Mount&Blade'de Yaşadığımız En Güzel Savaşı Hikaye Gibi Yazalım

Users who are viewing this thread

Yıl : 1257 " Nisan geceleri sabaha doğru soğuk bir meltem Askerlerin ciğerlerine işlerdi adeta . . Kalradia Kuzey Batı'sında Kergit Han'lığına bağlı Dirigh Aban Köyü'nün yakınlarından Kuzeye doğru 250 kişilik bir ordu yol kat ediyordu. Tozu dumana katarak, çelik seslerinin tıngırtısı eşliğinde . Köy sakinleri belki rahatsız olmuştu ama Özgürlüğün habercisiydi belkide bu alamet.Ne kadar Kergit Han'lığına bağlı olsada Dirigh Aban Köyü'nün burnu bir türlü çıkmıyordu beladan. Veagir'ler durmadan yağmalıyordu bu ıssız köyü ardından sığırlarını dağıtıyorlardı bir daha gelmemelerini umarak.Dirigh Aban'ın tek dayanağıydı Sungetche Kalesi.Çünkü Başkent Tulga'yı Veagir'e bağlayan en yakın yoldu Dirigh Aban'ın ardındaki 2 dağın yamaçlarına dayanmış yol.Aslında Sungetche'yi bir hakimeti altında tutabilse Kergit'ler; Dirigh Aban Köylüleri
Bıyıkları yeni terlemiş Gençlerini Sancar Han'ın ordusuna katabilirlerdi ama Mümkünmüydü bu ? Komşuyu komşuya ezdiriyordu Kral Yarogleg. İşte buna dur demeye gidiyordu bu 250 Kergit Atlı Okçusu. Başlarında  Ögeday Han (Cengizhanın oğlu ve Kalradia tarihine, Kergit yapısına en uygun Han)amansızca ilerliyorlardı.İlk amaçları halkı Kergit ama Yönetimi zorla eline alan Veagir hakimiyetineki Sungetche Kalesini almaktı. Aslında askeri yapısının Kale kuşatmaya değil meydan muharebesine bile uygun olmadığının farkında olan Ögeday Han ne olursa olsun bildiğini okuyacaktı. Sancar Han nu yüzden hiç üstelemedi, Ögeday'a gerekli olan maddi desteği ve bir kaç bilindik nasihat verdikten sonra diğer Han'lar ile birlikte Ögeday'ı Sungetche'ye uğurladı. Ögeday'ın omuzlarındaki yük Sancar Han'dan ağırdı bu vakit.Bu yüzden sabah akşam demeden Sungetche'ye yol kat ediyor ve zaten sefer haberini alan Veagir'lerin hazırlıklarını olabildiğince erken kesmek istiyordu.İçinden hiç konuşmak gelmesede ara sıra yanındaki kılıç arkadaşları Rolf ve Firentis ile durum değerlendirmesi yapıyor ve ellerindeki kullanabileceklerini tüm kozları kullanıyorlardı.Nihayetinde yanlarındaki yiyecek çok azdı tabii yiyecek denilebicek buğdaylar ise . .  Askerler bağlılık yemini etmişlerdi Ögeday'a; Gerektiğinde aç,susuz,uykusuz ve korkusuz savaşacaklarına ! Karşıdaki 1000 bile olsa 1 e 1000 savaşacaklarına. İşte Ögeday belki birazda bundan cesaretlenmişti.Nihayet Uzakta çok uzakta Sungetche'de dalgalanan Boyar Ludin'in sancağı sabah doğan güneşin önünde kalıyordu. Ne kadar uzak olsada Ögeday asla vazgeçmeyecekti
 
tarih:1257

hava açık ve güneşliydi o gün benim ordum tamı tamına 25 kişiydi ve asugan kalesine saldırmaya gidiyorduk ve tam o sıra karşıma sancar han ver ordusu çıktı tamı tamına 125 kişiydi başta biraz korktum fakat sonra korkum gitti ve sancar han ile savaşa girdim savaş uzun sürdü ve sonra ise savaşı kazandım bu bir mucize idi sonra askerlerim biraz sarranid sultanlığı dostumdu onların şehrine gittim ve dinlendim birazda asker aldım sonra asugan kalesine tekrar saldırmaya gittik bu sefer 35 kişiydik ve kaleye nihayet geldik ve hemen seferi başlattım başta kaleye girdik ardından herkesi öldürdük son düşman kuvvetleri geldi 60 kişi falan o civar bişey idi biz ise 10 kişi falan kalmıştık ve onlarada saldırıdık ve merdivenlerin orda biz merdivenin üstündeyiz ve geçemiyorlar sonra ben ise merdivenden aşşağıya atladım ve onlara arkadan saldırdım o savaşta bayaa bi adamım öldü ve sonunda bende öldüm ve yenildik sandımki kaleyi almışız  :smile: şarkılara destanlara tarihe yazılacak bir savaştı ve oyun ingilizce ve hilesiz idi  :smile:
 
