Savaş ve Barış (Bitti ... )

Users who are viewing this thread

mirzahanx

Regular
Old Guard
Merhaba arkadaşlar.Oyunu oynamaktan canım sıkılınca hikaye yazmaya karar verdim.Her türlü eleştiriye açığım.Ve ilk hikayem bu lütfen ona göre değerlendirin ve Kralların adı yanlış olabilir.:smile:


1 Kitap: Savaş ve Barış

Bölüm 1:Etrosq Kuşatması
Bölüm 2: Bir Dost'un sorunu
Bölüm 3: Etrosq savunması
Bölüm 4:Bir yabancı
Bölüm 5:Yalen Kuşatması
Bölüm 6:Adsız Devlet
Bölüm 7:En büyük savaş
Bölüm 8:Kaçak kral
Bölüm 9:Etrosq Kuşatması 2

Mini hikayeler

Bölüm 1:Mirza Han'ın Çocukluğu
Bölüm 2:Lancelotla Tanışma
Bölüm 3:Savaştan Uzak

2. Kitap : Savaş Başlıyor

Bölüm 1:Kara Krallıkla Savaş
Bölüm 2:grin:hirim Savaşı
Bölüm 3:Rolf'un Hanlığı
Bölüm 4.Rolf'un Hanlığı 2
Bölüm 5:Rolf'un Hanlığı 3
Bölüm 6:İchamur Kuşatması
Bölüm 7:Kara Kergit Krallığı!
Bölüm 8:Kara Kergit Krallığı 2
Final:Kara Kergit Krallığı 3

                                                                  1 Kitap: Savaş ve Barış
     
                                                                                 
Calradia'da normal bir gündü...Savaşlar,Esirler,Haydutlar,Kervanlar Herşey Yerliyerindeydi.Bu savaşlardan biri de Etrosq Kalesiydi.Mirza Han ile Kral Graveth büyük bir savaşa girmişti.Kral Graveth'in Askerleri 367 kişi , Mirza Han'ınkiler ise 345 taneydi.Savaş Çok Çetince Geçiyordu.Mirza Han'ın askerleri üstünlük kazanmıştı.Fakat bir okçu tam Mirza Han'a doğru okunu fırlatmıştı,Tam "Herşey bitti," diye düşünen Mirza Han'ın kalkanı yoktu,gözlerini kapadı,bekledi...Fakat,ölmediğini anlayınca gözlerini açtı.
-Merhaba eski dostum.
-Lezalit!
-Şaşırmışa benziyorsun?(Sırıtır.)
-Hahahaha! Hoşgeldin ve hayatımı kurtardığın için teşekkürler,evime davet ederdim ama görüyorsun ki savaştayız.(Sırıtır)
-Hahaha!Neyse, savaşa dönelim, yoksa gülmekten öleceğiz.
-Haha!Evet, gülmekten öleceğiz yoksa.
Savaş çetince geçer,Graveth Kaybeder ve esir alınır,Mirza Han sadece 132 asker kaybetmiştir, fakat bir dostunu tekrar görmüştür.
Savaş kazanıldıkdan sonra Lezalit ve Mirza Han kalede dinleniyorlardı.
-Eee, eski dostum seni buraya getiren ne oldu?
-Heh, Kral Graveth'ten borcumu istemeye gelmiştim.
-Eee, alabildin mi bari?
-Ne yazık ki hayır,kaleye gelirken bir grup haydut'un saldırısına uğradığını, askerlerini yanlış seçtiği için hepsinin öldürüldüğünü ve ordan kaçtığını, parayı orda unuttuğunu söyledi.
-Yazık olmuş,şu Graveth'i bir sorguya çekelim,haydutlar kimlermiş?(Güler.)
Mirza Han ve Lezalit hapishaneye iner.Graveth'in hücresine gelirler:
-Merhaba Graveth,
Bunu Lezalit söylemişti.Çünkü ilk o inmişti
-Hıh, borcunu tekrar mı isteyeceksin, hiç bir yolu yok.Haydutların saldırısına uğramasam da vermezdim.Düşmanıma yardım eden köpek!
Bu sırada Mirza Han aşağı inmiştir.
-Ne oldu söyledi mi paranın kimde olduğunu?(Ardından Parmaklıklara yaklaşarak) Rodok hayvanı!
-Hayır, sormadım henüz.Ama sormuş varsayabilir artık (Sırıtarak söylemiştir.)
-Heh,söylemeyeceğim gidin kendiniz bulun hayvanlar!
Mirza, Lezalit'e sorar:
-Kaç dinar borç almıştı senden?
-Yaklaşık 2500.
Bunu demesiyle bir keseyi elinde bulması bir oldu.
-Al bu parayı bunla konuşmaya değmez.
-Teşekkür ederim dostum,fakat bu para karşılığında sonsuza kadar senle olmayı talep ediyorum.
İkisi de sırıtmaktadırlar.
Günler geçmişti, Lezalit ve Mirza Han dinlenmişti.Hazırlıklara başlamışlardı.O sırada bir asker odaya girerek:
-Komutanım!Saldırıya Uğradık!!!
Mirza ve Lezalit irkilmişti.
-Askerlere söyle yerlerini alsınlar!
-Peki komutanım!
Bu sırada Lezalit:
-Mirza Han, rica etsem ordunu benim yönetmeme izin verirmisin?
Mirza güler...
-Hahaha, mareşalime vermeyeceğim de kime vereceğim ?
Lezalit teşekkür eder,
-Teşekkürler lordum,mareşaliniz olarak sizi utandırmayacağım.
Gülerler ve askerleri kontrol etmek için surlara çıkarlar.
-Askerlerim!Rodoklar krallarını kurtarmak için tekrar saldırıya geçtiler.Onlara kimin kral olduğunu gösterelim!
Yaşasın Kral Mirza! Yaşasın Kral Mirza! Diye naralar atılıyordu.
-Askerlerim!Bu savaşı Lezalit kontrol edecektir.Mareşalimiz ve komutanımız o'dur!
Naralar atılıyordu.Bu sırada rodoklar yaklaşmıştı.Savaş başlamıştı.Lezalit orduyu ustalıkla kontrol ediyordu,çok iyi savaşıyordu.Mirza Han'ında ondan eksisi yoktu.Savaş Mirza Han'ın üstünlüğü ile devam ediyordu fakat Lezalit yaralanmıştı ve Mirza Han ve Lezalit'i kimse duyamazdı, bir sokak içindeydiler.Savaşı kazanmışlardı.Arkadan birlikler yardıma geliyordu.Askerler öleceklerini anlamıştı bu yüzden son oklarını attılar.Tek bir ok hariç hiçbiri işe yaramamıştı.Bir ok Lezalite doğru atılmıştı.Fakat,Lezalit ve Mirza Han'ı bir süpriz bekliyordu....
                                               
