Game of Blade:7.bölüm kan,savaş,ölüm

Users who are viewing this thread

1.bölüm KANLI DÜĞÜN
kuzeyin uçsuz bucaksız topraklarındaydık önümüzü göremiyorduk ben eski imparatorluk muhafızı ve  rodok diyarının koruyucusu robb stark ancak imparatorluk dağıldığında çeşitli halklar isyan etmişti ben rodok diyarını emniyet altına almak için jelkalada bir düğün düzenledim amcam evlenicekti pek çok lord ve leydi katılmıştı içeride ozanlar şarkı söylüyor şarap su gibi akıyordu balkona çıkıp hava alırken kale muhafızlarının öldürülmüş olduğunu fark ettim içeri silahlı girmek yasaktı bunun ne anlama geldiğini biliyordum sarayda sadece 4 tane muhafız vardı sadece içeri girip silahlı olan lordları bulmam gerekiyordu  ancak içeride şövalyelerle birlikte yaklaşık 120 konuk vardı bende ben ve hanemde rodokluyduk köklü bir ailenin soyundan geliyordum rodokların büyük ihtimal sadece beni istediğini düşünüyordum içeri girdim o an fark ettimki bütün lordların kılıçları vardı sadece beni almak için olmadığını anladım hemen karıma çocukları yatırmasını söyledim salonun baş ucundaki tahtıma oturdum ozanlara culmarr yağmurlarını çalmasını söyledim bu şarkı ihanetleri yüzünden kılıçdan geçirdiğim bir hane için yazılmışdı şarkı başladığı an herkez susmuştu  amcalarım yanıma gelip neler olduğunu sordu herkesin duya bileceği bir ses tonuyla bana güvenirseniz size her şeyi vere bilirim bana ihanet edersiniz elinizden her şeyi alırım dedim ama sözümü tamamlamadan omzuma bir ok saplandı lord reland  tam karşıma geçti biz rodoklar yüzlerce yıldır bu topraklarda yaşıyoruz ve şimdi pravende kendini imparator ilan eden birinden emir almak gibi bir niyetimiz yok o an amcalarım bütün meşaleleri söndürdü ve kaç diye bağırdı birisi hiç durmadan koştum sarayın ilerisindeki bir evin çatısınıdan olanları zar zor göre bildim ve görmek istemediğim şeylerdi bütün ailemi amcalarımı karımı ve çocuklarımı hepsini katlettiler çanlar o gün bir saat boyunca çaldı şehrin sokaklarında şarkılar söylendi şenlikler yapıldı o gün kendime çok kızmıştım kaçmıştım çocuklarımı ve karımı yalnız bırakıp kaçmıştım hana gidip durmadan içmeye başladım o an yanıma lezait geldi
-selam
-selam
-neden bukadar içiyorsun
-seni ilgilendirmez
-eyer biraz daha içersen eve kadar gidemeden bayılırsın
-benim evim yok
-herkezin evi vardır sadece kendikini bulman gerekir
-o zaman  seninkisi nerde
-hikayem uzun kısaca doğuştan gelen haklarımı elimden aldılar bende arkamda beni destekliyecek birkaç adam bulduktan sonra hakkım olanı alacağım
-ama şu anda ne paran ne de seni destekliyecek birisi var
-hemen hemen aslında küçük bir miktar param var
-peki lezait farz edelimki bir ordu kurmak istiyorum ancak her hangi bir ülkeye bağlı değilim nasıl yapa bilirim
-nordlar sağlam savaşçılardır beş bin tane nordun yirmi bin tane svadyalıyı yendiğini gördüm savaş sırasında ne zırhlı atları nede sağlam zırhları onları koruya bildi ama tek bir sorun var nordlar ne soyuna ne de nerden geldiğine bakarlar onlar için onurlu ve güçlü olman gerekir yoksa onların kralları bile olsan fark etmez
-peki sağlam beşbin savaşçı için kaç altın gerekir
-kaç altın harcamaya hazırsın
-yanımda iki bin dinar var
-iki bin adam alabilirsin ama dediğim gibi nordlara önce kendini kanıtlamalısın en iyi savaşçılarla savaş kazanmak kolaydır ama en kötüleriyle bunu yapabilirmisin
-ne demeye çalışıyorsun
-onları satın alırsan senin için bir gün savaşırlar ama bir asker bir savaşı çok çabuk unutur ancak ilk savaşını kazandığı o  ilk zaferi ona kimse unutturamaz 
-onlara istedikleri zaferi verebilirim
-ama acemi birliklerle bunu yapamazsın
-acemimi ben kıdemli birlikler alacağım
-sen sabahtan beri beni dinlemiyormusun
-öyle birlikler senin gibi birinden uzun süre emir almaz birliklerinle önce küçük savaşlar yapmalısın onları geliştir ganimet edin geliştirdiğin birlikler ileride senin için ölmeye hazır bir şekilde bekliyecek
-peki bu birlikleri nerden bulacağım
-nehir topraklarında sargoth şehri civarındaki köylerde kasabalarda şehirde boşuna arama çünkü şehirde sadece paralı askerler bulursun onlarda paranı aldıktan sonra boğazını kesip kenar bir mahalleye atarlar
-peki bu kadar askeri kontrol altına alına bileceğinden eminmisin
-hey ozan gel buraya ve culmarr yağmurlarını şarkısını çal
Bütün han aniden susmuştu ve dikkatlice bana bakıyordu
-biliyormusun lezait  bu  şarkıyı bugün ikincikez dinliyorum
-bu şarkı hanlarda yada ozanların şenlik için çalacağı türden bir şarkı değil
-handa değildim yada şenlikte bir düğündeydim
-demek robb stark sensin
-o kadar savaş kazanmana rağmen neden bu kadar soruyu sordun
-ben asker toplamam bu iş için adamlarım vardı
-ama o askerler senin için çalışmıyordu
-şimdi bunun bir önemi yok yarın buradan ayrılacağım
-iyi şanslar
-yola yalnız çıkmaya niyetim yok
-seninle gelmemi istiyorsun
-evet cevabın
-toprağın yok askerin yok kılıcın bile yok neden gelim
-rodok diyarının kralıyım ardımda binlerce ölü asker bıraktım ve kılıcım olmasada öfkem onları öldürmeye yeter
-kabul ediyorum lord stark benim yanımda da beş yüz dinar var yarın sabah nehir topraklarına gideceğiz

