Oyun Dünyası Genel Sohbet

Users who are viewing this thread

Wrex öldü mü? O save file artık cursed. Ateşe falan at. ME1'de Wrexi öldüren ME2'de neler neler yapar.
Şşş lan dur. Kendisi oynayıp görmeli etkilerini, seçimlerin sonuçlarından oluşacak tablonun boyutun nerelere ulaşacağını. :razz:
Mass Effect 3'e yarın geçeceğim. Az önce ME2 bitti ve şu an bir masterpiece bitirdiğimi hissediyorum. MÜ-KEM-MEL!

Mass Effect Andromeda, açık dünyaya sahip bir oyun olmasına rağmen toplamda 28 saat kadar bir sürede oyunu bitirmişim. Bu oyun 35 saatimi aldı. Oynanış mekanikleri oldukça iyiydi, ilk oyunun üstüne her anlamda koymuş adamlar. İlk oyun hakkında Sheperd'ın biraz ruhsuz, katı hissettirdiğini söylemiştim. Bu oyunda o etkiyi kaldırmışlar, biraz daha insan olduğu hissettirildi ME2'de.

Seçimlerin etkileri mükemmeldi. Görevler gayet düzgün ve amele işinden uzaktı. Dövüş mekanikleri MEA kadar zevkli olmasa da ME1'e göre oldukça üstüne konmuştu ve kontrol etmesi kolaydı, yan görevleri seve seve yaptım ve oyuna hiç küfretmedim. Kayıt mevzusu da tamaen düzelmişti. Dediğim gibi, hep üstüne koymuşlar. Bu noktadan sonra spoiler olacak, oynamayan bakmasın.

Takım arkadaşlarımın neredeyse tamamı öldü. ?
Grunt gitti, Legion gitti, Jack gitti, seveni burada çok biliyorum, onlar üzülecek ama Tali de gitti. Thane gitti, Samara'yı da kaybettik. Aslında geriye kalanları saysam daha kolay olurdu. Ama neredeyse bütün takımı kaybettim. Neden oldu bilmiyorum. Çoğunun loyalty görevlerini yapmıştım, gemiyle ilgili bir geliştirme yapmadıydım. Gidenler arasında üzüldüğüm üç kişi oldu, Grunt, Thane ve Legion. Thane'in ömrü azdı, o yüzden ona belki tamam diyebilirim ama Grunt benim adamımdı. Onunla bir yerlere gitmek gerçekten çok zevkliydi.

Sanırım kayıt dosyamın içinden geçtim, worst endinge yakın bir durum yaşadım. :mrgreen:

Oyun sonu boss'u, herhalde bir oyunda beni geren en iyi boss'tu. Mass Effect 1'deki boss beni sinir hastası etmişti. Bu boss da oldukça zordu ama mümkünlüğü olan bir zorluğu vardı. Mekanikleri gayet iyiydi, oynarken bir yerimden ter aktı resmen.

Gethlerin yaşamasına ve değiştirilmiş virüsün salınmasına izin vermiştim. Etkisi ne olur bilemiyorum.

Finalde mekanı havaya uçurmayı tercih ettim.

Ashley Williams'ın odamdaki resmi oyunun başında dikkatimi çekmişti, oyunda onunla bir yerde karşılaşmak iyi mi yoksa kötü mü oldu bilemedim. Bana inanmaması üzücüydü ama sonra attığı mail'i okudum. Favori romance karakterim kendisiydi. Kelly dışında ME2'de hoşuma giden bir romance olmadı. Ancak onun romance seçenekleri de çok kısıtlıydı.

Aklıma gelenler bunlar. Bir sürü şey yaşandı ama şimdi hepsini hatırlayamıyorum. ME3 daha mı iyi bilemiyorum, eğer daha iyiyse ne güzel. Oynadığım için gerçekten memnunum, oynayanlar düşünceleriniz neler? Gelecekten spoiler vermeden durum değerlendirmesi yaparsanız mükemmel olur. :grin:
 
Evet. Beklediğim olmuş. Daha utanmadan durum değerlendirmesi istiyor. Kardeşim save dosyasını direkt yak. Ateşe mi atarsın yoksa flamethrower mı kullanırsın. Yani üçlemeyi bitirdikten sonra baştan başlayıp guidelara falan bakarak adam akıllı oynamazsan çok şey kaçırmış olacaksın. Çoğu güzel storyden mahrum kalacaksın. En önemlisi Citadel DLCsi 3. oyunda çok boş geçecek. Yani reaperlar melek kalır senin yanında.

tumblr_m72hu1v7Dk1qgwjmxo1_500.gif
 
Ahahaha :lol:

Tahmin ettiydim öyle olduğunu. Ben üçlemeyi bir bitireyim, ondan sonra baştan oynamayı ileri bir tarihte düşünürüm artık.