Lezalit'e atılan ok bir bıçakla yarıyolda kırılmıştı.Lezalit ve Mirza Han askerler öldürülürken bıçağın atıldığı tarafa doğru baktılar.Acaba kim olabilirdi?Baktıkların da çok şaşırdılar.Bir kadın ordaydı.İkisi de oraya yöneldiler.
-Hey!
Kadın arkası dönük gidiyordu , fakat sesi duyunca arkasına baktı.İnanılmaz güzellikteydi,Mirza Han, Mirza Han sanırım aşık olmuştu!.
-Ne var?
-Ssss- aaa- saaaadece teşekkür ederiz.Aaa- adınızı söleyebilirmisiniz?
-Hıh, korkma, adım Matheld.
-Memnun oldum Matheld hayatımı kurtardığın için teşekkürler.
-Eeee- evet bende memnun oldum.
-Lafı bile olmaz Mirza Han ve Lezalit.
-Adımızı biliyormusun?
-Elbetteki Lezalit, buranın lordlarının adını bilmiyen biri varmı ki?
-Hahahahaha.(Hepsi güldü)
Bu sırada Mirza'nın aklına birşey geldi:
-Şey, senin gibi bir savaşçı arıyordum.Acaba bize katılırmısın?
Matheld'in cevabı şöyleydi.
-Katılırım fakat üst rütbe bir komutan olarak.
-Kısaca derebeyi , pardon derekadını.
-Hahahaha
-Hahaha
-Hahahahahaha
3 kişi olmuşlardı.Acaba maceraları onları nereye götürecekti?
Mirza Han derin düşüncelere dalmıştı.Lezalit ve Matheld bunu farketmişti.Lezalit yanına gelerek:
-Noldu kardeşim?
-Etrosq sadece bir kale.Bir şehir olmadan krallığı nasıl yönetebiliriz ki?
Matheld bunu duyunca:
-Hmm, eğer bir şehir fethetmek istiyorsak Yalen'i tercih etmeliyiz.En rahat yönetim ancak oradan olabilir.Ve bir başkent için oldukça uygun.
Mirza Han düşündü. Bu sırada Lezalit
-Evet doğru, deyince Mirza kararını verdi:
-100 askeri burda bırakıp saldırıya geçiyoruz!
100 askeri bırakıp 1298 askerle yola çıktılar.Erzakları tamdı,dinlenmişlerdi, yol çok kolay geçecekti.Yolda giderken bir kaç tane haydut gurubunu hallettiler.Sonunda Yalen'e varmışlardı.Şehri kuşatmak için merdiven yaptırdı.Artık herşey tamdı.Saldırıya hazırlardı.Tek bir kelime ile bir imparatorluk doğacaktı:
-Hücumm!!!!!!!!
Evet, işte o kelime, hücum.Askerler saldırıya başlamıştı 1298 askere karşın Yalen şehrinde 2547 asker vardı.Fakat hepsi ama hepsi acemiydi.Oysa ki Mirza Han'ın Askerleri Lezalit tarafından dikkatlice eğitilmişti.Surları geçmiş, sokaktakileri avlamaya başlamıştılar.
-Yalen düştü!!! Diye bir ses naralara sebep oldu, gerçektende, Yalen düşmüştü.Kont Etrosq'u esir alabilmişlerdi.Fakat Lezalit ağır yaralıydı.Bir ok, göğsüne saplanmıştı.
                                               
