SARRANİD ÇÖLLERİNDE BİR MAREŞAL 6.BÖLÜM GELDİ / ARKADAN VURMA / SEZON FİNALİ

Users who are viewing this thread

fatih sultan ramazan han

Sergeant at Arms
SARRANİD ÇÖLLERİNDE BİR MAREŞAL

Evet arkadaşlar burada ilk hikayem olan SARRANİD ÇÖLLERİNDE BİR MAREŞAL adlı hikayemi sizlere sunuyorum. Umarım beğenirsiniz.

SAYGILAR


1. BÖLÜM

Sarranid Sultanlığı o dönemde sınırları bayağı bir genişlemişti. Halmar, Dhrim, Veluca ve Jelkala'ya kadar ilerlemişti. Tüm devletlerle savaşıp barışmıştı. Şimdi tekrar savaşıyordu. Savaştığı devletler bahtsız Rodok Krallığı ve onun kader birliği Kergit Hanlığı'ydı. O dönemde Sarranid Sultanlığı Jelkala, Dhirim, Narra' ya kadar ilerlemişlerdi. Dönemin en güçlü devletleri Vaegir krallığı, Svadya Krallığı ve Sarranid Sultanlığı'ydı. Sarranid mareşali Emir Atis Jelkala'da Leydi Bawthan ile birlikte ziyafet veriyorlardı. Ziyafette tüm derebeyleri vardı. Bu ziyafetin iki amacı vardı. 1.amaç Emir Atis'in akrabalık bağlarını güçlendirmesi ve sultanla olan ilişkisini arttırmaktı.
2.amaç ise düşmanın ne kadar kötü bir devlet olduğunu göstermekti. Çünkü Rodok Krallığı'nın elinde sadece Yalen Şehri kalmıştı. Bu da onlar için utanç vericiydi. Bu yüzden bu olanlara bir DUR demeliydi. Fakat nafile, elden bir şey gelmiyordu.
Sarranidler ise güle oynaya eğleniyorlardı. Tüm leydiler de Jelkala'ya akın etmişlerdi. Çünkü onlar da evlenmek istiyorlardı.
fakat o anda hain planlar yapılıyordu. Sancar Han ordusunu hazırlatmış Jelkala'ya doğru geliyordu. Sancar Han'ın mareşali Tanju Noyan orduyu hazırlatmıştı. Orduda hemen hemen hepsi elit askerlerdi. Bunlar bu gün Kalradya'da eşi görülmemiş bir savaş için hazırlatılmıştı.

O sırada Sancar Han ve mareşali Tanju Noyan sohbet ediyorlardı.
Sancar Han:Tanju bu seferden de alnımızın akıyla dönebilecek miyiz?
Mareşal: Umarım efendim
Sancar Han: Ordumuz şu anda Halmar civarında 3 gün sonra Ibedeles önlerine gelmemiz gerekiyor yoksa planalrım suya düşer.
Mareşal: Efendim planınız nedir?
Sancar Han: Planı sana sonra anlatırım. Şimdi bir tane gözcü hazırla da Jelkala' da neler oluyor öğrensin.
Mareşal: Efendim neden Jelkala? Halmar Şehri dururken.
Sancar Han: Çünkü benim Emir Atis ile olan kavgamı biliyorsundur. Bu hem ona darbe olacak hem de ölü Rodok Krallığı'nı yeniden canlandırıp müttefik olacağız.
Mareşal: Efendim o halde ben gözcüyü hazırlatıp yola çıkmasını söyleyeyim.
Sancar Han: Tamam ben de çadırıma geçeyim.

Gözcü o sırada yola çıkmıştı. Dağ, bayır demeden bir günde Jelkala'ya varmıştı. Bir dağa çıkıp gözetlemeye başladı o güzel şehri. Şehir tam ziyafet havasındaydı. Gözcü şehre kılık değiştirerek girdi ve halktan biriyle konuştu
Gözcü: Bu şehrin havası neden böyle neşeli?
Adam: Efendim burada ziyafet var.
Gözcü: Sultanımız da ziyafette mi?
Adam: Evet efendim tüm derebeyleri ve sultan haşmetli bir gösterişle şehre girdiler. Biz de onalrı gördük.
Gözcü: Tamam o zaman bu altını al, dedi ve oradan uzaklaştı.

Gözcü karargaha bir günde varmıştı. Haberleri Sancar Han şu şekilde söyledi

Hanım Jelkala tam bir ziyafet havasında şehir ele geçirmemiz işten bile sayılmayacak. Tüm lordlar ve sultan ziyafette sarhoş olmuşlar. Bence tam ele geçirilecek bir kale. Bu arada efendim garnizonları gördüğüm kadarıyal epey kalabalık. Şehirde atlılar devriye geziyor. Son olarak efendim bir şey daha söyleyeceğim; Şu an Jamiche Kalesi yakınlarındayız. Tahmini 1-1,5 gün sonra Jelkala'dayız ve vardığımızda vakit gece yarısı oluyor. Matematiğim iyidir efendim bana güvenin.

