Kuzait Vlandia Savaşının Dram Dolu Hikayesi

Users who are viewing this thread

UgurTRN

Regular
Yıl 1079 İlkbahar 21 yaz kapıda Namı kuzait diyarlarını aşan bir gezgin Monchug'u Makep yakınlarında bir ordu kurarken görür. Gezgin ordunun ihtişamına kapılarak atının gemini Monchug'a çevirir ve 30 kişilik minik ordusuyla Monchug'un yanına gider. Monchug bu gezginin namını duymuştur ve aralarında;
"Gezgin:-Merhaba efendim ben Sugan
Monchug:-Sugan namın senden önce geliyor ?
Sugan:-Efendim sizin gibi ihtişamlı bir kralın lordu olmak istiyorum
Monchug:-O zaman dediklerimi tekrar et" der
ve Lord olur iş o ya bu lord kendine çok güçlü bir ordu kurmak için Kalradya topraklarında en iyi bildiği işe yani gezinmeye başlamıştı. Vlandiyanın Sarhot şehrinde ihtişamlı bir Turnuva olduğu haberini alır ve nallarını Sargota sürer.
Turnuva başlamıştır gök yüzünde bir tane bile bulut yoktu, yaz sıcaklığını gösteriyordu ilk iki raundu geçmişti. Son raundda karşısına bir İmparatorluk lordu çıkar. Karşısına çıkan adam 55-60 küsür yaşındadır ve bu adamı gören Sugan içinden "Ben bu turnuvayı kesin kazanırım" der ve seyircilere doğru kafasını kaldırır, karşısında daha önce hiç görmediği kadar dünya güzeli bir kız vardır. Güneşin hüzmeleri gözünü alır ve hemen elini gözüne siper eder. Kızı süzmeye başlar. Çok belli kız bir asildir.Turnuvayı izledikleri yerde baş köşedir yanına bakar ve Vlandiyanın Kralını görür.Galiba Kral'ın kızıdır. Aklından kral bu kızı bana verirmi diye geçirirken karşısındaki Lord dan bir gürz darbesi alır ve yere yığılıp kalır. Sugan'ın aklı başından gitmiştir. Sevdalandığı kızın çehresini aklından çıkartamıyordu en sonunda Kralla konuşmaya karar veren sugan birazda heycanla avluya gitmiştir fakat avluda bekleyen askerler içeri 750 dinar karşılığı girebileceğini söylediler. Sugan direk parayı verir cebinde çok az bir para kalır. Avluya girince Sevdalandığı kızı ve babasını yan yana dururken gördür gidip babasıyla konuşacaktır
"Sugan:-Kızınızı kendime istiyorum" dedi
Daha önce gezgin olmasına rağmen kız işleriyle fazla uğraşmayan Sugan biraz sert bir dille istemiştir lakin çok büyük bir sorunun onu beklediğinden haberi yoktu
Turnuvada yenildiği Lord kralın en azılı düşmanıydı hatta bir çok askerinin ölümünden sorumlu idi ama barış anlaşmasının nişanesinden dolayı turnuvaya almışlardı ve kral 100bin altını Sugana basmıştı kral Sugan'ın böyle ahmakça bir tavır sergilemesinden çok öfkelenmiştir fakat tebasının saygısından ve onurundan dolayı bu gezgine bir şey yapmamıştı. Şimdi ise o genç kızını istiyordu kralın başından adeta kaynar sular döküldü ve nöbetçilere dışarı atma emrini verdi. Yaka paça dışarı atılan Sugan bu olayı kendine yedirememişti ve çıktığı bu seferi 300 kişilik elit orduya sahip olarak başarıyla tamamlamıştı. Kış kapıdaydı Bütün Tebalar hazırlık peşindeydi Sugan içindeki kini ve Sevdayı harmanlayıp bir plan oluşturdu ve Sarhot şehri yakınlarına 50 çadırlık bir kamp kurdu ve plan yapmaya başladı.
--2 Gün sonra--
Sugan bir vlandiya kervanı yağmaladı ve askerlerinin bir kısmını at arabalarının içine yerleştirdi diğer kısmını da kervan muhafızları olarak yağmaladığı kervandan kılık kıyafetlerini değiştirdi kendide tanınmamak için yüzünü bir maske ile örtmüştü ve kervanın arkalarındaydı.
Kış yaklaşması dolayısıyla kervanlar da kontroller azalmıştı ve şehre sağ sağlim ulaştılar bir Tüccara rüşvet vererek 300 kişilik ordusunu tüccarın dükkanında hazırladı. Şiddetli sağnak yağış başlamıştı yavaşça avluya 20 kişilik ön ekip girdi ve bütün nöbetçileri sessizce tek tek indirdiler. Tam içeri girecekken bir nöbetçi gizlendiiği yerden fırladı ve Suganın bacağına derin bir kılıç darbesi salladı. Yaralanan Sugan ı gören askerler panik yaptı kızı yaka paça aldılar ama karşılarında 5 bin kişilik vlandiya ordusu vardı bu 300 elit birlik