Yalende kurulan bir devlet.Sadece 1 şehir ve 1 kaleye sahip.Adsız bir devlet.Hükümdarı Mirza Han,adını henüz koymamıştı,
-"Henüz vakit var" demişti.
Bu cevabına tüm lordları ve düşmanları şaşırmıştı,neyi planlıyordu bu?
Bu soruyu duyunca, Mirza Han tüm halkına bir açıklama yaptı:
-"Bir şehir daha fethedelim o zaman söyleyeceğim devletimizin adını!"dedi.Askerler dinlenmişti, Lezalit iyileşmiş, Matheld şehirden sorumlu olmuştu.Erzakları tamdı 2980 tane en üst rütbe askerleri vardı rodokların sadece 1 şehri kalmıştı : Veluca. sefer orayaydı.Rodoklar çok korkuyordu kralları yoktu, hak talep eden adamda kaçmıştı.Sadece bir grup acemiydi Rodok ve yakında o kutlu hükümdar tarafından fethedilecekti.Bu kutlu hükümdar Mirza Handan başkası olabilirmiydi ki ?Velucaya ulaşmışlardı.Kale kuşatması başlamış ve bitmişti rodokları katletmeden yenmişti.Esir de almamıştı.Bu cesur halkı esir almak onursuz bir komutana yakışırdı.Rodokları kendi halkı saydı ve kendi halkıyla birleştirdi.Devletinin adı ise:
"Savaş ve Barış" olmuştu.Çünkü savaşa tutuştuğu bir halkı kendi halkı saymış, onları yendikden sonra barış yapmıştı.Adsız devletin adı "Savaş ve Barış" olmuştu.
Mirza Han savaşlardan sıkılmıştı.Bilgisini geliştirmek istiyordu.Biliyordu ki en büyük savaş bilgi savaşıdır.Lezalit'i çağırdı.
Lezalit geldiğinde:
-"Hoşgeldin dostum, sana birşeyden bahsetmek istiyorum."
-"Evet, komutanım ne istiyorsunuz?"
-"Lezalit, ben bir süre ilimimizi geliştirmeye uğraşacağım.Bu sırada orduyu sana bırakıyorum.Sadece bunu bildirmek istedim."
Lezalit:
-"Teşekkür ederim komutanım,Bu görevi onurla taşıyacağım." der ve gider.Orduyu toplayacaktır.Bu sırada Mirza Han düşünmeye devam eder.Fakat plana katmadığı birşey olduğunu farketmiştir.Kara Krallık!!!!!Tüm Calradia'nın korkusu ve düşmanı.Onlar az askerle bir çok askeri devirecek kadar akıllılardır.Bunu farkedince ilimi geliştirmek için karar verdiğine sevinmiştir.
Günler geçmişti.İlim ve asker konusunda Kara krallıkla eşit seviyeye gelen tek bir ülke vardı : Savaş ve Barış!Kimin daha akıllı ve güçlü olduğuna karar vermenin tek yolu vardı."Savaş!"Fakat daha büyük bir dert vardı Kral graveth kaçmıştı!
Mirza Han devlet yönetmenin zorluklarını kavrayabilmişti.Kara krallık yetmezmiş gibi birde Kral Graveth kaçmıştı.Lezalit'i Tekrar Yanına çağırdı.
Lezalit geldiğinde:
-"Buyrun komutanım." dedi.
-"Lezalit savaşa hazırlan!"
-"Kara Krallığa karşımı?"
Mirza Han güler.
-"Hahaha, hayır.Kral Graveth'e karşı.
-"Neee?Kral Graveth esirimiz değil mi?
-"Düzeltiyorum, esirimizdi."
-"Hmm anlıyorum komutanım yeni bir devlet kurabileceğinden mi korkuyorsunuz?"
-"Evet,"diyecektiki bir asker kapıyı açıp içeri daldı:
-"Lordum Etrosq Elegeçirildi."
Tüm korkuları gerçekleşiyordu.
-"Kim tarafından?"
Asker üzülerek:
-"Grrr- Graaaveth."
Mirza Han sinirlenmiştir, hemen emir verir:
-"Lezalit, orduyu hazırla, savaşa çıkıyoruz!." dedi.
-"Peki efendim."dedi ve dışarı çıktı.
Mirza Han düşünceye dalmıştır.Günler geçer ve askerler toplanmıştır.Lezalit, Mirza Han'ın huzuruna çıkarak:
-"Komutanım, emir verin saldıralım."dedi.
Mirza Han'ın söyleyeceği iki kelime savaşı başlatacaktı.
-"Etrosq'a Hücüm."
Yola çıkmışlardı
Mirza Han'ın ordusu yola çıkmıştı.Kral Graveth'e bunu ödetmeyi düşünüyordu.Yolda haydutları avladılar.Fakat bir haydut inine geldiklerinde şaşırdılar.Kral Graveth ordaydı.Mirza herkeze:
-"Şiştt." diye sessizce söyledi.Kral Graveth haydutlara yüklü miktarda para ödemişti.Bunu niçin yaptığını herkez biliyordu,Mirza Han'ı öldürmek için.Mirza Han sinirlenmişti, Lezalit'e Saldır!!!! anlamında bir işaret yaptı.Lezalitte askerlerine aynı işareti yaptı.Fakat Graveth bunu farketmişti, hemen bozkır atına bindi ve kaçmaya başladı.Mirza
-"Saldırın!!!"dedi.Fakat hesaba katmadığı birşey vardı:Haydutlar.
Haydutlar kralı koruyordu.Haydutları yokedene kadar kral çoktan gözden kaybolmuştu, tek yetindikleri zafer ve ganimetleriydi.
5 gün dinlendiler.Sonra yola devam ettiler.2 gün sonra Etrosq'ye vardılar.Kral Graveth hazırlıklıydı.Askerleri eğitimli ve onlardan fazlaydı.Fakat Mirza'nın askerleri güçlü, eğitimli ve en önemlisi cesurdular.Mirza emri verdi:
-"Hücummmmmmmm!!!!"dedi ve saldırı başladı.Mirza ile Lezalit ön saftaydılar.Mirza Han tehlikeli bir durumdaydı.Sinirli ve:
-"Kral Graveth'e ölümmmm!" diye bağırıyordu bir ok koluna saplandı.Genede ayaktaydı.2. ok ise tam kafasına hedef alınmıştı.Tam isabet edicektiki ok yarıyolda kırıldı, tabi ki bir okla. Bu oku kim atmıştı?Arkasına döndüğünde gördü.Lezalit değildi, kimdi sizce?Evet , Lancelot!!!!Mirza Han'ın en yakın arkadaşı ve yoldaşıydı, tahtını güçlendirmek için onu bağlantılarına göndermişti.Şimdi geri dönmüş ve hayatını kurtarmıştı.
-"Birisi beni mi çağırdı?" dedi ve merdivende olmalarına rağmen sırıttı.
-"Hoşgeldin eski dostum."
-"Dertleşcekmiyiz yoksa savaşacakmıyız?"diyen Lezalitdi.Mirza Han ve Lancelot evet anlamında başını salladı.
Asker sayıları: 5871 tane en üst rütbe askere sahip olan Mirza Han , Kral Graveth 10279 üst rütbeli askere sahipti.Tabiki savaşın başında.Şuan ise durumları:
5603 tane Mirza Han askeri 2034 tane ise Kral Graveth askeri.3 gün süren çetin savaştan sonra Etrosq elegeçirilmiş,Kral Graveth öldürülmüş ve lordları Mirza Han'ın tarafına geçmişti.Ülkenin temeli tamam olmuştu.

