Siyasi İdeoloji ve Gündem Tartışma

Cumhurbaşkanı Adayım

  • Recep Tayyip Erdoğan

    Votes: 0 0.0%
  • Muharrem İnce

    Votes: 1 7.1%
  • Kemal Kılıçdaroğlu

    Votes: 9 64.3%
  • Sinan Oğan

    Votes: 4 28.6%

  • Total voters
    14
  • Poll closed .

Users who are viewing this thread

Roffron said:
abcxyz said:
Afrandez said:
abcxyz said:
Roffron said:
MEB zaten bi doğrulamadı. Kim gelirse gelsin sonuç olarak başta kim varsa onun dediği oluyor. O yüzden MEB doğrulamaz artık. Yine oynarlar, değiştirirler falan.

Bu konuda yanlis dusunuyorsunuz.

Doğrusunu anlat? Böyle konularda "yanlış" demek yetmez

Benim dogrum size veya diger uyelere yanlis gelebilecegi icin bir sey yazmadim. Boyle bir durum oldugunda karsisindaki insanin dusuncelerini onemsemeyen (boyle dusunmuyorsunuzdur umarim) uyelere ne yazsak bos. Yazmama sebebim bu. Siz veya Roffron onemsiyor olabilirsiniz ama geriye kalan 10 kisi onemsemez. Burada oyle bir ortam var. Degmez. Neyse, bu konuda zaman gosterecek diyebilirim. O zaman geldiginde guncellenmis dusuncelerimi paylasmayi isterim.

Iyi forumlar.
Tartışma yeri burası. "MEB'in doğru yaptığı şeyler yanlışlarından fazla ise sen söyle" demiş orada. Kaldı ki ben de hiç umursamadım çünkü yanlış düşündüğümü iletmişsin. Bunu özelden de yazabilirdin. Eğer argümanlarını koymazsan ben tabii önemsemem senin yanlış düşünüp düşünmediğini. Çünkü gereksiz bir ileti. Her gören "sen yanlış/doğru düşünüyorsun" derse konu kirlenir. Bana bir argüman sunmalısın ki önemseyeyim. Ama şu konuda haklısın. Forumda çoğunun görüşüne uymayacak çünkü her çeşitten bir görüş var. İnsanları bir sınıfa sokmaya çalışanlar var. Linç kampanyası da yürütülür bazen. Bu durum seni rahatsız edebilir yazmayabilirsin. Haklısın. Ama bunları önemsemez ve kafana göre forumda takılmaya veya yazmaya devam edersen seni rahatsız edecek bir durum olmaz. Çoğu kez lince uğradım. Halen yazıyorum.. Yanlış gelsin boşver. Herkesin her düşüncesi doğru değil ya da yanlış değil. Benim bile çoğu kez görüşüm değişti ya da bilmediğim bir konu oldu ve burada öğrendim. Bunda utanılacak hiçbir şey yok. Ama yine senin tercihin.

Mesajin tumunu alintilayinca yanlis anlasilma oldu sanirim. Yanlis dusunuyorsunuz derken soyle;
Roffron said:
O yüzden MEB doğrulamaz artık.
Bu yanlis bir dusunce. Bizzat ailem ile (Ogretmenler ve Mudur Yardimcisi) kisilerle birlikte yasayan biri olarak, MEB'in attigi adimlari olumsuz olarak elestirmeye devam ediyoruz lakin pes etmek olmaz. Egitim Kurumu gelecegimiz icin cok onemli. Boyle yazarsan kusura bakma ben de sadece yanlis dusundugunu belirtirim. Tum gun kafa patlatan egitim calisanlari ile gunu kurtarmaya calisanlari birbirinden ayirin. Kafa patlatanlari dusunun ve umudunuz olsun. Cunku onlar varlar.

Mesajinin tamamini okudum ama yarisi bana yazilmamis gibi.

Iyi forumlar.
 
Calradianın Bilgesi said:
AKPliler delirmis delirmis. Yabanci basinin negatif yazdigi her seyin ulke icin iyi oldugunu dusunuyor adamlar. Bu sizofrenlikle bu ulke ne krizden cikar ne de Erdogan iktidardan duser. Dis guc diye sayiklaya sayiklaya araba alamaz olcaklar.

