Siyasi İdeoloji ve Gündem Tartışma

Cumhurbaşkanı Adayım

  • Recep Tayyip Erdoğan

    Votes: 0 0.0%
  • Muharrem İnce

    Votes: 1 7.1%
  • Kemal Kılıçdaroğlu

    Votes: 9 64.3%
  • Sinan Oğan

    Votes: 4 28.6%

  • Total voters
    14
  • Poll closed .

Users who are viewing this thread

Bence asıl pazar fiyatları gerçek fiyatlar, devletin yaptığı da kasadan harcamayla düşürülen fiyatlar. Seçimlerden sonra yaptıkları şeyin faturası çıkar zaten döviz artınca.
 
Ben katılmıyorum ya. Halciler, komisyoncular doları öne sürüp paranın dibine vurdular. Devlet zamanında yol verdi şimdi önünü alamıyor. Bahçede kilosu 1 lira olan limon pazara gelene kadar tanesi 2.5 oluyor. Şimdi 1.5'a düşmüş. Madem gerçek fiyat o zaman niye düştü bu fiyatlar? Alayı kolpa bunların.
 
UFE ve TUFE istatistikleri ortada, Turkiye'de ureticilerin kar oranlari oldukca dustu bir kismi zarar ediyor cok fazlasi iflas etti. Ayni zamanda talep de cok fazla dustugu icin fiyatlar asil tuketici lehine.

Fiyatlarin dusmesinde de anormal bir durum yok. Satin alinmis urunleri kaca satarsan kardir. Devlet su anda zararina satiyor. Devlet istese kilosunu 1 liraya da satar. Devlet oyle bir sey yaparsa pazarci da 1 liraya satmak zorunda kalir. Bunu 1 liraya satinca kar ettigi icin yapmaz. Zararini en dusuge indirmek icin yapar.

Alayi kolpa olan sey hukumetin sucu baskasina atmasi. Hukumet halciler icin literally terorist dedi. Bu millet teror kelimesine kulak asmamayi bu hukumet doneminde ogrenmezse bir daha asla ogrenmez.
 
Emin ol devlette olduğu kadar komisyoncu aracılarda da suç var. İki taraf da birbirini kazıklamaya çalışıyor. Olan millete oluyor. Zaten devlet ne ki halkı ne olsun? Devletin kurumlarında yolsuzluk varsa halk dünden razı milleti kerizlemeye. İmam şey yaparsa cemaat şey yapar diye bir söz var o hesap. Hani yokluk da yok bana kalırsa. Şöyle Venezuela'daki gibi değil. Marketlere girdiğin zaman bazı ürünlerin gramajı eksiltilmiş olmasına rağmen raflarda doluluk oranı göze çarpıyor. Umarım yokluğun habercisi değildir bu. Hayırlısı olsun ne diyelim.
 
Bilge söylediklerinde haklılık payı var fakat halcilik herkesin parasıyla girebildiği bir sektör değil maalesef. Küçük bir şehirdeki, köydeki ortamı gözlemlemiş biri olarak mafyavari oluşumların olduğunu çok net gördüm. Büyükşehirlerde bahsettiğim yapılanmaların çok daha yoğun olduğu varsayımında bulunuyorum.

Türkiye’de ihtisas gerektirmeyen, yalnızca sermayeyle veya sermaye gereksinimi olmayan bazı alanlarda bu şekilde çok fazla oluşum var. Sektöre yeni oyuncuların girmesi üstü kapalı tehditlerle engellenebiliyor çünkü kemiksiz kâr ediliyor.

Otopark işi, seyyar satıcılık vb çok örnek verilebilir. Bu mesleklerdeki insanları zan altına bırakmış olmayayım, bahsettiğim problemlerin ağırlıklı olarak büyük çaplı işlerde yaşandığını düşünüyorum.
 
Evet orası doğru, topu üstünden atmaya çalışıyor yetkililer.
Çok önceden ilgilenilmesi gerekiyordu bu konularla aslında, bolluk zamanında nizami bir düzenleme yapılsaydı kriz zamanı fiyatların yükselmesi bir noktaya kadar olurdu.

Tabi bunlar işin küçük bir kısmı, tarımın sistematik şekilde yok edilmesi aracılarla vb çözülecek şey değil. Seçim öncesi günü geçirmeye çalışıyor.
 