Tek tesellim bir Tali hayranı olmayışım, benim için pek bir şey ifade etmiyor pek çok insanın aksine. Kaçırdığım şeyler onunla mı alakalı yoksa onun dışında da hikaye anlamında kaçıracağım çok şey olacak mı?

M3'e yeni kayıtla mı başlamalıyım yoksa hazır etrafı kayıtla devam ederek yakmışken kelebek etkisinin büyüklüğüne mi tanık olmalıyım?
 
Dümdüz devam et ME3 ama sonra baştan bir kere daha oyna. Loyalty yapmana rağmen nasıl becerdin onu bilmiyorum baya yak o save'i hakikaten. :grin: Oyun güzel bir RPG işte her oyuncu farklı şekilde bir oynayış yapabiliyor. Ama sonuçlarına da katlanman lazım. Bazı karakterleri komple es geçerek oynama durumun olabilir mesela kısaca böyle özetleyeyim.

Tali'yi sevmek zorunda değilsin tabi ama muhtemelen yeterince vakit geçirmemişsindir. :razz:
 
Üçlemeyi bitirdim, öncelikle beni oynamaya teşvik eden Roffron ve Cioss'a teşekkürler. Gerçekten mükemmel bir seriydi ve oynadıkça şimdiye kadar nelerden mahrum kaldığımı düşündüm.

Bence serinin en iyi oyunu Mass Effect 2'ydi. Gerek hikayesi, gerek seçimlerin oyuna etkisini yansıtıyor olması, gerek ekiple geçirdiğim zaman bakımından ve görev şemasından ötürü şahsen Mass Effect 2'yi favori oyunum olarak seçtim.

Mass Effect 3 de oldukça eğlenceliydi ancak bazı konularda sinirimi bozmadı değil. Bütün eylemleri space tuşuna vermişler, sprint, dodge ve interaction hep aynı tuşla yapılıyor. Bazen etkileşime gireyim derken kendimi takla atıyorken buluyorum ya da siper alıyorum. Bu yaklaşım hoş olmamış. Ama vuruş hissi daha iyiydi önceki oyuna göre. Ayrıca görev arayüzü de biraz zayıftı. Birincil ve ikincil görevler aynı panelde gösterilerek kafa karışıklığına sebebiyet verdi. Mass Effect 2'de bu düzen çok iyiydi. Görevler önceliklere göre sekmelere ayrılıyor ve her görev genişletilip parçalarına tıklanarak daha detaylı bilgi alınabiliyordu. ME2'de neredeyse hiç wikiye ya da reddit'e bakmam gerekmezsen ME3'te birkaç defa bunu yapmak durumunda kaldım.

Şimdi hikaye kısmına geleyim.
Arkadaş o neydi ya... Bazı yerlerde oyunun sonuna çok tepki geldiğini okuyunca oynarken korktum resmen. Shepard ışın ile vurulduğunda orada ölecek ve oyun bitecek sandım bir an. Ama daha kötü bir şey yaşandı, favori iki karakterim oracıkta öldü. Allah kahretsin dedim gece gece bağırarak. Ekibe almaz olaydım dedim lanet ettim, ama sonra kendi sonumu da görünce neyse en azından bu yolda birlikte gittik dedim. Ama çok kötüydü be. Hissettirdikleri anlamında kötüydü.

