Kitap okumak faydasız mı?

Kitap okumanın gerçekten "büyük" faydaları olduğunu düşünüyor musunuz? (oylamadan önce metni okuyun)


  • Total voters
    45

Users who are viewing this thread

Kitap okumak empati yeteneğini geliştirir çünkü kitaplarda karakterlerin iç dünyasına girersin, verdikleri kararların verilme nedenlerini daha iyi anlarsın. Film, dizi veya oyunlarda bunu kitaptaki kadar detaylı yapman imkansızdır. Kitap okumak genel olarak oyun oynamaktan ve film izlemekten daha zahmetli bir iştir, bu yüzden sabrını güçlendirir ve odaklanma konusunda sana fayda sağlar. Kitap okumak iletişim becerilerine de katkı sağlar çünkü kitaptaki yazı dilini anlamak ve buna kendince cevaplar verebilmek çoğu film ve dizide zor bulacağın bir şeydir, kitapta yazarla iletişim halindesindir.
Bunlar kitap okumayı diğer eğlence aktivitelerinden ayıran şeylerdi fakat sen kitap okumayı bir iş olarak görüyorsan ve okuyayım da bitsin diyorsan tabi ki de faydası olmaz (Örneğin okumaktan kaçtığınız ve okulun zorunlu tuttuğu kitaplar). Bu her şey için böyledir, kitabı öylesine okuduktan sonra size çok da büyük bir katkı sağlamıyorsa başka kaynaklara yönelebilirsiniz. Birine zorla okutmaya gerek yok, yine de kitap okumaktan herkes faydalanamıyor diye faydasız demek de doğru olmaz. Sonuçta hastalığınıza iyi gelmesi gereken ilacı yanlış kullanırsanız da size faydası olmaz. Bu yüzden kitap okumak doğru yapıldığında son derece faydalıdır. Hem zaten kitabın faydaları kendini yavaşça gösterir.
Bu arada genel kültürünü geliştirme, kelime dağarcığını arttırma gibi şeyler sadece kitaba özgü olmadığı ve başka yerlerden de edinilebilecekleri için bahsetmedim.
Bu da benim tamamen öznel düşüncem: Kitap okuma oranın yükseldiği bir yerde başarı oranı da artar.
 
Kitabına göre değişir aslında. Kişisel gelişim kitaplarının, insana özentilikten başka bir şey kattığını düşünmüyorum mesela (Linç serbesttir.).
 
Kitabına göre değişir aslında. Kişisel gelişim kitaplarının, insana özentilikten başka bir şey kattığını düşünmüyorum mesela (Linç serbesttir.).

Bugünün eski sigara özentiliğinin karşılığı kişisel gelişim ve herkesin oku oku diye doluştuğu, okuyanın sanki özel insan oluverdiği popüler bazı kitaplardır. bazı kalıplaşmış kitaplar dışında dediğinin hepsinde haklısın. ki bunlar da hayatına küçük meziyetler dışında çok da etki ediyor diyemezsin. en iyisi tecrübe ve yaşayarak öğrenmek, görmek. ha bu tecrübe olayı gidip yaşamak. ama kitapta okuduğun şeyi yazar başarılı bir şekilde kafanda betimleyebilmeyi, anlatabilmeyi, aktarabilmeyi ya da yaşatmayı başardığında onunda sıradan gerçek tecrübenden farkı kalmıyor. yazar 'kendi tecrübelerini' sana aktarıyor. yazar 'kendi hikayelerini' sana aktarıyor. akıl danışmanın kolektif ve herkese açık bir versiyonu gibi düşün. ben bu yazarla gerçek hayatta konuşarak muhabbet edebilir miydim? bu yazar gerçek hayatta birebir konuşsa idik bana ne öğretebilirdi ve bundan tatmin olur muydum? mahremime girmesine izin verecek kadar akıl vermesine güvenir miydim? sorularına cevap verebiliyorsan bu kolektif akıl verme trenine sende katılabilirsin. bu da özenti olmaz. okuduğun yazar eğer gerçekten 'yazar' ise onu severek okumaya devam edersen ona dönüşürsün dünyayı yaşayış açısından. insan sevdiğine dönüşürmüş derler zaten.

gerçek hayatta akıl vermek için sana birebirde anlatamayacak, tecrübelerini, bildiklerini aktaramayacak, hikayesini sana birebirde anlatamayacak, aktaramayacak hikaye anlatıcılarının, yazarın mentorluk yapmak için, hikayesini anlatabilmek için kitaplardan sana ulaşması diyebilirim. çünkü adamın yanına gelerek sana anlatabilmesi için ne zamanı ne de ekstradan kaynağı var. motivasyonel eksikliği var.