Nattens Madrigal said:
https://www.mynet.com/cumhurbaskani-erdogan-marketlerde-neler-varsa-satmaya-baslayacagiz-110104892297
Hadi gene iyisiniz kolektivistler.

Niye bir adamın tutamayacağı laflar üzerinden başka bir siyasi topluluğa gönderme yapıyorsun ki?
 
Halcilerin mafyası vs. olabilir ancak arkadaşlar koskoca BIM, A101 enayi mi ucuza satmasın, gerekirse adamlar kendileri eker satar. Nitekim çoğu markası anlaşmalı çalışan sürümden kazanan ucuz markalar. Devlet ucuza satıyor çünkü:
-vergi yok, çalışanları parası devletten, taşıma parası devletten, mazotun parası, malları yüklemenin parası devletten. Devlet dediğimiz de bizim vergilerimiz; GERÇEKTEN bir ucuzluk olsaydı kilo sınırlaması olmazdı, daha hızlı dağıtırlardı. Karneye çok laf ettikleri için öyle veremediler, şuan verilen mallar hizmet(bir nevi sosyal yardım), bunları satmak karlı olsaydı inan o kadar kuyruk olmazdı, devlet 100 kişinin çalıştığı bir pazar kurardı, öyle yapmadı neden? Millet stoklardı ve talebe yetişemezlerdi... Çünkü malların gerçek değeri o değil.
Marketlerin ucuzlamasına gelince,
Ne kadar doğru bilmiyorum( 4 saat kuyrukta bekliyor millet niye ucuza satsın ki market alan alır bence), gittiğim A101 ucuzlamadı ancak ucuzluyorsa da sebebi sebzelerin dayanma süresi, domatesi rafta 30 gün tutamazsın. Zararına satacaklar ve gelecekte küçük market & esnaf terör estirdikleri için batacak....
Cumhurbaşkanımızın kendisi dedi, ilk önce faiz ve dolarla bizle mücadele ettiler, şimdi patates ve soğanla oynuyorlar dedi; abicim bak sen şu dış güçlere! O kadar distopya kitabı okudum zamanında böyle bir tecrübe beklemiyordum :grin:

Venezualla gibi olamadığımıza şükrediyoruz ya diyeyim, bunların olacağı 5-6 ay önceden belliydi ortada süpriz yok ancak millet ne nasıl işliyor anlamadığından anlık yaşıyor hayatı. Şuan bile 2 ay sonrasını göremiyorlar :grin:
 
ErkutErdem said:
Türkiye yavaş yavaş sosyalist rejime geçiyor. Yeşil orduyu kurmamız yakındır.
Keşke sosyalizme geçseler. Fatih Maçoğlu'nu CB Yardımcısı yapsa, her ayın gelir gider tablosu cumhurbaşkanlığı sarayının dışına asılsa falan. :grin:
 
Cioss Julius U.X. said:
ErkutErdem said:
Türkiye yavaş yavaş sosyalist rejime geçiyor. Yeşil orduyu kurmamız yakındır.
Keşke sosyalizme geçseler. Fatih Maçoğlu'nu CB Yardımcısı yapsa, her ayın gelir gider tablosu cumhurbaşkanlığı sarayının dışına asılsa falan. :grin:
Kızıl demedik Yeşil dedik.
Yeşil Ordu Cemiyeti, 1920 yılında Anadolu'da kurulmuş siyasi-askeri örgüt.

Gizli bir dernek olmakla birlikte halk arasında yayılan söylentiler dolayısıyla oldukça ünlüdür. İttihat ve Terakki'nin pan-İslamizm (yayılmacı İslamcılık) kisvesi altında ya da onun yanı sıra I. Dünya Savaşı'nın başından beri gütmeye çalıştığı Turanist (yayılmacı Türkçülük) politikası için kurulduğu söylentileri dışında İslamiyetin kutsal rengi olan yeşili kullanması ve Sovyet devriminden sonra, eski Çarlık Rusya'sının çeşitli Müslüman uluslarındaki Bolşeviklerce simge olarak kullanılması İslamcılığına yorulmuştur.