Günlerden birgün Onur Can Pelit 87 kişilik ordusuyla çerkeskin üstüne yürüdü kalede 127 adam vardı kolay bir galibiyet olacaktı çünkü adamları en güvendikleri idi ve yarısı seçkindi duvarları patlatmak üzereyken Kazak Ataman Bogdan Onur Canın üstüne yürüdü ve ona eşlik eden 3 tane Derebeyide ona katıldı ataman karşısına geçti ve dediki bu gün burada hiç doğmamış olmayı dileyeceksin OnurCan ise koca bir çınarın bir fırtınaya karşı koyması gibi gerildi ve ağzından şu kelimeler döküldü
-Göreceksin
Savaş başlamıştı 670e yakın askere karşı 87 asker ama onurcanın admaları seçkin tüfekçi ve piyadelerden oluşuyordu ilk olarak düşman atlıları geldi Onurcan zıpladı ve Centilmiş iki elli kılıcıyla atlıyı ortadan ikiye böldü yeni kara zırhına bulaşan kan yağmurla karıştı ve süzüldü sisli ve yağmurlu bir geceydi Onur tüfek mermilerinin fısıltısını duydu şöyle diyorlardı öleceksin.Onurcan inadına karşı koydu vurdu vurdu üstü kan olmuştu yağmur kanları silebilrdi ama onurcanın hafızasına kazınmış görüntüleri silemezdi.Onurcan ilk dalgayı püskürtmüş olmanın sevinciyle arkasını döndü arkasında kalan 6-7 adamın üstü başı kan olmuştu bir daha saldırdılar bu sefer hain Bogdanda saldırmıştı Onurcanı teğet geçti ve arkadaki Onurcanın admalarından birinin kafasını karpuz gibi yardı kahramanımız sinirli bir şekilde elerini çimlere doğru saladı ve eline gelen tüfekle ateş etti atamanın atını vurdu ataman sinirli bir şekilde ayağa kalktı üstü başı çamur olmuştu ve siste iyice yoğunlaşmıştı birtek feryatların sesi korkunun nefesi hisediliyordu arada sırada ateşlenen tüfekler etrafı aydınlatıyordu tüfek seslerinden sonra Onurcan bu ölenin kendi askeri olmaması için dua ediyordu ataman kılıcını saladı ve Kara zırha vuran kılıç titredi ataman seni şeytan diye bağırdı sıra Onurcanındı dev kılıcını bir devin ufak bir çocuğu kaldırşı gibi kaldırdı ve indirdi kılıcı geri çekti ve üstüne bulaşan kanı gördün ardından ataman kanlar içinde kaldı ama ölmemişti hırlayarak
-Askerler gelin buraya diye bağırdı.

Attlılar Onurcanın derisini yüzercesine kılıçları indiryor tüfekliler ufak bir karıncaya sıkarmış ifadesiyle tetiğe basıyordu Onurcan ilk önce dizleri üstüne düştü ve ardından zırhının parçalanmış noktalarını gördü her yerinden akan kanlar üniformadan süzülerek yere akıyor ve çimlere karışıyordu ardından son kılıç indi Onurcan acı bir feryat attı ve yere düştü kim olabilirdi bu son kılıcı vuran Bogdandan başka ?

Onurcan haftalarca çerkeskin hapisanelerinde kaldı 300 adam a yakın öldürmüştü belki ordusu ama yetmedi yetemedi adamlarının ailesinin onlara kavuşmasına belki adamlarından biri oğluna kavuşacaktı diğeri tarla sürecekti onurcan serbest bırakıldı giderken adamlarının kazıklara geçirilmiş bedenlerini gördü ve öyle bir feryat kopardıki yatağında mışıl mışıl uyuyan Bogdanı uyandırdı ama bogdan umursamaz bir şekilde geri uyudu

Bahçesayara gitti ve yedekte bulunan adamalrı aldı ardından kaffaya uğradı ordaki adamalrıda alınca perekopa uğradı ve biraz yiyecek aldı şimdi intikama hazırdı çerkeske yürüdü ve merdivenleri dayama emri verdi 60 askere karşı 210 asker kaleye doğru akın akın  yürürken yanındaki askerlere baktı kimi kanlar içinde yere yığılıyordu kimi koluna gelen mermi ile acı içinde haykırıyodu kaleye çıktıklarında onurcan kılıcı ufak bir çocuğun elindeki sopayı olğan gücüyle salaması gibi salladı ve anında 7 ye yakın asker yere düştü Atamanı görmüştü evet ona doğru yürüdü ama karşısına askerler çıkıyordu ne farkederdiki askerleri ufak tefek bambular kesercesine deviryordu sonunda atamanı köşeye sıkıştırdı ataman bir kılıç darbesi savurdu ataman surlardan kayarak aşağıya uçtu onurcan hala ölen askerlerinin sinrini unutmamıştı yere düşen ama ölmeyen atamnın üzerine zıpladı sis vardı ve yağmur yağıyordu  kılıcnı kaldırdı kanlar içerisindeki ataman şimşek çaktığında onu gördü Onurcanın ağzından şu kelimeler döküldü

-göreceksin

Ve ardından kılıcı indirdi indirdiği anda yağmur durdu sis dağıldı ve surların üstünde kahramanca çarpışan askerlerini gördü onurcanda giti ve askerlerine moral verdi hep birlikte adamalrın üstüne yürüdüler onurcan ve adamları kazakları çalı gibi güderken gülüyordu.Çerkesk onların olmuştu ve Bogdan esir düştü Onurcanın ilk işi kazağı bıraktırmak oldu askerleri tuhaf bir tavırla ona bakarken şöyle dedi o olmasa kimle savaşacağım ben askerler güldü ve zafer nirası atmaya başladılar.Kitap okurumda betimlemelerim iyi olmadı :grin:
 
"Merhaba günlük.Kaladrya'da 85. günüm.Bugün kalemde dinlenirken mareşalimizden bir mektup geldi.Mektupta yapılacak yeni seferle ilgili bilgiler vardı.Kergit denen bozkır çocuklarıyla yeni girdiğimiz savaş ile ilgiliydi bu sefer.Kalemdeki en güvenilir adamlarımı aldım ve mektupta yazan yere doğru yola koyuldum.Ordum yolda kıtlık çekti,hastalananlar oldu fakat ben yılmadan ilerledim.Sonunda Halmar'ın büyük surlarının önündeki Svadya Sefer Kampı'na vardım.Hemen mareşale rapor verip ordumla birlikte yemek yemeye başladık.Sonuçta günlerdir süren açlık söz konusuydu.Dışarıdan mareşale bir rapor geldi,taaruz için tüm hazırlıklar tamamdı.Mareşal hepimizi çadırına davet etti.Çadırda planları yaptık ve saldırıya geçtik.Sağ tarafımda Bunduk,sol tarafımda Marnid,arkamda da güvendiğim ordum Halmar'ın büyük surlarına doğru koştuk.Düşmanın yayından çıkan oklar her taraftaydı!Kundaklı yayımla onlara karşılık veriyor,nişancılığımı kullanarak o serserileri kafalarından avlıyordum!En arkada kalıp tüm süvarilerin surlara çıkışını bekledim,arkadan okçularımla birlikte onları korudum.Hemen bir rapor geldi,Bunduk ağır yaralıydı!Hemen birkaç milisime söyledim,Bunduk'u savaş alanından çıkarttılar.Bir süre sonra askerlerin hepsi surlardaydı.Bende ağır satırımı alıp merdivenleri tırmanmaya başladım.Her yer kandı.Bunlar kergitlerin kanıydı!Her yerde onların cesetleri vardı.Bende kalabalığa karıştım ve bir o yana bir bu yana kılıcımı sallamaya başladım.Sonunda 1853 kişilik Svadya ordusu surları aşmıştı!Kont Deglan ve Kral Harlaus ile şehrin kalbine doğru yola koyulduk.Yolda birkaç yankesici tipli Kergit askeri bizi durdurmaya çalıştı,yılmadık ve onları da öldürdük.Vee kaleye giriş yaptık!İçeride zırhlı süvariler vardı.Biz o adrenalinle kılıcımızı bir o yana bir bu yana salladık.Deglan yaralanıp bir kenara çekildi.Kergitlinin biri tam onun başını kesecekken kafasına satırımı sapladım!Hepsini öldürünce yüceler yücesi Kral Harlaus tepeye çıkıp Kergit Hanlık sancağını çıkarttı,balkona doğru gitti.O koca ordumuzun gözü önünde sancağı kırıp balkondan aşağıya fırlattı.Devasa ordudan sevinç çığlıkları yükseldi.Halmar bizimdi..."
 