Sancar Han bu konuşmadan sonra bayağı sevinmişti.
Artık KERGİT HANLIĞİ YÜKSELECEK SARRANİD SULTANLIĞI DÜŞECEK!!! diye bağırdı. Bu ses dağları taşları inlettiği için askerlerde duyduğu an hizaya geçtiler. Artk Sancar Han emirler yağdırıyordu.

Bu emir belki Kergit tarihi açısından çok önemliydi.

ORDULAR İLK HEDEFİNİZ JELKALA'DIR İLERİ!

O anda ayak sesleri yeri inletmeye başladı ve Ibedeles'e doğru yola çıkıldı. Ibedeles'e gitmelerinin nedeni orada kamp kurup Jelkala'ya karşı bir taktik oluşturmaktı. Akıllı gözcünün dediği gibi gece yarısı Ibedeles önlerindeydiler artık kamp kurup beklemeye başladılar. 

2.BÖLÜM
O sıralarda Jelkala'da Sancar Han'a düşman olan Emir Atis de tehlikeyi önceden sezmiş olacak ki savunmayı güçlendirmeye çalışıyordu. Fakat onun bu şevkini zaman zaman şarap kırıyor ve onu ziyafete yönlendiriyordu.

--------------------------------------------------------------------------------
MAREŞALİN LİSTESİNDEKİ ASKER SAYILARI

Sarranid Acemisi: 1000
Sarranid Yayası: 2000
Sarranid Avcısı: 500
Sarranid Kıdemli Yayası: 500
Sarranid Okçusu:1500
Sarranid Piyadesi: 2500
Sarranid Atlısı:2000
Sarranid Muhafızı: 500
Sarranid Kıdemli Okçusu: 250
Sarranid Memlük: 250
Diğer Grup: 500

TOPLAM:11000 ASKER

--------------------------------------------------------------------------------
Mareşal kaleye girmişti. Mareşalin durumundan memnun olmayan bir grup da vardı. Bu grupta Emir Mundhalir, Emir Nuam, Emir Nuwas bunların arasındaydı. Mareşali Sultan Hakim'in gözünden düşürmek için elinden geleni yapıyorlardı.
O günde bir entrika planlamışlardı. Plan şuydu;

Öncelikle mareşale bu sofradaki yiyeceklerin yetersiz ve zehirli olabileceklerini söylediler. Tabii ki buna kimse inanmayacaktı. Fakat onlar bir çeşnicibaşıyı zehirleyecek ve herkes buna inanacaktı. Böylelikle mareşal gözden düşecekti. Plan güzeldi.

--------------------------------------------------------------------------------
Mareşalin de onları sevmediğini biliyordu fakat bu kadar alçalabilecekleri aklının ucundan bile geçmezdi. Çünkü bir zamanlar mareşal bu Üç Silahşörler'in hayatını sefer dönüşü kurtarmıştı. Bunlar hep beraber takılırlardı. Bu yüzden mareşal onlara iyimser olurdu.

--------------------------------------------------------------------------------
Kergitler o sıralarda Ibedeles Kalesi güzergahındalardı. Mareşalde de bir asker listesi vardı. Liste şöyleydi;
MAREŞALİN LİSTESİNDEKİ ASKER SAYILARI


Kergit Askeri: 2000
Kergit Avcısı: 5000
Kergit Atlısı: 3000
Kergit Atlı Okçusu: 3000
Kıdemli Kergit Atlı Okçusu:4000
Kergit Kargıcısı: 3000

TOPLAM: 20000

Mareşal bu tablodan gurur duyuyordu. Kendilerini zafere götürecek orduyu selamlıyor ve onları cesaretlendiriyordu.
O sırada Sancar Han çadırdan çıkmıştı. Mareşalle bir diyolog kurmuşlardı;
Mareşal: Hanım ordumuzda 20000 asker var. Şehir kesin bizimdir.
Sancar Han: Mareşal kesin diye konuşmaları hiç sevmem. Bir de bakmışsın mağlup olmuşuz.
Mareşal: Nasıl efendim? asker bizde, teçhizat bizde, taktik bizde. Nasıl yeniliriz?
Sancar Han: Mağlum asker zırhımız oldukça kötü onlara göre. Bu onlar için bir artı.
Mareşal: Efendim siz hiç merak etmeyin kahvaltımızı Jelkala'da yapacağız. Hiç şüpheniz olmasın.
Sancar Han: Tamam, ben şimdi haritayı getireyim de Sarranidleri paylaştırmaya başlayalım.
Mareşal: Efendim Rodoklar biliyorlar mı Jelkala'yı kuşatacağımızı?
Sancar Han: Biliyorlar. Hatta askeri destek bile verecekler.
Mareşal: Hanım Jelkala'yı ne zaman kuşatacağız?
Sancar Han: Bu gece kuşatacağız.
Mareşal: Taktik nedir efendim?
Sancar Han: Savaşta görürsün.

Sancar Han'ın taktiği gecenin karanlığından faydalanmaktı. Bu gece hava sisliydi. Sanki bu gün özel seçilmişti. Sancar Han son kez savaşı gözden geçirdi ve savaşın yapılmasına karar verildi.

