Kış Lakırtısı

Users who are viewing this thread

Status
Not open for further replies.
Adam akıllı maaş alamadıktan sonra öyle 3-4 bin lira değil daha fazlası yani, okumadığın sürece hep ikinci plan adamı olarak görüleceksin. İşsiz kalsan bile "ha lan bu okumuş" diyenler için bile okunmalıdır üniyi. Üni okuyanın öyle kendini geliştirmeden dil öğrenmeden okuyanları demiyorum, her zaman bir şansı vardır. En azından saygınlık bağlamında toplum içinde sözün dinlenir hal ve hareketlerin hiç olmazsa dikkat çeker. Lise mezununun suratına şey yapmıyorlar bu devirde maalesef. Elinizden geldiğince okumaya bakın. Ama öyle kuru kuruya okumak değil.
 
Gelişmiş ülkeler "sosyal bilimci" yetiştirir (üniversitede), gelişmemiş ülkelerse köle (hizmet sektörü).
Dolayısıyla Batı'da Üniversite bir uzmanlık alanıyken Türkiye'de Lise mezunu olmak gibi zaruri bir ihtiyaç. Üniversiteye sınavla girmek bile başlı başına bir saçmalıkken bu sistemle asla istediği bölümü okuyan, tutkulu genç insan yetiştirilemez. Adam Üniversite mezunu oluyor hala sınava giriyor böyle bir saçmalık olabilir mi :smile: Şöyle bir şey var ki, bizim Üniversite eğitimimiz kapasite olarak batının lise eğitimi kadar bile değil. Çok defa derste hocalardan "çocuklar bunları lisede okutuyolar gavurlar" dediklerini duydum ki öyle olduğuna da ikna olmuş durumdayım.

Yani Türkiye'de Üniversite = "Gizli" işsizlik.

Bunu baya beğendim :grin:
Kutsalkadavra said:
En sevdiğim aktivite sosyal medyada duyar kastıktan sonra sanki insanları bilinçlendirmeye çalışan ben değilmişim gibi nehire plastiğimi atmak
 
E iyide herkes üniversiteye gittikten sonra o statünün ne önemi var. Bir uzmanlık alanı değil ki o. Üniversite okumayanlara ezik gözüyle bakılmasında toplum da devlet kadar suçlu. Herkes üni okuduğu için pek çok nitelikli adam işe girerken gerçekten canını dişine takmış olanlar senelerce sıra bekliyor. Kolektif anlaşma sistemi düzenlenmeli Türkiyede. İşçi sınıfının hakları savunulmalı alacağı maaş düzenlenilmeli ki insanlar işçi olmaktan korkmasın. Ve sadece nitelikli olanlar uzmanlaşsın.
İnsanlar işçi olmamak için üni okuduktan sonra hiçbir şeyin değişeceğini sanmıyorum.

Bu arada üniversite sınavı avrupada da var
 
Genel olarak haklısın zaten içinde bulunduğumuz durum bir kısır döngü.
Benim bildiğim bir kaç ülkede yok, o yüzden genelleme yapmıştım. Ben bir Francophone olarak, Belçika ve Fransa'da sınav olmadığını biliyorum. Sınav yerine bizim "bac" dediğimiz Lise bitirme sınavı var. "Bac" zaten epey iyi bir sınav yöntemi. Liseyi bitirmek istersen Lise sonunda bu sınava giriyorsun ve otamatik olarak Üniversite sınavına da girmiş oluyorsun. Danimarka'da da kuzenlerim var. Onlarda sınavsız Lise bitirme puanına göre Üniversiteye giriyorlar ve gördüğüm kadarıyla Üniversite hayatları Akademik açıdan epey güzel. Dolayısıyla bizimkiyle hiç benzer değil bu sistemler, bizde her şey kör kurşun şeklinde ilerliyor. Sınavın 3-4 kategoriye ayrılması bile epey bir saçmalık.

Yani benim bildiğim bölgelerde bizim ki gibi bir "Üniversite Sınavı" mantığı olmadığını biliyorum. Bir kaç istisna olabilir diğer ülkelerde.
 
Sınavla bitse iş gene iyi. İşin yl ve doktora kısmı bir yana dursun devlet memurluğundaki mülakat olayı apayrı konuşulması gereken bir konu. Ne torpiller dönüyor maalesef.
 
Kısaca ülke ihanet ve kin kıskacına girmiş durumda. Çok az yer bundan daha iyi durumda gerçi.