        Yıl 1290, Karabey Hanlığını Tekrar kurdum, amacım her zaman Topraklarımı genişletmek ve masumları zalimlerin elinden kurtarmak olmuştu, bulunduğum bölgeye sert bir kış ve dağlardan gelen dumanlar hakimdi, askerlerim zayıf dı yordun , Curaw şehri kuşatmasındaki kaybım , nerdeyse hanlığımın çöküşü olacaktı , dinlenmelerini söyledim , sahip oldugum şehirlerde ziyafetler verdim köylülerle vakit geçirip ihtiyaçlarını sordum, ordumu tekrar toparlıcaktım ki , eski dostlarımdan khergit hanlığının hükümdarı  Sancar Han, bir mektup göndermişti , mektubunda , Vaegir krallıgına savaş ilan edecegi çok belliydi , bende bunu fırsat bilerek destek verdim.


    Ordumu toparlamama çok az kalmıştı ki bir den vaegir ordusu Reyvadin topraklarımı kuşatmaya hazırlandığını öğrendim , büyük bir ordu toparlamıştı maraşel kont tridan , bende vakit kaybetmeden ordumu toplarlayıp Reyvadin topraklarına doğru yol aldım, reyvadin şehrinin boza vadisinde büyük bir karşılaşma vardı , Khergit ordusunun başında Sancar Han , vaegir ordusuna kafa tutuyor , yoldaşlarımla son surat sancar han a destek olmaya koşturduk , düşman 2180 kişi biz ise 1600 aramızda 200 atlı 200 piyade ve 180 okcu birlik farkı vardı.

      Sisli ve soğuk vadide ÖLÜM sesleri yankılanıyordu , planım basitti, okçularım süvarilerin arkasında görünmüyordu, atımdan indim ve ufak bir tepeye okcularımla birlikle yerleştim, suvarilerimi sancar han ın kontrolüne bıraktım , sancar han ın atlı okcuları da ve piyadeler benım kontrolumdeydi , birliklerimi yerleştirdikden sonra ıssız ve ürpertici bir sessizlik oldu , fırtına öncesi sessizlik , yoldaşlarım heycanlıydılar öfke kin nefret kan istiyorlardı , Rolf o kadar sinirlenmiştiki nerdeyse gerdigi yay paramparca olcaktı ,

    Yaşamak için ÖLDÜR diyerek haykırmamla sessizlik bozuldu , Askerlerimin bitkin yorgun hallerinden eser yoktu hepsi birer savaş makinesi olmuştu, vaegir ordusu yavaş yavaş yaklaşırken , bu savaş ya benim sonum olacaktı yada kont tridan'ın sonu olacaktı, vaegir li piyadeler atlı okcuların yemine düşmüştü , ve ben Yayımdaki hırçın oku serbest bıraktım , vaegir piyadesinin gözünden girdi , okçu ateşiyle piyadeler kalkanlarının altında  ya son dualarını ediyolardı yada ok yagmurunun bitmesini , bekliyorlardı. Kıdemli okçularım kalkan zırh çelik dinlemiyorlardı , en zayıf noktalarından indiriyorlardı piyadeleri , keskin nişancılarım ise suvarileri bekliyorlardı , suverileri atlarındayken oldurmek zordur o yüzden atlarının ayaklarına nişan aldırdım , piyadeler saldırıya geçti ve okculara yöneldiler süvariler bunu gorunce direk saldırıya geçti , keskin nişancılarıma ateş emrini verince , suvariler çürümüş bir kale duvarı gibi döküldüler , savaş tam 2 gün sürdü , savaşı biz kazanmıştık ama , geriye sadece 320 kişi kalmıştık ,2 hanlığın ordusu toplan 320 kişi idi ,

  Vaegir krallığından bir çok kont esir düşmüştü esir kontları sancar han a hediye olarak gönderdim , reyvadin şehrimin garizyon asker sayımı çogalttım ,

  Savaş zaferin yanında barışı da getirmişti , iki tarafında bitkin halde olması sancar han ın vaegir li ler le savaş ın yeni olması birşeyi değiştirmedi ve 2 tarafda vaegir krallıgı ile barış antlaşması imzalamıştı , Bu benim için büyük bir antlaşmaydı Hanlığım Diğer krallar tarafından kabulleniliyordu, böylelikle büyük bir birleşme hayalimin temelleri atılmış oldu.





(Şimdilik Bu Kadar :smile:
 
...............................................................................30.000 Vs. 297.100 .......................................................................................