Askerlerde heyecan tavandaydı. Saldırı başlamasına dakikalar kalmıştı. Sancar Han Kergitleri belki Jelkala hakimi yapacak o emri verdi.

ASKERLER HÜCUM!!!

3.BÖLÜM
Askerler işte bunu bekliyorlardı. Kergit Okçuları sessizce ay ışığında yürüyorlardı. Görevleri şehrin kapısındaki nöbetçileri sessizce öldürmekti. Ay onalrın tek ışık kaynağı olduğu için gece kampta fener yoktu. Nedeni kuşatmanın sessizce yapılacak olmasıydı. Kergit taktiği buydu. Taktiğin Kergitlerce adı ARKADAKİ HANÇER'di. Bizim Kergitler sinsince işlerini yapa dursun Sancar Han'ı da bir şüphe almıştı. nedeni ise mareşalin taktiği bilmemesiydi. Mareşali sırf akrabası olduğu için yapmıştı. Fakat bu taktikleri hep Sancar Han'ın en iyi arkadaşı Trida Noyan veriyordu. Sancar Han düşündü taşındı, bu hiçbir şey bilmeyen mareşali görevden alıp onun yerine Trida Noyan'ı mareşal yaptı. Bu kuşatma anındaki ani değişiklik orduyu pek etkilemedi fakat Tanju Noyan intikam yeminleri içti. Kergit Okçuları nobetçileri jilet gibi keskin yaylarıyla sessizce öldürmüşlerdi. Şehrin kapıları ziyafetten dolayı açıktı. Okçular sessizce içeri grimeye başladılar. Kergitleri nöbetçiler içtikleri şaraptan dolayı göremiyorlardı çünkü burnun ucunu bile görecek durumda değillerdi.

Okçular surlardaki nöbetçileri tek tek indirmeye başlamışlardı. nöbetçilerden çoğu yorgun bir biçimde uyukluyorlardı. Onları teftiş edecek kale kumandanları bile. Tabii ki arada fark edenlerde oluyordu fakat sonları onlarında ölümdü. Fakat şehirde devriye gezen atlar da vardı. Okçuları gördükleri an burası okçular için mezardı çünkü okçularda at ses çıkarabilir ihtimaliyle attan inmişlerdi. Fakat Trida Noyan'ın bunun içinde bir çözümü vardı. Kargıcılar attan inecekti ve sessizce şehre ilerleyecekti.
Atlılar gelirken kargılarını atlılara savuracak ve onları yere düşmüşken öldüreceklerdi.

Kargıcılar şehre doğru yola çıkmışlardı.
Atlılar da görünmüşlerdi. Kargılarını sallamaya hazırlanıyorken bir kargıcı kazara kargıyı ay ışığına tutumuştu. Bunu da Sarranid Atlısı görmüştü ve o an var gücüyle kaleye gitmeye başlamıştı. Kargıcılar diğer salak salak bakan atlıları hakladılar ve diğerinin peşinden koşmaya başladılar. Atlı var gücüyle atını koşturuyordu fakat o an bir okçunun görüş alanına girmişti. Okçu nefesini tuttu ve okunu fırlattı. Ok atın bacağına saplanmıştı. Atlı yolu atsız devam edecekti çaresiz fakat okçu ikinci oku çoktan fırlatmıştı. Ok o an asla gelmeyecek bir yere, adamın kulağına isabet edip kulağı yırtmıştı. Atlı şimdi son adımalrını topallaya topallaya ziyafete doğru ilerliyordu nöbetçileri uyarmak için. Tam ziyafetin ışıklarını görmüştü ki sırtında sıcak bir şey hissetti. Bu onun kanıydı artık ziyafete ulaaşmazdı. Ve o da bu uğurda can verdi.

Okçular şehre yavaş yavaş ilerliyorlardı. Sırada ziyafetinverildiği kale vardı. Kergit Muazzam Okçuları kalenin yanındaki hapishanenin tepesinden gardiyanı ve kale muhafızını öldüreceklerdi. Okçular çatıya çıkmışlardı. Gardiyanı vurmuşalrdı tam da kale muhafızını vuracaktı ki muhafız olanları görmüştü ve tabana kuvvet ziyafete dalmıştı.

Emir Atis onun bu terbiyesizce içeri girdiğinden dolayı azarlayacaktı ki aşağıdaki konuşma geçti;

Emir Atis: Asker bu nasıl içeri gir-
Kale Muhafızı: Efendim, efendim Ke Ke Kergitler
Emir Atis: Devam et asker
Kale Muhafızı: Efendim Kergitler burada
Emir Atis: Ne, olamaz Sultanım bu kaleyi biz savunmak durumundayız. Bayanlar burada kalacak biz zırhımızı, kılıcımızı kuşanıp kaleyi savunacağız.
Sultan Hakim: Öyle görünüyor, derebeylerim toplanın dışarı çıkıyoruz, kalkanlarınızı almayı unuymayın.

