Warband'de bütün krallar derebeyleri, kişilik özellikleri olarak birbirleriyle aşağı yukarı aynıydı (ufak farklılıklar olsa da bunlar hiç hissedilimiyor).
Bannerlord'da npclerin çeşitli "karalterleri", düşmanlıkları, aileler arası kan davaları, belirli ırklara karşı nefreti (yalnızca oralı olduğun için aranın -20 olması gibi) olmalı. Bazı derebeyleri Ned Starkvari bir "onur" konseptine sahip olabilirken, bazıları daha sinsi ve çıkarcı olmalı.
Bu özellik yalnızca kişisel özelliklere değil aynı zamanda bölge siyasetine de sıçramalı, krallıklarda birbirlerinden ve krallarından nefret eden derebeyleri yüzünden -taht taliplerinin desteklenmesi yoluyla- iç savaşlar bile çıkabilmeli.
Taht talipliği olayı da yalnızca krallık başı bir kişiye sınırlı olmamalı, köylerde/hanlarda bile "okutsalar astronot olurdum ben ama okutmadılar" misali bir biçimde tahtta hak iddiaası olan adamlar bulunabilir, ya da bazı derebeyleri gizliden gizliye tahtı arzuluyor da olabilir. Hatta bu yalnızca tahtlara sınırlı olmamalı, bazı derebeyleri -kendi krallığından ya da başka krallıktan- bazı topraklarda kendine hak görebilmeli.
Bu kişilik özellikleri aynı zamanda savaş stratejilerinde de gözükmeli, kimi kralların savaşta daha kötü ya da daha saldırgan olabileceği gibi ülkelerin de farklı savaş gelenekleri olmalı, örneğin kergitlerin kalelere saldırması aslında saçma, bunun yerine yağma ve talan saldırılarıyla düşmanlarına çok daha büyük zarar verebilirler.
Dipçe: gelişmeleri uzun bir süredir takip edemiyorum, eklenmiş şeylerden bahsetmişsem kusuruma bakmayın.
Bannerlord'da npclerin çeşitli "karalterleri", düşmanlıkları, aileler arası kan davaları, belirli ırklara karşı nefreti (yalnızca oralı olduğun için aranın -20 olması gibi) olmalı. Bazı derebeyleri Ned Starkvari bir "onur" konseptine sahip olabilirken, bazıları daha sinsi ve çıkarcı olmalı.
Bu özellik yalnızca kişisel özelliklere değil aynı zamanda bölge siyasetine de sıçramalı, krallıklarda birbirlerinden ve krallarından nefret eden derebeyleri yüzünden -taht taliplerinin desteklenmesi yoluyla- iç savaşlar bile çıkabilmeli.
Taht talipliği olayı da yalnızca krallık başı bir kişiye sınırlı olmamalı, köylerde/hanlarda bile "okutsalar astronot olurdum ben ama okutmadılar" misali bir biçimde tahtta hak iddiaası olan adamlar bulunabilir, ya da bazı derebeyleri gizliden gizliye tahtı arzuluyor da olabilir. Hatta bu yalnızca tahtlara sınırlı olmamalı, bazı derebeyleri -kendi krallığından ya da başka krallıktan- bazı topraklarda kendine hak görebilmeli.
Bu kişilik özellikleri aynı zamanda savaş stratejilerinde de gözükmeli, kimi kralların savaşta daha kötü ya da daha saldırgan olabileceği gibi ülkelerin de farklı savaş gelenekleri olmalı, örneğin kergitlerin kalelere saldırması aslında saçma, bunun yerine yağma ve talan saldırılarıyla düşmanlarına çok daha büyük zarar verebilirler.
Dipçe: gelişmeleri uzun bir süredir takip edemiyorum, eklenmiş şeylerden bahsetmişsem kusuruma bakmayın.