Finde said:
Ben oyunlarla ingilizce öğrenme döneminin yeni nesil için geçerli olduğunu düşünmüyorum. Bugünlerde tüm oyunlarda türkçe destek çıkıyor nerdeyse. Çıkmasa bile tonla oyun var ellerinin altında. Bir oyunda dil desteği yoksa yama da bulamıyorlarsa başka oyunlara geçiyorlar internet sağolsun. Bizim dönem bilgisayarda 3-5 oyun olurdu mecbur dönüp dönüp onları oynardın, internet de yoktu çoğu bilgisayarda, çokça aynı şeyi görüp hala anlamını çözemediysen sözlükten bakardın kafana kazınırdı. Bir yerden sonra sözlüğe bakma ihtiyacın azalırdı filan. Yeni neslin bu tür zorluklara katlanmasına gerek yok. Zorunda olmadan bir sabır göstermeleri gerekiyor dolayısıyla çoğu vazgeçiyor. Eğer vazgeçmeyeceksen, bir oyunu bir kaç defa oynayacaksan olur bu tür şeyler. Diğer türlü olan ingilizceni parlatmakta kullanman mantıklı olur. Ama bir ingilizcen olmalı.
Buna ben de katılıyorum, Türkçe desteği bir çok oyunun içine girdi artık, hayatlarının içinde olmadıkları sürece ekstra çaba sarfetmezlerse kolay kolay öğrenemezler.
Mesela benim en son türkçe oynadığım oyun Dragon Age: Origins'ti, onda da %100 çeviri değildi, hatta ondan sonra çıkan Awakening'i falan türkçe yama bulamadığımdan oynayamamıştım. İngilizceyi geliştirmek için oyunlar oynamak çok güzel bir yöntem, ancak ingilizceyi "öğrenmek" için çok da güzel olmayabilir. Erozbey'in söylediği gibi sende bir seviyede ingilizce olacak, sıfırdan oyun oynayarak öğrenilebileceğini sanmıyorum.
Bir de Skyrim oyna, ben Skyrim'den çok fazla günlük hayatta geçerli olan ve bana okullarımda ekstra puan kazandıran şeyler öğrenmiştim. Broom, cabbage, kettle, fur gibi kelimeler. Bir de bu kelimeleri görünce alt+tab yapıp çevirmene gerek kalmıyor, çünkü zaten oyunda anlamları neyse onu görüyorsun. Yani giriyorsun eve, oradaki süpügrenin üstünde Broom yazıyor, senin gidip bunu çevirmene gerek kalmıyor çünkü görüyorsun onun süpürge olduğunu.