Artık kuşatma tam anlamıyla başlamıştı Sarranidler için. Şimdi Sarranidlerin yapacağı tek şey orduya haber vermekti.
Fakat Sultan ve derebeyleri çıktığı an yerlere ok yağmuru başlamıştı. Sarranidler bu durum karşısında kalkanlarını kullanmaya karar vermişlerdi. Önde Sultan, arkada mareşal ve derebeyleri kalkanları kullanarak dışarıya çıkmayı başardılar. Şimdi avluyu temizlemeleri gerekiyordu. Çünkü avludaki Kergitler mareşalin orduya gitmesine değil izin nefes bile aldırmıyorlardı.
Derebeyleri ve Sultan bir hücumla Kergitleri temizlemeyi başardılar. Şimdi mareşalin orduya haber vermesi gerekiyordu.

O sırada Trida Noyan mancınıkların ateşlenmesine karar vermişti. Bunu Sancar Han da onaylamıştı. Zaman geçmişti, şimdi şafak sökmeye başlamıştı bile. Mareşal de orduya haber vermek için hapishanenin çatısına dayalı merdiveni çıkarak orduya haber vermeye gidiyordu. Diğer derebeyleri de diğer hapishanenin çatısındaki okçuları merdivenle çıkarak hallediyordu. Ancak o sırada mancınıktaki taş Emir Atis'in önlerine düşmüştü. Artık mareşalin iyi mi olduğunu daha doğrusu mancınığın mermisinin ona isabet ettiğini bilen yoktu

4.BÖLÜM
Emir Atis'in önlerine mancınık mermisi düşmüştü. Fakat o güçlü mareşal üstünü silkeleyip yerinden kalktı. Çünkü mancınık mermisi Mareşali fazla yaralamamıştı. Şimdi mareşal doğruca ordunun dinlendiği yere gidiyordu. Ama oraya sadece igden o değildi. Kergit Okçuları orayı çoktan tutmuşlardı. Kapıdaki nöbetçiler kanlar içinde yerlerde yatıyorlardı. Sanki rüzgar mareşalin kulağına olanları fısıldamış olacak ki Emir Atis temkinlice yaklaştı karargaha. Okçulardan biri Emir Atis'i görmüştü. Hemen diğerlerine haber verip mareşalin üzerine ok yağmuru yapmaya başladılar. Mareşal zor durumdaydı. Kergitler gece evde uyuyan Sarranid askerlerilerinin evlerinin önlerindeki nöbetçileri sessizce halletmişlerdi. Fakat bir asker uyanmıştı. Kergitler Sarranid askerlerinin zırhlarını ve silahlarını toplamak üzereydi ki mareşal gelmişti ve Kergitler mareşale odaklanmışlardı. Uyanan bu asker diğer askerleri kaldırıp zırhlarını giyip düşmana saldırmayı önerse de o bölüğün komutanı olmaz dedi. Çünkü o işi sessizce yapacaktı. Diğer türlü yapsalar çok zayiat verebilirlerdi. Askerlere arka kapıdan çıkmalarını emretti. Arka kapıyı da Kergitler tutmayı unutmuşlardı. Askerler arka kapıdan çıkıp sessizce diğer derebeylerin bölüklerine de haber verdiler ve direnişi başlattılar.

Tüm askerler Kergitlerin çatılardaki okçularına saldırmak istese de kafalarına okları er ya da geç yiyorlardı. Herkesi uyaran bölük ise mareşali kurtarmak için okçulara saldırmışlar ve onları yenmişlerdi. Fakat Kergitler Jelkala'nın her bölgesini istila etmişlerdi. Her yerden çıkıyorlardı. Mareşal durumun vaziyetini anladı ve derebeylerinin yanına gitmeye karar verdi. Onalrın fikrini almadan bir şey yapması şu an hiç hoş olmazdı. Zaten zehir meselesi vardı ortada. Sultanın da gözünden düşebilirdi. Bu yüzden başına buyruk davranmayacaktı.

O sırada Tanju Noyan da hain planlar yapıyordu Trida Noyan için. Trida şu an mancınığın kaleyi vurma olasılığını hesaplıyordu odasında. Tanju'nun güvenilir adamları vardı suikast için. Fakat o suikast yaparak Sancar han'ın gözünde daha da alçalmak istemiyordu. Bu yüzden ona bir iftira atmalıydı. Ama nasıl bir iftira sonra aklına bir şey geldi. Trida'nın odasından çıkmasını bekleyecekti. 10 dakika sonra Trida fırlayarak odadan çıktı. Tanju da onun yaptığı planlardaki sayıları değiştirdi. Olasılık %10 du fakat Tanju %25 e çıkardı. Bu da tüm planları alt üst ediyordu. Tanju keyifle çadırdan çıktı. Artık gönül rahatlığıyla kuşatmaya odaklanabilirdi. Trida olanalrdan habersiz tekrar çadırına geldi ve planı Sancar Han'a gösterdi. Sancar Han da Trida'nın çalışkan olmasını sevdiğinden mancınığın kaleye ateş etme fikrini onayladı. Çünkü eski mareşal bu kadar bile çalışmazdı.