Artık ot çektiklerini düşünüyorum
 
Wikipedia şu anda tamamıyla haklı, tamam ilk başta bende hak veriyordumda kardeşim adam ana sayfasından sadece Türklere özel bir post olmadan ciddi ciddi bütün dünyanın önünde #wemissyouturkey yaptı ya, yemin ediyorum ilk gördüğümde utancımdan yerin dibine girdim. Hayır yani tamam adamlar o bilgileri kaldırmış Türk moderatörlerdende özür dilemiş daha ne istiyorsunuz, yaptıkları şey at gözlüğü taktırmaktan ötesi değil ve bu bir işe yaramıyor acıkcası
 
Calradianın Bilgesi said:
AKPliler delirmis delirmis. Yabanci basinin negatif yazdigi her seyin ulke icin iyi oldugunu dusunuyor adamlar. Bu sizofrenlikle bu ulke ne krizden cikar ne de Erdogan iktidardan duser. Dis guc diye sayiklaya sayiklaya araba alamaz olcaklar.
Afrandez said:
Artık ot çektiklerini düşünüyorum
Konunun ne "şizofren" olmak ile ne de "ot" çekmek ile alâkası var.
Konuyu "15 Temmuz öncesi" ve "15 Temmuz sonrası" olarak kesin bir çizgi ile ikiye ayırmak elzemdir. "15 Temmuz öncesi" durumda, (görece) düz bir çizgide ilerleyen örgütlenmeye sahip AKP. (Biz) Muhalifler, AKP iktidarını "katı", "dediğim dedik, çaldığım düdük", vb. olarak görüyorken; AKP kitlesi ile AKP arasındaki "bağ", hiçbir zaman kopmadı -- kopması da beklenemez. Çünkü AKP, mahâllelerde (oldukça) iyi örgütlenmelere sahip. AKP nasıl adım atacağına, bu örgütlenmelerde verilen tepkiye göre karar veriyor. Örgütlenmelerde de hem örgüt içi hem de AKP'ye karşı (bir nevi) "kardeşlik"/"aile" duygusu hakim. "15 Temmuz sonrası"nda ise, tarifi mümkün olmayan bir motivasyona sahip oldular. Çünkü 15 Temmuz günü gördüler ki, sahaya çıkan yalnız kendileri değildi; olası bir durumda onları destekleyecek başka kimselerin/grupların varlığına tanık oldular.
Olay tamamen "lidere aidiyet". Fakat, şu da unutulmamalı ki, AKP'nin seçmen kitlesinin hatırı sayılır belli bir kısmı böyle. Yoksa, "Cumhurbaşkanı gitgide daha otoriter davranıyor, daha baskıcı bir yönetim uyguluyor" anketine verilen cevapta %35'lik kısım buna "katılıyor".
Eğer sokaktaki (yaralı) bir köpeği evinize alıp bakarsanız, size minnetini "daima" gösterecektir -- aynı hesap.
Ek olaraktan, Türkiye'deki seçmenin oyunu etkileyen birkaç etmen var. Bunlardan birisi oy verdiği partiye "taraftar" olma durumu. Bir diğeri, parti ideolojisini yakın görüp "ideolojik" hareket etme durumu. Bir diğeri, "liderci" olma; bir diğeri "son dakikacı" olup, oy atarken karar verme ve son olarak da oy verecek parti bulamama, "partisiz" olma durumu.
Üstte saydığım bu etmenlerin yüzdesel değeri, aşağı yukarı şöyle:
• Taraftar - %18
• İdeolojik - %29
• Liderci - %27
• Son dakikacı - %19
• Partisiz - %8
Örneğin, CHP için bu etmenler söz konusu olduğunda, partiye karşı bir güvensizlik fakat taraftarlık ve ideolojik bağ hat safhada oluyor.​
 
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/cop-kamyoncularinin-escinsel-iliskisi-belediyeyi-karistirdi-40893923