2.bölüm KUZEYE YOLCULUK
Uzun süredir hiç durmadan ilerliyorduk şimdiden yolu yarılamıştık ancak imparatordan kaçtığım için Dhirim şehrinin dört yüz metre ilerisindeki dar geçitten gitmek zorunda kalmıştık dar geçitten tam çıkmak üzereyken yirmi kadar haydutla karşılaştık o an artık kurtuluşumun olmadığını anladım. Ama tam o sırada lord stamar ın sancağını gördüm lord stamar Dhirim şehri kalkanı unvanına sahiptir ancak oda imparatora isyan başlattı haydutlar sancak görüldüğü gibi kaçıştı lord stamar da geri döndüğümde davamı destekilyeceğini söyledi bu şu ana kadar duyduğum en iyi haberdi çünkü Dhirim şehri bana göre yedi krallıktaki fetih edilmesi en zor şehirdir aynı zamanda tahıl üretiminin en yüksek olduğu şehir askerlerimin karnını en ucuza tahılla doyura bilirim ama şimdilik bunun bir önemi yoktu lord stamar bana Knudarr kalesine kadar eşlik etti yorulmuştuk kamp kurup dinlendik. Lezait o gece nordlara kuzeyli olduğumu söylememi istedi askerlerin morali açısından bir kuzeyliyle birlikte savaşmak daha iyi olurmuş ama benim için fark etmez. Aynı gece dolunay tepedeyken yola çıktık Sargoth vadisinden iki bin asker topladıktan sonra Thir ormanlarından bin asker topladık. sonra en iyi ganimeti edine bileceğim ve askerlerimi eğiteceğim yere gidiyorduk Rivacheg kayasına etrafı haydutlarla kaynıyordu ancak gidiş için en yakın yol vaegirlerin kontrolündeki ismirala köprüsü köprünün sahibi Gastya Edmure ancak o adam çıkarı olmadan hiç bir şey vermez bu nedenle bir elçi yolladım ancak beklediğim gibi izin vermedi Curaw lordu Doru uray şehrinin yakınından bile böyle büyüklükte bir nord ordusunun geçmesine izin vermez bu nedenle pirush nehrinin etrafından dolanmam gerekecek birliklerimin tamamı yaya olduğundan günler alırdı o gün kamp kurduk. Etrafta bazı küçük haydut gruplarıyla savaştık çoğunlukla esir almaya çalışıyordum ama çünkü ölülerinin bana bir faydası olmayacaktı sabah olduğunda lezaiti yanıma çağırdım sonra askerlere istediklerini vereceğimi söyledim ve ismirala kalesini gösterdim. Herkes kendi krallığını kurmaya çalıştığından bazı ittifaklar hariç kimse kimseye yardım etmiyordu bu nedenle ismirala yı kuşattığımda kimse lord gastya ya yardım etmeyecekti. Kuşatma öğlen saatlerinde başladı önce mızrakçıları ve okçuları gönderdim önce hisar önünde beni yenilgiye uğratmak istedi ama hayatının hatasını önce baltalıları yollayarak yaptı baltalılar daha yaklaşamadan öldü. Okçularını koruyacak kimse kalmadığı için okçuları kendisi teslim oldu ve bizim saflarımıza geçtiler lord gastya geri çekildi ve birliklerini ismirala kayasının surlarına yerleştirdi o gün zafer bizimdi. Köleler, silahlar, zırhlar ve daha pek çok ganimet lord gastya akşamüzeri bir ulak gönderdi köprüden yarın öğlen geçmemize izin verecekti karşılığında kuşatmayı kaldıracaktım anlaşmayı kabul ettim köprüden geçmenin vakti gelmişti ama köprünün ortasındayken tuzağa düştüğümüzü anladım. Köprünün diğer tarafında Jeirbe kalesi lordu Khavel Lorsa ve ordusu bekliyordu arkamda da lord gastya vardı arada kalmış bir ordu hiçbir zaman çok büyük kayıplar vermeden kurtulamaz. Okçulara lord khavelin ordusuna doğru ateş emri verdim mızraklılar ve baltalılarda lord gastyanın birliklerini dağıtıp güneye doğru yol açmalarını emrettim bu arada gastyanın hain okçuları taraf değiştirdi kaçmayı başarmıştık ama ordumun sayısı sekiz yüze inmişti güneyde olsaydı yüksek nüfuzumu kullana bilirdim ama kuzeyde bazı lordların isimlerini bile bilmiyordum. Ama sayımız çok düşmüştü bu nedenle belki lord doru Curaw köprüsünü kullanmama izin verir umuduyla bir elçi yolladım. Vakti geldiğinde askeri destekte bulunursam ve rodok diyarını geri alınca kızlarından biriyle evlenmeye söz verirsem geçmeme izin verecekti. Başka şansım yoktu ama yinede şartlarının sadece ilkini kabul edebileceğimi söyledim iki gün bekledikten sonra izin vermeye karar vermişti. Ordularım Rivacheg kayasına varmıştı binlerce nordun bu eşsiz kaleyi fethetmek için öldüğü söylenir aslında kısmen şehirde sayılan bu kale askeri avantajları çok olduğundan ve devamlı olarak nord akınına uğradığından çok az insan yaşamaktadır. O gün kalede Rivacheg kayasının lordu ve kuzey vaegirin efendisi lord belgaru krojan ın misafiri oldum gerçektende misafirperver bir adam aynı zamanda Rivacheg kayasının etrafını haydutlardan temizlemem için aylık beş yüz dinar önerdi. Buraya zaten bu iş için gelmiştim bide bunun için para alacaktım hemen kabul ettim askerlerim tecrübeli savaşçılar olup sayıları çoğalana kadar burada kalacaktım bir gün daha bitti içimdeki intikam duygusu her gün biraz daha artıyordu ancak intikamımı almak için sabır etmem ve soğukkanlılığımı korumam gerekiyor.     