O sırada Sarranidler hücüma geçmişlerdi. Kergitler her tepeyi tutmuşlardı. Fakat Sarranidler zırhlarından ve kalkanlarından dolayı avantaj sağlamışlardı. Emir Atis de ziyafetin düxenlendiği yere varmıştı. Derebeylerin ve sultanın görüşlerini almak için onları tünellerden geçirerek gizli toplantı salonlarına götürdü. Rüzgar sanki hereksin kulaklarına farklı şeyler fısıldıyor olacak ki her kafadan başka ses çıkmaya başlamıştı bile. Ama mareşal sessizlik diye uyarınca sırayla fikirlerini söylemeye başladılar.
Emir Hamezan: Bence direk saldıralım.
Emir Munhir: Bence okçular kale surlarına çıkıp bize destek sağlamalı.
Emir Lakhem: Bence düşmanın kampına direk saldıralım.
Ve benzeri birçok fikir söylendiysede kabul edilmedi derebeyleri tarafından.
O sırada Sarranid gözcülerinden biri topalntıya girip dedi ki;
Sancar Han ve derebeyleri şehre giriyor. Yanında da askerleri ve sancak taşıyanları var. Girişe sancaklarını dikmişler bile.
Emir Atis keyifli keyifli gülümsedikten sonra şöyle dedi:
Sultanım, siz ve derebeyleriniz bende dahil olmak üzere yanımıza birkaç memlük alıp Sancar Han'ın korumalarına saldıracağız.
Bu cevaba karşı derebeyleri biraz homurdansalar da sultan kabul ettiği için kabul etmek zorunda kaldılar.

Sancar Han ordusuyla birlikte Jelkala'ya girmişti. Fakat Sancar bir şeyden şüpheleniyordu. Rodoklar Sancar Han'a destek olacaklar hatta asker bile göndereceklerdi Sancar Han'ın yaptığı anlaşmada. Fakat ses seda yoktu Rodoklarda. Sancar Han bunları düşünmemeye çalışıyordu. Şu an o ziyafeti basmayı düşünüyordu.
Sarranid derebeyleri de yavaş yavaş Sancar Han'ın bulunduğu yere gelmişti. Sancar Han onları görse de kaçmak yerine savaşmayı düşündü. Ordular birbirine girmeye hazırlanıyordu. Ve nihayetinde birbirine girdiler. Sancar Han ustaca hareketleriyle 5 askeri öldürmüştü. Fakat akrşı tarafta da en güçlü derebeyler vardı. Sultan ve Emir Atis ise teker teker askerleri öldürüyorlardı. Artık orada ölümün soğukluğu vardı çünkü o kadar asker ölmüş ve o kadar derebeyi yaralanmıştı ki orası kan kokusundan ibaretti. Sancar Han ve Trida arkasına bakmadan kaçmaya başlamışlardı bile. Orada kanlar içinde zaferin yükselişi vardı artık. Fakat birden çatılardan Kergit okçuları çıktı ve ok yağmurunu başlattı. Bu ani durum karşısında Sarranidler çok şaşırmışlardı. Ne yapacakalrını bilemediler ve geri çekilmeye başladılar. Bu taktikte Trida'nın bir taktiğiydi. Sarranidler tuzağa düştüklerini anladılar fakat iş işten geçmişti. Sancar Han'ın kaçması da bir oyundu. Sonuç olarak Kergitler kan kokularını burunlarının içine çekerek zaferi hissettiler.

5.BÖLÜM
Kuşatma tüm hızıyla sürüyordu. Kergitler her yeri bir karınca gibi istila etmişlerdi. Sarranidler de bu durum karşısında muazzam ordularını öne sürüyorlardı fakat bu Kergitler'in zaferini engelleyememekteydi. Kergitler şu an Sarranidlerden üstün durumdaydı. Trida, okçuları özenle o noktalara yerleştirmişti.

Emir Atis ve derebeylerin bazıları yaralanmıştı. Onalrın iyileşmesi gerekiyordu. Fakat Emir Atis ve derebeyler hiç oralı değildi. Hatta yemin bile içmişlerdi. YA BİZ JELKALA'YI ALIRIZ YA DA JELKALA BİZİ ALIR. Sultan ise hala şaşkınlık içinde bekliyordu. Sanki bir şey düşünüyordu. Rüzgar Emir Atis'in kulağına fısıldamış olacak ki Sultan'a sıkkınlığının sebebini sordu:

Emir Atis: Sultan'ım neden şaşkınsınız?
Sultan: Nasıl şaşkın olmayayım ki Atis.
Emir Atis: Neyi kastettiniz efendim?
Sultan: Önce ansızın bizi gece basmaları sonra da bu yaptığımız saldırıdan sonra yenilmemiz.
Emir Atis: Sultan'ım suç sizde değil, bende benim ahmaklığım yüzünden bunları yaşadık.
Sultan: Kendini üzme Atis olan oldu, şimdi ne yapacağız onu düşünelim.
Emir Atis. Aslında benim bir fikrim var efendim, dilerseniz size anlatayım.
Sultan: Anlat bakalım.