                                                                                  Mini hikayeler

Mirza Han küçükken fakir bir köyde yaşıyordu.Köyün ismi şuan bilinmiyor, çünkü köy çoktan yokolmuş vaziyette.Mirza Han'ın babası eski bir rodok mareşaliydi :Lord Etrosq! Fakat mareşallikten atılınca sinirlenmiş ve bir rodok kalesi ele geçirerek kendi adını vermiştir.Rodoklar bunu duyunca Kral Graveth tüm rodok askerlerini toplayıp Etrosq Kalesine saldırdı, kaleyi ele geçirdi , fakat bu sırada hapishane kapıları açılıp isyan çıktı.Lord Etrosq bu karmaşadan yararlanarak kaçtı ve bu köye yerleşti.Mirza Han'ın annesi ise bu köyün bir hanımıydı.Mirza Han küçükken tarla işlerinde çalışıyordu fakat babası bir yandan onu eğitiyordu ve:
-"Benim oğlum büyüyünce Graveth'e bana yaptıklarının hesabını soracak!" diyordu.Günleri böyle geçiyordu Mirza'nın.Taaa ki rodokların köylerine saldırdığı zamana kadar.
Heryeri yağmalıyor, kızlara tecavüz ediyorlardı.Lord Etrosq ve Mirza Han hariç kimse kılıç kullanmayı bilmiyordu.Savaşırken, Lord Etrosq büyük bir kılıç darbesi yedi.Fakat yılmadı taa ki 2 tane ok yiyene kadar,yere düştü ama buna rağmen 5 askeri devirdi.Son nefesini verirken bağırdı:
-"Oğlum!!!Bu yaptıklarını onlara ödet!"dedi.Bunu duyan Mirza çılgına döndü saldırıyordu o sırada bir feryat duydu.Olamazdı bu, bu annesinin sesiydi, bağırdı:
-"Lanet olsun sana Graveth!!!" dedi ve önüne çıkan askerleri kesip oradan sıyrıldı.Ve son bir kez köyüne bakıp ağladı, sonra da bağırdı:
-"Bunu ödeteceğim sana Graveth!!!İnan bana!!!"
14 yaşına girerken köyü katledilen Mirza Han'ın içinde Kral Graveth'e karşı kin büyüyordu.Kılıç konusunda yetenekli olması onu bu hallere getirdi.
Mirza Han ve Lancelot aynı köydendiler.İkisi de ailelerini kaybetmiş ve ordan kaçan şanslı kişilerden biri olmuştu.Mirza Hanlada o zaman tanışmışlardı.Mirza Han köye bakarken yanına gelip:
-"Merhaba.Sende mi?"dedi.Mirza Han evet anlamında başını salladı:
-"Ailemi kaybettim bu rodoklar yüzünden,onlara bir gün bunu ödeteceğim!" dedi.
-"Bende aynı şeyleri düşünüyorum.Adım Lancelot,peki seninki ne?"dedi.
-"Mirza.Memnun oldum kardeşim" dedi.(Mirza o zamanlar Han olmamıştı.)Ve birbirlerine sarıldılar.
-"Artık kardeşiz, kimsemiz yok, fakat bunu rodoklara ödeteceğiz!!!" diye bağırdılar. Ve köy ahırından 2 at alıp yolculuğa başladılar.
Dhirim Savaşı kazanılmış, Karam yenilmişti.Kara Krallığın tüm şehirleri düşmüş,Yalenden Tulgaya kadar sınırları genişlemişti.Mirza Han savaş yapmıyor, gezip köylülere hallerini soruyordu.Tabi bu arada lordları kendisine katılmaya davet ediyordu.Yirmiye yakın lord bu geziler sonucunda ona katılmıştı.Calradia'nın en güçlü ülkesi olmuştu.Mirza Han, gelecekte ölecek , yerine oğlu Lecolas gelecekti, Calradiayı ele geçirecekti.Tabi bunlardan önce, Mirza Han Matheld'e duygularını açıklamak istiyordu.Bunu bir han gecesi yapacaktı Matheld'in yanına gidip, ona:
-"Merhaba."dedi.Matheld, gülümseyerek:
-"Merhaba komutanım." dedi.Mirza gülerek:
-"Lütfen komutan  deme bana sana birşey söylemek için gelmiştim." İkiside heyecanlanmıştı.Mirza:
-"Bu akşam benimle yemeğe gelirmisin"Matheld zıplayarak:
-"Eveeet, yani peki," demişti.İkisi de güldüler.
Akşam olmuştu.Handa romantik bir gece geçirdiler ve Mirza ona duygularını anlattı.Matheldde aynı duyguları taşıdığını söylediğinde yarın evlendiler.Bir çocukları oldu, adı: Lecolas!