3.bölüm KUZEYE BAĞLILIK
Adamlarımın eğitimi devam ediyordu lezait onların eğitimiyle uğraşıp haydut guruplarıyla çatışmalara girerken bende güneyde ki kayın babam talbar evrceg e mesaj yolladım. Mesajda güneyde neler olduğunu sordum kayın babam isyandan sonra svadyalı lordların rodok diyarına akınlar düzenlediğini ve isyancı kral relandın kergit hanlığı ile ittifak oluşturduklarını söyledi o mesajı aldıktan sonra güneyin artık benim evim olmadığını anladım bir dahaki sefer güneye gittiğimde intikam için gidecektim. O gün mesajı aldıktan sonra düşündüm o günü rodokların isyan ettiği tanrının beni lanetlediği o günü ve çok ince bir ayrıntı yakaladım o gün üzüntüden kafamın dağınık olduğu için fark etmediğim bir ayrıntı büyük amcam Richard starkın ölümünü görmemiştim. Eyer yaşıyorsa pravene gidecektir bu nedenle pravene kadar gizlice gidecek ve amcamla ailesini kuzeye getirecek birini bulmam gerekiyordu lezaiti göndermeyi düşündüm ancak ona burada ihtiyacım vardı bu nedenle hana indim ve bu görevi kabul edecek birilerini aradım ve alayen adında birisi yanıma geldi.
-merhaba ben alayen
-bende robb stark
-kim olduğunu biliyorum bahsettiğin görev hakkında
-evet
-bu görevi yapabilirim
-beni uğraştırma çocuk ben bir savaşçı arıyorum
-bana bir şans ver senden bu iş için para almayacağım tek istediğim bir lordun ordusunda görev almak
-peki, çocuk sana bir şans veri cem bir haftan var
-bu akşam yola çıkı cam görevi başaracağımdan kuşkun olmasın
-daha görevi bilmiyorsun
-biliyorum lordum emin ola bilirsiniz
-tamam, o zaman görevi bitirdiğinde görüşürüz
O gün çok yorucuydu amcam yaşıyor mu diye meraklanıyordum o yüzden bir süreliğine şehirden ayrılıp ordumun konuşlandığı yere gittim. Lezait benim yerime her şeyi düşünüyordu hakladığı haydutların parasıyla iki yüz yeni askeri ordumuza katmıştı en azından orduya benziyordu. Derken gecenin karanlığının içinden bir sancak belirdi hangi lord olduğunu bilmiyordum lezait bana bu adamın udiniand köyünün lordu nelag olduğunu söylemişti doğuştan soylu değilmiş bir savaşta gösterdiği başarıdan dolayı onurlandırılmış. Ordusu fazla büyük değildi ortalama bin beş yüz kişi vardı ona saldırmamak için bir sebebim yoktu bu nedenle kamp kurmalarını bekledim yarım saat sonra kamp kurmuşlardı. Askerlerimi ola bildiğince sesiz bir şekilde ilerletiyordum yüz metre kala savaş çığlıklarımız duyulmaya başladı ancak onlara toparlanacak vakit vermedik. Lord nelag ve ailesinin gitmesine izin verdim ben katil değildim ama vakti geldiğinde olacaktım her neyse udiniand köyünü işgal ettim ve kendime mülk edindim iki gün sonra lord dorudan bir mesaj geldi                            ‘‘Kuzeyli adamların var kuzeyde toprakların var güneye bağlılık yemini etmenin sebebi ne’’. Görünüşte saçma görünen bu mesaj çok mantıklıydı aslında lord doru haklıydı yüksek dağ halkı bana ihanet etti neden onlara bağlı kalmalıyım. Bu nedenle lord doru ya bir mesaj yazdım ‘‘O halde kuzeye bağlılık yemi etmenin vakti gelmiş’’. Üç gün sonra yola çıktım Curaw şehrine vardığımda bütün kuzeyli leydiler ve lortlar ordaydı. Bütün kuzeylilerin önünde yüksek dağa karşı bağlılık yeminimi bozdum ve kış tepesine bağlılık yemini ettim artık yüksek dağ starkları kış tepesi starkları olarak anılacaktı ve eski aile sancağımız olan şaha kalkmış aslanı ulu kurt başıyla değiştirmiştim. Ziyafet bitmeye yakınken lord belgarunun kızı Olekseia krojan la tanıştım gayet hoş vakit geçirdik lord belgaru ile eve döndüm ona kızı olekseia ile evlenmek istediğimi söyledim ancak henüz bu tür işler için erken olduğunu söyledi. Son iki üç günümü adam sayımı artırmak la geçirdim sonrada nord köylerine ani baskınlar düzenledim. Köyümdeki konağımda kendimi çeşitli işlerle meşgul ederken nöbetçiler bana dört tane yabancının köye girmek istediğini ve benimle konuşmak isdetiğini söylediler bende huzuruma çıkmalarına izin verdim geldiklerinde amcam bana robb diye seslendi o an mutluluktan ağlıyordum iki küçük kuzenimde gelmişti kuzenlerim uyuduktan sonra amcam la konuşmaya başlamıştık
-Kuzey seni en beklemiceğim yerde buldum robb
-Gidecek başka yerim yoktu amca
-Seninle bu konuda tartışmayacağım çok dostun vardı ama daha fazla düşmanın vardı robb
-O gün hiç dostum yoktu amca hemde hiç
-O gün olanlar kişisel bir şey değildi robb onlar sadece özgürlük istiyordu
-Karımı ve çocuklarımı damı özgürlük için öldürdüler
-Çok fazla yükselmiştin robb düşüşün yavaş olması imkânsızdı
-Onlar benim kaybettiğimden daha çok şey kaybedecek
-İntikam robb bir erkeği çok değiştire bilir işin bittiğinde kendini tanımayacak hale gelme
-Beni bilirsin amca ben ne istediğini bilen birisiyim ve şu an istediğim tek bir şey var
-Ne olduğunu merak etmiyorum robb çünkü ne istediğini biliyorum uzun bir yolculuktu biraz dinlensem iyi olacak robb
-İyi geceler amca
-sanada robb sanda 
Uzun bir gece olmuştu biraz dinlendikten sonra sabah leyin köyün merkezinde bütün askerlerin önünde alayen ve lezaiti özel muhafızım olarak atadım. İkisinin iyi arkadaş olacakları belliydi iki sinide askerleri köyün dışındaki kampta eğitmeleri için görevlendirdim. Şimdi en yakınımdakilerden intikam almaya başlayacaktım lord khavelden bana kurdukları hain tuzak yüzünden o gün ordumun yarısından fazlasını kaybettim ancak bunun için erkendi henüz ordum yeterince büyümemiştim. Yaklaşık iki bin üç yüz adamım vardı nordların sayısıysa her gün azalıyordu çünkü artık bir kış tepesi lorduydum bu çok eski bir hikâyedir imparatorluktan önceleri demir adalılar kış tepesine bağlıydı ve lortları kuzeyin kralına bağlılık yemini etmişti. Ancak yeminlerini bozdular ve isyan çıkarttılar başarılı isyanları sonucu kendi topraklarını kendileri yönettiler o zamandan beri devamlı savaşırlar bu savaşı imparatorlar bile duramadı hane savaşlarını başlatanlarda zaten vaegirler ve nordlardı ancak artık nordlara ihtiyacım olmadığı için sorun yoktu vaegirler benim işimi görüyordu. Bir dahaki gün sabrım dolmuştu tüm orduyu toplayıp jeirbe kalesine doğru yola çıktım belki oradan bir daha geri dönemeyecektim beklide oradan büyük bir servetle dönecektim bunu tanrı bilir. 