Serinin ilk oyununda Ashley Williams ile romance yaşamıştım, ancak ikinci oyunda doğru düzgün vakit geçirememiştik ve üçüncü oyunda karşılaştığımızda da karşımda eski Ash yoktu. Ulan ben Alenko'yu feda etmişim, ki yanlış yapmışım belli ki, türlü türlü belaya atılmış, yanında durmuşum, kadın benimle güven sorunu yaşıyor. İlk diyalogda tamam dedim, sonra bir daha aynı şey yaşanınca aynı anlayışı göstermedim ve bitirdim. İlerleyen kısımlarda hatırlıyorsunuzdur, Udina'yı korurlarken Ash ile karşı karşıya geliyoruz. Güven sorunu tekrar nüksediyor kadının, silah çekiyoruz. O an bir an önce ekranın köşesinden kırmızı uyarı çıksa da güven sorunlarıyla birlikte yolcu etsem diye düşündüm ama iyi ki çıkmamış, bir şey yaşanmadan orayı atlatmış olduk.

Bir oyun insana neler hissettirip ne noktalara getirebiliyor, burada bir kez daha tanık oluyoruz. The Witcher çok güzel bir oyun ama bence bu konuda Mass Effect ile kesinlikle yarışamaz. Bunu anlıyorum artık.

Oyunun sonlarına doğru Liara ve Garrus, Ark'a doğru koşarken lazerle vuruluşu ve en son Illusive Man'in tezlerinin benimle vücut bulduğunda yaşanan o flashback ve kayıplar oyuna büyük bir duygusallık kattı. İdeal bir son değildi, Garrus'la yaptığımız küçük emeklilik konuşmasını yerine getirmek daha mutlu bir son olabilirdi ama o zaman da bu kadar etkili bitmeyebilirdi. Bilemiyorum. Liara için apayrı bir biçimde üzgünüm. Allah kahretmesin ya.

Bu oyunda muhtemelen öncekilerde herkesi harcadığım için ortam biraz daha soğuktu. Yeni birkaç yüze de ben ısınamamıştım. Favori romance Liara ile yaşadım, seriye tekrar başladığımda artık süreci tamamen Liara ile yaşayacağım. Garrus adamdır, adamla bütün seri ahbap gibi takıldık mükemmeldi. Seriyi aradan biraz zaman geçtikten sonra tekrar oynayacağım, zaman geçince bazı şeyleri unuturum daha da zevkli olur.

İnsanların MEA'ya bu kadar soğuk yaklaşmasını ise şimdi anlıyorum. MEA bütün bu yaşanmışlıkları sanki hiç olmamış gibi bambaşka bir noktada geçiyor, bunun bir etkisi olabilir. MEA combat mekaniği, grafikleri ve başlangıçta yaşattığı hisler konusunda çok güzel bir oyun. Ben haksızlık etmek niyetinde değilim. Gerçekten eğlenceli bir combatı var. Oyuna ilk girdiğimde merak ve keşfetme hissini iliklerime kadar hissetmiştim. İlk 8-9 saat bunu etkili bir biçimde korudu. Ancak sonrasında artık alışmaya başladığımda ve bu da gittiğinde, artık bazı şeyler tekrar etmeye ve sıradan gelmeye başlıyor. Ayrıca MEA, nasıl ifade etsem, üçleme kadar karanlık yahut olgun değil. Sanki maceraperest bir oyun gibi. Ana karakter Shepard kadar ciddi değil. Olması da gerekmiyor gerçi. Ama biraz daha espritüel bir oyun var ortada, üçlemeyle kıyasladığımda. Ayrıca kararların oyuna etkisine dair ciddi bir şey görmedim. Bu oyunda da karakterlerin görevleri var ve bazıları gerçekten çok eğlenceli. Pebee ile yaptığımız görevleri örnek verebilirim, eğlenceliydiler. Ama üçleme kadar bağlılık yapmıyor ekip, bunu söyleyebilirim.

MEA oynamak isteyen, bağımsız bir oyun olduğunu düşünmeli ve daha karanlık bir oyundan ziyade biraz daha aydınlık, espritüel ve maceracı bir oyun beklemeli. Oyunu tekrar oynayacağım, üçlemeyi bitirdiğim için bakalım şimdi oynadığımda bana ne hissettirecek. Muhtemelen sıkılır kapatırım ama göreceğiz.

Her neyse ellerim ağrıdı. :grin: Siz oyunun sonu hakkında ne düşünüyorsunuz? Favori oyununuz hangisi? Bu kadar güçlü bir tercih-etkiye sahip, karakterleriyle sizi bağlayan önerebileceğiniz bir oyun var mı? Öyle bir oyun olduğunu sanmıyorum ama belki de vardır.

