Kalelerin ve Şehirlerin İşlevsiz Olması

Users who are viewing this thread

Daha önce burada sorgulamıştım bu durumu ama Global Forum'da bu konu hakkında ayrı başlık açıldığını görünce burada da tartışalım istedim. Soru açık kaleler ve şehirler ne işe yarıyor gerçekten?

Global forumda çoğu oyuncu oyunun erken aşamasından ve orta aşamasından keyif aldığını ama geç aşamasında sürekli savaşmaktan başka bir şey yapmadıkları için aynı keyfi alamadıklarını söylüyor. Bana göre bunun en büyük nedeni oyunun strateji noktasında eksik kalması. Mesela ben bekliyorum ki eğer bir krallığa bağlıysam ya da kendi krallığım varsa anlaşma yapmadan ordumuzu elalemin topraklarında gezdiremeyelim, kalelerin ve şehirlerin stratejik önemi olsun, eğer savaşta olduğumuz bir krallığın bir kalesini ya da şehrini alırsak ve bu bizi başka krallık ile sınır yaparsa bunun avantajını-dezavantajını tartalım, bir krallığın bize sınırı olan kalesini ya da şehrini alamadan taa öbür uçtaki kalesini-şehrini alamayalım. Kervan sistemine ek olarak sadece sınır krallıklarla yapabileceğimiz bir ticaret sistemi olsun böylece krallıklar arasında sınırları belirleyen kale ve şehirlerin stratejik bir önemi olsun, yapay zeka o stratejik kalelere yığınak yapsın olabildiğince güçlendirebilsin düşürmek kolay olmasın...

Bunlar oyunu daha keyifli yapmakla kalmayacak aynı zamanda gerçekçilik de katacak detaylar. Bir tarih duayeni değilim ama bir tek Timur'un Ankara Savaşı döneminde düşman sınırları içerisinde kaleleri ve şehirleri yok sayarak koca orduyu bir uçtan diğer uca elini kolunu sallaya sallaya gezdirdiğini okudum illaki vardır ama başka örneğini ne duydum ne de okudum...

Taleworlds her şeye rağmen büyük saygı hak ediyor, yaptıkları da kolay bir iş değil ama bütün yeniliklere rağmen Bannerlord M&B serisinin potansiyelinin yarısını gösteremedi bize maalesef.
 
çoğu oyuncu oyunun erken aşamasından ve orta aşamasından keyif aldığını ama geç aşamasında sürekli savaşmaktan başka bir şey yapmadıkları için aynı keyfi alamadıklarını söylüyor.
+++

Orduların böyle elini kolunu sallayarak ülke içlerine ilerleyememesi için hız ve erzak cezaları gelebilir, en basitinden. Düşman topraklarda ikmal ve istihbarat sıkıntısı çekeceğinden belli bir mantığa da oturabilir bu olay.

Şimdi düşünürken (bu aralar Crusader Kings 3 e sardığımdan biraz o oyun kaynaklı) isyan, entrika vs. gibi birçok olay aklıma gelse de tıkandığım ve bence de en büyük sorun olan şehir kısmı var. Bu sorun nasıl çözülür şu an için tam net bir önerim yok ama ben birkaç cümle ile derdimi anlatayım. Benim oyunlarımda oyun süresinin çoğunu at sırtında geçiriyorum. Bu bir savaş oyunu başka ne olacak diyen olabilir ama aynı zamanda bu bir lord olup bir miktar mülk yönetme ve hatta hükümdar olup devlet yönetme, oyunda yok ama bir zaman sonra imparatorluk yönetme oyunu da. Ve bunlara dair işlerle uğraşmak oyunda neredeyse hiç vaktimi almıyor. Şehre giriyorum bina inşa etme var ama yani pek üzerinde durup düşünecek bir yapısı yok. Bam bam bam bas gitsin olay tamamdır. Veya bir lordun salonu var ama görev veya kur yapmak haricinde girip baktığım yok ne olup bittiğine. Şimdi yazarken aklıma geldi, belki warbandde evlilik zamanı olan sinematik (böyle mi isimlendiriliyor emin değilim) gibi, bazı olaylarda da bunlar olsa belki bizi bi moda sokabilir. Ne bileyim şehri aldık mesela, eğer eskiden bize ait olan bir şehri tekrar alıp halkı zulümden kurtardıysak böyle coşkulu bir karşılama ile şehre giriş olabilir veya tam tersi. Sadece bunun ile sınırlı değil tabi, mesela bir coğrafyaya ilk defa geldiğimizde, tahta çıkarken vs. vs. birçok can alıcı noktada..