                                                                              2. Kitap Savaş Başlıyor

Mirza Han herzamanki gibi derin düşüncelere dalmıştı.Savaşları yenmiş ilim alanında ilerlemişti, tüm devletlerle barış halindeydi.Sınırları genişlemiş Yalenden Dhirim'e kadar uzamıştı.Tek bir sorun vardı, Kara Krallık . Barış yapmadığı tek devlet oydu. Kergitleri yoketmiş ve Savaş ve Barış'ın sınır komşusu olmuştu.Böylelikle yakında Dhirim muharebesinin bir nevi habercisi olmuşlardı.Mirza Han'ın düşünmeside bu yüzdendi.Yakında savaş çıkacaktı ve onların askerleri hakkında bir fikri yoktu.Gönderdiği casuslar geri dönmüyor, haber alınamıyordu.Mirza Han Lancelot ve Lezalit'i çağırdı.
İlk önce Lancelot geldi:
-"Buyur kardeşim."dedi.
Ve ardından Lezalit gelip:
-"Ne rica etmiştiniz komutanım?"
Mirza iç çekerek:
-"Kara Krallık hakkında endişelerim var.Yakında saldıracaklar gibi.
Lezalit düşüncelere dalar.Bunu gören Lancelot:
-"Ne düşünüyorsun kardeşim?"der.
-"Nerde savaşacağımızı." dediği an Mirza Han:
-"Buldummm!!!" diye bağırdı.
Lezalit ve Lancelot merakla baktılar.Mirza Han tekrarladı:
-"Buldummm!!!" ve ardından "Derhal orduğu topla Lezalit, Dhirim üzerinde savunma yapacağız."dedi.Lezalit orduyu toplamaya gitti.Savaş başlıyordu.
Lezalit orduyu toplamıştı, emirleri bekliyordu.Emir gelmeyince merak etti.Hemen Mirza Han'ın huzuruna çıktı.
-"Oooo, hoşgeldin Lezalit ordu hazır mı?" dedi.
Lezalit sırıttı.
-"Oh, rahatladım komutanım.Bir sorun var sandım.Demek bilmiyordunuz.(Sonra üzgün bir şekilde)Ahhhh hepsi benim suçum söylemedim.
-"Hmm , önemli değil ordu hazırsa Lancelot'a da haber ver.Saldırıyoruz!!" dedi.Lezalit tamam anlamında başını salladı ve huzurundan ayrıldı.Az sonra kale kapısında naralar atılıyordu.Mirza Han dışarıda askerlerine cesaret veriyordu:
-"Askerlerim!Kara Krallık kendini bizden üstün sanıyormuş, hadi gösterelim kim cihan padişahı, kim köy muhtarı!" ve benzeri şekilde cesaret veriyordu.O böyle cesaret verirken naralar havada uçuşuyordu.Mirza "Ama unutmayın saldırıya gitmiyoruz savunmaya gidiyoruz"diye uyardı.Neden savunma?Neden saldırı değildi?Fakat yerinde bir karar vermiş olmuş olacaktı ki o sırada Kara Krallık lideri Kral Karam orduyu toplayıp Dhirim'e gitmeye hazırlanıyordu.Bu sırada Mirza Han çoktan yola çıkmıştı.Dhirim'e yaklaşmışlardı ki bir grup kara lord ve askerleri önlerini kesti askerleri azdı.Bu savaş onları yavaşlatmak içindi.Fakat Mirza Han önlemini almıştı.Okçulara:
-"Hücummmm!!!!" emri verdi.Yarısı kadarı onlara yaklaşana kadar yokoldu.Gerikalanını yaya ve süvariler halletmişti.Yola devam ettiler.Dhirim'e vardıklarında çoktan kuşatılmış olduğunu gördüler.Lezalit hemen:
-"Saldır!!!" emrini verdi.Savaşa başladılar çok asker kaybediliyordu ortalık kan gölü olmuştu, daha savaşın başıydı.Savaş çetince geçiyordu.Savaşın sonlarına doğru üstünlük sağlayan taraf Kara Krallıktı.Bir ara iki kral yanyana geldiler.Kral Karam:
-"Hıh,cesaret etmeni taktir ediyorum ama benim ordumu geçemezsiniz"dedi.(Hafiften sırıtıyordu)
-"Sen öyle san"dedi.Mirza Han'ın tek bir cümlesi askerlerini ateşlemişti:
-"Kara Krallığa ÖLÜM!!!!!" Savaşı bir anda kendi lehlerine çevirmişti.İki kral dövüşüyorlardı Mirza Han kıvrak hareketlerle Karam'ı şaşırtıyor hasar aldırtıyordu.Savaş kazanılmak üzereydi.Karam'ın göreceği son savaş olabilirmiydi?.Bunları düşünen Karam'ın ağzından son bir söz çıktı:
-"Ahhhhhhhh!"Karam yerdeydi.Kafası başka yerde,gövdesi başka yerdeydi.Savaş Kazanılmıştı:
-"Yaşasın Savaş ve Barış, Yaşasın Kral Mirza!!!!!" diye naralar atılıyordu.
Karam yenilmiş, Dhirim cesurca savunulmuştu.Ama işi bırakma sırası değildi.Mirza Han yakında yeni bir kral seçeceklerini biliyordu.Kara Krallıktaki kurallar diğer ülkelerdeki kurallara hiç benzemezdi.Örneğin;
Eğer birisi bir eşya çalarsa, bunu parayla veya ölümle değil (yani bir nevi değil).Çaldığı kişiyi ölene kadar korumaktı.Bu ufacık bir çekirdek olsa bile.Bu kurallardan biri de bir kral öldüğünde, eğer oğlu yeterli yaşa gelmemişse bir turnuva yapılırdı ve soylu olmasa bile yenen kişi seçilirdi.Mirza Han bu kuralı biliyordu.Bunu bilmesi ona bir ayrıcalık sağlayacaktı.Fakat kralın kim olacağını bilseydi gerektiğinden fazla önlem alırdı.Fakat Mirza Han bir yandan bunları düşünürken bir yandan da sefer hazırlıklarını yapıyordu.Hedefleri ise Ichamurdu!O sırada kapısı çalındı gelen bir askerdi:
-"Efendim, biri sizinle görüşmek istiyor."dedi.
-"Kim peki?".Asker şaşkın bir şekilde:
-"Bilmiyoruz.Fakat barbarın teki olduğundan eminiz!"deyince Mirza Han bir anda sırıttı ve:
-"Peki kelmiydi , ve siyah tenli değil mi?"dedi.Asker şaşırmıştı.
-"Evet, evet doğru komutanım."dedi ve ardından :
-"Peki gelsin mi?" Mirza düşünmeden:
-"Evet."dedi.Kapı açıldı giren Rolf'tu ve:
-"Merhaba dostum." dedi.
-"Merhaba dostum."
-"Merhaba Tuzdöken (Bu Mirza Han'ın Rolf'e taktıgı bir lakaptı)" bunu derken sırıtıyordu.Rolf'ün bir sorunu olduğunu tahmin etmişti, ve tahmin ettiği gibi çıkmıştı.Rolf:
-"Merhaba,normalde bu dediğine gülebilirdim... Ama... Ne yazık ki gülemiyorum" Rolf bunu söylerken ağzını inandırıcı bir şekilde aşağıya doğru bükmüştü.Mirza sorunu olmasa Rolf'ün onun yanına gelmeyeceğini biliyordu zaten.
-"Sorunun ne kardeşim?"
-"Hanlığım......" Rolf'ün dudakları hala büküktü.
-"Ne oldu hanlığına .....Yoksa... İstilamı edildi?!!!"Mirza'nın yüzünün her noktası şaşkınlık taşıyordu.Rolf'un Hanlığının En az Rolf kadar  güçlü savaşçılara sahip olduğunu biliyordu.
-"Ne yazıkkı evet, Kergi..."Rolf bir anda duraklamıştı, Mirza'nın yüzü resmen çıldırıyordu! Mirza Han :
-"Çabuk hazırlan dostum!.O Kergitler.... Bunu cok ağır bir şekilde ödeyecekler!" Mirza Han bunları söylerken Rolf'ün agzı birazcık olsun düzleşmişti.Mirza Han on üç bine yakın askerlerinin yarısını yanına alıp Rolf'ün hanlığına doğru ilerlemeye başlamıştı, Rolf, Lezalit ve Lancelot'u yanına almıştı.Bu savaş en çok zorlanacakları olacaktı.Çünkü kergitlerin, Rolf'ün hanlıgı gibi küçük bir yeri almasının tek sebebi olabilirdi.Mirza Han'ı çıldırtıp, tuzağa düşürmek.Mirza Han bunu tahmin etmişmiydi?Yoksa nefsine yenilip tüm ordusuyla birlikte ölüme mi gidiyordu?
Yolu yarılamışlardı.Yalen yakınlarında kamp kurmaya karar vermişlerdi.Kampta Mirza Han'ın çadırında gürültü patırtı kopuyordu.Mirza Han ,Lancelot ,Lezalit ve Rolf içmişler gibi görünüyordu, bağırıp çagırıyor, gülüyorlardı.Bu gürültüyü, çok büyük bir atlı sesi bozdu.Mirza Han:
-"Ne oluyor!!"diye bağırdı sonrasında herkez ne olduğunu tahmin edebilmişti.Ağızlarından küfürler sel gibi akıyordu.Hemen zırhlarını ve silahlarını alıp dışarı çıktılar.Tahmin ettikleri gibi.Kergit onları tuzağa çekmeğe çalışmıştı.Başardıklarını sanmışlardı , ama yanılıyorlardı, Mirza Han bunu tahmin etmeyi başarmıştı.Sekiz bine yakın kergit askerleri tam kampınn üzerine geliyordu. Ama arkalarındakii altı bine yakın atlı orduyu hesaba katmamışlardı.Farkettiklerinde ise.... Artık çok geçti, Kampa varmışlardı.Kergit ordusu avlanırken.... av olmuştu.Tabi Sancar Handa şuan ecel terleri dökmekteydi.Tuzağı başarısız olmuştu!!! En kurnaz kral....Tuzağa mı düşmüştü!!! Bu bir rüya olmalıydı , ama değildi.Bunları düşünürken Sancar Han'ın önüne Mirza Han dikilmişti.
-"Merhaba Sancar Han!" diye bağırınca Sancar Han düşüncelerinden sıyrılmıştı.
-"Hı...Ne?.... Ha Ha Mirza Han!, Senin bu zekaya sahip olduğunu sanmamıştım.Ama öyleymişsin.Burda öleceğim ama .... senide yanımda götüreceyim diyip,Uzun kargısıyla Mirza Han'a saldırmıştı.Mirza Han tecrübeli olmasa o anda kafası gitmiş olacaktı...Ama tecrübeleri sayesinde bu saldırıdan son saniyede sıyrılıp kargıyı çift elli palasıyla kırmıştı.Bu Sancar Han'ın atından düşmesine yol açmıştı.Sancar Han'ın yarası cok kötüydü,Artık ölüyordu.Son duyduğu sözler:
-"Hanlığımı istila ettin , ama arkadaşımın seni yenebilecegini düşünemedin seni gerizekalı !" olmuştu etraf kararıyordu.Sancar Han gözlerini son kez kapadı.Savaş bittikten sonra Rolf'un hanlıgına gidip orayı cok aşırı kolay bir şekilde kurtardılar. Sıra İchamurdaydı.