Yeşil Ordu Cemiyeti gerçekte 1920 Mayıs ayında ortaya çıkmıştır. O sıralar, İstanbul'un tutucu çevreleri Ulusal Kurtuluş Hareketi'ni bolşeviklikle suçlayarak "kâfir" saydırmaya çalışıyorlardı. Bu yüzden, Anadolu'da halk kitleleri ve özellikle askerler önünde temize çıkmak ve bolşevikliğin İslamlığın uygulamasından başka bir şey olmadığını söyleyerek, Sovyetlerle yapılması zorunlu işbirliğine elverişli bir ortam hazırlanması amacıyla, kurulmuştur. Bu cemiyetin genel merkez üyeleri: Şeyh Servet (Akdağ), Dr. Adnan (Adıvar), Hakkı Behiç Bayiç, Yunus Nadi gibi Kemalistlerdir. Yeşil Ordu Nizamnamesi İslami-Komünist renkteydi. Yeşil Ordu'nun asıl gücü Çerkes Ethem'in eline geçince Mustafa Kemal bu örgütü dağıtmaya çalışmış ama başarılı olamamıştır. Çerkes Ethem çevresindekilere kimi zaman komünizmin tek kurtuluş olduğunu söylüyor ve 1920 Ağustosu sonlarına doğru Eskişehir'de Arif Oruç tarafından kurulan Seyyare Yeni Dünya adlı günlük bir İslam-Bolşevik Gazetesi çıkarıyordu. Bu gazetenin logosunda "Dünyanın Fukara-i Kesibesi Birleşiniz" sözü Sovyet Müslümanlarından esinleniyordu.
 
O değil de AKP sayesinde bilgi dağarcığım artıyor. Meşhur Tansaş'ın Tanzim Satış'ın kısaltması olduğunu, aynı bugünkü mantıkla kurulup sonradan markalaştığını öğrendim.
 
Sadece gerekli bilgileri mi öğrenelim? Hem neye göre, kime göre, nerede, ne zaman gerekli? Bilgi bilgidir işte birileri de öğrenmiş olur burayı okuyup.
 
Allahçı komünistler yönetime hakim oldu, artık herkes itaat edecek!

89 IQ ortalamasına sahip anadoluların bu kadar büyük topraklarda tarım sıkıntısı çekmesi tesadüf değil tamamen cehalet ve zekayla alakalı. Dedelerden kalan büyük toprakların 8-9 çocuk arasında paylaşılıp tarım arazilerinin küçülmesi doğal olarak ekilen alanın düşüp çiftçinin fazla satamadığı için kar edememesi büyük etkenler. Yapılması gereken şirketlerle anlaşıp bu bölük pörçük toprakları satın alıp üretim fazlalığına geçilmesi ya da kooperatif gibi şeylerin kurulumunun teşvik edilip şirket gibi davranmaları sağlanmalı. Üretim artmadıkça fiyatlar hiçbir şekilde düşmeyecek, düşmez.

Bir diğer mesele de aracı meselesi. Eğer aracılar olmasa Amasyadan elmayı, Antalyadan muzu yaşadığın şehirdeki pazarda nasıl bulacaksın? Aracılar kurumsallaşmamış çiftçilerin elindeki ürünleri alan kişilerdir. Eğer onlar olmazsa kurumsallaşmış, nakil işlemlerini vesaire kendi öz kaynaklarıyla yapan şirketlerin ürünleri hariç pazarda mal bulamazsın. Devletin başındaki herifler bunlar fırsatçı diyorlar ama aldıkları vergilerden, mazot-benzin fiyatlarından bahsetsinler bakalım?

Ayrıca bir diğer mevzu da devletin iktisadi faaliyetlere girmesi aşırı tehlikeli. Eğer tüccarlara karşı haksız rekabete girerse bir doğrudan olarak işsiz oranının artmasına sebep olur, iki kazanacağı vergi gelirinden de olur. Şimdi 89 IQlular bakın marketler fiyatları düşürdü, aracılar adam oldu diye seviniyorlar ama hele marketlerin ellerindeki ürünler bitsin siz o zaman görün şenliği. Artık devlet hariç alıcı olmayacağından ötürü çoğu üretici iflas edecek, üretim düşecek. Kentlere göç hızlanacak, işsizlik ve kriminal olaylar artık gösterecek. Devlet Venezuelada olduğu gibi zaten şu an nüfusun %10nunun olduğu gibi sosyal yardımlarla geçinen dilenci bir kitle yaratacak.
 
Back
Top Bottom