Rakamlar yüksek olsun diye hikayedeki 100 adam oyundaki 1 adam.(yoksa 10 kişi 25 kişiye karşı büyük bir mücadele veriyordu gibi şeyler gülünç oluyor)

M_B w F a S

Mareşal Salih Bey (Namı Diğer JanNisaRy) 30000 askeriyle İslam Giray Hanın Ordusuna katılmak üzere yola çıkmıştı. Katılacağı ordu 263800 kişilik Kırım ordusuydu. Mareşal aslen İstanbulluydu, Padişahın emri ile Kırıma Yardıma gelmişti. Geleli birbuçuk yıl oluyordu burdaki tatarlarla dostane ilişkiler kurmuş ahbab olmuştu. Mareşal Rus Çarı Alexander le girdiği mücadelede yenilgiye uğramış ve en yakın dostu Victor De La Buscador esir düşmüştü Moskovanın dev zındanından kaçamazdı malisef. (Karakterleri anlatmak yeter.)
İslam Giray Masanın başında yanında genaralleri ile plan yapıyordu:
Mirza Yan Mehmet:
Efendim Kazakların üstüne yürümemiz gerek hazır mareşal Ataman Bogdan Hmelski yi bozguna uratmışken Sich i ardındanda Poltovayı kuşatabiliriz... Mareşal tüm heybetiyle çadıra girdi:
Han ım Ruslar Çar Alexander konutasında 297100 kişilik bir orduyla Azakı kuşattı derhel Doğuya gitmeliyiz.İslam Giray sinirli sinirli:
Bu adamlarda akbaba gibi fırsat kolluyor.  :grin: klavye icat edilmiş olsaydı hepsini  :!: Ctrl+Alt+F4 :!: Yapmasını bilirdim ben :grin: ( azıcık tebessüm )Mareşal benim yaralarım halen kapanmadığından orduyu sen yöneteceksin aynı zamanda öncü bölüğümüzde sen olacaksın. haydi aslan orduya gerek bırakmadan dağıt hepsini. eğer yenemezsen vereceğin rapora göre hareket edeceğiz ki sen efsanesin onları altedebilirsin.
Peki siz ne yapacaksınız.
Biz senden haber gelene kadar kazaklara baskı yapacağız.
Tamam ben hemen yola çıkıyorum.
Mareşal çadırdan çıktığı gibi atına bindi ve adamlarına toparlan komutu verdi
Haydi Aslanlarım yürün Azak a...
                                        * * *  * * *  * * *

İki ordu Tekrar karşı karşıya gelecekti aralarında bir kaç tepe vardı rus ordusu o tepelerin arkasında bekliyordu Mareşal adamlarına emir yağdımaya başladı :

Sağ Kanat Lehler "Bu Konumda Kalın"
Sol Kanat Tatarlar "Bu Konumda Kalın"
Merkez ordusu "Bu Konumda Kalın"
Öncü bölüğü Ruslar "Bu Konumda Kalın" "On adım ileri" "On adım ileri".
Mareşalin ordusu yerlerin almıştı. bekliyorlardı ordu şekli:

 
  ..        öncüler<:::::::::::::                ..
    ..                                                    ..
      .. > Sol Kanat        Sağ Kanat <..
        ..                                            ..
          ..                                        ..                 
                            Merkez
                                ^
                                .
                          :::::::::::::
.......................................................................> Tüfekçiler

Rus ordusu tepede görüldü Mareşal Haykırdı:
Öncü kuvvetleri "Hücuuuuuuuuuum!!!"

Rus tüfekçileri öncü kuvvetine 1ve2. yaylım ateşleri ile az bir zaiyat verdirdiler mareşalin gökleri inleten haykırışı bir daha duyuldu Öncü kuvvetleri "Bu Konumda Kalın" ( eski yerlerini işaret ederek ) ruslar yemi yuttu İşte tarihe geçen strateji hilal taktiği Mareşal emir vermeye devam etti:
Tüfekçiler "Atış serbest" rusların üzerine mermi yağdı. rus süvarileri hızla öncü kuvvetine yaklaşıyordu "sağ kanat beni takip et"
Hızla rusların sağ tarafından arkalarına geçti Sağ kanat "Hücüüüm"
Aynını soldan yaptı düşman çembere alınmışıtı Kanlı bir muharebe sonrası Alpaslan misali kendinden katlarca kat büyük bir orduyu alt etmişti (Hilal tektiğini deneyin tavsiye ederim) savaş sonrası Çar Kaçtı bir çok Lord esir oldu Mareşale bir mesaj geldi Sich fethedildi kağıdın arkasına "ruslar def edildi azak kurtarıldı yazıp göderdi... Devamı var bu başlangıç ama devamını getirirmiyim bilmiyorum ellerim ağırdı :smile:

                                                                                                    Nasıl :?:
 
M_B Empires Emperor said:
...............................................................................30.000 Vs. 297.100 .......................................................................................


Rakamlar yüksek olsun diye hikayedeki 100 adam oyundaki 1 adam.(yoksa 10 kişi 25 kişiye karşı büyük bir mücadele veriyordu gibi şeyler gülünç oluyor)

M_B w F a S

Mareşal Salih Bey (Namı Diğer JanNisaRy) 30000 askeriyle İslam Giray Hanın Ordusuna katılmak üzere yola çıkmıştı. Katılacağı ordu 263800 kişilik Kırım ordusuydu. Mareşal aslen İstanbulluydu, Padişahın emri ile Kırıma Yardıma gelmişti. Geleli birbuçuk yıl oluyordu burdaki tatarlarla dostane ilişkiler kurmuş ahbab olmuştu. Mareşal Rus Çarı Alexander le girdiği mücadelede yenilgiye uğramış ve en yakın dostu Victor De La Buscador esir düşmüştü Moskovanın dev zındanından kaçamazdı malisef. (Karakterleri anlatmak yeter.)
İslam Giray Masanın başında yanında genaralleri ile plan yapıyordu:
Mirza Yan Mehmet:
Efendim Kazakların üstüne yürümemiz gerek hazır mareşal Ataman Bogdan Hmelski yi bozguna uratmışken Sich i ardındanda Poltovayı kuşatabiliriz... Mareşal tüm heybetiyle çadıra girdi:
Han ım Ruslar Çar Alexander konutasında 297100 kişilik bir orduyla Azakı kuşattı derhel Doğuya gitmeliyiz.İslam Giray sinirli sinirli:
Bu adamlarda akbaba gibi fırsat kolluyor.  :grin: klavye icat edilmiş olsaydı hepsini  :!: Ctrl+Alt+F4 :!: Yapmasını bilirdim ben :grin: ( azıcık tebessüm )Mareşal benim yaralarım halen kapanmadığından orduyu sen yöneteceksin aynı zamanda öncü bölüğümüzde sen olacaksın. haydi aslan orduya gerek bırakmadan dağıt hepsini. eğer yenemezsen vereceğin rapora göre hareket edeceğiz ki sen efsanesin onları altedebilirsin.
Peki siz ne yapacaksınız.
Biz senden haber gelene kadar kazaklara baskı yapacağız.
Tamam ben hemen yola çıkıyorum.
Mareşal çadırdan çıktığı gibi atına bindi ve adamlarına toparlan komutu verdi
Haydi Aslanlarım yürün Azak a...
                                        * * *  * * *  * * *