4.bölüm KUZEYDE SAVAŞ
Sefer için hazırlıklar tamamlandı orduyu dörde böldüm bin dört yüz adamı kendim yönetiyordum geriye kalan birlikleri lezait alayen ve amcam arasında böldüm. Hepsine iki yüz atlı verdikten sonra lord khavelin devriyelerine saldırmaları için önden gönderdim kendimde yaya ve birkaç atlı birlikle ilerliyordum yaklaşık beş saat sonra kalenin önlerine çıktık amcama lezait ve alayenin komutasındaki orduları kendi birliğine ekleyip lord gastyanın gelme riskine karşın pusuya yatmasını istedim. Kalelerinde yaklaşık beş bin adam var ama her hangi bir taarruzda bulunmadı akşam leyin amcam komutasındaki birliklerle geri döndü ve her hangi bir tehdidin olmadığını lord gastyanın kalesinde sadece iki bin beş yüz adam olduğunu söyledi kalesini savunmasız bırakmadan bana saldırması imkânsızdı. o gün dinlendik uyandığımda sancaktarlarım kaleye ne yönden saldırmamız gerektiğini düşünüyordu öğlene kadar bu tür işlerle ilgilendik henüz hiç çatışmaya girmemiştik öğlen lord khavelin bir adamı kampa geldi ve kale önünde görüşmek istediğini söyledi üç sancaktarımla birlikte görüşmeye gittik alayen ve lezait sancakları taşırken amcamda yanımda duruyordu görüşme yerine vardığımızda lord khavel çok tan ordaydı
-merhaba robb son görüşmemizden beri nasılsın
-yanlışsam düzelt khavel ama son görüşmemizde benden sayıca üstün olmanıza karşın gerçek bir zafer elde edemedin
-hakkın var robb şimdi ise
-şimdi ise khavel iki bin adamımla kaleni kuşatıyorum
-o kalede sence kaç adam var robb
-kaç tane adamın olduğu önemli değil khavel atlılarınızın hepsi devriyedeydi ve hepsi öldü şimdiyse sade yaya birliklerin var
-o kaleye atınla giremezin robb
-sende dışarı çıkamazsın ama
-senle tartışmaya gelmedim robb zararın için özür diliyorum ve iyi bir arkadaşlık için sana on bin altın veri cem
- iyi ve cömert bir teklif ama
-ama ne
-ama ben buraya altın için gelmedim
-görüşme bitmiştir robb stark kuzeye gelerek çok büyük bir kumar oynadın ve kaybetmek üzeresin
-lord khavel
-evet
-eğer kaleyi savaşmadan terk edersen sen ve ailenin gitmesine izin veririm kale garnizonunda silahlarını bıraktıkları sürece özgürdür
-hala kendi kandırıyorsun senin birliklerin o kaledeki adam sayısının yarısı bile değil
-savaş alanında görüşürüz
-buna emin olabilirsin
Üç gün boyunca kamp kurduk kaleden kimsenin çıkmasına ya da girmesine izin vermiyorduk kalenin yiyecek stoku tükenmek üzeredir diye tahmin ediyorduk. Dördüncü günün sabahı sancaktarımı çağırdım yeni bir plan yapmıştım en iyi on adamım ve sancaktarlarımla kalenin arka tarafındaki batı kanadındaki kuleye gizlice sızıp kale kapılarını açacaktık. O gece ay yoktu ve hava hafif sisliydi kuleye tırmandıktan sonra içindeki birkaç gözcüyü öldürmek zorunda kaldık sonra ikiye ayrılıp kale kapısının askı köprüsünü kestik adamlarım akın akın gelmeye başladı önce tüm kale garnizonunu daha ayağa kalkacak vakit vermeden öldürdük. Sonra kalenin içindeki köşke saldırdık tüm muhafızları yendik tüm lorsa hanesi ayaklarımın önümdeydi hepsinin idam edilmesini Emir ettim amcam engel olmaya çalıştı ama kararım kesindi bir dahaki gün öğlene doğru hepsinin idamı bitmişti. Sonra kaleyi ve bağlı tımarını yönetmesi için amcam Richard starkı atadım ve sonra köyüme döndüm orda halkımın işleriyle uğraştım ve köyümün nüfusu artığı için bir sur yapımına başlamıştım ve asker sayımı artırdım dört bin kişi kadar oldu bir iki haftamı böyle geçirdikten sonra lord doru yine bir mesaj yolladı. ‘‘bana verdiğin sözü tutmanın vakti geldi dört gün içinde curawa gel’’.Tüm ordunun toplanması için talimat verdim ve amcama askerleriyle birlikte sefere katılması için çağırıda bulundum. Bir gün sonra amcam arkasında bin beş yüz adamla geldi ve yine bir sefer hazırlığına başladık altı bin beş yüz adamla kış tepesine gidiyorduk. 