kitaplarda yazılan başarılı hikayelerde, kişisel gelişim kitaplarında ise kendi bakış açısını doğru aktarabildiğin de insana dokunarak, zihninde yer ederek yazarlar başarılı oluyor ve bir etkisi oluyor okuyucuya. o da insana tecrübe olarak dönüyor. tek bir şartla, o da gerçek hayattan kopmamak şartı ile. özentilik gerçek hayattan insanı koparıyor işte. herkesin kendisinin geldiği yeri ve hayatındaki rolünü bilmesi lazım. ben değil, psikiyatristler öyle diyor. istediğine hakaret sayılmadan deli-aptal diyebilme yetkisi olan insanlar. :grin:
 
Last edited:
Aslında anlamsız bir argüman. Sadece "ben herkesten farklıyım" havası oluşturmaya çalışmışsın gibi geldi başını okuyunca. Kitap genel kanının da bulunduğu gibi faydalıdır. Tabi her insana aynı şeyi katmaz. Bugün Tolstoy okuyan bir yazar ile bir şair ayrı kazançlar elde ederken normal bir okuyucu kendini tatmin etmiş (Ki olay örgüsünü kafanda canlandırıp ne sonunda tatmin olman sana verdiği haz büyük bir kazançtır) ya da hayata karşı farklı bir açı kazandırmıştır. Öğretici özelliği olan kitapları bunun dışında bırakıyorum demek yerine direkt olarak, romanları ve hikayeleri faydasız buluyorum desen daha doğru olurdu. Edebiyat hocası canını sıkmış da kitaplara isyan etmişsin gibi duruyor şuan. Son olarak konuşmamız gerekirse nedensel kabul edilmiş bu tür temel normlar günümüze kadar zaten düşünülerek, objektif ve rasyonel bir bakış açısıyla karar kılınarak üstüne cevaplar aranmıştır. Yani günümüze kadar öyle ya da böyle kitap dediğimiz obje, nesnel olarak halen faydalı kabul ediliyorsa bunu faydalı bulmak körü körüne bir bağlılık değil, zaten var olan bir durumu, bir gerçeği kabul etmektir.

Hazzın anlık bir mutluluk durumu dışında ne gibi bir kazancı olabilir?
 
Bir kazancı mı olması gerekiyor? İnsan düşündüğün kadar rasyonel ve sistematik bir canlı değil. Hayatında her yaşadığın olay veya karşına çıkan her olguyu fayda zarar ilişkisine göre kategorilendirirsen pek sağlıklı bir yaşayış tarzın olmaz.
 
Kitap okumak içinde bulunduğumuz dönemde biraz zor
iş, okul günlük yaşantı vaktimizi yiyip bitiriyor fakat boş vakitlerde yapılabilecek en iyi işlerden biri kitap okumaktır. Eğlencesinden falan değil kitap okurken kendinizden parçalar bulursunuz aynı izlediğiniz dizilerdeki, filmlerdeki gibi ve bu kitapların çoğunun filmi yoktur olsa da kitabı kadar güzel değildir. İnternette bulamayacağınız veya deneyimleyemeyeceğiniz kelimeler, bilgiler bulursunuz ufkunuz açılır konuşurken konuşmanız daha akıcı kelimeleriniz daha seçkin olur.
İçeriğinden bir şey anlaşılmayan kitap yazdım demek için yazılan veya sadece çevresi/kitlesi geniş diye yazan yazarların kitapları hariç okuduğunuz her kitaptan zamanınızın karşılığını alırsınız.
Biraz da his meselesidir, kitap çevirmek bulunduğunuz ortamı kitap okurken hissetmek yanında bir şeyler içmek veyahut yemek -ki yemeyi hiç tavsiye etmem kitap okurken- tuvalette de okuyan vardır tabii ama bu eylemi anlayabilmiş değilim bir kere zor olmuyor mu yahu? uzun lafın kısası okuyun roman da okuyun polisiye de okuyun okumak güzel şey öğrenciyseniz hele


Bir kazancı mı olması gerekiyor? İnsan düşündüğün kadar rasyonel ve sistematik bir canlı değil. Hayatında her yaşadığın olay veya karşına çıkan her olguyu fayda zarar ilişkisine göre kategorilendirirsen pek sağlıklı bir yaşayış tarzın olmaz.
Ben her olayı zarar kazanç ilişkisi içinde düşünen bir insanım ve gerçekten çok zor bir durum fakat yine yararları olmuyor değil e zaten bir kere saplandım bu bataklığa çıkamadım, çıkarmaya çalışan olunca kendimi dibi daha da ittim :grin:
Memnun değilim de diyemem alıştık bu duruma artık iyi yanlarını kullanıyorum zorlu oluşunu ne kadar değiştirmese de
 