Rolf'un hanlığı kurtarılmıştı.Bunla beraber, Rolf yardımları için minnettar olduğunu belirttiği Mirza Han'a maceralarına katılmak istediğini söylemişti.Mirza Han seve seve kabul etmişti.Aslında 3 kat kazançlı çıkmıştı ,Dostunun ülkesini kurtarmış,Azami bir savaşçı ordusuna katılmıştı...Daha....Daha da önemlisi Kergit ordusu yerle bir olmuş, Sancar Han da savaşta ölmüştü.Geriye kalan sadece Kergit kalelerine teker teker girip ordaki on yirmi askeri kesmek kalmıştı.Yada... Öyle sanılıyordu.Mirza Han ordusuyla Rolf'ün Hanlığında birkaç gün dinlenmişti.Yakında yola çıkacaklardı.Yola çıkmadan önce son gece sarhoşluk üst seviyedeydi, küfürler savruluyor,oyunlar oynanıyor ve eğleniliyordu.Sarhoş olmayan ve bu işlerin hiçbirini yapmayan 4 kişi vardı.Mirza Han, Lancelot, Lezalit ve tabi ki de yeni katılan Rolf.Savaş stratejisi mi düzenliyorlardı?...Bu bilinmezdi ama gece hemen bitmişti.Orda uğraştıkları şey neyse... Çok önemliydi.
Sabah olmuştu.Lezalit herzaman ki gibi:
-"Kalkın sizi tembeller!!!" diyerek arkadaşlarının uyku tulumlarını tekmelemişti.Buna ilk defa şahit olan Rolf'un tepkisi tahmin edilebilirdi.Lezalit'e nerdeyse  kılıcını saplarken bir anda durdu.
-"Ssss.See.Senn naptığını sanı...nı...yorsun !!!" diye bağırmıştı.Diğerleri olaya girmiş ve durumu yatıştırmıştı . Lezalit bunun bir şaka olduğunu söylemişti.Barbar Rolf ilk defa bir konuyu şiddet kullanmadan halletmişti.Bu şaşkınlık vericiydi.Herkez kalktığında ordu hemen yola koyuldu.Yolun %75'i bitmişti.Kamp kurulmuş, bir gün dinlenilmişti.Yola tekrar devam ediliyordu.Yol bitmek üzereydi ama...İchamur hiçde bekledikleri gibi değildi...Askerlerle dolup taşıyordu.Mirza Han'ın dokuz bine yakın askeri kalmıştı.İchamur bin askerle doluydu... ama eğer her şehir ve kale böyleyse... Kergitler tam olarak yıkılmamıştı.Savaş başadı bin asker çabucak yenildi . Sadece 100 asker kayıp edilmişti.O planın ne olduğuysa şimdi netleşmişti...Kara Krallık ve Kergit.. birleşmişti!!!
İchamur kuşatılmış ve ele geçirilmişti.Bu sırada Mirza Han çok stresli gözüküyordu.Sabah elçilerinden biri gelmişti.Çok telaş içindeydi.Elçi:
-"Kralımmmmm!!!!Kara Krallık saldırıyor!!" diye bağırdı.Mirza Han aslında bunu tahmin etmişti.Yoksa kergitin o kadar askeri olmasına imkan yoktu.Ama elçinin bilmediği ve Mirza Han'ın merak ettiği şey ise...Yeni kraldı.Bunları bir an aklından dışarı attı.Ama bir soru gene aklındaydı...Kara Krallıkta, Kergitlerde ordularını kaybetmişti,bunları nerden sağlamışlardı...Bu nerdeyse bilinemez birşeydi.Mirza Han bu yüzden stresliydi.Askerleri belkide çok güçsüzdü...Hem savaşlarından dolayı yaralanmış hemde yorulmuşlardı.Askerlerinin yarısı yaralı durumdaydı ...Yorgun olanlar ise iki bine yakındı... yani sadece üç... sadece üç bin askeri savaşa hazır durumdaydı.Bu askerleriyle bile on bin kişilik bir orduyu yenebilirdi ama...Kara Kergit Krallığı (Yeni krallığın ismi buydu) ordusu bundan kat kat fazlaydı...O sırada kapının açılışı Mirza Han'ı düşüncelerinden sıyırıp aldı.Mirza Han:
-"Ne oldu  Lezalit?" dedi.Kapıdaki Lezalit:
-"On beş bine yakın bir ordu şu anda tam üstümüze geliyor!!!"dedi.Mirza Han hafif sırıtmıştı:
-"Oh ...Bu kadarmı?!"deyince Lezalit dondu:
-"Nee!!! Sen sarhoşmus..." Lezalit'in sözünü kesen Mirza:
-"Saçmalama !!!Bundan güçlülerini de yendik!Biliyorum ordumuzun yarısı yaralı fakat...Yorgun askerler iyileşti...Yani 5 bin askerle ve birde kalenin avantajını düşünürsek ...Okçularımızla bile o orduyu halledebiliriz!"Bunu söylerken sırıtmıştı...Lezalitde gülüyordu.O sırada Lancelot ve Rolf içeri girdi. Hep bir ağızdan:
-"Gelmiyormusunuz savaşa!" diye alay geçmişlerdi.Lezalit ve Mirza Han  gülerek dışarı çıkmışlardı ...Lezalit hemen gerekli emirleri verip Mirza Han'a dönmüştü.İşareti bekliyordu....Bekledi....Bekledi ve sonunda işaret verildi.Okçular oklarını bıraktığı an iki bin asker yere yapışmıştı.Ordunun çoğu atlı olduğu için kale kuşatmasında çok dezavantajlılardı.Okçular onlar kaleye girene kadar onların sayısını 4 bine indirmişti.1.500 e yakın olan piyadeler ise onların hepsini alabilecek güçteydi...ama zaten 1.500 tanede atlı (Atlılardı çünkü merdiven vb. şeyleri kullanmaları gerekmiyordu) da yanlarında bulunuyordu.Savaş bitmişti. Sonunda gerçekten Kara Kergit Krallığı yenilmişmiydi? Yoksa başka orduları varmıydı.Ama şu bilinen bir gerçekti.Sonunda hep yenileceklerdi.Belki .... Belki de yenilmiyeceklerdi.
Kara Kergit Krallığı Mirza Han'ı düşündürüyordu.Kafası çok karışıktı.Ama Kara Kergit Krallığından daha önemli birşey vardı. Matheldinde içinde bulunduğu şehir Matheldle birlikte esir alınmıştı.Mirza Han hemen Lezaliti çağırıp altı bin asker daha asker istemişti...Hemde....Hemde bugün içinde!.Lezalit şaşırmamıştı.Peki anlamında başını salladı, tam çıkacakken Mirza Han birşeyi daha ekledi:
-"Ha, unutmadan...Saldırıyada hazırla askerleri lütfen." dedi.Lezalit bir kere daha başıyla onayladı ve çıktı.Mirza Han üç gündür uyumadığını hatırladı.Çok yorgundu hemen uykuya daldı.O uyurken Rolf ve Lancelot kavga ediyordu.
-"Seni tuz-karşıtı pislik!!!"diye bağırdı Rolf.Lancelottan cevap gecikmedi:
-"Senin Ann......"Lancelot bir an durdu.Kapı açılmıştı.Mirza Han sinirli bir şekilde içeri girdi.Uykusundan uyanmıştı.
-"Siz iki şapşal ne yapıyorsunuz!!!!!! Kendinizle laf yarışıyla dövüşmeniz değil, tahta kılıcları kullanıp antreman dövüşünde gelişmeniz lazımdı! Ne oldu neden kavga ediyordunuz!!!" dedi.Rolf Ve Lezalit gevelediler...Gevelediler...Geveledilerr... Ama birşey bulamadılar.Belli ki can sıkıntısından yapmışlardı.Mirza Han:
-"Anlaşıldı.Eğer bir daha laf yarışına girerseniz, sizi at yarışının ortasına koyarım bunu bilin!!!" dedi.Bu sırada Lezalit içeri girdi:
-"Askerler hazır!" dedi.Mirza şaşırmıştı.Ne kadar süredir yatıyordu?
-"Ben ne kadar süredir yatıyorum?!" diye sordu Lezalit'e
-"Yaklaşık beş saattir" Mirza şaşırdı.
-"Nasıl başardın bu askerleri eğitmeyi ve askerleri hazırlamayı?!"Lezalit hafif sırıttı:
-"Buda benim sırrım."Mirza Han ve diğer kişilerde gülmeye başladı.
Yola çıkmışlardı.Yol sorunsuz geçti.Ama kale tam anlamıyla cehennemdi!!!Otuz bin'e yakın asker vardı!!!Bu Kara Kergit Krallığının askeri bitmiyormuydu !!! ama bunlarıda kolayca altedeceklerdi.Kale avantajını kullanmayı bilmiyorlardı bu Kara Kergitler.O yüzden atlılarını yayaya çevirmişlerdi.Okçuları ise....Hiç yoktu!!! Mirza Han Lezalit'e işaret etti.Ve Lezalit:
"Saldırın!!!" diye bağırdı. Ordu savaşı kazanıyor gibiydi.Zaten o otuz bin kişilik ordunun başında tek bir komutan yoktu.Bu resmen çocuk oyuncağı idi.Savaş kazanılmıştı.Matheld Hemen dostlarının yanına gitti.Onlara teker teker sarıldı.Kara Kergitler birkez daha cehaletleri yüzünden yenilmişti
Mirza Han Başkentini geri alınca rahat bir nefes aldı.Sonrasında kaşlarını çatarak:
-"Lezalit!!! Askerlerin sayısını iki katına çıkarr!!!" Zaten yirmi bine yakın askerleri vardı...Napacaktı o kadar askeri...Tabi ya Kara Kergitlerin orduları yüz binlerceydi...Lezalit:
-"Tamam." dedi ve kapıyı çekip gitti.Lancelot ,  Rolf, Matheld ve Mirza Han kalmıştı.Bu belki de son savaşları olacaktı.Mirza Han ne kadar ısrar etsede Matheld burda kalmamaya kararlıydı.O da savaşa girecekti.Sonra kapı bir anda açıldı.Elçi izinsiz girdiği için özür diledi , çok heyacanlı olduğunu söyleyip Mirza Han'a bir rapor uzattı.Raporu okurken Mirza Han hafif tebessüm etti.
-"Vay be...Bunlar tavşan sürüsü gibiymiş...Neyse genede kolay lokmalar bizim için...Mirza Han'ın elindeki rapor K.K.K (Kara Kergit Krallığı) ' nın askeri raporuydu.Mirza Han bunları aldıkdan sonra elçiye çıkabileceğini söyledi.K.K.K'nın askerlerinin sayısı dudak uçuklatıyordu.Bu...Çok fazlaydı...Lancelot hemen:
-"Bu da nee!!! Bunlar .... Bunlar Calradia'nın nüfusunun nerdeyse yüzde doksanı!!!! Olamaz!!" dedi.Mirza Han'ın kafasında şimşekler çaktı!!!Evet , nasıl bu kadar çok askerleri olmuştu, bunu biliyordu.Hemen diğerleriyle bu konuyu paylaştı:
-"Helal sana Lancelot!!(Lancelot Şaşkındır) Saolasın kardeşim, sayende çok büyük bir problemi çözdük...Bu kadar askeri Calradiadan değil...Başka bi diyardan topluyorlar.Mirza Han dedikden sonra oda sessizleşti.
-"Neyse hadi yatın yarın çok uzun olacak."
Yarın olmuştu.Lezalit Mirza Han'ın çadırına girip:
-"Ordu hazır ..." dedi.Mirza Han yola çıkalım anlamında bir hareket yaptı.Lezalit başıyla onayladı.