Efendim benim Sancar Han'ın ordusunda bir casusum var. Bu casus eski mareşal Tanju Noyan'ın Sancar Han'la olan konuşmasından sonra yeni mareşal ve tüm taktiksel saldırıların fikir babası olan Trida Noyan'ı öldürmek için intikam yeminleri içtiğini duymuş. Dilerseniz Tanju Noyan'ı bizim tarafımıza çekip Trida Noyan'ı öldürmesini isteyebiliriz. Böylece taktiksel saldırılar biter ve Tanju Noyan bize casusluk yapar.

Sultan: Aferin Atis. Senden de böyle fikirler duymak isterim. Çabuk casusuna haber ver bize katılsın bu Tanju.

Birkaç dakika sonra Kergit ordugahına saman arabası girdi. Arabanın arkasında da Atis'in casusu vardı. Casus gizlice Tanju Noyan'ı aramaya gitti. Tanju'yu araması uzun sürmedi. Çadırında dinleniyordu. Casus Tanju arasında şöyle bir diyalog geçti:

Tanju Noyan: Ne istersin asker?
Casus: Efendim önemli bir mesele var. 
Tanju Noyan: Çabuk söyle asker.
Casus: Efendim özel bir mesele.
Tanju Noyan: Gel benimle.

Diyerek çadırın arkasında şu konuşma geçer:

Tanju Noyan: Özel mesele dedin, nedir bu mesele?
Casus: Efendim sizin gibi kudretli bir mareşalin yerine Trida Noyan ahmağı getirildi. Haksız mıyım?
Tanju Noyan: Bin kat haklısın. Ben ondan daha iyiyim.
Casus. Efendim sizin gibi bir mareşal burada sönüp gidecek gelin bize katılın.
Tanju Noyan: Sen Sarranidli misin?
Casus: Evet efendim ama bunun bir önemi yok. Ortak amaçta birleşiyoruz. Amacımız Trida ahmağını öldürmek!
Tanju Noyan katılıyorum size, lütfen saygılarıma sultanıma iletin ve bana EMİR TANJU denilsin.
Casus: İletirim efendim ama Sultanımız sizin burada bize bilgi sızdırmanızın daha yararlı olacağını söyledi.
Tanju Noyan: Peki, sizden haber bekliyor olacağım.

Sarranidler de umutsuz bir şekilde kurtarıcılarını beklemekteydi. Casusdan da haber gecikmeden geldi.

Sultan: İyi haberler getir mişsindir herhalde.
Casus: Getirdim efendim, Tanju Noyan pardon Emir Tanju hizmetinizde. Saygılarını iletmemi istedi benden.
Sultan: O zaman Trida'yı bir an önce hançerletsin.
Emir Atis: Efendim Trida'yı direkt öldürtürsek Tanju'dan şüphelenme ihtimalleri var. Bu yüzden dikkatlerini dağıtacağız.
Sultan: Peki Atis, sen nasıl biliyorsan öyle yap.

6.BÖLÜM
Sarranidler elbette Kergitlerin arkadan saldırmalarını beklemiyorlardı. Bu ansızın yapılmış bir Kergit taktiğiydi. Daha önce böyle bir taktikle karşılaşmayan Sarranidler afallamışlardı. Savaşlar hala amansızca sürüyordu. Diğer yandan Emir Tanju'nun ordusu hazırda bekliyordu. Hepside Kergit Kargıcılarından oluşmuş ve daha saldırı bile yapmamışlardı. Bunu fırsat bilen Emir Atis, Emir Tanju'ya orduların arkasında yürümelerini ve saldırı pozisyonunu almalarını söylemişti.

Hava kararıyordu. Kergitler böyle bir havada saldırı yapamazlardı çünkü bugün ay dolunay şeklindeydi. Hava gündüzden daha aydındı. Çünkü atılan mancınık mermileri bir hayli etrafı duman içinde bırakmıştı. Sarranidler atlılarını nöbetçi olarak bırakmışlardı. Nöbetçilerin arasında şöyle bir konuşma geçti;

Sarranid Memlük: Sence bu savaşı kazanır mıyız?
Sarranid Atlısı: Zor bir ihtimal.
Sarranid Memlük: Bence alacağız fakat bana, aramızda ajan var gibime geliyor.
Sarranid Atlısı: Kim böyle bir hainliğe cüret edebilir ki?
Sarranid Memlük: Bende düşündüm fakat ziyafet sırasında saldırmaları... Üstelik Kalradia tarihinde böyle bir şey görülmedi.
Büyük dedelerimiz bunu yasakladılar da.
Sarranid Atlısı: Böyle bir saldırıyı zaten Sancar Han yapar. Onun tarihe bile saygısı yoktur.
Sarranid Memlük: Evet. Biz gözlerimizi dört açalım.