Ayrıca yeni bir Mass Effect oyunu gelecek mi?
 
Last edited:
MEA ve ME 3 benim için hayal kırıklığıydı. birisi tam tamamlanmadığından dolayı birisi de hikaye olarak beni tatmin etmemişti. ME 3 ü zaten diğer serilerden ayrı olarak senaryosunu başka birisi yazmıştı sanırım. Favori oyunum ME 1. ilk oyun liara ve ashleyi aynı anda banglemeye çalıştım ama ashley kabul etmedi o iş yattı. diğer oyunlarda ashley tam bir andaval olduğu için full tali ile devam ettim. reporteri tokatladım. (SPOİLER) seriyide reaperları yok ederek bitirdim. favori oyunum me1 olsa da serinin en iyi oyunu tartışmasız me2 bence. neticede güzel bir üçleme olarak bitiyor oyun. (SPOİLER)

Tavsiye olarak fallout new vegası öneririm ,mass effectten çok daha iyi bence. belki yeri bende ayrı olduğu için öyle düşünüyor olabilirim ama güzel oyun deneyin. kenshi de güzel oyun.

Bu arada MEA da shepard ve milkyway galaksisi ile alakalı diyalog geçiyor. reaperlardan da bahsediyor.
We'll bang ok?
 
Bence de. ME2 bence pek çok şeyi doğru yapmıştı. Gerek görev arayüzünün açıklayıcılığı, gerek ekiple iletişim, görev kalitesi ve senaryo. İlk başta belki de ME1'in hemen ardından oynadım diye öyle hissetmiş olabilirim diye düşündüydüm ama ME3'e geçince anladım. Yanlış anlaşılmasın, ME3 kötü değil, ama ME2'de çok daha fazla vakit geçirdim ve baya da eğlendim.

Şimdi tekrar Andromeda oynuyorum, pek çok şey daha iyi oturuyor oynarken. Meğer bazı diyaloglarda neleri kastettiklerini hiç anlamamışım. Keşke seriye sıfırdan başlayıp öyle Andromeda'ya geçseymişim, en azından aynı görevleri ikinci kez yapıyor olmazdım. Bahsettiğin diyaloglara henüz rastlamadım ama Liara'ya ait bir takım şeyler duydum oyunda.

Aradan biraz zaman geçsin baştan oynayacağım, Origin Access ile oynadığımdan hiçbir DLC'yi deneyememiştim, denilene göre çok iyi DLC'ler var. Onları da oynayarak ve farklı tercihler yaparak bambaşka bir deneyim yaşayabilirim gibi hissediyorum.

Fallout New Vegas'a da bakacağım. Fallout 4'ü oynayıp sevmiştim, muhtemelen bunu da severim.
 
Persona 5:Royal oynadığım en iyi JRPG oyunuydu bugüne kadar. Gerçi çok da JRPG oynamış birisi değilim, daha hiç FFVII remake falan oynamadım ama persona çok güzel bir serüvendi. Redditte persona4:golden'ın da steam'e geleceği dedikoduları dolaşıyor, umuyorum gelir bir de onu oynarım. Çoğu persona meraklısının söylediğine göre P4:G serinin en iyi oyunuymuş, bakacağız artık.

P5:Royal 150 saat süren bir oyundu, sanırım witcher'dan bile daha uzun sürdü bitirmem. Bazen kendini çok tekrar etse de, ben bu japon oyununu sevdim arkadaş. Oyunun müzikleri en sevdiğim yönlerinden birisi oldu. Her dungeonın müziği o dungeonın ruhuna ruh katar nitelikte olmuş, oynarken şarkılara tempo tutmadan duramadım. Ayrıca ben Royal nedir bilmiyordum öylesine durmaplay'den persona5 aldım bana royal kodu verdiler direkt, Royal 2017'de çıkan Persona5'in hikayesine eklemeler yapan, bazı şeyleri düzelten, ufak değişikliklere giden ve oyunun final bossunu değiştiren bir eklentimsi bir paketmiş. Bu Royal ile gelen son boss da çok hoşuma gitti, oyun boyunca savaştığımız herkes kötü pis karakter iken final bossu aslında sadece dünyada herkesin mutlu olmasını isteyen ve alternatif bir realite yaratarak her insanı hayalindeki hayata kavuşturmaya uğraşan birisiydi. Dünyadan acıyı, zalimliği, hüzünü silersek bunları yaşadıktan sonra gelen mutluluğun altı boş olur kafası ile bu kişiyi de devirdik bir şekilde, ancak ben bu düşünceye hiç katılamadım. Son boss bence sonuna kadar haklıydı, keşke kaybetseydim.
 