5.bölüm KURT VE ASLAN
Kış tepesine varmak üzereydik şehrin yüz metre kadar ilerisinde kurulmuş dev bir kamp vardı ve binlerce asker amcama burda kalıp askerleri komuta etmesini söyledikten sonra şehrin girişinde lord doru bizi karşıladı fazla sohbet etmedik ve doğrudan konsey salonuna geçtik salonda bizden hariç üstat jon ve sir.robert vardı lord doru oturduktan sonra hepimiz oturduk ve lord doru konuşmaya başladı
-bugün buraya neden toplandığımızı eminim merak ediyorsunuzdur
-aslında pek merak ettiğimi söyleyemicem. Savaşmak için geldim siz sadece kimle olduğunu söyleyeceksiniz
-kuzeyle lord stark aynı zamanda güneyle
-nedemek bu
-işte beklediğim soru imparator artık bize yardım edemez lord stark kuzeyi artık sadece bir kuzeyli yönetecek
-isyan edicez kime karşı lord doru imparatorluk zaten çöktü sayılır bizdende sadece isyan ettiğimizi göstermek için pravene götürmiceksin her halde 
-akıllı bir adamsın lord stark ama bişeyi unuttun kuzeyde imparatora doğrudan bağlı birisi var kuzeyin koruyucusu ve imparatorluk muhafızı lord yaroglek
-reyvadini benden iyi bilirsin doru o dev surların arkasındalarken onları yenmemiz imkansız
-orda emirlerimi bekleyen kırk beş bin asker var lord stark o şehir benim sayılır
-orda kırk beş bin kişi var doru sadece bir kısmı asker adamlarına iyi zırhlar ala bilirsin doru iyi kılıçlarda ala bilirsin ama savaş sırasında onları öldürenler gerçek savaşçılar olacak
-savaşmak için savaşçı olmaya gerek yok lord stark
-bundan kuşkum yok doru ama savaştan döndüğümüzde doru yaşayanlar sadece savaşçılar olacak uzun bir yolculuktu doru biraz dinlensem iyi olacak
Hızlı adımlarla odadan çıktım ve doğruca odama gittim çalışma masasına oturdum ve çok geçmeden lord doru kapımı çaldı
-bak robb seferi kaybediceğimiz için yada çok adam öleceği için değil sana yapılanlar yüzünden istemiyorsun şunu bilki lord stark senin çektiğin acıyı biliyorum
-bilemessin bunu anlayamassın
-biliyorum lord stark emin ol herkezden çok biliyorum sadece beş yaşındaydım babam annem ve abilerim imparator tarafından pravene davet edilmişti beş yüzden fazla lordun önünde babımı annemi ve abilerimi öldürmüştü ve vatana ihanetten suçlamıştı 5 yaşındaydım elimden hiçbirşey gelmiyordu ama emin ol olanları duyduğumda kalbim intikam ateşiyle yanıyordu 5 yaşında olmama rağmen kuzeydeki tüm orduları emrim altında topladım yüz yirmi bin kuzeyliyle praven önlerinde savaştık ve kaybettik geriye kalan üç bin askerle curawa kaçmayı başardık curawı kuşatmayı hiç denemediler bile nedeni belliydi zaten dörtyüz bin askeri olmasına rağmen ordusunun yarısını kaybetmişti curawsa nehir çatalına kurulmuş dev bir şehir ama asıl kaybeden oydu imparatorun otoritesi sarsılmıştı isyanlar patlak verdi bir anda önce doğunun yıldızında başladı sancar han denen o barbar tarfından gerisini sende biliyorsun zaten ailen için üzgünüm stark ama savaştayız herkez birşeyler kaybedecek seçimini yap gidersin ya da kalırsın
-seçim falan yok doru sana bir söz verdim ve sözümü tutmadan hiçbir yere gitmiyorum
-o halde kalk stark çünkü yarın eğlenmek için çok geç olabilir
-yarınmı
-yarın yola çıkıyoruz stark
-o zaman bugün dinlensem daha iyi olur doru
-sen bilirsin yarın görüşürüz
Lord doru odadan çıktıktan kısa bi süre sonra direk uykuya daldım öğlene kadar uyduğumu söylesem yalan olmazdı neyse uyandığmda sefer hazırlıkları başlamıştı kahvaltımı yaptıktan sonra zırhımı giyip amcamın yanına gittim çadırların toplanmasıyla ilgileniyordu
-nasılsın robb
-iyim amca hazırlıklar ne zamana biter
-iki saat içinde yola çıkmış oluruz bu arada lord dorunun adamlarından biri bu mesajı sana ulaştırmamı istedi
-bi bakalım
-ne yazıyor
-seferle ilgili amca radoghir kalesini kuşatmaya gidiyoruz lord yarogleke ait bir kale
-güzel bir haritada bakalım
-ne kadar yolumuz var
-inan bana toplanmamızdan uzun sürmeyecek
-iyi gidip atımı hazırlamam lazım
Ahıra girip atımı hazrıladım tam çıkacak ken birkaç tane adam önümü kesti giynişlerine bakılırsa suikastçilerdi burunlarına kadar uzanan siyah bir zırh giyorlardı kılıcımı çekmeye başlamıştım ki aralarından birisi iyi niyetli olduğunu göstermeye çalışırmış gibi silahlarını yere bıraktı ardından arkadan gelen iki kişi ellerindeki kınlarında duran silahları tam olarak önüme bıraktı dönmeni bekliyorduk lord stark diye bir ses duyduktan sonra  hertaraf sis oldu hava normale döndüğünde iki kılıcı almadıklarını fark ettim ikisinide kınından çekip incelemeye başladım çeliği çok garipti tamamen siyahtı birinin üstüne kurt diğerinin üstünede aslan motifi işlenmişti sol elimle kılıç kullanamıyordum ama öğrene bilirdim kılıçlar baya hoşuma gitmişti üstündeki motifler nedeniyle birine kurt diğerinede aslan adını verdim yinede bugün olanlar baya tuhaftı o adamlar kimdi bu kılıçları neden bana verdiler ve beni neden bekliyorlardı.