Şafak söküyordu. Kergitlerin bulunduğu yer iyi konuşlandırılmış bir Rodok dağıydı. Yani Sarranidlerin saldırı yapmaları imkansızdı. Ayrıca çok da kayıp verebilirlerdi. Fakat Kergitelrin avantajı çoktu. Rüzgar arkalarından eserek onları uçuruyordu. Atları besililerdendi. Sarranidlerin sınırdaki evlerini Kergitler yağma ve talan ediyorlardı. Böyle olaylar yaşanırken Tanju bir sonraki saldırıya katlıacağını bildirdi Trida'ya. Trida saftı, etrafındakilerin ona kin duyabileceğini düşünmemişti bile. Bu yüzden sevindi ve ona güzle lütuflarda bulunarak uğurladı.

Sarranidlerin Shariz'den destek almaları oldukça zordu. Yolda haydutlar, tepelere mevzilenmiş Kergitler ve bir sürü kaçak Sarranid askerleri...

Sancar Han ve derebeyleri saldırı için hazırlanıyorlardı. Sarranidlerde yerli halktan örgütlenmiş bir direniş kurmuşlardı. Yerli halk gerilla taktiğini uygulamak için evlerin çatılarına mevzilenmişlerdi. Sultan Hakim ve derebeyleri ise aralar girmişler, olası Kergit saldırısını püskrütmek istiyorladı.

Böyle olaylar olurken savaşın kaderini değiştirecek olan Tanju, Kergit ordusunun en arkasından geliyordu. Amacı Kergit ordusunu ablukaya alıp yoketmekti.

Kergitleryavaştan yaklaşmıştı. Aralarındaki mesafe 20 metreden azdı Sarranidlerle. O an ortalığı sessizlik kapladı ve atların nal şakırdatmaları duyulmaya başladı.

Ve o anda bir at kişnemesi; Tanju ve askerleri hızlıca Kergit ordusuna daldı. O sırada yerli halkta ortadaki atlıları indirmeye başladı. Sultan Hakim ve Emir Atis'te kuşalrı ürperten çığlıklarıyla Kergit ordusuna daldı. O anda Sancar Han ne olduğunu bile anlaymadan atından düştü. ve kafasını taşa vurdu. Son kez duyduğu şey ise Sultan Hakim'in Tanju Noyan'a dediği şeydi;

AFERİN EMİR TANJU, ZAFER BİZİM!!!


CALRADİA HARİTASI
ph94d.bmp

SANCAR HAN'IN SARRANİDLER ÜZERİNDEKİ HAİN PLANI
pjsqk.bmp


EDİT: 5.BÖLÜM  ÇIKMIŞTIR
EDİT: İMZASI İÇİN RequesT'E TEŞEKKÜRLER


İMZALAR

Code:
[center][url=http://forums.taleworlds.com/index.php/topic,276655.0.html][IMG]http://r1306.hizliresim.com/1b/w/ppvcw.png[/IMG][/url][/center]
]
 
inşallah diyen ateist arkadaşım var ?
inşallah kalıplaşmış bir kelimedir ermeni komşumuz bile diyor, ondan kusur bulcksan adam gibi kusur bul
 
Bozaciiii said:
inşallah diyen ateist arkadaşım var ?
inşallah kalıplaşmış bir kelimedir ermeni komşumuz bile diyor, ondan kusur bulcksan adam gibi kusur bul
Bu bizim ya da benzer üst kültür etkisinde kalmış toplumlar için geçerli bir şey. Niye elin orta çağında yaşayan, kültürü bambaşka olan bir Kergit mareşali, inşallah kelimesini kullansın ki?
 
girebi said:
Courage said:
Bozaciiii said:
inşallah diyen ateist arkadaşım var ?
inşallah kalıplaşmış bir kelimedir ermeni komşumuz bile diyor, ondan kusur bulcksan adam gibi kusur bul
Niye elin orta çağında yaşayan, kültürü bambaşka olan bir Kergit mareşali, inşallah kelimesini kullansın ki?

Esas sıkıntı burda.
...
Renkler rahatsız ediyor.

ilk cümleni biraz daha açarsan sevinirim : Sarranid Sultanlığı o dönemde sınırları bayağı bir genişlemişti.

cümleyi açtım
bu arada renkleri değiştiremem çünkü göz alıcı bir renk değil
 
yeni harita gelmiştir
ph94d.bmp
bu ilk haritam da hatalarım olabilir
hata varsa söyler misiniz

resim olarak koyduğumda x işareti oluyor nedenini biliyor musunuz?
 
Bozaciiii said:
inşallah diyen ateist arkadaşım var ?
inşallah kalıplaşmış bir kelimedir ermeni komşumuz bile diyor, ondan kusur bulcksan adam gibi kusur bul

Orası kalradya lan. Adamlar daha islamiyetle tanışmamış. Neyin kafasındasın? Adamlar inşallah diyerek mi doğuyor?
 
Anlatım iyi gibi ama farklı şeylerde ekleyebilirsin. Mesela hep savaş mı bunların hayatı? Yoo Bundan önce ve sonra neler oldu mesela? Belki Lordlardan biri ihanet edecek savaşta ? Onları da koyarsan hikaye düzelir bence ..
 
birmbbagimlisi said:
ORDULAR İLK HEDEFİNİZ JELKALA'DIR İLERİ!
Atatürk'ten çalmışsın  :razz: :grin: :smile: :twisted: :eek: :shock: :roll: :wink: :???: :!: :?: :idea: :mad: :razz: :arrow: :neutral: :mrgreen: :cool:
doğrusu:İLK HEDEFİNİZ AKDENİZDİR! İLERİ!

başka kimden çalabilirim ki?
hikaye güzel mi sen ondan haber ver bu arada doğrusu:
ORDULAR İLK HEDEFİNİZ AKDENİZDİR! İLERİ!

rock bende şu anda onları yazıyorum devamı gelsin mi?
 
