Benden iki tane hikaye, biri swadia krallığına bağlı iken (süvari), oyunun ortalarında. Diğeri ise nord'a bağlıyken (piyade) oyunun başında.
Not: biraz abartı var
Önce swadia geliyor:
Yağmurlu ve sisli bir günde rhodok'lara karşı savaş. Aman ne harika! Savaş alanını seçebilseydim eminim bu isteyeceğim son yer olurdu. Yükseltilerle dolu ormanlık bir alan, sis yetmiyormuş gibi ilerideki nehir şövalyelerimin hareket alanlarını kısıtlıyor. Şövalyelerim güneşli kırlarda rahatça at sürüp mızrakları ile savaşmaya alışıklar, Vaegir haydutları gibi keçilere binip dağ başında savaşmaya değil.
Savaş başladığında sisin etkisi yıkıcı oldu. Ordum çabucak dağılıverdi. Tek başıma kalakaldım. Rolf'la Borcha nerde acaba? Bu ikisi yanımdan hiç ayrılmazdı?
Sisin içerisinde oradan buradan savaş sesleri geliyor. Ancak atımı ne yana sürsem savaş o bölgede çoktan bitmiş oluyor. Bir hayaleti kovalar gibi ormanlık alanda bir o tarafa bir bu tarafa at sürüyorum. Karşıdaki karaltı bizden biri mi acaba?
Yanılmışım, bunlar rhodok lord'ları, hem de iki tane! Onlar da beni gördüklerine şaşırdılar sanırım.
Hemen hücuma geçip mızrağımla en yakındaki lord'un hedef alıyorum. Son anda kalkanını kaldırıyor. Darbem o kadar şiddetli ki onun kalkan'ı ve benim mızrağım kırılıyor.
Koluma ağrı girdi... atımı biraz ileriden çeviriyorum. Süvari kılıcımı çekip tekrar saldırıyorum. Lord'da çift elli kılıcını kaldırıyor. Son anda atımla yaptığım bir manevra ile lord'a atımla çarpıyorum. Lord sendelediğinde de kılıcımla son darbeyi indiriyorum.
Lord'un ölüp ölmediğine bakmak için bir anlık geriye bakışım pahalıya mal oldu. Diğer lord yoluma çıktı ve teber'i ile atımın bacaklarına vurduğu darbe güçlü savaş atını yıkmaya yetti. Birkaç metre yerde yuvarlandım.
Şimdi onun kurallarına göre oynuyoruz. İki piyade olarak savaşacağız. Süvari kılıcımı ve yuvarlak kalkanımı kaldırıyorum. Kendimi kandırmayayım, kalkan Teber'in en fazla bir darbesini kaldırabilir. Sonrasında kalkansız kalırım. Ne yapacaksam hızlı olmam lazım.
Lord teberi kaldırdığı anda kalkanımı başımın üstüne kaldırım hücuma geçiyorum. Teberi havada kalkanımla karşılıyorum. Darbe önce koluma, oradan omuzlarıma ve en son dizlerime kadar iniyor. Dizlerimin üstüne çöküyorum. Ancak istediğim bir pozisyondayım, süvari kılıcımı lord'un dizlerine savuruyorum.
Lord yerde kıvranırken şövalyelerimden bir grup geliyor. Ormanlık alana kaçan birkaçı dışında düşmanı tamamen yendiklerini söylüyorlar. Birkaçını yaralı lordla ilgilenmeleri için görevlendiriyorum. Esir bir lord her zaman daha karlıdır. Bir diğer şövalyeyi de Lezalit'i bulması için gönderiyorum. Orduyu toplarlayacak biri varsa odur.
Bende dinlenmek için bir kenara çekiliyorum. Matheld nerde acaba?
Şimdi Nord geliyor:
Köylüleri ikna etmek benim için hep zor olmuştur. İşte Vayejeg'den sadece 5 kişi alabildim. Toplam 30 kişilik küçük bir grubuz, onların da büyük çoğunluğu acemi köylüler. Lezalit hepsini adam edeceğini söylüyor. Ancak şimdilik küçük haydut grupları ile uğraşsak daha iyi sanırım.
Ancak karşımıza çıkan fırsatları da değerlendirmek lazım. İşte bir swadia lord'u ile vaegir savaşa tutulmuş. Swadia daha kalabalık, kazanma şansı çok yüksek. Eğer yanlarında savaşa girersek ganimetten birkaç parça birşeyler alabiliriz. Hem, köylüler de gerçek savaşın neye benzediğini görür.
Savaş başlar başlamaz Swadia şövalyeleri tozu dumana katarak hücuma geçtiler bile. Askerlerim ile birlikte yavaş yavaş ilerliyoruz. Savaşın ileriki tepenin ardında olduğunu seslerden anlayabiliyoruz.
Tepeyi aşar aşmaz korkunç manzara ile karşılaşıyoruz. Vaegir piyadeleri kalabalık bir grupla şövalyelerin etrafını sarmış. Daha ne olduğunu anlayamadan son şövalye de atından düşüyor ve bir avuç acemi köylüyle birlikte vaegir piyadeleri ile başbaşa kalıyoruz.
Geri çekilmek mümkün değil köylüler o kadar çabuk dağılır ki hepsi teker teker öldürülür. Hepsine sıkışık düzende sıraya girmelerini emrediyorum. Eğer swadia desteği yetişene kadar dayanabilirsek buradan en azından şanslı birkaçımız canlı çıkabiliriz.
İlk dalga yıkıcı bir şekilde geliyor. Köylülerin hakkını vermek lazım, canlarını pahalıya satıyorlar. Ancak sonuçta hepsi acemi ve birliğimin yarısı ilk dalga sonucunda ölüyor. Geri kalanlarında birçoğunda ciddi yaralar var.
Vaegir'in destek birliğini gördüğümüzde işte bu kadar diye düşünüyorum. Maceramız buraya kadarmış. Ancak tam o anda atlıların seslerini duyuyorum. Ve bir an sonra sağımdan ve solumdan swadia şövalyeleri geçiyor. Son hızla vaegir'in üzerine çullanıyorlar.
Günün sonunda adamlarımın çoğunu kaybetsem de kalanlar için büyük bir tecrübe oluyor. Ve yardım ettiğim swadia lord'u da cömertliğini esirgemiyor...