İki ordu Tekrar karşı karşıya gelecekti aralarında bir kaç tepe vardı rus ordusu o tepelerin arkasında bekliyordu Mareşal adamlarına emir yağdımaya başladı :

Sağ Kanat Lehler "Bu Konumda Kalın"
Sol Kanat Tatarlar "Bu Konumda Kalın"
Merkez ordusu "Bu Konumda Kalın"
Öncü bölüğü Ruslar "Bu Konumda Kalın" "On adım ileri" "On adım ileri".
Mareşalin ordusu yerlerin almıştı. bekliyorlardı ordu şekli:

 
  ..        öncüler<:::::::::::::                ..
    ..                                                    ..
      .. > Sol Kanat        Sağ Kanat <..
        ..                                            ..
          ..                                        ..                 
                            Merkez
                                ^
                                .
                          :::::::::::::
.......................................................................> Tüfekçiler

Rus ordusu tepede görüldü Mareşal Haykırdı:
Öncü kuvvetleri "Hücuuuuuuuuuum!!!"

Rus tüfekçileri öncü kuvvetine 1ve2. yaylım ateşleri ile az bir zaiyat verdirdiler mareşalin gökleri inleten haykırışı bir daha duyuldu Öncü kuvvetleri "Bu Konumda Kalın" ( eski yerlerini işaret ederek ) ruslar yemi yuttu İşte tarihe geçen strateji hilal taktiği Mareşal emir vermeye devam etti:
Tüfekçiler "Atış serbest" rusların üzerine mermi yağdı. rus süvarileri hızla öncü kuvvetine yaklaşıyordu "sağ kanat beni takip et"
Hızla rusların sağ tarafından arkalarına geçti Sağ kanat "Hücüüüm"
Aynını soldan yaptı düşman çembere alınmışıtı Kanlı bir muharebe sonrası Alpaslan misali kendinden katlarca kat büyük bir orduyu alt etmişti (Hilal tektiğini deneyin tavsiye ederim) savaş sonrası Çar Kaçtı bir çok Lord esir oldu Mareşale bir mesaj geldi Sich fethedildi kağıdın arkasına "ruslar def edildi azak kurtarıldı yazıp göderdi... Devamı var bu başlangıç ama devamını getirirmiyim bilmiyorum ellerim ağırdı :smile:

                                                                                                    Nasıl :?:

Güzel :smile:
 
Kergit Kralı Sancar Han Ve Bazı Lordlar Toplanıp Gidiyorlardı,Bende Vaegir Krallığından Mleza Ve Ben de Geziniyorduk.Onlarla Karşılaştık,Sancar Han Bizi Takip Etmeye Başladı Ve Lord Mleza'ya Savaş Açtı.Diğer Kergit Lordlarıda Sancar Han'a Yardıma Gitti.Ben Lord Mleza'ya Yardım Etmeliydim.Ve Sancar Han VS Lord Mleza Savaşına Katıldım.Onlar Toplam 400 Kişiye Yakın Oluyolardı.Biz İse 120 Kişiydik.Savaşta Lord Mleza Bayıltıldı Ve Orduyu Yönetme Bendeydi Kralı Bayıltmak İçin Sürekli Onları Askerlerimle Oyalıyordum Ama Onlar Atlılar'dan Oluştuğu İçin Oyalamak İsterken Ordunun 10/3 'ünü Kaybettim.Bir An Savaştan Ayrılmak İstedim Fakat Lord Mleza Ellerindeydi Ama 45-50 Askerle Onların 370 Askerine Karşı Şansımız Yoktu,Gücüm Yettiği Kadar Savaştım Ve 355 Kişi Kalmalarını Sağladık Ve Biz 10 Kişiydik.Savaştan Ayrıldım Ve Onlar Beni Takip Etmeyi Sürdürdüler,Dağlardan İlerlerken Onların Beni Bıraktığını Gördüm Ve  Geri Döndüm Bir de Ne Göreyim Kral Yaroglek 300 Kişiyle [Çoğu Vaegir Şövalyesi Ve Muhafızı] Sancar Han'la Muharebede 20 Askerle [10 Yaralı] Muharebeye Katıldım,Savaş Eşit Gidiyordu Ama Sancar Han'ın Esir Alınmasıyla Teslim Olmuşlardı Ve Zafer Bizimdi !.!.!
Yaşasın Vaegirler.!
 
Mount Blade Warband yeni başlamışdım ozaman oyunu yeni yeni öğreniyordum haydutları öldürüyordum ve kazandığım eşyaları satıp o paralarla gönüllüler topluyodum 50 kişilik bir ordum olmuşdu ilk ordumdu birden rodoklular önümü kesmeye başladılar onlar 150 kişiydi biz 50 idik 150sinide yendik geriye 20 tane adam kalmışdı bütün rodoklular üstüme yürüdü ve yenildim esir alındım sonra intikam almaya karar verdim tam 348 kişilik ordu kurmuşdum bunların geneli keskin nişancıdan oluşuyordu ilk fet edceğim kale grunwalder kalesiydi savaşda yorulmuşlardı teslim olmalırını teklif ettim olmadılar kalede tam 450 kişi vardı savaş başlamışdı keskin nişancılara yay çıkarmalarını söledim ve onları ok yağmuruna tutturdum çok büyük kayıplar vermişdi rodoklular yeni ekip gelene kadar oyalamışdık onları ve ordum hepsini alt etti rodoklar gücünü yetirmişlerdi ve tüm rodoku ele geçirip kendi krallığımı kurmuşdum.
 
