Dogdugumuz andan itibaren bize enjekte edilen sey calismak! Yurumeye baskadigin zaman her sey guzel. Sana gulumseyen suratlar, bana gel dercesine el hareketleri. Cocuk merakliligiyla sorulan sacma sorular. O sacma sorulara karsilik 'ne kadar zeki ileride cok iyi meslegi olur bunun" gibi yorumlar. Daha sonra okul denilen sey devreye giriyor. Okulunda evreleri var tabi 'okul' diyip bitmiyor. Ilkokulda güzel anılarının olduğu okul , liseye gecince rezalete dönüşüyor. Gerci okul tamamen bir rezalet ! Hele açıldığım şey ,bir kere olsun silgimin sonunu görmeyişimdir.
Hadi bir şekilde şu okul bitti . Tam ayaklarını uzatırsın annenin sesi ilisir kulağına. Tatlı ses demeyeceğim çünkü kulak tırmalıyıcı şekilde ! "Evlensende torun sevsek."
Hayatınızın bir bölümünü belirli periyotlarla bu cümleyle geçirirsin. Belli zaman geçince lisede sınıf geçme sorumluluğu stresi gibi bu konuda sizin canınızı sıkar. Bir şekilde bir kız bulursunuz. Bir kadıköy hattı otobüsünde, bir bar taburesinde veya yaz tatilinde kahvaltı sırasında. Flört mükemmel geçer. Ise girersin giriş - çıkış saatleri. Ilk maaşıla muhtemelen yeni bir saat alırsın. Ve o saatle işten çıkma saatini beklerken işine yarar. Evlenirsiniz , annenizin istediği o aşk meyvesi doğar. Uykun bölünür, ağlama sesleri seni delirtir. Ufak tefek eşinizle tartışmalarınız başlar.
Market alış verişi, çocuğun iihtiyaçları ( özellikle bezi , neden bu kadar sıçtıgını anlayamayısıniz.) genel ihtiyaçlar . BOM!!! bir kredi kartı patladı . Daha çok çalışmaya başladınız ve işinizde rütbe anladınız. Gençliğinizde sevdiğiniz şarkıcının konserine
gittiğiniz için oluşan gülümseme , takım elbiseyle o an suratınıza yapışır .
Bir sabah yüzünüzü yıkamak için musluğu atarsınız ve o soğuk suyun etkisiyle uyanırsınız . Aynaya dikkatli bakın kırışıklıklarınız size el sallıyor . Yaşlandınız ! Çocuklarınız büyüdü ve karınız yeni mobilya almak için katalog karıştarıyor. Ve bahanesi " yeni hayat, değişiklik, stresimiz azalır " oluyor.
Aslında küçüklüğümüzden beri hayatımızda değişen tek şey mobilya takımımız. Yeni mobilya almak için çalışıyor. Yeni bir hayata sahip olabileceğimizi sanıyoruz. Olay bundan ibaret .
Hadi bir şekilde şu okul bitti . Tam ayaklarını uzatırsın annenin sesi ilisir kulağına. Tatlı ses demeyeceğim çünkü kulak tırmalıyıcı şekilde ! "Evlensende torun sevsek."
Hayatınızın bir bölümünü belirli periyotlarla bu cümleyle geçirirsin. Belli zaman geçince lisede sınıf geçme sorumluluğu stresi gibi bu konuda sizin canınızı sıkar. Bir şekilde bir kız bulursunuz. Bir kadıköy hattı otobüsünde, bir bar taburesinde veya yaz tatilinde kahvaltı sırasında. Flört mükemmel geçer. Ise girersin giriş - çıkış saatleri. Ilk maaşıla muhtemelen yeni bir saat alırsın. Ve o saatle işten çıkma saatini beklerken işine yarar. Evlenirsiniz , annenizin istediği o aşk meyvesi doğar. Uykun bölünür, ağlama sesleri seni delirtir. Ufak tefek eşinizle tartışmalarınız başlar.
Market alış verişi, çocuğun iihtiyaçları ( özellikle bezi , neden bu kadar sıçtıgını anlayamayısıniz.) genel ihtiyaçlar . BOM!!! bir kredi kartı patladı . Daha çok çalışmaya başladınız ve işinizde rütbe anladınız. Gençliğinizde sevdiğiniz şarkıcının konserine
gittiğiniz için oluşan gülümseme , takım elbiseyle o an suratınıza yapışır .
Bir sabah yüzünüzü yıkamak için musluğu atarsınız ve o soğuk suyun etkisiyle uyanırsınız . Aynaya dikkatli bakın kırışıklıklarınız size el sallıyor . Yaşlandınız ! Çocuklarınız büyüdü ve karınız yeni mobilya almak için katalog karıştarıyor. Ve bahanesi " yeni hayat, değişiklik, stresimiz azalır " oluyor.
Aslında küçüklüğümüzden beri hayatımızda değişen tek şey mobilya takımımız. Yeni mobilya almak için çalışıyor. Yeni bir hayata sahip olabileceğimizi sanıyoruz. Olay bundan ibaret .