmadı. Jaho ise şaşırttı, kibardı.




*Batı düşmanlıgım yok. Batının yeri geldiğimi iktidarı yer geldiğimi muhalefeti kullanarak ülkemi sömürmesini istemiyorum, batının zayıflatıcı etik olmayan bu ve benzeri politikalarını beğenmiyorum sadece. Ayrıca, hdpyi sevenlerle bir sorunum da yok, sadece hdp politikacılarının avrupa içerisinde mücadele verseler orada nasıl hareket edebilecektilerse, türkiyede de öyle hareket etmelerini istiyorum, çünkü türkiyede üstü örtülü mevcut popülist yaklaşımları, terör ve ayrıştırmayı esasen körüklüyor. Gerçek demokrasi/barış/kaynaşmayı değil. KK ve diğer saz arkadaşları da örtülü popülist politika çizgisindeler, bu rahatsız edici. Çünkü etik, iyi ve değerli/değer gözeten bir yaklaşım değil; avrupada olsa, ingilterede olsa asla müsade etmezlerdi böyle politik ayrıştırıcı al gülüm ver gülüm siyasi ayak oyunlarına..
 
Back
Top Bottom