Zaten uzun zamandır insan soyunda azalma büyük felaketlere bağlı azalma olmamıştı. Bir sonraki bilinç evresine geçmek için Kaos yaşamamız gerekiyor... Yakındır.
 
Chake said:
Genel olarak haklısın zaten içinde bulunduğumuz durum bir kısır döngü.
Benim bildiğim bir kaç ülkede yok, o yüzden genelleme yapmıştım. Ben bir Francophone olarak, Belçika ve Fransa'da sınav olmadığını biliyorum. Sınav yerine bizim "bac" dediğimiz Lise bitirme sınavı var. "Bac" zaten epey iyi bir sınav yöntemi. Liseyi bitirmek istersen Lise sonunda bu sınava giriyorsun ve otamatik olarak Üniversite sınavına da girmiş oluyorsun. Danimarka'da da kuzenlerim var. Onlarda sınavsız Lise bitirme puanına göre Üniversiteye giriyorlar ve gördüğüm kadarıyla Üniversite hayatları Akademik açıdan epey güzel. Dolayısıyla bizimkiyle hiç benzer değil bu sistemler, bizde her şey kör kurşun şeklinde ilerliyor. Sınavın 3-4 kategoriye ayrılması bile epey bir saçmalık.

Yani benim bildiğim bölgelerde bizim ki gibi bir "Üniversite Sınavı" mantığı olmadığını biliyorum. Bir kaç istisna olabilir diğer ülkelerde.
Bizde de Matura denilen bir sınav var. 5 sene liseye gidersen 5.senede Maturaya hazırlanıyorsun. İngilizce Almanca Matematik olmak üzere 3 temel Maturayı geçmen ve isteğe bağlı diğer derslerinde Maturasına girmen gerekiyor. Ha eğer matura yapmazsan yine liseyi bitirmiş sayılıyorsun lakin üniversite hakkın olmuyor. Mesela şöyle diyelim; teknisyenlik okuyorsun. 4 sene okursan "fach" yani işin temelini öğreniyorsun ve teknisyen oluyorsun. Aynı okulda 5 sene okursan "hoch" okumuş oluyorsun ve üniversiteye gidip mühendis olabiliyorsun. Bir de işin staj kısmı var. Bu okullar genelde 3-4 sene sürüyor. Haftada 1-2 gün oluyor genel olarak çalışıyorsunuz. Tamirci oluyorsunuz. Ama eğitimi bitirdikten sonra 1-2 sene çalıştıktan sonra yine maturaya girme hakkını kazanıyorsunuz. Aslında bir nevi teknisyenliğin "hoch" bölümünü okumuş gibi oluyorsunuz ama sadece okulda değil sahada öğreniyorsunuz ve para kazanıyorsunuz.

Yani anlayacağınız millet fach okuyup 4 sene kaybedeceğine 3 sene staj + 2 sene normal işçi olarak yani tamirci olarak çalışıp direk mühendisliğe atlayabiliyorlar. Hem cepleri de daha 15 yaşından itibaren para görmeye başlıyor. Bu tamamen kişinin çalışmayı mı yoksa okula gitmeyi mi istediğine dair bir seçim.

Kaldı ki Türkiye de şu devlet dairelerinde masa başında oturan adamların, size sadece sıra numarası veren adamların bile üniversite mezunu olmaları isteniyor. Çok komik buluyorum.

I Don't Know Who I Am said:
Kısaca ülke ihanet ve kin kıskacına girmiş durumda. Çok az yer bundan daha iyi durumda gerçi.

Zaten uzun zamandır insan soyunda azalma büyük felaketlere bağlı azalma olmamıştı. Bir sonraki bilinç evresine geçmek için Kaos yaşamamız gerekiyor... Yakındır.
Yahşi batı filmdinde ki dayı gibi ortaya çıkıp "bu daha hiçbir şey çok daha büyük şeyler olacak" demene cem yılmaz usülü bir tokatla cevap vermek istiyorum
 
Geçmişe bir bak. Büyük olaylar her zaman küçük travmaların birikmesinden dolayı oluşur.

100 senelik zaman dilimini küçümseme. 1920 de hayat pekte ıyi değildi...
 
I Don't Know Who I Am said:
Geçmişe bir bak. Büyük olaylar her zaman küçük travmaların birikmesinden dolayı oluşur.

100 senelik zaman dilimini küçümseme. 1920 de hayat pekte ıyi değildi...
1. Dünya savaşında rahatlayamamış Dünya galiba hemen 2.sine ihtiyaç duymuş.

Bu arada katılıyorum zaten dediğine
 
Status
Not open for further replies.
Back
Top Bottom