6.bölüm KRAL İÇİN SAVAŞ
Yolculuğa başlamıştık lezaitle en önden ilerliyorduk.
lezait-güzel kılıçlar anlaşılan onları kullanmakta zorlanacaksın
robb stark-biliyorum biri sol el için
lezait-evet oda var tabi ama asıl sorun silahların boyutu ve ağırlığı olacak onları dengede tutman imkansız gibi bir şey yanlışlıkla kendi kafanı bile kopara bilirisin bunların tek birini bile zor kullanırsın ikisi söz konusu bile değil
robb stark-ama tam anlamıyla imkansız değil.söylesene lezait hayatında hiç suikastçi gördünmü
lezait-suikastçileri gördüğünü anlayamassın robb onlar her yerdedir bir sorunmu var
robb stark-burnuna kadar siyah giynen bir suikastçi grubuna rastladım
lezait-ve hala burdasın şaşırtıcı
robb stark-garip yanıda bu bu silahları bana onlar verdiler
lezait-söylediklerinden anladığım kadarıyla kergitli olabilir yada sarranidli, silahlarını tarif edermisin
robb stark-liderlerinde ikitane ince hafif kıvrımlı kılıç vardı diğerlerinde ikişartane hançer vardı
lezait-kergitli olma ihtimalleri büyük ama kergitlilerin sadece birtane yer altı suikat tarikatı var
robb stark-yani
lezait-onlarda aşırı milliyetçidir imparator özgür şehirleri feth etmek için sefer başlattığında sadece  bu tarikat karşı koymuştu özgür şehirler şimdi bir lider altında toplanmış durumda ve sende onların yolu üstünde büyük bir engelsin seni öldürmeleri gerekirdi
O arada gönderdiğim casuslardan birisi geldi
casus-lordum önümüzde bekliyorlar dört bin kişiler
robb stark-tamam evlat lezait herkez savaş konumunu alsın
Askerler dizildikten sonra kısa bir konuşma yaptım ‘‘belki bu savaşta pek çok asker kaybedeceğiz ama bugün sizden olmadığınız bir şey  yada sahip olmadığın bir şey için savaşmanızı istemeyeciğim bugün sizden kuzeyli olduğunuz için kuzey sizin olduğu için kuzeyin kralı için ölmenizi istiyorum benimlemisiniz’’hepsi avazı çıktığı kadar bağırıyordu
Robb stark-lezait sen okçuları yöneticeksin  amca sende piyadeleri bende alayenle birlikte suvarileri.Ne kadar yolları vardı asker
casus-çok fazla yoktu lordum yakında sancakları ağaçların arasında görünür
robb stark-tamam amca mızraklıları öne çıkar süvarilerinin avantajını yok edin sağ ve sol kanatlara okçuları yerleştirin sadece suvarileri hedef alsın ben suvarilerle beraber arka tarftan saldırıcam
Hepsi başıyıyla onayladıktan sonra peşimde iki bin süvariyle yola koyuldum. Ağaçların arasından sancaklarını gördüğüm anda suvarilere hücüm emri vedim mesafe nedeniyle ovanın ortasına geldiklerinde çarpışma yeni başlayacaktı atlarımızı dört nala sürüyorduk ama amcamda piyadelere hücum emri vermiş.düşman birlikleri görünmeye başlamıştı süvarileri yoktu plan suya düşmütü ama yinede benimle amcamın birlikleri arasında ezilecektiler benimde kendime güvenim artmış olacakki iki kılıcımıda çektim ama gerçektende ikisyle dengede değildim zaten sol elimle kullanmayı bilmiyordum atın üstünde olmamında işi kolaylaştırdığı söylenemez savaş başlamıştı orduları arada kalmıştı hemen atımdan indim yerdeyken daha iyi savaşacağımı düşündüm haklıydımda aralarında bir mızrakçı üstüme doğru gelmeye başladı mızrağı kolumu sıyırdı mızrağını tutup kılıcımla kırdım ve kafasını kopardım hemen ardından bir tane daha asker kılıcını üstüme doğru savurmaya başladı ilk saldırısını kılıcımla savurmayı başardım ama vuruşu çok sert olduğunudan bir dizimin üstüne çöktüm kılıcımla kendimi savunmaya çalışıyordum ama her vuruşu bir öncekinden daha sertti en sonunda kılıcım elimden düştü son darbeyi vurmak için kılıcını kaldırdığında aslanı çıkardım ve karnına sapladım sonra savaş bitmişti kazanmıştık lezait yanıma geldi ve kalkmama yardım etti askerlerden birisi bağırmaya başladı  ‘‘ağaçların arasından bir atlı geliyor’’ ağaçların arasından gelen benim casuslarımdan biriydi.
casus-lordum kergitler,kergitler radoghir kalesini kuşattı
robb stark-kergit olduklarını nerden biliyorsun asker
casus-asker sayısından fazla at vardı lordum
robb stark-peki kaç kişilerdi
casus-on bin lordum
robb stark-tamam çekile bilirsin,amca birlikleri hizaya sokun kuşatma kampına saldıracağız
richard stark-robb bizden sayıca üstünler
robb stark-kuşatma kampı ormanın içinde amca orda atlarını kullanamazlar inan bana atlarının üstünde onları öldürmek daha kolay değil
-yinede bizden sayıca üstünler
-zırhları yok amca silahlarıysa iyi pişmiş bir eti bile zor keser
Amcam konuşmayı sürdürmedi ve birlikleri izaya sokup yaralılar için kamp kurudu  kuşatma kampına vardığımızda gece olmuştu tüm adamlarım yayaydı saldırı emrini verdim dokuz bin askeri oracıkta öldürdük bin askerde teslim olmdu tabikide bu onları hayatta tutmaya yetmedi.Savaşı kazandıktan sonra yaralıları kuşatma kampına taşıdık yaralıların iyleşe bilmesi için kuşatmayı birkaç gün uzattım altı adet merdivende hazır olduktan sonra kale surlarına ilerlemey başladık toplam olarak iki yüz civarı adam öldürdük galiba kaleyi koruyan tüm garnizon bu kadarmış geriye kalanlarsa bize saldıranlarlardı her neyse kaleyi beş günde almayı başardık ve iki yüz askeri kaybettik ama tüm adamlarıma yetecek kadar at elde ettik hatta daha fazlasına doruyada kaleyi elegeçirdiğimize dair haber yolladım doruda tebrikleriyle beraber beni reyvadin kuşatmasına çağırdı bir gün boyunca dinlendikten sonra yola çıktık yol fazla uzun olmadığı için üç saatte vardık direk komuta kampına gittim içeride kral doru ve kuzeyin yeni savaş lordu sir.robert vardı.
Kral doru-hoş geldin robb bize çok iyi haberler getirdin
Robb stark-peki neden hala burdayız doru
Kral doru-savaşıyoruz robb
Robb stark-ondan bahs etmiyorum altı gündür reyvadini kuşatıyorsun ama hala hiçbir saldırı girişiminde bulunmadın
Kral doru-içeride hala on bin kişilik bir ordu var lord stark ve yiyecekleri eninde sonunda tükenecek açkılmış bir orduyu yenmek daha kolaydır
Robb stark-evet doru haklısın burda açlıktan ölmelerini bekleriz ve orada barbar kral sancar tüm ordusyula üstümüze yürürür biliyormusunu kergitler okadar hızlıylarmışki ölene kadar saldırıya uğradığının farkında olmuyormuşun
Kral doru-onları yene biliriz lord stark
Robb stark-hayır doru yanılıyorsun yenemeyiz ve kuzeyi koruyan tüm ordular yok edilecek ilk olarak zaten zayıf durumda olan reyvadini alacaklar sonrada curawı geriside çorap söküğü gibi gelecek
-şimdi saldırırsak tüm planı mahaf ederiz
Robb stark-sen planını yap doru ben savaşacığım
Hızlı bir şekilde komuta kampından ayrılıp şahsi kampa gittim yanıma amcamı lezaiti ve alayeni çağrıttım
Robb stark-bu gece saldırıyoruz en iyi elli adamımla birlikte sura tırmanacağız
Lezait-neden bahs ediyorsun
Richard stark-bu senin savaşın değil robb neden sen savaşıyorsun
Robb stark- doğru söylüyorsun amca bu benim savaşım değil ve bu savaş ne kadar çabuk biterse ben de kendi savaşımza okadar çabuk dönerim
Gece olduğunda en iyi elli adamımla sura tırmandım beklediğimden daha büyük bir çatışma oldu ama sonunda kapıları açmayı  başardık ve surlarda dev ateşler yaktık dorunun tüm askerleri uyanmaya başladı hepsi silahlarını kapdığı gibi şehire doğru koşmaya başladı lord yaroglekin adamları giriş kapısında kalkan duvarı oluşturmaya çalıştı ancak ben ve adamlarım arkalarından saldırarak hepsini öldürdük kırk bin kişilik ordu yollarını doldurmaya başladı ve lord yaroglekin adamları iç kaleye kadar geri çekilmeyi sürdürdü ancak acımasız sondan kaçamadılar en sonunda iç kaleyi ele geçirmeyi başardık on sekiz saatlik savaştan sonra kral dorunun sancağı reyvadin şehirinde dalgalanmaya başladı lord yaroglek ve ailesi idam edildi kral doruysa taç giyme töreni için reyvadinde hazırlıkları başlattı.
 