kalede kalmıştı ve liderleri ağır yaralıydı avluda çetin bir savaş başladı kan gövdeyi götürüyordu. Arbedede kralın kızı tam kalbine bir hançer yedi bunu gören Sugan can havliyle kalktı oda tam boğazına bir ok yedi ve oracıkta sevdiğiyle baş başa öldü. 5000 kişilik ordu ve 300 kişilik elit birlik telef olmuştu Kalradya tarihinde böyle kanlı bir gün hiç geçirmemişti. Bu olay dillerden dillere yayıldı. Monchug bu olayı hazm edemiyordu çünkü Sugan onun dostluğunu çok kısa bir sürede kazanmıştı hatta Monchug, Suganı kardeşinden öte görüyordu. Bu durum iki tarafında hareketlendirmişti. Kışın çat ayazında 2 ülkede ordu kurmaya başlamıştı ve ulakların sayısı bir hayli artmıştı. Monchug 100bin kişilik ordusuyla Vlandiya yürümeye başlamıştı, Vlandiya kralı 150bin kişilik ordusuyla bir ovaya gidecek ve planladığı şekilde savaşı yönetecekti. Moncug ilerlerken Kış Vlandiyadan daha büyük bir düşmandı ve ordunun yarısı giderken telef oldu. Vlandiya casusları bu haberi krala ilerince kral zafer naraları atarak monchugun üstüne yürüme kararı aldı çünkü Kral bu halden fazlasıyla sıkılmıştı ve Zaferin verdiği rehavete kapılıp Monchugun istikametine ordusunu yöneltti. Nihayet beklenen gün gelmişti Kral Monchugun 10 binlik ordusunu ufukta görünce dahada bir rahatlamıştı artık çok gevşek davranıyordu ordusuna saldırma emrini verdi Monchugun ordusu 5 bin kayıp verdi ve geri çekilmeye başladı. Kral Monchugu takibe aldı fakat Monchugun ordusu çok daha hafif zırh giymesinden dolayı bariz hızlıydı. Monchug hızlıydı fakat aradaki fark hiç değişmiyordu. Vlandiya kralı aldığı istihbarat sonucu 50 bin kişilik ordu yerine karşısında 10 bin kişi görmüştü. Aklına hemen Turan taktiği olabileceğ geldi ve düşündüğü şey oldu. Monchug Turan taktiğini uygulamıştı fakat Vlandiyanın usta arbaletçileri bu saldırıyı Kralın ileri görüşlülüğü yüzünden püskürmüştü ve monchug ordusunun 35 binini de bu saldırıyla telef etmişti. Moncug geriye kalan 10 bin kişiyle kaçmaya başlamıştı. Kral bu işi kökten çözmek istiyordu ve Monchugu takibi brakmadı ama kralın unuttuğu bir şey vardı soğuk kralda ordusunda kayıplar vermeye başlamıştı ama bu takibi brakamazdı. Ve günler süren takip sonunda Monchug pes etmişti. Kral ve ordusu Monchugun durduğunu görüp daha da hızlandılar. Artık aralarında 100 metre mesafe kalmıştı Monchug son bir hamle yaparak orduyu ortadan ikiye ayırarak dört nala atlarını sürmeyr başladı. Kral gördükleri karşısında şok olmuştu yaklaşık 30 bin tane okçu kralı ok yağmuruna tuttu ve Monchugun suvari birliği de kargılarıyla atağa geçti. Kral ordusu soğuktan kayıp vermesine rağmen hala güçlüydü. Savaş okçular ve arbaletçilerin birbirini öldürmesiyle devam etmekteydi arbaletçiler yavaş ama fazla, okçular az ama hızlıydılar bu durum 2 ordununda menzilcilerinin tamamının ölmesine neden olmuştu ve son kalan süvari birlikleri çok ağır kayıplar vermişlerdi. En son savaş meydanında 100 kişi ye yakın asker kalmıştı ve Monchug Kralla karşı karşıya gelmişti. Kral bir kılıç darbesiyle Monchugun sol bacağını kesmişti fakat Monchug yere düşer gibi yapıp Kralın boğazını kesmişti ve Kral kanlar içinde yere yığıldı. 2 ülkede ordularını kayıp etmişti. Savaşın kazananı olmamıştı. Ve casusların bilgileri üzerine İmparatorluğun bu iki ülke güçsüzken saldıracağı haberi gelmişti. Bu kadar kan bir yana bırakıldı ve bu iki ülke gizli bir anaşma imzaladı ve İmparatorluğa karşı tek bir devlet gibi durdular.
--SON--
Hayat acımasız
Yorumlarınız bekliyorum arkadaşlar buraya kadar okuyan aşşağa Okudum yazıp düşüncesini paylaşırsa çok mutlu olurum.
------Uğur TURAN------
 
Doğruyu söylemek gerekirse hikayeni okurken bayağı bir zorlandım çünkü çok fazla kip değişimi var ve bu da bir süre sonra yorucu olabiliyor. Bir de yazdığın bu kurguyu bir kaç bölüme yayarak ve daha ayrıntılı yazsaydın okuması daha ilgi çekici olurdu. Emeğine sağlık, bir dahaki hikayende başarılar...
 
Back
Top Bottom