Hava Sisliydi Sancar Han Ve Belir Noyan Bana Elik ediyordu. Yaptığım en büyük hata ziyafet verilen sargoth şehrini kuşatmaktı. Birlikte 412 kişiyken onlar 800 küsür vardı. yenilecekte olsam hile yapmamaya kararlıydım.Piyadelerime beni takip etmelerini emrettim okçular beni koruyordu merdivenlerden çıktığım anda bir okla vuruldum. kergit zırhları sağlam değildi.kalkanımı kaldırdım ve okçulara doğru yürümeye başladım. kalkanım kırılmak üzereydi. birden karşıma kral ragnar çıktı baltasıyla yaptığı hamleyle kalkanımı parçaladır . alayen yanımdaydı
sanırım kaldaria'nın en büyük savaşı buydu .kral ragnarı yendikten sonra sancar han ve askerlerinin orduları yendiğini gördüm zafer bizimdi
sonra kale içindeki adamları yendik ve sargoth şehri kergitlerindi sancar han sargothun kontrolünü bana verdi
 
Not:AD 1257 Modu.

Verdiğim ad:İstanbulun Fethi

Kurduğum Osmanlı devleti,Nicea başkentinde anadolunun nerdeyse yarısına hakimdi.Askeri gücüm büyüktü.Bütün paşalarımı topladım.Bütün gücümle İstanbula doğru yürüdüm.Kuşatma kampında bütün paşalar plan yapıyorduk.Okçular duvardaki nişanciları temizleyene kadar merdivenden çıkmayacaktı.Diğer bütün savaşçılar kanının son damlasına kadar savaşacaktı.Kuşatma başladı.Constantinopolis de 800 küsür asker vardı.Benim diğer paşalarla birleşen ordumda ise 689 kişi vardı.Kesinlikle hile kullanmayacaktım.Okçular rakibin nişancılarına büyük kayıp verdirdi ama savaşçı gücümüz az olduğundan okçularımı "Yakın dövüş silahları kullanın,aslanlarım sonuna kadar savaşın!"Emrini verdim.Piyade birliği artınca savaş benim lehime döndü.Yüzümdeki kanlar benim kanım mı yoksa düşmanın kanımı emin olamıyordum.Ama şunu biliyordum.Heryerde düşman vardı.Cesur askerlerimin yetenekleriyle İstanbul fethedildi.Ondan sonra ben tamamen yükselme devrine geçtim.İstanbulu başkent yaptım.

                                        Güzelmi :?:
 
İyi Hadi Bende Birtane Yazıyım :grin: (forumda yeniyim beyler :smile: )                                                                         
Emir Han , Kaldarya fehtindeki son savaşını yapmak için hazırlanıyordu . Son hazırlıklarını yaptıktan sonra tam 555 kişilik kaldaryanın en ünlü ordusu olan Emir Han ordusunu yanına alıp son kale olan Shariz şehrine gidiyordu . Emir Han Kaldarya Fethine ilk olarak Nordlardan başlayıp Veagir , Svadya , ve Rodok krallıklarını fethederek son krallık olan Sarranidleride fethetmenin zamanıda gelmişti bile . ve Emöir Han Ve Ordusu Yavaş adımlarla dinlene dinlene Shariz Şehrine doğru gidiyorlardı ve sonunda amaçlarına ulaşarak Shariz şehrine varmıştı . Shariz şehri birkaç kez daha kuşatma altına girdiğinden dolayı çok azda olsa hasarlıydı ve bu yüzden kuşatma kulesi inşaa etmeye gerek kalmadan merdivenle çıkacaklardı . Kuşatma hazırlıkları bitince son fethe başladılar . düşmanın tek bir kalesi kaldığından dolayı bütün krallık askerleri Sharize toplanmıştı ve bu yüzden fetih çok zor olacaktı . düşmanlar orduya engel olmak için hisardan dışarı fırlayıp savaşın ilk adımını hisar dışında başlamıştı . Emir Han en önde olduğundan ilk kanı emir han dökmüştü . Uzun bir hisar dışı savaşından sonra kalenin ilk savaşı sona erdi ve savaşı Emir Han ve ordusu layıkıyla kazandı . şimdfi kalenin duvarlarını aşmak için kale savunmasını kırmak gerekiyordu . Taraflar hisar dışı savaşından sonra ölülerini toplayıp dömdükten sonra taraflar son hazırlıklarını yapıp kale savunması savaşına başlamışlardı . Kale savunması savaşı oldukça zor geçmişti ve Emir Hanın kayıpları oldukça fazlaydı ama Emir Han savaşı çok zorda olsa almayı başarmıştı . Taraflar ikinci kez savaşı bitirdikten sonra ölülerini toplamayı sona bıraktı ve Emir Han ve ordusu az sayıdada olsa şehrin içindeki savunmayıda yok ederek üçüncü savaşını kazandı . Sonra Sarranid krallığının sona kalan birkaç askeri şehir kalesine girerek son saldırıyı orada karşılayacaklardı . Taraflar ölülerini topladıktan sonra Emir Hanın orduyu toparlaması için diğer kalelerinden asker çağırtması gerekmiyordu çünkü iki taraflarında asker sayısı azdı . Emir Han son savaşı için hazırlıkları yapıp kaleye girmişti ve savaşa başlamıştılar . Savaş fazla uzun sürmedi ve Emir Han ve ordusu zahmetsizce kaledeki askerleri yok ederek kaleyi fethetmişti . Sonunda Emir Hanın son kale kuşatması bitmişti ve bütün kaldaryayı fethetmişti . Ve Son


( Beyler Savaşta anlattığım zorluk abartı değildir gerçektir :grin: abartı çok azdır :grin: )
 