Yazarken aklıma gelen birkaç şey daha
  • Konsey olsa iyi olabilir. Dediğim gibi savaş oyunu ama sadece savaş yok. Bu yüzden sadece mareşal atamakla işin bitmemesi lazım. Diplomasi var, iç ilişkiler var vs.
  • Ve oyunda bize biz olduğumuzu hissettiren bir yapı yok. Mesela savaş dışından hep biz birilerinin peşinden koşturup duruyoruz. Bir kere de biri çıkıp demiyor ki şöyle bir sorunum var, efendim size yardımcı olabileceğin bir iş var mı, hizmetinize girebilir miyim (yoldaş olarak veya paralı asker olarak), siz çok yakışıklı birine benziyorsunuz birlikte bir geleceğimiz olabilir mi vs. vs.
 
Orduların böyle elini kolunu sallayarak ülke içlerine ilerleyememesi için hız ve erzak cezaları gelebilir, en basitinden. Düşman topraklarda ikmal ve istihbarat sıkıntısı çekeceğinden belli bir mantığa da oturabilir bu olay.
Hız ve erzak cezası da hiç yoktan iyidir ama yeterli değil bence. Yani tarihte topraklarını izinsiz kullandılar diye değil krallıklar, bir krallığa bağlı soyluların bile kendi içlerinde sorun yaşadığı olurmuş. Bence ormanlardan geçmenin, kışın karlı topraklarda, yazın çöllerde ordu yürütmenin de birlik kaybına neden olması lazım ki oyuncular savaşırken şartları da hesaba katsın, strateji geliştirsin, bu tür zorlu coğrafi koşulların olduğu yerlere girmeden önce stratejik bir kaleyi veya şehri gözüne kestirsin burayı ele geçirmeye çalışsın, eğer o kaledeki garnizon sayısı çok ise önce kuşatılsın açlıktan birlik kaybetsinler sonra saldırabilelim.

Uzun lafın kısası bir oyuna derinlik kazandıran, oyuncuyu düşündüren, yaptığı hareketi sorgulatan en temel şey bu tür ince detaylardır ama şu anki haliyle Bannerlord'da bu çok eksik maalesef.
 
Yapay zekanın işlemesinde oyuncunun bulunduğu yere göre gelişim göstermesi gibi dinamikler var , daha fazla geliştirilebilir .
Harita üzerinde hareketlerini takip edebildiğimiz orduların hedefleri , sayılarını , orduyu kuran klanın nüfuz ve ordu sayısının yeterliliğini devamlı kontrol ederek , hedeflerine ulaşıp başarı sağlayacaklar mı , yapay zekanın savunması az olduğu için kuşatmaya gittikleri düşmanın merkezinde yer alan yerleşkeyi alsalar bile savunabilecekler mi? Bunlar ; belki krallık politikalarına bağlı olarak klan seviyeleri ile yapay zekanın zorluk derecesine göre değişkenlik gösterebilir belki ama kendi başımıza bir kuşatmaya girmeden önce bütün bunları göz önüne alarak, gerekirse kuzeyit'lerin içinden yerleşke ele geçirmek için ölüme kafa atmaya çalışan yetersiz bir orduyu dağıtarak krallığın askerlerinin zayi olmasını engelleyebiliyoruz.
Gelen güncellemelerle mekanik olarak bir çok alanda yer almayı bir noktaya kadar taşıyan oyunda , kral olduktan sonra oyunun yönünü çizmek bakımından daha rahat hareket edebilsek te , ister istemez vassal olarak savaştığımız zamanlar gibi olmuyor.
önce vassal olup savaşmak senaryoya göre hareket etmek isteyenler için belli bir zamanla kısıtlı olduğu için. Şahsen ilk önce kendi krallığımı kurup oyunu yöneterek bitirdikten sonra krallık kurmadan önce aldığım kayıt ile bu sefer vassal olup bir krallığı destekleyerek savaşabildiğim savaşarak ilerlemeyi tercih ediyorum. (Krallık kurduktan sonra bir daha dağıtamadığımız için krallıklar arası savaşlar esnasında kendi birliğimle alabileceğim bir kaç şehir ve köy tımarı edinmiş şekilde ayarlayarak tabi :smile: . Bir krallığı destekleyip ayrıldığınızda mülklerin elimizde tutma seçeneği artık yok. Elinizde yerleşke varken girsek bile çıkarken sıfır çıkıyoruz. Krallıktan ayrıl tuşu her koşulda pasif olduğu için klan başkanına gitmeden klandan çıkamıyoruz şu an)
 