Last edited:
Persona4:golden'ı beğenmedim. Persona5:royal gibi bir ps4 oyununu oynadıktan sonra pc'ye portlanmış dandik el konsolu vita oyunu beni hiç açmadı. Karakterlerin kısa ve basık görünümleri, kontroller, efektlerdeki dandiklik ve 5'te olan oyunu daha eğlenceli kılan pek çok mekaniğin olmaması falan çok soğuttu beni 5'ten yeni çıkınca. Gerçi ben satın alırken ne bekliyordum bilmiyorum, muhtemelen refund da etmeryeceğim çünkü atlus'un persona'nın pc'de başarı sağladığını görmesine katkıda bulunmak istiyorum, ama p5 candır, p4g ise biraz meh şimdilik. Belki bunu refundlayıp Catherine alırım o da güzel oyundu.

Ayrıca daha önceki yorumumda söylemiştim durmaplay'de persona5 189TL, ve buradan persona 5 aldığınızda size royal kodu veriyorlar. Ben normal p5 zannediyordum ki zaten sitenin kendisinde royal ile ilgili hiçbir bilgi de yok, ama royal şu an en az 300-350 tl ederinde yeni çıkmış bir 2020 oyunu ve DLC gibi normal oyuna sahip olanların ucuza alabileceği bir şey değil, bildiğin yeni oyun ve ps store'da 450 lira.. Adamlar neyi sattığını tam olarak çakamamış herhalde, o yüzden çaktırmadan yararlanabilirsiniz diye düşünüyorum. Bu devirde 190'a royal almak büyük steal çünkü. Ha belki bana kod verdikten sonra hatayı anlayıp normal p5 vermeye başlamışlardır bilemem, sonra bana kızmayın :grin:
 
bu video beni çok üzdü, hemen hemen aynı olaylar başıma geldi çünkü :/



wow classic'in ilk 1 ayı çok güzeldi ama, günde 3 saat uykuyla sabah akşam kalkmadan oynuyordum
 
Beyler iki güne Dragon Age Origins'e giriyorum, başlangıç için Mage en kolayı diyorlar. İnsan-mage ile başlamamı önerir misiniz? Hikayeye ve kurguya odaklanmak istiyorum, mekanikler kafamı karıştırmasın roleplayin tadını çıkartayım niyetindeyim, yani alışması ve kullanması kolay bir class olmalı.
 
Kullanım açısından zor veya kolay olması değil de, oyunda farklı classlardan bir çok karakter olacağı için çok sıkıntı yaşamazsın farklı tarzda buildler denemekte ilk oynayışın olsa bile. Ama DA:O açısından mage en güçlü classlardan biri. Mage karakteri geliştirip oyunda sıkıntı yaşamak özellikle ilk yarısından sonra pek mümkün değil. Ve yine spell çeşitliliği konusunda en ucu açık olan class diğer Warrior ve Rogue class'larına göre. Bence bu yüzden oyundaki en zevkli classlardan biri.
 
Teşekkürler, o zaman mage açacağım. İlk kısa süreli oynamamda da Mage açmıştım ama büyücü için özel ekipman bulamamak bana dert olmuştu, sonra zaten oyun kaynayıp gitmişti daha girmemiştim. Kıyafetler konusunda bir önerin var mı peki?
 
Dragon Age Origins'i iyi ki zamanında erkenden bırakmışım. Zamanında Mass Effect'i yoğun bir biçimde iki defa ardarda oynadığım için uzun bir süre hiçbir oyun zevk vermemişti. Aradan 3-4 ay geçti. Şimdi tadını almaya başladım Origins'in.