Bir kazancı mı olması gerekiyor? İnsan düşündüğün kadar rasyonel ve sistematik bir canlı değil. Hayatında her yaşadığın olay veya karşına çıkan her olguyu fayda zarar ilişkisine göre kategorilendirirsen pek sağlıklı bir yaşayış tarzın olmaz.
Ben olması gerektiğini söylemedim, ki bu yaşamın ne kadar anlamı var bilmediğimden haz ya da fayda/zarar açısından nasıl yaşayacağını tercih etmek kişilere kalmış. Ama orada "sana verdiği haz büyük bir kazançtır" diyince o aklıma takıldı.
 
Din tartışma konusundan dolayı fayda kelimesini görünce tribe giriyorum :grin: Haz, bastırılmaması gereken ilkel bir dürtüdür. Kişi bir eylemi icra etmeye aşırı istek duyar. Dolayısıyla anlık mutlulukla alakası yoktur. Ancak haz ile kazanç olgularını ben de bağdaştıramadım. Kitap okumanın şöyle bir faydası var: Hiç yaşamadığın ve asla yaşayamayacağın hayatları hayal edebilmek. Orta Dünya'da yaşayabilir miyiz, hayır. Ancak Yüzüklerin Efendisi sayesinde hayal edebiliyoruz. Olamayacağımız karakterler oluyoruz, göremeyeceğimiz mekanları gözümüzün önüne getiriyoruz.
 
O bence bastırmak değilde beyninin/hormonları, daha sonra sana vereceğim diye ikna edebilmek oluyor.
Bastırmak sesini susturmak olmuyor . Bastırmak sesini susturmaya çalışmaktır. Yani daha büyük patlar ilerde. O yüzden haz hissini ya yok edeceksin direkt ya da daha iyi haz için fedekarlik yapman gerektiğini beynine ikna edeceksin, kendini o yönde davranış sergilemeye zorlayacaksin. yani keyif, konforu erteleyerek çalışmana odaklanacaksın.

Bazı geçici gazlar bastirilmamali.
 
Din tartışma konusundan dolayı fayda kelimesini görünce tribe giriyorum :grin: Haz, bastırılmaması gereken ilkel bir dürtüdür. Kişi bir eylemi icra etmeye aşırı istek duyar. Dolayısıyla anlık mutlulukla alakası yoktur. Ancak haz ile kazanç olgularını ben de bağdaştıramadım. Kitap okumanın şöyle bir faydası var: Hiç yaşamadığın ve asla yaşayamayacağın hayatları hayal edebilmek. Orta Dünya'da yaşayabilir miyiz, hayır. Ancak Yüzüklerin Efendisi sayesinde hayal edebiliyoruz. Olamayacağımız karakterler oluyoruz, göremeyeceğimiz mekanları gözümüzün önüne getiriyoruz.

Haz insan özelinde bir kazançtır. Ama her şeyde olduğu gibi aşırısı da zararlıdır diye düşünüyorum. Ayrıca hiç yaşamadığın temaları kitaplar sayesinde hayal edebilmek fantastik insana haz verebilirken realist insan bundan haz duymayabilir. Bu nedenden ötürü kazanç veya fayda da sağlayamaz.

Kitap okumak ruhun gıdasıdır demiş japonların ataları...