İNFİAL DUYDUK
KONU ile ilgili Kâğıthane Belediyesi’nden Hürriyet’e yapılan yazılı açıklamada ise “Konu, öğrendiğimizde bizim de infial duyduğumuz bir konudur” denilerek şunlar kaydedildi: "Söz konusu olay, bölgemiz dışında gerçekleşmiş. Belediyemiz dâhilinde gerçekleşmiş bir olay değil. Aynı zamanda mesai saatleri içinde de gerçekleşen bir olay değil. Gerçekleştiği söylenen bu uygunsuz olayda ismi geçenler, belediye temizlik hizmetlerinde taşeron olarak çalışan isimlerdir. Belediyemiz ile ilgileri sadece bundan ibaret. Olay, tarafımızdan öğrenildiğinde, vakit kaybetmeksizin yapılan bir iç soruşturma ile gereği yapılmış ve hemen ilgili kişiler işten çıkarılmıştır. Böylesi bir olaya hiçbir koşulda taviz vermemiz mümkün değildir.”

Özet:
mesai saatleri içinde de gerçekleşen bir olay değil.

vakit kaybetmeksizin yapılan bir iç soruşturma ile gereği yapılmış ve hemen ilgili kişiler işten çıkarılmıştır.

Böylesi bir olaya hiçbir koşulda taviz vermemiz mümkün değildir.

Hala daha Türkiye'de eşcinsellerin hakkının, hukukunun olduğunu savunan var mı?
 
Bilmem, gereği var mı? :razz:
Hatırladığım kadarı ile dediklerime benzer sonuçlar gördüm ankette. Yalnız, "hükumetin ilk gündem maddesi" bölümü biraz garibime gitti -- ekonominin ezici üstünlüğünden dolayı.​
 
Özellikle yukarıdaki iletinin şu:
Nang said:
Ek olaraktan, Türkiye'deki seçmenin oyunu etkileyen birkaç etmen var. Bunlardan birisi oy verdiği partiye "taraftar" olma durumu. Bir diğeri, parti ideolojisini yakın görüp "ideolojik" hareket etme durumu. Bir diğeri, "liderci" olma; bir diğeri "son dakikacı" olup, oy atarken karar verme ve son olarak da oy verecek parti bulamama, "partisiz" olma durumu.
Üstte saydığım bu etmenlerin yüzdesel değeri, aşağı yukarı şöyle:
• Taraftar - %18
• İdeolojik - %29
• Liderci - %27
• Son dakikacı - %19
• Partisiz - %8
Örneğin, CHP için bu etmenler söz konusu olduğunda, partiye karşı bir güvensizlik fakat taraftarlık ve ideolojik bağ hat safhada oluyor.[/justify]
Kısmıyla ilgili daha çeşitli veriler vardı. O yüzden belki tekrar elden geçirmek istersin, daha geniş irdelersin diye dedim.
 
Peki, şimdi anlayabildim benden ne istediğini. :roll:
IPSOS'un anketinde, "oy tercihinde en etkili unsur"lar sırası ile (1) partinin kendisi, (2) partinin lideri, (3) partinin politikaları/vaatleri, (4) cevap yok/fikri yok olarak belirlenmiş. Bunlardan bazıları, benim de iletimde kullandığım unsurlar ile örtüşmekte. Yalnız, arada isim bazında farklılıklar bulunmakta. Bu farklılıkları açıklayabilmek için eşitlemeyi şöyle yapıyorum: (1) taraftar, (2) liderci, (3) ideolojik.
AKP seçmeninin %9'u taraftar, %71'i liderci ve geriye kalan %18'i ideolojik sebepler ile oy veriyorken, CHP seçmeninin %35'i taraftar, %21'i liderci ve geriye kalan %42'si ideolojik sebepler ile oy vermiş. Ben, CHP için şunu yazmıştım:
... partiye karşı bir güvensizlik fakat taraftarlık ve ideolojik bağ hat safhada oluyor.
Buradan, IPSOS'a göre de, dediğimin doğru olduğunu görebiliyorum. Peki ya AKP seçmeni için durum ne? CHP'nin neredeyse tam zıttı! AKP seçmeni için, AKP'nin ve AKP'nin ideolojisinin önemi yok denecek kadar az, fakat, liderin önemi hat safhada.
AKP için şöyle bir şey demiştim:
AKP kitlesi ile AKP arasındaki "bağ", hiçbir zaman kopmadı -- kopması da beklenemez. Çünkü AKP, mahâllelerde (oldukça) iyi örgütlenmelere sahip. AKP nasıl adım atacağına, bu örgütlenmelerde verilen tepkiye göre karar veriyor. Örgütlenmelerde de hem örgüt içi hem de AKP'ye karşı (bir nevi) "kardeşlik"/"aile" duygusu hakim.
Ve şunu da eklemişim:
Olay tamamen "lidere aidiyet".
Buradan yine, IPSOS'a göre de, dediklerimin doğru olduğunu görebiliyorum.
MHP seçmeni, anket sonucuna göre taraftarlık bakımından bayrağı en önde taşıyor -- ki şaşırtmamalı, bu durum herkes tarafından biliniyor.