Redcliff'e geldim, köyü kurtardım. Bir tane çocuğa iblis bulaşmış, iblisi kurtarmam için de kan büyüsü yapılması gerekti. Isabella öldü haliyle. Rüyaya daldım ve iblisle konuştum. İblis bana gel medenice konuşalım dedi. Ben de tamam dedim. Dedi ki beni öldürme, sana istediğin bir şey vereyim, üstüne üstlük bir süre ortadan kaybolur çocuğu salarım, millet de senin beni öldürdüğünü, yani çocuğun iblisten arındırıldığını düşünür. Sen istediğin her şeyi çoktan elde etmiş olursun ve uzun bir süre sonra tekrar geri döner ve çocuğun vücudunu ele geçiririm dedi. Ben de pis pis sırıttım ve tamam dedim.

İlk başta tam bir pislik olup "Zevk" istemeyi düşündüm. Zevkten kastım iblisle yatmak işte. Düşünsenize, çocuğun hayatını iblisle yatmak üzerine feda ediyorsun. :lol: Tam bir adilik, şerefsizlik.

Sonra da düşündüm ve dedim ki kan büyücülüğü alayım, işime yarar. Zevki Morrigan'la da yaşarım .
Bir oyunda kötü olabilmeyi özlemişim arkadaş. Tam kötü de değilim ha, mesela kan büyücüsü çıkan arkadaşımızı direk infaz ettirmek yerine krala saldım. Renkli bir kişilik oluşturdum kendime. Ama bir süredir devamlı doğruculuk kasan, morality pompalayan oyunlar baymaya başlamıştı (Horizon Zero Dawn). Tekrar bir pisliğin teki olabilmek, bunu tercih edebilmek gerçekten çok güzel.

Bu seriye bayılacağım gibi duruyor.
 
emrehan'ın yazısını okuyunca gaza gelip yeniden başladım 3-4 gün önce, bu sefer kendimi kasmayıp zorluğu normale indirdim, ve internetten biraz build rehberi falan okuyup human rogue açtım. lothering'den çıkar çıkmaz direkt olarak mage circle'a gidip wynne denen healer kadını aldım yanıma. alistair ve wynne takımın kemik oyuncuları oldular, alistair'e defans veren ne varsa giydirdim, zaten elf ormanındaki revenantlardan acayip iyi bir tank seti olan juggernaut armor düşüyor, onların hepsini toplayıp verdim alistair'e, adam arkasında wynne varken kesinlikle ölümsüz hale geldi. ben de full cunning rogue kastım, alistair'e vuran kim varsa arkasına geçiyorum full backstab vuruyorum anında ölüyor herkes, acayip güçlü bir takım olduk. grubun son kişisi olarak biraz sten'e şans verdim, ama hemen ölüp duruyor wynne'in manasını boşa harcıyordu, o yüzden oraya da morrigan'ı çektim nasılsa mage op diye o da wynne'in yanında durup elemanlara buz saldırısı falan atıyor kendi çapında.

2-3 günde oyunu bitirdim sayılır, daha önce hiç awakening oynamamıştım bu sefer bitince awakening de oynayacağım. ondan sonra origin'den vault access satın alıp dragon age2 ve inquisition'a da bakmayı düşünüyorum çünkü daha önce hiç oynamamıştım bu iki oyunu.

bir de ilk defa kadın karakter oldum, alistair ile romance yapmak çok hoş, baya güzel diyaloglar var. bir de wynne-alistair-morrigan üçlüsünün freeroamda birbirlerine laf atması çok hoş. morrigan biraz emo takılıyor wynne ile de alistair ile de kavga ediyor, wynne-alistair ise anneanne-torun modunda takılıyorlar, wynne ara sıra alistair'e benim karakter ile romance yaptığı için laf atıyor, alistair utanıyor falan, baya güzel ilerliyor yani :grin:

oyunda büyük bir denge sorunu var yalnız, grupta bir healer olmadan ilerleseydim eminim yarısında yine bırakırdım. oyunda wynne dışında healer bir karakter de yok, ya morrigan'a heal skilleri öğreteceğiz ya da biz mage olarak başlayıp kendimiz heal basacağız, bu da sadece 4 kişi alabildiğimiz takımda bir slotun otomatik olarak belli bir kişiye gitmesi demek. ben mesela leliana ile hiç oynamadım, diyaloglarını da merak ediyorum, ama kadın çok işlevsiz ve güçsüz geliyor, alamıyorum yani yanıma. sten de öyle biraz, keşke mage'den heal özelliklerini alıp yeni bir priest classı ekleyip ona verselerdi bu özellikleri. mage > herşey resmen
 
Back
Top Bottom