Warband-Native modu


Ben askerlerimle devriye geziyordum askerlerim tamamen hilesiz karakterde hilesizdi ve ilk defa bu kadar geldim çok ünlü ve çok güçlü bir lord idim.savaşta olduğumuz ülkenin kralı üzerime geldi 333 kişi ben 69 kişi savaşa başladık."Bağırdım askerlerime almadan gelmeyin çocuklaaaar! Allah Allah Allah!".hemen dengeli satırımı çekip gözüme kralı kestirdim koşu atımla hızla üzerine gittim ve satırımla bir darbe indirdim ancak kalkanını kaldırdı son anda kral ve darbeme dayanamayan kalkan küçük parçalara ayrıldı sonradan bir manevra ile tekrar üzerine gittim tekrar bir darbe savurdum blokladı ve saldırımı savuşturdu ve yanayana kapıştık darbeleri kalkanımda kaldı ve uzun çarpışmanın ardından onu indirmeyi başardım ve sonradan yanım a askerlerim geldi savşı kazanmıştık fazla kayıp vermemiştim ama sadece bir adam indirdim diğerlerine sadece zarar verdim.

Okadar adamı nasıl yendin demeyin.ordum çok güçlüydü hepsi ağır silah ve zırhlı süvarilerdi ve karşımdaki kral daha yeni yeni kendine geliyordu ama çokda güçsüz değildi
 
Leydi Alexandra Sarranid meraşali olduğunda henüz çok genç ve tecrübesizdi.Emir Lahkemle olan daha yeni olan nikahından sonra  Sultan Hakim 'in ona böyle bir ünvan vermesi onu gerçekten kuşkulandırmıştı. Ulak ona bu haberi getirdiğinde meraşel olduğuna inanamamış hatta emir Lahkem'e bile sormuştu.Emir Lahkemdende onay alınca 58 kişilik yeni ve tecrübesiz ordusuyla Shariz şehrine ulaşmıştı. Sultan Hakim tarafındada tescilenen meraşellik artık kesinleşmişti.Alexandra ilk iş olarak tüm derebeylerini Shariz şehrinde topladı.Nerdeyse 700 kadar adamı vardı ve ilk hedefi kergitlilere kan kusturmaktı. Direk olarak koca ordusuyla uhhun kalesine doğru yola çıktı. Çok kanlı bir savaştan sonra Uhhun düşmüştü.Alexandra ilk askeri başarısını kazanmıştı. Bunu duyan kergitliler ilk olarak İmirza Noyan ve askerlerini Sarranidlilerin üzerine salmıştı.Sarranid ordusu harika bir savaş çıkarıp çok az kayıp vererek yoluna devam etmişti. Ardından başarılar kesilmedi Halmar , Narra , Unzudag derken Sarranid 'in sırınları büyümüştü. Bu savaşlar sonunda Sancar Han ve birlikleri harekete geçip Alexandra'nın üzerine yürümeye başladılar. İki ordu Halmar Şehri önündeki derin vadide buluştu. Kergit Ordusu 698 kişi kadardı.Sarranid tarafındaysa 626 kadar kişi vardı. Alexandra'nın ilk taaruzu başarısız oldu ve birçok asker ölüp birçok lord yaralanmıştı. Alexandra bu savaşta çok ağır yaralanmasına rağmen atına binip orduyu etrafında topladı. Alexandra kocası Emir Lahkemin'de yardımıyla bu taaruzu başarıyla tamamladı ancak Emir Lahkem yaralanmıştı. Alexandra artık tekti ve kimse ona yardım edemezdi.Belkide bu savaşı kaybedip bi kergit fahişesi olacaktı ama kılıncına yaslanıp Emir Lahkem'in yanından uzaklaştı. Ordusuna döndüğünde ordu dağanık haldeydi Alexandra ordusuna yaptığı konuşma sonrası ordu şevke gelmişti Sarranid'in yiğit askerleri savaşa hazırdı. Alexandra önce piyadeleri öncü birlik olarak gönderdi. Piyadeler orda harikalar yaratıyordu. Ancak güçlü kergit biriklerini tutmamışlardı. Sıra Alexandra ve süvarilerindeydi. Okçulara tepeyi almaları emrini verdi.Okçular tepeyi aldığında. Alex ve süvarileri Hücuma geçmişti.Süvariler orda harikalar yaratıyor yakın savaşta etkisiz olan kergitlileri gafil avlıyorlardı. Okçular o tepeden Kergitlilere öyle ok yağdırıyorlardıki kergit birliklerini kaçacak zamanı bile olmuyordu ve evet Alex ve birlikleri başarmışlardı Kergit direnci kırılmıştı. Kergitliler kaçıyordu. ama Alex Beklemediği bi anda biri ona doğru koşuyordu. Bu Sancar Handı.Alex daha bloke yapmaya fırsat bulamadan Sancar Han onu avlamıştı. Onu gören Sarranid birliklerinin direnci kırılmıştı. Kergitliler geri dönüyordu.Alex acılar içinde yerde kıvranıyordu.Sancar Han atından inmişti ve birşeyler söylüyordu ama Alex'in kulakları net olarak duyamıyordu.Kılıncını kabzasından çıkardı ve tam saplıycakken Sancar Han arkadan bir ok yedi. Sancar Han acıyla bağarmaya başladı.Bu acıdan yararlanan Alex Sancar Han 'a Baltasıyla bir darbe indirmişti.Sancar Han baygın durumdaydı ve Kergit birlikleri Çobansız kalan bir sürü gibi dağılmaya başlamıştı. Sarranid okçuları konuşlandıkları tepeden ölüm yağdırıyorlardı.Memlüklüler kaçan kergitlileri kovalamaktan gayet memnundu.Artık savaş Alex'in tarafına dönmüştü.Alex Birkaç taaruz daha yaparak kergit ordusunu Cehenemin dibine yollamıştı ve savaş kazanılmıştı.Alex'in artık gözü karaydı sıradaki hedef Tulga Şehri.
 
Not:Anlatımda alaycı bir tavır kullandım isteyen olursa düzgün bir metinde yazabilirim...