Hikayen sırf konuşma içeriyor. Ayrıca bir çok (gerçekten çok) yazım hatan var. Ayrıca hikayeni spoiler içine almalısın.
Bir başka şey daha;
kuzeydeki kral said:
bu başlangıç öncesi hikayedir beklemeye devam edin 15 haziran....
kuzeyin uçsuz bucaksız topraklarındaydık önümüzü göremiyorduk ben eski imparatorluk muhafızı ve  rodok diyarının koruyucusu robb stark ancak imparatorluk dağıldığında çeşitli halklar isyan etmişti ben rodok diyarını emniyet altına almak için jelkalada bir düğün düzenledim amcam evlenicekti pek çok lord ve leydi katılmıştı içeride ozanlar şarkı söylüyor şarap su gibi akıyordu balkona çıkıp hava alırken kale muhafızlarının öldürülmüş olduğunu fark ettim içeri silahlı girmek yasaktı bunun ne anlama geldiğini biliyordum sarayda sadece 4 tane muhafız vardı sadece içeri girip silahlı olan lordları bulmam gerekiyordu  ancak içeride şövalyelerle birlikte yaklaşık 120 konuk vardı bende ben ve hanemde rodokluyduk köklü bir ailenin soyundan geliyordum rodokların büyük ihtimal sadece beni istediğini düşünüyordum içeri girdim o an fark ettimki bütün lordların kılıçları vardı sadece beni almak için olmadığını anladım hemen karıma çocukları yatırmasını söyledim salonun baş ucundaki tahtıma oturdum ozanlara culmarr yağmurlarını çalmasını söyledim bu şarkı ihanetleri yüzünden kılıçdan geçirdiğim bir hane için yazılmışdı şarkı başladığı an herkez susmuştu  amcalarım yanıma gelip neler olduğunu sordu herkesin duya bileceği bir ses tonuyla bana güvenirseniz size her şeyi vere bilirim bana ihanet edersiniz elinizden her şeyi alırım dedim ama sözümü tamamlamadan omzuma bir ok saplandı lord reland  tam karşıma geçti biz rodoklar yüzlerce yıldır bu topraklarda yaşıyoruz ve şimdi pravende kendini imparator ilan eden birinden emir almak gibi bir niyetimiz yok o an amcalarım bütün meşaleleri söndürdü ve kaç diye bağırdı birisi hiç durmadan koştum sarayın ilerisindeki bir evin çatısınıdan olanları zar zor göre bildim ve görmek istemediğim şeylerdi bütün ailemi amcalarımı karımı ve çocuklarımı hepsini katlettiler çanlar o gün bir saat boyunca çaldı şehrin sokaklarında şarkılar söylendi şenlikler yapıldı o gün kendime çok kızmıştım kaçmıştım çocuklarımı ve karımı yalnız bırakıp kaçmıştım hana gidip durmadan içmeye başladım o an yanıma lezait geldi
-selam
-selam
-neden bukadar içiyorsun
-seni ilgilendirmez
-eyer biraz daha içersen eve kadar gidemeden bayılırsın
-benim evim yok
-herkezin evi vardır sadece kendikini bulman gerekir
-o zaman  seninkisi nerde
-hikayem uzun kısaca doğuştan gelen haklarımı elimden aldılar bende arkamda beni destekliyecek birkaç adam bulduktan sonra hakkım olanı alacağım
-ama şu anda ne paran ne de seni destekliyecek birisi var
-hemen hemen aslında küçük bir miktar param var
-peki lezait farz edelimki bir ordu kurmak istiyorum ancak her hangi bir ülkeye bağlı değilim nasıl yapa bilirim
-nordlar sağlam savaşçılardır beş bin tane nordun yirmi bin tane svadyalıyı yendiğini gördüm savaş sırasında ne zırhlı atları nede sağlam zırhları onları koruya bildi ama tek bir sorun var nordlar ne soyuna ne de nerden geldiğine bakarlar onlar için onurlu ve güçlü olman gerekir yoksa onların kralları bile olsan fark etmez
-peki sağlam beşbin savaşçı için kaç altın gerekir
-kaç altın harcamaya hazırsın
-yanımda iki bin dinar var
-iki bin adam alabilirsin ama dediğim gibi nordlara önce kendini kanıtlamalısın en iyi savaşçılarla savaş kazanmak kolaydır ama en kötüleriyle bunu yapabilirmisin
-ne demeye çalışıyorsun
-onları satın alırsan senin için bir gün savaşırlar ama bir asker bir savaşı çok çabuk unutur ancak ilk savaşını kazandığı o  ilk zaferi ona kimse unutturamaz 
-onlara istedikleri zaferi verebilirim
-ama acemi birliklerle bunu yapamazsın
-acemimi ben kıdemli birlikler alacağım
-sen sabahtan beri beni dinlemiyormusun
-öyle birlikler senin gibi birinden uzun süre emir almaz birliklerinle önce küçük savaşlar yapmalısın onları geliştir ganimet edin geliştirdiğin birlikler ileride senin için ölmeye hazır bir şekilde bekliyecek
-peki bu birlikleri nerden bulacağım
-nehir topraklarında sargoth şehri civarındaki köylerde kasabalarda şehirde boşuna arama çünkü şehirde sadece paralı askerler bulursun onlarda paranı aldıktan sonra boğazını kesip kenar bir mahalleye atarlar
-peki bu kadar askeri kontrol altına alına bileceğinden eminmisin
-hey ozan gel buraya ve culmarr yağmurlarını şarkısını çal
Bütün han aniden susmuştu ve dikkatlice bana bakıyordu
-biliyormusun lezait  bu  şarkıyı bugün ikincikez dinliyorum
-bu şarkı hanlarda yada ozanların şenlik için çalacağı türden bir şarkı değil
-handa değildim yada şenlikte bir düğündeydim
-demek robb stark sensin
-o kadar savaş kazanmana rağmen neden bu kadar soruyu sordun
-ben asker toplamam bu iş için adamlarım vardı
-ama o askerler senin için çalışmıyordu
-şimdi bunun bir önemi yok yarın buradan ayrılacağım
-iyi şanslar
-yola yalnız çıkmaya niyetim yok
-seninle gelmemi istiyorsun
-evet cevabın
-toprağın yok askerin yok kılıcın bile yok neden gelim
-rodok diyarının kralıyım ardımda binlerce ölü asker bıraktım ve kılıcım olmasada öfkem onları öldürmeye yeter
-kabul ediyorum lord stark benim yanımda da beş yüz dinar var yarın sabah nehir topraklarına gideceğiz
Fark ettiysen, 15 Haziran'dan sonrasında bir tek nokta, virgül, herhangi bir noktalama işareti de yok.
Konusunu da beğenmedim deyip susuyorum.
 
Bu ilk hikayem bu nedenle yazım hataları varsa özürdilerim ve belirttiğim gibi bu sadece başlangıç öncesi hikaye ileriki bölümlerde bu kadar çok konuşma sahnesi olmuyacak.
 