Müzik ruhun gıdasıdır değil miydi o? İroni mi yaptın yoksa :/
 
Kitap okumayı fayda-zarar denkleminde tartışalım
Homeros bey bir yazar olarak sizin daha iyi bilmeniz gerekir, o yüzden şahsi fikirlerimi sizlerin onayınıza sunarak dile getiriyorum:
Zararlar bence:
1- Haz/Zevk verdiği için, hayal gücünü dolaylı olarak tetiklediği için (bknz uyuşturucular), bağımlılık yapmaktadır. Bağımlılık etkisi bir zarardır. Kitap okumadığımız zamanlarda kendimizi kötü hissetmemize, okuma isteğimizin olmadığı zamanlarda okuma yapmamıza ve bu yüzden belki de faydalı olabilecek bir kitaptan fayda göremememize yol açabilir. Ruh sağlığını bozmaktadır. Ruh sağlığı bozuk olan kişilerinse kendilerini toplumdan gizlemesine yol açmaktadır (okumak genel olarak). Daha 2 gün önce Zweig'ın Clarissa eserini okudum, sonu boşlukta bıraktı. Aradığım son değildi, öylece bitti. Hemen ertesi gün telafi eder umuduyla, Breakfast at Tiffany's okudum (Capone), o da aynı şekilde wtf dedirterek bitti niye böyle bitti şeklinde. Şuan mutsuzum. Yusuf Atılgan, Aylak Adam okuyacağım mesela, eser öyle garip işliyor ki, sonu yine kötü bitecek diyip yavaş okuyorum.
2- Ekonomik açıdan zararlıdır. Baskı maliyeti, yayın evi katkısı, devlet vergisi şusu busu derken yazara düşen pay aman aman bir şey değil. Üstüne %200 daha pahalıya mal oluyor yazar açısından. Hem yazara, hem okuyucuya zarar. Hele sadece köşe yazısı niteliğinde ama popüler olduğu için kitap adı altında satılan influencer, youtuber içeriklerini saymıyorum. Okuyucuya zararı ise pahalı olması. Sonuçta kitabı bir kez alıp, okumakla yetinemiyorsunuz. 1, 3, 5, 7 gidiyor. Her bir kitaba en az 20-25 lira veriliyor. Bunun yerine 50 kitap değerinde olan bir e-book teşviki yapılıp, yazarların doğrudan kendi satışını yapması daha mantıklı değil midir? 500 lira vereceğim ve doğrudan yazarın metnini okuyacağım. Üstelik desteğim direkt yazara gidecek, ağaç falan da kesilmeyecek.
3- İnsan sağlığı üzerine zararlıdır. Konforlu olmayan okuma pozisyonları, yakın/uzak okumalar gözlerin alışkanlıklarını, kas yapısını bozmaktadır. Boyun, sırt kasları uzun saatler süren yanlış oturmalardan ötürü zayıflamaya meyillidir (bir fizyoterapist olarak bu zararın etkisinin farkındayım)

4- Bilgi edinmenin zor yollarından biridir, amaç bilgi edinmekse, 1 cümleyi bulmak için bütün makaleyi okumak gereksizdir, zaman kaybıdır. Amaç bir konu hakkında bilgi edinmekse, makale okunabilir tabi.

Faydaları ise zararları ile paraleldir.
Haz/zevk verir, hayal gücünü geliştirir dolayısıyla yaratıcılık, problem çözme, iletişim becerileri gibi becerilere direkt fayda sağlamaktadır. En basitinden okunan içeriğe göre bir üslup geliştirilir. Dostoyevski okuyan birinin gündelik hayatında da bol bol dolaylı cümle kurduğu, betimlemeler yaptığı çoğumuzun deneyimlemiş olduğu bir şey olmalı (bknz Ayna Nöronlar ne işe yarar?)
Yayınevlerinin geçimini sağlar.
İnsan sağlığı üzerine iyileştirici etkileri bulunmaktadır, ruhsal dinginliğe ulaşmayı sağlar, kasların gevşemesine yardımcı olur. Sinirli ve kasılmış bir şekilde kitap okuyan birine rastlamak zordur, öyleyse kitap okumuyordur zaten.
Bilgi edinmenin en kapsamlı yollarından biridir, 1 cümle ararken, başka bir noktada kesin kullanacağınız yüzlerce cümle içerir.
 
Bahsettiğiniz zararlar sadece kitap okumak için değil, tüm hobiler için mümkün olabilmekte. Örneğin gitar çalmak çok daha masraflı. Ben kitapları ekonomi açısından zararlı bulmuyorum. Pahalı ise bir sebebi vardır ki pahalıdır. Yurtdışında yazarlar çok para kazanabiliyor, bizim ülkede Orhan Pamuk gibi biri olmanız lazım; o da belki.

İlk bahsettiğiniz zarara ben de katılıyorum. Ancak insan sağlığına zararı olduğunu bizim sektördekiler duysalar gülerlerdi. Doğru tekniklerle kitap okumak, okuru ilgilendirir. Kitapla alâkası yok.

Eskiden bilgi almak için sık başvurulan kaynaklardı kitaplar. Dünya hız kazandı, internet gelişti vs. Hayatında uçağa binmeye biri uçağı tarif edebiliyor. O yüzden kitap, bilgi edinmek için çok da önemli değil ama vazgeçilir de değil. E-kitap konusu, bizlerin bile sık tartıştığı bir konu. Yazar, pek hoşnut olmuyor bizim ülkede. Çünkü PDF siteleri kaynıyor ortalık. Tanınmayan bir yazar, yayınevi desteği olmadığında çok zorlanacaktır. Yayınevi reklam, pazarlama, okurla iletişim gibi konularda doğrudan destek sağlayabilir. Ağaç meselesi çok hararetli bir mesele. Kağıt üretimi için yetiştirilen ağaçlar var bildiğim kadarıyla. Belki bizim ülkede yoktur.
 
Back
Top Bottom