Yıl:1258 Haziran;
Bir gün Onur Han yemyeşil kırlarda belinde kılıcı arkasında 115 kişilik deneyimli ordusu ve Onur Han'ın ağzında kendi elleri ile kağıda sardığı tütününü bir yandan püfleyip sağ kolu olan Alayen ile sohbet ediyordu...Ordunun keyfi yerindeydi,taki...Onur Han'ın bağlı olduğu krallığın baş düşmanı Rodok Krallığı yöneticisi Kral Graveth'in kullandığı atın ve arkasındaki 311 kişilik ordusunun ayak seslerini duyana kadar.

Onur Han elindeki izmariti çimenliklere attı birden irkilmişti.Çünkü Kral Graveth'in atının toynak seslerini çok iyi tanırdı.Nedenmi?Tabikide Onur Hanın babası Veluca şehrinde at tüccarıydı ve şu anda Kral'ın kullandığı atı çocukken Onur Hana at üstünde durmayı öğretirken kullanmıştı(O zamanlar at taydı :grin:).Onur Han çok güçlü bir bağ kurmuştu o atla kişnemesinden bile tanırdı.....

Onur Hanın arkasındaki ordu ip gibi dizilmişti(F1-F1  :mrgreen: ) hiçbirinin içinde ufacık bile bir koku yoktu onlar ne ordular görmüştü,ne ordular!Durdukları yer up uzun bir vadiydi ufuktan beklenen kişi göründü ve arkasından koca ordusu. Kral yaklaştı Onur Han'a aralarında şu diyaloglar geçti;

-Kimleri görüyorum daha dün sütten kesilmiş bebe kendine ordu yapmış.
Onur Han tüm sakinliğiyle:
+Beyim bu sütten kesilmiş çocuk dediğiniz kişi sizin gibi ortalıkta kralım diye dolaşanlara pamuk tıkamış kendisi olmasada şanı 7 cihanda yer etmiş büyük bir Lorddur.Lütfen haddinizi aşmayın.
-Bak bak baaak!!(arkasına döner ve kendi ordusuna)acaba küçük beyimiz bu sözleri kaç gün çalıştı.
Onur Han sözünü keser:
+Size yol veriyoruz beyim kılıcımız kendimizden yaşça büyük olan kişilere zorunlu olmadan kalkmaz.
-Size son bir şans veriyorum Onur Han !Ya Teslim ol!Yada GEBER!!!
+Emin olun lordum boynumu adil olmayan birine asla bükmem,damarımdaki kan bani teslim olmaya değil yiğitçe savaşmaya iter!
-Öyle olsun Onur Han gardını al!

Ve savaş başladı Onur hanın aklında çok uzak diyarlardaki ve kendisininde soyunun oralara kadar gittiği Anadolu vardı ve oraya yerleşen  Türklerin kullandığı taktik geldi aklına,''KURT KAPANI!!!''dedesinin anlata anlata bitiremediği o taktiği kullanma zamanı gelmişti artık,karşısında kendisinin 3 katı büyüklüğünde ordu vardı.

        Onur Han taktiği uygulamaya başladı sağ ve sol kanatı uyardı bir hata yaparlarsa omuzlarının üzerinde başları kalmazdı!Kral Graveth tüm rahatlığıyla sanki bir talimdeymiş gibi saldırıyordu, ona göre zafer kesindi...

                                                4,5 Saat Sonra

Nihayet Onur Han ayaktaydı atı yerdeydi belkide hayatını kurtarmıştı büyük Lordun  ok  40 cm yukarıya isabet etse Onur Han yerlebir olmuştu,..,Kral Graveth yerde acılar içinde kıvranıyordu Onur Han yaklaştı,yaklaştı ve ağır ve aşağılayıcı cümlelerin insanı ne hale getirebileceğinden bahsetti etrafta kimse yoktu Onur Han bazı askerlerini kaleye koydu koyduğu askerler çevresine yaydı hikayeyi ve sonunda tüm  Carladia biliyordu artık 4 yıl sonra Onur Han Yeni bir hükümdarlık kurdu ve Carladia nın kaderi artık onun ellerindeydi...

Bla bla bla Okuduğunuz için teşekkürler!
 
Ben oyunda Cengiz Han`ın savaş taktiğini kullandım. 200 kişilik Sancar Han`ın ordusuna 115 kişi ile saldırdım. 35 süvarim 80 atlı atsız ırksız mırksız okçu ile savaş yaptım.

  İlk önce 35 süvariyi saldırttım. Onlar bir 50-55 adam öldürdü. 5 kişi kaldıklarında "Süvariler,Geri Çekil" dedim. Geri gelenler oklarla öldü. Ben bile şaşırdım var ya süvarilerden 8 ölü 12 yaralı ve okçulardan sadece 5 ölü. :grin:

Not : Hiçbir abartı yoktur.
 
dexterx123 said:
Ben oyunda Cengiz Han`ın savaş taktiğini kullandım. 200 kişilik Sancar Han`ın ordusuna 115 kişi ile saldırdım. 35 süvarim 80 atlı atsız ırksız mırksız okçu ile savaş yaptım.

  İlk önce 35 süvariyi saldırttım. Onlar bir 50-55 adam öldürdü. 5 kişi kaldıklarında "Süvariler,Geri Çekil" dedim. Geri gelenler oklarla öldü. Ben bile şaşırdım var ya süvarilerden 8 ölü 12 yaralı ve okçulardan sadece 5 ölü. :grin:

Not : Hiçbir abartı yoktur.
O değilde ırksız okçu nasıl oluyor arbaletçi olmasın o ?
 
benim 128 yeniçeri askerim vardı rakip ise swadia krallığından mareşal haringhton ve yanın 70 er kişilik ordulu 3 lord vardı ve savaş başladı orduyu turan taktiği gibi  3'e ayırıp düşmanı ortaya alıp yeniçeri okçuları ve atlı okçularıyla düşmanı kötü sıkıştırıp yeniçeri muhafızlarıyla tüm düşmanı yerle 1 ettim  :twisted:
 
Back
Top Bottom