ARKADAŞLAR 2.BÖLÜM GELMİŞTİR

KEYİFLİ OKUMALAR

2. BÖLÜM

O sıralarda Jelkala'da Sancar Han'a düşman olan Emir Atis de tehlikeyi önceden sezmiş olacak ki savunmayı güçlendirmeye çalışıyordu. Fakat onun bu şevkini zaman zaman şarap kırıyor ve onu ziyafete yönlendiriyordu.

MAREŞALİN LİSTESİNDEKİ ASKER SAYILARI

Sarranid Acemisi: 1000
Sarranid Yayası: 2000
Sarranid Avcısı: 500
Sarranid Kıdemli Yayası: 500
Sarranid Okçusu:1500
Sarranid Piyadesi: 2500
Sarranid Atlısı:2000
Sarranid Muhafızı: 500
Sarranid Kıdemli Okçusu: 250
Sarranid Memlük: 250
Diğer Grup: 500

TOPLAM:11000 ASKER

Mareşal kaleye girmişti. Mareşalin durumundan memnun olmayan bir grup da vardı. Bu grupta Emir Mundhalir, Emir Nuam, Emir Nuwas bunların arasındaydı. Mareşali Sultan Hakim'in gözünden düşürmek için elinden geleni yapıyorlardı.
O günde bir entrika planlamışlardı. Plan şuydu;

Öncelikle mareşale bu sofradaki yiyeceklerin yetersiz ve zehirli olabileceklerini söylediler. Tabii ki buna kimse inanmayacaktı. Fakat onlar bir çeşnicibaşıyı zehirleyecek ve herkes buna inanacaktı. Böylelikle mareşal gözden düşecekti. Plan güzeldi.

Mareşalin de onları sevmediğini biliyordu fakat bu kadar alçalabilecekleri aklının ucundan bile geçmezdi. Çünkü bir zamanlar mareşal bu Üç Silahşörler'in hayatını sefer dönüşü kurtarmıştı. Bunlar hep beraber takılırlardı. Bu yüzden mareşal onlara iyimser olurdu.

Kergitler o sıralarda Ibedeles Kalesi güzergahındalardı. Mareşalde de bir asker listesi vardı. Liste şöyleydi;
MAREŞALİN LİSTESİNDEKİ ASKER SAYILARI


Kergit Askeri: 2000
Kergit Avcısı: 5000
Kergit Atlısı: 3000
Kergit Atlı Okçusu: 3000
Kıdemli Kergit Atlı Okçusu:4000
Kergit Kargıcısı: 3000

TOPLAM: 20000

Mareşal bu tablodan gurur duyuyordu. Kendilerini zafere götürecek orduyu selamlıyor ve onları cesaretlendiriyordu.
O sırada Sancar Han çadırdan çıkmıştı. Mareşalle bir diyolog kurmuşlardı;
Mareşal: Hanım ordumuzda 20000 asker var. Şehir kesin bizimdir.
Sancar Han: Mareşal kesin diye konuşmaları hiç sevmem. Bir de bakmışsın mağlup olmuşuz.
Mareşal: Nasıl efendim? asker bizde, teçhizat bizde, taktik bizde. Nasıl yeniliriz?
Sancar Han: Mağlum asker zırhımız oldukça kötü onlara göre. Bu onlar için bir artı.
Mareşal: Efendim siz hiç merak etmeyin kahvaltımızı Jelkala'da yapacağız. Hiç şüpheniz olmasın.
Sancar Han: Tamam, ben şimdi haritayı getireyim de Sarranidleri paylaştırmaya başlayalım.
Mareşal: Efendim Rodoklar biliyorlar mı Jelkala'yı kuşatacağımızı?
Sancar Han: Biliyorlar. Hatta askeri destek bile verecekler.
Mareşal: Hanım Jelkala'yı ne zaman kuşatacağız?
Sancar Han: Bu gece kuşatacağız.
Mareşal: Taktik nedir efendim?
Sancar Han: Savaşta görürsün.

Sancar Han'ın taktiği gecenin karanlığından faydalanmaktı. Bu gece hava sisliydi. Sanki bu gün özel seçilmişti. Sancar Han son kez savaşı gözden geçirdi ve savaşın yapılmasına karar verildi.

Askerlerde heyecan tavandaydı. Saldırı başalmasına dakikalar kalmıştı. Sancar Han Kergitleri belki Jelkala hakimi yapacak o emri verdi.

ASKERLER HÜCUM!!!

SANCAR HAN'IN SARRANİDLER ÜZERİNDEKİ HAİN PLANI
pjsqk.bmp
 
Back
Top Bottom