Yollardaydılar.Yol sorunsuz geçmişti.Ama K.K.K kalesi hiçte öyle değildi . Mirza Han'ın kırk bine yakın askeri vardı fakat.... O kalede....Tam tamına yüz altmış bin askerlik ordu vardı... fakat herzamanki gibi cahillerdi.Mirza Han bu savaşta çok kayıp vereceğini biliyordu.Bu yüzden Calradiadaki diğer krallıklarıda yardıma çağırmıştı.K.K.K ile çoğu kavgalıydı zaten...Hemen gelip orduya katıldılar (Yolun yarısında katılmışlardı) bununla birlikte Mirza Han'ın ordusu tam yüz yirmi bin kişi olmuştu ...Hepsi akıllı, yürekli, eğitimliydi ...Savaş başlamıştı Krallar önde savaşıyordu.Bir ara Bütün krallar K.K.K kralı ile göz göze geldi.K.K.K .... Kral Harlaus tu!!!! Demek ki gelmemesinin sebebi buydu.Bunu öğrenmeleri şok edici olmuştu. Ama hemen bu etkiyi üstlerinden atarak savaşa devam ettiler ve sadece yirmi bin kayıpla şehiri temizlediler.Sadece Kral Harlaus kalmıştı.Ecel Terleri döküyordu.Mirza Han ve diğer krallar hemen Kral Harlaus ' a saldırdılar. Kral Harlaus kılıcını bile sallayamadan parçalara ayrılmıştı.Bu savaştan sonra bütün krallıklar birleşip C.B.D (Calradia Birleşik Devletleri.Biraz tanıdık...Öyle değilmi  :lol:) yi oluşturmuşlardı.Ve Mutlu Mesut yaşayıp gitmişlerdi...(Not:Okumadıysanız Savaştan Uzağı okuyun (Mini Hikayelerde) bunun kısada olsa devamı.Size Kolay gelsin iyi  okumalar ve izlemeler dileğiyle :smile:
 