Last edited:
Sonuna kadar katılıyorum. Oyun yaşamıyor abi yaşamıyor. İlk 4-5 saat yeni başlamanın, gelişmenin verdiği haz ile farketmiyorsun belki ama sonrasında tekrar düşen diyaloglar, işlevsiz kaleler köyler, çalışmayan diploması ve krallık mekanikleri patlak veriyor. Bu oyunun acilen daha fazla diyaloglara, çeşitli yan görevlere, farklı farklı ticaret opsiyonlarına, yeri gelince şaşırtan diploması mekaniklerine ihtiyacı var.
 
Bir de son olarak oyunda para harcamak için de daha fazla yer olması lazım. Oyun sonunda cebindeki 1 milyon dinarla gezip duruyorsun haritayı.
 
Bunun sebebi oyunda bir ruh olmaması, gerçekten canlı bir dünyaya sahip olamamasından kaynaklı. Oyunun ana odağı biz olmak yerine herkesin kendine ait bir amacı olsa böyle olmaz. Dediğin doğru, düşman birlikleri krallığın içinde istediği gibi gezememeli, şehir ve kaleler sınır olarak kabul edilmeli ve sınırlar içerisine girememeleri lazım.
Bunu çözecek en iyi yollardan birisinin dediğim gibi oyunun ana odağını bize atmaması gerekiyor, demek istediğim; savaştayken bütün lordların sizin köylerinize focus atması gibi.
 
Bunun sebebi oyunda bir ruh olmaması, gerçekten canlı bir dünyaya sahip olamamasından kaynaklı. Oyunun ana odağı biz olmak yerine herkesin kendine ait bir amacı olsa böyle olmaz. Dediğin doğru, düşman birlikleri krallığın içinde istediği gibi gezememeli, şehir ve kaleler sınır olarak kabul edilmeli ve sınırlar içerisine girememeleri lazım.
Bunu çözecek en iyi yollardan birisinin dediğim gibi oyunun ana odağını bize atmaması gerekiyor, demek istediğim; savaştayken bütün lordların sizin köylerinize focus atması gibi.
Yorum atıcaktım bende gerek kalmamış içimi dökmüşsün.
Bir oyun var ismi lazım değil baş harfi T diplomacy görevleri ,entrikaları, kendiliğine gelişen özelliklerini okudukça gözlerim kanıyor.
Bu kadar zor olmamalıydı ne diyim.Nisandan bu yana aldığımız yolda belli ve önümüzde ciddi bir süreç var.Bol bol sabırlar bütün ortaçağ aşkıyla yanıp tutuşanlara :???:
 
Bu durum Bannerlord'dan beklentiniz kısmında konuşuluyordu yıllar önce.. Yapımcıların pek bakmamış olduğunu anlayabiliriz sanırım bu yolla.
Kale alıyoruz ama bir önemi yok. Adamlar yanından gelip geçiyor hatta bütün krallığı gezip hangi kaleler uygunsa onları seçip seçip alıyor.

Ayrıca Daha ilk çıktığı hafta bu konuda gelip foruma hatta steame ağladım.
Kale içinde ki 1000 Askerim, Kuşatma yapan 1500 kişilik orduya kaybetti... Şok oldum 1 hafta uğraşmıştım o 1000 adamı toplamak için.

Benimde önerim; Sonsuz döngüde askere ulaşmak yerine oyunda kontrol edilebilir bir popülasyon olsun. Düşmana ağır bi zayiat verince ben dinlenerek canımı düzeltene kadar adam yine aynı sayıda askerle gelip kapıma dayanıyor. 2 günde bir her köyde 8/10 adam birikirse olmaz. Olay adam kesme simulasyonuna dönüyor işte. Ekonomik bir sınır yok, YZ'nin para sıkıntısı çekmeme avantajı var. dıdısının dıdısı lordlar bazen yanında en elitinden 50 adam dolaştırıyor.
 