Erdoğan'a oy veren seçmen, sandık başında yüzde 4 oranında, İnce'de bu durum yüzde 2, Demirtaş ve Akşener'de ise yüzde 3. Ben, yazımda, "son dakikacı" olarak bir unsur belirlemiştim, işte tam da şu an yazdığım şeye uyuyor bu unsur.
IPSOS'a göre toplam yüzde 15 oranında "son dakikacı" var -- ben ise kaynağımdan alıp, yüzde 19 demiştim.
Böyle bir oranın çıkması ise sanıyorum ki bu seçime özel bir şeydir çünkü gerek Erdoğan gerek İnce, daha önce neredeyse hiç görülmemiş şekilde kozlarını paylaştılar. (Burada bir parantez açmak lazım gelir ki, Akşener ve Karamollaoğlu'nun da katılımı ile "son dakikacı" oranının bu denli yüksek olduğunu söyleyebilmek mümkün).

Örgütlenme ile ilgili olarak da "seçmenlerin eğitim düzeyine göre oy tercihi" kısmını bir tutabiliriz. Çünkü AKP, örgütlenmeleri "mahâlle" bazında tutuyor ve kültürü/geleneği koruyor. Örneğin, kadın kolları ile mevlitlere gidiyor, doğum ziyaretlerine gidiyor; gençlik kolları ile okuma etkinlikleri yapıyor, piknik yapıyor, vs. Bu tür "eski kafa" işlerini yükseköğretim mezunundan beklemek abes kaçar. Bu yüzdendir ki İnce'ye en çok oy yükseköğretim mezunlarından çıkmış. Erdoğan'a ise ilköğretim mezunu veya daha düşük.
Buna ek olarak, "seçmenlerin çalışma durumuna göre oy tercihi"ne baktığımızda da, "örgütlenme" bazında sonuçların eş çıktığını görebiliyorum. Yüzde 60'lık "ev kadını" kesimi, Erdoğan'dan yana oy kullanmış. Hemen arkasından yüzde 59'luk "çalışmayan ve öğrenci" kesimi. Parti bazında ise bu oradan sırası ile yüzde 54 ve yüzde 46 olarak çıkmış.
 
Kek, börek, çay asıl tehlikeli olanlar bunlar bence. Ben aydınlandım şu an. Bir komplo teorisine göre ABD ve Sovyet Rusya'da içme sularına sodyum florür katılıyordu ve insanlar bu şekilde sakinleştiriliyor, bastırılıyordu. Altın günlerindeki teyzeleri ve millet kıraathanelerini bu şekilde bağdaştırıyorum ben.
 
Hakany said:
“Ev kadını kesimi” nasıl Tayyipten yana kullanabiliyor onu anlamıyorum. Altın günü yapmıyor muydu bunlar? Piyasa aldı başını gidiyor.
Sorulması gereken sorunun bu olduğunu zannetmiyorum.
Ek olarak, dolar ile altın arasında ters orantı var, nasıl bir yere bağlayacaksın, onu da anlayamadım.

Hakany said:
Kek, börek, çay asıl tehlikeli olanlar bunlar bence. Ben aydınlandım şu an. Bir komplo teorisine göre ABD ve Sovyet Rusya'da içme sularına sodyum florür katılıyordu ve insanlar bu şekilde sakinleştiriliyor, bastırılıyordu. Altın günlerindeki teyzeleri ve millet kıraathanelerini bu şekilde bağdaştırıyorum ben.
Çok uçuk bir düşünce. Var olan kültürü ve bu kültürün ananesini hiçbirimizin koruyamayacağı şekilde korudular ve devam ettirdiler -- elbette tek neden bu değil ama en büyük neden bu.​
 
Back
Top Bottom