Kendi adımı yazdım ben :grin:.Bu arada nerde var söylermisin lütfen düzelteyim.

Bu arada hikayen süperdi , özellikle:
Gergin olmayan bir adam arıyordu, Gergin adam çok mutlu oldu bölümü vardı ya koptum :grin:
 
mirzahanx said:
Kendi adımı yazdım ben :grin:.Bu arada nerde var söylermisin lütfen düzelteyim.

Bu arada hikayen süperdi , özellikle:
Gergin olmayan bir adam arıyordu, Gergin adam çok mutlu oldu bölümü vardı ya koptum :grin:

Eheh sağol seninkide fena gitmiyor hızlı yazıyorsun  :grin:
Sonra söylerim hatalarını
 
mirzahanx said:
Bölüm 5:Yalen Kuşatması

                          Bölüm 5: Yalen Kuşatması

Mirza Han derin düşüncelere dalmıştı.Lezalit ve Matheld bunu farketmişti.Lezalit yanına gelerek:
-Noldu kardeşim?
-Etrosq sadece bir kale.Bir şehir olmadan krallığı nasıl yönetebiliriz ki?
Matheld bunu duyunca:
-Hmm, eğer bir şehir fethetmek istiyorsak Yalen'i tercih etmeliyiz.En rahat yönetim ancak oradan olabilir.Ve bir başkent için oldukça uygun.
Mirza Han düşündü. Bu sırada Lezalit
-Evet doğru, deyince Mirza kararını verdi:
-100 askeri burda bırakıp saldırıya geçiyoruz!
100 askeri bırakıp 1298 askerle yola çıktılar.Erzakları tamdı,dinlenmişlerdi, yol çok kolay geçecekti.Yolda giderken bir kaç tane haydut gurubunu hallettiler.Sonunda Yalen'e varmışlardı.Şehri kuşatmak için merdiven yaptırdı.Artık herşey tamdı.Saldırıya hazırlardı.Tek bir kelime ile bir imparatorluk doğacaktı:
-Hücumm!!!!!!!!
Evet, işte o kelime, hücum.Askerler saldırıya başlamıştı 1298 askere karşın Yalen şehrinde 2547 asker vardı.Fakat hepsi ama hepsi acemiydi.Oysa ki Mirza Han'ın Askerleri Lezalit tarafından dikkatlice eğitilmişti.Surları geçmiş, sokaktakileri avlamaya başlamıştılar.
-Yalen düştü!!! Diye bir ses naralara sebep oldu, gerçektende, Yalen düşmüştü.Kont Etrosq'u esir alabilmişlerdi.Fakat Lezalit ağır yaralıydı.Bir ok, göğsüne saplanmıştı.

Zaten hızlı yazıyorsun bir süre bekletip yazdıklarını tek bölüm altında tutarsan daha iyi olur
 
Hehe, bu devletin kuruluşu bölümü kesit kesit yaptım, savaşlar daha başlamadı yalen veluca felan neki aksiyopn nerde :grin:
 
Teşekkürler.ve okun yayla kırılması olayı mount and bladede yok fakat benim hikayemde var bu mount and bladeye bağlı değil :smile:
 
Güzel güzel,bir süreliğine can sıkıntısından bırakmıştım warbandı senin sayende dönüyorum oyuna ilham aldım senden  :smile:
 
Uzun süre giremedim hikayeyi devam ettirmedim herkezden özür dilerim (gerçi bir kişi bile hikayeyi okumamıştır ama:grin:) neyse devam ediyorum artık arkadaşlar.

edit:Arkadaşlar 272 kişi bakmış çok az yorum var . Lütfen konunun güncel olması için bir yorum yapın eleştirilerinizi vb söyleyin elimden geldiğince düzeltiyim
 
Back
Top Bottom