Bu durum Bannerlord'dan beklentiniz kısmında konuşuluyordu yıllar önce.. Yapımcıların pek bakmamış olduğunu anlayabiliriz sanırım bu yolla.
Kale alıyoruz ama bir önemi yok. Adamlar yanından gelip geçiyor hatta bütün krallığı gezip hangi kaleler uygunsa onları seçip seçip alıyor.

Ayrıca Daha ilk çıktığı hafta bu konuda gelip foruma hatta steame ağladım.
Kale içinde ki 1000 Askerim, Kuşatma yapan 1500 kişilik orduya kaybetti... Şok oldum 1 hafta uğraşmıştım o 1000 adamı toplamak için.

Benimde önerim; Sonsuz döngüde askere ulaşmak yerine oyunda kontrol edilebilir bir popülasyon olsun. Düşmana ağır bi zayiat verince ben dinlenerek canımı düzeltene kadar adam yine aynı sayıda askerle gelip kapıma dayanıyor. 2 günde bir her köyde 8/10 adam birikirse olmaz. Olay adam kesme simulasyonuna dönüyor işte. Ekonomik bir sınır yok, YZ'nin para sıkıntısı çekmeme avantajı var. dıdısının dıdısı lordlar bazen yanında en elitinden 50 adam dolaştırıyor.
+1
 
Bunun sebebi oyunda bir ruh olmaması, gerçekten canlı bir dünyaya sahip olamamasından kaynaklı. Oyunun ana odağı biz olmak yerine herkesin kendine ait bir amacı olsa böyle olmaz. Dediğin doğru, düşman birlikleri krallığın içinde istediği gibi gezememeli, şehir ve kaleler sınır olarak kabul edilmeli ve sınırlar içerisine girememeleri lazım.
Bunu çözecek en iyi yollardan birisinin dediğim gibi oyunun ana odağını bize atmaması gerekiyor, demek istediğim; savaştayken bütün lordların sizin köylerinize focus atması gibi.
EU4'ü geçtim Total War'da bile var yabancı topraklar kavramı. Adam tanımadığı bir lordun kalesinin dibinden güle oynaya geçiyor ne bileyim çok saçma geliyor bana yani.

Bu durum Bannerlord'dan beklentiniz kısmında konuşuluyordu yıllar önce.. Yapımcıların pek bakmamış olduğunu anlayabiliriz sanırım bu yolla.
Kale alıyoruz ama bir önemi yok. Adamlar yanından gelip geçiyor hatta bütün krallığı gezip hangi kaleler uygunsa onları seçip seçip alıyor.

Ayrıca Daha ilk çıktığı hafta bu konuda gelip foruma hatta steame ağladım.
Kale içinde ki 1000 Askerim, Kuşatma yapan 1500 kişilik orduya kaybetti... Şok oldum 1 hafta uğraşmıştım o 1000 adamı toplamak için.

Benimde önerim; Sonsuz döngüde askere ulaşmak yerine oyunda kontrol edilebilir bir popülasyon olsun. Düşmana ağır bi zayiat verince ben dinlenerek canımı düzeltene kadar adam yine aynı sayıda askerle gelip kapıma dayanıyor. 2 günde bir her köyde 8/10 adam birikirse olmaz. Olay adam kesme simulasyonuna dönüyor işte. Ekonomik bir sınır yok, YZ'nin para sıkıntısı çekmeme avantajı var. dıdısının dıdısı lordlar bazen yanında en elitinden 50 adam dolaştırıyor.

Manpower gibi, köy ekonomisi gibi özellikler zaten olmalıydı ama köyleri geliştirme seçeneği olmadığı için bu tür spesifik özellikleri ekleyememişler zannımca. Belki hali hazırda üzerinde çalışılan isyan özelliğiyle birlikte bu tür detaylara da el atarlar.
 
Ramazan sahurlarında canlı yayınlara doluşanları hesaba katarak çalışmalara ne denli yön verilir göreceğiz.
 
Back
Top Bottom