Bazıları geliyor bu benim ilk hikayem yazım hataları olabilir filen diyor 2.Bölümü yayınlıyor aynı 3.Bölümü yayınlıyor aynı bu şekilde olmasın. Yada sen önce bir kitap okuyacan sonra yazmaya başlayaca...
 
Eğer fikrimi sorarsan en başta yazım hataları göze çarpıyor ve kurgu hataları da var. Kendini,daha doğrusu Türkçe'ni biraz daha geliştirip hikaye yaz derim.
 
7.bolüm kan,savaş,ölüm
Dorunun taç giyme töreni başlamıştı kuzeyin lordları ve leydileri reyvadinde toplanmıştı en son ben içeri girdim girmemle beraber önce doru sonra diğer lordlar ve leydiler ayağa kalktı
Doru
-işte savaşın kahramanı buraya gel robb
Masanın etrafından dolaşıp dorunun önüne geldim
Doru
-eğilin lordum
Yavaşça sağ bacağımdan destek alacak şekilde eğildim
Doru
-ben uray hanesinin lordu kuzeyin kralı ve curaw kalkanı doru uray seni kral elim ilan ediyorum
Etraf bir anda sesizleşti çoğu kişinin benim kral eli olmama karşı olduğunu rahat bir şekilde görebiliyorum tören bitmek üzereydi o sırada lord belgaru yaklaştı
Belgaru
-iyi savaştın robb ve ödülünü hak ettin
Robb
-teşekkür ederim lordum
Belgaru
-bak stark senle açık konuşacağım  yaşlandım ve ölmek üzereyim oğlum bir nord akını sırasında öldü kardeşlerim ise Rivachegi almak için tek kızımı bile öldürürler ömrümün geriye kalanında hayatta kalan tek çocuğumun mutlu olmasını istiyorum eğer kabul edersen iki hafta içinde düğün hazırlıkları biter
Robb
-benim için onrudur lordum düğün hazırlıklarını başlata bilirsiniz
Belgaruyla biraz konuştuktan sonra amcama orduyu hazırlaması için talimat verdim dört günde köyüme varmıştım ve en son bıraktığım sur işatı bitmişti beklediğimden çok daha büyüktü bulugha kalesini içine almıştı kalenin lordu mleza greenrock bu durumdan oldukça şikayetçiydi öyleki ben güneydeyken on bin kişilik bir ordu toplamış şimdilik dev surların içinde o olduğundan avantajlı durumdaydı ancak lord belgarudan bu konuda yardım istedim belgaru beş bin kişilik bir orduyu destek olarak yolladı bu sayıdaki bir ordu işimi oldukça kolaylaştırır ayrıca zaten mlezanın bilmediği birde avantajım vardı suru tasarlarken birde gizili geçit eklemiştim gece olduğunda tüm orduyu içeri sokmayı başardım ama mleza bulugha kalesine çekildi bizde 2 kuşatma kampı kurduk birisini kuzeye diğerini günye dört haftalık bir kuşatma sonucunda kale kendisi teslim oldu greenrock hanesinin tamamını idam ettirdim ordularımı kaleye yerleştirdikten sonra Rivacheg kaysına gittim düğün tarihini biraz ileriye almıştık turnuvalar düzenlendi yemekler yendi dorunun taç giyme töreni kadar olmasada büyük birt törendi tören bittikten sonra leydi olekseia ile brilikte köyüme döndüm tabir artık köy demek zordu sur inşa edildikten sonra nüfusta hızlı bir artış göründü ve artık yeni bir isim vermişlerdi stark kayası bulugha kalesini ise iç kale olarak kullanıyordum ve görünüşe göre belgaru endişelerinde haklıymış düğün bittikten iki ay sonra ölüm haberi geldi cenazesini kaldırdırırken üzülmediğimi söyleyemem kuzeyde kaldığım süre boyunca bana gerçek bir dost gibi davranmıştı Rivacheg kayasını ise sivil nüfustan arındırıp stark kayasına naklettim ve kayayı yönetmesi için kuzenim robin starkı atadım.Stark kayasınıda amcama emanet ettikten sonra zaman kaybetmeden kış tepesine gittim bazı sorunlarla ilgilenmem gerekti sonra bazı kergit akıncılarının sınırdaki köylere saldırdığını öğrendim bu haberi alır almaz yeni bir ordu kurdurmaya başladım. Kuzeyli lordların çoğu beni seviyordu bazılarıysa asıl benim kuzeyli düşmanım olduğunu söylüyordu ama hiç biri şu an umrumda değildi sefer hazırlıklarını konuşmak içi kral dorunun yanına gittim.
Kral doru-sefer hazırlıkları nasıl gidiyor
Robb stark-beklediğimiz sayılara yakın benim emrim altındaki topraklardan 20.000 kişi  sizin hükmettiğiniz topraklardan 60.000 kişi  diğer sancaktarlarınız adamlarıyla birlikte 140.000 kişilik bir ordu oluşturduk. Ordu yruma kalesi yakınlarında kamp kurdu
Kral doru-güzel peki sence nereye saldırmalıyız Ichamuramı yoksa Tulgayamı
Robb stark-hiç biri majesteleri geçidi koruyan Sungetche kalesini feth etmeliyiz
Kral doru-tüm orduyu bir kaleyimi almak için topladığını söylüyorsun
Robb stark-asıl düşmanımız onlar değil majesteleri ayrıca bozkıra indiğimiz anda tüm avantajlarımızı kaybederiz geçidi aldığımız anda kuzeye gelen tüm geçitleri kapanacak güneydeki svadyalı lordlar aramızda tampon bölge oluşturuyor kısacası bizim için hiçbir tehlike oluşturmayacaklar
Kral doru-ya kaleyi tekrar almayı becerirlerse
Robb stark-neyle zırhsız suvariler ve paralı askerlerlemi
Kral doru-peki kaleyi feth ettikten sonra
Robb stark-kuzeyin yıllar önce alması gereken bir intikam var majesteleri demir adalılar bir dahaki sefere kuzeye karşı ayklanmadan önce iki kez düşünecek
Kral doru-o halde senin için yola çıkma vakti stark
Robb stark-peki siz majesteleri
Kral doru-orduyu sen yöneteceksin ben curawda kalıyorum
Robb stark-nasıl emrederseniz majesteleri 
 
Çok fazla yazım hatan var. Noktalama işaretleri hiç yok. Daha fazla kitap okumanı öneririm.
 
Shinnobi said:
Çok fazla yazım hatan var. Noktalama işaretleri hiç yok. Daha fazla kitap okumanı öneririm.
Tavsiyen için teşekkür ederim ama şu ana kadar hiç ilgimi çeken bir kitap olmadı.
 
Back
Top Bottom